Jump to content

Disi/Erkek Uzerine


evrensel-insan

Recommended Posts

Erkeksel Disilik

Basliktan da; anlasilacagi gibi; insanoglunun dogal dusuncesinin, hic te dusunce

siniri icine sokulamayacagi bir baslikla, sizlere; bu basligin ne anlam ifade

ettigini ve bu basligin dogal dusuncenin evrensel temeldeki; ctetolojik koken ve

yapisinin tam sinirlarini ve sorunsal cikmazini ortaya koymak

istiyorum.

 

Once elimizde olan dogal dusunce kavramlarini siralayalim. Iste basligimizin icerdigi kavramlar bunlardir.

 

Bu ne anlama gelir. Dogal dusuncenin koken ve yapisinda; erkek ve disinin sadece goruntusel (fiziksel) olarak var oldugu, ama dusunce de yer almadigi;DISISELLIGIN ISE; HIC BULUNMADIGI, "YOK" SAYILDIGI VEYA GOZARDI EDILDIGI ortaya cikar.

 

Erkeksel disilik ne demektir? Dusunce kokeni olarak erkeksel disilik. Dusuncenin erkeksel, yani X karakterini, ozunu; karsitlik ve ikilem ve goruntusel ve sey olarakta; Y sekillenisi, olusumunun uclemini, yani em-pozitif, tek ve nokta nin noktasal goruntusunu dusunce de, davranisa sunmaktir.

 

Iste bu temelde; dusuncenin ozunde; ne erkek, ne de disi vardir; onun yerine erkeksel karakterli disiligi simgeleyen insanOGLU mevcuttur. Bu insanoglunun ozu bir ikilem; insan ve erkek; insan ve disi; ve de karsitliktir;erkek ve disi. Buradaki bir ikilemde; erkekte gorulur; kendi ve baba; disi de de; anne ve kadin.

 

Ikilem ile karsitlik farkinin daha iyi algilanmasi icin, ikilemin ayni fiziksel yapidan kaynaklandigini; karsitligin ise; iki farkli fiziksel yapidan kaynaklandigini belirtebiliriz.

 

Buradan once, Y uclem goruntusunun nasil olustugunu veya sekillendigini ortaya koyalim. Em pozitif; karsitliklari veren Y nin alt ucudur. Yani, pozitif ve negatifin, cikis noktasi ve de kaynagi em-pozitiftir. Ornek; Hak (em-pozitif) hakli veya hakki (pozitif), haksiz veya hakki degil (negatif)

 

Buradaki em kokeninin, pozitifi, syn,sym yada davranistaki pro; em kokeninin negatifi, anti ya da davranistaki contra.

 

Simdi de ikilemin, nasil teke indirgendigine bakalim. Bu A dir, veya bunda A vardir. Ilkinde, isaret ile (bu) kesinlik (dir); ikincide de; yine isaret ile (bunda) kesinlik (dir) ortak olarak A yi ortaya koyar. Iste A ikilemin teke indirgenmis sekillenisi ve olusumudur. Buradaki A yerine "hak" kelimesini koyabilirsiniz.

 

Iste; tek ve em- pozitif olarak kesistirilen A da; noktadir. DILIN KULAK VE NOKTALAMA KOKEN VE TEMELI; BU KARAKTER VE GORUNUSU OLUSTURMUS VE SEKILLENDIRMISTIR. Dolayisi ile kontrol yaparsak; A noktasi, A ve Karsi A olarak; karsitligi. A var ve A olmak olarak ikilemi verir.

 

Iste bu izahi verebilen ve dogal dusuncenin bunyesinde olmayan ve dogal dusunceyi ortaya koyabilen dusunduren dusunce, yani DISISEL OZ VE KARAKTERDIR.

 

Bu karakterin ortaya konmasinda; ne bir erkeksel karakter, ne de bir bu karaktere sahip olan disilik olusum veya sekillenisi yoktur. Hem erkek ve disi gorunum farkinin farkindadir, hem disinin kadin-anne ikileminin, hem de erkegin baba versiyonunun farkindadir.

 

ERKEKSELLIK VE DISILIK SOZ KONUSU DEGILDIR. ERKEK-DISI AYRIMI SOZ KONUSU DEGILDIR. ANNE-KADIN AYRIMI SOZ KONUSU DEGILDIR. ERKEGIN BABA VERSIYONU SOZ KONUSU DEGILDIR.

