Jump to content

Insan Haklari ve Ozgurlukleri


evrensel-insan

Recommended Posts

Oncelikle konunun ozunu algilamak gerekir. Bilhassa ulkemizde, insan haklari ve ozgurlukleri; siyasetin iktidar veya muhalefet, her turlu gorusune alet edilmekte ve bu hak ve ozgurlukler, siyasi bir amac ugruna arac olarak kullanilmaktadir.

 

Insan hak ve ozgurluklerinin basinda yasam hakki gelir. Bir kisi, nasil ve kim tarafindan ve hangi nedenle oldurulurse oldurulsun; olduren kisinin, kimligine, yerine siyasi gorusune bakmadan bunun bir cinayet ve insan hakkini ihlal oldugunun bilincinde olmak gerekir.

 

Insan hak ve ozgurluklerinin diger bir gerekli olanida; dusunce ve ifade ozgurlugudur. Bir kisinin, ya da toplumun milli-dini-geleneksel-kulturel v.s. ozelligini dile getirmesi; onun insan hak ve ozgurlugudur.

 

Ulkemizde, yasam hakki gibi; dusunce ve ifade ozgurlugu de; siyasi gorus temelinde kanunlarla yasaklanmaktadir. Bir kisinin, ya da toplumun; milli-dini ozelliginin dile getirilmesi konusuda; her turlu siyasi gorusun amaci dogrultusunda arac olarak kullanilmakta; kullananin amacinin bu hak ve ozgurlugu tanimak yerine, bunu kendi siyasi cikarina alet ettigi gorulmektedir.

 

Turkiye'de her turlu insan hak ve ozgurlukleri, ya yasaklanarak, ya gale alinmiyarak, ya da bir siyasi goruse alet edilerek su-istismar edilmektedir.

 

O yuzden, kendisine aydin, ilerici, devrimci v.s. diyen; kisaca "elit" kesimin; once insan haklari ve ozgurlukleriyle; siyasi gorusu oyle veya boyle bu hak ve ozgurluklere kendi cikarlarina uygun kullanmalarini gormesi ve buna bir butun olarak karsi cikmasi gerekir.

 

Ama; gorulen odurki; bu "elit" kesimin; kendisinin siyasete alet olmasi; onlarin insan hak ve ozgurluklerinden bihaber olarak , ustelik; bu alet olmaya da herturlu destegi vererek; insan hak ve ozgurluklerinin onune set cekmesidir.

 

Bir kisinin, ya da grubun; siyasi gorusu ne olursa olsun; bunun insan haklari ve ozgurlukleriyle bir bagi yoktur. Cunku, insan hak ve ozgurlukleri, farkli siyasi goruslerin "oyuncagi, kullanim araci" degil; bizzat, insan olmanin insanligi istemenin ta kendisidir.

 

Siyasi gorus farklarimizi ortaya koymadan once; insan olarak hepberaber, insan hak ve ozgurluklerini savunalim ve bu savunu da birleselim.

 

Insan hak ve ozgurluklerine, karsi olabilecek bir siyasi gorus varmidir, acaba?

 

Varsa; dusuncelerini "gerekceleri" ile beraber, bu baslikta ortaya koysun.

 

Yoksa da; sitemizdeki her turlu farkli siyasi goruse sahip, yazarlar; insan hak ve ozgurlukleri ve bunun, hangi sart ve kosulda olursa olsun, kim icin ne icin olursa olsun; savunusu konusunda HEMFIKIR olmalidir.

 

Aksini dusunen var mi?

 

Saygilarimla;

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Saygideger la-illallah;

 

 

Insanlar neden hak ve ozgurluk ister?

 

Cunku hak ve ozgurlukleri ellerinden alindigi, hak ve ozgurluklerine baski yapildigi ve hak ve ozgurlukleri taninmadigi, temsil edilmedigi veya onlendigi, gale alinmadigi zaman.

 

En onemli hak yasam hakkidir. Sonra egitim hakki, konut hakki, is hakki, saglik hakki, sosyal yasam hakki gelir.

 

Bunun disinda dogumdan kendisine ogretilen her turlu degeri kisinin kimlik ve kisilik degeri yapmasinin getirdigi bu degerleri yasama hakki vardir.

 

Nedir bunlar?, etnik kimlik, dini uygulama, inanc ve inancsizlik, tarihsel kulturel, ananevi, ahlaki v.s. miras,

 

Kisaca her bireyin biribirinin degerine saygi duyarak ve mudahele etmeyerek bir arada yasamasi.

 

Devletin de bu konudaki, evrensel hukuku, antiayrimciligi, hic bir dini ve etnik kimliginin olmamasi ve her turlu hak ve ozgurluk korunmasini ve uygulamasini sivil kuruluslari ve kurumlari ile guvence altina almasi uygulamasi.

 

Konunun politikanin bir araci haline gelmemesi, toplumsal kutuplasma sorunu olmamasi, toplumsal bir politika haline donusmemesi.

 

Kisaca boyle.

 

Saygilarimla;

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Böyle bir konuya değindiğinize göre "insan hakları ve özgürlükleri" konusunda yolunda gitmeyen birşeyler olduğunu düşünüyor olmalısınız, ? Eğer olaya kendi açımdan bir şikayette bulunacak olursam, ben yolunda gitmeyen birkaç şey sıralayabilirim; Yaşam hakkı diyorsunuz. Bugün biz Müslümanlara yaşam hakkı tanınmıyor. Müslüman olmak neredeyse bir suç haline geldi. Ancak dininden-inancından taviz veren Müslümanlara (?) yaşam hakkı tanınıyor. Gerçek Müslümana radikal yaftası vuruluyor ve hemen peşine düşülüyor. İslam'da radikalizm diye birşey yoktur, yasaktır. Dinde aşırı gitmek yasaklanmıştır ancak dinde aşırı gitmeyeyim derken taviz vermek de yasaktır. İslam ne ise odur. Ilımlısı da, radikali de yoktur. Müslümanların konut hakları da yok. Elin yahudisi elini kolunu sallaya sallaya Müslümanın mahallesine girip kendi konutunu dikiyor. Sözde UHRD'ı yayınlayan BM ise öylece seyrededuruyor. Müslümana eğitim hakkı yok. Kur'an kursu (din eğitim-öğretimi) yasak. Sosyal yaşam hakkı yasak. Toplumsal normlara aldırış etmeksizin dini normlarını toplum içinde uygulaman fiilen yasak. Kılık-kıyafet RESMEN yasak, giden kelleler tarih sahnesinde halen asılı durmaktadır. Bunlar sizin savunduğunuz evrensel normlara ters düştüğü için yapılmaktadır. Bununla da kalmayıp, Müslüman kendisini savunurken ya da misilleme yaparak adam öldürünce terörist, konut hakkını korumaya çalışan Müslüman terörist, kendi dinini-inancını öğrenmek isteyen Müslüman gerici-potansiyel terörist, din okulları da terör yuvası vs., dini kıyafetleriyle dolaşan potansiyel bombacı, katil, ilkel insan, mağara adamı, ninja vs. daha da uzar gider bu. Ancak her türlü ahlaksızlık, pislik "özgürlük ve hak" adı altında serbest. Bırakın bizler gibi tepki çekmeleri bilakis bunlara tek bir laf söylemek dahi idamlık olmanıza sebep olabilir. Diyeceğim şu ki; insan hak ve özgürlükleri diye birşey yoktur. Bu sadece bir ütopyadır. Sizi tenzih ederim; Belki siz bahsettiklerim gibi olmayabilirsiniz ancak herkesin sizin kadar geniş olduğunu, olabileceğini düşünmüyorum. Ben böyle birşeye inanmıyorum.
Link to comment
Share on other sites

Saygideger LA-illallah;

Gordugum kadariyla, konuya sadece kendi din ve inanc pencerenizden bakmissiniz.

