alpinçayırı

A(E)l-Kuhul, alkolün Arapça'daki asıl kökenidir. Kuhul, Arapça'da "uçucu şey" anlamına gelir. alkuhul-alcohol-alkol

Ay ırkları, sosyolojide Ay Kültü ile bağlantılı olarak Tanrı'nın yeryüzündeki insanlara mesajını iletmek için insan şekline girmeyip insanlar arasından bir elçi seçmesi inancını taşıyan ırklardır. İslamiyet ve Yahudilik, Ay Kültü üzerine kurulmuştur. Ay ırkları, çölde yaşadıkları için Ay Takvimi kullanırlar. Sami ırkı, Ay ırkıdır. Ay ırklarının en belirgin özellikleri, insanları ilahlaştırmaya şirk diye karşı olmalarıdır. Ay ırklarında tapılan tanrı(Seth, Yahweh, Allah) kötücül olduğu için bu durum, Satürn Tapınmacılığı ile bağlantılıdır.

Güneş ırkları, sosyolojide Güneş Kültü ile bağlantılı olarak insan şekline giren Tanrı inancını savunan Aryanlardır. Aslında Roma dini olan Hıristiyanlık, Güneş Kültü üzerine kurulmuştur. Güneş ırkları, ormanlarda yaşadıkları için Güneş Takvimi kullanırlar. Dinler tarihine göre takvimde her 2160 yılda bir başka burca geçilir. Şu anda kova burcundayız, 2160 yılında balık burcuna geçeceğiz. Google Görseller'de Buda, Ali, İsa, Krişna, Horus, Sihizm sözcüklerini arattığınızda her şey anlaşılacaktır. Turanlıların en önemli rengi olan turkuaz, mitolojide gündüzü simgeler ve Güneş Kültü'yle bağlantılıdır çünkü turkuaz, açık mavidir. Güneş ırklarının en belirgin özelliği, bu toplumlarda insanları ilahlaştırma yoluyla putperestliktir. Güneş ırklarında tapılan tanrı(Horus, Buda, İsa vb.) iyicil olduğu için bu durum, Zodyak Haçı ile bağlantılıdır.

Otizm, Fransızca kökenli bir sözcük olup otizmin Türkçe karşılığı içe yönelikliktir. Zaten otistik kişiler sürekli içine kapanık ve bazı konularda takıntılı olurlar. İçe yöneliklik, İngilizce'de introvert olarak geçer.

Bilindiği üzere Müslüman ülkelerin yer altı kaynakları son derece zengindir ve petrol de bu kaynaklardan birisidir. Hatta bu durum, Kur'an'ın A'la(Üstün) Sutesi'nin 4. ve 5. Ayetleri'nde ''kapkara bir sel köpüğü'' olarak geçer. A'la 4-5: ''O ki yeşillikleri, otlakları, meyve ve ekinleri çıkardı. Sonra da onları çürüyüp kapkara bir sel köpüğüne çevirdi.'' Diyanet İşleri Yeni Meali İslam, petrol gibi fosil yakıtları olmayan ülkelere giremez demekki bu Arabın Allah'ı, yenilenemez enerji kaynaklarını baya bir seviyor olmalı. Petrol, eski çağlardan beri ısınmada ve savaşlarda kullanılan değerli bir yakıttı. Üstüne üstlük petrol gibi fosil yakıtlar, çevreye çok kirletir ve BP(British Petrol) gibi küresel kapitalist şirketlerin vazgeçilmezidir. İlgili linkler: 1) https://www.kuranmeali.com 2)

Makabiler(מקבים/Makabim/Μακκαβαῖοι/Makkabaioi), tarihteki ilk Yahudi-Yunan mücadelesi olarak bilinen Selevkos İmparatorluğu-İsrail Kırallığı sırasında Helen(Yunan/Grek) kıralı 4. Antiochus'un tektanrılı bir din olan Yahudiliği yasaklayan putperest yasalarına karşı isyan eden bir Yahudi(İbrani/Musevi) asi gurubuydu. Makabilerin başında İsrailli Haşmonayim Hanedanı'na mensup Yahuda Makabi diye bir İbrani vardı. Yahudi Makabiler, Helen Selevkoslarla girdiği bu savaşı kazandı. Yahudilerin Yunanlılara karşı Makabi İsyanı'nı kazanmasıyla birlikte Hanuka Bayramı,o tarihten itibaren kutlanmaya başlandı. Makabi İsyanı, sadece Helenlere karşı değil aynı zamanda Helenleşmiş İbranilere de karşı idi.