 

Tek bir sey vardir soz konusu olan, INSAN ve ONUN FARKLI VERSIYONLARININ ESITLIGI, BIRLIGI, BUTUNLUK VE BERABERLIGI UZERINE YURUTULECEK DUSUNCE VE DAVRANIS.

 

Iste bu tip bir dusunduren dusunce uretimi, INSANIN DISISEL URETIMIDIR.

 

Not: Bu yazi tamamen bir dalalet, aykirilik ve terslik iceren bir dusunce urunudur. Mumkunse; ayni icerikte degerlendirilebilip, algilanmasi istenendir.

  • Like 2
Link to comment
Share on other sites

Erkegin "Disilik Cikmazi"

Tarihin ilk donemlerinden beri, erkegin; insanoglunu acisindan; bir cikmazi

vardir. Bu cikmaz disi ve onun disiligi cikmazidir. Erkegin yasam ve

iliskisinde; yarattigi, iki ayri disi turu vardir.

 

Bunlardan birisi kadin, digeri ise annedir. Erkek icin; disi genelde ve gorunuste sadece bir kadindir. Ama, oz ve ozele gelindiginde ve bilhassa aile kavraminin da getirmesiyle goruntudeki kadin, anne olmustur.

 

Bir erkek, eger bir disiyi algilarken; onu anne olarak algilarsa; kendisinin ve neslinin tamamlayicisi olarak gorur. Dolayisiyle onu korur, kollar ve hatta el ustunde tutar.

 

Eger, bir erkek; bir disiyle bu ozellikte bir bagi yoksa; o zaman disiyi kadin olarak gorur. Hem duygulari, hem dusuncesi, hem davranisi; kisaca yanasimi tamamen farklilasir.

 

Daha, sonralari bu aile iliskisi; teyzeleri, halalari, kiz kardesleri, ablalari, esleri, baldizlari, yengeleri, kayinvalideleri,nineleri v.s. getirmistir.

 

Tarihte, sadece anaerkil toplum; erkegin, disiyi; doguran, kendisini ureten ve anne olarak gordugu bir toplumdur. Onun disinda ve bilhassa aile mevhumundan sonra, erkegin disiyi genelde; bir kadin olarak gormesi; sadece ozelde bir anne ve akraba olarak gormesini getirir.

 

Ben, aciklamalarimi yapmadan once-ki o zaman yazimin "evrensel'in kosesi"ne tasinma ihtimali cok yuksektir- Sizlere soruyorum.

 

Erkegin zihniyetinde yer eden ve dusuncesinde yarattigi; disinin bu iki farkli ozelliginin kokeni ve temeli nedir? Neden, birini korumus, kollamis ve kendisinin devami ve tamamlayicisi olarak gormus; digerini ezmis, kolelestirmis, karsisina almis ve "gun yuzu gostermemistir"

 

Erkegin; disiye yanasimindaki bu farkliligin kokeni ve temeli nedir? Bu ayrimsal farki korumasi; genelde insanoglunu ne gibi bir dusunce ve davranisa itmistir? Bu farkin; disi uzerindeki karmasik etkisinin rolu nedir?, yani "ben disi olarak bir annemiyim?, yada erkegin ozel ve ozsel yakinimi?, yada ben bir disi olarak, kadinmiyim?, yani erkegin geneli goruntu olarak algiladigi ve "horgordugu"

 

Umarim, bu yaziyi dilaver'de okur ve bana tarihi bilgi vermek yerine; erkegin disiye yanasimdaki bu "iki yuzlulugunu" izah edebilir.

 

Sizce, insanoglunun; insan olma mucadelesinde; erkek, disiyi nasil gorur ve ozde algilarsa; bu ayrim ve fark ortadan kalkar? Erkek, bu ozel ve genel yanasimini; nasil dengelemelidir ki; insanoglu; insanlik iceren ve insan olan, bir dusunce ve davranis uretiminin yasam ve iliskisini sursun?

 

 

Erkegin, disilik uzerinde, uyguladigi "ikiyuzlulukte, acaba disinin rolu nedir?

