Jump to content

İslama Göre Bu Dünyaya Gelmeyi Allah Katında Kabul Etmemiz Üzerine Sorgulamalar


Aneksegoras

Recommended Posts

İslama göre yaratıcı bize ruhundan üfleyerek bizleri meydana getirmiştir.

Henüz ilahi boyutta olduğumuzdan dolayı dünyada izleyeceğimiz kötülüklerden bile iğrenç mide bulandırıcı davranışlarımız henüz gerçekleşmemiştir.

Ve yaratıcı bize bir hak tanıyarak dünya üzerine inip bu davranışları hiç sergilemeden yok olmayı yada cehennem ateşinde yanma pahasına olsa da diğer canlılara zarar vermeme fırsatını sunmuş hatta bir ihtimal cehennemdeki hal ve hareketlerine göre bazılarını yeterince piştikleri vakit cennetine almak da istemiştir. 

Henüz daha nefs uyanmamış olmasına rağmen insanların gözlerinde dünya nimetleri canlanmış ilahi hayat yok olmaya başlarken aynı oranda da dünyevi boyuta geçmeye başlamış ve en sonunda da çoğumuzun olduğu gibi anne ve babamızın tensel zevkleri uğruna daha başlamadan doğum sırasında meydana gelen travmalar ile dünyaya gözlerimizi açmış

Hem de bu vahşi kapitalist dünya da yaşamaya mecbur bırakılmışısızdır

Benim kefilim Allah dır sadece benim gibi olmak şartıyla bu dünyayı red edip intihar eden çogu ruh cennetteki yerini alacaktır 

Sebep günümüz dünyasında ay çiçeğinin güneşe yönelmesi gibi bizimde allaha yönelmemiz imkansıza yakındır 

Bizlere dayatılan aşagılık hayatı kabul etmek yerine intihar daha hayırlı bir yoldur

Link to comment
Share on other sites

Hayatınızı her hangi bir dinin doğmalarına göre şekillendirmeyin. Dinlerin alayını toplasanız, sorunlarınıza çözüm sunamazlar. Çözüm sizin elinizde; sağlıktan tutun arkadaş, iş ve aş sorunlarınızı piyasadaki hiçbir tanrı çözemez. Denemesi bedava.

Dinler bu güne kadar insanları ötekileştirmekten başka somut bir şey yapmadılar ve onları ebediyen hayatınızdan çıkarmak yine sizin elinizde.

Link to comment
Share on other sites

4 saat önce, kavak yazdı:

Hayatınızı her hangi bir dinin doğmalarına göre şekillendirmeyin. Dinlerin alayını toplasanız, sorunlarınıza çözüm sunamazlar. Çözüm sizin elinizde; sağlıktan tutun arkadaş, iş ve aş sorunlarınızı piyasadaki hiçbir tanrı çözemez. Denemesi bedava.

Dinler bu güne kadar insanları ötekileştirmekten başka somut bir şey yapmadılar ve onları ebediyen hayatınızdan çıkarmak yine sizin elinizde.

Saygı duyarım

Link to comment
Share on other sites

4 saat önce, kavak yazdı:

Hayatınızı her hangi bir dinin doğmalarına göre şekillendirmeyin. Dinlerin alayını toplasanız, sorunlarınıza çözüm sunamazlar. Çözüm sizin elinizde; sağlıktan tutun arkadaş, iş ve aş sorunlarınızı piyasadaki hiçbir tanrı çözemez. Denemesi bedava.

Dinler bu güne kadar insanları ötekileştirmekten başka somut bir şey yapmadılar ve onları ebediyen hayatınızdan çıkarmak yine sizin elinizde.

Doğuştan bazı konularda özürlüysek ne olacak? :)

Başkalarının aklına güvenip uyguluyoruz.

Onlarda işe yaramıyorlar. 

