Jump to content

Nuh'un Gemisi, Büyük Tufan Sonrası Hangi Dağa Oturdu Sorunsalı


alpinçayırı

Recommended Posts

Kur'an'daki çelişkilerden yalnızca bir tanesi olan sorunsaldır. Tevrat'a göre Nuh'un Gemisi; büyük tufan sonrası Ağrı Dağı'na, Kur'an'a göre Şırnak'taki Cudi Dağı'na oturmuştur. Al sana çelişkilerden birisi daha, gel de çık şimdi işin içinden. Kur'an; daha önce Muhammed'in Kuran'da Meryemleri birbirine karıştırması, Kuran'ın Hamanları birbirine karıştırması vb. olaylarında olduğu gibi tarihi bir olayı alıntılarken yine yanlış aktarmış. Dinler tarihindeki gerçeğe göre Nuh'un Gemisi, Büyük Tufan sonrasında Ağrı Dağı'na oturmuştur hatta Nahçıvan'ın etimolojisi, ''Nuh+Çıvan''dan gelir. Bir de bu masal anlatılırken Ay Takvimi kullanıldığı için Nuh; 600 yaşında olarak gösterilmiş halbuki Güneş Takvimi'ne göre ilgili masala göre Nuh, 60 yaşındadır çünkü Ay Takvimi ile Güneş Takvimi birbirinden oldukça farklı olup Güneş Takvimi, Ay Takvimi'ne nazaran daha güvenilir sonuçlar verir.

Tevrat, Yaratılış 8:4: ''Gemi, yedinci ayın on yedinci günü Ağrı Dağı'na oturdu.''

Kur'an, Hud 44: ''Allah tarafından denildi ki: 'Ey yeryüzü suyunu yut! Ey gökyüzü sen de suyunu kes!' Ve sular çekildi. Emir yerine gelmiş oldu. Gemi de Cudi Dağı üzerine oturdu. O zalim kavme böylece 'dünyadan uzak olun' denildi.'' Elmalılı Hamdi Yazır Meali

Kaynaklar:

1) https://kutsalkitap.info.tr

2) https://kuranmeali.com

Link to comment
Share on other sites

Hayır, Kuran'da Nuh'un gemisinin Cudi dağına oturduğu söylenmez. Cudiye oturdu ifadesi geçer ki bu genel olarak yüksek dağ anlamına gelir.

Ve denildi: "Ey yer! Suyunu yut ve ey gök, sen de tut." Ve su çekildi. İş bitirilmişti. Gemi, cûdi üzerine oturdu ve haykırıldı: "O zalimler topluluğu geri gelmez olsun!" (hûd suresi 44. ayet).

Link to comment
Share on other sites

13 saat önce, Emre_1974tr yazdı:

Hayır, Kuran'da Nuh'un gemisinin Cudi dağına oturduğu söylenmez. Cudiye oturdu ifadesi geçer ki bu genel olarak yüksek dağ anlamına gelir.

Ve denildi: "Ey yer! Suyunu yut ve ey gök, sen de tut." Ve su çekildi. İş bitirilmişti. Gemi, cûdi üzerine oturdu ve haykırıldı: "O zalimler topluluğu geri gelmez olsun!" (hûd suresi 44. ayet).

Madem bu kadar bilgiçlik taslıyorsun, o zaman söyle bakalım hangi büyük/yüksek dağa oturmuş...muş?

Sen yüksek diyorsun; ne kadar yüksekmiş...miş?

1m, 10m, 1000m, 8000m?

Hadi buyur.

Everest falan olmasın veya  ne bileyim Mars gezegeninde daha büyük bir dağ var. Belki oraya zıplamıştır. :D

Kutsal kitabındaki tüm hikayeler mitlerden oluşuyor, yani eskilerin masallarından ibaret.

Masal nedir, sen nereden bileceeeeeen!

