-
İçerik sayısı
2.188 -
Kayıt tarihi
-
Son ziyareti
-
Kazandığı günler
24
İçerik türü
Profiller
Forums
Store
Makaleler
Everything posted by alpinçayırı
-
İslam tarihinde Ayşe'nin yaptığı ünlü gerdanlık/ifk olayıdır. Bu sıkandal olayda; Muhammed bir gün seferdeyken karısı Aişe, Muho'yu Müslüman bir askerle aldatır ve bütün Arabistan'da bu olayın dedikodusu çıkar. Muhammed, dillere düşmüştür. Ardından çok düşünceli olan Allah, bu durumu ve Ayşe'yi aklamak için Nur Suresi'ni indirir. Bu olay sonrasında Ali ile Aişe birbirine düşman olurlar hatta Aişe, Ali'ye küsülü olarak ölür.. İlgili linkler: 1) https://www.dinvemitoloji.com/2017/12/aise-aliye-karsi-savasiyor.html?m=1 2) https://www.dinvemitoloji.com/2020/01/ifk-olayi.html?m=1 3) https://www.dinisorusorcevapal.com/soru/ifk-olayi-nedir-kisaca-bilgi
-
Ayşe(Aişe bint Ebubekir); İslam'da Ebu Bekir'in kızıdır, Muhammed'in ikinci karısıdır ve 9 yaşında küçük bir çocukken pedofili bir şekilde 53 yaşındaki uçkuru gevşek yaşlı bir adamla zorla evlendirilmiştir. Ayşe, küçükken Muho tarafından tecavüze uğramasından ve İslam'da evlatlık kurumunun yasak olmasından dolayı hayatı boyunca asla bir çocuk sahibi olamamıştır. Aişe; anne değil tecavüz mağduru bir çocuktur ve hazreti, kutsal da değildir. Ayrıca Ayşe'nin Ali ile yaşadığı Gerdanlık(İfk) Olayı kavgasından dolayı 656'da Ali'nin halifeliğinde aralarında İslam tarihinde "ilk fitne" olarak bilinen Cemel(Deve) Savaşı olmuştur, savaşta her iki taraf da ağır kayıplar vermiştir ve savaşı Ali'nin tarafı kazanmıştır. İlgili linkler: 1) https://dinvemitoloji.com/2018/05/hz-aisenin-evlenme-yasi.html?m=1 2) https://alfa-sorgulama.blogspot.com/2013/05/muhammed-ve-aisenin-evliligi.html?m=1 3) https://karanlikayetler.wordpress.com/2014/08/01/islamda-pedofili-cocuk-evliligi-muhammed-ayse/
-
Bir dönem Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşma metinlerini de hazırlayan Yeni Şafak yazarı Aydın Ünal, "Müslüman bir Suriyeli, Türk olduğunu iddia eden bir ateistten daha fazla bizdendir" dedi. Aydın Ünal, "Nerede bu cemaatler, vakıflar, dernekler?" başlıklı yazısında, şu ifadeleri kullandı: "Defalarca yazdım ve söyledim, tekrar edeyim: Suriyeli misafirler; Türkiye'ye yük değil, tam tersine Türkiye'den yük alıyorlar. Suriyeli misafirler; örneğin, Türkiye ekonomisine eşsiz katkı sağlıyorlar. Suriyelileri bugün toptan gönderseniz, sanayi, küçük ölçekli işletmeler, tarım ve hayvancılık ciddi işgücü krizine girer. Suriyeli misafirler, asıl demografik yapımızda denge unsuru oluyorlar. Bakmayın Türk gibi, Türkçü gibi görünüp toplumu kışkırtanlara. Türklüğün; terörle desteklenen Kürt ırkçılığına, İran’ın Şii yayılmacılığına, Batılılaşma adı altındaki asimilasyona karşı muhafazasında Suriyeli misafirler yanımızda duruyorlar. Her Müslüman Türk değildir ama Türk, Müslüman'sa Türk'tür. Türk olduğunu iddia eden bir ateist, Şamanist, Tengrici vs. karşısında, Müslüman bir Suriyeli, tıpkı Müslüman bir Kürt gibi bize daha yakındır, çok daha fazla bize benzer, çok daha fazla bizdendir. Vicdanınıza sorun: Türk olduğunu iddia eden, ateist, Şamanist ya da Tengrici, kalbi kararmış, kötülük hücrelerine işlemiş, zırcahil biriyle, dürüst ve Müslüman bir Suriyeli'yi yan yana koysanız ve tercih yapmak zorunda olsanız hangisini seçerdiniz? Tercihte zorlanmayacağınıza eminim ama yine de zorlanan varsa, Selçuklu'ya, Osmanlı'ya bakabilir, ya da Cumhuriyet dönemi mübadele tercihlerini inceleyebilir. Türk, Müslüman'sa Türk’tür." Aydın Ünal, 22 Temmuz 2024-10:36 İşte, dincilerin sözde vatan sevgisi ve acı gerçekler: Ümmetçinin milli duyguları olmaz, vatansız dincidir bunlar. İslam dini, Dünya'yı Dar-ül Harb ve Dar-ül İslam olmak üzere ikiye ayırır. Gerçek bir Müslüman'ın görevi, Dar-ül Harb'i Dar'ül İslam yapmaktır çünkü bu, ona bizzat Allah tarafından verilmiş bir cihaddır. İlgili linkler: 1) https://yenisafak.com/yazarlar/aydin-unal/nerede-bu-cemaatler-vakiflar-dernekler-4634324 2) https://t24.com.tr/haber/erdogan-in-eski-metin-yazari-aydin-unal-ateist-bir-turk-degil-musluman-bir-suriyeli-bizdendir,1175551
