Jump to content

Kim bir virüs getirirse 1.500.000 € kazanır


Kahin

Recommended Posts

Şu an, Kahin yazdı:

@Max Stirner

 

beni tek korkutan manik atak sırasında beyin hücrelerini öldüren bir salgı var imiş 

ona da bir çözüm bulmamız gerekiyor

Beyin hücrelerini öldüren bu salgı nedir? Bana bunu daha ayrıntılı açıklayabilir misin?

Bu soruyu cevaplamak için psikiyatrist ile tekrar görüşmem gerekiyor 

 

Link to comment
Share on other sites

Kahin:

Her şeyi anlamak için çok zamana ihtiyacın var, arkaik(!) düşünebilmen ve düşüncelerini 
ve başka bir kişinin düşüncelerini inceleme yeteneğine sahip olman gerekiyor. 

Arkaik düşünmek ne anlama geliyor?

Canlılarda insanlar, hayvanlar (memeliler ve omurgalılar) sınıfına ve orada kuru ve kıllı burunlu maymunlar ailesine aittir.

Biyolojik anlamda, kuru burunlu maymunlar veya kıllı burunlu maymunlar (Haplorhini), biyolojik sistematikte insanların da ait olduğu primatların bir alt aile grubudur.

Başka bir deyişle: Hayvanlardan hiçbir farkımız yok. Daha doğrusu farkımız, soyut düşünebilmemiz ve kavramlar oluşturabilmemizdir. Bunu mutlaka anlamalıyız, aksi takdirde 5 biyolojik yasayı anlayamayız. Bu da arkaik düşünebilmemiz gerektiği anlamına geliyor!

 

İnsanın Gelişimsel Geçmişi

Beyin sapı (en eski beynimiz) tarafından kontrol edilen tüm organlar, ilk ve en eski embriyonik filiz katmanı olan Endodermden türer. Bağırsak mukozasından kaynaklandıkları için, Bağırsak silindir epitelyum içerir. Biyolojik bir çatışma durumunda, bağıntılı organ çatışma aktif fazı sırasında hücre çoğalması başlatır. Pcl-fazında, ilave hücreler mantar veya tüberküler bakteri yardımıyla ortadan kaldırılır. Ağız ve yutağın sağ tarafı, hala yeme işini ('giren lokma') düzenleyen beyin sapının sağ tarafından kontrol edilirken, ağız ve yutağın sol tarafı artık boşaltım işini düzenlemeyen (bu şimdi rektum tarafından yönetilmektedir) fakat onun yerine kusma refleksini yöneten (gırtlağın bir önceki dışkı boşaltım işlevinden miras kalan) beyin sapının sol tarafından kontrol edilir. Ayrıca gırtlağın sol tarafının orjinal sinir bağıntısının korunmuş olması, organizmaya zarar verebilecek bir lokmanın kusarak dışarı atılabilmesi (boşaltım nitelikli) biyolojik amacına da hizmet etmektedir.

İlkel deniz

Atamızın, yiyeceği içine aldığı ve dışkıyı dışarı bıraktığı ilkel bir ağzı vardı, ilkel denizde yaşadı. Atamız halka şeklinde, solucan benzeri bir yaratık olmalıydı (deniz anemonları bugün hala böyle görünür). Hayattaki amacı yemek yemek ve çoğalmaktı. Organları glandüler (salgı bezi) dokudan ve beyni Beyin Sapından oluşuyordu. Çatışma potansiyeli besin (yiyecek) yığınıydı.

Eğer yiyecek parçasını yakalamakta çok yavaşsa, o zaman beyin sapında tiroid bezine giden rölede bir sorun var demektir. Tiroid bezi artık doğanın 3. yasasına uygun olarak hücre çoğalması ve işlev artışı yapar. Daha fazla tiroid hormonları üretilir ve bu nedenle hipertiroidizm vardır. Ancak bu aynı zamanda hayvanı gerçek anlamda daha hızlı hale getirir ve böylece 'çok yavaştın' nedenini çözebilir. Eğer hayvan lokmayı yakalarsa, tiroid bezinin hücre çoğalması durur ve artık ihtiyaç duyulmayan artı hücreler iyileşme aşamasında ilişkili mikroplar, mantarlar ve mantar bakterileri tarafından ortadan kaldırılır.