Tam tersi; Pavlus, normalde Nasraniliğin bir Yahudi mezhebi olarak kalması gerekirken İsa'nın gerçek öğretilerini çarpıtarak o dönemde Roma İmparatorluğu'nda Güneş tapınmacılığına dayalı yaygın bir kült olan Mitracılık'tan kopyalayıp Hıristiyanlık diye uydurma bir din ortaya attı. 325 İznik Konsili'nde de İmparator 1. Konstantin, ibadet gününü cumartesinden pazara alarak günümüzdeki teslisçi paganik Hıristiyanlığa son şeklini verdi. İncil dahi İsa'nın ölümünden sonra yazılmıştır. Bence Müslümanlığı, Roma'nın teslis ile putperestleştirdiği gerçek muvahhid İseviliğe karşı gerçek İsa cemaati olan Adil Yakup liderliğindeki Kudüs Nasrani Cemaati(Ebiyonitler) denilen Yahudiler ortaya attı. İsa'nın çarmıha gerilmesinden sonra üç büyük Yahudi isyanının Romalılar tarafından bastırılmasından sonra çoğu Yahudi, Roma'nın elinin uzanamadığı Arap Yarımadası'ndaki Yesrib'e(Medine) kaçtılar. Bir kısmı da Yemen'e yerleşti. İslam'ın oluşumunda İsevi Yahudiler olan Ebiyonitlerin çok büyük bir payı var. Şunu da unutma; antisemitizm aslında tüm Semitik halklara karşı olmak demektir ve bunun en büyük belirtisi sünnet ile domuz eti yasağı düşmanlığıdır. İncil'i Aryan Romalılar yazdırdığı için İncil'de açık bir antisemitizm vardır fakat Kur'an'da antisemitizm yoktur. Kur'an; şabat yasağı gibi taşkınlık yapan belirli bir gurup Yahudi'yi lanetliyor, Yahudilerin hepsini değil çünkü Muhammed hariç tüm peygamberler Yahudi ayrıca Yahudi teolojisi de aynı İslam gibi tevhidçidir. Tevrat olmazsa Kur'an olmaz. Yahudilik ve İslam, Ay Kültü; Hıristiyanlık ise Güneş Kültü üzerinden şekillenmiştir.

Aziz Pavlus, gerçek adı Saul olan Tarsuslu bir Yahudi'dir. Tarsuslu Saul, zengin bir Yahudi ailenin Hellenize olmuş bir evladı olup üstelik o dönemde çok ayrıcalıklı bir konum olan Roma vatandaşlığına sahiptir ve doğum yeri Roma İmparatorluğu'nun Kilikya eyaletinin başkenti Tarsus şehridir. Pavlus, gençliğinde Kudüs'e gidip dönemin hahambaşısı Gamaliel'den Halaha(Yahudi şeriatı) ve diğer fıkıh derslerini aldıktan sonra yetişkinliğinde Roma kolejlerinde Antik Yunan ve Roma kültürü üzerinde eğitim görmüştür. Tarsuslu Aziz Pavlus, başlangıçta İsevilerin azılı bir düşmanıydı. Bir gün Pavlus, çölde gezerken kafasına güneş vurmasından sonra ne hikmetse birdenbire en koyu Hıristiyan olmuştur. Başlangıçta Yahudi dininin bir mezhebi olan Hıristiyanlığı Antik Dünya'daki paganlara kabul ettirebilmek için sünnet, domuz eti, şabat(sebt/cumartesi), oruç gibi Yahudi kanunlarını yürürlükten kaldırmış ve monoteist Yahudi teolojisini pagan tanrıları olan teslisle değiştirmiştir. Aziz Pavlus, gerçekte İsa'nın havarisi olmayıp tarihin en büyük sahtekarıdır. Hz. İsa'nın 12 havarisi arasında Pavlus'un adı geçmez. Bırak Paul'un İsa'nın havarisi olmayı, Kudüs Nasrani Cemaati'nin lideri İsa'nın kardeşi Adil Yakup'la ve on iki havarilerle arası her zaman bozuktu. İncil'in Elçilerin İşleri bölümünde bu durum çok belirgindir. Hatta Pavlus, Roma'nın o dönemki işgal ettiği Yahudiye'ye kukla kıral olarak atadığı Hirodes'in(Herod) de yakın akrabasıdır. Kıral Hirodes, İsa Mesih'in kuzeni Vaftizci Yahya'nın kafasını, ülke yönetiminde kendi çıkarlarını engellediği ve Yahudileri örgütleyip Roma'nın zulmüne karşı çıktığı için kestirmişti. Tarafsız tarihi belgelerden de anlaşılacağı üzere Aziz Pavlus lakaplı Tarsuslu Saul, bir Roma ajanıydı ve Roma karşıtı bir isyan olarak İseviliği baltalayarak pagan bir din olan Mitraizm'den kopya Hıristiyanlık diye uydurma bir din ortaya çıkarmıştır. Kaleyi içten fethetmek yani. Pavlus, tarihin en büyük ve adi sahtekarıdır. Günümüzdeki Hıristiyanlık dini tamamen onun eseridir. İlgili link: https://banamidedinsen.blogspot.com/2010/03/aziz-pavlus-saint-paul.html?m=1

