Jump to content

Índio do Buraco

Recommended Posts

https://m.imdb.com/title/tt0756683/?ref_=ext_shr_lnk

Öncelikle şu iki nokta da hemfikir değilsek yazıyı okumanıza gerek yok

1-) Tarih de peygamberlerin yaşayıp bu öğretileri günümüzdeki haliyle tebliğ ettiğine dair kesin bir kanıt yok bildiğim kadarıyla

2-) Yine bu öğretiler peygamberlerin yaşadığı rivayet edilenden çok sonraları kulaktan kulağa aktarılan ve o dönemin cahil denebilecek toplumlarını kontrol edip yönetebilmek için kendince yorumlanarak yazıya aktarılmıştır

- islami ve isevi dinin ilk yazıya aktarıldığı ve olayların geçtiği rivayet edilen tarihleri karşılaştırdığınız vakit bu tarihi gerçekleri görebilir siniz

a. Peygamberlik vasıfları 

Günümüzde bile peygamber gibi dediğimiz sosyal hayatın kendince kötü yönlerinden uzak duran insanlara iyilik edip aklı selim tavsiyeler de bulunan kişileri görebilirsiniz

Tarihte illa ki bu tür insanlar yaşamıştır ve o dönemde toplumsal ahlaksızlık yada kötülükler diyelim bunlardan uzak kalıp hatta bir adım ileri atıp bunları değiştirme çabasına girme cesareti göstermiş şahışlardır bunlar

b. Ortak noktaları yaşadıkları dönemin toplumsal çürümüşlüklerini tedavi etmektir

Edebiyat çılar bu sanırım bu tabiri kullanır

c. Haliyle bu insanların takipçileri olmuştur

Bu konuda da forum dakiler bilir şu meşhur İngiliz komedyenleri Monty Python filmi

https://m.imdb.com/title/tt0079470/?ref_=ext_shr_lnk

Örnek verilebilir @Mr Bean

Fakat insanlığın başına belayı sami ırkına has tapınılacak bir ilah ihtiyacı ve peygamber kültürü oluşturmuş dur 

@alpinçayırı

-Son tahlil de bugün de ben dahil bir çok insan toplumsal çürümüşlükleriiden uzaklaşıp bunların ortadan kaldırıldığı bu güne kadar ki etik ve ahlak birikiminin üstüne biraz daha ekleyerek insanların daha insana yaraşır yaşadığı bir toplum düşlemiş ve bunun için imkanları dahilinde çalışmıştır

Ancak bunun için bir ilaha yada insanoğluna tapınmamıza değil aklı selim ile hareket ederek hoşgörülü yaklaşmalı ve empati ile hareket etmemiz sanırım bence yeterlidir

Son söz tasavvuf ile uğraştığım dönem de bana en büyük kötülük leri yapan en sevmediğim insanlara dahi hakkımı helal edip iyilikle yaklaşacak kadar ileri gittim

Benim gördüğüm şey ise gerçek bir mümin hiç bir şekilde çevresindeki gayr-i müslim insanlara rahatsızlık vermez

Ancak dini içinde kalbinde değil görünüşte yaşayan bir riyakar ve münafik bu kötülüğü en çok da hz Muhammed ve İslam'a karşı yapar 

Bizim sorunumuz gerçek müminler ile değil hatta onları severim ve güvenirim çünkü uymaları gereken kuralları en iyi bilenlerden ı'm ve o insanlardan zarar gelmez

Her öğreti de olduğu gibi bir de bunu şeklen yaşayan poserlar vardır bu kişileri de gene en çok o yola kalben bağli o yolun gerçek yolcuları sevmez

Çünkü yobazlar da olduğu gibi o yolun ve yılcularının itibarını düşürür kötü gösterir bir antipati uyandırır insanlar da 

Konu zenginleştirilebilir @Mantılı

Müslüman arkadaşlar ı da davet ediyorum gelin medenice Hz Muhammed ın öğretileride Rus,Fransız klasiklerinde gözümüze çarpan günümüz Türkiye'sinde gördüpğnğz toplumsal çürümüşlüğün nasıl üstesinden gelip daha insana yaraşır bir şekilde yaşayıp birbirimize iyilikte bulunarak bu dünyayı da cennet yapabiliriz 

