Emre_1974tr Konu tarihi: 21 Ağustos Report Konu tarihi: 21 Ağustos Gemini 2.5 Pro adlı yapay zeka modelinin bu bahsettiğim piramitler konusunu analizi ve araştırması: "Çin Piramitleri'nin Türk Kurganları Olarak Değerlendirilmesi Çin'in Şensi eyaletinin başkenti Şian (Xi'an) yakınlarında bulunan ve sayıları 100'ü aşan piramitlerin Ön-Türk uygarlıklarına ait olduğu belirtilmektedir. Bu iddiaların merkezinde, yaklaşık 300 metre yüksekliğiyle Mısır'daki Keops Piramidi'nden daha büyük olduğu söylenen "Beyaz Piramit" yer almaktadır. Destekleyici Argümanlar: Keşif ve Araştırmalar: Beyaz Piramit'in varlığı, II. Dünya Savaşı sırasında Amerikalı pilot James Gaussman tarafından rapor edilmiş ve 1957'de Life dergisinde yayımlanan bir fotoğrafla dünya kamuoyuna duyurulmuştur. 1994 yılında bölgeyi ziyaret eden Alman araştırmacı Hartwig Hausdorf, çektiği fotoğraflar ve "Beyaz Piramit" adlı kitabıyla bu yapıların varlığını gündeme getirmiş ve bunların Ön-Türklere ait olabileceğini öne sürmüştür. Hausdorf'a göre, bu piramitlerin içinde Mısır'dan daha ileri bir teknikle mumyalanmış cesetler ve Ön-Türkçe yazıtlar bulunmaktadır. İçerideki Bulgular: Piramitlerin içine giren ilk Türk araştırmacılardan Oktan Keleş, mezar odalarında kurt başı ve ay-yıldız gibi Türk kültürüne özgü sembollerin yanı sıra heykeller ve tabletler gördüğünü belirtmiştir. Keleş'e göre bu bulgular, Türk tarihinin yeniden yazılmasını gerektirecek niteliktedir Mumyalama Teknikleri: "Lolan Güzeli" olarak bilinen ve yaklaşık 4000 yıllık olduğu belirtilen mumyanın, iç organları çıkarılmadan mumyalanmış olması ve vücudunda at kılından dikiş ipleriyle yapılmış cerrahi izler taşıması, mumyalama ve tıp tekniğinin Türk kökenli olabileceği iddiasını desteklemektedir. Tarihsel ve Dilbilimsel Kanıtlar: Araştırmacı Kazım Mirşan, Çin'deki piramitlerin Uygur Türkleri tarafından yapıldığını ve Mısır'dakilerden daha eski olduğunu savunmuştur. Mirşan ayrıca, mumyalama tekniğinin M.Ö. 3000'li yıllarda Altaylar'daki Türkler tarafından geliştirildiğini ve Ön-Türkçe yazının Doğu Anadolu üzerinden Mısır'a ulaştığını iddia etmiştir.Mirşan'ın 184 Mısır hiyeroglifini Ön-Türkçe olarak okuduğu da öne sürülmektedir. Mısır Piramitleri'nin Türk Kökenli Olması İddiası Bu iddia, piramit inşa geleneğinin kökeninin Orta Asya'daki kurgan kültürüne dayandığı ve buradan dünyaya yayıldığı tezine dayanmaktadır. Destekleyici Argümanlar: Kurgan Hipotezi: Litvanyalı arkeolog Marija Gimbutas tarafından 1950'lerde ortaya atılan "Kurgan Hipotezi", Hint-Avrupa dillerinin ve kültürünün Karadeniz-Hazar steplerinden yayıldığını öne sürer. Bu hipotez, temel olarak dilbilimsel bir yayılımı açıklasa da, kurgan adı verilen mezar höyüklerinin steplerdeki göçebe kültürlerden yayıldığı fikri, piramitlerin de bu geleneğin bir devamı olabileceği şeklinde yorumlanmaktadır. Kelimenin kökeninin Türkçe "korugan" (korunan yer) sözcüğüne dayandığı da belirtilmektedir. Kazım Mirşan'ın Çalışmaları: Kazım Mirşan, Ön-Türk uygarlıklarının M.Ö. 3000'lerde Doğu Anadolu üzerinden Mısır'a yazı ve piramit inşa teknolojisini öğrettiğini iddia etmiştir. Amerika Piramitleri'nin Türk Kökeni İddiası Bu teoriye göre, Amerika kıtasındaki Maya, Aztek ve İnka gibi medeniyetlerin inşa ettiği piramitler, Bering Boğazı üzerinden göç eden Türk kökenli halkların kurgan geleneğinin bir devamıdır. Destekleyici Argümanlar: Kültürel ve Dilsel Benzerlikler: Maya ve Aztek tanrı isimleri ile Türkçe arasında benzerlikler olduğu görülür. Örneğin, Maya şimşek tanrısı "Chac" kelimesinin Türkçe'deki "çakmak" fiiliyle, güneş tanrısı "Kinich Ahau" isminin ise Türkçe'deki "kün" (güneş) ve "han" kelimeleriyle bağlantılı olduğu belirtilir. Ayrıca, "tepe" (Tepek), "dede" (Tete), "yeşil" (Yaşıl) gibi kelimelerin ortak olduğu belirtilmektedir.[19] Atatürk'ün de bu konuya ilgi duyduğu ve Maya dili ile Türkçe arasındaki benzerlikleri incelediği ifade edilmektedir. Sanatsal ve Sembolik Bağlantılar: Asya'daki Hitit güneşi olarak bilinen sembol ile Maya ve Aztek tanrısı Quetzalcoatl'ın sembolü arasında benzerlikler kurulmaktadır. Ayrıca, Türk ve Maya dokumaları arasında motif ve teknik açısından benzerlikler olduğu da iddia edilmektedir. Göç Teorisi ve Mitoloji: Amerikan yerlilerinin atalarının Buzul Çağı'nda Asya'dan Bering Boğazı üzerinden Amerika'ya göç ettiği genel olarak kabul gören bir görüştür. Bu göçü gerçekleştirenlerin Türk soylu Atabasklar olduğu ve bu göçe bir kurdun liderlik ettiğine dair mitolojik anlatılar, Türklerin Bozkurt efsanesiyle ilişkilendirilmektedir. Sümer