Ayasofya'nın orijinali zaten bir kilise olarak yapıldı. Türkiye'de bu tartışmayı ilk çıkaran da Osman Yüksel Serdengeçti ve Necip Fazıl Kısakürek gibi İslamcı yobaz şerefsizlerdir. Noldu, Ayasofya, cami olarak yeniden ibadete açılınca milletin karnı mı doydu? Hayır. Bu AKP cenahı; istese Vatikan'daki Güneş obeliskini söküp yerine hilal sembolü diksinler, insanları İslam'dan soğuttuktan sonra dikiş tutturamazlar. Ne Ayasofya'ymış arkadaş, insan gibi yaşamaktan daha mı önemli... Atatürk, istese Ayasofya'yı orijinali olan kilise yapmasını bilirdi fakat İngiltere'nin bu emperyalist oyununa asla gelmedi. Bu Müslümanlara Osmanlı'dan kalma koskoca Sultanahmet Camisi hatta Zağanos Paşa ve Piyale Paşa gibi diğer küçük camiler nelerine yetmiyor? İlle bir gövde gösterisi olacak.

Ayasofya(Αγία Σοφία/Agía Sofía), Yunanca "kutsal bilgelik" demek olup Türkiye'de başta İstanbul olmak üzere irili ufaklı bir sürü vardır lakin bunların en bilineni İstanbul'daki asıl Ayasofya'dır. İstanbul'daki asıl Ayasofya'nın yapım tarihi MS 532'dir. Osmanlı İmparatorluğu'nun 7. padişahı Sultan 2. Mehmet, İstanbul'u fethettikten sonra Ayasofya'yı cami yaparken İsa ve Meryem mozaiklerin üstüne sadece ince bir sıva attırdı. Fatih Sultan Mehmet; İstanbul'u fethettikten sonra Ayasofya'yı cami yaparken o dönemin İstanbul'unda kalabalık cemaatin bırak camiyi, namaz kılacak mescit bile yoktu.. Bugün İstanbul, sayı olarak en çok cami bulunan Müslüman şehridir. Fatih'ten sonra gelen padişahlar; Sultanahmet Cami, Zağanos Paşa Cami, Piyale Paşa Cami gibi bir sürü yeni tarihi camiler yaptılar. Milli Mücadele dönemlerinde kukla Yunanistan'ın efendisi emperyalist İngiltere, 1920'lerde bastırdığı bir madeni parada Ayasofya'yı Bizans İmparatorluğu döneminde olduğu gibi bir katedral(büyük kilise) olarak göstermişti. 1923 Lozan Barış Antlaşması'yla emperyalist İngiltere'nin bu hain pilanı suya düştü. 1934'te M. Kemal Atatürk, haç ile hilalin asırlık kinini bitirmek ve Dünya'ya evrensel bir barış dersi vermek için Ayasofya'yı müzeye dönüştürdü çünkü arkeolojik kazılar sonucunda Ayasofya'daki İsa ve Meryem Fireskleri gibi tarihi eserler günyüzüne çıkmıştı. 1492'deki Reconquista döneminde Katolik İspanyol Kırallığı döneminde yakılan camiler ve sinagoglar, Kıraliçe 2. İsabella'nın Haçlı zihniyetiyle yapılmıştı. Aslında Ayasofya'nın yeniden cami yapılması konusu yıllardan beri tartışılan bir konuydu. 1991'de Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Ayasofya'nın bir kısmını camiye dönüştürdü. Ardından 2020'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ayasofya'yı tamamen cami yaptı. Özetle; Ayasofya, yeniden bir müze olmalıdır. Dine inanan kişiler, Sultanahmet Camii gibi diğer büyük camilerde namazlarını kılabilir. Ayrıca Ayasofya'nın cami olması demek, bütün Dünya'da haç-hilal kavgasını yeniden körüklemek ve yeni 2. İsabellalar ile Reconquistaların hortlaması demektir. Hıristiyan Batı ülkelerinde İslamofobi, önceki tarihlerde görülmemiş bir şekilde artar.

