Jump to content

Zaman Nedir?


haci

Recommended Posts

ZAMAN

 

Geçen, kullanılan, asla tüketilip yok edilemeyen, hep var olan, biriken, sayılabilir ve hesaplanabilir bir değerdir. Kendi dışında yer alan obje, süreç ve olgulara anlam veren bir kavramdır. Tek başına mevcut değilidir. Olsa bile ölçülemez. Bir referansa gereksinim gösterir. Bir başlangıcı vardır. Dolayısıyla bir de sonu olmalıdır. Dayandığı referans somut bir nesne ile ilgili bir hareket de olabilir, bölünme, parçalanma, büyüme, genişleme, ortaya çıkma, yaratılma gibi herhangi fiziksel bir olgu da…. Bir kural olarak kendi dışında fiziksel bir olguya gereksinim gösterir. O olmadan var olamaz.

 

Zaman ayrıca çeşitli süreçleri anlamamıza yardım eden, onlarla ilgili niteliklerden bazılarının ölçülmesinde kullanılan bir değerdir.

 

Tek başına var olmaması zamanla ilgili niteliklerin en ilgincidir. Tek başına bir değer değildir. Kendisine eşlik eden bir refreransı yoksa ölçülemez ve bir anlam taşımaz. Bir başlangıcı olduğundan kendinden önceki bir döneme ışık tutmaz. Tek başına bir değer ve anlam taşımamasına rağmen, her seferinde somut bir varlıkla birlikte açığa çıktığı için, algılanmasa ve gözlemlenmese bile, her zaman var olduğu ileri sürülebilir. Birlikte ortaya çıktı madde veya enerji ile yakından ilgili olması, onun yapısının bir öğesi olduğu izlenimini uyandırmaktadır. Bu gözlemler zamanın çıktığı kaynağın iyi bilinmediğini göstermektedir. Yine de diyebiliriz ki maddenin ortaya çıktığı an, zamanın başladığı andır. Zaman ve madde aynı anda ve birlikte yaratılmış olmalıdırlar. Zamanın daha önce mevcut olması anlamsızdır. Çünkü varlığını daha önce gözlemlemek mümkün değildir. Zamanın madde ile sıkı bir ilişki içinde olduğu kesindir. Ayrıca zaman, kendisinden sonra yaratılan diğer varlıklarla da yakın bir ilişki içinde olmalıdır. Onlardan biri uzaydır ve Big Bang’den 300 bin yıl sonra evrenin şeffaflaşması süreci sırasında açığa çıkmıştır. Zaman ışıkla, daha doğrusu ışık hızı ile de yakından ilgilidir.

 

Enerjinin maddeye dönüştüğü Big Bang, zamanın başladığı anı simgeler. Big Bang zamanın doğduğu sıfır noktadır. O andaki uzay yöresi sıfır genişliktedir.

 

Einstein’a göre zaman görelidir. Büyük cisimlerin yakınlarında yavaşlar. Kara deliklerde çok yavaş geçmeye başlar. Durduğu bile söylenir ama karadeliklerde zaman durmaz. Genel görelik kuramına göre zaman büyük cisimlerin, örneğin dünyanın, yakınlarında yavaşlamalıdır. Bunun nedeni ışığın enerjisi ile frekansı (saniyedeki dalga sayısı) arasındaki ilişkidir. Enerji ne kadar büyükse, dalga sayısı da o kadar yüksektir. Işık dünyanın çekim alanında yukarı doğru hareket ederken enerji kaybetmekte ve frekansı azalmaktadır. Yani ışık dalgaları arasındaki mesafe uzamaktadır. Yukardakilere göre dünya yüzeyinde vuku bulan olaylar biraz daha uzun zaman almaktadır. Einstein’ın bu tahmininin doğruluğu, 1962 yılında bir su kulesinde deneye tabi tutulmuştur. Kulenin tepesine ve dibine son derece hassas atom saatleri konmuş ve aşağıdaki saatte zamanın daha yavaş ilerlediği gözlemlenmiştir. Çeşitli yüksekliklerdeki saatlerin hızları arasındaki fark günümüzde çok önemlidir. Çünkü günümüzde birinin yerini lokalize etmek ve kaybolmadan seyahat etmek uydularla sağlanmaktadır. Genel görelik kuramının ihmal edilmesi ve hesaplara dahil edilmemesi durumunda birkaç km’lik bir hata ortaya çıkmaktadır. Görelilik kuramının hesaplara eklenmesi durumunda, yanılma payı bir kaç santimetreyi geçmemektedir.