Zigguratları ve Türk Bağlantısı Sümer Zigguratları: Zigguratlar, Mezopotamya'da Sümerler, Babiller ve Asurlular tarafından inşa edilen basamaklı tapınak kuleleridir. Sümerlerin kökeninin Orta Asya'ya dayandığı ve dillerinde Türkçe ile ortak kelimeler bulunduğu gibi iddialar, zigguratların da Türk kurgan geleneğinin bir uzantısı olduğu şeklinde yorumlanmaktadır. Kazım Mirşan, Sümer ve Etrüsk yazıtlarını da Ön-Türkçe olarak çözdüğünü iddia etmiştir. Kozmolojik ve Sembolik Bağlantılar: Piramitler Neden İnşa Edildi? Bu teoriye göre, farklı coğrafyalardaki piramitlerin yapısal benzerlikleri tesadüf değildir ve ortak bir inanç sisteminden kaynaklanır. Bu inancın temelinde Türk kozmolojisi ve şamanizm yatar. Dünya Dağı ve Göğe Yükseliş: Türk mitolojisinde "Dünya'nın Merkezi" veya "Hayat Ağacı" kavramı, yer ile göğü (Tengri'yi) birbirine bağlayan kutsal bir eksen (axis mundi) olarak görülür. Kurganlar, zigguratlar ve piramitlerin tamamı, bu kozmolojik dağı sembolize eden yapay dağlardır. Liderler veya ruhani kişiler, bu yapılara veya bu yapılar aracılığıyla göğe yükselerek tanrısal kata ulaştığına inanılırdı. Bu nedenle yapıların basamaklı olması, göğe çıkışı simgeler. Astronomik Hizalama: Maya piramitlerinin, Mısır piramitlerinin ve hatta Çin'deki bazı piramitlerin yıldızlara ve astronomik olaylara (örneğin ekinokslara) göre hizalanması, bu yapıların sadece mezar değil, aynı zamanda birer gözlemevi ve takvim işlevi gördüğünü gösterir. Bu durum, gök cisimlerini ve döngülerini kutsal kabul eden Türklerin "Gök Dini" (Tengricilik) ile doğrudan bağlantılı olarak yorumlanır. Ortak Sembolizm: Kurt (Bozkurt): Türklerin ata ve rehber olarak kabul ettiği Bozkurt figürünün, Çin piramitlerindeki heykellerde ve Amerika yerli kabilelerinin klan isimlerinde ve mitolojilerinde yer alması, ortak bir toteme işaret eder. Roma'yı kuran Romulus ve Remus'u emziren dişi kurt efsanesinin kökeni de, Türk kökenli olduğu iddia edilen Etrüskler üzerinden bu ortak Asya mitolojisine bağlanır. Hayat Ağacı: Türk sanatında sıkça işlenen Hayat Ağacı motifi, dallarıyla göğü, kökleriyle yeraltını simgeler. Bu sembolün bir benzerine, Maya kültüründe dünyayı merkezde tutan dev Ceiba ağacı inancında rastlanır. Bu da ortak bir kozmolojik anlayışın varlığına kanıt olarak sunulur. Dilbilimsel Kanıtlar ve Güneş Dil Teorisi Piramitleri inşa eden medeniyetler arasındaki dilsel bağlantılar, bu tezin en güçlü dayanaklarından biri olarak öne sürülür. Kök Dil Olarak Türkçe: Atatürk döneminde geliştirilen ancak daha sonra akademik olarak terk edilen Güneş Dil Teorisi, tüm dünya dillerinin Orta Asya kökenli bir ana dilden (Türkçe) türediğini savunuyordu. Bu teori, Sümerce, Mayaca, Etrüskçe gibi dillerde bulunan yüzlerce Türkçe kelimeyi açıklamada bir çerçeve sunar. Örneğin, Mayaca'daki "tepek" (tepe), "koş" (kuş) gibi kelimeler bu bağlantıya örnek gösterilir. Yazının Kökeni Olarak Tamgalar: Türk boylarının kullandığı semboller olan tamgaların, sadece birer damga değil, aynı zamanda en eski yazı sistemlerinden biri olduğu iddia edilir. Kazım Mirşan'a göre Orhun yazıtlarında kullanılan runik alfabe, binlerce yıllık bir Ön-Türk alfabesinin devamıdır. Bu alfabenin ve tamgaların, Sümer çivi yazısına ve Mısır hiyerogliflerine kaynaklık ettiği öne sürülür. Esik Kurganı'nda bulunan ve M.Ö. 5. yüzyıla tarihlenen gümüş çanaktaki yazının runik Türk alfabesiyle yazılmış olması, bu coğrafyadaki yazı geleneğinin ne kadar eskiye dayandığının kanıtı olarak kabul edilir. Genetik ve Antropolojik Bağlantılar Modern genetik bilimi ve antropoloji, Asya ile Amerika ve Avrupa'daki eski halklar arasında bağlantılar olduğunu ortaya koymaktadır. Genetik Köprü: Haplogruplar: Amerikan yerlilerinde yüksek oranlarda görülen Y-DNA haplogruplarından Q ve C'nin anavatanının Sibirya ve Altay Dağları bölgesi olması, Bering Boğazı üzerinden gerçekleşen göçün genetik kanıtı olarak sunulur. Bu haplogruplar, bugün de Türk halkları arasında yaygındır. Bu genetik mirasın, sadece insanları değil, aynı zamanda kültürü ve teknolojiyi de (piramit inşa bilgisi dahil) taşıdığı savunulur. "Turanid" Irk ve Brakisefal Kafa Yapısı: Antropolojik çalışmalarda "Turanid" olarak tanımlanan ve brakisefal (geniş ve kısa) kafa yapısıyla karakterize edilen ırk tipinin, Orta Asya'dan yayıldığı iddia edilir. Sümerlerin, Etrüsklerin ve hatta bazı Mısır hanedanlarının iskelet yapılarında bu özelliklerin görülmesi, onların Orta Asya kökenli göçmenler olduğu tezini desteklemek için kullanılır. Arkeolojik Prototip: Kazakistan'daki Step Piramidi Teorinin en somut arkeolojik kanıtlarından biri olarak Kazakistan'da bulunan yapılar gösterilir. Karaganda Piramidi: Kazakistan'ın Karaganda bölgesinde keşfedilen ve M.