 

Disinin; kadinlik ve annelik dusunce ve davranislarini, nedenleyip sorguladigimizda, acaba; disiligin kendi icindeki; dusunce ve davranis uyusmazliginin da, acaba algisina varabiliyormuyuz?

 

Bir kadin, erkegin eliyle ezildigini gorur ve yasarken; nasil olurda, anne olunca bir erkek evladi kendisini ezen bir zihniyetle yetistirir ve destekler? Neden, bir kadin anne olunca; dogal dusuncenin erkeksel karakteristigini kadina nazaran, daha on plana cikarir? Dolayisiyle; disinin bu kadinin ezilmesindeki; annelik dusunce ve davranisindaki erkeksel karakteristigin rolu, neden bu kadar belirgindir?

 

Bir disi, anne olduktan sonra; acaba, kadinlik yonunumu unutur? Neden, erkeksellik karakterinin erkegi;disinin kadinini ezebilirde,disinin annesini ezemez. Yoksa; ezmesi icin bir neden mi yoktur? Ozaman disiligin temeli; erkeksel karakteristigin ortaya koyusuna gore; fiziksel olarak annede yansidigi icin mi korunur? Ya da dusuncedeki, disilik erkeksel karakteristigin ortaya koyusuna gore, sadece kadinda mi vardir?

 

Erkeksellik, disilik uzerindeki dusunce ve fizikteki bu anne-kadin ayrimini neden uygulamaktadir? Erkeksel karakter; hangi disiligi korur kollar, hangisini kullanir ezer? Erkekselligin; koruyup kolladigi disilikteki-ki dusunce olarak annelik, fiziksel dogum olarak annelik, dogurucu olarak kadin- fark ile; ezdigi ve kullandigi disilikteki-erkek olmayan cins, cinsi beraberlik, erkek icin yaratilan kole, hizmetci v.s. fark; nasil aciklanir?

 

Disinin erkeksel karakter kokenli erkek egemen topluma karsi verdigi mucadelede; kadinlik mi annelik mi, yonu ortaya cikmalidir?

 

Disi hangisidir. Fiziksel olarak; kadin mi?, annemi?, dusunsel olarak; kadin mi?, anne mi? bu erkeksel karakteristikli tek dusuncenin varliginda, disi hangisidir? kadin mi?, anne mi?, dogal dusuncenin erkeksel karakteristiginin dusunen dusuncenin insansal karakteristigine donmesi adina, disi; hangi yonunu one cikarmalidir; kadin mi?, anne mi? Bu temelde; hangi disi erkegi egitmelidir; annemi?, kadin mi?

 

DISI HANGISIDIR?, HANGISI OLMALIDIR?,DISININ BU IKILI BUTUNLUGU NASIL SAGLANMALIDIR?, ERKEK BU KONUDA NASIL EGITILMELIDIR? INSANSAL OLAN HANGI DISIDIR?, KADIN MI?, ANNEMI?, HANGISI DUSUNEN DUSUNCENIN YONLENDIRICISI OLMALIDIR?

 

 

Bir erkegin, insanoglu olarak; kendisi icin bictigi uc farkli karakter yapisi vardir. Bir erkek dogum ile olum arasi bu uc farki da; yasar ve belirli bir donem sonra ucunu birarada yasar. Bir erkek hangisidir? Evlat mi?, es-koca- mi?, babami?

 

Bir erkek icin; bu ucunden hangisi onun bakis acisini ve dusunsel ve davranissal yasam ve iliskisini belirler?

 

Evlat; bakima, kollanim ve korunuma, yetistirilmeye, egitilmeye ve ogretilmeye; kisaca yasam ve iliskiye hazirlanmasi gereken erkektir. Bizim toplumumuzda, birey yetismediginden de; bu alginin yasi ve duzeyi yoktur. Bir ebeveyn icin evlat evlattir.

 

Koca, yani es; evinin erkegi olmaya, eve ekonomik getirim saglamaya, esini; koruyup kollamaya ve evinin duzenini saglamaya gorevli bir erkektir.

 

Baba ise; ailesinden sorumlu, ailesinin refahi ve huzuru icin calisan; onlarin herturlu yasamsal sorunlarina gogus geren, ailesinin koruma, kollama egitim-ogretim gorevini hem maddi; hem manevi olarak ustlenen erkektir.

