Jump to content

İncil Çelişkileri


Ömer

Recommended Posts

On 13.08.2023 at 10:02, Ömer yazdı:

Eski ahitin içerisinde bulununan cezalandırmaları göz ardı mı ediyorsun?

-------

Öldürmeyeceksin [veya tercih edersen "cinayet"] - Çıkış 20:13

Ve sonra Eski Ahit'in geri kalanı, insanları aşağıdakiler gibi belirli suçlardan dolayı ölüme mahkum eden emirlerle doludur:

Bu nedenle Şabat'ı tutacaksınız; çünkü o sizin için mukaddestir; onu kirleten herkes mutlaka öldürülecektir ; çünkü orada kim bir iş yaparsa, o can kendi halkının arasından atılacaktır. 

Ve başka bir adamın karısıyla zina eden adam, hatta komşusunun karısıyla zina eden adam, zina eden ve zina yapan kadın mutlaka öldürülecektir . — Levililer 20:10

Ruhu bilen veya büyücü olan bir erkek veya kadın da mutlaka öldürülecektir ; onları taşla taşlayacaklar: kanları üzerlerinde olacaktır. — Levililer 20:27

Ve RAB Musaya söyliyip dedi: Laneti ordugâhın dışından çıkarın; ve onu işiten herkes ellerini başına koysun ve bütün cemaat onu taşlasın. Ve İsrail oğullarına söyliyip diyeceksin: Allahına söven, suçunu yüklenecektir. Ve RABBİN ismine küfreden mutlaka öldürülecek , ve bütün cemaat onu mutlaka taşlayacaktır; idam edilecektir. Levililer 24:13-16

İsrail oğulları çöldeyken Şabat Günü odun toplayan bir adam buldular. Ve onu odun toplarken bulanlar onu Musa'ya, Harun'a ve bütün cemaate getirdiler. Kendisine ne yapılacağı açıklanmadığı için gözaltına aldılar. Sonra Rab Musa'ya dedi: Adam kesinlikle öldürülmeli ; Bütün cemaat ordugâhın dışında onu taşlayacak.” Böylece, Rab'bin Musa'ya emrettiği gibi, tüm cemaat onu kampın dışına çıkardı ve taşladı ve o öldü. 

Bir kimsenin, annesine babasına itaat etmeyen, terbiye edildiklerinde onlara kulak asmayan inatçı ve asi bir oğlu olursa, annesi ve babası onu yakalayıp kentin ileri gelenlerine çıkaracaklar. o yerin kapısı. Kentinin ileri gelenlerine, “Bu oğlumuz inatçı ve asidir” diyecekler. Bize itaat etmeyecek. O bir obur ve ayyaştır.” O zaman şehrin bütün erkekleri onu taşlayarak öldürecekler . Böylece kötülüğü aranızdan çıkaracaksınız; ve bütün İsrail işitip korkacak. Tesniye 21:18-21

Ve son olarak bir iddia sürdün ortaya Kuran ile ilgili. Ve bende sana İncil'inden ayetler gösterdim. Cevap verebilir misin ayetler hakkında?

İncilin içerisindeki vahşet içeren ayetler hakkında ne düşünüyorsun?

Link to comment
Share on other sites

On 12.08.2023 at 07:08, Cougar yazdı:

Kisacasi Ruh olan Tanri’yi kimse gormemistir. Hala da goremiyoruz zaten; fakat Rab Isa’yi gormuslerdir. Peygamberlerin gordugunu soyledigi Tanri, Isa Mesih’tir. Cunku 1- isa tanridir, 2- Incildeki Isa, tevrattaki tanriyla ayni kisi oldugu kitapta goruluyor. 

Bir tane tanrı var ve bir de tanrı İsa mı var, Holy bible da yazana göre? Bilmediğimden soruyorum inşallah boş konuşmuyorumdur

  • Haha 1
Link to comment
Share on other sites

15 hours ago, Ömer said:

İyi de o sana kanıtlamak amacı ile söylemiyorki zaten. Her söylediğimizi kanıtlamak zorunda değiliz. Eğer güvenliğinden emin olamadıysan kendin araştırabilirsin. Hiçbir düşünce bana göre boş değildir. Araştır ve boş olup olmadığını gör. Sonucu bizimle paylaş ya da paylaşma. Olay bundan ibaret.

Yhu, ben arastirdim zaten. Sen, arastirdin mi? Incil ne zaman degistirilmis mesela? Kim degistirmis? Kac kere degistirmis? Bununla ilgili ne kanitin var? Ne gordun? Ne ogrendin? Nereden ogrendin? 

 

Boyle bir iddian varsa- ki var- soyle iste. Demek ki arastirmissin ki bu sonuca varmissin. Degil mi guzel kardesim. Sen paylas bakalim, Nereden ne ogrendin? Nerede, kac kere kim tarafindan degistirilmis? Bunlari soyle bize. 

Link to comment
Share on other sites

5 hours ago, Bilge said:

Bir tane tanrı var ve bir de tanrı İsa mı var, Holy bible da yazana göre? Bilmediğimden soruyorum inşallah boş konuşmuyorumdur

Bizim taptigimiz tanri olarak bir kisi var. Yani dua ettigimiz baba tanri. Isa da tanridir. Fakat biz Isa'ya dua etmiyoruz. Isa'nin adiyla Baba tanriya dua ediyoruz. Baba tanri ile Isa farkli kisiler. Isa, Tanri'nin oglu. Fakat tanri. Cunku ayni ozden. 