 

Işık hızının belli bir sınırı vardır. Işık yaklaşık saniyede 300 bin km’den daha hızlı hareket edemez. Zaman iki referans noktası arasındaki hareketi gösterdiğinden, zamanın geçme hızı ışık hızını geçemez. Başka bir deyişle zamanın maksimum geçme hızı ışık hızına eşittir. Her ne kadar zaman ışık hızından daha hızlı geçemez ise de, daha yavaş geçebilir.

  • Like 1
Link to comment
Share on other sites

zaman değişimin adıdır...

 

değişim yoksa zaman yoktur...

 

değişim olduğunda zamanan söz edebiliriz...

 

değişimden önce ve sonra kavramları ortaya çıkar....

 

hiç bir değişim olmyan bir yerde zaman durmuş yahut hiç yok demektir...

 

ınınınınnnn

 

Degisim, fenomenal midir, yoksa insanoglunun algisinin/gozleminin bir ifadesi midir?

 

Hareketi ele aldigimizda, hareket, sabitin hareketi midir?, yoksa seyin kendisi midir?

 

Degisim gozlem verebilmesi , zamana mi yoksa harekete mi baglidir?

 

Hareketin gozlem verebilmesi, zamana mi, yoksa degisime mi baglidir?

 

Hareket ve degisim, zaman olmadan gozlemlenemez mi?

 

Insanoglunun yarattigi zamani, insanogluna algilatan ve gozlemleten nedir?

Link to comment
Share on other sites

Degisim, fenomenal midir, yoksa insanoglunun algisinin/gozleminin bir ifadesi midir?

 

Hareketi ele aldigimizda, hareket, sabitin hareketi midir?, yoksa seyin kendisi midir?

 

Degisim gozlem verebilmesi , zamana mi yoksa harekete mi baglidir?

 

Hareketin gozlem verebilmesi, zamana mi, yoksa degisime mi baglidir?

 

Hareket ve degisim, zaman olmadan gozlemlenemez mi?

 

Insanoglunun yarattigi zamani, insanogluna algilatan ve gozlemleten nedir?

 

Felsefen karışık ve kafa karıştırıcı.:(

 

Düşünce gücünü elealırken helde bilgi aktarırken insani algıyı irdelemek baştan hatalı bir taştışma ortaya atar. çünkü algı ve seçicilik insandan insana değiştiği gibi insanın aynı durumdaki halindede değişir.

 

Değişim-zaman-olgu-vaka-hareket- yada diğerleri bir bütünün işleyişe geçtiği şekildir. Bu bir insanın nefessiz bir ortamda susuzca yaşatmak ve bedeni olmadan araştırmakla eşdeğer. Bir araştırmada Gerçektende sonuca ulaşmak istiyorsanız onun kullandığı materyalleri tek tek değil bütünüyle araştırmanız gerekir.

 

İnsan oğlu zaman kavramını 1-2-3 anlamla yapılandırmamış. Bunun açık nedeni süreye saat geçen güne harekete hep zaman diye tarif etmesi.

Bu durumda da algıyı devreye koymak bir birinden farklı anlamlar çıkarılmasına neden olacak. Araştırma konusu ne ise onu araştırmak ve algıyı bu şekilde devreye koymak daha net cevaplar verdiriken her seferinde zamanla insan algısını ele almak zamanı kürdanla eşdeğer tutmaya benzemekte.

 

Yazının başındada bildirdiğim gibi Felsefeniz karışık ve kafa karıştırıcı..

:(

Link to comment
Share on other sites

Felsefen karışık ve kafa karıştırıcı.:(

 

Hangi felsefe?

 

Düşünce gücünü elealırken helde bilgi aktarırken insani algıyı irdelemek baştan hatalı bir taştışma ortaya atar. çünkü algı ve seçicilik insandan insana değiştiği gibi insanın aynı durumdaki halindede değişir.

 

Algi degildir karisik ve degisken olan, kavrama verilen anlam ve icerik ve aklin inandigi ve dogruladigi bakis acilari farkidir. Algi sade, yalin, yorumsuz, kendi dogrunlamukayesesiz, verildigi gibi alinan ustelik notr algilanan ve disaridan bakis acisi ile degerlendirilendir.