 

Buradaki, tanimlar; Anadolunun; tarihsel birikim, deneyim ve bilinc temeli goz onune alinarak verilmistir. Her iki yone de genisletilebilecek tanim icerikleri-modern ve gerici- verilebilir. Ama bunlar Anadolu'nun gercekci yapisina uymaz ve istisna olur.

 

Evet, bir erkegin; evlat mi, es mi, baba mi, olarak hayata bakis acisi; insansal ve antiayrimcidir? Bir disinin, tercih ettigi erkek dusunce ve davranis tipi, hangisidir? ve neden? Disi bu tercihi, hangi bakis acisi kisiligiyle yapar? Kadin mi?, Anne mi?

Link to comment
Share on other sites

Kadinin "ezilmisliginde" Disinin Rolu Nedir?

 

Insanoglunun tek koken ve temelli dusunce yapisinin ortaya koydugu, iki tane ve

birbirine zit fiziksel gorunumu vardir. Erkek ve disi. Tarih boyu bir konu one

cikmistir. Erkek her nedense; disinin hep annelik yonunu one cikarmis, buna

saygi duymus; ama, disinin kadin yonunu de; "ezmis, ikinci plana itmis,

kolelestirmis ve kullanmistir" Ayni fiziksel bedende ayrimlastirilan bu farkta;

acaba disinin rolu nedir?

 

Ayni disi bedende; butunlesen annelik ve kadinlik, erkek acisindan, neden bu kadar farkli ve ayrimci bir dusunce ve davranis yaratir ve sistemlesmede rol oynar? Buradaki disinin rolu nedir?

 

Eger bir disinin; bir anne olarak; insanoglunu yetistirdigi ve bilhassa erken caglarda egittigi dusunulurse; bu egitim ve yetistirimi almis, bir kiz veya erkek cocugu; nasil olurda; buyuyunce; kadina baska bir gozle bakar?

 

Eger bir disi, anne olarak kadinliginin "ezilmisligini" istemezse; nasil olurda; erken yaslarda yetistirip egittigi evladi, kadina ayrimci bakarak dusunur ve davranir? Disinin, bu celiskisi nereden gelmektedir?

 

Yoksa; disi de; anne olsa bile sadece tek evrensel dusunce kokeninin karakteristigi olan erkeksel yapi ve tabiatli dusuncemi uretmektedir? Ya da bunun baska bir izahi varmidir?

 

Buradan da; cok net aciga cikmaktadirki; bir DISISEL DUSUNCE ve davranis sekli mevcut degildir. Olanda dogal dusunce de; ERKEKSEL DISILIK DUSUNCESI VE DAVRANISIDIR.

Link to comment
Share on other sites

Toplumda , egitim seviyesi yuksek olsun veya olmasin, kadina iliskin, yatilacak kadin, abla kadin, baci kadin, erkek gibi kadin, arkadas kadin vs. tanimlamalari ilginctir.

 

Yukaridakileri okuyunca birden aklima geliverdi.

Link to comment
Share on other sites

ben konuya sadece kisisel fikrimi soylerek yakalasacagim. kadinlarla erkeklerin dunyayi ve olaylari algilamalari farkli bazi konularda, kadinlarin dikkat ettigi bir detayi erkekler gormez bile ya da onem vermez. bu biraz yapisal farkliliktan biraz da kadina bicilen deger ve yetistirilme sekli yuzunden. kadinlar arasinda cekisme farkli sekillerde ortaya cikiyor, erkekler arasindaki cekisme farkli. kadinlar olayi psikolojik savasa indirgeyip her laftan olaydan anlamlar cikarip karsiligini ayni sekilde psikolojik savas ile verirken ve erkekleri de kendi saflarina cekmeye calisirken, erkeklerin bu detaylar yerine maddi guc, kariyer gibi daha somut adimlara odaklaniyorlar ve kucuk detaylarla ilgilenmiyorlar.

gelin kaynana vb. cekismeleri de hep ayni seylere odaklaniyor, kadin bir sekilde karsidaki kadini rakip goruyor.

Link to comment
Share on other sites

  • 3 weeks later...