Link to comment
Share on other sites

"önyargısız olan her belge bilgininin de kabul edeceği üzere, Kutsal Kitap yüzyıllardır hayret verici derecede iyi korunmuştur. İ.S. 14’cü yüzyıldan kalma Kutsal Kitap kopyalarının içeriği, İ.S. 3’cü yüzyıldan kalma Kutsal Kitap kopyalarıyla neredeyse tıpatıp aynıdır. Ölü Deniz Tomarları keşfedildiğinde, bunlar daha önce keşfedilen her şeyden yüzlerce yıl daha eski oldukları halde, bilginler bunların Eski Antlaşma’nın diğer antik kopyalarına ne kadar benzer olduğunu görünce şok olmuşlardı. Kutsal Kitap konusunda birçok katı şüpheci ve eleştirmen bile Kutsal Kitap’ın yüzyıllar ötesinden günümüze herhangi başka bir belgeden çok daha doğru bir şekilde aktırıldığını kabul eder.

Kutsal Kitap’ın sistematik bir biçimde düzeltilmiş, değiştirilmiş ya da üzerinde oynanmış olduğu konusunda kesinlikle hiçbir kanıt yoktur. Kutsal Kitap elyazmalarının çokluğu Tanrı Sözü’nü çarpıtma konusundaki herhangi bir çabayı anlamayı kolaylaştırır. Kutsal Kitap’ta, el yazmaları arasında var olan küçük farklılıkların sonucu şüpheli görünen hiçbir ana doktrin yoktur.

Yine, “Kutsal Kitap’a güvenebilir miyiz?” sorusunun yanıtı, “Tabii ki, kesinlikle güvenebiliriz”dir. Tanrı, insanların kasıtsız hataları ve kasıtlı saldırılarına karşın Kendi Sözü’nü korumuştur. Günümüzde sahip olduğumuz Kutsal Kitap’ın özgün olarak yazılmış Kutsal Kitap olduğu konusunda tam bir güvene sahip olabiliriz. Kutsal Kitap Tanrı’nın Sözü’dür ve O’na güvenebiliriz (2 Timoteos 3:16; Matta 5:18)."
 

Ben sadece onemli kismini aldim yazinin, siz linki acip tamamini okuyabilirsiniz. Kaynak: https://www.gotquestions.org/Turkce/tahrif-edilmis-Kutsal-Kitap.html 

Link to comment
Share on other sites

48 minutes ago, Cougar said:

Devami:

 

Kutsal Kitap tahrif edilmiş, değiştirilmiş, düzeltilmiş ve üzerinde oynanmış mıdır?

Eski Antlaşma ve Yeni Antlaşma arasında ne gibi farklılıklar vardır?

Tanrı bize neden dört Müjde verdi?

Kurtulmak için Kutsal Kitap’ın hatasız olduğuna inanmam gerekiyor mu?

Kutsal Kitap’ın kayıp kitapları hangileridir?

Eski Antlaşma’yı neden etüt etmeliyiz?

Kutsal Kitap’ı okumaya başlamak için iyi bir yer neresidir?

Kutsal Kitap’tan önce insanlar Tanrı’yı nasıl tanıyorlardı?

Kutsal Kitap’taki mucizeler gerçekten olmuş olarak kabul edilmeli midirler?

Kutsal Kitap’ın değişik isimleri ve unvanları nelerdir

Pentateuk nedir?

Kutsal Kitap’ın korunması doktrini Kutsal Kitap’a uygun mudur?

Kutsal Kitap’ın esinlendirilmiş olduğunun kanıtı var mıdır?

Vahiy 22:18-19’un uyarısı Kutsal Kitap’ın bütünü için mi, yoksa sadece Vahiy Kitabı için midir?

 

Link to comment
Share on other sites

16 hours ago, Ömer said:

Ve son olarak bir iddia sürdün ortaya Kuran ile ilgili. Ve bende sana İncil'inden ayetler gösterdim. Cevap verebilir misin ayetler hakkında?

İncilin içerisindeki vahşet içeren ayetler hakkında ne düşünüyorsun?

Sorunun cevabi linkte olabilir. Bi oku bakalim. Cevap yeterli mi, bir olc, degerlendir, bak biraz. Makale ingilizce ama google translate kullanirsan sanirim anlasilabilir sekilde cevrilir. Anlasilmazsa, sorunu sor, tekrar degerlendirelim. Baska maakle de verebilirim yeterli olmazsa.

Malake sordugun soruyla alakali. Benim sahsi fikrim var ama yazacak maalesef vaktim yok. Olsa, yazardim. Belki bir kac gun ugramayabilirim. Fakat pek cok link verdim. Onlari okuyabilirsiniz.

 

 https://www.gotquestions.org/Old-Testament-violence.html

 

Link to comment
Share on other sites

Bir de kucuk bir tavsiyede biulunayim. Sordugunuz sorular yeni sorular degil. Milyonlarca kere farkli ulkelerde yasayan insanlarca sorulmus, cevaplanmis sorular. Tavsiyem, sorularinizi ingilizce google'da aratarak bakin, arastirin, emek harcayin, bilgiye, yoruma, perspektife, cevaba ulasin. Ingilizce bilenler o sekilde yapsin, bilmeyenler de google translate kullansin. 

