Jump to content

Kutlamasiz Cumhuriyet


evrensel-insan

Recommended Posts

RTE bu sene van depremi duygusal somurusunu bahane ederek, Cumhuriyet kutlamalarinin yapilmayacagini soylemis, duyurulur.

 

Bu yoksa, "yeni Anayasa" oncesi halkin cumhuriyet nabzini gormek anlamina mi geliyor?

 

Kutlamalar, bir eglence midir?, yas tutmak ve eglenmek bir birine ters mi duser?

 

Depremin 8 RTE kanalinin birleserek ortak bir duygu somurusune donusturuldugu ve burada tum yasamin gerceklerinin goz ardi edildigi gozler onune serilmistir.

 

Gerci depremden bile her turlu cikar saglamak ve nemalanmak isteyen bu zihniyetten de baska bir yanasim beklenemezdi zaten.

 

Bu konudaki her turlu "piskinlikleri" de "taktire sayan."

Link to comment
Share on other sites

Uğrola sevgili evrensel-insan,

 

öncelikle 'Kemalistler' başlığına iletine dâir uzunca ve ciddi emek vererek bir ileti yazdığımı, ancak sanıyorum benden kaynaklanan bir hata yüzünden gönderemediğimi ve tüm çabamın boşa gittiğini söylemek isterim.

 

En kısa zamanda tekrar yazmaya çalışacağım.

 

Mr. Tayyip, muhterem orkestrası, bugünlere gelmesine el birliği ile destek olan zât-ı yandaşları ve artık ne desem bilemediğim oy verenlerinin nezdindeki asıl arzu hepimizin bildiği üzere Lâik, Demokratik ve Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'ne dâir olan her türlü unsuru şimdilik yok edemese de elinden gelen her türlü fırsatı değerlendirme (Şehitler ulay Van depremi) kurnazlığı ile sonraki hamleleri için niyet belirtme durumudur.

 

Kabul ederim ki 'Lâik, Demokratik ve Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti' derken, yıllardır ama yıllardır süre gelen biçimiyle ülkemizin durumunu belirtmiş sayılmam.

 

Bu forum sitesi dahil, pek çok forum sitesinde de tartışılagelen bir konu olan Mustafa Kemâl Atatürk ile Cumhuriyet, şahsen benim nezdimde yanlı ve pek geniş düşünülmeden tartışılan, dolayısıyla aslında tartışılamayan konulardır.

 

Her neyse, konu olarak 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, adı bayram da olsa bir eğlenme, göbek atma ya da şıkıdık şıkıdık kurt dökme etkinliği değildir.

 

Yıllardır koruduğum fikir olarak bu etkinlik bir 'resmî resepsiyon tribi', 'zorunluluktan yapılan türlü türlü klişeler' ve 'salt devlet kurumları ve adamları nezdinde' kutlanan(!) 'değişmez süregelen' olsun...

 

Tıpkı bu 23 Nisan, 19 Mayıs v.b. gibi kutlama etkinlikleri de dâhil.

 

''Kabul ederim ki...'' diye başlayan bir cümlem vardı ya az biraz yukarıda, işte kastım da budur.

 

Millî Bayram denilen etkinlikler, eğer Mustafa Kemâl Atatürk'ün eylem, yapıt ile kurmak için kendini paraladığı Cumhuriyet'e göre olsa idi, oldukça değişken, gelişken ve yaratıcı 'an'lar ile kültürü genişletici, derinleştirici ve çağa her dâim uyum sağlayan bir halde olup sadece yıllar yılı dünyadaki tehlikeli dertlerden biri olan ve ülkemiz ile insanlarını mahveden yapılanmalara ve yönetimlere karşı protesto olarak kutlanan bir duruma gelmezdik belki de.

 

Bu da bir kenara (biliyorum konuyu kısmen derinlemesine işleyeceğim diye dağıtıyorum ama...) güncele döner isek, Akp'nin ileride yapacaklarına doğru giden stratejik gidişat eylemlerinden sadece bir tanesidir diyebilirim bu etkinlik iptâli için.

 

Yeni haberler yok mu? tabi ki var =)

 

29 Ekim kutlamalarını iptal eden höküymatın başkanı, 29 Ekim 2011 günü itibarı ile düğünden düğüne koşturuyor (=

 

Dediğiniz üzere 'Kurban Bayramı', nam-ı diğer 'Şeker Bayramı' neler olacak hep beraber göreceğiz.

 

Demek ki onca şehit ile Van ilimizdeki yıkım bahane, 'Yeni Dünya Düzeni'ne doğru gidişat şahane...

 

Sevgi ile...

Link to comment
Share on other sites

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, adı bayram da olsa bir eğlenme, göbek atma ya da şıkıdık şıkıdık kurt dökme etkinliği değildir.

'resmî resepsiyon tribi', 'zorunluluktan yapılan türlü türlü klişeler' ve 'salt devlet kurumları ve adamları nezdinde' kutlanan(!) 'değişmez süregelen' olsun..