 

Değişim-zaman-olgu-vaka-hareket- yada diğerleri bir bütünün işleyişe geçtiği şekildir. Bu bir insanın nefessiz bir ortamda susuzca yaşatmak ve bedeni olmadan araştırmakla eşdeğer. Bir araştırmada Gerçektende sonuca ulaşmak istiyorsanız onun kullandığı materyalleri tek tek değil bütünüyle araştırmanız gerekir.

 

Insanoglu faktorunun belirleyiciligi ve bildiriciligi olmazsa, hic biri olmaz. Buradaki kullandigin olguyu aciklarsan, daha iyiolur. Cunku olgu (fact) bilimsel, evrensel onay almis tartismasiz ve irade disi olan teorisi test edilebilen ve gozlem veren bilgidir. Bir seyi ne butunuyle ne de indirgemeci gormek, farkin farkina vardirmaz. Onemli olan seyi tum farklari ile bitrlikte algilayabilmek ve her farkin seyin bunyesindeki islevini ortaya koyabilmektir. Cunku insanoglu dili noktalamali ve ustuste konmalidir. Bunun da nelerin ust uste kondugu, ancak lineral ve lateral ve de yanyana temelli noktanin cizimsel acilimi ile olur. Mesela bir dene bakalim "kalem" de ne gibi ogeler gizli? Oyuzden seyin ortaya koyumu ancak kritik ve analitik bir zihniyet gerektirir.

 

İnsan oğlu zaman kavramını 1-2-3 anlamla yapılandırmamış. Bunun açık nedeni süreye saat geçen güne harekete hep zaman diye tarif etmesi.

Bu durumda da algıyı devreye koymak bir birinden farklı anlamlar çıkarılmasına neden olacak. Araştırma konusu ne ise onu araştırmak ve algıyı bu şekilde devreye koymak daha net cevaplar verdiriken her seferinde zamanla insan algısını ele almak zamanı kürdanla eşdeğer tutmaya benzemekte.

 

Yazının başındada bildirdiğim gibi Felsefeniz karışık ve kafa karıştırıcı..

:(

 

Kafasi karisan ve karisik algilayan olarak hem "felsefeniz" derken ne algiladiginizi, hem de neyin neden ve nerede "karisik/kafa karistirici" geldigini berlirtirseniz, belki size gore daha "anlasilir/algilanir" kilabilir, "netlestirebilirim.

Link to comment
Share on other sites

Zaman algısı sadece insanlara mı mahsustur?

Hayvanların zaman algısı içgüdüsel midir?

Güneşin doğuşunu bekleyen hayvanlar ya da güneş batmadan önce yuvasına çekilen hayvanlar, kışa hazırlık yapanlar, mevsimlere göre göç eden kuşlar hep içgüdüsel mi hareket ediyor yoksa zaman algısına sahip olanlar var mıdır?

 

İçgüdüsel olduğunu savunan, açıklamasını da yaparsa aydınlatıcı olacaktır.

Link to comment
Share on other sites

Zaman algısı sadece insanlara mı mahsustur?

Hayvanların zaman algısı içgüdüsel midir?

Güneşin doğuşunu bekleyen hayvanlar ya da güneş batmadan önce yuvasına çekilen hayvanlar, kışa hazırlık yapanlar, mevsimlere göre göç eden kuşlar hep içgüdüsel mi hareket ediyor yoksa zaman algısına sahip olanlar var mıdır?

 

İçgüdüsel olduğunu savunan, açıklamasını da yaparsa aydınlatıcı olacaktır.

 

Yukarida zaman degil, bir gozlem ve bu gozlemin verdigi bir davranis soz konusudur. Bu da zaten doga ile olan yasamsal bir tecrube, birikim sonucu gelmis olandir. Dolayisiyle burada bir zaman algisi yoktur, sadece gozlemsel/algisal ve yasamsal/iliskisel uygulamalar ve davranislar vardir. yani ortada bilinen o bes duyu soz konusudur.

 

Insanogluda zamani zaten bu gozlem ve ona yonelik dusunce ve davranis temelinde yaratmistir.

 

Yerin ve yer bunyesinde yasayan herhangibir parcanin, yasamasi ve yasamini surdurebilmesi icin, zamana ihtiyaci yoktur.

 

Belki insanoglu kendi bunyesindeki degisimi ve nesilsel aktarimi (genetik olan degil, verilen tarihi ve yasanmis; veri, deger tabu olarak ve genelde mustakil var olan varlik olarak olumu-olmek) gozlemlemeyip algilamasaydi, zamana ihtiyac duymuyacakti.

Link to comment
Share on other sites

Zamanı insana bağlayıp tekrardan aynı soruyu sormaktasınız. Hangi zaman.?