  • Thanks 1
Link to comment
Share on other sites

@Emre_1974tr

Gofer ağacı; Kitab-ı Mukaddes'te(Tevrat ve İncil) Büyük Tufan'da Nuh'un gemisini yaptığı, Orta Doğu'da yetişmiş eski bir ağaç türüdür lakin Kur'an, tuhaf bir şekilde Nuh Tufanı gibi önemli bir olayı anlatırken Gofer Ağacı'ndan bahsetmez; Kur'an'ın yerine Tevrat'ta ve İncil'de detaylıca bahsedilir.

Ayrıca Gofer Ağacı'ndan yapılmış Nuh'un Gemisi'ne ağaçkakanlar gelirse ağaçkakanlar, tahtadan yapılmış gemiyi gagalayıp batırmaz mı? Eskilerin masalları yine ifşa oldu, sen ve senin gibiler de zort oldun Emre :)

Link to comment
Share on other sites

@Emre_1974tr, yine kaçak güreşiyorsun. Yine kaçıyorsun.

Nerede, hangi dağ? Adını yaz şuraya.

Yöreselmiymiş, kara hayvanlarından örnek mi alınmış..mış. O yöre neredeymiş ve hangi hayvanların örnekleri alınmış..mış? 

Hangi kara havyanları?

Geminin büyüklüğü ne kadar?

Kaç insan ve kaç hayvan kurtarılmış?

Yazsana şuraya.

Demek Nuh halkı cezalandırılmış.

Tercümesi şu: Çoluk çocuk demeden alayını öldürmüş ve sadece bir kaç kişi gemide paçayı kurtarmış..mış. Hee, bir bir kaç tane hayvan numunesini de kurtarmış...mış.

Yani senin Allah´ın resmen insan, çocuk ve hayvan katili.

Sadece Nun´un halkını yok etmedi, diğer halkları da başka vesilelerle yok ettiğini kitabında itiraf ediyor zaten. Katil damarı bir hayli kabarıkmış, senin tanrının. Bu arada sınav masalı da güme gidiyor, çünkü insanlara doğrudan  müdahale ediyor. Böyle yapacaksa, peygamber(ler) göndermesi kadar saçma bir şey olamaz!

Okumayacan biliyorum, olsun. Kutsal kitabın kötü intihal yapmış resmen, başkalarının masallarına sahiplemiş. Sahiplenirken berbat bir şekilde aktarmış. Karman çorman masallar, başı sonu belli değil. Zamanında bu berbat masalları okuduğuma ve zaman ayırdığıma inanamıyorum. 

 

  • Thanks 1
Link to comment
Share on other sites

14 saat önce, Emre_1974tr yazdı:

Bu arada hatırlatalım, Nuh Tufanı bölgesel ve tek topluma yönelikti:

http://emre1974tr.blogspot.com/2011/07/nuh-tufan-bolgesel-ve-tek-topluma.html

 

Yani sadece Nuh Halkı cezalandırıldı ve gemiye tüm dünyadaki değil, sadece o bölgedeki kara hayvanlarından örnekler toplandı.

Önemsiz bir olaymış desene. :)

  • Haha 2
Link to comment
Share on other sites

@Emre_1974tr

Sadece Nuh'un yaşadığı şehir sular altında kaldı diyorsun. Nuh gemi kullanmak yerine karadan şehri terk edemez miydi? 

Gemi yapmak, hele hele o kadar büyük bir gemiyi yapmak zor değil mi? Kara yolunu kullanıp tufan bölgesinden çıksaymış ya! 

Neyse, saçmaladığın çok açık. Doğrusu, Kur'an'ın ve kutsal kitapların Dünyası bile düzdür. Bu yüzden "göğün kapıları açıldı, uzaydan sel gönderildi" ifadeleri geçer. 

Bil bakalım düz dünyacıların inandığı evren modelinde uzayda ne var? Evet, okyanus var. :D 

Çok değil, iki-üç yüzyıl önce insanların çoğu "uzay" dediğimiz yerin sırf okyanuslarla dolu olduğuna inanıyordu. Kutsal kitaplarda da aynı şekilde geçmesi normal yani. 