Tabi sizin inandıpınız Ahiret e de sayğı duyarım

Samimiyetimi göstermek için de şunları söylemek isterim bir mümin için en büyük nimet cennete Allah'ın cemalini görmektir

Benim hor gördüklerim sadece cuma hutbesinde cami de huri lerden yada yeme içmeden yada insani hazlardan bahsedilirken kendinden geçen ama insan ilişkilerinde bir mümin ın nasıl davranması ğerektiğini hiç önemsemeyen hacca gitmiş ama karekter konusunda omırgasız insanlar yine İslam ve Hz Muhammed e en büyük kötülüğü bu insanlar yapmaktadır

Fark ettiyseniz bu yazıda kutsallarımıza karşı en ufak bir saygısızlık yapmadım gelin medenice fikir alışverişinde bulunalım

Link to comment
Share on other sites

Açıkçası insanların inançlarını kendi başlarına yaşamaları gerektiğini düşünüyorum. Tanrı diye bir kavrama ihtiyacı olanlara lafım yok. İnsanın çocukluğundan kalma bir ihtiyaç. 

Hayır, benim asıl derdim bu inançlarını yasalaştırıp başka insanları da kendi kurallarına göre yaşamaya zorlanmaları. İnsanların akıllarını zehirleyip kötülük yapmaya itmeleri. Kötülük diyorum çünkü kitaplardaki mesajın, her ne kadar süslenmiş olsa da, kötülüğe bir çağrı olduğunu düşünüyorum. 

Bir insan ancak yalanlara inanarak daha iyi bir insan olacaksa varsın olmasın. Tanrı gibi mutlak bir otoritenin tehdidi olmadığı takdirde hırsızlık, cinayet ve tecavüz gibi suçlar işlemeye eğilimli ise toplumun geri kalanı ona zaten yapacağını bilir. Kaldı ki bu tür suçları işleyenler sanılanın aksine dinsiz değil, tam tersine dindar geçinen kişilerden çıkıyor. Dinleri de birtakım suçları normalleştirip, köleliğe, pedofiliye ve kadına yönelik suçlara cevaz veriyor.

Dolayısıyla bu inançlarla yaşamak istiyorlarsa buyursun yaşasınlar. Geri kalan herkes de onlar gibi yaşamazsa şiddete, kötülemeye ve ayıplamaya başvurmaktan vazgeçsinler. İddia ettikleri gibi önce saygılı olsunlar. O zaman oturup normal insanlar gibi eğriyi doğruyu konuşabiliriz. 

  • Like 1
Link to comment
Share on other sites

12 saat önce, Max Stirner yazdı:

Konu zenginleştirilebilir @Mantılı

Konu zenginleştirilebilir dediğin için biraz düşünme fırsatım oldu. Aldığım birkaç notu paylaşmak istiyorum.

Önerilerim:

1. Dini öğretilerin zaman içinde değişime veya aşınmaya uğraması konusunda spesifik örnekler verilebilir. Dini öğretinin geçen yüzlerce yıl içerisinde gelişen ahlak anlayışına nasıl adapte olduğunu veya olamadığını belirtmek de faydalı olur.

2. Ahlak üzerine konuşmuş filozofların (ilk aklıma gelen Kant mesela) fikirlerini dini öğretilerle kıyaslamak faydalı olabilir. Bu şekilde hangi noktalarda kesiştiklerini, hangi noktalarda ayrıştıklarını görebiliriz.

3. Bahsettiğin modern peygamber kavramına sahip kişilerin geçmişteki peygamberlerden ne gibi farkları olduğu masaya yatırılabilir. Yine aynı şekilde, ortak noktalar, farklı noktalar.