Eğer hayvan bağırsakta sindirilemeyecek şekilde duran bir lokmayı yutarsa, o zaman beyin sapındaki bağırsak villus hücreleri rölesinde bir çatışması vardır. Ağız yönüne doğru bağırsak villusları artık çoğalır ve karnabahar benzeri bir bağırsak kanseri gelişir ve bu sıkışmış lokmayı sindirebilmek için litrelerce sindirim suyu üretir. Bu lokma sonunda kayarsa, bağırsak villuslarının hücre bölünmesi durur. Iyileşme fazında, artık ihtiyaç duyulmayan bağırsak kanseri, mantarlar ve mantar bakterileri tarafından ayrıştırılır ve tüberkülozlu bir şekilde ortadan kaldırılır. Burada hala anlamayı öğrenmemiz gereken şey, Doğa 'Annenin' çağrışım yapması. Hayvan için genellikle gerçek gıda yığınıyla ilgilidir. Bugün biz insanlar için bu yığın kişinin almak isteyip de alamadığı para veya ev, ya da kayınvalideyle ilgili hazmedilemeyen, 'midede oturan' bir sorun olabilir.

Dolayısıyla glandüler doku söz konusu olduğunda, her zaman aktif fazda hücre çoğalması ve dolayısıyla fonksiyonda bir artış söz konusudur. Bu nedenle biyolojik anlamı, hemen çatışma-aktif aşamasında bir lokmayı daha iyi parçalamak için daha fazla sindirim suyu üretmek.

İyileşme fazında her zaman mantar ve mantar bakterileri tarafından bez dokusunda tüberküloz, nekrotizan bir parçalanma olur. Tüberküloz, nekrotizan parçalanma, çürüyen bir elmaya benzer. Biz her şeyi atalarımızdan miras aldık. Sindirim sistemi ve bunun için de beyni. Günümüzde beyin sapı beynimizin en eski bölümüdür.

Kara

Atamız denizden çıktı ve karayı fethetti. Ek organlara ihtiyacı vardı, keskin taşlara karşı kendini (iç derileri) korumak için. Bu ek organlar için ek bir kontrol ünitesine ihtiyacı vardı ve Beyincik eklenmesi gerekiyordu.

Çağrışımlı çatışma içeriği şöyledir: Bütünlüğün ihlali, örneğin saldırı, tahribat veya kirlenme/lekelenme çatışmaları. Çatışma beyincikte, deri cilt rölelerinde. Örneğin atamiz lekelenme çatışması yaşadığında, biyolojinin üçüncü doğal yasasına göre, dermis (derı cilt) hücreleri çoğaltır, 'duvar dışa doğru' kalınlaşır. Bir melanom (deri kanseri) gelişir ve bu melanom lekelenme giderilene kadar büyür. Yani biyolojik anlamı melanom! Lekelenme çatışması çözülürse melanom durur ve iyileşme fazında sorumlu mikroplar, mantar tarafından parçalanır ve tüberküler bakteri yardımıyla ortadan kaldırılır. Kanamaya ve sızıntı yapmaya başlar. Ayrıca her tüberküloz iyileşme aşamasında olduğu gibi çürümüş et gibi kokmaya başlar. İyileşmenin sonunda melanom kaybolur ve artık teşhis bile konulamaz.

Beyincikle birlikte atamıza, Doğa 'Ana' tarafından ilk sosyal davranış da programlanmıştır. Meme bezleri, gelişimsel olarak dönüşmüş ter bezleridir, bu yüzden meme karsinomunu beyincikte de buluruz.

Anne çocukla birlikte bir kaza geçirirse ve çocuğu için bir endişe çatışmasını ilişkilendirirse, çatışması beyincikteki 'rölededir' ve program meme bezi hücrelerinin artışıyla tepki verir, yani meme karsinomuyla. Buradaki biyolojik anlam çatışma-aktif aşamasındadır, hücre çoğalması yoluyla daha fazla anne sütü üreterek yaralı çocuğa daha iyi bir hayatta kalma şansı vermek içindir. Bu çocuk sağlıklı hale gelirse, fazladan anne sütü gerekli değildir ve meme bezlerinin hücre çoğalması durur. İyileşme aşamasında inaktif meme kanseri, melanom gibi, mantar tarafından parçalanır ve tüberküler bakteri yardımıyla ortadan kaldırılır. Her tüberküloz iyileşme aşamasında gece terlemeleri de görülür.