 

Basta birinci sorun, herkesin kendi penceresinden bakma sorunu, cunku bu bir ayrimciliktir.

 

Siz neden, empati kurup, islamin diger mezheplerine (alevilik v.s.) ve diger dini inanislara ve de dinsizlere verilmeyen hak ve ozgurluklerden bahsetmiyorsunuz?

 

Oyuzden, hak ve ozgurlukleri algilamak demek; konuya sadece kendi pencerenden bakmak demek degildir.

 

Zaten siz bile kendi pencerenizden bakip,bir "sikayette" bulunuyorsaniz, dusunun ki baska inancta olanlar ve hele hic bir inanci ve dini uygulamasi olmayanlar, ne yapsin?

 

Eger bunu goz onune alirsak, yine en genis hak ve ozgurluklere sahip olan sizin pencereniz.

 

Oyuzden birilerinin eger varsa, sizin pencerenizin hak ve ozgurluklerini dile getirmesidir onemli olan. Bu da sizin pencereniz disindaki hak ve ozgurlukleri dile getirebilmeniz ile paraleldir.

 

Cunku, ya bu hak ve ozgurlukler vardir, ya da yoktur. Eger devlet, yetistirim ve sistem zaten ayrimci bir taraf olarak hak ve ozgurlukler konusuna yasam alani taniyorsa, sorun sadece sizin pencerenizin degil; her hak ve ozgurlugun acisindan gecerlidir.

 

Zaten insanlikta, kendi pencerenden ziyade, konuya hak ve ozgurluk genelinde bakmayi yani empati yapmayi gerektirir.

 

En azindan, bu konuya bakis acisindaki bir antiayrimci fakat, farklarin farkina varan bir bilinc ve farkindaliktir.

 

Saygilarimla;

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Elbetteki kendi açımdan bakacağım çünkü; Hak ve özgürlükleri kısıtlanmaya çalışılanlar bizleriz. Bana hak ve özgürlükleri kısıtlanan inançsızlara örnekler verir misiniz? İslam hangi kuralıyla inançsızın hakkını, özgürlüğünü gaspediyor? Sürekli "din şöyle, din böyle" diyorsunuz ancak bir türlü o "şöyleleri, böyleleri" göstermiyorsunuz. Hani neredeler? Eğer ki ben İslam'ım diyenleri baz alıyorsanız onları bir geçiniz. Bizde zorunlu din eğitim ve öğretimi diye birşey yok. Zorunlu dini uygulama yok, zorunlu inanç yok. Ancak bizlere zorla dayatılan inanç ve dinler var. Şu liderin hayatını kurtardığını, onun senin kurtarıcın olduğu inancını kabul etmelisin ve onun ilke ve inkılaplarını uygulamalısın aksi halde hainsindir, şerefsizsindir. Elle olmadı dille bir şekilde linç edilirsin, bu da yetmedi yargılanırsın. Yani sen o dine göre bildiğin kafirsindir. tiiiz kellesi vurulası birisindir. :) Bizlerde bunlara benzer neler var, örneklerle açıklar mısınız? Kaç kişi Müslüman olmadığı için, dini kuralları uygulamadığı için, sarık takmadığı için katledilmiştir mesela? :)
Link to comment
Share on other sites

Saygideger LA-illallah;

Bizlerde bunlara benzer neler var, örneklerle açıklar mısınız? Kaç kişi Müslüman olmadığı için, dini kuralları uygulamadığı için, sarık takmadığı için katledilmiştir mesela?-L-I-

 

Birincisi boyle cumlelerin sonuna bir gulucuk koymak bir insanlik ayibi ve saygisizligidir.

 

Ikincisi tarihten mi yoksa gunumuzden mi ornekler istiyorsun.

 

Sivas katliaminin ve 1990 larda faili mechul dini cinayetlerin tarihi en sicak ornek.

 

Ayrica, dogumdan kimseye dini soruluyor mu?

 

Kimin dinsizligini belirleme hakki ve ozgurlugu var?

 

Turkiye'nin bazi sehirlerinde oruc bozabilir misin?

 

Bana bir yayin veya basin organi soyle dini olmayan, yada din aleyhinde konusabilen?

 

Bana bir universite, acik oturum v.s. goster dini olmayan icerikte dini elestirebilen?

 

Bana gelmis gecmis bir basbakan, Cumhurbaskani goster dinsiz olan?

 

Daha sayayim mi?

 

Sen yoksa hala 1980 oncesi laikligin, dini ozgurlukcu oldugunu mu saniyorsun?

 

Turkiye'de dini olmayan ve dinsiz olan; bir kurum kurulus goster.

 

Sen hala kalkmis, muslumanlarin hak ve ozgurluklerinden bahsediyorsun.

 

Eger ironi veya sarkaszm yapiyorsan, aklinca; hak ve ozgurlukler konusu, uzerinde ironi ve sarkazm yapilacak konular degildir.

 

Insan ve insanligin adina, ciddi konulardir.

 

Saygilarimla;

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Öncelikle gülücüğü üzerinize alınmayın. O gülücük sizin üzerinizden "onlar kendilerini bilirler" dediğim zümreyedir. Ancak siz de bu konuda onlarla hemfikirseniz siz de üzerinize alabilirsiniz.

 

Hayır tarihten de, günümüzden de değil. Eğer ki "kendilerine müslümanız" diyenleri değil İslam'ı eleştiriyorsanız, dini kaynaklardan örnekler vermelisiniz. Eğer sivas olayını İslam kaynakları onaylıyorsa o zaman gelip eleştiride bulunabilirsiniz. Siz hiç sizin hiçbir zaman onay vermeyeceğiniz bir şeyi "ben evrensel-insan adına şunu yapıyorum" diyen birisinin yaptıklarından sorumlu tutulmayı kabul eder misiniz?

 

Doğumdan kimseye dini sorulur mu ki sorulsun el kadar bebeye neyi sormayı düşünüyorsunuz? Elbetteki herkes kendi doğrusunu öğretip ona göre eğiteceksiniz. Ondan sonra kendi bilincinin farkına varan kişi ya kendi yolunu seçer ya da yürüdüğü yolda yürümeye devam eder. Dileyen dindarlığını devam ettirir, dileyen dinsizliğini belirler ve belirtir.