4. Günümüzdeki toplumsal sorunlara değinerek farklı dinlerin bunları ne şekilde ele aldığını anlatabiliriz. Çoğulculuğu destekleyen bir toplum istiyorsak bütün yaklaşımlarımızda çoğulcu davranmak lazım. Bunu sadece farklı görüşlere de yer vermek olarak görüyorum. Elbette gerekçeli eleştiri içerebilir ve içermelidir.

5. Konuya yeterli derinliği kazandırdıktan sonra inanç ve şüphecilik eksenine taşımak da mümkün.

6. Tasavvuf konusunda kişisel deneyimlerinden daha detaylı bahsedebilirsin. Eski düşüncelerini, yeni düşüncelerini paylaşabilirsin. Bunların toplum üzerindeki sosyolojik ve psikolojik etkileri üzerine konuşabilirsin.

7. En sonunda da insanları harekete geçmeye davet edebilirsin. Bunun için önerilerini yazarsın, somut fikirlerin varsa paylaşırsın. Bunları hayata geçirmede karşılaşabileceğin zorluklara değinebilirsin.

Şimdi bütün bunlar için araştırma yaparsan kitap haline bile getirebilirsin. İlgi çekebilecek bir konu çünkü. Kitabına taslak bir içindekiler bölümü yazıyorum aşağıda.

İçindekiler

Giriş: Tarih Aynasında Peygamberlik

1. Peygamberlik Kavramının Kökenleri
- Dini Öğretilerin Tarihsel Gelişimi
- Tarih ve Peygamberlik: Mit mi Gerçek mi?

2. Tarihsel Kanıtların İncelenmesi
- Peygamberlerin Yaşamış Olma Olasılığı Üzerine
- Dini Metinlerin Oluşumu: Rivayetlerden Yazıya Geçiş

3. Sözlü Geleneklerin Yazılı Metinlere Dönüşümü Üzerine Düşünceler
- Dini Metinlerdeki Değişmeler ve Yorumlar
- Peygamberler: Ahlaki Rehberlerimizi Belirlemek

4. Peygamberlerin Toplumsal Reformları
- Peygamberlerle Günümüz Ahlaki Önderlerin Kıyaslanması
- Din ve Ahlak Arasındaki Çatışma

5. Ritüeller ve Ahlaki Değerler İlişkisi
- İnanç ve Davranış Arasındaki Uçurum: Modern Din Eleştirisi
- Toplumsal Çürümüşlük

6. Dini Öğretilerin Toplumun Ahlaki Yapısını Koruma Rolü
- Geçmişten Günümüze Örneklerle Toplumsal Bozulmaya Bakış
- Farklı İnanç Sistemlerinin Ahlak Alanındaki Katkıları

7. Dini Çoğulculuk: Farklı Dinlerin Ortak Ahlaki Değerleri
- Seküler Etik Sistemleri ve Dini Ahlakın Kesişim Kümesi
- Modern Dünyada Peygamberlik Kavramına Çoğulcu Bir Bakış

8. Modern Ahlaki Önderler ve Topluma Etkileri
- Günümüz Dünyasında Peygamberlere Olan İhtiyaç
- Dini İnanç ve Seküler Düşünce Arasında İhtiyaç Duyulan Diyalog

9. İnançlılar ve Şüpheciler Arasında Köprü Kurabilir Miyiz?
- Ortak Bir Ahlaki Zemin Bulma Çabası
- Ahlak ve İnsaniyet Açısından Değerlendirmeler

10. Tasavvufun Ahlaki Öğretileri
- Tasavvufun Ortaya Çıkışı
- İçsel Yolculuk ve Ahlaki Evrim

11. Gerçek Mümin ve Riyakar Arasındaki Farklar

12. Görüntüye Dayalı Dini Uygulamalar
- Kalpten Bağlı Olanlar ve Görünüşte Bağlı Olanlar

13. Ahlaki Bir Toplumun İnşası
- İnsana Yaraşır Bir Yaşam İçin Yol Haritası
- Gelecek Nesillere Ahlaki Bir Miras Bırakmak

14. Sonsöz

15. Ekler (varsa)

16. Kaynakça

 

Tabii ki bunları daha da geliştirmek ve detaylandırmak mümkün. İçeriği yazarken biraz daldan dala atlamış olabilirim. Normalde böyle bir şey hazırlarken üzerine haftalarca düşünmek gerekir. Bunları sadece bir fikir vermesi için yazdım. Konular çok derin. 

