Fakir Ama Mutsuz Köleler

[Kovulmuş Üye]

Fakirsiniz ama mutlu değilsiniz. En azından size parayı vermek istemiyorlar ama sizi mutlu görmek de istemiyorlar. Hem para vermeyip bir de alay ediyorlar.

Sağcısı solcusu aynı. Sorun bunların kendinden kaynaklanıyor.

İşte Türkiye Halk olarak da bu düzeyde.

Dolayısı ile yöneticileri de aynı düzeyde.

Depremde ölseniz umurlarında bile değilsiniz. 40 bin bina deprem nedeniyle bir gecede yıkıldı ve parasını halktan topladılar

Ama Amerika istiyor diye 10 milyar doları kanal istanbula gömecek. Kimin parası ? Benim senin bizim paramız. Peki kanal istanbuldan kim yararlanacak? Tabiki Amerikan gemileri ile Arap şeyhleri.

Biz ise sorunları ile uğraşacağız.

 

Kentsel dönüşüm yapsalar o parayla binlerce bina yenilecek insanlar ölmeyecek.

Ama bunlar kötü.

Bu yönetime oy verenler de kötü. Sağı da solu da böyle.

Bu sistemden memnun değilseniz ve sesinizi duyuramıyorsanız paranızı bunlara kaptırmayın.

[Kovulmuş Üye]

CHP nin de devralmak istediği Türkiye budur. Fakir mutsuz ve itaatkar.

Tek dertleri kendi yamuk siyasetleri uğruna savaşacak insan bulamama korkusudur.

Vergi vermek kutsaldır lafını uyduran CHP zihniyetidir. Akp de bu mirası tepe tepe kullandı.

Ama vergiyi yerinde kullanmak konusunda hiç kimse kutsal fetvası vermiyor. Camilerde hep para vermek konusunda probaganda yapılıyor.

CHP'nin hızlıca dindarlaşmasındaki ana etken budur.

[Mantılı]

14 saat önce, somebody yazdı:

Peki kanal istanbuldan kim yararlanacak? Tabiki Amerikan gemileri ile Arap şeyhleri.

Kanal İstanbul yapılırsa 1936 Montrö sözleşmesinin bir hükmü kalmıyor. Asıl konu bu.

Montrö sözleşmesi boğazların kontrol yetkilerini düzenler. Barış ve savaş zamanında Karadeniz'e girebilen savaş gemileriyle ilgili hükümleri Türkiye'ye büyük stratejik avantaj sağlar. Şu anda Karadeniz'e ilave Rus gemileri giremiyor mesela. Bu da Karadeniz'de durumun daha da kızışmasını engelliyor. 

Ama Kanal İstanbul yapılırsa Montrö kolayca baypas edilebilecek. Amerikalısı, Rusu, her kim olursa olsun istediği zaman boğaza istediği boyutta ve tonajda gemi sokabilecek. Türkiye'ye senin işine geliyor mu diye soran olmayacak.

[Kovulmuş Üye]

1 dakika önce, Mantılı yazdı:

Kanal İstanbul yapılırsa 1936 Montrö sözleşmesinin bir hükmü kalmıyor. Asıl konu bu.

Montrö sözleşmesi boğazların kontrol yetkilerini düzenler. Barış ve savaş zamanında Karadeniz'e girebilen savaş gemileriyle ilgili hükümleri Türkiye'ye büyük stratejik avantaj sağlar. Şu anda Karadeniz'e ilave Rus gemileri giremiyor mesela. Bu da Karadeniz'de durumun daha da kızışmasını engelliyor. 

Ama Kanal İstanbul yapılırsa Montrö kolayca baypas edilebilecek. Amerikalısı, Rusu, her kim olursa olsun istediği zaman boğaza istediği boyutta ve tonajda gemi sokabilecek. Türkiye'ye senin işine geliyor mu diye soran olmayacak.

Rusya Karadeniz'de tersane kurarak istediği gemiyi gezdirebiliyor. Bu durum Amerika ve İngiltere'nin hoşuna gitmiyor.

Boğazları pas geçmek isteyen Amerika ve İngiltere açısından kanal istanbul dayatılıyor.

Parasını da bize ödetmek istiyorlar. Nasılsa paçasından yakaladıkları suçlara karışmış bir akp var.

İstanbula deprem olacakmış , yapılar çürükmüş umurlarında bile değil.

 

[kavak]

13 saat önce, Mantılı yazdı:

Kanal İstanbul yapılırsa 1936 Montrö sözleşmesinin bir hükmü kalmıyor. Asıl konu bu.