'Eski beyin' (beyin sapı ve beyincik) temel yaşam meseleleriyle ilgili olan soluk alma, beslenme veya üreme için programlanmış.

Lokomotor sistemi

Sonra atamız kemikler, kaslar, tendonlar, kıkırdaklardan oluşan bir kas-iskelet sistemine ihtiyaç duydu. Bu ilave organlar için medüller yatak eklenmiştir.

Medüller yatağın bulunduğu yer öz değerin koltuğudur. Sağlıklı özgüvene sahip bir kişi dik bir yürüyüşe sahiptir. Özgüveninde çöküş yaşayan bir kişinin skolyoz gibi kas ve iskelet sistemi ile ilgili sorunları vardır, ankilozan spondilit, lumbago, kemik kanseri, anemi, lösemi ve benzeri.

Dikkat: Medüller yatak ile şu anda serebrumdayız (büyük beyinde) ve doğanın 3. biyolojik yasasına göre çatışma-aktif aşaması artık hücre çoğalması yerine hücre kaybı söz konusudur.

Bu hücre kaybı bağ dokusunda nekroz, kemikte ise osteoliz olarak adlandırılır.

Doğada, kendi öz değerindeki bir çöküşü çözemezsen, bu delikler kemik kırılana veya tendon yırtılana kadar gittikçe büyür. Doğada, av olurdun ve yenilebilirdin. Yani Doğa 'Anne' burada hemen yardımcı olmuyor. Bu programda önce çatışma çözülmeli! İyileşme aşamasında, buradan sorumlu mikropların, yani bakterilerin yardımıyla bu delikler şişlikle tekrar dolar. İyileşme aşamasının sonunda şişlik iner, ancak kemik ve tendon eskisinden daha kalın kalır. Aynı iyileşmiş kemik kırığı gibi, eski kırılma alanı da güçlendirilmiş olarak kalmaktadır. Bağ dokusundaki fonksiyon güçlendirmesi yaşamın geri kalanında kalıcıdır. Bu sebepten dolayı Dr. Hamer bu bağ dokusu grubunu 'lüks grup' olarak da adlandırmaktadır. Doğa 'Anne' burada hemen yardımcı olmuyor, ancak iyileşme sürecinin sonunda, ama bir ömür boyu.

Sosyal etkileşim

En genç beynimiz serebral korteksimizdir. Aynı zamanda en karmaşık beyin. Burada sosyal etkileşim koordine edilir ve bu ayrılık ve bölgesel alan çatışmalarını içerir. Serebral korteks yassı epiteli ve fonksiyonel kaybları kontrol eder.

Ayrılık çatışması

Doğada yavrunun anneden ayrılması yavru için kesin ölüm demektir. Bir ayrılık çatışmasının aktif aşamasında, kısa süreli hafızamız zayıflar. Alzhaymer bu nedenle çok sayıda şiddetli ayrılık çatışmalarıdır.

Dokunmanın çoğunun anneden çocuğa doğru olduğu yerlerde, dış cilt derisi ülserleşir. Cilt pul pul dökülmeye başlar ve pürüzlü bir hal alır. Bu, kuru nörodermatitin tablosudur. Bunu bir tutkal ekleminin yırtılarak açılması gibi hayal edebilirsin. Bu acı vermez çünkü dış deride sensorik bir felç eşlik eder, burası sensorik uyuşukdur. Derideki bu uyuşukluk, kısa süreli hafızasının zayıflamasıyla birlikte, annenin hayatına devam edebilmesi için çocuğunu daha kolay unutmasına yardımcı olur. Eğer anne ayrılık çatışmasını çözebilirse, dış derinin altındaki ülserler şişlik ve iltihaplanmayla tekrar dolar. Skuamöz epitelin bu iyileşme aşaması mikropsuz çalışır. Deri artık kırmızı, sıcak, kaşıntılı ve ağrılıdır. Şimdi dermatologlar, aslında bir iyileşme aşaması olan cilt bozulmasından bahsederler. Bu tür çözümlenmiş ayrılık çatışmaları egzama, çiçek açan nörodermatit, kurdeşen vb. içerir.

Alan Bölgesi-Çatışması

Alan çatışması, bireyin eylem alanını (bölge) kaybetmesi anlamına gelir, örneğin geyik kendi orman bölgesini, kurt sürüsü lideri kendi bozkır bölgesini. Insanda ailesi, evi, şirketi, işyeri, vb. hatta bir araba bile bir alan olabilir.