Link to comment
Share on other sites

2 saat önce, gun yazdı:

Doğuştan bazı konularda özürlüysek ne olacak? :)

Şansına küs derim ve başka bir hayatta belki farklı olur.  :)

 

2 saat önce, gun yazdı:

Başkalarının aklına güvenip uyguluyoruz.

Onlarda işe yaramıyorlar. 

Başkalarına güvendiğin an, zaten işin şansa kalmış sayılır.

 

 

Link to comment
Share on other sites

Hepimiz ezberden konuşuyoruz.İlk hareket ettirici olabilir,bu durum insan için hüsran olacaktır.Evlatlarını sevmeyen bir ebebeyn...

-Yaptım oldu yansın cehennem(avuçlarını havaya kaldırır)  şölen zamanı(Hobaa)!!!

Tam tersi de olabilir...Hepimiz ezberden konuşuyoruz ama Allah ile hiç konuşmuyoruz(onunla iletişime geçmek için bazı ön şartlar var)

Şu gerçek ki yeryüzün de yağmura tutulmuş karıncalar gibiyiz.Minik antenlerimiz hiç bir işe yaramıyor...

İşte bu epistemolojik bir sorun arkadaşlar...Ruhumuzun antenleri zayıf ve dekoderlerimiz kapalı...

Düşmüş melekler gibiyiz...

 

 

Link to comment
Share on other sites

Evet ben de ezberden konuşuyorum,onu demek istiyorum.

Ben var da diyemiyorum yok da.Hatta epistemolojik açıdan tanrıya ulaşmak imkansız.

Kendini belirletmiyor.

Yine de gönüller de bir yer de durması paradox.

Bu tür minvalleri düşünecek olursak varlığı da yokluğu da subjektif,evet biliyorum kolaylıkla yok demek daha kolay.

Sevgiler

Link to comment
Share on other sites

10 saat önce, Korkuluk yazdı:

Evet ben de ezberden konuşuyorum,onu demek istiyorum.

Biz dediğin an, kendinden başkalarını da katmış oluyorsun. Bunun farkında olduğundan eminim. Herkes kendi adına konuşmalı, ki herkes ezberden konuşmaz.

Neyse...

Foruma hoş geldin.

Link to comment
Share on other sites

On 03.05.2025 at 15:47, Korkuluk yazdı:

Hepimiz ezberden konuşuyoruz.İlk hareket ettirici olabilir,bu durum insan için hüsran olacaktır.Evlatlarını sevmeyen bir ebebeyn...

-Yaptım oldu yansın cehennem(avuçlarını havaya kaldırır)  şölen zamanı(Hobaa)!!!

Tam tersi de olabilir...Hepimiz ezberden konuşuyoruz ama Allah ile hiç konuşmuyoruz(onunla iletişime geçmek için bazı ön şartlar var)

Şu gerçek ki yeryüzün de yağmura tutulmuş karıncalar gibiyiz.Minik antenlerimiz hiç bir işe yaramıyor...

İşte bu epistemolojik bir sorun arkadaşlar...Ruhumuzun antenleri zayıf ve dekoderlerimiz kapalı...

Düşmüş melekler gibiyiz...

 

 

ALLAH ile iletişime geçebilmek için ön şartlar nelerdir?  Ankara'da dayımız mı olacak? :)

  • Haha 2
Link to comment
Share on other sites

On 03.05.2025 at 14:47, Korkuluk yazdı:

Allah ile hiç konuşmuyoruz(onunla iletişime geçmek için bazı ön şartlar var)

 

Önce böyle.... Ön şartlar varmış...mış. Yani şartlar(!) uygunsa iletişime geçilebilir, diyorsun.

On 06.05.2025 at 08:11, Korkuluk yazdı:

Ben var da diyemiyorum yok da.Hatta epistemolojik açıdan tanrıya ulaşmak imkansız.

Sonra böyle...  Ne vaaar, ne yoooook. Hatta imkansız....

Diyorsun.

Bu yaptığın resmen oskimoronluk.