 

Evet, bir erkegin; evlat mi, es mi, baba mi, olarak hayata bakis acisi; insansal ve antiayrimcidir? Bir disinin, tercih ettigi erkek dusunce ve davranis tipi, hangisidir? ve neden? Disi bu tercihi, hangi bakis acisi kisiligiyle yapar? Kadin mi?, Anne mi?

 

Genellikle anne kimligimde yaptigini dusunuyorum. Yani bir anneyi yavrusuna zarar vermek usuluyle 360 derece degistirebilir ve potansiyel katil haline getirmek mumkundur diye dusunuyorum. Ancak kadin kimliginde de yapabiliyor ayni seyi. Kendi partnerine iliskin koruma, ne kadar kotu olursa olsun gormezden gelme, daima ona iliskin bir (sozde hakli) savunma mekanizmasi gelistirebilme vs.

 

 

Her iki roldede anaclik barindiriyor bence. :rolleyes:

Link to comment
Share on other sites

Erkeğin kafasındaki dişilik çıkmazı, anneliğin manasızca fazla yüceltilmesinden ve anne-kadının da bu durumu kendi lehine -anneliği bu zannediyor olmasından- kullanıyor olmasındandır. Haliyle bu bir tür güce dönüşmüştür ve sorgulanamaz bir şey olmuştur. Aslında bu ayrım kız ya da erkek çocuk için de geçerli. Kız çocuk 'bu güce' potansiyel olarak sahip olduğundan bu ayrım bir erkeğin kafasında daha güçlü bir şekilde ifade bulur.

 

Bu haliyle 'kadının ezilmişliği, 2.plana itilmişliği' bu düzen içinde ezilmişlik-itilmişlik olarak değerlendirilemez. Çünkü kadın bu düzen içinde kendine bir yer ediniyor ve ediğindiği bu yer üzerinden bir tatmin sağlıyor. Aldığı bu tatmin basit bir tatmin olmamalı ki bu düzen sürüp gidebilsin.

Link to comment
Share on other sites

Neva;

 

Her iki roldede anaclik barindiriyor bence.-neva-

 

O yuzden zaten basligin adi erkeksel disilik. Cunku erkeksellik karakterini veriyor, yani goruntunun erkek disi olmasi fark etmiyor, karakteristigi erkeksel, erk eksel ve erksel.

 

Disilik kisminas gelince de, bu da uretimden ve cogalmadan geliyor. Cunku erkeksel karakteristik, cogalabilmesi icin, disiligi beslemek zorunda. Yani hem disisini koruyor, kolluyor (genelde ana olarak) hem de kullaniyor, harciyor (kadin ve seks objesi olarak)

 

Burada dogal zihniyette mevcut olmayan, disisellik. Cunku disisellik, annenin evladina sahip olmasi ile sona eriyor, ondan sonra da erkeksel karakter basliyor.

 

Erkegin babaliginin, temelinde yatan anaclik sa; sadece koruma ve kollama temelli.

Link to comment
Share on other sites

Erkeğin kafasındaki dişilik çıkmazı, anneliğin manasızca fazla yüceltilmesinden ve anne-kadının da bu durumu kendi lehine -anneliği bu zannediyor olmasından- kullanıyor olmasındandır. Haliyle bu bir tür güce dönüşmüştür ve sorgulanamaz bir şey olmuştur. Aslında bu ayrım kız ya da erkek çocuk için de geçerli. Kız çocuk 'bu güce' potansiyel olarak sahip olduğundan bu ayrım bir erkeğin kafasında daha güçlü bir şekilde ifade bulur.

 

Bu haliyle 'kadının ezilmişliği, 2.plana itilmişliği' bu düzen içinde ezilmişlik-itilmişlik olarak değerlendirilemez. Çünkü kadın bu düzen içinde kendine bir yer ediniyor ve ediğindiği bu yer üzerinden bir tatmin sağlıyor. Aldığı bu tatmin basit bir tatmin olmamalı ki bu düzen sürüp gidebilsin.