Resepsiyon etkinliklerini, türban krizi çıksın veya çıkmasın genel anlamda ben de sevmem, yakışmıyor bize... Belki beceremiyoruz resepsiyon düzenlemeyi. Anıları canlandıran şiirler okunmalı aslında böyle etkinliklerde ama bizim siyasetçiler genelde, yanlarında eşleri, ellerinde şarap kadehleriyle beraber haberlere çıkarlar, kötü bir izlenime neden oluyor bu. Ayrıca bu yıl Van depremi nedeniyle 29 Ekim kutlamaları, "Yurtdışı temsilciliklerinin resepsiyonlarında planlandığı şekilde gerçekleşecek" olması, dışişlerinin ve dolayısıyla hükümetin, 29 ekim'e gösterdiği samimiyetsizliktir.

Link to comment
Share on other sites

 

Resepsiyon etkinliklerini, türban krizi çıksın veya çıkmasın genel anlamda ben de sevmem, yakışmıyor bize... Belki beceremiyoruz resepsiyon düzenlemeyi. Anıları canlandıran şiirler okunmalı aslında böyle etkinliklerde ama bizim siyasetçiler genelde, yanlarında eşleri, ellerinde şarap kadehleriyle beraber haberlere çıkarlar, kötü bir izlenime neden oluyor bu. Ayrıca bu yıl Van depremi nedeniyle 29 Ekim kutlamaları, "Yurtdışı temsilciliklerinin resepsiyonlarında planlandığı şekilde gerçekleşecek" olması, dışişlerinin ve dolayısıyla hükümetin, 29 ekim'e gösterdiği samimiyetsizliktir.

 

Sayın Körtleç,

 

Yıllar yılı yapılması gereken hangarlara sığmayacak şeyler vardı...

 

Ancak Cumhuriyet Devrimleri fiilen ulay (ve) teorik olarak devam ettirilmediğinden, aksine salt isimleri ulay (ve) sıfatları kullanılıp millete baskı ulay zulüm uygulanırken,

 

her türlü icraate yada icraatsizliğe eleştiri getireni anarşist ilan edilirken,

 

oyu istemesini bilirken ancak oyları, veren veya vermeyen seçmenden daha değerli görülürken,

 

Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere diğer sömürgeci ülkelerin kucağına oturtulutken,

 

bu kucağa oturtulma sonrasında Sömürgecilik polisliğine dönüşürken,

 

gibi gibi bu iletide satırlara sığmayacak denli densizlik yapılmışken ve bunlar sürer iken...

 

Cumhuriyet Kutlamalarının anlamını kaldırılan şarap kadehleri ya da 'kutlama mı, eğlence mi' tartışmalarına gelmesi...

 

Türkiye Cumhuriyeti içerisinde yaşayan ulay dışında olanlar tarafından bir 'protesto' amaçlı kutlanması neresinden bakarsanız bakın, normal ve olağan değildir.

 

'Milli Mücadele ulay 'Kurtuşuş Savaşı' devam etmektedir!

 

Hem de 1938'den beri...

 

'Özgürlük' ulay 'Demokrasi' isimlerini kullananlardan bu devirde korkmak lazım, çünkü eşittirleri 'Yeni Dünya Düzeni'dir.

 

'New Worlds Order' kendilerine karşı strateji ulay mantık ile akıl yürütme bilmeyenleri geçmişin mezar kazıcıcıları durumuna düşürmektedir.

 

Bu mezarların kazılmasından ziyade, gömülürken ki yatan gerçeklerin, gerekirse mezarların tekrar açılmasından dolayı ortaya çıkacak gerçeklerin peşinde olmamız gereklidir.

 

Bu ülkenin genç Cumhuriyeti, gelişimine ulay sömürgeci karşıtlığına karşı olan bütünlüğüne karşı olan zihniyetlere ulay eylemlere karşı idi!

 

Bunun adını Kürt sorunu, azınlıklar sorunu ya da demokrasi sorunu olarak göstermeleri barizdir.

 

Çünkü ellerinde başka materyal fazla bulunmamaktadır.

 

Bulunmamak ile beraber ellerinde bulunan materyaller ise yeterince yeterlilik görtermektedir.

 

Ancak akl-ı selim yönde gidebilecek bir yönetim ardında olabilecek insanlar, bahs-i konu olan yönetim kadar yoktur (ya da vardır ancak bir o kadar bölünüktür).

 

Sonuç itibarı ile konumumumuz ulay durumumuz berbattır.

 

Ancak bunu tam tersine çevirebilecek potansiyel fazlası ile mevcuttur.

 

Sevgi ile...

Link to comment
Share on other sites

Uğrola sevgili evrensel-insan,

 

öncelikle 'Kemalistler' başlığına iletine dâir uzunca ve ciddi emek vererek bir ileti yazdığımı, ancak sanıyorum benden kaynaklanan bir hata yüzünden gönderemediğimi ve tüm çabamın boşa gittiğini söylemek isterim.

 

En kısa zamanda tekrar yazmaya çalışacağım.

Sevgi ile...

 

Ayni sey benim de basima geldigi icin, acisini iyi bilirim. Neyse, saglik olsun. Yazini bekliyorum, yalniz bu sefer istersen once bir copyasini alki, yazi giderse; tekrar paste yaparsin.

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...