Ben, orta okuldayken yasitlarim top kostururdu. Ben kutuphane kutuphane gezerdim. Ansiklopedilerden, bilim nedir, evrim nedir, din nedir, hristiyanlik nedir vs. arastirirdim. Bir gun Isvec'teki Luteran kilisesi hakkinda okurdum, bir gun Ingilterede balik patates vs geleneksel yemekleri hakkinda okurdum, bir gun tetrapodlarin evrimsel kemik gelisimi hakkinda okurdum, okurdum allah okurdum. Sonra internet denilen seyle karsilastim. Simdi bilgiye cok hizli ulasiliyor. Emek vermek lazim. Cok mu biliyorum? Herseyi cozdum mu? Yok. Ama insan emek harcamali biraz.

Bilgisi arttikca insanin, kuskulari ve sorgulamalari da artiyor. Insan kendi inanclarindan, dogmalarindan emin olamiyor. 

Okuyun, arastirin yani. 

Bir sureligine benden bu kadar.

Bir iki haftaya gelirim.

Link to comment
Share on other sites

5 saat önce, Cougar yazdı:

Yhu, ben arastirdim zaten. Sen, arastirdin mi? Incil ne zaman degistirilmis mesela? Kim degistirmis? Kac kere degistirmis? Bununla ilgili ne kanitin var? Ne gordun? Ne ogrendin? Nereden ogrendin? 

 

Boyle bir iddian varsa- ki var- soyle iste. Demek ki arastirmissin ki bu sonuca varmissin. Degil mi guzel kardesim. Sen paylas bakalim, Nereden ne ogrendin? Nerede, kac kere kim tarafindan degistirilmis? Bunlari soyle bize. 

Madem sen araştırdın bunu bize kanıtlayabilirsin. Ben araştırdığımı söylemedim. Düşüncelerimden bahsettim. Ama sen aydınlanmışa benziyorsun. Bizi de aydınlatabilirsin 😊

Link to comment
Share on other sites

17 hours ago, Bilge said:

Peki bu linkteki bilgiyi ekleyenlerin doğruyu söylediklerine, anlattıklarının güvenilir olduğu sonucuna nasıl vardınız ?

The Bible in the British Museum: Interpreting the Evidence - T. C. Mitchell  - Libro in lingua inglese - British Museum Press - | IBS

The Bible in the British Museum : Interpreting the Evidence (link)

Zodervan Handbook of Biblical Archaeology: A Book by Book Guide to Archaeological Discoveries Related to the Bible (link)

A Christian's Guide to Evidence for the Bible: 101 Proofs from History and Archaeology (link)

Evidence for the Bible (link)

Archaeological Evidence for the Bible: Exciting Discoveries Verifying  Persons, Places and Events in the Bible by Charlie H. Campbell | Goodreads

Archaeological Evidence for the Bible: Exciting Discoveries Verifying Persons, Places and Events in the Bible (link)

 

 

Link to comment
Share on other sites


Sahte Tevrat'taki Tanrı sözde, takipçilerine savaşta kadın, çocuk, hayvan dahil her canlıyı öldürmek için katliam emri verir:

1. Samuel
15
2 Göklerin hâkimi Yehova diyor ki, ‘Amalek’e, İsrail’e yaptıklarının hesabını soracağım. Çünkü İsrailoğulları Mısır’dan çıkıp gelirken yolda onlara karşı koydu. 3 Şimdi git Amalek’i vur, onun her şeyini tamamen yok et. Hiçbirine acıma, kadını ve erkeği, çocuğu ve emzikteki bebeği, sığırı ve koyunu, deveyi ve eşeği, hepsini öldür.’”

Kuran sahte Tevrat'ın bu iftirasını da düzeltir. Asla kimse masum birinin kılına dahi zarar veremez.

Kuran'da Allah her zaman sadece saldırganların durdurulması gerektiğini, sadece nefsi müdafaa savaşına izin olduğunu söyler ve de sabrı öğütler.

Kuran 2:190 Sizinle savaşanlarla ALLAH yolunda savaşın. Saldırgan olmayın. ALLAH saldırganları sevmez. 2:192 Onlar, (savaşa) son verirlerse (siz de son verin); şüphesiz Allah, bağışlayandır esirgeyendir.

 

http://vekilsizmeclis.com/viewtopic.php?f=4&t=5568

Link to comment
Share on other sites

7 saat önce, Emre_1974tr yazdı:


Sahte Tevrat'taki Tanrı sözde, takipçilerine savaşta kadın, çocuk, hayvan dahil her canlıyı öldürmek için katliam emri verir:

1. Samuel
15
2 Göklerin hâkimi Yehova diyor ki, ‘Amalek’e, İsrail’e yaptıklarının hesabını soracağım. Çünkü İsrailoğulları Mısır’dan çıkıp gelirken yolda onlara karşı koydu. 3 Şimdi git Amalek’i vur, onun her şeyini tamamen yok et. Hiçbirine acıma, kadını ve erkeği, çocuğu ve emzikteki bebeği, sığırı ve koyunu, deveyi ve eşeği, hepsini öldür.’”