Hele ki tüm tanrılar dururken ilk etapta Arabın tanrısının adını anman, senin dindar(nam-ı diğer Müslüman) olduğunun göstergesi aslında. Bir şeyler yazmadan evvel 100 kere düşünmeni tavsiye ederim sana.

  • Thanks 1
Link to comment
Share on other sites

Öncelikle hoşbulduk.

Paylaştığım mesajlara vermiş olduğunuz cevaplar için teşekkür ederim.

Heyecanlandırdı,bakalım ne gevezelik edeceğim:)

Tanrıya ulaşmanın ön şartları var mı yok mu bilmiyorum ama her birimiz denemeye değeri değerlendirdik mi bu daha önemli...

Ben 2020 yılın da bir rüya defteri çalışması yaptım ve zemine hiç oturmayacak paranormal olaylar yaşadım.

Bu süreçte çok dengeli beslendim.Aylarca 'çok az yemek' yedim.

Buradan da  yola çıkarak bilim dışı bir girizgah yapmayacağım,kısa kesiyorum.

Yani bazı çalışmalarla zincirlendiğimiz epistemolojik çimentonun dışına çıktım...

Devamı gelemedi,belki gelecekte olur.

Tanrıyla ya da ilahi bir matrixle oluşturduğum 'uygun şartlarda' etkileşimim böyle oldu,bu kadarcık ama deneyim ve vizyon kazandırdı.

Yani hiç kimseyle hiç bir şey konuşmadım,karşıma biri çıkmadı yanlış anlaşılmadan bunu eklemek isterim.

Bazı perdeler kalktı o vakit diyelim.

İlahi sistemi bloke mi ediyoruz yoksa yaratıcı var ve bizim ona gelmemizi mi istiyor.(Takipçilerinin tabiriyle ölmeden önce ölmek)

Ya da matrixin dışına,başka bir iç katmanına yolculuk ediyoruz.Bir şekilde perdeyi aralıyoruz.

 

Şimdi açıklamalarımla açıklayıcı olduğumu düşündüğüm için artık bir oksimoron etkisinden söz edemeyiz.

Gerçekten bir Tanrı var mı ben onu bulamadım...Ama karşıma çıkıp 

-Decciik diyecek değildi ya?

Bu da ayrı bir paradoks...

Sevgiler

Link to comment
Share on other sites

@Korkuluk

Bu tür metafizik deneyimler genellikle mağarada yaşanır. Toplumu sevmeyen, belki haksızlığa uğramış kişiler mağaralara inzivaya çekilirler. 

Orada düşünürken sesler duymaya başlarlar. 

Belki de şizofreni başlıyordur. Bilemiyorum. 

Birde kendini eve kapatanlarda da aynı durum görülüyor. (Bende uzun süre eve kapandım ama nefret duygum yok. Son yıllarda sevgi dolu biriyim)

Rockefeller'in dediği gibi; hiçbir şeyin yoksa, kimsesiz biriysen, toplumdan nefret ediyorsan, geriye tek dost kalıyor. O da tanrı. :) 

3 saat önce, Korkuluk yazdı:

Tanrıya ulaşmanın ön şartları var mı yok mu bilmiyorum ama her birimiz denemeye değeri değerlendirdik mi bu daha önemli...

Ben 2020 yılın da bir rüya defteri çalışması yaptım ve zemine hiç oturmayacak paranormal olaylar yaşadım.

Bu süreçte çok dengeli beslendim.Aylarca 'çok az yemek' yedim.

Ne yaptın anlat. Biz de deneyelim.  :) Belki bizde tanrıyı filan görürüz. 

Denemek isterim. :D 

Link to comment
Share on other sites

6 saat önce, Korkuluk yazdı:

Tanrıya ulaşmanın ön şartları var mı yok mu bilmiyorum ama her birimiz denemeye değeri değerlendirdik mi bu daha önemli...

 

Bilmiyorsan, ilk mesajın güme gitti. Sen tanrıya ulaşmadan evvel o ulaşacağın tanrının tanımını yapman lazım. Özellikleri ne, kimin tanrısı (Antik, Musevi, Budizm, Müslüman vs).