 

Zaman insanın ürünü olarak öğrenilebilirken evrenin ürünü olarak tekrarlanılamaz olanı ortaya çıkartır. Algı Alınan veridir doğruluğunu irdelemek ise bunu geçtiği yollarla olur. Yine döndük sizin insanın oluşturudğu zamana.

 

Benimde anlamadığım yada benim bildiğim tarafıyla zamanı incelerken onun tek tek farklarından yola çıkmak nasıl bir hata üretiyorsa yine aynı çerçevede bütünden yola çıkmakta aynı hatayı üretiyor. Zaman aynı çizgide aynı hızla ilerleyen bir kavram. Bu bir maddeyle bağlı değil. İnsan bu geçen süreye zaman demiş harekete olaya zaman demiş. Şimdi Farklı şeylere zaman denildiği apaçık ortadayken zaman kavramını tekbir yapıya indirgeyebilmek olabilirmi.

 

Dünya dediğimizde yaklaşık oalrak devbir gezegen gelir ama mavi canlılık dolu havası olan bir yapı gelir. Ama Dünya varmış kavramı dünyanın keşfi anlamına gelmez. İŞte zaman ve mekan ilişkiside böyle bir ilişkide. Mekandan bağımsız kılınabilen zaman madde yapısındaki ölçülebilir somut bir hızla alakalı bir şey değilken mekana bağlı zamanda binlerçe şekilde karşımıza çıkar.

 

Bilim zamanı var olarak ele alır. Bunu ele alırken hiçbir zaman terimlerin ürettiği kavram karmaşasını kullanmaz ve deneye tabi tutar. Deneylerde zamanın aynı zaman olduğunu ve maddedininde yine kendi içinde farklı bir işleyişinin olduğunu görür. Bilim bu işleyişede zamander. Çünkü Kanıtlayabilidği zaman bundan ibarettir. Maddeden bağımsız zaman deneye tabi kalamaz ve sürekliliği hakkında bilgi edinilemez. Bunu üreten Belki insan belkide başlangıçtan gelen herhangibir şey.

 

Felsefe derkense sizin sorularınıza hiçbir deneyde bulunamayacağım cevaplar verdiğim gibi siz bunları kanıtlaması deneysellikten uzak sorularla sürdürmeniz Felsefe düşüncedeki sorularla balşar ve bu şekilde ilerler. Sürekli soru sormak felsefenin bir yapısıdır.

 

Kafa karıştırıcı olansa Açıklamalarda Yazılarınızın anlamlarını açık değil karışık kullanmanı bu karışıklığı olabildiğince takipli hale getirmek için dikatçekici cümlelerle desteklemenizdir. Teorinizi yada düşüncenizi bir başkasına aktarırken kendinizi takip etirdiğinizde sıralamyı dikkate alarak dikkat çekici cümlelerle desteklediğinizde(yalanlama yada benzeri bir anlamda değildir) zihinsel faliyetler sizin düşünce şekliniz olan yazınızın taklitini oluşturmakta ve bunu anlamaksa kafa karıştırıcı bir hal almaktadır.

Link to comment
Share on other sites

Zaman işleyişiyle yada çalışamsıyla insandan uzak olamaz. Çünkü zamanın kavramını anlamlı kılan insandır. (Dil ve Psikoloji bilimi)

Dil bir bilgi aktarma metodu olarak bir çok ses ve yapıdan oluşur. Elma armut ... bu yapının birer sembollerindendir.(Dil bilimi)

Ama Elma dediğimizde insanın kavramlaştırdığı elma diye bir araştırma yapılabiliyor mu. KAvramı ele almak bilimin görevimi ( Sosyoloji bilimi)

Kavramlar üzerinde düşünce üretmek onlara şu yada bu şekilde bilgiler öne süremek nekadar gerçekcidir( felsefe)

Zaman kavram itibariyle tek bir anlam ifade etmez ve demez. Nedeniyse günlük yaşamda küçük bir süreyede zmana gözüyle bakmamızdan gerçer( Dil ve Psikoloji)

 

Buraya kadar soruları sorarken karşılarında bunları arayan bilimleride yazdım. Dikkatinizi çeken kısımda yaklaşık olarak Psikolojiye ve sosoyolojiye benzesede diğer bilimlerden ayrılan Dil bilimini kullanıyormuş gibi gürünüp saklana bir başak bilim ortaya çıktı.

Bu insanın düşünce güçüyle seçimlerini yaptığı anlamlar yüklediği FELSEFENİN ta kendisi.

 

Zaman soyut bir yapı olarak durmayı bilmeyen yavaşlamayı aklı bile almayan yapının adıdır.

Bilimde zaman ise bu yapıdan farklıdır.

Birçok tartışma forumlarında yada platformlarında Bilimin anladığı zamanlar soyut zaman çatışır ve hep muamma bir sonuç çıkar. Bu sonuç dönüp bakıldığında cevap olarak yine insanın araştırılmasında saklıdurur(PSİKOLOJİ).

 

Zamanı öğrenmeye çalışan insan Tıpkı reklamlar gibi bir sıranın ve serinin olacağından emindir. Ama bu serinin deneysel oluşu bilimselliğe yöneltirken düşüncesel oluşu bilimden uzaklaştırır. İŞte zaman bu nedenle küllerinden doğar ve küllerinden ölür.

Çünkü maddenin hareketini zaman olarak ele alan bilim bunu bir maddenin değişiminde oluşan olaylar olarak ele alır. Ama bu değişimin farklı mekanlarda farklı oluşu zamanın aslında bir küçük bir maddede ayrı olacağının kanıtıdır( ben bu deneylerdeki zamana zaman demediğimi bildireyim bunlar bir değişim sürecidir yavaşlayabilir hızlanabilir) ama bu parça toplam zamandan ayrılmadan devam etiğide gerçektir bu kez o küçük parça toplam zamanımı ileri alır Kendisi atladıysa bu zamanın kavramındamı sorun vardır.

 

İŞte zaman Anlamıyla soyutuda somutuda barındıran insanın oluşturduğu yada doğal olarak var olan yapıdır. Şimdi bu zaman kavramı açıkladığımla düşündüğünüzde sorular akla gelmezmi??

 

İnsan olmasaydı zaman nasıl olur:?? (insan dışı varlıklar bizim zaman dediğimize karınca diyebilirler hatta daha zeki olabilirler.)

İnsanın ürettiği zaman kavramı algı/gözlem sonucumu? (soru psikoloji ve dile benzeyebilir ama insanın ürettiği kısmı deneye tabi tutulamaz.)

Zaman insandan başka bir yapıda hissedilirmi?? (maddenin canlı olup olamdığını maddeyle ölçmekteyiz veya zeki varlıklar varsa bunu nasıl cevaplarız)

 

BU soruları araştırabilme ve deneyebilme imkanımız yok. BU sorular Felsefenin düşünce üzerine ürettiği açık seçik sorular olmaktan öteye gidemez.

Link to comment
Share on other sites

 

Benimde anlamadığım yada benim bildiğim tarafıyla zamanı incelerken onun tek tek farklarından yola çıkmak nasıl bir hata üretiyorsa yine aynı çerçevede bütünden yola çıkmakta aynı hatayı üretiyor. Zaman aynı çizgide aynı hızla ilerleyen bir kavram. Bu bir maddeyle bağlı değil. İnsan bu geçen süreye zaman demiş harekete olaya zaman demiş. Şimdi Farklı şeylere zaman denildiği apaçık ortadayken zaman kavramını tekbir yapıya indirgeyebilmek olabilirmi.

 

Buradaki tek yapi bizlerinde uyesi oldugu insanogludur. Sonucta farkli seylere zaman diyen tek bir yapi var, oda insanoglu.

 

Bilim zamanı var olarak ele alır. Bunu ele alırken hiçbir zaman terimlerin ürettiği kavram karmaşasını kullanmaz ve deneye tabi tutar. Deneylerde zamanın aynı zaman olduğunu ve maddedininde yine kendi içinde farklı bir işleyişinin olduğunu görür. Bilim bu işleyişede zamander. Çünkü Kanıtlayabilidği zaman bundan ibarettir. Maddeden bağımsız zaman deneye tabi kalamaz ve sürekliliği hakkında bilgi edinilemez. Bunu üreten Belki insan belkide başlangıçtan gelen herhangibir şey.

 

Buradaki varsayiminiz, insanoglu disi bir guc mu? Ayrica oyle olsa bile bu gucu de yine kendi adina, ait, icin eliyle ortaya koyan insanogludur ve bu tek tarafli bir monologdur. Yani ortaya koyulan insanoglu degilse, buradaki tek rolu insanogluna yansimak ve gozlem vermektir.

 

Felsefe derkense sizin sorularınıza hiçbir deneyde bulunamayacağım cevaplar verdiğim gibi siz bunları kanıtlaması deneysellikten uzak sorularla sürdürmeniz Felsefe düşüncedeki sorularla balşar ve bu şekilde ilerler. Sürekli soru sormak felsefenin bir yapısıdır.

 

Eger bir felsefeden bahsedeceksen, bu felsefe bir seyi kanitlama yerine, gozlem ile kanitlanmis olani cikarsama, sorgulama, curutme ve yanlislama yoluyla sorunsal resmini ortaya koyar. Bu resim numenal yeti olarak insanlasamamis olan insanogludur.

 

Kafa karıştırıcı olansa Açıklamalarda Yazılarınızın anlamlarını açık değil karışık kullanmanı bu karışıklığı olabildiğince takipli hale getirmek için dikatçekici cümlelerle desteklemenizdir. Teorinizi yada düşüncenizi bir başkasına aktarırken kendinizi takip etirdiğinizde sıralamyı dikkate alarak dikkat çekici cümlelerle desteklediğinizde(yalanlama yada benzeri bir anlamda değildir) zihinsel faliyetler sizin düşünce şekliniz olan yazınızın taklitini oluşturmakta ve bunu anlamaksa kafa karıştırıcı bir hal almaktadır.

 

Kisaca anlatmaya calisayim. Birinci konu insanoglu faktorunun belirleyici ve belirtici rolunun su an alternatifsizligidir. Ayrica bu alternatifsizligin tek tarafli monolog olmasidir. Kisaca bunun adi yapilandirmaci epistemolojidir ve herseyin bir insanoglu yapilandirmaciligi oldugunu ortaya koyar.

 

Ikinci konu bu ortaya koyumun insanoglunun numenal yetisi olan beyninin fonksiyonu kavram ile ortaya koymasidir.

 

Ucuncu konu, bu ortaya koyumun yapi ve isleyisinin dogal dusunce olarak insandisi ve insanlikdisi temellere dayandirilmasidir.

 

Dorduncu konu bu yapi ve isleyisin disaridan ve notr algi ile sorunsal resminin gozleminin ortaya koyumudur.

 

Son olarak ta, insanoglu numenal yetisinin kullanim ve paylasimini insanlasmak adina yenileleyek olan birey bilincinin tur bilinci duzeyli numenal devrimidir. Yani beynin fonksiyonunun dogal zihniyetten insan temelli zihniyete devrimi.

 

Ayrica bu bir devrimdir, cunku beynin kendi kendine evrimsel gelismesine degil; insanoglunun kendi beyninin fonksiyonunu kendisi sorgulayarak bilincli ve farkinda olarak degistirmesine baglidir.

 

Butun bunlar sitede farkli basliklarda ara ara islenmistir. Isterseniz konuyu konusuna gore ilgili basliklarda da surdurebiliriz.

 

Son olarak kisaca evrensel-insan zihniyeti olarak aciklamaya calistigim bu devrim, sorunun algisina ve hangi duzeyde algilandigina, bilincli ve farkindaolarak dusunce uretimine, ve bu devrimi gerceklestirmedeki bilimsel,bilissel epistemolojik temele dayanir. Fenomenden, yani varliktan degil; numenal yeti fonksiyonundan, bilgi den, gozlemden, teoriden teori testten olgudan ve yanlislanabilirlikten yola cikar.

 

Konu metafizik (ontoloji/teoloji), etik degil; epistemoloji, mantik ve metodolojidir.

 

Bu da en basta serbest dusunceyi ve birey (ben, bencillik, bananecilik, bireycilik degil) bilincini ve bilincli ve farkinda olarak kazanimini gerektirir.

 

Aciklamalarim zaman konusunun disindadir, o yuzden konu dagilmamasi adina, eger bir yazisma olacaksa, gereken basliklar tercih edilmesi uygun duser.

Link to comment
Share on other sites

Zaman işleyişiyle yada çalışamsıyla insandan uzak olamaz. Çünkü zamanın kavramını anlamlı kılan insandır. (Dil ve Psikoloji bilimi)

Dil bir bilgi aktarma metodu olarak bir çok ses ve yapıdan oluşur. Elma armut ... bu yapının birer sembollerindendir.(Dil bilimi)

Ama Elma dediğimizde insanın kavramlaştırdığı elma diye bir araştırma yapılabiliyor mu. KAvramı ele almak bilimin görevimi ( Sosyoloji bilimi)

Kavramlar üzerinde düşünce üretmek onlara şu yada bu şekilde bilgiler öne süremek nekadar gerçekcidir( felsefe)

Zaman kavram itibariyle tek bir anlam ifade etmez ve demez. Nedeniyse günlük yaşamda küçük bir süreyede zmana gözüyle bakmamızdan gerçer( Dil ve Psikoloji)

 

Buraya kadar soruları sorarken karşılarında bunları arayan bilimleride yazdım. Dikkatinizi çeken kısımda yaklaşık olarak Psikolojiye ve sosoyolojiye benzesede diğer bilimlerden ayrılan Dil bilimini kullanıyormuş gibi gürünüp saklana bir başak bilim ortaya çıktı.