Kuran sahte Tevrat'ın bu iftirasını da düzeltir. Asla kimse masum birinin kılına dahi zarar veremez.

Kuran'da Allah her zaman sadece saldırganların durdurulması gerektiğini, sadece nefsi müdafaa savaşına izin olduğunu söyler ve de sabrı öğütler.

Kuran 2:190 Sizinle savaşanlarla ALLAH yolunda savaşın. Saldırgan olmayın. ALLAH saldırganları sevmez. 2:192 Onlar, (savaşa) son verirlerse (siz de son verin); şüphesiz Allah, bağışlayandır esirgeyendir.

 

http://vekilsizmeclis.com/viewtopic.php?f=4&t=5568

Bakara süresi  193. Fitne ortadan kalkıncaya ve din yalnız Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın; fakat vazgeçerlerse, artık zalimlerden başkasına saldırmak yoktur.

Bakara süresi 194.Haram ayın karşılığı haram aydır; saldırmazlık kurallarına riayet karşılıklıdır. Şu halde kim size saldırırsa, onun saldırısının dengiyle siz de ona saldırın. Allah’ın hükmüne saygılı olun ve bilin ki Allah kendisine saygılı olanların yanındadır.

Bakara süresi 195.Allah yolunda harcama yapın; kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. İyilik edin, kuşkusuz Allah iyilik edenleri sever.

Bakara süresi 196.“Haccı ve umreyi Allah için eksiksiz yerine getirin; engellenirseniz kolayınıza gelen bir kurban gönderin. Kurban, mahalline ulaşıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. Fakat içinizden biri hasta ise veya başından bir rahatsızlığı varsa (tıraşını olup) oruç veya sadaka yahut kurban olarak bir fidye ödesin. Güvenlikte olduğunuzda hacdan önce umre yapan kişi, gücünün elverdiği türden bir kurban kessin. Bulamayan ise hac sırasında üç gün, döndükten sonra da yedi gün yani tam on gün oruç tutmalıdır. Bu, ailesi Mescid-i Harâm civarında oturmayanlar içindir. Allah’ın buyruğuna saygılı olun ve bilin ki Allah’ın cezalandırması çok şiddetlidir.

 

Devamında gelen ayetleri neden yazmıyorsun? Burada aşiretler arası kavga var. Hacca gelenlerden pay kapma kavgası. Oruç tutun kurbanlarınızı kabe civarında olanlara kurbanlarınızı dağıtın diyor. Kabe civarında oturanlara bu yok. Çünkü onlar hacca gelenlerden geçinen  asalak bir toplum. 

Dİn ALLAH'ın oluncaya kadar savaşın. ALLAH' a inandıktan sonra ise zalim olanlarla savaşın diyor. 

Muhammed kendi aşiretinin tanrısını diğerlerinden üstün tutmuş. Diğer aşiretlerin tanrılarını fitne olarak görüyor.

  • Like 1
Link to comment
Share on other sites

Tekrar belirtelim;

 

Kuran`da sadece nefsi müdafaya izin vardır

 
İslam karşıtlarının yaptığı en güzel çarpıtma taktiklerinden biri de ayet cımbızlamadır. Bu yolla surenin bağlamından koparılan ayet alınır ve aslında sadece savunma savaşına izin veren söylemler sanki saldırı savaşını ve dinsel baskıyı emrediyormuş gibi gösterilir. Örneğin:

9 - Tevbe Suresi



1. Allah ve resulünden, kendileriyle antlaşma yapmış bulunduğunuz müşriklere bir ültimatomdur bu;

2. Yeryüzünde dört ay daha dolaşın ve bilin ki siz, Allah`ı âciz bırakamazsınız. Şu da bir gerçek ki, Allah küfre batanları rezil eder.

3. Bir de Allah ve resulünden insanlara Büyük Hac günü bir duyuru var: Allah da O`nun elçisi de müşriklerden kesinlikle uzaktır. O halde, tövde ederseniz bu sizin için hayırlırdır. Yok eğer yüz çevirirseniz şunu bilin ki, siz Allah`ı acze düşüremezsiniz. Küfre saplananlara acıklı bir azabı muştula!

4. Antlaşma yapmış olduğunuz müşriklerden size karşı bir eksiklik sergilemeyen ve aleyhinizde başka birine yardım etmeyenler müstesnadır. Artık, onlara verdiğiniz sözü belirlenen süreye kadar tam bir şekilde koruyun. Şu bir gerçek ki Allah, sakınanları sever.

5. O haram aylar çıktığında artık müşrikleri, kendilerini bulduğunuz yerde öldürün. Yakalayın onları, kuşatın onları, tüm geçit noktalarını tıkayın onların. Bunun ardından tövbe eder, namazı gereğince kılar, zekâtı verirlerse, yollarını açın onların. Kesin olan şu ki, Allah Gafûr`dur, Rahîm`dir.

6. Eğer müşriklerden biri senden güvence dilerse/senin yanına gelmek, sana komşu olmak isterse, ona güvence verip yakınlaşma isteğini kabul et ki, Allah`ın kel dinleyebilsin. Sonra da onu, güvenli gördüğü yere kadar götür. Böyle yapmanın gerekçesi şudur: Bunlar bilmeyen bir topluluktur.