 

Anneligin manasizca buyutulmesine ornek verir misiniz? Ben de tam tersine erkek olmanin manasizca cok buyutuldugunu dusunuyorum. Ayrica kadinin ezilmisligi neden ezilmislik olarak degerlendirilmiyor? Dediklerinizin hicbirine katilmiyorum, tam bir erkek bakis acisi, annelik size yeter, oturun oturdugunuz yerde gibi bir tavir seziliyor... Ne yapmalarini istiyorsunuz ki kadinlarin bir gun hepsinin birden sokaklara cikip artik yeter diye bas kaldirmasini mi? Bu boyle olsaydi koleler zamaninda isyan cikartirdi. Yukaridaki dedikleriniz sadece sizin onyargi ve kabulunuz...

Link to comment
Share on other sites

Anneligin manasizca buyutulmesine ornek verir misiniz? Ben de tam tersine erkek olmanin manasizca cok buyutuldugunu dusunuyorum. Ayrica kadinin ezilmisligi neden ezilmislik olarak degerlendirilmiyor? Dediklerinizin hicbirine katilmiyorum, tam bir erkek bakis acisi, annelik size yeter, oturun oturdugunuz yerde gibi bir tavir seziliyor... Ne yapmalarini istiyorsunuz ki kadinlarin bir gun hepsinin birden sokaklara cikip artik yeter diye bas kaldirmasini mi? Bu boyle olsaydi koleler zamaninda isyan cikartirdi. Yukaridaki dedikleriniz sadece sizin onyargi ve kabulunuz...

 

 

Öncelikle şunu söyleyeyim; bunları yazan bir erkek değil kadın ve mevcut olan düzenden rahatsız olan bir kadın.Dediklerimi anlayabilmeniz için daha geniş bir açıdan bakabilmeniz gerekiyor.

 

Erkeğin egemen güç olduğunu söylediğimiz bir düzende yaşıyoruz. Bunu söylüyor iken bir durup düşünmek gerekiyor. Hem kadın hem erkeğin içinde yaşadığı bir düzenden bahsediyoruz. Haliyle her iki cinsinde bu düzen içinde kendini var edebilmiş olması gerekir. Erkeğin elinde bulundurduğu 'gücü' görüp buna eleştirel bir şekilde bakabiliyorken aynı şeyi kadın için yapamıyor olmak işin tuhaf tarafı.

 

Bir kadının 'anne' olarak gücü yadsınılmıcak kadar büyük bir güç. Bir çocuğun kadına-erkeğe, ilişkilere bakışını belirleyen bir güç bu. Kız ya da erkek olsun farketmez bir insanın hayatına damgasını vuran ilk nesne annedir; yani bir kadındır. Ve bu şikayet edilen 'ataerkil' düzen içinde annelik yüceltilen ve sorguya kapalı bir kurum olmuştur. Kadın, anne olunca sanki boyut değiştiriyormuş, her şeyin en iyisini bilen kişi oluyormuş gibi bir algı herkes tarafından sindirilmiş bir durumda. 'Ataerkillik' denilen algının değişebilmesi için bakılmayan yerlere bakılması gerekiyor. Haliyle hep üzerine basa basa söylenenin birşey değiştirmediğini görüp bakmadığımız neresi var demek ile yola çıkılabilir. Kadın bugünki 'kadın olma algısından' memnun değilse kendi adına birşeyler yapmak durumunda. Öncelikle kişi kendine şunu sorabilir; kafamdaki kadın algısının temelinde kim-(ne) yatıyor? Sonra dönüp kendi annesi ile yüzleşsin. Yoksa bir anda dünyayı değiştirmek gibi bir şey mümkün değil. Ancak böyle bireysel girişimlerin hakkı iyi bir şekilde verilebilinirse bugünkü egemen düşünceyi değiştirmek mümkün.

 

Ayrıca bu düzen içinde kadın yalnızca 'anne'lik ile kendine bir yer edinmiş değil. Bunun dışında kadın görüntüsü üzerinden yarattığı etki ve bunun zihinlerde bıraktığı algı ile bir yer edinmiş durumda. Bu da ayrıca sorgulanması gereken bir durum.

Link to comment
Share on other sites

Öncelikle şunu söyleyeyim; bunları yazan bir erkek değil kadın ve mevcut olan düzenden rahatsız olan bir kadın.Dediklerimi anlayabilmeniz için daha geniş bir açıdan bakabilmeniz gerekiyor.