 

 

Türkiye'de orucunu bozabilip bozabilmemen bizleri ilgilendirmez. İslam sana oruç tutma zorunluluğu getiriyor mu? Getirmiyor mu? Bizi ilgilendiren budur. Var mı sizi oruca zorlayan?

 

Din aleyhinde açıktan konuşabilen yoktur ancak alttan altta dine saldıran kanal olarak Ulusal kanalı örnek gösterebilirim. Diğer "ulusal" statüsündeki kanalların da bunlar kadar olmasa da yayın politikaları pek farklı sayılmaz. Kaldı ki din, dini eleştireni, yalan sayanı iddiasını delillerle ispata davet eder. Varsa kanıtı olan bir adım beri gelir.

 

Üniversitelerden, açık oturumlardan bir örnek vermemiz gerekirse Celal Şengör'ü örnek verebiliriz.

 

6:27-6:32

 

Asıl öyle değil de şöyle sormak lazım. Siz bana Abdullah Gül dışında İslamcı bir Cumhurbaşkanı. RTE, Erbakan dışında İslamcı bir başbakan örneği verebilir misiniz?

 

Türkiye'de DİB dışında dini bir kurum örneği verebilir misiniz?

 

Daha sayayım mı?

Link to comment
Share on other sites

Saygideger LA-illallah;

Birincisi, surda anlasalim. Benim dile getirdiklerim, gozlemlerimdir. Sizin kisisel islam, inanc ve dini uygulamalardan ne algiladiginiz veya nasil degerlendirdiginiz degil;

 

Ikincisi, buradaki gozlem, olanin gozlemidir. Dolayisiyle sizin sahsiniza veya inanciniza yonelik degil.

 

Oyle oldugu halde, sizin kendinizi savunmaniz veya olanlari ustune almaniz gerekmez.

 

Ayrica, herkesin dini uygulamasi, inanci v.s. kendi algisi temelindedir.

 

Bugun kendine musluman diyen birisi, sizin alginiza gore musluman olmayabilir, ya da sizin muslumanliginizi baskasi onaylamiyabilir.

 

Cunku "bu budur" temelli kimse kimseyi degerlendiremez.

 

En basitinden, dun bu katliasmin yildonumu olmasi vasfiyla, basbakan dahil; kimseden bir aciklama bile gelmemistir.

 

Oyuzden konu ne sizsiniz, nede ben; sadece gozlemin dile gelmesidir.

 

Konu bebege birsey sormak degil; o bebege bir dini etiket vermektir. Bu hakki kim neye gore alir, ya da bebek 18 yasina gelince neden ona buna itirazhakki taninmaz?

 

Ulusal kanal dine saldirmiyor, sadece dinciligi elestiriyor.

 

Ben, kendim ulusal kanalin, Zekeriya Beyaz gibi dini karakterleri programlarina aldiklarini, dini programlari oldugunu da gozlemledim.

 

Sonucta ulusal kanal laik bir musluman anlayisina sahiptir, ama dinsiz degildir.

 

Laiklik zaten dinsizlik degildir, cunku; sekuler bilinc ve algi yoktur. Aksi devletin diyaneti olmaz, Istiklal Marsi kabul gormezdi, her doganin dini hanesine islam yazilmazdi.

 

Konu islamci basbakan veya cumhurbaskani degil; dinsiz basbakan ve cumhurbaskani.

 

Laiklik, birak sekuler zihniyeti; din ile devleti bile birbirinden ayiramamistir.

 

Dolayisiyle ben laiklikten degil; dinsizlikten, bahsediyorum.

 

Anadolu gibi, tarihsel bir miras olarak farkli halklarin hak ve ozgurlukleri gozx onune alindiginda, sadece sunni dini ogretim ve egitim vermek, herkezi ezan dinlemeye mecbur etmek, devletin diyanetinin olmasi, dogumdan gelen dini islam damgasi; Anadolunun cok sesli mozayiginin diger seslerinin hak ve ozgurluklerini ihlal etmektir.

 

Bugun ve dun laikler dinsiz degildi. Cunku dinsiz olabilmek, laiklige degil; kisinin kendi kendisini sorgulamasina ve kendi oz iradesiyle kendini din disina tasimasina baglidir.

 

Turkiye iktidarlar, devlet ve yonlendirim olarak tarihinde ne dinin ne de milliyetin disina cikamamistir.

 

Milliyetin iktidarda oldugu donemde din, dinin iktidarda oldugu donemde de milliyet hep muhalefette olmustur.

 

Dolayisiyle, kimsenin ne din disinda ne de milliyet disinda olma hak ve ozgurlugu hic bir zaman taninmamistir.

 

Dolayisiyle din ve milliyetcilik disinda kalanlar, Turkiye de hic bir zaman hak ve ozgurluklerini alamamislar, taninmamis ve temsil edilmemistir.

 

Oyuzden konuyu laiklik din catismasina tasimiyalim.

 

Cunku her iki zihniyette kendine hak ve ozgurluk tanimistir. Birinin digerine, kendi iktidar donemlerinde getirdikleri kisitlamalar ise, gostermeliktir.

 

Ayrica konumuz insan haklari ve ozgurlukleri olarak genel bir konudur ve tek bir dine ve tek bir milliyetciligi de endeksli degildir.

 

Saygilarimla;

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Eğer dile getirdikleriniz İslam ile değil İslam algısıyla ilgili ise o halde sizinle bu konuda tartışacak pek birşeyim olmaz. Çünkü ben İslam algısının değil İslam'ın savunucusuyum. Eğer sizi rahatsız eden bir olay (madımak yangını gibi) din kaynaklı ise o zaman gelir eleştirinizi İslam'a yöneltirsiniz ancak bir ya da birkaç kişinin İslam'ı temsil ettiğini söylerek yaptığı şeyler dini kaynaklardan destek bulmuyorsa bunlar dini değil şahsi meselelerdir. Dini değil şahısları ilgilendirir.

 

 

Bir bebeyi dini yetiştirmekten yakınıyorsunuz ancak siz çocuğunuzu neye göre yetiştirirsiniz? Hiçbir etkide bulunmadan öylece kendi fıtratına mı bırakırsınız yoksa kendi kişiliğinizi mi aşılarsınız? Büyük bir ihtimal kendiniz gibi yetiştirirsiniz. Sonuçta sizin de kendinizce doğrularınız var ve herkes haliyle kendisince doğru olduğuna inandığı gibi insanların olmasını ister. Siz herkesin birer "evrensel-insan" olmasını istersiniz, değil mi?

 

 

Ulusal kanal sadece dinciliği eleştirmiyor, Muazzez İlmiye Çığ gibi "dinlere yalan, sümerden çalıntı" diyen, müslümana "örümcek kafalı, gerici vs." diyen saldırgan tipleri çıkarıyorlar. Bu kanal, Doğu Perinçek'in kanalıdır ve Doğu Perinçek'in de ne olduğu malumunuzdur. Ulusal kanal bildiğiniz dinsizdir. Dini bir uyulması gereken yol değil, kemalizm dininin boyunduruğunda bir kültür olarak belletmeye çalışıyorlar. Zekeriya Beyaz gibi tipler çıkarmalarına hiç şaşırmadım.