7. Müşriklerin Allah katında, onun resulü katında ahitleri nasıl olabilir! Mescid-i Haram yanında antlaşma yaptıklarınız müstesna. Bu şekilde antlaşması olanlara, onlar size doğru-dürüst davrandıkça, siz de doğru-dürüst davranın. Allah, sakınanları sever

--------------------------------------------

Şimdi burada açıkça antlaşmayı bozup saldıran inkarcılara karşı siz de onlara karşı savunma amaçlı savaşın emri vardır.Ama antlaşmaya aykırı davranmayan , saldırmayanlara siz de saldırmayın, size saldıranlar da bundan vazgeçerlerse hemen siz de barışa yönelin denmektedir ayetlerde.

9:12 Anlaşma yaptıktan sonra andlarını bozar ve dininize saldırırlarsa, o inkarcılığın önderleriyle savaşın; çünkü onların andı artık geçersizdir. Belki vazgeçerler.

--------------------------------------------------------------------------------

9:13 Andlarını bozan, elçiyi sürmeye yeltenen ve sizinle (savaşı) ilk defa başlatan topluluğa karşı savaşmayacak mısınız? Yoksa onlardan korkuyor musunuz? İnanıyorsanız asıl çekinmeniz gereken ALLAH`tır.

--------------------------------------------------------------------------------
9:14 Onlarla savaşın ki, ALLAH ellerinizle onları cezalandırıp rezil etsin, sizi zafere ulaştırsın ve inanan toplumun göğsünü ferahlatsın,

Yine aynı sürede saldıranlarla savaşın kendinizi savunun emri vardır.

İşte tüm savaşla ilgili sürelerde istenen budur. Ama çarpıtma tekniğine başvurmak isteyenler bu nefsi müdafayla ilgili ayetlerden birini cımbızlıyor ve sanki durup dururken inkarcıları yakalayıp öldürün deniyormuş gibi bir hava yaratılıyor.)

Ama aslında istenen tek bir şey vardır, sana saldırana karşı kendini savun,onlar vazgeçerlerse sen de barış yap.

"Sizinle savaşanlara karşı Allah yolunda savaşın, (ancak) aşırı gitmeyin. Elbette Allah, aşırı gidenleri sevmez.Onları, bulduğunuz yerde öldürün ve sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Fitne, öldürmekten beterdir. Onlar, size karşı savaşıncaya kadar siz, Mescid-i Haram yanında onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa siz de onlarla savaşın. Kafirlerin cezası işte böyledir. Onlar, (savaşa) son verirlerse (siz de son verin); şüphesiz Allah, bağışlayandır esirgeyendir. (Yeryüzünde) Fitne kalmayıncaya ve din (yalnız) Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse, artık zulüm yapanlardan başkasına karşı düşmanlık yoktur. "(2 Bakara Suresi , 190-193)

Evet bu savunma savaşıyla ilgili ayetlerden de biri cımbızlanırsa sanki inanmayanlara saldırın gibi bir ifade varmış gibi gösterilir ki bu strateji hep izlenmektedir.

--------------------------------------------------------------------------------------

Kuran`da düşünce özgürlüğü temeldir. Çünkü imtihan dünyasının gereği insanlar dilediğine inanacak ki ahirette ondan sorumlu tutulabilsinler. Bu yüzden islam`da sadece tebliğ vardır. Kimse kimseye düşüncesinden dolayı bir tokat bile atamaz yoksa kendine yazık etmiş olur:


--------------------------------------------------------------------------------

Mearic Suresi 42 bırak onları! Dalsınlar, oynasınlar kendileri için belirlenen günlerine ulaşıncaya kadar.

------------------------------------------------

En`am Suresi 112 İşte böyle, biz peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık. Bunlar aldatmak için birbirlerine lafın yaldızlısını fısıldarlar. Rabbin dileseydi onu yapamazlardı. bırak onları, düzdükleri iftiralarla başbaşa kalsınlar;

--------------------------------------------------

Allah, sizinle din konusunda savaşmayan, sizi yurtlarınızdan sürüp-çıkarmayanlara iyilik yapmanızdan ve onlara adaletli davranmanızdan sizi sakındırmaz. Çünkü Allah, adalet yapanları sever. (60 Mümtehine Suresi,

Herkes dilediğine inanmakta ve yaşamakta özgürdür ki, ahirette inancından dolayı sorumlu tutulabilsin:

Bakara Suresi 256 Dinde baskı-zorlama-tiksindirme yoktur. Doğru bilgiye dayalı eriş, bozuk bilgiye dayalı sapıştan açık bir biçimde ayrılmıştır. Her kim tâğuta sırt dönüp Allah`a inanırsa hiç kuşkusuz sapasağlam bir kulpa yapışmış olur. Kopup parçalanması yoktur o kulpun. Allah, hakkıyla işiten, en iyi biçimde bilendir.

29. De ki, "Bu gerçek senin Rabbindendir." Dileyen inansın, dileyen inkar etsin. Biz zalimler için onları çepeçevre saracak bir ateş hazırladık. Onlar her ne zaman feryad ederek yardım isteseler, derişik asit gibi yüzleri haşlayan bir su sunulur. Ne kötübir içecek, ne kötü bir son!

10:99 Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin hepsi inanırdı. Öyleyse, sen mi halkı inanmaları için zorlayacaksın?