-
Prof. Dr. Celal Şengör'ün söylediği muhteşem bir sözüdür. Gerçekten de AKP iktidarının ve Suriyeli sığınmacıların yüzünden 30-40 yıl sonra Türkiye diye bir ülke kalmayacak. Türkiye'yi asıl mahveden yegane şey, 1950'den beri sağ iktidarların dinci politikaları oldu. Dini eğilimleri aşırı olan kişiler, toplumun her alanından dışlanmalıdır. İlgili linkler: 1) https://tele1.com.tr/celal-sengor-30-40-yil-sonra-turkiye-olmayacak-1104877/amp/ 2) https://yenicaggazetesi.com.tr/celal-sengor-30-40-yil-icinde-turkiye-olmayacak-821672h.htm 3) https://haber3.com/amp/guncel/celal-sengor-30-40-yil-sonra-turkiye-olmayacak-haberi-6193707
-
Ateistforum gibi forumlar var ama Ateistforum, 2021'den beri yazmaya kapatıldı. Ateistforum'daki eski yazılar, etkili bir kaynak olabilir. Gerçi forumların sunucuları yurtdışında olduğu için AKP hükümeti, bizim gibi forum yazarlarına hiçbir şey yapamaz ama Ekşi Sözlük, Uludağ Sözlük gibi sunucuları Türkiye'de olan pilatformlar için oradaki yazarlar hakkında soruşturma başlatabilir. Wordpress, Blogspot gibi bilog sitelerinde de ateist yazarlar var.
-
Başta Yunanlılar ve Ermeniler olmak üzere, Türk düşmanlığı yapan her güruhun Anadolu'dan Moğolistan'a dönmesini istemeleri saçmalığıdır. Go back to Mongolia, "Moğolistan'a geri dönün" anlamına gelir.
-
Edessa, günümüzdeki Şanlıurfa'nın tarihteki adıdır ve Tanah'ın Ester Kitabı'nda birincil figürü olan Yahudi Kıraliçesi Ester'in de gerçek adıdır. Edessa'nın orijinal adı İbranice Hadassah'tır ve Arapça Hatice adıyla bağlantılıdır. Hatta tarihte Haçlı seferleri sonrasında Haçlıların kurduğu Edessa(Urfa) Kontluğu vardır. Ester-Edessa(Hadassah)-Hatice
-
Haman, dinler tarihinde önemli bir figür olup iki tanedir. Birinci Haman, Antik Mısır döneminde yaşamış olup Firavun'un yardımcısıdır. İkinci Haman ise Ahameniş İmparatorluğu döneminde yaşamış Pers Kıralı Ahaşveroş'un veziridir. Bu kişiler, farklı zamanlarda yaşamış aynı adı taşıyan farklı kişilerdir. Hıristiyanlık'taki ve Yahudilik'teki Haman, Yahudi Kraliçesi Ester'in mücadele ettiği antisemitik İran veziridir. İslam ise tıpkı Meryemleri birbirine karıştırması gibi Hamanları da birbirine karıştırmıştır, Kur'an'a Yahudileri destekleyen ayetlerde İranlı Haman'ı yazacağı yerde Mısırlı Haman'ı yazarak büyük bir sıkandala imza atmıştır. Antik Mısır Firavunu'nun veziri Haman, Musa'nın Firavun'a "çoktanrıcılığı bırak, tektanrıcılığa geç" demesi üzerine şiddetle Musa'ya karşı çıkar ve bütün Yahudilere öldürülmesini ilan eder. Musa bunun üzerine Yahudileri yanına alıp Kızıldeniz'i ikiye yararak peşinde kendisini öldürmeye gelen Firavun ve ordusu, Kızıldeniz'in sularında boğulur. İsrailoğulları, Musa'nın önderliğinde bugünkü Filistin bölgesine geldikten sonra ardından On Emir ile Tevrat gelir ve Yahudilik dini, şekillenmeye başlar. Ahameniş İran İmparatorluğu'nun Kıralı Ahaşveroş'un veziri Haman ise imparatorlukta Yahudilerin etkisinden iyice rahatsız olmaya başlar, başta Mordehay olmak üzere Yahudi ileri gelenlerini öldürme pilanı yapar fakat Haman'ın bu pilanı, Yahudi asıllı İran kraliçesi ve Ahaşveroş'un eşi Ester tarafından suya düşürülür. Ester, Haman'ı bozguna uğratır; İran Kıralı Ahaşveroş da bu olayda Ester'in tarafını tutar ve Haman, darağacında idam edilir. Yani özetle; tarihteki iki Haman da ilk antisemitiklerdir.