 

Devleti eğer insanları sömüren bir ticari kurum olarak değil de insanlara hizmet eden bir kurum olarak düşünürseniz devletin dini de olur, imanı da. Dindar toplumun devleti de dindar olur. Laiklik belki dinsiz çoğunluğun bulunduğu ülkelerde bulunabilir, ancak tamamına yakın müslüman olan bir ülkede bulunamaz.

 

Bu ülkede sünni din eğitim-öğretimi, ezan okunması Müslümanların lehine mi zannediyorsunuz? Bilakis aleyhinedir. Böyle yapılarak insanlar sistemin güdümünde tutuluyorlar. Aksi olursa insanlar gerçeğin farkına varacaklar ve sisteme karşı savaş açacaklardır. Sizin şu durumda yakınmayı bırakın, mutluluktan havalara uçmanız gerekir.

 

Sünni din-eğitim öğretimi dediğiniz gerçekten sünni din eğitim-öğretimi midir sizce? Din kitaplarında bile peygamberden çok kemal'in sözlerinden bahsediliyor. Ancak kemal'in Müslümanlara karşı ne dolaplar çevirdiğini yazmıyorlar.

 

Siz laiklikten, dini hükümler ile yönetilmemenin ötesinde din ile zerre bir ilişkide bulunmamayı mı kastediyorsunız? Yani "devlet bir camiye, kilise ya da havraya bırak maaşlı din adamı göndermeyi bir tek çivisini dahi çakmamalıdır" ya da "devlet dışı da olsa hiçbir dini kuruma izin verilmemelidir" mi demek istiyorsunuz?

 

Din ve milliyetçiliğin sürekli gündemde olmasının en doğal sebebi ise ülke nüfusunun çoğunluğunun dindar ve milliyetçi olmasına bağlıdır. Ne olmasını bekliyorsunuz ki? Din ve milliyet karşıtı olan dinsizler hiçbir zaman iktidar olamadıkları, azınlık oldukları için her zaman muhalefettedirler. Daha ne istiyorsunuz ki? Bakın sizin böyle bir özgürlüğünüz var. Biz kalkıp gerçek islam için sesimizi çıkarırsak sizlerden daha beter tepkilere maruz kalırız. Şu anki kavga din ve dinsizlik tartışması değildir; Demokrasi ve statükoculuktur.

 

Madem konu insan hak ve özgürlükleri o halde biraz da buna değinelim; Bizde hiçbir insanın hak ve özgürlüklerine müdahale yoktur. Gerçeği kavratmak bizim elimizde değildir ki bunu zorla yaparak sonuç elde etme ahmaklığına düşelim. Dini uygulamaları dayatmak diye de birşey sözkonusu değildir. Ki inanmayanın yapacağı uygulamalar geçerli değildir. Ancak bu, "herkese sınırsız hak ve özgürlük vardır" demek midir? Tabi ki değildir. -Zaten böyle birşey mümkün değildir. Özgürlük zaten oksimoron bir kavramdır. Sosyal yaşamda özgür olmanız mümkün değildir, bu ancak vahşi doğada mümkün olabilir belki.- Bir Müslüman ülkesinde Allah'sızın en önde gideni olabilirsiniz ancak bunu sadece kendi vicdanınızda yaşarsınız ve toplum içinde de İslam kanunlarına aykırı hareket edemezsiniz. Dini baskı olduğundan değil sosyal normları ihlal etmemek açısından. Ha beğenmezseniz de Allah'ın yeryüzü geniştir. Allahsız bir ülkede yaşarsınız olur biter.

Link to comment
Share on other sites

Saygideger LA-illallah;

 

 

Sizin savundugunuz islam, seriat duzeni mi?

 

Turkiye'de olan islam ve sunnilik nedir, peki?

 

Ya da 1960 lardan sonra, Turkiye'deki Anadolu islam ve muslumanlik anlayisinin, araplastigini mi soyluyorsunuz?, benim gozlemim de oyle.

 

Ben kimsenin evrensel-insan olmasini istemem. Sadece birey bilincini evrensellestirmesini ve zihinsel devrim ile insanlastirmasini isterim.

 

Bu da benim istemim ile degil; kisilerin kendi kendilerini sorgulamalari ve kendi gayretleriyle olur.

 

Kimseye siringa ile bilinc verilmez.

 

Evet ben cocuklarimi hic bir etik milli dini ayrimcilikla yetistirmiyorum. Dunyadaki her milli ve dini/dinsiz her farka saygili yetistiriyorum ve bu konularin kisilerin hak ve ozgurlukleri oldugunu ogretiyorum.

 

Yani onlar ayrimsiz ve antiayrimci, her turlu farkibilerek ve algilayarak yetisiyorlar.

 

Ayrica senin islam anlayisin disinda, dinsiz anlayisinda farkli algiladigim kadariyla.

 

Baksana, ulusal kanali dinsiz yapiyorsun.

 

Devletin dini de milli etnik kokeni de olamaz. Bu eger devleti bir aile babasi olarak dusunursen, evlatlari arasinda ayricalik yapma anlamina gelir.

 

Bir baba her farkli evladindan, birinden yana olmaz, hepsine ayni mesafede olur ve birini digerine gore one cikarmaz. Cunku hepsi evladidir.

 

Oyuzden, maalesef tartisilan senin islami algin degil; Turkiyedeki isalam gercegidir.

 

Ben laiklikten degil; sekuler zihniyetten bahsediyorum. Cunku laiklik bir duzen anlasyisi, sekulerlik ise dini konulara yanasim da bir bakis acisidir.

 

Bir musluman da, dinsiz de laik duzeni savunabilir, nitekim TC tarihi buna ornektir laiklik seriatin karsitidir.

 

Ama, bir musluman sekuler olamaz, cunku imanin sartlarina inanir.

 

Bugun bir laik duzeni savunan, pekalahem islamin sartlarini yerine getirir, hem de imanin sartlarina inanc besleyebilir.

 

Devletin dininin olmamasi demek; hic bir dine agirlik vermemesi demektir. Dini sadece bir cografya gibi, dunyanin bilinen dinlerini ders olarak ogretebilir.

 

Toplum kendi isterse, dinini ozel olarak ogrenebilir, bu da zaten onun hak ve ozgurlugudur.

 

Ayni bir dinsizin, bir dini egitim almamasi gibi.

 

Sorun da zaten Allah'sizin en onde gideni olarak bir musluman ulkesinde yasam hak ve ozgurlugunun olmasmasi.

 

Ama, Allah'linin en onde gideni olarak, sekuler zihniyetli bir devlette yasayabilirsiniz.

 

Yani sekuler bir duzende, musluman yasayabilir, ama; seriat duzeninde musluman olmayan yasayamaz.