  • Thanks 1
Link to comment
Share on other sites

Analiz ve Değerlendirme

Metnin Ana Teması:

Metin, dinlerin kökenleri, peygamberlik kavramı, dinlerin toplumsal etkileri ve bireysel inançlar üzerine yoğunlaşmış bir tartışma sunuyor. Yazar, özellikle İslam dinini örnek göstererek, dinin asıl amacının insanlara iyilik ve hoşgörü öğretmek olduğunu savunuyor. Ancak günümüzde dinin bazı insanlar tarafından kötüye kullanıldığını ve bu durumun dine zarar verdiğini vurguluyor.

Metnin Temel Argümanları:

 * Dinlerin Kökenleri: Yazar, dinlerin peygamberler tarafından doğrudan tebliğ edildiği iddiasını sorguluyor ve bu iddiaların tarihi temellere dayanmadığını savunuyor.

 * Dinlerin Toplumsal Fonksiyonu: Dinlerin, özellikle de İslam'ın, toplumsal kontrol ve yönetim amacıyla kullanıldığını ve bu durumun dinin asıl amacından saptığını belirtiyor.

 * Peygamberlik Kavramı: Peygamberliği, toplumun kötü yönlerine karşı duran ve iyiliği teşvik eden bir kişi olarak tanımlıyor. Ancak günümüzde peygamberlik kavramının yanlış anlaşılmasına ve kötüye kullanılmasına dikkat çekiyor.

 * İnanç ve Eylem: Yazar, gerçek bir müminin sadece inançla değil, aynı zamanda yaptığı iyiliklerle de kendini göstermesi gerektiğini vurguluyor.

 * Din ve Toplum: Dinlerin toplum üzerindeki olumlu ve olumsuz etkilerini ele alıyor ve dinin doğru şekilde anlaşılıp yaşandığında topluma faydalı olabileceğini savunuyor.

Metnin Güçlü Yönleri:

 * Eleştirel Bakış Açısı: Yazar, dini konuları eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirerek, okuru düşünmeye teşvik ediyor.

 * Hoşgörü Vurgusu: Metin boyunca hoşgörü, empati ve insanlık gibi evrensel değerlere vurgu yapılıyor.

 * Açık Dillilik: Yazar, karmaşık dini kavramları anlaşılır bir dilde ifade etmeye çalışıyor.

 * Farklı Perspektifler: Farklı dinlere ve inanç sistemlerine saygı duyulduğu görülüyor.

Metnin Zayıf Yönleri:

 * Genelleme: Bazı yerlerde dinler hakkında yapılan genellemeler, tüm dinleri aynı kefeye koyma riskini taşıyor.

 * Kanıt Eksikliği: Bazı iddialar için yeterli tarihsel veya bilimsel kanıt sunulmuyor.

 * Subjektiflik: Yazarın kişisel deneyimleri ve yorumları, metnin objektifliğini azaltabilir.

Sonuç:

Metin, din ve inanç konularında farklı perspektifler sunan ve düşünmeye teşvik eden bir yazı. Ancak, daha kapsamlı bir analiz için daha fazla tarihsel ve felsefi bilgiye ihtiyaç duyulmaktadır.

Ek Notlar:

 * Metinde kullanılan bazı terimler (örneğin, "poser") genç neslin kullandığı informal bir dil içermektedir.

 * Metnin genel tonu, dini konuları tartışırken bile saygılı ve yapıcı bir dil kullanmaya özen gösteriyor.

Bu analiz, metnin genel bir değerlendirmesidir ve daha detaylı bir inceleme için farklı bakış açıları ve yöntemler kullanılabilir.

Peki, bu analiz hakkında ne düşünüyorsun? Hangi noktalara katılıyor veya katılmıyorsun?

Ek olarak, bu metinle ilgili daha spesifik soruların varsa lütfen çekinme.

 

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...