Doğa 'Ana', biyolojik olarak doğal hiyerarşiyi bölgesel çatışmalar yoluyla inşa eder, yani alfa hayvanı ve ikinci hayvan. Doğada sadece en güçlü olan genlerini aktarır. Doğada, bireysel insan varlığı hayatta kalma yeteneğine sahip değildir. Başarılı bir şekilde avlanabilmek için kendini sürü içinde organize etmek zorunda. Sürünün işleyebilmesi için bir yapıya, bir komuta ihtiyacı vardır.

Klasik bölge savaşı

Güçlü olan güçsüz olanı yener. Güçsüz olan artık bölgesini kaybetmiştir. Çatışması, koroner arterlerin beyin rölesinde. Bu bölge kaybı çatışmasında, koroner arterlerin yassı epiteli ülserleşir. Biyolojik anlamı, koroner arterlerin haciminin (enine kesit) daha büyük hale gelmesi ve kalp kasına daha fazla kanın ulaşabilmesi. Kalp daha güçlü olur! Bu özel programın amacı yine aktif aşamada, hücre kaybıyla fonksiyonel bir güçlendirme elde etmek için.

Eğer bu özel programa ve kalbin gelişmiş performansına rağmen, bu bölge savaşındaki güçsüz taraf bölgesini geri kazanmayı başaramazsa, pes eder. Yani vazgeçer ve olaya teslim olur. Bu şekilde çatışmanın yoğunluğunu aşağıya doğru dönüştürebilir ve kaşeksıcden (zayıflıktan) ölmeden yaşlanabilir. Yaşadığı çatışmayla yüzleşti ve buna boyun eğdi. Böylece asılı-aktif çatışma sürecinde kalır ve çatışma kitlesi oluşturmaya devam eder. Boyun eğmesiyle birlikte, erkeğin beyindeki bölgesel tarafı kendisine kapalı kalır ve onu dişi yapar. Biz insanlarda, böyle bir pes etme yaklaşık 6 ay sonra gerçekleşir. Çatışma kitlesi 9 aydan fazla sürdüğü için artık bu bölgesel çatışmayı çözmemeliyiz. Çünkü klasik kalp krizini atlatamayız ve ölürüz.

Şimdi, dişi doğada yumurtladığında, alfa hayvan mevcuttur. İkinci hayvanın hiç arzusu yoktur, çünkü aktif çatışma nedeniyle libidosu (cinsel içgüdü) yok denecek kadar az. Böylece dişi her zaman en iyisinden, alfadan çocuk sahibi olur.

'Eski beyin' (beyin sapı ve beyincik) temel yaşam meseleleriyle ilgili olan soluk alma, beslenme veya üreme için programlanmışken, 'yeni beyin' (serebral medula ve serebral korteks) çok daha gelişmiş konulara, örneğin alan veya alan korku çatışmaları, ayrılık çatışmaları, ve öz-değersizlik çatışmaları için programlanmıştır.

Serebral korteks ve serebral medüller kontrollü kanserler söz konusu olduğunda, 'eski beyin' (beyin sapı ve beyincik) kontrollü organlardaki hücre çoğalmasının aksine, burada tam tersi bir durum söz konusudur, yani epitelyal mukozada hücre kaybı olur ve daha sonra bu mukoza yeniden inşa edilir.

Sindirim sistemi iç filiz yaprak (Endoderm), kas-iskelet sistemi orta yaprak (Mezoderm), duyu organları ve epidermis ise dış yaprak (Ektoderm) tarafından oluşturulur. Hamer ayrıca bu 'doku tiplerinin' her birinin beynin belirli bir bölümü tarafından kontrol edildiğini ve çok özel çatışmalara ya hücre çoğalması ya da hücre kaybı ile tepki verdiğini keşfetti.

Stres evresinde beyin sapı tarafından kontrol edilen 'iç yaprağın' (endoderm) ve beyincik tarafından kontrol edilen 'orta yaprağın' (eski mezoderm) organları hücre çoğalması ve onarım aşamasında hücre yıkımı yaptığını keşfetti.