 

Iste sana en onemli hak ve ozgurluk, taninmasi farki.

 

Saygilarimla;

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Bir müslümanın başka hangi düzeni savunabileceğini düşünüyorsunuz? İnsanın insana kulluktan kurtulması için böyle bir düzen şarttır. Din devletin boyunduruğunda olduktan sonra Türkiye'de İslam, sünnilik olsa ne olur olmasa ne olur? Şu an Türkiye'de İslami düzen yok ki kalkıp Türkiye'nin sünniliğinden, islamlığından bahsediyorsunuz? Türkiye'de İslami düzen olmasını geçin islam'ı yaşayamıyorsunuz bile. Derseniz ki "efenim camiler açık, hoparlörleri açık, herkes rahatça namazını kılıyor, ibadetlerini yapıyor". Derim ki "orada bir durun bakalım" Türkiye'de ibadet özgürlüğü yoktur. İbadet sadece namazdan, oruçtan müteşekkil bir kavram değildir. İbadet tüm eylemleri kapsar. Bugün Türkiye'de İslam mahkemeleri yoktur. Zina serbestken, dini nikah yasak. Bir adam zina yoluyla 4 kadınla birlikte olursa özgürlk ancak Müslüman adam 4 kadını dini usüllerince nikahlarsa yasak. Şu komediye bakar mısınız? Daha çok şey sayabilirim. Diyeceğim siz iki ezanın, bir din dersinin lafını yapana kadar ben daha sizlere neler neler sayarım. Bana burada İslam'ı en derin ayrıntısına kadar yaşama imkanı verin ben sizden ne ezan isterim, ne din dersi ne de hıyanet işleri başkanlığı.

 

 

Eğer ki bir davada ısrarcı değilseniz ve bunu insanlara yaymaya çalışmıyorsanız bu sizin davanızda samimi olmadığınız, inanmadığınız anlamına gelir. Bu, "zorla herkese kendiniz gibi olmayı dikta edin" demek değildir sadece doğru olduğunu düşündüğünüz şeyi insanlara aşılayarak daha çok doğru insanın olmasını istemelisiniz.

 

 

Eğer devlet bir hizmet mekanizması ise pasta isteyen müşteriye ekmekle idare et diyemez. Devlet bir hizmet mekanızmasıdır ve devlet insanların talepleri doğrusunda çalışır. Dindar toplumun devleti dini kurallarla işler. Bir Müslüman laik olamaz. Devletin dine aykırı kanunlarına itaat edemez. Böyle bir durumda devletin herşeyi dine uygun olmak zorundadır.

 

 

Allah'sızın en önde gideni İslam devletinde yaşayabilir ancak İslam devleti kanunlarına itaat etme zorunluluğu vardır. Tabi bu namaz kılacak, oruç tutacak, hac edecek değildir. Sadece sosyal normlara aykırı hareket edemez. Allah'lının en önde gideni de laik devlette yaşayabilir ancak o da inancın aykırı birçok şeye zorlanarak yaşar. Onun da tüm istekleri yerine gelmez. Yapabileceği en fazla namazını kılabilmek, orucunu tutabilmek vs.dir. Kılık-kıyafet hem resmen hem de fiilen yasaktır. Her iki düzen de birbirini kıstılıyor ancak bizler bir amaç uğrunda kısıtlama yapıyoruz. Dindar birşeyden taviz verirse yanacak. Ancak laike ne olacak? O "cehennemde falan yanmicam yok olup gidecem" diyor. Şu halde ne diye bu kadar kasıyor ki? Şimdiden yok olu gitse; dindara karışmasa, herşeyde tepesine binmese olmaz mı? Hadi size sorayım siz dindara ne kadar hak ve özgürlük vaad edebilirsiniz? Mesela sizin ülkenizde dindarlara özel şeriat mahkemelerine müsaade edebilir misiniz?

Link to comment
Share on other sites

Siz resmen seriati savunuyorsunuz.

 

Osmanlida bile olmayan, Anadolu tarihinde yasanmamis olan seriati savunmak, her turlu yapisiyla, gericidir, insanlikdisidir ve insanogluna verilecek en buyuk kanunsuzluk ve hukuksuzluk kararidir.

 

Anadolu, her turlu farkli halklarin yasadigi bir toplumsal mozaiktir ve hic bir ayrimci dinin ya da milliyetin Anadoluda yeri yoktur.

 

 

Turkiye sadece musluman toplumundan da olusmaz.

 

1400 yil oncesinin ortaya attigi bir duzeni, bu baslikta savunmak; tamamen cagdisiliktir. Insan haklarina, evrensel hukuka ve hak ve ozgurluklere terstir.

 

Ustelik seriat duzeni, tam da kula kulluk etmektir.

 

Insan hak ve ozgurluklerini 1400 yil geriye cekmek isteyen bir beyin ile de benim artik yazisacak bir seyim kalmamistir.

 

Cunku ortada tartisacak bir insan ve insanlik zemini yok. Bu baslik once insan ve insanligin ne oldugunu algilayanlar ve onlari kimsenin kulu ve kolesi gormeyenler icindir.

 

Kendi inanci disinda baskasina yasam hakki tanimayan bir beynin dusuncesinin, insan ve insanliga ve de kendine teslim olmaktan, yasam sonrasindan, kulluk ve kolellikten, baskidan, yasaktan, zorbaliktan v.s. verecegi baska birsey yoktur.

 

Bugun RTE bile seriat istemezken, sizin gibi seriat arzusuyla yananlarin sayisi Turkiye toplumu ve farkli halklari arasinda, cok sonuk kalir.

 

Turkiye, tarihinde hic yasamadigi seriati, hic bir zaman yasayamaz.

 

21. yuzyilda, hala 6. yuzyilin beyninin olmasi, dogrusu sasirtiyor.

 

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Siz resmen seriati savunuyorsunuz.

 

Osmanlida bile olmayan, Anadolu tarihinde yasanmamis olan seriati savunmak, her turlu yapisiyla, gericidir, insanlikdisidir ve insanogluna verilecek en buyuk kanunsuzluk ve hukuksuzluk kararidir.

 

Anadolu, her turlu farkli halklarin yasadigi bir toplumsal mozaiktir ve hic bir ayrimci dinin ya da milliyetin Anadoluda yeri yoktur.

 

 

Turkiye sadece musluman toplumundan da olusmaz.

 

1400 yil oncesinin ortaya attigi bir duzeni, bu baslikta savunmak; tamamen cagdisiliktir. Insan haklarina, evrensel hukuka ve hak ve ozgurluklere terstir.

 

Ustelik seriat duzeni, tam da kula kulluk etmektir.

 

Insan hak ve ozgurluklerini 1400 yil geriye cekmek isteyen bir beyin ile de benim artik yazisacak bir seyim kalmamistir.

 

Cunku ortada tartisacak bir insan ve insanlik zemini yok. Bu baslik once insan ve insanligin ne oldugunu algilayanlar ve onlari kimsenin kulu ve kolesi gormeyenler icindir.