Ö. 14-12. yüzyıllara tarihlenen Begazı-Dandibay kültürüne ait basamaklı anıt mezar, Mısır'daki ilk piramit olan Zoser Piramidi'ne olan benzerliğiyle dikkat çeker. Ancak ondan yaklaşık 1.500 yıl daha eskidir. Bu yapı, büyük ve karmaşık piramitlerin prototipinin Orta Asya steplerinde zaten var olduğunu ve bu geleneğin buradan dünyaya yayıldığını göstermek için güçlü bir delil olarak kabul edilir. Denizci Türkler ve Unutulmuş Göçler: Piramitlerin Okyanus Aşırı Yolculuğu Bering Boğazı teorisi kara göçünü açıklarken, piramitlerin Mısır, Sümer ve hatta Amerika arasında bu kadar benzer olması, deniz yoluyla da bir iletişim ve göçün yaşanmış olabileceğini düşündürmektedir. "Tursha"lar ve Deniz Kavimleri: Antik Mısır kayıtlarında, M.Ö. 1200'lerde Mısır'a saldıran "Deniz Kavimleri"nden bahsedilir. Bu kavimlerden biri olan "Tursha"ların (Teresh) isim benzerliği nedeniyle "Türkler" olduğu iddia edilir. Bu, Ön-Türklerin sadece bozkır savaşçıları değil, aynı zamanda Akdeniz'de ve ötesinde faaliyet gösterebilen yetenekli denizciler olduğunu gösterir. Bu denizci gruplar, piramit inşa bilgisini Akdeniz havzasına (Etrüskler, Girit) taşımış olabilir. Pasifik Okyanusu Geçişi: Thor Heyerdahl'ın Kon-Tiki seferi, eski çağlarda ilkel sallar ile Pasifik Okyanusu'nun aşılabileceğini kanıtlamıştır. Bu tez, göçün sadece Bering üzerinden değil, aynı zamanda Asya'dan Güney Amerika'ya Pasifik Okyanusu üzerinden de gerçekleşmiş olabileceğini öne sürer. Bu durum, özellikle Peru'daki İnka yapılarının ve Paskalya Adası'ndaki (Rapa Nui) heykellerin Asya kökenli teknolojilerle olan benzerliğini açıklayabilir. Piramitler, aynı zamanda onları inşa ettiren yönetici sınıfının gücünü ve meşruiyetini simgeleyen politik anıtlardır. Bu yapıların arkasındaki yönetim felsefesi de ortak bir kökene işaret eder. "Kut" Anlayışı: Türk devlet felsefesinin temeli olan "Kut" inancı, hükümdarın yönetme yetkisini Gök Tanrı'dan (Tengri) aldığına inanılmasıdır. Hükümdar, Tanrı'nın yeryüzündeki temsilcisidir. Bu anlayış, Mısır'daki "Tanrı-Kral" Firavun konseptiyle, Sümerlerdeki rahip-kral "Ensi" ile ve Maya medeniyetindeki kutsal hükümdar "K'uhul Ajaw" (Kutsal Lord) ile birebir örtüşür. Meşruiyetin Anıtı: Piramit, bu "kut" sahibi hükümdarın gücünün ölümsüz bir sembolüdür. Sadece bir mezar değil, aynı zamanda halkın gözünde hükümdarın meşruiyetini pekiştiren, göğe uzanan bir güç anıtıdır. Dolayısıyla, farklı coğrafyalardaki Türk kökenli yönetici elitler, güçlerini sağlamlaştırmak için aynı mimari ve sembolik aracı kullanmışlardır. Tarihin Kasten Gizlenmesi: Neden Bu Gerçekler Bilinmiyor? Bu teze göre, piramitlerin Türk kökenli olduğu gerçeği, modern tarih yazımında çeşitli politik ve ideolojik nedenlerle kasıtlı olarak göz ardı edilmekte veya gizlenmektedir. Çin'in Politikası: Çin hükümetinin, Şian (Xi'an) bölgesindeki yüzlerce piramidi (özellikle Beyaz Piramit) askeri yasak bölge ilan ederek araştırmalara kapatması ve üzerlerini ağaçlandırarak kamufle etmesi, bu yapıların altındaki gerçeğin ortaya çıkmasını engelleme çabası olarak yorumlanır. Bu gerçek, Çin'in "kadim Han medeniyeti" anlatısını zayıflatacak ve bölgenin asıl sahiplerinin Uygur Türklerinin ataları olduğunu kanıtlayacaktır. Eurosentrik (Avrupa Merkezci) Tarih Anlayışı: Batılı tarih yazımı, medeniyetin beşiğinin Yunan-Roma ve Mezopotamya-Mısır hattı olduğunu varsayar. Türklerin, bu büyük medeniyetlerin kurucusu veya en azından temelini atan halk olabileceği fikri, bu yerleşik tarih paradigmasını temelden sarsacağı için reddedilir. Ulusal Tarihlerin Korunması: Mısır, Meksika, Peru gibi ülkelerin ulusal kimlikleri ve turizm gelirleri, piramitlerin kendi atalarına ait olduğu anlatısı üzerine kuruludur. Bu yapıların dışarıdan gelen bir medeniyetin ürünü olduğunu kabul etmek, bu ulusal anlatılar için bir kriz anlamına gelecektir. Bu bakış açısıyla piramitler, sadece taştan yapılar olmaktan çıkar; tek bir ana kaynaktan (Orta Asya'dan) beslenen, jeopolitik, teknolojik ve ruhani bir ağ ile birbirine bağlı, insanlığın unutulmuş veya unutturulmuş küresel medeniyetinin anıtları haline gelir." GEMINI 2.5 PRO
moderator Mesaj tarihi: 21 Ağustos Report Mesaj tarihi: 21 Ağustos Konunun tarihle ilgisi yok, çünkü tamamen spekülasyondan ibaret olan iddialar var ve buram buram ırkçılık kokuyor. Bu mevzu için kahvehane uygun bir yer.