Alıntı

Nuh altı yüz yaşındayken, o yılın ikinci ayının on yedinci günü enginlerin bütün kaynakları fışkırdı, göklerin kapakları açıldı. Yeryüzüne kırk gün kırk gece yağmur yağdı. (Yaradılış 7: 11-12)

 

Link to comment
Share on other sites

10 dakika önce, Saturn yazdı:

Belki bu numuneler günahsız-imanlı hayvanlardı. :D Helak edilenlerde satanistti. :) 

Üzerinde Allah yazan imanlı domates aklıma geldi. :D 

https://www.kayserigundem.com.tr/domateste-allah-lafzi/2962/

Numunesiz olmaz elbette, her şeyin numunesi olmalı.  Bu aynı zamanda bilimselliğin bir yerine işaret ediyordur mutlaka. :)

Gerçi bu numuneler bu kaşarlı dindarları kurtarmaz, çünkü helak (nam-ı diğer toplu katliyam) eylemleri dünyaya gelme sebebi olan imtihanı devre dışı bırakıyor. Allah´ın tüm kulları bunu görmezden geliyor nedense.

Link to comment
Share on other sites

Yazımı okumayan cahil ve düşüncesiz yorumcular, onlar karadan gitseymiş ya diyorlar. Ahahahahhahahahahah

 

(Bu arada saygı değer izleyiciler için bir hatırlatma yapalım, ada ülkesi olmak diye bir durum var ki bu gemi olmadan kurtulmanın imkansız olduğu durumlara sadece bir örnektir)

Link to comment
Share on other sites

@Emre_1974tr, senin senelerdir tanırım. Dinin imanın kaçak güreşmek. Yukarıdakı sorularımı ısrarla yanıtlamadın, çünkü başına ne geleceğini biliyorsun. Ha bire görmezden geliyorsun.

 

11 saat önce, Emre_1974tr yazdı:

(Bu arada saygı değer izleyiciler için bir hatırlatma yapalım, ada ülkesi olmak diye bir durum var ki bu gemi olmadan kurtulmanın imkansız olduğu durumlara sadece bir örnektir)

Örnekmiş...miş. Nuh´un halkı bir adada yaşamıştı, diyeceeeeen. Ama dilin varmıyor demeye. Koordinatlarını da yaz bari. Valla dinin imanın anlamsız laf ebeliği aslında.

Vayyy, demek adalar da varmış...mış. Söylemeseydin heeeç bilmeyecektik. Gemi olmadan da kurtulabilinir. Tabiii sen nereden bilecen diii, mi!

Senin saygı değer izleyiciler için bir açıklama yapalım...  :)

Dindarlara göre Nuh bir peygamber; yani her şeye gücü yeten bir tanrının elçisi. Bir dediğini iki etmiyor. Halkını ona şikayet ediyor (halkının imana gelmek yerine uzaklaştığını tanrısına bildiriyor). İçinde doğup büyüdüğü insanları taptığı tanrıya satıyor aslında. Taptığı tanrı onun bu kalleş ricasını geri çevirmiyor tabii. Bir tufan gönderiyor ve çoluk, çocuk ve hayvan demeden onları öldürüyor. Bir kısmı da göya gemiye binerek kıçını kurtarıyor. Masal bu kadar.

Ne demiştik, gemi olmadan da kurtulmak mümkün. Tanrı bu nihayetinde, boru değil. Her şeyi yapmaya kadirse, kurtarmak istediği insanları istediği şekilde kurtarabilirdi. Tanrı(lar) her şeyi yapabilmeli. Bunun için bir gemiye ihtiyacı olmaz/olmamalı. "Benim tanrımın gücü sadece gemiye binenleri kurtarmaya yetiyor" diyorsan, senin problemin. 

Dağ yüksek dedin. Sana dağın yüksekliğini, yerini ve adını sordum. Kaçtın.

Kara hayvanları dedin, isimlerini sordum. Kaçtın.

Gemi dedin, boyutlarını sordum. Kaçtın.

İnsanlar kurtulmuş..muş. Kaç insanın ve hayvanın kurtulduğunu sordum, yine kaçtın.

Helağın (nam-ı diğer toplu katliyam) insanların dünyada olma sebebi olan imtihanı/sınavı güme götürdüğünü izah ettim. Görmezden geldin.

Kaç bakalım, daha nereye kadar....

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...