 

Kendi inanci disinda baskasina yasam hakki tanimayan bir beynin dusuncesinin, insan ve insanliga ve de kendine teslim olmaktan, yasam sonrasindan, kulluk ve kolellikten, baskidan, yasaktan, zorbaliktan v.s. verecegi baska birsey yoktur.

 

Bugun RTE bile seriat istemezken, sizin gibi seriat arzusuyla yananlarin sayisi Turkiye toplumu ve farkli halklari arasinda, cok sonuk kalir.

 

Turkiye, tarihinde hic yasamadigi seriati, hic bir zaman yasayamaz.

 

21. yuzyilda, hala 6. yuzyilin beyninin olmasi, dogrusu sasirtiyor.

 

evrensel-insan

 

bence kendi adina tutarli, en azindan diger dinciler gibi takiye yapmiyor. tabii ki sorun savundugu sistemin yanlislarla dolu oldugunu farketmemesi, oyle bir duzende yasamadigi icin de mukemmel sanmasi ama seriati savunmayip da dinci olanlar asil tutarsiz olanlar...

Link to comment
Share on other sites

Evet resmen şeriatı savunuyorum, en başından beri de savunuyordum da siz yeni mi fark ettiniz? Siz ne bekliyordunuz? Ilımlı islam mı? Yoksa kemalizm boyunduruğunda İslam özerkliği mi? Ne? Sizin islam'dan da mı haberiniz yok ki benden duyunca birden irkilip tepki verdiniz böyle?

 

 

Türkiye de bir zamanlar büyük bir çoğunluğu Müslümandı. İngilizlerin kızılderilileri katletmesi gibi batıcı zihniyet de Tüekiye'deki Müslümanları katlede katlede, dipçik zoruyla bu hale getirdi. Şimdi yeni silah hepsinden daha da tehlikeli: yozlaşma.

 

 

1400 sene öncesinin değil 2500 sene öncesinin öncesinin düzenini de savunabilirim. Eğer ki siz de o "aaa şeriat!!! tu kaka sana!" deyip tartışmadan kaçanlardansanız sizi zorla yakalayıp tartışacak değilim ancak madem ki bir karşıtlığınız var o halde karşıt argümanlarınızla gelir çatır çatır tartışırsınız. Yoksa size öyle bedavaya "şeriat tu kaka, çağdışı, gerici" deme fırsatını verecek değilim, bilmiş olasınız.

Link to comment
Share on other sites

Peki tartisalim.

 

Benim islamdan, sunnilikten, muslumanliktan haberim var, seriattan yok yasamadim ve gozlemlemedim. Sadece okuduklarim, duyduklarim ve izlediklerim var, ayrica Anadolu tarihinde de kimsenin seriat yasami olmadi, buna osmanli da, selcuklu da TC' de dahil.

 

Benim genelde her turlu dinden ve dini uygulamalardan ve her turlu tanri, yaratici, akilli tasarimcidan ozgur, ozelde de islam dininden ozgur ve musluman olmayan, islamin ve imanin sartlarini yerine getirmeyen, Kuran'in Allah'ina hic bir inanc beslemeyen Kuran'da yazan hic bir yonlendirim ve yaptirimi yerine getirmeyen bir serbest dusunur olarak;

 

Seriat duzenine sahip bir ulke ve toplumda, bana bu duzenin ve devletinin bir birey olarak verecegi ne gibi insan haklarim, evrensel hukuktan yararlanma hakkim, ve bireysel hak ve ozgurluklerim var?

 

Bunlarin ne olduklarini, ben; hak ve ozgurluk olarak talep etmeden once, sen; bana seriat duzeninde bana bir birey olarak taninacak hak ve ozgurluklerimden, bahset.

 

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

O halde bilmediğiniz birşeye nasıl olabiliyor da bu kadar sert bir tepki verebiliyorsunuz? Dini dindar olduğunu iddia edenin söz ve uygulamalarına göre değil kaynaklarına göre eleştirebilirsiniz. Siz hiç eleştirdiğiniz inanç ve ideolojilerin kaynaklarına göz atmıyor, hep böyle kulaktan, gözden dolma şeylerle mi hareket ediyorsunuz?

 

 

Selçuklu'da, Osmanlı'da şeriat olup olmaması beni ilgilendirmez. Ben ne Selçuklu, ne de Osmanlı tapıcısı bir atalar dincisi değilim. Ben ancak dini kaynaklarıma bakarım. Yavuz Selim'miş, Fatih'miş bunlar benim önderlerim değildirler. Benim önderim 571 Mekke doğumlu Abdullah'ın oğlu Muhammed'dir. Müslüman olduğunu iddia eden herkes de kendine rehber olarak bay kemal ya da Fatih'i, şunu bunu değil Muhammed'i seçmek zorundadır.

 

 

İslam düzeninde hiçkimse inancından döndürülmeye, dini uygulamaları yerine getirmeye zorlanamaz. Gayrimüslim, Müslüman ile eşit haklara sahiptir. Bununla birlikte dini dayatma değil sosyal düzeni koruma amaçlı gayrimüslim İslam toplumunun sosyal normlarına aykırı hareket edemez. Ancak kendi özelinde istediğini yapmakta özgürdür.

 

Yukarıda bahsettiğim islam düzenindeki durumunuzdur. Müslüman ile ufak-tefek mevzular hariç eşit haklara sahipsiniz. Ancak evrensel hak ve özgürlüklerden tam olarak neyi kastettiğinizi biraz detaylandırarak ve örneklendirerek açıklarsanız size ona göre bir cevap vermeyi düşünüyorum.

Link to comment
Share on other sites

Nedir bu islam toplumunun "sosyal normlari?"

 

Nedir, o "haric olan ufak-tefek mevzular?, neye/kime gore "ufak-tefek?"

 

Benim temsil hakkim ve secme/secilme hakkim var mi?

 

Dusunce ve ifade ozgurlugum var mi?

Bu ozgurluk temelinde antipropaganda yapabilir miyim?

 

Politika hakkim var mi?

 

Bilimsel egitim ve ogrenim hakkim var mi?

 

Mesela ramazanda,oruc tutmadigimda, nerede yemek yiyecegim; acik bir yer varmi?

 

Simdilik bunlarla basliyalim.

 

Ayrica tepki gostermedim, sadece Anadolu topraklarinda birisinin seriati savunmasina sasirdim.

 

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Şudur o İslam toplumunun sosyal normları ki; Dinin getirdiği bütün sosyal normlardır. Bir örnek vermem gerekirse İslam toplumunda teşhircilik ve buna kaçan şeyler yasaktır.

 

Ufak-tefek mevzu şudur ki; İslam devletinde yaşayan gayrimüslim, devlete ekstra bir vergi öder. Ancak ödeyebilecek durumda değilse ödemez bilakis ihtiyaç sahibi ise kendisine maliyeden para yardımında bulunulur. Bunun dışında Müslüman ile eşit haklara sahiptir.

