Kovulmuş Üye

Türkiye'de sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Kadın yada erkek farketmiyor. İnsanların çoğunluğu kendi eşine kötü gözle bakıyor. Karısına hafif meşrep , kocasına zampara gözüyle bakanların olduğu ülkede aile içi şiddet hep olacaktır. Neyse dizilere ve Esra Ceyhan gibilere malzeme bol. Bu ülkede evlenip de ne yapacaksınız. Boşuna paranızı ve ömrünüzü tüketmeyin. Bu nedenle de toplumun yarısı bir diğer yarısına sapık gözüyle bakıyor.

Chat de tanıştığım bir Arap kendini Türk olarak tanıttı. Elhamdülillah müslüman ve Türküm dedi. İnanmadım. Sonra o biçim poz vermeye başladı. Bana dedi ki sen de yapsana. Hadi oradan dedim şantajcı fahişe. Şimdi müslümanların odak noktası bu düzeye inmiş durumda. Camshow göster ama elletme.

Deniz ürünleri yanlış tüketilmektedir. Deniz ürünleri güneşi bol ülkelerde yaz mevsiminde tüketilmesi zarar verir. Evet balık mevsimi yazındır ama tüketimi kış olmalıdır. Çünkü içindeki fosfor içeren maddeler göz sinirlerini hassaslaştırır. Güneş alan ülkelerde gözde kamaşma ve ağrıma yapar. Balıktaki fosfor denizin içinde karanlık alanlarda görmesini sağlar , en ufak ışığı bile algılamasını sağlar. Ancak deniz üzerinde gözü yormaktan başka bir işe yaramaz. Diğer yandan içerdiği D vitamini de yazın aşırı yüklemeye neden olur. Çünkü zaten güneşten alınan D vitamini yanında bir de deniz ürünlerinden D vitamini alırsanız birikme yapar. Hele ki üzerine takviye vitamin almaya çalışırsanız zehirlenmeniz işten bile değildir. Özetle ayılar balığı sonbahar zamanı yerler. Çünkü bedenleri güneşi görmeyecek , kış uykusuna yatacak ve güneşin az olduğu mevsime giriş yapılacak. Hem fosfor hem D vitamini gereksinimini kışa girerken balıktan sağlamak gerekir. İnsanlar ayılar kadar doğaya adapte olamıyorlar. Onları yanıltan birşeyler var. At buzluğa kışın ye. Ne gerek var , pazarlamacıların her lafına kanmaya.

Erenköy cemaati, İsmailağa cemaati , Musa Topbaş , aziz Mahmut gibi cemaatlerin aslında Yahudi cemaati olduğundan şüphe ediyorum. Saf müslümanları aralarına alıp sadaka fitre zekat diyerek gelir sağlıyorlar. Ama hiçbirinin üst yönetim kadrosuna geçmesine izin vermiyorlar. Zavallı Türkiyeliler bu kadar saf olmayın.

Ekrem İmamoğlu ve Ekibi büyükşehir belediyesine geçtiği günden itibaren her kalabalık meydanda bir yardım standı görülmeye başlandı. Tıpkı dincilerin sadaka kutuları gibi imamcık amcanın da her köşeye sma standı kurması manidar geliyor.

Diktatörler kitlesel iletişim araçlarına karşıdırlar. Tarihten beri hep böyle olmuştur. Karşılıklı tartışma konuşma onlar için en tehlikeli şeydir. Bakın camilerde bile vaaz ve hutbe sırasında konuşamazsın. Yani hep tek taraflı yanlı yayın olmasını isterler. Onlar için iletişim değil iletim önemlidir. TV radyo kitap dergi vaaz hutbe gibi konuşmacıya cevap verme olanağının olmadığı mecralarda büyür bütün diktatörlükler. İnternet sansürü konusunda endişem yok. Porno sektörü bitmediği sürece gençler internette sansürü delmeyi birşekilde başarır. VPN yi bir şekilde aşarlar. Porno sektörünün yararlı yanlarından birisidir. İşin şakası gibi gelse de gerçek bu. İyi tarafından bakmak gerek. Hiçbir şey hormonların üzerine çıkamaz. Hiçbir tanrı hiçbir allah canlıların hormonlarının izerinde laf edemez. Yoksa ........erler.. Hormonlar öyle güçlüdür ki ölümü pahasına da olsa herşeyi yaptırır canlılara.

Profesyonel katillerin vazgeçemedikleri alışkanlıklarıdır. Önce öldürür sonra yasını tutarlar. Siyaset böyle kirli bir şey bu ülkede. Tabi zeka düzeyiyle de ilgili.

Yukarıdaki yazıda verdiğim bağlatıdan şu cümleyi alıntıladım. The distillate remaining from deodorization is a valuable byproduct because of the relatively large content of tocopherols (vitamin E). Batch, semicontinuous, and continuous equipment is available for deodorization. Yani diyor ki , koku giderme ve çöktğrme işleminden sonra geriye kalan posa vitamin açısından çok zengindir. Değerli bir yan üründür. Yani yağın içindeki bütün vitaminler posa denen çamurun içine geçer. Yağın içinde hiçbirşey kalmaz. Eczacı size bu ürünleri pazarlamaya çalışırsa tartışmaya girmeyin. Eyvallah topraaaamm. Beni çok düşündüğün için sağol diyip geçin.

Markette eczanede satılan balık yağının hiçbir yararı yoktur. Size eczacının öve öve iteklemeye çalıştığı fish oil bilmemne marka balık yağlarının hiçbiri ayçiçek yağından öte yararı yoktur. Sebebi ise rafine edilmiş olmalarıdır. Kokusuz balık yağı diye satıyorlar. Gerçek balık yağı ağır balık kokar ve balıktan yenerek vücuda alınır. Diğerleri hepsi fasa fiso. Deodorizasyon işlemi yapılıyor. Yani koku giderme işlemi 250 -300 derece arasında ısıtılan yağa su buharı verilerek kokusu gideriliyor. https://www.sciencedirect.com/topics/agricultural-and-biological-sciences/deodorization Diğer rafinasyon işlemleri de çöktürme ve parlatma işlemleridir. Yağı çöktürdüğün zaman içindeki vitamin ve proteinler de çöker. Geriye sadece trigliserid içeren yağ karışımı kalır Afiyet olsun. Ne kansere ne zekaya ne cilde hiçbir halta yaramaz ancak kızartma yaparsın

Türkiye'de üniversite okuyup işsiz kalacağına git Avrupa'da lise oku daha iyi. Yada liseyi burada bitirip doğrudan çıkış yap. Buralarda sermaye olup harcanma. Kendini üstün gören bir avuç siyasetçinin aptal çocuklarına hizmetçi olacağına git daha medni ülkelerde insan gibi yaşam sür. Ey Türkiye gençliği.

Vatandaştan kazıyarak toplayacakları vergi 226 milyar lira Ama yandaştan geçen yıl sildikleri vergi 600 milyar lira. Uzlaşma komisyonu diye birşey var. Zenginin vergi borcunun siliyor. Fakirden alıyor. Tabiki gençler böyle ülkede mal gibi olmak istemez. Gidecek tabi napacak mecbuuuuur. Daha fazla çocuk yapmak demek zengine daha fazla sermaye vermek demektir. Daha fazla vergi daha çok çalışmak demektir. Çocuk yapıp da napacak?

Mehmet Şimşek'in halktan kanırtarak toplamaya çalıştığı vergi 226 milyar lira. Geçen yıl yandaşın uzlaşma ile silinen vergi borcu 600 milyar lira. Halkı biraz yumuşatıp coşturmak lazım ki acısı az olsun. Hani kandır çocuğu beraber düzelim tümcesindeki gibi.

Kendini kanunların ve hukukun üstünde gören herkes teröristtir. Bir siyasi parti kendini yargılanamaz ilan ediyorsa kapatılmalıdır ve yöneticileri terör suçundan yargılanmalıdır

Türklere Türkiye reklamı yapanlar beyaz Türklerdir. Malını pazarını müşterisini koruyor ama onun istediği yerde bitsin istiyor.

Avrupa sadece kendine dokunan konuları umursuyor. Bu kadar şeriatçıyı 1990 lardan beri ülkesine beleşe sokan kendilerini. Çünkü ucuz işçi lazımdı. Ama mülteci olarak gelmeleri rahatsız ediyor.

Evladım ,sen cetveli al ölçmeye başla. Ben sana yetişirim. Crtvelden okuduklarını da kağıda yaz. Teknik bilgi olarak saklarsın.

Motive olan şimdiye kadar olurdu zaten.

Arkadaşlar Türklere Türkiye reklamı yapan şirketler var ya , işte onları aklınızda iyi tutun. Neden mi? Çünkü bu ülkeyi devleti milleti dibine kadar kullananlar onlardır. Ben isimlerini yazmaya gerek duymuyorum reklam olmasın. Ama siz TV'den bulun onları ve bir kenara yazın.

Üstüne bastın , kendi çocuğunu bokunu yerim senin diye sevenler başkasının çocuğunda biraz kir görse , ayyy piiiisss , diye aşağılar. Bak bu iyimser olan kısım. Bazıları kendi çocuğunu bile sevmiyor. Doğurmuş atmış.. Tabiki çocuğyn ailesi zengin değilse yada çıkarı yoksa.. Çok şahit oldum babası İBB de daire başkanı olduğu için sınav notunu bile düzelttiler ama fakir aile çocuğu bir harf hatası yaptı diye sınavdan sıfır aldı. Burası Türkiye, reklam ülkesi. Burada doğmak büyük şanssızlık , yaşamak da çok zor.

Uzay hakkında bu kadar kesin konuşma. Işığı reddeden sen nasılda uzayı kesin kararla yargılarsın. Seninle tartışmam ancak dalga geçerim. Zaten teknik bilgi vermiyorum boşuna tahrik etme.

@Kahin efelsefe.com diye bir site var. Senin saçmalıklarını orada dinlerler. Felsefe hariç herşey serbest orada. Bir de bir Arap Bacı var , senin gibilere meyilli. Orası sana göre , bizim espri anlayışımız biraz daha farklı.

MHP genel şeysi Devlet Bahçeli demiş ki MHP sorgulanamaz. CHPli millet vekili diyor ki , Yılmaz Özdil haddini bilecek Akp diyor ki allahtan başkasına hesap vermeyiz. İşte geaaalll vatandaş geeaalll seç beğen al. Amarıgan malı bunlar , Arap şeyiyle yıkanmış, gel gel geeeeelll...

Doları şimdiden artırmaya başladıklarına göre emekli maaşlarına azcık zamcık koyacaklar galiba.

Uzay da boyutlar dabeynimizde oluşuyorsa , bunu niye inkar etmiyorsun. Işığı ve enerjiyi inkar ettiğin gibi. Uzayın sonunu bul öyle konuşalım. Belki uzay da yoktur. Boyutlar zihinde oluşuyorsa evrenin boyutu henüz zihnimizde oluşmadı.

La oğlum/kızım. Bir yazın diğerinle çelişmeden duramıyorsun. Boyutlarda kafanda oluşur. Ama senin kafada yeller esiyor galiba. Bu nednele rüzgarın yönüne göre bir öyle bir böyle oluyorsun.