Karaus, YouTube'da İslam öncesi Türk folk müzikleri paylaşan bir kanaldır. Us, Türkçe'de akıl demektir yani karaus, karaakıl anlamına gelir. İlgili link: https://youtube.com/@KarausTheReTeller

Türk siyasetinin şaşırtıcı ve tuhaf sonuçlarından birisidir. AKP'nin yandaş medyası, aklıllarınca(!) 2018'de bu habere ''Muharrem İnce'nin bir Fetocu olduğu''nu inandıracaklardı sanki kendileri geçmişte birer Fetocu değillermiş gibi. Türk milleti olarak sonuna kadar gerçek Türkçü ve Atatürkçü İnce Muharrem Hoca'nın yanındayız!.. İlgili linkler: 1) https://www.tunagazete.com/haber/15410795/muharrem-incenin-koyunde-erdogan-kilicdarogluna-fark-atti 2) https://www.yeniakit.com.tr/haber/fetonun-koyunde-ince-birinci-cikti-484980.html

Recep Tayyip Erdoğan'ın 2004'te başbakan iken bir TV pırogramında söylediği sıkandal bir sözüdür. Burada Diyarbakır'ın yıldız olması demek, BOP Pırojesi kapsamında ABD-İsrail destekli ve Diyarbakır merkezli Kürdistan Devleti'nin kurulması demektir. İşte, dinci-Kürtçü-liboş işbirliğinin Türkiye'yi yıkıma götürdüğü gerçeği... İlgili link:

Orta Doğu, Batılıların uydurduğu oryantalist bir tabirdir. Kime göre Doğu? Orta Doğu'nun gerçek adı Güneybatı Asya'dır çünkü semavi dinlerin ortaya çıktığı bölge olan Orta Doğu, coğrafi yönler olarak Asya'nın güneybatısında kalır.

Bence kesinlikle bu müziktir sadakallahülazim İlgili link:

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün söylediği muhteşem bir sözüdür. Ata'nın söylediği bu söz, asla boş hamaset içermediği gibi "ben gidersem devlet yıkılır" diyen kendini bir şey sanan ahlaksız soytarılara da benzemez. Cumhuriyet düşmanlarına inat; inadına Cumhuriyet, inadına Atatürk!..

Başbuğ Kemal Atatürk'ün ömrü boyunca hiç gereksiz gurura kapılmadığını ve sadece Türk ulusunun bir bireyi olarak kalmak istediğini gösteren muhteşem bir sözüdür. İlgili sözün tamamı şu şekildedir: “Benim adım Mustafa Kemal’dir. Eğer beni onurlandırmak istiyorsanız, Türk oğlu Türk Mustafa Kemal diye çağırın. Ben ne diktatörüm, ne macera peşinde koşarım, ne de mağlubiyeti kabul eden bir kimseyim. Ben yalnız milletimi düşünür, onun için yaşarım. Benim ve milletimin hakkı olan her şeyi alırım, alamayacağım bir şey yoktur.” Mustafa Kemal ATATÜRK

Çiğ et yemek, İslam öncesi dönemde Orta Asya Türkleri'nde yaygın olan bir gelenekti. Geleneğe göre at eti; haşlanmadan, pişirilmeden yenirdi ve üstüne kımız içilirdi. Bugün Moğolistan, Güney Kore gibi Turan ülkelerinde bu gelenek hala geçerlidir.

Yadsınamaz acı bir gerçektir. "Oruç tut sıhhat bul" ibaresi koca bir palavradır. Susuz oruç tutmak sağlığa çok zararlıdır. Yahudilik'teki Yom Kippur ve İslam'daki Ramazan oruçları, ağır bir ibadet türü olup insan sağlığına zararlıdır. İnsan sağlığına yararlı olan oruç türü ise arada yeme-içmenin olduğu aralıklı oruçtur. Oruç, reflü gibi hastalıkları tetikler. Her kim ki sünnetin ve orucun yararlı(!) olduğunu iddia ediyorsa o kişi, Yahudi Lobisi'nin bir uşağıdır çünkü Müslümanlık'taki şeriatın bütün katı kuralları, Musevilik'ten geçmedir. İslam'da buna İsrailiyat derler yani İbrani töreleri.