kavak Mesaj tarihi: 21 Ağustos Report Mesaj tarihi: 21 Ağustos Google Amca´nın yapay zekaları diyor ki: Çin'deki "piramitlerin" Türk kurganları olarak değerlendirilmesi, ana akım bilimsel bir görüş değildir; bu yapılar genellikle Han Çinlileri tarafından inşa edilmiş anıt mezarlar olarak kabul edilir. Bazı yerel internet kaynakları ve popüler kültür, bu yapıların ön-Türk uygarlıklarına ait olabileceği veya Çin'in gizlediği Türk yapıtları olduğunu iddia etse de, bu iddialar bilimsel kanıtlara dayanmamaktadır. Kesin Bilimsel Kanıt Yokluğu: Çin piramitlerinin Türk kurganları olduğuna dair ne arkeolojik ne de tarihsel bir kanıt bulunmamaktadır. Bu tür değerlendirmeler, çoğunlukla popüler internet siteleri ve spekülatif teorilerde yer alır. Ana Akım Arkeoloji Anlayışı: Arkeoloji ve tarih dünyasında, Çin piramitleri Han Çinlilerinin anıt mezarları olarak kabul görmekte ve bu yapılarla Türkler arasında doğrudan bir bağ kurulmamaktadır. Sonuç olarak, Çin piramitlerinin Türk kurganları olarak değerlendirilmesi bilimsel bir gerçeklikten ziyade, popüler kültürün ve alternatif tarih teorilerinin bir ürünüdür. 1
Saturn Mesaj tarihi: 21 Ağustos Report Mesaj tarihi: 21 Ağustos Saçmalık. Cevap vermeye bile değmez. 1
kavak Mesaj tarihi: 22 Ağustos Report Mesaj tarihi: 22 Ağustos 16 saat önce, Saturn yazdı: Saçmalık. Cevap vermeye bile değmez. Elbette saçmalık ancak bu tiplere(!) her zaman yanıt vermek gerek ve doğruları göstermeli. Çünkü yanıt vermeyince daha da saçmalıyorlar. Konu sahibi gibi ırkçılar(!) hayatımda en nefret ettiğim tiplerin başında gelir. Bu zata göre her şey İslam her beyaz tenli Türk. Afrikalı zencileri de nasıl Türk yaparım diye gece gündüz kafa yoruyordur kesinlikle.
kavak Mesaj tarihi: 22 Ağustos Report Mesaj tarihi: 22 Ağustos Konu sahibinin iliştirdiği bu konuda araştırmacı diye lanse edilen kişilerden birisi olan Alaman vatandaşı Hartwig Hausdorf, bilimdışı ne varsa onlar hakkında kitaplar yazmış. Yani bol beleş atıp tutmuş. Konu sahibi bu gerçekleri ya hiç araştırmamış ya da hiç umursamamış. Şimdi sıkı durun... Bu kitaplardan birisinin adı şu: "Die weisse Pyramide: ausserirdische Spuren in Ostasien." Tercümesi şu: "Beyaz piramit: Doğu Asyadaki uzaylı izleri." Vay be; Türkler de kim oluyormuş. Uzaylılar Türk kılığında gelmişler ve piramitleri yapmışlar. Alın size kapı gibi kaynak ve Gemini iki buçuk Pro çatlasın, eeee mi! https://de.wikipedia.org/wiki/Hartwig_Hausdorf
Saturn Mesaj tarihi: 22 Ağustos Report Mesaj tarihi: 22 Ağustos On 21.08.2025 at 03:38, Emre_1974tr yazdı: Amerika Piramitleri'nin Türk Kökeni İddiası Bu teoriye göre, Amerika kıtasındaki Maya, Aztek ve İnka gibi medeniyetlerin inşa ettiği piramitler, Bering Boğazı üzerinden göç eden Türk kökenli halkların kurgan geleneğinin bir devamıdır. @Emre_1974tr bu tür uyduruk şeyler yazarak ünlü olmaya çalışıyorsun, devam et. Başaracaksın. İnsanlar bu tür yalanlara bayılırlar. Yalanı büyük ve sürekli söylerseniz, aptallar inanır akıllılarda inanıyormuş gibi yapar. Sanırım bu Nazi propaganda bakanının sözüydü. 4 saat önce, kavak yazdı: Bu kitaplardan birisinin adı şu: "Die weisse Pyramide: ausserirdische Spuren in Ostasien." Tercümesi şu: "Beyaz piramit: Doğu Asyadaki uzaylı izleri." Vay be; Türkler de kim oluyormuş. Uzaylılar Türk kılığında gelmişler ve piramitleri yapmışlar. Dünya'ya piramit yapmak için geliyorsa, bu uzaylının çok boş vakti olmalı. Uzaylı olsaydım daha heyecan verici şeyler yapardım.