Evet, hangi tanrıdan bahsediyorsun ki önce bunu açıklığa kavuşturman lazım.

6 saat önce, Korkuluk yazdı:

Ben 2020 yılın da bir rüya defteri çalışması yaptım ve zemine hiç oturmayacak paranormal olaylar yaşadım.

Bu süreçte çok dengeli beslendim.Aylarca 'çok az yemek' yedim.

Buradan da  yola çıkarak bilim dışı bir girizgah yapmayacağım,kısa kesiyorum.

Yani bazı çalışmalarla zincirlendiğimiz epistemolojik çimentonun dışına çıktım...

 

Paranormal?

Hee, biz de sana inandık.  :)

Sana tavsiyem altını dolduramayacağın iddialara girme, yoksa altında kalırsın.

6 saat önce, Korkuluk yazdı:

Tanrıyla ya da ilahi bir matrixle oluşturduğum 'uygun şartlarda' etkileşimim böyle oldu,bu kadarcık ama deneyim ve vizyon kazandırdı.

Yani hiç kimseyle hiç bir şey konuşmadım,karşıma biri çıkmadı yanlış anlaşılmadan bunu eklemek isterim.

Bazı perdeler kalktı o vakit diyelim.

İlahi sistemi bloke mi ediyoruz yoksa yaratıcı var ve bizim ona gelmemizi mi istiyor.(Takipçilerinin tabiriyle ölmeden önce ölmek)

Ya da matrixin dışına,başka bir iç katmanına yolculuk ediyoruz.Bir şekilde perdeyi aralıyoruz.

 

Perde falan kalkmadı, kendi durumunu daha da muğlaklaştırdın. Yani somut bir veri sunamıyorsun.

6 saat önce, Korkuluk yazdı:

Şimdi açıklamalarımla açıklayıcı olduğumu düşündüğüm için artık bir oksimoron etkisinden söz edemeyiz.

Hayır, tam tersine; hiçbir şeyi açıkla(ya)madın. Üzgünüm. Yani oksimoronluk devam ediyor.

 

6 saat önce, Korkuluk yazdı:

Gerçekten bir Tanrı var mı ben onu bulamadım...

Bulamazsın, bulamayacaksın. :) 

Foruma hoş geldin.

Link to comment
Share on other sites

Bu konuda bir şeyler yazarak ilk mesajımı göndermek istiyorum.

Şu şey daha çok ilgimi çekiyor. Ben sizi bir yere topladım da size Rabbiniz kim diye sormadım mı. Siz de sensin demediniz mi. Şu halde beni nasıl oluyor da inkar ediyorsunuz. Şimdi bu, farklı kaynaklarda farklı anlatılıyor ama temel mantık bu.

Şimdi burada şöyle bir mantık hatası var. Hiç birimiz sana böyle bir söz verdiğimizi hatırlamıyoruz. Zaten hatırlasak, sana inanırdık. Hehehe. Nasıl hatırlamıyorsunuz, demediniz mi sen bizim Rabbimizsin diye.hani söz vermiştiniz ya. Kim? Ben mi söz verdim?

Ben söz verirsem tutarım. O zaman her önüne gelen beni troller:

Söz verdin 100 trilyon vereceğine.

Söz verdin ömrün boyunca bana köle olacağına.

Vsvs. Örnekler çoğaltılabilir.

Öyle her önüne gelenin "söz vermiştin ya hani" yalanına inanırsak oohoo işimiz var.

Link to comment
Share on other sites

Yazdıklarımdan,çizdiklerimden fanatik ve yobazca bir şeyleri kör inançla savunduğumu düşünen var.

Üstelik ben hiçbir şeyi iddia etmiyorum.

Üstelik tarih verdim,2020 yılıydı diyerek 'bu iş bir çocuk oyuncağı' demekten kaçındım.

Yaşadığım deneyim-ler kısa bir dönemi kapsıyor.Ben bu süreci tekrarlayacak hiç bir girişimde bulun(a)madım.

Tanrıyı antropomorfik bir canlı olarak düşünmedim,metafor kullandım.

Perdeyi aralamak ifadesi bile metafor barındırıyor,kısa bir dalgalanma yaşadım...

Yani Tanrı ile kucaklaşmak,konuşmak deyince...

Antropomorfik bir tanrıyla iletişime geçtiğimi  düşünmek,inanmak  gerçekten çok sağlıksız değil mi?

Ben ne dedim ne oldu...

Öyleyse ne konuşacağız,gerisini siz belirleyin...

 

 

 

Link to comment
Share on other sites

14 dakika önce, Korkuluk yazdı:

Ben ne dedim ne oldu...

Öyleyse ne konuşacağız,gerisini siz belirleyin..

 

Kendi iletilerini baştan sona tekrar oku, sonra neyi nasıl konuşacağını, daha doğrusu yazacağını kendine yeniden sor.  Yanlış anlaşıldım diyorsan eğer, o zaman yazılarını biraz daha itinalı ve anlaşılır yaz lütfen. Yine de sen bilirsin.

 

  • Like 1
Link to comment
Share on other sites

Radikal olmamaya çalışıyorum.Kendimi geliştirmeye çalışıyorum.Birşeyler anlamaya çalışıyorum.Katı,değişmez yanlarım var ama değişmeyen tek şey de değişimdir,bunu da biliyorum.

Yani vakti gelince gelen şey tamamlar seni,neyse o artık.

Bir bilinmeze doğru dönüyoruz,gidiyoruz dünya küresinin üzerin de.Üstelik anlaşılmaz bir şey yok arkadaş da diyebilirsiniz,ya çözdünüz ya da yanılıyorsunuz.

Ben kendimden şüphe ediyorum,her şey bulanık ve puslu görünüyor.Yani delilik hali değil,sizler gibi bir düşün(fikir) kıyısına varamadım.Böyle durumlar da en büyük düşman yine insanın kendisi oluyor.Ama bir çok insan da da 'çarçabuk bir fikre,ideolojiye paydaş olma istenci' olduğunu gördüm,görüyorum.

Herkes 'büyük bir resmin parçası' olmayı hakikat arayışından daha özge görüyor.Ve bu kimlik,aidiyet,vs kibir  üzerinden de ahkam kesebiliyor.

İnsan zemheri bir karanlığın içerisin de ki üzeri suyla kaplı bir kaya parçasının bir kenarın da olduğunu unutur,unutan ya da yüzleşmek istemeyen bir canlıdır.Zifri cahillik...Yani bu skor(çok gol yemişlik) bizi tanrıya mı götürmeli yoksa tanrısızlığa mı?

Belki de siz haklısınız dır.Bir rab,koruyucu kurtarıcı bir tanrı vs. yoktur.Bu Platon'un mağara alegorisine benziyor...

Ölmekten,sona ermekten,böceklere yem olmaktan korkuyoruz.Yaşlılığın feci akıbetinden biraz da...Neyse direksiyonu tanrıya doğru kıvırmak niyetin de değilim.(yani zıddına da.Mesajımın ana teması bu değil)

Mesajımın ana teması bilinmezlik,eminlik duygusunun naifliği.Ya da yazdığım gibi aidiyet adına bir inanca,fikre,ideolojiye çarçabuk entegre olma fikrinin  bende yarattığı oksimoronluk hissi.(Fakat insan doğasına asi değilim,insan tabiatı gereği böyledir işte)

İnsan kültürel bir altyapı oluşturmadan ve kademe kademe onu inşa edip yükselmeden(Ben pizza kulesi modundayım)bulutların içerisiyle ve üzeriyle yüzleşemez.Aşağıdaki feci uçurumu(basitliği ve kuraklığı) da.

Sözün özü yazdıklarımdan çok uzağım,buradan bir megalomanlık çıkmasın.Hatta biraz depresyon çıkabilir...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...