 

Erkeğin egemen güç olduğunu söylediğimiz bir düzende yaşıyoruz. Bunu söylüyor iken bir durup düşünmek gerekiyor. Hem kadın hem erkeğin içinde yaşadığı bir düzenden bahsediyoruz. Haliyle her iki cinsinde bu düzen içinde kendini var edebilmiş olması gerekir. Erkeğin elinde bulundurduğu 'gücü' görüp buna eleştirel bir şekilde bakabiliyorken aynı şeyi kadın için yapamıyor olmak işin tuhaf tarafı.

 

Bir kadının 'anne' olarak gücü yadsınılmıcak kadar büyük bir güç. Bir çocuğun kadına-erkeğe, ilişkilere bakışını belirleyen bir güç bu. Kız ya da erkek olsun farketmez bir insanın hayatına damgasını vuran ilk nesne annedir; yani bir kadındır. Ve bu şikayet edilen 'ataerkil' düzen içinde annelik yüceltilen ve sorguya kapalı bir kurum olmuştur. Kadın, anne olunca sanki boyut değiştiriyormuş, her şeyin en iyisini bilen kişi oluyormuş gibi bir algı herkes tarafından sindirilmiş bir durumda. 'Ataerkillik' denilen algının değişebilmesi için bakılmayan yerlere bakılması gerekiyor. Haliyle hep üzerine basa basa söylenenin birşey değiştirmediğini görüp bakmadığımız neresi var demek ile yola çıkılabilir. Kadın bugünki 'kadın olma algısından' memnun değilse kendi adına birşeyler yapmak durumunda. Öncelikle kişi kendine şunu sorabilir; kafamdaki kadın algısının temelinde kim-(ne) yatıyor? Sonra dönüp kendi annesi ile yüzleşsin. Yoksa bir anda dünyayı değiştirmek gibi bir şey mümkün değil. Ancak böyle bireysel girişimlerin hakkı iyi bir şekilde verilebilinirse bugünkü egemen düşünceyi değiştirmek mümkün.

 

Ayrıca bu düzen içinde kadın yalnızca 'anne'lik ile kendine bir yer edinmiş değil. Bunun dışında kadın görüntüsü üzerinden yarattığı etki ve bunun zihinlerde bıraktığı algı ile bir yer edinmiş durumda. Bu da ayrıca sorgulanması gereken bir durum.

 

Kadinin kendine edindigi yer erkeklerin izin verdigi olcude, en azindan Turkiye gibi ulkelerde ya da gelismemis ve ozellikle din etkisinde kalan toplumlarda... Siz ise erkegin gucunu elestirebildigimiz halde annelerinkini elestiremedigimiz soyleyip ama bir taraftan da kadinin ikinci planda oldugunu kabul ediyorsunuz ve hem kadin hem erkegin yasadigi toplumda kadinin da hak ettigi yeri almis olmasi gerektiginden ve demek ki memnundur ki bir seyler yapmiyordur noktasina vararak konuyu tamamliyorsunuz.... Yani bir taraftan anneligin gucunun abartildigindan bahsedip bir diger taraftan kadinin ikinci planda kaldigini kabul etmis durumdasiniz. Ben bu celiskiyi cozemedim. Anneligin kutsal oldugu vb. soylemlerin gunde on kere tekrarlanmasi onlarin karar mekanizmasinda onemli yeri oldugunu gostermiyor ki... En azindan genelinde... Cunku anneler ne de olsa her kosulda sartlari kabullenen ve cocugunun esinin iyiligini isteyen bir konumda, en azindan geneli ya da diyelim Turk anneleri... Siz bu durumda hangi gucunun abartildigini soyluyorsunuz ben hakikaten anlayamiyorum. En azindan ornek verin oradan tartismaya devam edelim. Ben de kadinin yerinden memnun degilse bunun icin savasmasi gerektigini dusunuyorum elbette ama sizin geldiginiz 'demek ki memnunlar' seklinde dusunmuyorum. Turkiye'deki insanlar geri kalmisliktan (sadece ekonomik olarak degil, kuturel olarak da) memnun mudur? Hic sanmiyorum, ama bunun ustesinden gelebiliyorlar mi? Eger her sey o kadar kolay olsaydi Turkiye'de ileri ve gelismis ulkeler arasindan yer alabilirdi... O yuzden de kadinlar memnunlar demek ki ugrasmiyorlar cok dogru bir cikarsama degil bence....

