Jump to content

Parti Devleti ve Tek Seslilik


evrensel-insan

Recommended Posts

TC kuruldugundan bu yana ve daha oncesi Osmanli imparatorlugundan gelen, bir tek seslilik ulkesi olagelmistir.

 

Bu tek seslilik Osmanli'da Din agirlikli iken, TC tarihiyle birlikte milliyetci agirliga donusmustur.

 

Demokrasi en basta tek seslilik degil; seslerin duyulabildigi bir sistemdir. Eger bir toplumda iktadar olarak ve devlet idaresi olarak tek seslilik hakim kilinmaya calisiliyorsa, bunun adi demokrasi degil, diktatorluktur. Konu tek sesliligin milli ya da dini icerikli olmasi degildir. Sadece bir sese toplumun alistirilmasi ve sadece o sese izin verilmesidir.

 

Bu da otomatikman, ulke ve toplumda bir kutuplasma ve biz/oteki ayrimini ve mucadelesini getirmektedir.

 

En basta, her turlu tek seslilik hic bir surette evrensel hukuk insan haklari ve hak ve ozgurluklerle bagdasmadigi gibi, demokratik te degildir.

 

Ya da olan bir sesi susturmak ve onu sustururken de tek ses uygulama hic de ileri demokrasi degildir.

 

Yalniz burada onemli olan tek ses ne olursa olsun, bu tek sese karsi cikmak ve mucadele etmektir. Yani mucadele "bu tek ses benim istedigim ses" ya da "bu tek ses benim istemedigim ses" temelinde olmamalidir. Cunku boyle bir yanasim ne bir demokrasi, ne de bir ileri demokrasidir.

 

Bu temelde 2002 oncesi olan tek sesliligi bir tarafa birakirsak, o gun bu tek sese karsi cikanlar, bugunku tek sese karsi cikmiyorlarsa, onlarin karsi cikma nedeni tek sese degil; sadece olan tek sese karsi cikmaktir. Cunku ayni sey bugun icin de gecerlidir, bugunku tek sese karsi cikanlar, o gun cikmamislarsa, onlarda tek sese degil; sadece bugunku tek sese karsi cikanlardir.

 

Iste bu anlayis, herseyden once gundemde olan tek sese karsi cikisi ve savunusu, tek bir kefeye koymakta ve teksese karsi cikanlar ve tek sesi savunanlar kutuplasmasina goturmektedir.

 

Halbuki bu anlayis, O GUNDE BUGUNDE TEK SESE KARSI CIKANLARI KAPSAMAZ. Cunku tek sese karsi cikanlar, tek sesin ne olduguna degil; tek ses oldugu icin karsi cikanlardir.

 

Aslinda gozlem olarak bu iki farkli donemin farkli iki tek ses savunucularini ulusalci, milliyetci, yurtsever ve Ozgurlukcu demokrat, 2. Cumhuriyetci, militarist karsiti olarak ortaya koyabiliriz.

 

Genel olarak bu ortaya konan iki tek ses, birbirlerini milliyetci ve libos olarak degerlendirmektedirler.

 

Ulke ve toplumu kuruldugu gunden bu yana tek ses olarak bir anlam ve icerik almis ve bu anlam ve icerik, belirli ve belirgin bir sekilde 2002 sonrasi baska bir tek sesin anlam ve icerigi olarak degisiklige suruklenmistir.

 

Bugun artik bu tek ses, bir parti devleti olmustur. Yasama, yurutme, yargi, denetim ve bilimum devlet yonlendirim ve yaptirimi bu parti devletinin sesi haline gelmistir. O tomatikman da ilk susturulacak ses, karsi ses olan ulusalcilik, milliyetcilik ve militarizm olacaktir ve oyle olmustur ve olmaya da devam etmektedir.

 

Bu son baskinlar ve gozaltilari da bunun en guzel kanitidir.

 

Peki ne olmaktadir, bu tek sese karsi olanlar, kendi tek sesleri eliyle bu tek sesin susturulmasina alkis tutmakta, sessiz kalmakta, hakli gormekte ve bunun BIR ILERI DEMOKRASI OLDUGUNU DUSUNMEKTEDIR. Bu kesim, bugunku algisiyla diger tek ses olanin dedigi libos ve yobaz birlikteligidir.

 

Dolayisiyle de, bugunku tek sese karsi cikan herkes te, onceki tek ses bunyesinde ayni kefeye konmakta ve ulusalci, milliyetci, militarist v.s. olarak algilanmaktadir.

 

Iste asil onemli olan herhangibir tek sesin savunusu ve diger tek sese karsi cikis degil, TEK SES NE OLURSA OLSUN ONA KARSI CIKISTIR. Cunku bu basta demokrasinin cok sesliligine aykiridir.

 

O yuzden ben; ulkenin ve toplumumuzun ve de farkli kesim ve halklarinin bu kutuplasmayi birakip, artik Turkiye'de bu oyle veya boyle tek ses donemini bitirmeye cagiriyorum.

 

Gercek demokrasi, cok seslilik, evrensel hukuk insan haklari ve her turlu farkin farkinin tanindigi ve temsil edildigi bir hak ve ozgurluk ve de sivil kurum ve kuruluscu bir devlet yapilanisinda birlesmeye cagiriyorum.

 

Unutulmamasi gereken tek sey, tek sesler arasi her turlu kutuplasmanin, bizoteki ayriminin ve mucadelenin, sadece ve sadece emperyalist zihniyete onun soros ideolojisine ve evengalist cemaat orgutlenmesine yaradiginin ve ulke butunlugunu ve birligini her acidan tehdit ettiginin bilinc ve farkina varilmasi.

 

Bugun ulke ve toplumun komsusu ile olabilecek her hangibir savasa suruklenmesinin vehametinin algilanmasi.

 

Tek ses ne olursa olsun bunun bir demokrasi hele hele bir ileri demokrasi olamiyacaginin bilincine ve farkina varilmasi.

 

Anadolu toplumunun tarihsel ve nesillerden nesillere aktarilan mozayiginin hic bir zaman bir tek sese indirilemeyeceginin algilanmasi.

 

Anadolu mozayiginin ic iceliginin ve bu mozayikteki her sesin diger seslerin bir parcasi oldugunun algilanmasi

 

Her ses kendi sesini nasil duyurmak istiyorsa, diger seslerin de duyurulmasinin onunu acmasi ve bunun icin caba harcamasi.

 

Kisaca Anadolu toplumunun ve farkli halklarinin her birinin hak ve ozgurlugunu birlik ve butunluk beraberlik icinde tanimasi.

 

Cunku demokrasi, tarihinin hic bir doneminde tek ses olarak algilanmamistir, algilanirsa bu demokrasinin diger yuzu diktatorluktur.

 

Devletin tek sesi ve partisi olmaz,devletin sesli partileri olur ve devlet butun seslere esit mesafede olur ne bir tek sesi destekler, ne de bir sese kulagini kapar.

 

Yoksa, degisen bir sey olmayacak ve toplum ve de ulke tek ses savasinda birbirine dusurulerek belki de seslere bolunecektir.

 

Sirf bunu onleme adina, herkesi kendi sesi disindaki diger seslere kulak vermeye ve gercek demokrasiye davet ediyorum.

 

Cunku bugun baskasinin sesini kisan iktidar, yarin el degistirerek senin sesini kismaya yonelecektir. Ya da senin tek sesini degistirmene ve diger seslere kulak vermene izin vermeyecektir. Iste bunu kabullenmek, esarettir, boyunduruk tutsakligidir.

 

Bu esarete girmemek icin mucadele verenleri de "bu ses benim sesim degil" diyerek desteklememek ulkeye, topluma ve farkli halklarina ihanettir.

 

Tabi, kendinize ilerici, devrimci, aydin, v.s. diyenlere bu sozum. Yoksa toplum ve halkin boyle bir sorunu yok, ne verirsen onu alir ne ekersen onu bicersin.

 

Tabi burada veren olarak medyaya, basina ve her turlu kitle duyurusuna da cok is dusuyor. "bana dokunmayan yilan, bin yasasin" zihniyeti ve "ekmegimden olurum" korkusu, zaten yapilmak istenen suru psikolojisinin ve korku felsefesinin tam da istedigidir.

 

Ayrica korkunun da ecele faydasi yoktur ve kustan korkan dari ekmez.

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...