Montrö sözleşmesi boğazların kontrol yetkilerini düzenler. Barış ve savaş zamanında Karadeniz'e girebilen savaş gemileriyle ilgili hükümleri Türkiye'ye büyük stratejik avantaj sağlar. Şu anda Karadeniz'e ilave Rus gemileri giremiyor mesela. Bu da Karadeniz'de durumun daha da kızışmasını engelliyor. 

Ama Kanal İstanbul yapılırsa Montrö kolayca baypas edilebilecek. Amerikalısı, Rusu, her kim olursa olsun istediği zaman boğaza istediği boyutta ve tonajda gemi sokabilecek. Türkiye'ye senin işine geliyor mu diye soran olmayacak.

Nasıl yani?

Kanal İstanbul´un kapı gibi tapusu Türkiye´nin elindedir muhakkak. Kanala kimin burnunu sokup sokmamasına Türkiye karar verecek herhalde. Yoksa yine yeni gizli(!) antlaşmalar mı yapıldı?

[Kovulmuş Üye]

1 saat önce, kavak yazdı:

Nasıl yani?

Kanal İstanbul´un kapı gibi tapusu Türkiye´nin elindedir muhakkak. Kanala kimin burnunu sokup sokmamasına Türkiye karar verecek herhalde. Yoksa yine yeni gizli(!) antlaşmalar mı yapıldı?

Amerika ve İngiltere  akp yi paçasından yakalamışken bu işi de yaptırmış olabilir. Bunların herşeyi gizli zaten.

Geriye sadece kanal yaptırmak kaldıysa onun için bastırıyor olabilir.

Uluslararası kanunlara göre Karadeniz'e kıyısı olmayan ülkeler orada tersane kuramaz savaş gemilerini çıkaramaz.

Rusya bastırıyor Ukrayna'ya bu nedneley.

Çünkü İngiltere oraya gemi soktu Ukraynayı bahane ederek. Ancak bir tanesini Rusya batırdı. Yara alan gemileri de onartacak tersane bulamıyor.

[Mantılı]

On 27.06.2024 at 06:36, somebody yazdı:

Rusya Karadeniz'de tersane kurarak istediği gemiyi gezdirebiliyor.

Bu bilgi tam doğru değil. Savaş gemilerinin bağlı oldukları filolar, o filoların da ana limanları olur. Savaşın başından beri Türkiye boğazdan içeri Baltık filosuna ait bir Rus savaş gemisini Karadeniz'e sokmadı mesela. Tersane inşa etmesi de oraya gemi sokmasını meşru kılmaz. Tersaneler gemiler için onarım ve inşa yeridir.

12 saat önce, kavak yazdı:

Kanal İstanbul´un kapı gibi tapusu Türkiye´nin elindedir muhakkak.

Kanal İstanbul bu durumda uluslararası sulara ulaşmakta alternatif ve daha kısa bir yol sağlayacak. Sallıyorum, gemini Bulgaristan'a göndermek istiyorsun. Gemiye nereden baksan 8-10 saat yol ve bir o kadar yakıttan kurtarıyorsun. Dolayısıyla talep alacaktır. 1936 Montrö'den önce boğazlardan geçişi düzenleyen uluslararası bir anlaşma yoktu. Montrö'den sonra boğazların kullanımı bazı kurallara tabi hale geldi. Hakkında hiçbir düzenleme olmayan Kanal İstanbul'un hakları neden bize ait olsun ki? Bir düzenleme yapılması şart. Bu tür anlaşmalarda elde edeceğiniz haklar da uluslararası alandaki etki kabiliyetinize bağlı. Montrö'den dolayı son 20 yıldır Karadeniz'i kendi oyun alanına çevirmek isteyen ABD de istediğini yapamadığı için hiç hoşlanmıyor. Montrö olmasaydı istediği sayıda, istediği tonajda gemiyi istediği süre boyunca Karadeniz'e gönderir. Romen ve Bulgarları çoktan bize karşı cephe almaya ikna etmiş olurdu. Onlarsa aslında dünden razı ama büzükleri yemiyor pek.

Uzun lafın kısası yeni bir kanal Montrö'yü devre dışı bırakacağı için, bir daha o kadar avantajlı bir sözleşme imzalamamız çok zor göründüğü için, Montrö ile elde ettiğimiz yetki ve hakların tamamen hükümsüz kalması kuvvetle muhtemeldir.