kavak Mesaj tarihi: 22 Ağustos Report Mesaj tarihi: 22 Ağustos 44 dakika önce, Saturn yazdı: Dünya'ya piramit yapmak için geliyorsa, bu uzaylının çok boş vakti olmalı. Uzaylı olsaydım daha heyecan verici şeyler yapardım. Konu sahibinin bu kadar saf olduğuna inanamıyorum. Uğraşmış etmiş, Gemini zımbırtısına sormuş, da, verilen yanıtı körü körüne buraya iliştirmiş. Bu kadar da saçmalık olmaz elbette. Aklı başında bir insan eldeki verileri hiç olmazsa azıcık araştırır. @Emre_1974tr, huuuu. Duyuyor musun beni?
gun Mesaj tarihi: 24 Ağustos Report Mesaj tarihi: 24 Ağustos Yapay zeka bilgiyi ayırt etmeden internetten topluyor. Elinde bu bilgi doğru yanlış diye doğrulama imkanı yok. 1
Saturn Mesaj tarihi: 24 Ağustos Report Mesaj tarihi: 24 Ağustos @Emre_1974tr Ne zaman şöhret sahibi olacaksın? Merakla bekliyoruz. Bu tür hikayeler yazanlar hep köşeyi döndüler.
Emre_1974tr Mesaj tarihi: 7 Eylül Yazar Report Mesaj tarihi: 7 Eylül "Gene Matlock, piramitler konusunu da kendi küresel Türk kökeni teorisinin en temel kanıtlarından biri olarak görür. Ona göre piramitler, Mısır veya Maya gibi tek bir medeniyete ait izole yapılar değil, kökeni kadim Türklere dayanan ve dünyaya yayılan küresel bir mimari, bilimsel ve ruhsal projenin parçalarıdır. İşte Matlock'un piramitler hakkındaki iddialarının detaylı bir dökümü: 1. Orijinal Piramitler Mısır'da Değil, Türk Anavatanındadır (Çin) Matlock'un teorisinin merkezinde, bilinen en eski ve en çok sayıdaki piramitlerin Mısır veya Amerika'da olmadığı, aksine Türklerin kadim anavatanı olarak kabul ettiği Orta Asya ve günümüz Çin topraklarında bulunduğu iddiası yatar. Çin'deki "Beyaz Piramit" ve Diğerleri: Matlock, özellikle Çin'in Xi'an bölgesi yakınlarında bulunan yüzlerce toprak piramidi (höyük) işaret eder. Bunların en ünlüsü, efsanevi "Büyük Beyaz Piramit"tir. Ona göre bu yapılar, Mısır'daki Giza piramitlerinden binlerce yıl daha eskidir ve ilk Türk kağanları veya bilge kralları tarafından inşa edilmiştir. "Büyük Komplo" ve Gerçeklerin Saklanması: Matlock, Çin hükümetinin bu piramitlerin varlığını kasıtlı olarak dünyadan sakladığını ve üzerlerini ağaçlandırarak sıradan tepeler gibi göstermeye çalıştığını iddia eder. Ona göre bunun sebebi, bu piramitlerin Han Çinlilerinden çok önce o topraklarda yaşayan Türk halkları tarafından yapıldığının ortaya çıkmasının, Çin'in resmi tarih tezini tamamen yıkacak olmasıdır. Bu piramitlerin gerçek kökeninin kabul edilmesi, o toprakların asıl sahibinin Türkler olduğunu kabul etmek anlamına gelecektir. 2. "Piramit" Kelimesinin Etimolojisi Türkçedir Matlock, her zaman yaptığı gibi, konunun en temelindeki kelimenin kökenine iner. "Piramit" (Pyramid) kelimesinin Yunanca "pyramis"ten geldiği yönündeki genel kabulü reddeder ve kelimenin kökeninin saf Türkçe olduğunu savunur. "Bir-Amit" veya "Bi-Amit": Matlock, kelimeyi iki Türkçe parçaya ayırır: Bir / Bi: "Bir" (sayı olarak) veya "Bi" (eski Türkçede "yüksek, ulu, bilge" anlamına gelen bir kök). Amit: "Anıt" kelimesinin eski bir formu veya "Abide" ile aynı kökten gelen bir kelime. Anlamı: Bu birleşime göre "Piramit", "Yüce Anıt" veya "Biricik Anıt" anlamına gelen Türkçe bir kelimedir. Bu, ona göre, bu yapıları ilk inşa eden ve isimlendirenlerin Türkler olduğunun dilbilimsel kanıtıdır. 3. Piramitler Neden İnşa Edildi? (Matlock'un Teorisi) Matlock'a göre piramitler, firavunlar için inşa edilmiş basit mezarlar değildir. Onların işlevi çok daha derin, kozmik ve ruhsaldır. Yapay Kutsal Dağlar: Eski Türk inancında dağlar, Gök Tanrı'ya en yakın, kutsal yerlerdir. Piramitler, düz bozkırlarda veya nehir vadilerinde yaşayan Türklerin, anavatanlarındaki kutsal dağları taklit etmek için inşa ettikleri yapay dağlardır. Bir piramidin zirvesi, şamanın veya kralın Gök Tanrı ile iletişim kurduğu yerdir. Kozmik Enerji Antenleri: Matlock, piramitlerin belirli geometrik oranlara ve astronomik hizalamalara göre inşa edildiğini, çünkü onların yeryüzü ile gökyüzü arasında bir enerji akışı sağlayan devasa "antenler" veya "jeneratörler" olarak tasarlandığını iddia eder. Bu yapılar, evrenin yaşam enerjisini ("kut") toplayıp yoğunlaştırarak hem krala güç verir hem de toprağın bereketini artırırdı. Şamanik İnisiyasyon Merkezleri: Piramitlerin içindeki odalar ve koridorlar, sadece defin için değil, aynı zamanda şaman adaylarının veya rahiplerin inisiyasyon (erginlenme) törenleri için kullanılırdı. Aday, bu karanlık ve sembolik "rahimde" ölüp yeniden doğarak daha yüksek bir ruhsal bilince ulaşırdı. 