-
Purim Bayramı, Pers sarayında bulunan Kıraliçe Ester'in Kıral Ahaşveroş'un antisemitik veziri Haman'a karşı mücadele ettiği ve ardından esir Yahudileri kurtarmasını anısına kutlanan dini bir bayramdır. Bu olayda Ahaşveroş, Ester'in tarafını tutar ve Haman'ı Mordehay için hazırlattığı darağacında idam eder. Purim Bayramı'nda üçgen şeklindeki yağlı çörekler ve şarap ile kutlanır.
-
Ester(אסתר), dinler tarihinde çok önemli bir figür olan Yahudi bir kadın figür. Hatta bununla alakalı olarak Tanah'ın Ester Bölümü vardır. Ester, Ahameniş İmparatorluğu'nun döneminde Kıral Ahaşveroş'un antisemitik veziri Haman'a karşı mücadele eder ve Yahudileri kurtarır. Bu tarihi olay, Yahudiler arasında Purim Bayramı olarak kutlanır. Ester Kitabı, Tanah'ın içinde Tanrı'nın adının geçmediği tek bölümdür ve Purim Bayramı'nda sinagoglarda iki kez okunur.
-
Lübnan'da bulunan, radikal İslamcı bir terör örgütü. Hizbullah'ın diğer kardeşleri IŞİD, Boko Haram, El-Nusra, El-Kaide, Taliban, Leşker-i Tayyibe, FETÖ gibi gerici-dinci İslamofaşist terör örgütleri olup Türkiye'deki uzantısı HÜDAPAR'dır.(Hür Dava Partisi)
-
İnkar edilemeyecek bir gerçektir. İslamcı, İslamcının kardeşidir, seküler ise sekülerin.
-
Kırmızı AKP, sarı muhalefet Y-CHP'nin Atatürk düşmanı İskilipli Atıfçı üyesi ve milletvekili adayı. ''Son olarak; Atatürkçü değilim, hiç olmadım, İskilipli Atıf Hocacıyım.'' Fatma Yavuz(fatmayavuz08), 12 Mayıs 2017-18:36, Twitter(X)
-
Hamas, Filistin'de siyonizme karşı kurulmuş İslamcı bir terör örgütüdür. Hamas'ın Arapça'daki açılımı harakat al-muqawama al-islamiya'dır.(حركة المقاومة الاسلامية) Dinci Hamas, Filistin davasını temsil edemez çünkü Filistinlileri temsil edecek tek STK, seküler çizgideki Filistin Kurtuluş Örgütü'dür. Hamas'ı Soğuk Savaş yıllarında sosyalizme karşı Amerika Birleşik Devletleri ve İsrail kurdu. Hep derim, nerede bir İslamcı varsa onun arkasında Yahudiler vardır.
-
Mısır'ın başkenti Kahire'de bulunan, 975'te Şii Fatımiler tarafından kurulan Dünya'nın en eski eğitim kurumlarından birisidir. El Ezher Üniversitesi, her ne kadar başlangıçta Şii İslam temelli kurulsa da zaman içinde fonksiyonunu değiştirerek günümüzde Sünni İslam'ın otoritelerinden birisi olmuştur. El-Ezher cenahı, İslamofaşizmin en somut ve belirgin temsilcileridir. Ünlü Siyasal İslamcıların birçoğu El-Ezher mezunudur. Zaten tarihte Osmanlı Devleti'ni yozlaştırıp çökerten ve Sünni İslam'ın bir alt kolu olan Eşarilik akımının kökeni de buraya dayanır. Yavuz Sultan (1.) Selim, 1517'deki Ridaniye Savaşı'nda Memlük Devleti'ni bozguna uğratıp hilafeti Memlüklülerin elinden alırken El Ezher kaçkını bir sürü İslamofaşist Arap mollayı Osmanlı'nın başına getirerek devletin çöküşünü başlatmıştır.
