Arif Özseven Konu tarihi: Cumartesi saat 20:53 Report Paylaş Konu tarihi: Cumartesi saat 20:53 Ben düşmüştüm. Çok acı verici bir deneyimdi, zor kurtuldum içinden. Bomboş bembeyaz bir toz bulutu içindeydim adeta, ve tabi depresyonu, hayattan keyif almamayı da beraberinde getirdi. Sizin fikir ve veya deneyiminiz var mı bu konuda? Link to comment Share on other sites More sharing options...
kavak Mesaj tarihi: Cumartesi saat 21:06 Report Paylaş Mesaj tarihi: Cumartesi saat 21:06 Hiçlik kavramı bende hiçbir şey çağrıştırmıyor, çünkü tüm dünyamız varlık üzerine kurulu. Hiçlik nedir, diye sorsam, nasıl izah ederdin? Depresyona yakalanan kişilerle tanıştım, hal ve hareketlerini yakından gördüm. Eylemleri ve söylemleri rasyonellikten çok uzak. Kendileri şöyle dursun, çevresindeki yakınlarını endişelendiren ve üzen şeyleri yapıyorlar. Söylenenleri hiç dinlemiyorlar, kulak asmıyorlar ve içine girdikleri kısır döngüden kurtulmakta çok zorlanıyorlar. Bulundukları çevreden çıkmak/uzaklaşmak bazen bir çözüm olabiliyor. Link to comment Share on other sites More sharing options...
Saturn Mesaj tarihi: Pazar saat 11:25 Report Paylaş Mesaj tarihi: Pazar saat 11:25 Ölünce hiç olacağız. Bu durum beni hiç rahatsız etmiyor. Bundan memnunum diyebilirim. 1 Link to comment Share on other sites More sharing options...
Saturn Mesaj tarihi: Pazar saat 11:30 Report Paylaş Mesaj tarihi: Pazar saat 11:30 @kavak Depresyon bir beyin hastalığı bence. Psikolojik nedenlerden, travmalardan kaynaklandığını düşünmüyorum. Bir insanın depresyona girmesi için bir neden de göremiyorum. Ne hasta insanlar var yaşadıklarına şükrediyorlar. Depresyona girmek için bir neden yok. 1 Link to comment Share on other sites More sharing options...
Arif Özseven Mesaj tarihi: Pazar saat 14:02 Yazar Report Paylaş Mesaj tarihi: Pazar saat 14:02 16 saat önce, kavak yazdı: Hiçlik kavramı bende hiçbir şey çağrıştırmıyor, çünkü tüm dünyamız varlık üzerine kurulu. Hiçlik nedir, diye sorsam, nasıl izah ederdin? Depresyona yakalanan kişilerle tanıştım, hal ve hareketlerini yakından gördüm. Eylemleri ve söylemleri rasyonellikten çok uzak. Kendileri şöyle dursun, çevresindeki yakınlarını endişelendiren ve üzen şeyleri yapıyorlar. Söylenenleri hiç dinlemiyorlar, kulak asmıyorlar ve içine girdikleri kısır döngüden kurtulmakta çok zorlanıyorlar. Bulundukları çevreden çıkmak/uzaklaşmak bazen bir çözüm olabiliyor. Kalıcı olacak bir şey var mı diyor insan. Canlılar ölecek, evreninde bir sonu olacak diyorlar, kara delikler falan. Bu masa şimdi var kaç yıl var olabilir. Yıldızlar sönüyor... Bide psikolojik boyutu var. Bir şey yapmanın değersizliği üzerine. Yapsan ne olacak yapmasan ne olacak der gibi. Bir hiçlik felsefe hocası öğrencilerine hiçliği öğretmiş. bir gün başı testiye sıkışmış. Öğrencisi görmüş ve hocasını kurtarmak ile kurtarmamak arasında yapılacak bir değer görmemiş ve yoluna devam etmiş. Daha sonra hocası, öğrencisini kutlamış. Bende bunalımlarımda il değiştirdim mi, çok rahatlıyorum. Depresyona girildimi, kontrol kişide olmuyor. Bilinçaltı kontrolü ele almış bence. O kişi gerçekleriyle yüzleşip daha sosyal sonuçlara vararak atlatabilir belkim, hatta şefkate çok ihtiyaçları var. Ama antisosyallerde şefkatin işe yaracağını sanmıyorum Depresyonu çok güzel tanımladınız. Gözlemleriniz etkin. Link to comment Share on other sites More sharing options...