1074 ve 1078 tarihleri arasında gerçeklemiş bir olaydır. Dönemin Bizans Kıralı 7. Michael Dukas, Macar Kıralı 1. Geza'ya göndermiş olduğu dostluk hediyelerinin birinin üzerinde Yunanca γεωβιτzαc πιστοc κραληc τουρκιαc(geōvitzas pistós králēs tourkías) yani Türk Ülkesi'nin Kıralı Geza yazar. Burada Türk Ülkesi dediği yer ise Karpat Dağları'nın olduğu Macaristan'dır. Macarlar, öz be Türk olup din ve kültür olarak Hıristiyan'dırlar. Macaristan'ın İngilizcesi Hungary'dir yani "Hun ülkesi". Turancılık akımı, Macaristan'da ortaya çıkmıştır.

Yabancıların Türkleri aşağılamak ve alay etmek için söylediği zırvalıklardan birisidir. Turks are Mongols, ''Türkler Moğol'dur'' anlamına gelir.

Tatlısu Müslümanları'nın bilmediği yadsınamaz acı bir gerçektir. Kur'an ve diğer sözde kitaplara göre Dünya apaçık bir şekilde düzdür. Hiç kimse bana İslam'ın sembolü hilalden yola çıkarak ''Dine göre Dünya'nın şekli yuvarlaktır'' demesin, ayetler kabak gibi ortada. Neymiş, yeryüzünü belli bir ölçüde döşemişmiş de zart zurt. Şuna bak, sanki mutfağın zeminine fayans döşüyor. Rad 3: ''Yeryüzünü enine boyuna yayıp döşeyen, onda oturaklı dağlar ve ırmaklar meydana getiren ve yeryüzünde meyvelerin hepsinden iki çift yapan O'dur. Sürekli olarak gece ile gündüzü birbirine dolamaktadır. Düşünecek olan bir kavim için bunda muhakkak ki, ibretler vardır.'' Elmalılı Hamdi Yazır Meali Naziat 30: "Bundan sonra da yeryüzünü yayıp döşedi." Elmalılı Hamdi Yazır Meali Bakara 22: "O, yeryüzünü size bir döşek ve göğü de bir bina kıldı. Gökten su indirip onunla size rızık olmak üzere ürünler meydana getirdi; artık Allah'a, bile bile eş koşmayın." Diyanet İşleri Eski Meali Nebe 6: "Biz; yeryüzünü bir döşek, dağları da (yeri dengede tutan) kazıklar yapmadık mı?" Bayraktar Bayraklı Meali Nuh 19: "Allah, yeryüzünü sizin için yaygı gibi döşemiştir ki onda geniş yollar edinip dolaşabilesiniz." Diyanet İşleri Yeni Meali Gaşiye 20: "Yeryüzünün nasıl yayıldığına bakmazlar mı?" Kur'an Yolu(Diyanet İşleri) Meali Şems 6: "Yere ve onu yayıp döşeyene." Kur'an Yolu(Diyanet İşleri) Meali Hicr 19: "Yeri yaydık, oraya sabit dağlar yerleştirdik, orada her şeyi bir ölçüye göre bitirdik." Diyanet İşleri Eski Meali Zariyat 48: "Yeryüzünü de biz döşedik. Bakın biz onu ne güzel döşüyoruz!" Elmalılı Hamdi Yazır Meali Kaynak: https://www.kuranmeali.com

Nahl Suresi 75. ayet, açık bir şekilde Arab'ın Allah'ı tarafından köleliğin onaylandığı rezalet bir ayettir. İslam ülkelerinde kölelik, Batılıların zorlamasıyla çok geç bir tarihte kaldırıldı. Nahl 75: "Allah; hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasının malı olmuş bir köle ile, kendisine güzel bir rızık verilen ve o rızıktan gizli ve açık olarak harcayan hür bir insanı misal verdi. Hiç bunlar eşit olur mu? Bütün hamd, Allah'a mahsustur. Doğrusu insanların çoğu bilmezler." Elmalılı Hamdi Yazır Meali Kaynak: https://kuranmeali.com/

Gotik, sözcük anlamı olarak ''Gotlara özgü'' anlamına gelir ve Avrupa'da romaneskten sonra gelen bir mimaridir. Gotlar, Orta Çağ'da Kavimler Göçü'nde damgasını vurmuş eski bir Cermen halkıdır: Ostrogotlar(Doğu Gotlar), Vizigotlar(Batı Gotlar)

Arabesk, aslında ''Arap tarzı mimari'' demek olup İslami mimaridir. Bunun da en bilineni desenlerle(pattern) yıldızlı süsleme ve Kufi harflerle kaligrafidir. Arabesk, aynı zamanda Arap müziği demektir.