 

İslam düzeninde seçim ancak yönetici seçimi için yapılabilir. Savunucusu olmadığınız bir düzende yönetici olmak ya da yönetici atamak ister misiniz?

 

Düşünce özgürlüğünüz vardır ancak ifade özgürlüğünüz toplum düzenini bozacak nitelikte ise durum değişebilir. Bununla birlikte antipropagandadan kastınız nedir? Din düşmanlığı yapmak mı? Evet ise amacınız nedir? Yoksa sadece İslam hakkındaki karşıt düşüncelerinizi beyan edip doğru cevaplarını talep etmek midir?

 

Bilimsel eğitim ve öğretim imkanı bulabilirseniz hakkınız da olabilir.

 

Ramazan'da biraz aç kalırsınız (böylece oruçlunun halini anlayıp belki biraz empati duygunuzu geliştirmiş olursunuz), evinize dönünce yersiniz; olmadı yanınızda atıştırmalık birşeyler taşır, acıktığınızda müsait bir yerde yersiniz, içersiniz. Sizce bu yaptığınız (kendi açınızdan) etik bir davranış mıdır? Bir çölde susuzluktan kıvranırken önünüzde buz gibi suların içilip size damla koklatılmaması hoşunuza gider mi? Biraz empati yapın da sempati kazanın. Bunu da kalkıp kısıtlama olarak değerlendirmeye kalkmayın. Zira 1.si bu dini bir baskı değil sosyal düzeni korumaya yöneliktir. 2.si sadece 1 aylıktır. Sizin sultanlar gibi 11 ay dururken 1 ayda takılıp kalmayın.

Link to comment
Share on other sites

Teshircilik derken, sence nedir teshircilik, daha dogrusu islama gore ve senin bu islamdaki algina gore?

 

Bu arada tahrikinde ne oldugunu islama gore acikla.

 

Devlete bir ulke vatandasi olarak exstra vergi odemek, ayrimciliktir ve insan haklarina terstir.

 

Oduzeni degistirmek, toplumu bilinclendirmek ve onlara haklari olanlari almalarini saglamak icin, isterim tabii.

 

Ifade ozgurlugu kisitlaniyorsa, zaten ifade islam ile sinirli demektir. Bu da kisiyi tek duze bir kaliba sokmak acisindan, bireysel hak ve ozgurluklere terstir.

 

Bilimsel egitim imkani bulabilecegimi hic dusunmuyorum. Herhalde seriat duzeni "seytan/yasak meyva" olarak degerlendirdigi bilim ve bilimsellige hic bir kurumunda yer vermez, mesela evrime.

 

Bu da beni, bu duzende yalanciliga ve sahtekarliga, meslege ihanete zorlamak demektir. Bu da mahkum edilme sucuna girer.

 

Beslenmek, insanoglunun yasami icin en onemli ve onune gecilemez bir hakkidir. Kimse kimsenin, hic bir sartta beslenmesini, su icmesini engelleyemez.

 

Ustelik bilhassa yazin o sicaginda susuz kalmak, insanogluna her turlu tibbi sorun yaratir.

 

Bunu zorlayan bir duzen de insan haklarimahkemesinde yargilanir.

 

Neden insafsizlik olsun?, ben kimseye yeme demiyorum ki, sadece kendi hakkim olan beslenmemi yerine getiriyorum. Ustelik eger bir temennim ve onerim olursa, bu yememe uzerine degil; ye uzerine olur.

 

Yemesinin gerektigini, su icmesinin gerektigini, kisiye biyolojik bir gereklilik olarak izah ederim, yemez ya da su icmezse de, bilhassa sicaklarda, bunun vucuda ve beyne ne gibi olumsuz etkiler yapacagini izah ederim.

 

Konu bir ay konusu degil, konu; insanoglunun duzenli beslenmesi gereken su harcamasini telaffi etmesidir. Cunku dehydration, yani vucudun susuz kalmasi cok ciddi bir ihmal ve hastaliktir.

 

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Teşhircilik, bedeni pazarlamaktır, açmak, göstermektir. Amaç teşhir dahi olmasa insanları rahatsız edeceğinden yasaktır.

 

Herkese aynı ölçüde değer verilmez. Dürüst bir insan ile sahtekar bir insana aynı muamelede bulunur musunuz? Evet bizde ayrımcılık var ancak bizimkisine pozitif ayrımcılık denir. Zira insanları seçemediklerinden (renk, ırk vs.) ötürü değil seçebildiklerinden (din, felsefe, ideoloji vs.) ötürü ayırıyoruz ve normal, doğal olanı da budur zaten. Tıpkı sizin dindarları ayırmanız gibi.

 

Düzeni değiştirmeye kalkmanız suçtur. İfade özgürlüğü ile çirkeflik yapıp insanların değerlerine saldırmayı birbirine karıştırmayın. Eğer amacınız gerçeği kavrayabilmek ise efendi efendi gelir aklınızdaki soru işaretlerini ortaya döker ve cevaplarınızı alırsınız. Olmadı zaten böyle platformlarda şansınızı denersiniz.

 

Bilimin yasak ağaç olmadığını Adem ve eşinin meyvayı yedikten sonra "cinsel bilinç"lerinin açılmasından anlayabilirsiniz. Bununla birlikte İslam'da engiziyon mahkemesi olmayıp galileo'lar idam edilmediğinden bilakis birçok bilimadamı çıkardığından bilimi şeytan işi görmediğini de anlayabilirsiniz. Şeytanın işi insanlara boş boş kuruntular, şüpheler vermek ve kötü şeyleri akla düşürmek ve telkin etmektir.

 

 

Kimsenin domuz yemesine, içki içmesine karışılmıyor ancak sizin gibi sırf kıllık olsun diye muhalefet yapan antici liboşların sabırlı ve anlayışlı olması bekleniyor. İlla ki anticilik için havadan nem kapmaya çalışanlara da gerekli yaptırımlar uygulanır. İnsan hakları mahkemesi denen zırvaya da esaslısından bir hassektör çekilir. Böyle anticileri iple bağlayan yok, beğenmiyorlarsa beğendikleri bir yere göç ederler, olur biter.

 

Eceli gelen hariç birkaç saat aç ve susuzluktan da kimse ölmez. Gerekli depolama yapılırsa hiç sıkıntı çekmeden, rahat bir şekilde iftara çıkmak mümkün olabilir. Bununla beraber rahatsızlığı olan rahatsızlığı olduğu zaman orucunu erteleyebilir.

Link to comment
Share on other sites

Butun bu aciklamalarinizin, seriatin ve duzeninin insan haklari, bireysel hak ve ozgurlukler konusunda sinifta kaldiginin bir delilidir.

 

Zaten bunun bastan cokusu, konuya insan ve insanlik ve onun yasam ve iliskileri yerine, sadece bir pencere olan ve hem dini, hem inanc, hem de duzen ayrimciligi olarak bakmanin ve yanasmanin temelidir.