-
Kendisi aslen Volga(İdil) ırmağı civarındaki bir Tataristan Tatar'ı olup o dönemin Kadir Mısıroğlu'sudur. Zakir Kadiri Ugan'ın asıl mesleği tarihçilik olup Mısır El Ezher Üniversitesi'nden fıkıh mezunudur. Ugan, tarihi gerçekleri hasıraltı ederek tarihi gerçekleri Türk-İslam sentezi tarzında çarpıtır. 1930'lu yıllardaki Türk Tarih Kongresi'nde Atatürk, yanındaki güvenilir entelektüellerle birlikte dönemin popüler tarihçilerinin Türk tarihi ve Türklerin Müslümanlığı kabul etmesi gibi popüler konularda yazdıklarını okumaktadır. Atatürk ve yardımcılarının gözü o sırada Türk-İslam sentezcisi, Araptapar bir tarihçimsi olan medrese kaçkını Zakir Kadir Ugan'a takılır. Atatürk, Ugan'ın tarihi gerçekleri çarpıtan sıkandallar dolu o yazılarını okuduktan sonra Zakir Ugan'a ilgili metinlerde gerekli düzeltmelerin yapılmasını ister, Ata'nın bu isteği Ugan tarafından kabul edilmeyince Atatürk, bu duruma çok sinirlenir ve yanındakilere Zakir K. Ugan gibi sözde tarihçi özde tetikçilerin bütün kitaplarını yasaklattırır. Zakir Kadiri Ugan, o dönemin Zakir Naik'idir. Ateşi bol olsun Zakir Kadiri hergelesinin..
-
İslamcı cenah arasında çok popüler olan dindoş bir şarlatan. Kendisi aslen Müslüman bir Hintli'dir(Pakistan) ve gerçek mesleği cerrahlıktır. Zakir Naik'in gerçek ve tam adı ''Zakir Abdülkerim Naik''tir. Bu adi herif, ''ılımlı İslam'' ve ''dinlerarası diyalog'' gibi küresel pırojelerde emperyalistler tarafından fonlanan birisi olup, FETÖ'nün bir başka versiyonudur. Yaptığı abuk sabuk yayınlarla önceden hazırlanarak cevapları belli olan aynı soruları değişik versiyonlarla insanları içinde ağzını yaya yaya anlatıp kendi takipçilerini iyi manipüle eden usta bir demagog. Bu tip herifler, zengin Arap şeyhleri tarafından fonlanıyor. Zakir Naik gibi dinci şarlatanlardan uzak durun!.. Zakir Naik ve onun gibiler, aynı Sözler Köşkü gibi usta oyunculara yüklü miktarda para verip yazdıkları senaryo dahilinde insanları aptal yerine koyup ekranlarda ''Müslüman-Ateist tartışması'', ''dinsizi nasıl Müslüman yaptım'', ''neden İslam son ve hak din'' gibi ucuz tiyatrolarla insanları manipüle eden sahtekarın tekidir. Daha önceleri Zakir Naik'in ekranlardaki manipülatif şovlarında Suudi Arabistan gibi ülkelerden rüşvet aldığı sıkandalı ortaya çıkmıştı.
- 2 yanıt
-
- 1
-
-
Köyden kente göç, 60'lı yıllarda başlayıp günümüzde biten sosyolojik bir olgu olup uzun bir süre köyü unutamayan aynı zamanda şehre de alışamayan tuhaf bir kitleyi oluşturmuş ve kentli-köylü çatışmasının temelini atmıştır. Köyden kente göçün sonucunda gecekondulaşma, güvenlik, kültür çatışması gibi büyük sorunların ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Arabesk müzik, bu dönemin eseridir. Aslında köyden kente göçe izin verilmemeliydi. "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" denilerek köylerin içi boşaltıldı ve günümüzdeki kıronik sorunların temeli taaa o zamanlardan atıldı. Kırsaldaki imkansızlıklardan dolayı metropole göç eden köylü; aslında eğitim, sağlık gibi hizmetlerden mahrum kaldı ve bu durum, köyden kente göçü başlattı. 12 Eylül 1980 Darbesi'nden sonra yavaş yavaş yükselen Siyasal İslam; binbir türlü manipülasyonla büyükşehirlerdeki gecekondularda oturan cahil, varoş taşra kökenlilerin oyunu alarak bu karanlık günlere gelinmiştir..