Link to comment
Share on other sites

Kadinin kendine edindigi yer erkeklerin izin verdigi olcude, en azindan Turkiye gibi ulkelerde ya da gelismemis ve ozellikle din etkisinde kalan toplumlarda... Siz ise erkegin gucunu elestirebildigimiz halde annelerinkini elestiremedigimiz soyleyip ama bir taraftan da kadinin ikinci planda oldugunu kabul ediyorsunuz ve hem kadin hem erkegin yasadigi toplumda kadinin da hak ettigi yeri almis olmasi gerektiginden ve demek ki memnundur ki bir seyler yapmiyordur noktasina vararak konuyu tamamliyorsunuz.... Yani bir taraftan anneligin gucunun abartildigindan bahsedip bir diger taraftan kadinin ikinci planda kaldigini kabul etmis durumdasiniz. Ben bu celiskiyi cozemedim. Anneligin kutsal oldugu vb. soylemlerin gunde on kere tekrarlanmasi onlarin karar mekanizmasinda onemli yeri oldugunu gostermiyor ki... En azindan genelinde... Cunku anneler ne de olsa her kosulda sartlari kabullenen ve cocugunun esinin iyiligini isteyen bir konumda, en azindan geneli ya da diyelim Turk anneleri... Siz bu durumda hangi gucunun abartildigini soyluyorsunuz ben hakikaten anlayamiyorum. En azindan ornek verin oradan tartismaya devam edelim. Ben de kadinin yerinden memnun degilse bunun icin savasmasi gerektigini dusunuyorum elbette ama sizin geldiginiz 'demek ki memnunlar' seklinde dusunmuyorum. Turkiye'deki insanlar geri kalmisliktan (sadece ekonomik olarak degil, kuturel olarak da) memnun mudur? Hic sanmiyorum, ama bunun ustesinden gelebiliyorlar mi? Eger her sey o kadar kolay olsaydi Turkiye'de ileri ve gelismis ulkeler arasindan yer alabilirdi... O yuzden de kadinlar memnunlar demek ki ugrasmiyorlar cok dogru bir cikarsama degil bence....

 

 

Kadının ikinci planda olduğunu kabul etmiyorum; bu toplumsal yapıda kadının da erkeğin de belli açılardan birbirleri ile dengede olduklarını söylüyorum. Bu yapı içinde rahatsız olduğumsa 'kadın ezilendir, itilendir, ötekidir' dili ile savunulanlar. Bu dil zaten sizin olduğuna inandığınız erkek egemenliğinin dili. Hala bu dilden konuşarak ama bu dile karşı çıktığınızı düşünerek sadece bu durumu besliyorsunuz.

 

Erkeğin kafasındaki dişi çıkmazı; anneliğin sorgusuz yüceltilmesindendir. Anne de bir insan en nihayetinde. Kaçırılan bu. Eksikleri, sorunları,yanlışları ile. Anneler her koşulda şartları kabullenir ve çocuğunun iyiliğini ister demek işte bahsettiğim sorguya kapalılığa bir örnek. Çünkü annede bir kadın ve erkeğin çocuğudur; oda bir takım sorunların taşıyıcısı olmuştur ve o da tüm bunların sorumlusu değil, kurbanıdır vsvs . Bu döngüyü kırabilmek için yalnızca kendi adınıza düşünmeniz gerekiyor. İşte orda kendi kadınlığınızı da sorgulamak zorundasınız, anneliği de ve tabiki kendi annenizi de.

 

Bu dediklerim hala bir anlam ifade etmiyorsa birşeyleri görmek istemiyorsunuzdur ya da göremiyorsunuzdur. Haliyle ne söylesem anlam veremiyeceksiniz. Şimdilik bu kadar.

Link to comment
Share on other sites

  • 10 months later...
Bence disiler sadece erkeklerin bakış açılarını yansıtıyor(bazıları). Çünkü bir kadını anne veya disi olarak nitelendirmek erkeğin elinde olan birşey. Aynı şekilde erkeklerin nitelendirilmeside bayanların elinde. Ancak salt disiyi açıklamak için özerk bir tanım gerekir bence bu da sadece bayanların işidir diye düşünüyorum.
Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Sign in

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...