Arif Özseven Mesaj tarihi: Pazar saat 14:05 Yazar Report Paylaş Mesaj tarihi: Pazar saat 14:05 2 saat önce, Saturn yazdı: Ölünce hiç olacağız. Bu durum beni hiç rahatsız etmiyor. Bundan memnunum diyebilirim. Bazen bende hiç olacağız diyorum. Sonrası yok diyorum ve içime bir anlık hafiflik geliyor sonrada o kadar akıl, sistemle yaradılmış bu doğa nasıl var oldu o zaman deyip tekrar deistliğe dönüyorum. Birde ben bıraktığımız yerden devam edeceğiz diyorum. Aştığımız ve aşamadığımız sorunları taşıyarak. Bilmiyorum. Link to comment Share on other sites More sharing options...
Arif Özseven Mesaj tarihi: Pazar saat 14:10 Yazar Report Paylaş Mesaj tarihi: Pazar saat 14:10 2 saat önce, Saturn yazdı: @kavak Depresyon bir beyin hastalığı bence. Psikolojik nedenlerden, travmalardan kaynaklandığını düşünmüyorum. Bir insanın depresyona girmesi için bir neden de göremiyorum. Ne hasta insanlar var yaşadıklarına şükrediyorlar. Depresyona girmek için bir neden yok. Evet, nöronlar bazı nörotransmitterlere hassas yada daha az/ fazla geçirgen olunca depresyon, şizofreni... gibi hastalıklar oluyor. Soru şu: Nöronlar bozuk yapıda mı oluştu, yaşanılan stresler mi onu bozdu. Sonuç şu ki, eğer nöronda hata var ise, ilaçların %100 iyileştirmesi gerekirdi ama her hastalıkta psikolojik destek verilmesi şart. Bunsuz iyileşme görülmüyor yada geçici iyilik belki Hocam, he rşey insanı depresyona itiyor. Ülke yönetiminden, çevremizdeki insanlara kadar, ama biz umudumuzun yenilmesine izin vermeyerek kurtuluyoruz. 1 Link to comment Share on other sites More sharing options...
Saturn Mesaj tarihi: Pazar saat 14:18 Report Paylaş Mesaj tarihi: Pazar saat 14:18 5 dakika önce, Arif Özseven yazdı: Evet, nöronlar bazı nörotransmitterlere hassas yada daha az/ fazla geçirgen olunca depresyon, şizofreni... gibi hastalıklar oluyor. Soru şu: Nöronlar bozuk yapıda mı oluştu, yaşanılan stresler mi onu bozdu. Sonuç şu ki, eğer nöronda hata var ise, ilaçların %100 iyileştirmesi gerekirdi ama her hastalıkta psikolojik destek verilmesi şart. Bunsuz iyileşme görülmüyor yada geçici iyilik belki Hocam, he rşey insanı depresyona itiyor. Ülke yönetiminden, çevremizdeki insanlara kadar, ama biz umudumuzun yenilmesine izin vermeyerek kurtuluyoruz. Evet doğru söylüyorsun. Çevre insanı depresyon hastası yapabilir ama beyinsel bir yatkınlık olması gerekir. Bu yatkınlık olmadan depresyon oluşmaz. Tamamen genetik olduğu masallarına ise inanmıyorum. Genetiğin etkisi %20 bile yoktur bence. 1 Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Create an account or sign in to comment
You need to be a member in order to leave a comment
Create an account
Sign up for a new account in our community. It's easy!
Register a new accountGiriş yap
Already have an account? Sign in here.
Sign In Now