-
Osmanlı'da okçuların ok atarken başparmağının yaralanmasını engellemek için taktıkları bir çeşit yüzük. Zihgir; parmağa süs olarak değil, savaş sırasında okun metalinin okçunun elinin yırtmasını engellemek amacıyla takılır. Mecburiyetten yani. Zihgirin kökeni Asya(Büyük) Hun İmparatorluğu'na kadar dayanır. İlgili linkler: 1) https://www.aniyuzuk.com/savasin-en-estetik-halkasi-zihgir-yuzukler.dhtml 2) https://www.okculuk.com/blog/icerik/zihgir-nedir-ne-ise-yarar-ve-nasil-kullanilir 3) https://www.hurriyet.com.tr/egitim/zihgir-nedir-nasil-takilir-zihgir-yuzugu-hangi-ele-ve-parmaga-takilir-ne-ise-yarar-42064739
-
Kundaklı yay veya kurmalı yay olarak da bilinen Tatar yayı, ergonomik bir tahta gövdeye eklenmiş kasnaklı yaydan oluşur. Yayı gergin tutan tetiğin çekilmesi sonucu tahta gövdenin üzerinde bulunan metal uçlu okun ileri fırlaması şeklinde çalışır. Tatar yayının büyük özelliği kısa okları ve yüksek enerjisi sayesinde zırhları çok iyi delmesidir. Ayrıca Tatar yayı, en uzak mesafelerden bile hedefi vurma yetisine sahiptir. Tatar yayında bir ok atılırken okun metal kirişi, parmağa zarar vermemesi için zihgir adı verilen yüzük ile birlikte kullanılır.
-
Islıklı ok, Asya Hun İmparatorluğu'nun ikinci hükümdarı Mete Han'ın bulduğu bir savaş aracıydı. Islıklı oka çavuş oku da denilir. Islıklı ok, Türklerin tarihte Tatar yayı ile birlikte icat ettiği en önemli şeylerden birisidir. Islıklı ok, savaş sırasında düşmanın hedefini şaşırtmak ve gafil avlamak için kullanılmıştır.
-
Börk; Türk başlığı olup eski zamanlarda giyilen, genellikle hayvan postundan yapılmış başlıktır.. Tarihimizde börkle alakalı, Şeyh Bedrettin'in müritlerinden Börklüce Mustafa vardır.
-
Dünya tarihini derinden etkilemiş olaylardan birisidir. Tarihteki Yahudi(İbrani)-Yunan(Helen) çekişmesi, bir yandan antisemitizmin temelini atarken aslında olayın arka pilanı iman(nakil) ile aklın çekişmesidir çünkü Antik Yunan felsefesi tamamen aklı baz alırken Ortadoğulu Sami bir millet olan Yahudiler ise kutsal kitap ve peygamberlik geleneği gibi imanın dogmatik düşüncelerine sahipti. Bu çekişme, Yunan Selevkos İmparatorluğu'na karşı bir Yahudi gurubu olan Makkabilerle başladı, Antik Yunan kültürünün üzerine kurulmuş Roma İmparatorluğu'na karşı üç büyük Yahudi isyanıyla çatallandı ve bu süreç içerisinde Hıristiyanlığın Nasranilik adında bir Yahudi mezhebi olmaktan çıkıp Güneş Kültü'ne dayalı putperest bir antik din olan Mitraizm'le sentezlenerek 325 İznik Konsili'nde günümüzdeki halini alıp antisemitizmle de süregelmiştir. İlgili link:
-
Karabük Üniversitesi'ndeki Afrikalı zenci öğretim üyeleri sıkandalından sonra yakışan bir tamlamadır. Karaçük Üniversitesi'nde bazı Türk üniversite öğrencileri, para karşılığında zencilerle cinsel ilişkiye girince Hepatit B, HIV gibi virüsler yayılmış. Iyyyy, mide bulandırıcı bir şey bu. AKP'nin Türkiye'ye attığı en büyük kazıklardan birisi de Arap, Afgan ve Afrikalı sığınmacılardır. Ne çok zenci yarrağı yalamayı sevenler varmış öyle.
-
Zamanında insanlar ne kadar da zeki, akıllı ve ileri görüşlülermiş öyle. Ülkenin yıllar içinde düştüğü bu içler acısı halini muhteşem özetlemişler. Bu video bana 1979 İslam Karşıdevrimi öncesi İran'ı hatırlattı. Bunca umursamazlık sonrası düştüğümüz kötü durum. TRT, o zamanlar ne kadar tarafsızmış öyle İlgili link: