Mantılı Konu tarihi: 13 Mayıs Report Paylaş Konu tarihi: 13 Mayıs (düzenlendi) Dinlerin veya tanrının varlığını savunma gayreti içinde üretilen argümanlardan bugüne kadar karşılaştıklarımı aşağıda sıralıyorum. 1. Kozmolojik Argüman: Evrendeki her şeyin bir nedeni olduğunu öne sürer ve sonsuz bir neden zinciri imkansız olduğundan, evrenin bir ilk nedeni olmalıdır der. Bunun da Tanrı olduğunu öne sürer. Burada genelde karşılaştığımız şey kompozisyon yanılgısıdır. Yani evrendeki her şeyin bir nedeni olduğunun varsayılmasından yola çıkan evrenin de bir nedeni olmalı fikridir. Ayrıca nedensellik kavramının evrenimizin dışında da geçerli olup olmadığından da emin değiliz. 2. Teleolojik Argüman: Evrenin karmaşıklığı ve düzenliliğinin hareketle bir akıl sahibi tasarımcı olması gerektiğini öne sürerler. Buna karşılık olarak genellikle doğal seçilim ve antropik prensiple yanıt verilir. 3. Ahlaki Argüman: Objektif ahlaki değerlerin ve görevlerin var olduğunu öne sürerler. Dolayısıyla ahlaki bir yasa koyucu olduğunu ve bu kişinin de Tanrı olduğunu ima ederler. Ancak dini inançtan bağımsız ahlaki sistemler olduğu gibi kötülük denen şeyin de var olması bu tezi çürütür. Ayrıca ahlakın evrimle beraber ortaya çıktığı ve halen değişmekte olduğu gerçeği de karşı argüman olarak kullanılabilir. 4. Kişisel Deneyim: Bireyin dini bir varlıkla karşılaştığını veya Tanrı'nın varlığını hissettiğini ifade ettiği kişisel deneyimlere atıfta bulunur. Karşı argüman olarak Tanrı'ya yönelik kişisel deneyimlerin psikolojik etkenlerden etkilendiğini ve dışsal bir gerçeği belirtmediğini öne sürebiliriz. 5. Kutsal Metinlerin Kanıt olarak öne sürülmesi: Tanrı'nın varlığını destekleyen deliller olarak dini metinlere atıfta bulunurlar. Bunları Tanrı'nın vahiyleri olarak gördükleri için Tanrı'nın varlığının ispatlandığını düşünürler. Dini metinlerin güvenilirliği ve yorumlanması tartışmaya açıktır. Bunları delil olarak kabul etmek abesle iştigal etmektir. 6. İnce Ayar Argümanı: Evrenin temel sabitlerinin ve koşullarının yaşamı desteklemek için çok iyi ayarlandığını öne sürerler. Bu da bir yaratıcının evreni bilinçli olarak tasarladığını gösterir derler. Dizayn argümanına çok benzeyen bu argümana karşı çoklu evren hipotezi ve yine antropik prensip ileri sürülebilir. 7. Tarihe dayalı kanıtlar: Tanrı'nın varlığına ve insan işlerine müdahalesine dair tarihsel olaylara, mucizelere veya dini kişilerin hayatlarına atıfta bulunur. Tarihi kayıtların güvenilirliğini meçhuldür , var olanlar ise önyargının etkisi altında ve yoruma dayalıdır. Bahsedilen mucizeler belgelenmemiştir. 8. Varoluşsal Argüman: İnsan yaşamında anlam, amaç ve ötesine olan özlemin, bir yüksek güç veya nihai gerçeklik olarak yorumlanabilecek bir şeyin varlığının bir göstergesi olarak yorumlanabileceğini öne sürer. Karşı argümanlar arasında anlam ve amaç arayışının doğal bir insan eğilimi olduğu ve yüksek bir gerçekliğin kanıtı olmadığı iddiası bulunur. Ayrıca varoluşsal sorulara felsefe ve psikoloji ile cevap vermek mümkünken teolojiye yönelmek gereksizdir. 9. Bilinç temelli Argüman: Bilincin ve öznel deneyimin sadece materyalist veya natüralist yollarla açıklanamayacak kadar zor olduğunu öne sürerler. Oysa bilinci nörobilim ve diğer bilimsel disiplinlerle açıklamak mümkündür ve Tanrı gibi doğaüstü bir açıklamanın gereksiz olduğunu söylemek gerekir. 10. Transandantal Argüman: Mantıklı koşulların bazı gerekli koşullarının, mantığın, ahlakın ve doğanın düzeninin sadece bir Tanrı gibi bir üstün kaynaktan açıklanabileceğini öne sürerler. Bu gerekli koşulların doğal yöntemlerle açıklamak mümkündür. Argümanın Tanrı ve doğal açıklamalar arasında yanlış bir ikileme dayandığını belirtmek gerekir. 