 

Sizin, bedeni pazarlamak gibi insandisi bir degerlendirmeye tabi tuttugunuz bir giyim kusami ustelik kendi nefsine sahip olamayarak beynini kontrol edemiyen bir tahrik olma zihniyetini one cikarmaniz da, acikca; seriat duzeninin bir sexist ve male sovenist ve dominant bir icerikte oldugunu gosterir.

Zaten insan haklarindaki en buyuk ayrimcilik, erkegin kadin ustundeki hakimiyet ayrimciligidir.

 

Bir ayrimciligin pozitif olmasi, o ayrimciligin kime cikar ve yarar saglayacagi ile paraleldir.

 

Insan haklari ayrimciliginin hic bir cesidini kabul edemez. Olmasi gereken antiayrimciliktir.

 

Oyuzden lutfen, artik seriat duzeninde insan haklari oldugunu tek bir pencereden degerlendirerek, kendimizi kandirmayalim.

 

Cunku seriat duzeni, sexist, erkek sovenist, erkek egemen, musluman disi kimseye hic bir hak ve ozgurluk tanimayan, monarsik/oligarsik/diktator/teokratik ve ne demokratik acilim ve yenilenmeye acik ne de her turlu hak ve ozgurlugu ayrimci, cikarci olarak sadece ayrimci bir din olan islam uzerine kurulmus bir duzendir.

 

Bu duzende sadece kendine musluman diyenler bile degil; muslumanligi seriat duzenine gore tescil edilenler yasayabilir.

 

Dogrusu ben boyle bir duzende yasamak istemem. 21. yuzyilda da insan ve insanligin geldigi noktada bu duzen bire ortacag karanligidir.

 

Insan ve insanliga deger vermeyen hic bir duzen adil olamaz. DEGERLER UZERINE DE DUZEN KURULMAZ.

 

Duzen ve sistem insan ve onun birlikte beraberce yasamasi icin vardir.

 

Burada da kavramimiz insanogludur, musluman degil.

 

Saygilarimla;

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Dinler fanatik ve faşist kimseler yetiştirirler . Din faşizanlığının bu kadar yoğun yaşandığı dünyada inançsızlar kendi hüviyetlerini saklama zorunluluğu hissederlerken , fikir özgürlüğünü savunan ve fikirlerini dillendiren ateistler öldürülürken , en son özgürlükten bahsetmesi gereken kimseler dindarlardır.

 

Saygılarımla....

Link to comment
Share on other sites

İnsan haklarından anladığınız her türlü pisliği, ahlaksızlığı, doğruluğu ve gerçekliği olmayan şeyleri özgürlük adı altında hoşgören süperneo-liboş zihniyet ise ben öyle hak ve özgürlükleri red ediyorum. Her pislik de hak ve özgürlük adı altında da yamanmaya kalkışılmaz ki. Bu yaptığınız "Hak ve özgürlük" kavramlarının içini boşaltıp yozlaştırmaktan başka birşey değildir. Hak ve özgürlüğün belli başlı kıstasları ve sınırları vardır. Hak ve özgürlük demek liboşluk demek değildir, aklınızda bulunsun.

 

Kadın vücudunun (dikkatinizi çekerim kadın değil) her yönüyle ELİNDE OLMADAN DA OLSA (yaratılıştan) potansiyel bir cinsel obje olduğu gerçeğini fark edemiyorsanız sizin doğal dürtülerinizde bir sorun vardır, bir endokrinologa, psikologa görünmenizde fayda vardır. Aseksüelsiniz diye de herkesin sizin gibi olmasını bekleyemezsiniz. Herkes sizin gibi olmayabilir. Sorunlu olan (doğal olarak etkilenen) bizler değil etkilenmeyen ya da etkilenmiyor numarası yapan sizsiniz. Bununla birlikte kadın kadar baştan aşağı çekiciliğe sahip olmayan erkeklere kadınlar kadar tedbir konulmuyor olması bir erkek şovenizmi değildir. Bu yapılan baskıcılık değil sosyal normları, toplum düzenini koruma adına bir tedbirdir. Siz nasıl bir toplum düzen(sizliğ)i hayal ediyorsunuz? Çıplaklar kampı gibi bir topluluk mu? Her yerde erekte vaziyette dolanan kaslı zenciler falan mı olsun, ne olsun? Böyle bir düzeni savunarak mı gelip benim şeriat düzenime "tu kaka" demeyi düşünüyorsunuz?

 

Israrla hak ve özgürlüğü içi boşaltılıp yozlaştırılmış, liboşlaştırılmış pencereden görmeye çalışıyorsunuz. Herkesin eşit haklara sahip olduğu bir İslam düzeninde bir tek ekstra vergi yüzünden diğer tüm hak ve eşitlikleri perdeleyebiliyorsunuz. Kaldı ki olmayandan birşey almayan bilakis olmayana maaş bağlayan bir düzene diyebiliyorsunuz bunu, e pes doğrusu. Şeriat düzenine laf giydireyim derken birbiriyle çelişkili terimleri de fütursuzca, işkembeden sallamışsınız. Bir karar verin; Monarşi mi? Oligarşi mi? Teokrasi mi? Monarşi olamaz çünkü bizde saltanat yok. Oligarşi olamaz biz de devlet-i aliyye diye birşey yok. Böyle olursa zaten teokrasiye de ters olur zira; teokratik bir düzende ne bir ferdin, ne de zümrenin değil ilahın sözü geçer. Ancak ille de monarşi, diktatör isterim derseniz; kemoşu, oligarşi isterseniz de chp'yi ve onların temsil ettiği elit kokonaları örnek verebiliriz.

 

Sizin gibi yüce(!) egolu, yozlaşmış özgürlük iştahı kabarmış neo-liboşlar standart, minimum düzenlere ancak ortaçağ karanlığı diye çemkirerek eleştiride bulunabilirler. Birgün pasta yerine kuru ekmeğe talim edemeyecek bir zihniyetten kanaat etmesini, egosunu törpülemesini beklemek hata olur sanırım.

 

Liboşa ve liboşluğa prim veren her düzen ise bodoslama denizin dibini boylamaya mahkumdur. Böyle bir düzen Dünya düzenine düşmandır. Böyle bir düzen Afrika'da akbabalara yem olan zenci çocuk dururken California'da köpeğine pasta yedirebilecek kadar adaletsizdir. Var olan kaynakları hiçbir amaç gütmeksizin boş yere çılgınca tüketip heba eden bu liboş zihniyet tehlikelidir. Her an üzerimize saldırabilir. Bunu özgürlükler ülkesi denilen tazmanya canavarı abdden anlamak pek zor olmasa gerek. Bir de buna trdeki liboşların abdci ampul partisine yağ çekmesini eklersek daha net bir tablo ortaya çıkmış olacaktır.

 

İnsanlık ve insanoğluluktan anladığınız yozlaştırılmış, liboşlukla zehrlenmiş hak ve özgürlük anlayışı ise ben almayayım. Ben ideal insan prototipi olan müslümanlığı tercih ederim.

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...