Tümörlerin Ontogenetik Sistemi gösteriyor ki 'eski beyin' (beyin sapı ve beyincik) tarafından kontrol edilen endoderm veya eski mezodermden oluşan organlar, akciğer, karaciğer, kalın bağırsaklar, prostat, rahim, alt deri, akciğer zarı, karın zarı, kalp zarı veya meme bezleri gibi, bağlantılı çatışma yaşanır yaşanmaz her zaman hücre çoğalması yaratırlar. Bu yüzden bu organlar sadece çatışma aktif fazı sırasında tümör geliştirirler.

Serebral medulla tarafından kontrol edilen 'orta yaprağın' (yeni mezoderm) ve serebral korteks tarafından kontrol edilen 'dış yaprağın' (ektoderm) organları ise tamamen zıt bir şekilde davranır. Embriyonik filiz yapraklarını dikkate alındığında, 'yeni beyin' yönetimindeki tüm organ ve dokular (yumurtalıklar, testisler, kemikler, lenf nodları [düğümleri], epidermis, rahim ağzı duvarı, bronşiyal tüpler, kalp damarları, süt kanalları vb.) ektodermden veya yeni mezodermden kaynaklanırlar.

Çatışma yaşandığı anda, biyolojik olarak bağlantılı organ hücre kaybı (örneğin yumurtalıklarda ya da testislerde nekroz, osteoporoz, kemik kanseri veya mide ülseri gibi) ve iyileşme fazında yeniden yapılanma ile tepki verir.

Link to comment
Share on other sites

Ernst Haeckel bu cümleyi 100 yıl önce formüle etmişti:

Ontogenez, filogenezin bir tekrarıdır.

Başka bir deyişle: Her canlının embriyosu, gelişimindeki tüm önemli aşamalardan ve ait olduğu türün evrim sürecinden geçer.

Ontogenez: Birey oluş
Filogenez: Türün, zamanın seyri içinde geçirdiği evrim

Bunun anlamı: Ana rahmine düştüğümüz andan itibaren (dişi yumurta hücresinin erkek spermi tarafından döllenmesi) hepimizin yüz milyon yıl boyunca insan olma sürecinin, annemizin rahminde 9 aylık hamileliğin zaman atlamasında tamamını yaşadık. Şimdi embriyonik gelişime dönüp bakarsak, insanlığın gelişim tarihine de dönüp bakabiliriz.

Tüm 'hastalıkların' gelişimsel kökeni yasası (bkz. Doğanın 3. Biyolojik Yasası).

Hamer'ın tıbbi araştırmaları, embriyoloji bilimine sıkı sıkıya bağlıdır. Çünkü organların bir çatışmaya tümör büyümesi, doku erimesi veya işlev kaybı ile tepki verip vermeyeceği, organın kaynağı olan embriyonik filiz yapraklarına göre belirlenmektedir (3. Biyolojik Yasa).

Anlamlı Biyolojik Özel Programların (SBS) ontogenetik olarak belirlenmiş sistemi kanser ve kanser eşdeğerleri (kanser SBS ve kanser eşdeğeri SBS). Kanser eşdeğerleri, tümör ve ülser olmadan, sadece fonksiyon kaybı SBS'lerdir.

Embriyologlar genellikle embriyonik gelişimini üç sözde germ katmanına ayırırlar: Endoderm, mezoderm, ektoderm, ki bunlar zaten embriyonun gelişimi ve hangi ve tüm organların türetildiği yerdir. Bedenin her bir hücresi veya organı bu germ katmanlarından (filiz yapraklarından) birine ayırabiliriz.

Geleneksel tıp'da hiç kimse bu kotiledonla (döleşi adası) ilgilenmiyordu. Hiç kimse ne kadar önemli olduğunu tahmin etmemişti. Aslında bu nedenle, şimdiye kadar hiç kimse kanser gelişimine bir sistem getirememişti.

Yeni Tıbbın 3. Biyolojik Doğal Yasası, ontogenetik olarak belirlenmiş 'SBS Sistemi', yani kanser ve kansere eşdeğer SBS'ler, hastalıkları bu 3 filiz yapraklarına göre sınıflandırıyor. Eğer tüm bu farklı tümörleri, şişlikleri, ülserleri, gelişimsel geçmişine ya da filiz yapraklar olarak adlandırılan çeşitli kriterlerine göre sınıflandırırsak, o zaman aynı filiz yaprak bağlantısına sahip hastalıkların başka karakteristiklere ve özelliklere de sahip olduğunu görürüz. Gelişimsel nedenlerden dolayı, beynin her bir özel bölümü, belirli bir çatışma içeriği türü, beyinde belirli bir lokalizasyon, çok spesifik bir histoloji, filiz yapraklarıyla ilişkili spesifik mikroplar ve biyolojik anlamda gelişimsel tarih açısından anlaşılabilir sözde hastalıklar bu 3 filiz yapraklarına aittir.