11. Boşlukların Tanrısı Argümanı: Bilimsel bilgi veya anlayıştaki boşluklar için Tanrı'nın bir açıklama olarak kullanıldığını öne sürerler. Oysa bu tür boşluklar doğal süreçlerle daha sonra açıklanmıştır ve Tanrı'nın varlığını destekleyecek yeterli kanıt olmaksızın boşluklara doğaüstü açıklamalar koymak mantıksızdır. Bilmiyorum, o halde Tanrı yapmış olmalı argümanı kısacası. Kaldı ki tüm bu argümanlarda teistler Tanrı'nın var olduğunu varsayım olarak kabul ederler. Genelde düşülen bir hata da söz konusu tanrının ne gibi özelliklere sahip olduğu konusunda farklı kişilerin farkli fikirler öne sürmesidir. Kısacası kendi aralarında tanrının ne olduğu konusunda hemfikir değillerdir. Aklıma gelen bazı argümanları vaktim yettiği ölçüde açıklamaya çalıştım. Başka argümanlar da var. Çok fazla detaya girmedim. Tanrının varlığını ispat edebileceğini düşünen ve benim gibileri aydınlatmaya hevesli varsa buyursun bu postun altında denesin şansını. İkna edilmeye açığım. Düzenlenme: 13 Mayıs Mantılı tarafından Sadeleştirme amaçlı Link to comment Share on other sites More sharing options...
Saturn Mesaj tarihi: 13 Mayıs Report Paylaş Mesaj tarihi: 13 Mayıs Geçen gün haberlerde 9 yaşında bir erkek çocuğu ve kız kardeşinin arabanın altında kalarak ölmesini izledim. Çok korkunç bir haberdi. Tanrının kader planına bak ki ufacık çocuğu tesadüf eseri korkunç bir şekilde öldürtebiliyor. Haliyle yukarıdaki sözde argümanların hiçbir değeri kalmamış oluyor. Hepsi zorlama bu argümanların. Link to comment Share on other sites More sharing options...
Kovulmuş Üye Mesaj tarihi: 13 Mayıs Report Paylaş Mesaj tarihi: 13 Mayıs 5 dakika önce, Maddeci yazdı: Geçen gün haberlerde 9 yaşında bir erkek çocuğu ve kız kardeşinin arabanın altında kalarak ölmesini izledim. Çok korkunç bir haberdi. Tanrının kader planına bak ki ufacık çocuğu tesadüf eseri korkunç bir şekilde öldürtebiliyor. Haliyle yukarıdaki sözde argümanların hiçbir değeri kalmamış oluyor. Hepsi zorlama bu argümanların. Tanrı konusu işin maskesidir. Artık oraya takılıp kalmayın. Tamam tanrı zaten yok. Peki o zaman o iki çocuğun ölmesine gerçek nedeni nedir? İşte gerçek cevap; Aşırı tüketim toplumunun faşist sermayenin iştahını iyice artırmasıdır. Din de bu işin kılıfıdır. Ya ne alaka diyeceksin. Elbette. Ammaaaaan harca gitsin bir daha mı gelecez dünyaya... Amaaaan ben geçen yılki modayı giyemem yenisi lazım... Link to comment Share on other sites More sharing options...
Mantılı Mesaj tarihi: 13 Mayıs Yazar Report Paylaş Mesaj tarihi: 13 Mayıs 2 minutes ago, Maddeci said: Geçen gün haberlerde 9 yaşında bir erkek çocuğu ve kız kardeşinin arabanın altında kalarak ölmesini izledim. Çok korkunç bir haberdi. Tanrının kader planına bak ki ufacık çocuğu tesadüf eseri korkunç bir şekilde öldürtebiliyor. Haliyle yukarıdaki sözde argümanların hiçbir değeri kalmamış oluyor. Hepsi zorlama bu argümanların. Aynen dediğiniz gibi. Bir de böyle durumlarda hiç utanmadan "allah sevdiği kulunu cennetine daha erken çağırır" gibi vicdan yoksunu yorumlar yapıyorlar pişkin pişkin. Dinlerin belki de en büyük amacı insanlara kul köle olmayı, sorgulamamayı öğretmek. Bir yandan da dini kurumlarda çocuklara yapılan iğrenç muameleleri sözde ahlak abidesi insanlar dinle açıklamaya, daha doğrusu çirkinliği örtbas etmeye çalışıyorlar. Link to comment Share on other sites More sharing options...