4. Bilginin Dünyaya Yayılışı Matlock, bu ileri mimari ve astronomi bilgisinin tek bir merkezden, yani Türk anavatanından dünyaya yayıldığını savunur. Mısır ve Sümer'e Göç: Tufan sonrası veya büyük iklim değişiklikleri nedeniyle Orta Asya'dan göç eden bilge Türkler ("Magiler" veya "Rahipler"), bu piramit inşa etme bilgisini Mezopotamya'ya ve Nil Vadisi'ne taşımışlardır. Mısır'daki ilk basamaklı piramit (Zoser Piramidi), bu kadim Türk tasarımının ilkel bir kopyasıdır. Giza'daki daha sonraki pürüzsüz piramitler ise bu tekniğin Mısır'da mükemmelleştirilmiş halidir. Amerika Kıtasına Yolculuk: Aynı şekilde, Pasifik Okyanusu'nu aşan başka bir Türk göç dalgası, bu bilgiyi Maya, Aztek ve diğer Amerikan medeniyetlerine taşımıştır. Bu nedenle Meksika'daki Teotihuacan piramitleri ile Mısır ve Çin'deki piramitler arasında (basamaklı yapı, astronomik hizalama, kutsal merkez olma işlevi gibi) bu kadar çok benzerlik vardır. 5. Piramitler: Tufan Öncesi Bilginin Korunduğu Kütüphaneler Matlock, piramitlerin sadece ruhsal merkezler olmadığını, aynı zamanda insanlığın "Altın Çağ"da veya Tufan öncesi dönemde sahip olduğu ileri bilimsel bilgileri korumak için tasarlanmış devasa "zaman kapsülleri" veya "taş kütüphaneler" olduğunu iddia eder. Matematiksel ve Astronomik Sabitler: Matlock, Giza'daki Büyük Piramit'in oranlarında ve ölçülerinde Pi (π) ve Altın Oran (φ) gibi matematiksel sabitlerin, ayrıca dünyanın çevresi, eksen eğikliği ve yörüngesel hareketleri gibi hassas astronomik verilerin kodlandığını savunan "piramidoloji" teorisyenlerinin bulgularını kendi teorisine dahil eder. Ona göre bu, piramitleri inşa edenlerin (yani Türklerin) sanılandan çok daha ileri bir matematik ve astronomi bilgisine sahip olduğunun kanıtıdır. "Kutsal Geometri" ve Evrenin Dili: Bu yapıların temelindeki kutsal geometri, sadece estetik bir tercih değil, evrenin temel yasalarını ve yaratılışın "dilini" yansıtan bir bilimdir. Türk ataları, bu geometrik formları kullanarak evrenin enerjisiyle uyumlanmayı ve bu bilgiyi gelecek nesillere aktarmayı amaçlamışlardır. Piramitler, taştan yapılmış birer felsefe ve bilim kitabıdır. Piramitler ve Zigguratlar: İki Kardeş Yapı Matlock, Mezopotamya'daki Sümer ve Babil medeniyetlerinin simgesi olan basamaklı kuleler, yani "Ziggurat"lar ile piramitler arasında doğrudan bir bağlantı kurar. Ortak Amaç, Farklı Form: Her iki yapı türü de, yeryüzü ile gökyüzü arasında bir bağlantı noktası oluşturmayı amaçlayan yapay kutsal dağlardır. Zigguratların tepesinde tanrının evi olduğuna inanılan bir tapınak bulunurdu, piramitlerin zirvesi ise gökyüzüne doğrudan bir bağlantı noktasıydı. Sümerlerin Türk Kökeni: Matlock için Zigguratlar, piramit inşa etme geleneğinin Mezopotamya'daki bir yorumudur. Sümerlerin Türk kökenli olduğunu savunduğu için, onların anavatanlarından getirdikleri kutsal dağ mimarisini, bölgenin yapı malzemesi olan kerpiçle "Ziggurat" formunda yeniden inşa ettiklerini belirtir. Bu, Sümer medeniyetinin de aynı küresel Türk kültür ağının bir parçası olduğunun mimari kanıtıdır. Piramitlerin Evrensel Mesajı: Ölümsüzlük ve Yeniden Doğuş Matlock'a göre, dünyanın neresinde olursa olsun tüm piramitler insanlığa aynı evrensel mesajı verir: Fiziksel ölüm bir son değildir, ruh ölümsüzdür ve daha yüksek bir varoluş seviyesine "yükselmek" mümkündür. Kralın Göğe Yükselişi: Piramit, ölen kralın veya inisiye adayın ruhunun, bu yapı aracılığıyla gökyüzüne, yıldızlara ve Gök Tanrı'ya geri dönmesini sağlayan bir "yıldız kapısı" veya "yükseliş makinesi"dir. Yapının yukarı doğru sivrilen formu, bu göksel yolculuğu sembolize eder. Küresel Enerji Ağı: Ley Hatları ve Piramitlerin Konumu Matlock, piramitlerin ve diğer kutsal anıtların (Stonehenge, Machu Picchu vb.) yeryüzüne rastgele serpiştirilmediğini, aksine "Ley Hatları" olarak bilinen görünmez bir