Embriyoda'ki 3 Filiz yaprakları (germ tabakası) – Organ düzeyi

Embriyoloji döllenmiş yumurta hücresinin bir embriyoya dönüşmesinin öğretsidir. Anne karnındaki gelişim sırasında, gebeliğin ikinci haftasında döllenmiş yumurtadan hücresinden üç filiz yaprakları gelişir. Bunlar orijinal hücrelerden, yani epiblastlardan ortaya çıkar. Bu üç filiz yaprakların oluşumuna gastrulasyon denir.

Filiz yaprakları 'iç filiz yaprak ' (entoderm), 'orta filiz yaprak' (mezoderm) ve 'dış filiz yaprak' (ektoderm) olarak ayrılır.

Filiz yaprakların dokusu

Filiz yaprakları, 3 veya 4 farklı çeşidi olan bir doku türünden başka bir şey değildir.

1. Salgı bezi dokusu

2. Salgı bezi benzeri doku

3. Bağ dokusu

4. Epitelyum

Epitelyum: Tek veya çok hücreden oluşan, vücudun bütün dış ve ic yüzeylerini kaplayan doku: Geniz, ağız, mide gibi iç boşlukları epitelyum ile kaplıdır.

Bir biftek yediğimizde bağ dokusu yemiş oluruz. Kas sistemi bağ dokusudur. Karaciğer yediğimizde salgı bezi dokusu ve epitelyum yemiş oluruz. Karaciğerin kendisi salgı bezi dokusudur, karaciğerde bulunan ve kesildiğinde gözle görülebilen damarlar ise epitelyum ile kaplıdır. Akciğerde oldugu gibi. Akciğerin kendisi salgı bezi dokusudur, içindeki halkalar bronşlardır ve bunlar da epitelyum ile kaplıdır.

Dolayısıyla tüm vücudumuz dört farklı doku türünden oluşur. Ancak, tüberkülozu yalnızca salgı bezi ve salgı bezi benzer dokuda ve orada da sadece iyileşme aşamasında bulabiliriz. Tüberküloz bu nedenle bir iyileşme aşamasıdır, yani salgı bezi ve salgı bezi benzer dokularda gerçekleşir. Hangi tümörler salgı bezi ve salgı bezi benzeri dokuda ortaya çıkar?

Salgı bezi dokusu ile:

• Akciğer nodülü kanser

• Karaciğer kanseri

• Mide kanseri

• Bağırsak kanseri

• Tiroid kanseri

• Bademcik kanseri

vs.

Salgı bezi benzeri dokusu ile:

Meme kanseri

Melanom

Mezotelyoma

vs.

 

Filiz yaprağı ile 'akraba' olan organların, filiz yaprağı ile 'akraba' olan çatışmaları vardır! Bu kanserler her zaman lokma çatışmasıyla ilgilidir: Akciğer nodülü (şişlik kitle) kanserinde hava lokması, karaciğer kanserinde açlık çatışması, mide ve bağırsaklarda ise sindirilemeyen yiyecek lokmasıdır.

Bu özel programların biyolojik anlamı da her zaman çatışma aktif aşamadadır: Hücre çoğalması yoluyla işlevde bir artış sağlamak, böylece lokmanın daha iyi sindirilebilir ve daha iyi emilebilmesi veya bu lokmanın daha iyi içeri veya dışarı kayabilmesi içindir.

Akciğer nodülü kanseri söz konusu olduğunda, bunun nedeni ölüm korkusudur. Akciğerlerdeki hava torbacıkları sayısının artmasıyla kişi artık daha fazla hava alabilir ve böylece daha kolay hayatta kalabilir. Her bir biyolojik özel programın anlamını, gelişimsel açıdan anlamak lazım.

Doğumdan önceki otonom sinir sistemi dağılımı ilkel halka formunu işaret eder. Sempatik sinirler omuriliğin ortasında düzenlenmişken, parasempatik sinirler (vagotonik) dış çephede, yani beyin tabanında ve sakral bölgede, yutak ve rektuma yakın konumlanmıştır.

  • Haha 1
Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...