Bu insanın düşünce güçüyle seçimlerini yaptığı anlamlar yüklediği FELSEFENİN ta kendisi.

 

Zaman soyut bir yapı olarak durmayı bilmeyen yavaşlamayı aklı bile almayan yapının adıdır.

Bilimde zaman ise bu yapıdan farklıdır.

Birçok tartışma forumlarında yada platformlarında Bilimin anladığı zamanlar soyut zaman çatışır ve hep muamma bir sonuç çıkar. Bu sonuç dönüp bakıldığında cevap olarak yine insanın araştırılmasında saklıdurur(PSİKOLOJİ).

 

Zamanı öğrenmeye çalışan insan Tıpkı reklamlar gibi bir sıranın ve serinin olacağından emindir. Ama bu serinin deneysel oluşu bilimselliğe yöneltirken düşüncesel oluşu bilimden uzaklaştırır. İŞte zaman bu nedenle küllerinden doğar ve küllerinden ölür.

Çünkü maddenin hareketini zaman olarak ele alan bilim bunu bir maddenin değişiminde oluşan olaylar olarak ele alır. Ama bu değişimin farklı mekanlarda farklı oluşu zamanın aslında bir küçük bir maddede ayrı olacağının kanıtıdır( ben bu deneylerdeki zamana zaman demediğimi bildireyim bunlar bir değişim sürecidir yavaşlayabilir hızlanabilir) ama bu parça toplam zamandan ayrılmadan devam etiğide gerçektir bu kez o küçük parça toplam zamanımı ileri alır Kendisi atladıysa bu zamanın kavramındamı sorun vardır.

 

İŞte zaman Anlamıyla soyutuda somutuda barındıran insanın oluşturduğu yada doğal olarak var olan yapıdır. Şimdi bu zaman kavramı açıkladığımla düşündüğünüzde sorular akla gelmezmi??

 

İnsan olmasaydı zaman nasıl olur:?? (insan dışı varlıklar bizim zaman dediğimize karınca diyebilirler hatta daha zeki olabilirler.)

İnsanın ürettiği zaman kavramı algı/gözlem sonucumu? (soru psikoloji ve dile benzeyebilir ama insanın ürettiği kısmı deneye tabi tutulamaz.)

Zaman insandan başka bir yapıda hissedilirmi?? (maddenin canlı olup olamdığını maddeyle ölçmekteyiz veya zeki varlıklar varsa bunu nasıl cevaplarız)

 

BU soruları araştırabilme ve deneyebilme imkanımız yok. BU sorular Felsefenin düşünce üzerine ürettiği açık seçik sorular olmaktan öteye gidemez.

 

Bu mesajina bir yanit vermeyi, sana yazdigim son mesaja gelecek yanit sonrasina biraktim.

Link to comment
Share on other sites

  • 1 ay sonra...

Saygideger Panteidar`in sorusu gozden kacmis ama oldukca onemli ve ilginc bir soru kanimca.

Bir kac makaleye ulastim ,okudum.

Konu ozelinde mantik yurutecek ve ya kurgu yapacak kadar donanimli degilim.

O nedenle sadece ilginc buldugum bir kac makaleyi paylasmak isterim.

 

Dogs Perceive Time

Modeling time perception in rats

Are animals stuck in time

 

 

Link to comment
Share on other sites

  • 3 ay sonra...

Scientific American dergisinin "Zaman" ile ilgili özel sayısını okuyorum şu günlerde. İçinde pek çok ilginç makale var ve bilim dünyasının günümüzde geldiği noktada "Zaman" konusuna yaklaşımlar, zamanın ne olduğu, başının, sonunun olup olmadığı, sürekli ya da ayrık olup olmadığı, hatta herşeyden önce bir illüzyon olup olmadığı tartışılıyor.

 

Fırsat bulduğumda bu konuda birşeyler yazmak istiyorum.