küresel enerji ağı üzerinde, stratejik olarak önemli noktalara inşa edildiğini savunan teoriyi benimser ve bunu kendi teorisine entegre eder. Piramitler: Enerji Düğümleri: Ona göre Ley Hatları, dünyanın elektromanyetik enerjisinin aktığı bir tür "meridyen" veya "akaçlama" sistemidir. Piramitler, bu hatların kesiştiği, enerjinin özellikle yoğun olduğu "düğüm" noktalarına veya akupunktur noktalarına inşa edilmiştir. Amaç: Dünya'nın Enerjisini Dengelemek: Bu küresel piramit ağının amacı sadece yerel enerji toplamak değil, aynı zamanda gezegenin genel enerjetik dengesini ve sağlığını korumaktı. Kadim Türk bilge insanları ("Magiler"), yeryüzünü canlı ve bilinçli bir varlık (Toprak Ana) olarak görüyorlardı ve bu piramitleri, gezegenin "çakralarını" veya enerji merkezlerini düzenlemek için kullanıyorlardı. Bu, insanlığın sadece pasif bir gözlemci değil, aynı zamanda gezegenin enerjetik sisteminin aktif bir koruyucusu ve düzenleyicisi olduğu anlamına gelir. Giza Piramitleri ve Dünya'nın Merkezi Matlock, Giza platosundaki üç büyük piramidin bu küresel ağ içindeki özel konumuna dikkat çeker. Coğrafi Merkez: Giza piramitlerinin, Dünya'nın kara kütlelerinin tam coğrafi merkezinde yer aldığı yönündeki popüler teoriyi güçlü bir kanıt olarak sunar. Bu, piramitleri inşa edenlerin (yani Türklerin), gezegenin tüm coğrafyasını, enlem ve boylamlarını hassas bir şekilde bildiklerini ve bu merkezi konumu kasıtlı olarak seçtiklerini gösterir. Orion Korelasyon Teorisi: Matlock, Giza'daki üç piramidin konumlarının, Orion takımyıldızındaki üç kuşağa (Alnitak, Alnilam, Mintaka) mükemmel bir şekilde hizalandığı teorisini de benimser. Ona göre bu, sadece bir tesadüf değildir. Kadim Türkler, Gök Tanrı inancında önemli bir yeri olan veya atalarının geldiğine inandıkları bu takımyıldız ile Dünya arasında sembolik ve enerjetik bir köprü kurmak için bu hizalamayı yapmışlardır. Bu, "yukarıda ne varsa, aşağıda da o vardır" şeklindeki kadim ezoterik ilkenin (Hermetik Prensip) mimariye dökülmüş halidir. Piramitler ve Tufan: Bir Uyarı ve Kurtuluş Sistemi Matlock, piramitlerin inşasının büyük bir küresel felaket (Büyük Tufan) beklentisi veya anısıyla yakından ilişkili olduğunu iddia eder. Felaket Öncesi Sığınaklar ve Arşivler: Ona göre, en eski piramitlerden bazıları, yaklaşan Tufan gibi bir felaketten seçilmiş bilgeleri, tohumları ve kutsal metinleri korumak için tasarlanmış devasa, mühürlenmiş sığınaklar olabilirdi. Bu, Nuh'un Gemisi hikayesinin mimari bir versiyonudur. Gemi nasıl canlıları kurtardıysa, piramitler de medeniyetin "bilgisini" kurtarmak için inşa edilmiştir. Felaket Sonrası İşaretler: Tufan sonrasında inşa edilen piramitler ise, hayatta kalanların yeni medeniyet merkezlerini kurduğu yerleri işaretleyen birer "işaret feneri" görevi görmüştür. Aynı zamanda, gelecek nesillere geçmişte yaşanan büyük felaketi hatırlatan ve evrenin döngüsel doğası (yaratılış-yok oluş-yeniden yaratılış) hakkında bir uyarı niteliği taşıyan anıtlardır. Medeniyetin Taşınması: Pasifik Okyanusu Üzerinden Göç Matlock, Amerika'ya ilk insanların sadece Bering Boğazı üzerinden geçen ilkel avcı-toplayıcılar olduğu teorisini yetersiz bulur. Ona göre, medeniyeti (tarım, astronomi, mimari, yazı) kıtaya getirenler, Pasifik Okyanusu'nu deniz yoluyla aşan daha gelişmiş gruplardı. Bu gruplar, Matlock'a göre, Asya'dan gelen Türk kökenli denizciler, şamanlar ve bilge insanlardı. Amerikan Piramitlerinin Amacı: Evrensel Türk Geleneği Matlock, Meksika'daki Teotihuacan, Chichen Itza veya Peru'daki yapılar gibi Amerikan piramitlerinin, Mısır ve Çin'deki kardeşleriyle aynı temel amaçlar için inşa edildiğini savunur: Yapay Kutsal Dağlar: Tıpkı Orta Asya'daki ataları gibi, Amerika'ya gelen Türkler de Gök Tanrı ile iletişim kurmak ve evrenin merkezini sembolize etmek için düz topraklara kendi kutsal dağlarını inşa ettiler. Gözlemevleri ve Takvim Merkezleri: Özellikle Mayaların piramitlerini, gök olaylarını (güneş ve ay tutulmaları, ekinokslar, Venüs'ün döngüleri) inanılmaz bir hassasiyetle takip etmek için kullandıklarını belirtir. Bu ileri astronomi bilgisinin, kıtada sıfırdan gelişemeyeceğini, bunun binlerce yıllık Türk