Saturn Mesaj tarihi: 13 Mayıs Report Paylaş Mesaj tarihi: 13 Mayıs 6 dakika önce, somebody yazdı: Tanrı konusu işin maskesidir. Artık oraya takılıp kalmayın. Tamam tanrı zaten yok. Peki o zaman o iki çocuğun ölmesine gerçek nedeni nedir? İşte gerçek cevap; Aşırı tüketim toplumunun faşist sermayenin iştahını iyice artırmasıdır. Din de bu işin kılıfıdır. Ya ne alaka diyeceksin. Elbette. Ammaaaaan harca gitsin bir daha mı gelecez dünyaya... Amaaaan ben geçen yılki modayı giyemem yenisi lazım... Sosyalizm tüketim/gösteriş toplumu sorununu çok güzel çözer. Herkes arabaya binmemeli. Toplu taşıma kullanılmalı. Kapitalizm de bir faşizm türüdür, bu sistemde işçilere baskı uygulanır. Link to comment Share on other sites More sharing options...
Kovulmuş Üye Mesaj tarihi: 13 Mayıs Report Paylaş Mesaj tarihi: 13 Mayıs 15 dakika önce, Maddeci yazdı: Sosyalizm tüketim/gösteriş toplumu sorununu çok güzel çözer. Herkes arabaya binmemeli. Toplu taşıma kullanılmalı. Kapitalizm de bir faşizm türüdür, bu sistemde işçilere baskı uygulanır. Sosyalizmi yanlış anlıyorsun. Sosyalizm herkes arabaya binmez demek değildir. Bu söz sınıfcı Türkiye sol burjuvanın sözüdür. Sosyalizm şunu der , herkes arabaya gerek duymadan toplu taşıma ile her yere ulaşabilmeldir. Bakınız Almanya. Arabaya gerek duymadan toplu taşıma ile her yere aynı kalite ulaşabilirsin. Doğru olan bu. Aksi halde sen çekil yoldan ben geçeyim diyen Türkiye faşist kafasının bir eserine dönüşür. Mersedes alan köylü ile dalga geçen şehirli burjuvazinin istediği şey , herkes arabaya binmesin ki yollarda biz rahat edelim. İkisi arasında ince fark var. Link to comment Share on other sites More sharing options...
Saturn Mesaj tarihi: 13 Mayıs Report Paylaş Mesaj tarihi: 13 Mayıs 2 dakika önce, somebody yazdı: Sosyalizmi yanlış anlıyorsun. Sosyalizm herkes arabaya binmez demek değildir. Bu söz sınıfcı Türkiye sol burjuvanın sözüdür. Sosyalizm şunu der , herkes arabaya gerek duymadan toplu taşıma ile her yere ulaşabilmeldir. Bakınız Almanya. Arabaya gerek duymadan toplu taşıma ile her yere aynı kalite ulaşabilirsin. Doğru olan bu. Aksi halde sen çekil yoldan ben geçeyim diyen Türkiye faşist kafasının bir eserine dönüşür. Mersedes alan köylü ile dalga geçen şehirli burjuvazinin istediği şey , herkes arabaya binmesin ki yollarda biz rahat edelim. İkisi arasında ince fark var. Dostum sen yanlış anlıyorsun asıl. Ben diyorum ki, ihtiyacı olana araba verilsin ihtiyacı olmayan toplu taşıma kullansın. Yan sokağa arabayla gidenler var bu ülkede. Ayrıca sosyalizm günümüz tanımıyla bir ekonomik sistemdir ve Küba gibi ülkelerde uygulanmaktadır. Eski doğu bloğunda da uygulanmıştır. Bu sistemde zenginlik yok. Bunun adı üstünde, toplumculuk. Link to comment Share on other sites More sharing options...
Kovulmuş Üye Mesaj tarihi: 13 Mayıs Report Paylaş Mesaj tarihi: 13 Mayıs Şu an, Maddeci yazdı: Dostum sen yanlış anlıyorsun asıl. Ben diyorum ki, ihtiyacı olana araba verilsin ihtiyacı olmayan toplu taşıma kullansın. Yan sokağa arabayla gidenler var bu ülkede. Ayrıca sosyalizm günümüz tanımıyla bir ekonomik sistemdir ve Küba gibi ülkelerde uygulanmaktadır. Eski doğu bloğunda da uygulanmıştır. Bu sistemde zenginlik yok. Bunun adı üstünde, toplumculuk. Kimin arabaya gerek duyacağını bir otoriteye verirsen varacağı ilk yer Türkiye AKP si olur. Bak adam ihtiyaçtan 500 bin maaş alıp yine gereklilik nedeniyle 20 milyonluk araca biniyor. Sosyalizm bu değil. İnsanlara düzgün şehirler kurarsanız toplum zaten ona göre yaşamaya başlar. Bisikletle iş yerine gidilebilir hale gelseler zaten kimse de arabaya binmez. Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Create an account or sign in to comment
You need to be a member in order to leave a comment
Create an account
Sign up for a new account in our community. It's easy!
Register a new accountGiriş yap
Already have an account? Sign in here.
Sign In Now