Evet düşünce özgürlüğü ve dilediğin gibi yaşama serbestliği vardır. Ve nefsi müdafa dışında savaş yasaktır. Hatta tokat bile atamazsın.

Sadece nefsi müdafaya izin veren ayetlerin dini bir konuda baskıyla yakından uzaktan alakasının olmadığının, amacın tamamen saldırganı durdurmak olduğunun en güzel kanıtlarından biri de şu ayettir:

HUCURAT

9. Müminlerden iki zümre çarpışırlarsa, onların aralarında hemen barışı kurun! Eğer onlardan biri öteki aleyhine sınır tanımazlık edip saldırırsa, azgınlık edenle, Allah`ın emrine dönünceye kadar savaşın. Eğer vazgeçerse, yine ikisi arasını adalet ve dürüstlükle sulh edin. Kuşkusuz, Allah adalette titiz davrananları sever.


Görüldüğü üzere saldıran taraf bir müslüman topluluk ise bile onlarla barışa yanaşıncaya kadar, başka bir deyişle saldırılarından vazgeçinceye kadar mücadele edin diyor.

Her zaman ayetlerde istenen barışın sağlanması, saldırganın-zulmedenin durdurulmasıdır. Yoksa herkes dilediği inancı yaşamakta serbesttir.

Selam ve sevgiler.
Link to comment
Share on other sites

1 saat önce, Emre_1974tr yazdı:

5. O haram aylar çıktığında artık müşrikleri, kendilerini bulduğunuz yerde öldürün. Yakalayın onları, kuşatın onları, tüm geçit noktalarını tıkayın onların. Bunun ardından tövbe eder, namazı gereğince kılar, zekâtı verirlerse, yollarını açın onların. Kesin olan şu ki, Allah Gafûr`dur, Rahîm`dir.

Amaçları nefsi müdafaa olsaydı namaz zekat şartı olmazdı. 

Ayrıca anlaşmadan bahsediyor. Ne anlaşması olduğu kuranda yazmıyor. Onu hadisleri kabul etmediğin için yazamıyorsun. :)

Aşağıdaki ayette aynı. Kabede diğer dinleri dışlayan Muhammed'in kendisi. Sona bana ilk onlar saldırıyorlar diye şikayet etmeye başlıyor.  

Nefsi mudafaha eden biri din değiştirme şartını öne sürmez.

 

TEvbe süresi ﴾29﴿

 Ehl-i kitap’tan Allah’a ve âhiret gününe inanmayan, Allah ve resulünün yasakladığını yasak saymayan ve hak dine uymayan kimselerle, yenilmiş olarak ve kendi elleriyle cizye verinceye kadar savaşın.

Link to comment
Share on other sites

26-27 Gerçeği öğrenip benimsedikten sonra, bile bile günah işlemeye devam edersek, günahlar için artık kurban kalmaz; geriye sadece yargının dehşetli beklenişi ve düşmanları yiyip bitirecek kızgın ateş kalır. 

28 Musa'nın Yasası'nı hiçe sayan, iki ya da üç tanığın sözüyle acımasızca öldürülür.

 29 Eğer bir kimse Tanrı Oğlu'nu ayaklar altına alır, kendisini kutsal kılan antlaşma kanını bayağı sayar ve lütufkâr Ruh'a hakaret ederse, bundan ne kadar daha ağır bir cezaya layık görülecek sanırsınız? 

30 Çünkü, “Öç benimdir, karşılığını ben vereceğim” ve yine, “Rab halkını yargılayacak” diyeni tanıyoruz. 31Diri Tanrı'nın eline düşmek korkunç bir şeydir.

Alıntı:https://kutsalkitap.info.tr/?q=%C4%B0braniler+10

 

Dinden dönenin öldürülmesi İncil içinde de var.  

 

 

Link to comment
Share on other sites

2 saat önce, pigeon yazdı:

Amaçları nefsi müdafaa olsaydı namaz 

 

Verdiğim ayetleri bile okumamışsın, kaldı ki bir de Kuran'ı yorumlamaya kalkacaksınız bu akılla. Devam ayetinde kendi dininde kalsa da sana karşı iyi davranırsa hemen mücadeleyi bırak diyor. Savaştan  bahseden surelerin tamamında bu anlatılıyor, saldırganlar saldırılarına devam ederlerse sen de karşılık ver, yok eğer vazgeçerlerse sen de savaştan vazgeç deniliyor. Namaz kılmaktan bahseden ayetlerde de yine o kişi Müslüman olduysa Müslümanlara karşı saldırılarından vazgeçmiştir. Ama savaş nedeni onun dini değil, onun saldırgan olup olmamasıdır. Sureyi bütünlük içinde okumuyorsunuz, Kuran'ı hiçbir zaman okumadınız, bunu bırakın şurada verdiğim birkaç ayeti bile bütünlük içinde okuyamadınız. Kısaca körü körüne kendi öğretinize iman eden yobazlarsınız. :)

Link to comment
Share on other sites

8 saat önce, Emre_1974tr yazdı:

5. O haram aylar çıktığında artık müşrikleri, kendilerini bulduğunuz yerde öldürün. Yakalayın onları, kuşatın onları, tüm geçit noktalarını tıkayın onların. Bunun ardından tövbe eder, namazı gereğince kılar, zekâtı verirlerse, yollarını açın onların. Kesin olan şu ki, Allah Gafûr`dur, Rahîm`dir.