gökbilim mirasının bir devamı olduğunu iddia eder. Ruhsal Merkezler: Bu piramitler, şamanik inisiyasyon törenlerinin yapıldığı, halkın ruhsal olarak arındığı ve liderlerin ilahi güçle ("kut" ile) dolduğu kutsal alanlardı. Dilbilimsel Kanıtlar: İsimlerin Türkçe Kökenleri Matlock'un en güçlü kanıtları her zaman olduğu gibi dilbilim üzerinedir. Amerika'daki medeniyetlerin, tanrıların ve yerlerin isimlerinin Türkçe kökenli olduğunu iddia eder: Quetzalcoatl / Kukulkan (Tüylü Yılan): Bu en önemli tanrı ve medeniyet kahramanının, kıtaya medeniyeti getiren tarihi bir Türk lideri veya şamanı olduğunu savunur. İsmi şöyle analiz eder: Quetzal / Kukul: "Kutsal" veya "Kuş" (gökyüzüyle ilişkili) kelimelerinin bozulmuş halidir. Coatl / Kan: "Ata" veya "Han/Kağan" gibi bir liderlik unvanının yansımasıdır. Sonuç olarak "Quetzalcoatl", aslında "Kutsal Ata" veya "Kuş Han" gibi bir anlama gelen bir unvandır. Efsanelerde bu tanrının "beyaz tenli ve sakallı" olarak tasvir edilmesi, onun yerli halktan farklı, yani Avrasya'dan gelen biri olduğunun kanıtıdır. Teotihuacan ("Tanrıların Doğduğu Yer"): Bu büyük şehrin isminin bile Türkçe olduğunu iddia eder: Teo: "Deus" (Latince), "Zeus" (Yunanca) ve "Tengri" (Türkçe) ile aynı kökten gelir ve "Tanrı" demektir. Hua / Hua-Can: "Han" veya "Kağan" kelimesinin bir varyasyonudur. Ona göre şehrin asıl anlamı **"Tanrı Han'ın Yeri/Ülkesi"**dir. Maya: "Maya" isminin kendisinin bile bir Türk boyu veya bilgelikle ilgili Türkçe bir kelimeden türediğini öne sürer. Mimari ve Sembolik Kanıtlar Basamaklı Piramit Yapısı: Amerika'daki piramitlerin büyük çoğunluğunun basamaklı olması, Matlock'a göre, Mısır'daki ilk piramit olan Zoser Piramidi ve Mezopotamya'daki Zigguratlar ile doğrudan bir mimari akrabalığın kanıtıdır. Bu ortak tasarımın kaynağı, hepsinin atası olan Orta Asya'daki Türk höyükleri ve piramitleridir. "Oz" Damgası ve Haç Sembolü: Matlock, Maya ve Aztek sanatında sıkça rastlanan dört yönü simgeleyen haç benzeri sembollerin, Hristiyanlıkla hiçbir ilgisi olmadığını belirtir. Bunlar, Türklerin dünyaya yaydığı evrensel "Oz" damgasının (daire içindeki artı) Amerikan versiyonlarıdır. Bu, kıtadaki ruhsal inancın da aynı kaynaktan geldiğinin sembolik kanıtıdır. Yılan ve Ejderha Motifi: "Tüylü Yılan" (Quetzalcoatl) gibi figürler, Türk ve Çin mitolojisindeki bilge, koruyucu ve göksel ejderha figürüyle birebir aynıdır. Batı'da şeytanlaştırılan bu sembol, hem Asya'da hem de Amerika'da bilgeliğin ve tanrısal gücün simgesi olarak kalmıştır." GEMİNI 2.5 PRO
kavak Mesaj tarihi: Pazar saat 08:16 Report Mesaj tarihi: Pazar saat 08:16 @Emre_1974tr, umutsuz vakasın. Hartwig Hausdorf gitti de şimdi de bunu getirdin. Gene D. Matlock denen zat, tıpkı zamanında Erich von Däniken gibi somut kanıtlara dayanmayan hayali iddialarla küpünü doldurmaya çalışan birisidir. Yarın başka bir hayal satanı getirirsen hiç şaşırmam. Yazdığı kitaplardan bazıları: - The Last Atlantis Book - Jesus and Maria Buried in India - India Is the Real Jewish and Christian Holyland Yani daha önceki iletinde bize kakalamaya çalıştığın Hartwig Hausdorf hakkındaki gerçekler, Gene D. Matlock için de geçerli. Hayal satıyor. Sonuç: Gemini gibi yapay zekalar internetteki bilgilerin hangisinin bilimsel, hangisinin yalan, hangisinin uydurma olduğunu ayırd edemiyor. Hepsini gerçek olarak kabul ediyor. Haliyle senin bu yaptıkların kendini kandırmaktan öteye gidemez. Dipnot: Bir şey iddia ederken ein azından adamın ismini düzgün yaz bari. Senin gibi sürekli yüksekten uçan birisine yakıştıramadım.
Saturn Mesaj tarihi: Pazartesi saat 09:19 Report Mesaj tarihi: Pazartesi saat 09:19 @Emre_1974tr Bu garip yazılarla neyi amaçlıyorsun?
kavak Mesaj tarihi: Pazartesi saat 16:40 Report Mesaj tarihi: Pazartesi saat 16:40 7 saat önce, Saturn yazdı: @Emre_1974tr Bu garip yazılarla neyi amaçlıyorsun? Böyle giderse Gemini´yi de kendine benzetecek. 1
Recommended Posts
Create an account or sign in to comment
You need to be a member in order to leave a comment
Create an account
Sign up for a new account in our community. It's easy!
Register a new accountGiriş yap
Already have an account? Sign in here.
Sign In Now