Link to comment
Share on other sites

Zaman algısı sadece insanlara mı mahsustur?

Hayvanların zaman algısı içgüdüsel midir?

Güneşin doğuşunu bekleyen hayvanlar ya da güneş batmadan önce yuvasına çekilen hayvanlar, kışa hazırlık yapanlar, mevsimlere göre göç eden kuşlar hep içgüdüsel mi hareket ediyor yoksa zaman algısına sahip olanlar var mıdır?

 

İçgüdüsel olduğunu savunan, açıklamasını da yaparsa aydınlatıcı olacaktır.

 

 

Sayin Panteidar;

 

Biyolojik saat ve onun degiskenligi seklinde aciklayabiliriz sanirim. Ama insanlarla benzer.

 

Tamamen icgudusel.

 

Mesela saat kurmaksizin belli bir saatte uyanabilen insanlar. Mesela tum kis boyunca,degisken bir zaman algisiyla uyuyan hayvanlar.

 

Veya bilincalti sayesinde, ruyadaki degisken zaman.

 

 

Insana iliskin zaman kavrami, hayati kolaylastirmak adina olusturulmus bir kavramdir.

 

Ancak biyolojik saat, gundelik yasamda algilanan zaman kavramindan cok daha farklidir. Bagimsiz hareket eder. Ornegin sizin (varsayalim) gece saat 03.00'de uyuyup, 04.00'de gayet zinde sekilde uyanmaniz gibi.

 

Veya horozun, daha erken uyanip gun dogumunu beklemesi ve o esnada otmesi gibi.

Link to comment
Share on other sites

  • 10 sene sonra...
On 16.09.2011 at 21:57, evrensel-insan yazdı:

 

Degisim, fenomenal midir, yoksa insanoglunun algisinin/gozleminin bir ifadesi midir?

 

Hareketi ele aldigimizda, hareket, sabitin hareketi midir?, yoksa seyin kendisi midir?

 

Degisim gozlem verebilmesi , zamana mi yoksa harekete mi baglidir?

 

Hareketin gozlem verebilmesi, zamana mi, yoksa degisime mi baglidir?

 

Hareket ve degisim, zaman olmadan gozlemlenemez mi?

 

Insanoglunun yarattigi zamani, insanogluna algilatan ve gozlemleten nedir?

Tavuk mu yumurtadan çıkar yumurta mı  tavuktan? bu bildik sorudur. Yüzeysel olarak yumurtadan civciv çıkar diyenler olsada 🤣🤣🤣 bu sorunun cevabı başlangıca dönmektedir tavuk karmaşık bir yapıdır yumurta ise basit yaşam basitten karmaşığa ilerler o halde başlangıç için yumurtadan tavuğun çıktığını görmeliyiz. 

Bu bağlamda maddenin yada parçacığın Kendi çapı kadar yaptığı hareket bir  birimidir bunada zaman diyoruz. zamanın görecesi  diye bir şey olamaz bilimde görece demek hata payı demektir görece diyerek

-yaa bu işte hata ve sapmalar var ama şu şundan bu bundan diyerek kıvranmanın diğer adıdır.  

Link to comment
Share on other sites

  • 1 sene sonra...

Zaman yalnızca gezegenin hareketini (uzamsal değişim, uzunluk) tanımlar. Biz insanlar, kendi ekseni etrafında dönen ve güneşin etrafında dönen gezegenimizin hareketini sayarız. Gezegenin zamanı (hareketi) güneşe göre ayarlanmıştır. Bileşenler (ikinci, dakika, saat, gün, hafta...) sadece düşünce dünyamızın parçalarıdır, gerçek fiziksel dünyanın değil. Fiziksel dünya yalnızca objelerden oluşur. Diğer her ''şey'' insan yapımı fikirler ve kavramlardır. Kavramlar fiziksel olarak gerçek değildir, sadece bizim zihnimizden cıkmadır.

Mekanın (evrenin) başlangıcı ve sonu yoktur. Ucu bucağı, yanları yoktur. Sonsuz boyutta sonsuzluktur, mekan.

Insanın zamansal hayal gücü:

hatırlanan geçmiş

algılanan şimdi (insan sadece şimdide yaşar!)

hayal edilen gelecek

Geçmiş ve gelecek, düşünme aygıtımızın saf düşünce kurgularıdır ve gerçeklikle hiçbir ilgileri yoktur! Mekan ve zaman öncelikle 'zihnin düzenleme kalıplarıdır'.

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...