 

4 saat önce, Emre_1974tr yazdı:

Verdiğim ayetleri bile okumamışsın, kaldı ki bir de Kuran'ı yorumlamaya kalkacaksınız bu akılla. Devam ayetinde kendi dininde kalsa da sana karşı iyi davranırsa hemen mücadeleyi bırak diyor. Savaştan  bahseden surelerin tamamında bu anlatılıyor, saldırganlar saldırılarına devam ederlerse sen de karşılık ver, yok eğer vazgeçerlerse sen de savaştan vazgeç deniliyor. Namaz kılmaktan bahseden ayetlerde de yine o kişi Müslüman olduysa Müslümanlara karşı saldırılarından vazgeçmiştir. Ama savaş nedeni onun dini değil, onun saldırgan olup olmamasıdır. Sureyi bütünlük içinde okumuyorsunuz, Kuran'ı hiçbir zaman okumadınız, bunu bırakın şurada verdiğim birkaç ayeti bile bütünlük içinde okuyamadınız. Kısaca körü körüne kendi öğretinize iman eden yobazlarsınız. :)

Sen yazdığın ayeti okumuyorsun.

Şavaşın sebebi dini olmasaydı namaz zekat şartı olmazdı.

Ayette bunlar öne sürülüyor. 

Körü körüne okuyan sensin. Okuduğunu anlamıyorsun.

Anlaşma metni yok kuranda. Nereden bileceğiz hangi kuralları çiğnediklerini. :)

10 saat önce, pigeon yazdı:

Bakara süresi  193. Fitne ortadan kalkıncaya ve din yalnız Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın; fakat vazgeçerlerse, artık zalimlerden başkasına saldırmak yoktur.

Bakara süresi 194.Haram ayın karşılığı haram aydır; saldırmazlık kurallarına riayet karşılıklıdır. Şu halde kim size saldırırsa, onun saldırısının dengiyle siz de ona saldırın. Allah’ın hükmüne saygılı olun ve bilin ki Allah kendisine saygılı olanların yanındadır.

Bakara süresi 195.Allah yolunda harcama yapın; kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. İyilik edin, kuşkusuz Allah iyilik edenleri sever.

Bakara süresi 196.“Haccı ve umreyi Allah için eksiksiz yerine getirin; engellenirseniz kolayınıza gelen bir kurban gönderin. Kurban, mahalline ulaşıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. Fakat içinizden biri hasta ise veya başından bir rahatsızlığı varsa (tıraşını olup) oruç veya sadaka yahut kurban olarak bir fidye ödesin. Güvenlikte olduğunuzda hacdan önce umre yapan kişi, gücünün elverdiği türden bir kurban kessin. Bulamayan ise hac sırasında üç gün, döndükten sonra da yedi gün yani tam on gün oruç tutmalıdır. Bu, ailesi Mescid-i Harâm civarında oturmayanlar içindir. Allah’ın buyruğuna saygılı olun ve bilin ki Allah’ın cezalandırması çok şiddetlidir.

 

Devamında gelen ayetleri neden yazmıyorsun? Burada aşiretler arası kavga var. Hacca gelenlerden pay kapma kavgası. Oruç tutun kurbanlarınızı kabe civarında olanlara kurbanlarınızı dağıtın diyor. Kabe civarında oturanlara bu yok. Çünkü onlar hacca gelenlerden geçinen  asalak bir toplum. 

Dİn ALLAH'ın oluncaya kadar savaşın. ALLAH' a inandıktan sonra ise zalim olanlarla savaşın diyor. 

Muhammed kendi aşiretinin tanrısını diğerlerinden üstün tutmuş. Diğer aşiretlerin tanrılarını fitne olarak görüyor.

Bu ayetlerede cevap ver. Dİn yalnız allah için oluncaya kadar savaşın ne demek? Kurbanları neden sadece ALLAH için gönderin diyor diğer dinler nerede? Mescidi haram içerisinde oturanlar neden muaflar? :)

Ayet cımbızcısı ayetlerin devamını neden yazmıyorsun? 

Link to comment
Share on other sites

9 saat önce, Emre_1974tr yazdı:

Tekrar belirtelim;

 

Kuran`da sadece nefsi müdafaya izin vardır

 
İslam karşıtlarının yaptığı en güzel çarpıtma taktiklerinden biri de ayet cımbızlamadır. Bu yolla surenin bağlamından koparılan ayet alınır ve aslında sadece savunma savaşına izin veren söylemler sanki saldırı savaşını ve dinsel baskıyı emrediyormuş gibi gösterilir. Örneğin:

9 - Tevbe Suresi



1. Allah ve resulünden, kendileriyle antlaşma yapmış bulunduğunuz müşriklere bir ültimatomdur bu;

2. Yeryüzünde dört ay daha dolaşın ve bilin ki siz, Allah`ı âciz bırakamazsınız. Şu da bir gerçek ki, Allah küfre batanları rezil eder.

3. Bir de Allah ve resulünden insanlara Büyük Hac günü bir duyuru var: Allah da O`nun elçisi de müşriklerden kesinlikle uzaktır. O halde, tövde ederseniz bu sizin için hayırlırdır. Yok eğer yüz çevirirseniz şunu bilin ki, siz Allah`ı acze düşüremezsiniz. Küfre saplananlara acıklı bir azabı muştula!

4. Antlaşma yapmış olduğunuz müşriklerden size karşı bir eksiklik sergilemeyen ve aleyhinizde başka birine yardım etmeyenler müstesnadır. Artık, onlara verdiğiniz sözü belirlenen süreye kadar tam bir şekilde koruyun. Şu bir gerçek ki Allah, sakınanları sever.

5. O haram aylar çıktığında artık müşrikleri, kendilerini bulduğunuz yerde öldürün. Yakalayın onları, kuşatın onları, tüm geçit noktalarını tıkayın onların. Bunun ardından tövbe eder, namazı gereğince kılar, zekâtı verirlerse, yollarını açın onların. Kesin olan şu ki, Allah Gafûr`dur, Rahîm`dir.

6. Eğer müşriklerden biri senden güvence dilerse/senin yanına gelmek, sana komşu olmak isterse, ona güvence verip yakınlaşma isteğini kabul et ki, Allah`ın kel dinleyebilsin. Sonra da onu, güvenli gördüğü yere kadar götür. Böyle yapmanın gerekçesi şudur: Bunlar bilmeyen bir topluluktur.

7. Müşriklerin Allah katında, onun resulü katında ahitleri nasıl olabilir! Mescid-i Haram yanında antlaşma yaptıklarınız müstesna. Bu şekilde antlaşması olanlara, onlar size doğru-dürüst davrandıkça, siz de doğru-dürüst davranın. Allah, sakınanları sever

--------------------------------------------

Şimdi burada açıkça antlaşmayı bozup saldıran inkarcılara karşı siz de onlara karşı savunma amaçlı savaşın emri vardır.Ama antlaşmaya aykırı davranmayan , saldırmayanlara siz de saldırmayın, size saldıranlar da bundan vazgeçerlerse hemen siz de barışa yönelin denmektedir ayetlerde.

9:12 Anlaşma yaptıktan sonra andlarını bozar ve dininize saldırırlarsa, o inkarcılığın önderleriyle savaşın; çünkü onların andı artık geçersizdir. Belki vazgeçerler.

--------------------------------------------------------------------------------

9:13 Andlarını bozan, elçiyi sürmeye yeltenen ve sizinle (savaşı) ilk defa başlatan topluluğa karşı savaşmayacak mısınız? Yoksa onlardan korkuyor musunuz? İnanıyorsanız asıl çekinmeniz gereken ALLAH`tır.

--------------------------------------------------------------------------------
9:14 Onlarla savaşın ki, ALLAH ellerinizle onları cezalandırıp rezil etsin, sizi zafere ulaştırsın ve inanan toplumun göğsünü ferahlatsın,

Yine aynı sürede saldıranlarla savaşın kendinizi savunun emri vardır.

İşte tüm savaşla ilgili sürelerde istenen budur. Ama çarpıtma tekniğine başvurmak isteyenler bu nefsi müdafayla ilgili ayetlerden birini cımbızlıyor ve sanki durup dururken inkarcıları yakalayıp öldürün deniyormuş gibi bir hava yaratılıyor.)

Ama aslında istenen tek bir şey vardır, sana saldırana karşı kendini savun,onlar vazgeçerlerse sen de barış yap.

"Sizinle savaşanlara karşı Allah yolunda savaşın, (ancak) aşırı gitmeyin. Elbette Allah, aşırı gidenleri sevmez.Onları, bulduğunuz yerde öldürün ve sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. Fitne, öldürmekten beterdir. Onlar, size karşı savaşıncaya kadar siz, Mescid-i Haram yanında onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa siz de onlarla savaşın. Kafirlerin cezası işte böyledir. Onlar, (savaşa) son verirlerse (siz de son verin); şüphesiz Allah, bağışlayandır esirgeyendir. (Yeryüzünde) Fitne kalmayıncaya ve din (yalnız) Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse, artık zulüm yapanlardan başkasına karşı düşmanlık yoktur. "(2 Bakara Suresi , 190-193)

Evet bu savunma savaşıyla ilgili ayetlerden de biri cımbızlanırsa sanki inanmayanlara saldırın gibi bir ifade varmış gibi gösterilir ki bu strateji hep izlenmektedir.

--------------------------------------------------------------------------------------

Kuran`da düşünce özgürlüğü temeldir. Çünkü imtihan dünyasının gereği insanlar dilediğine inanacak ki ahirette ondan sorumlu tutulabilsinler. Bu yüzden islam`da sadece tebliğ vardır. Kimse kimseye düşüncesinden dolayı bir tokat bile atamaz yoksa kendine yazık etmiş olur:


--------------------------------------------------------------------------------

Mearic Suresi 42 bırak onları! Dalsınlar, oynasınlar kendileri için belirlenen günlerine ulaşıncaya kadar.

------------------------------------------------

En`am Suresi 112 İşte böyle, biz peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık. Bunlar aldatmak için birbirlerine lafın yaldızlısını fısıldarlar. Rabbin dileseydi onu yapamazlardı. bırak onları, düzdükleri iftiralarla başbaşa kalsınlar;

--------------------------------------------------

Allah, sizinle din konusunda savaşmayan, sizi yurtlarınızdan sürüp-çıkarmayanlara iyilik yapmanızdan ve onlara adaletli davranmanızdan sizi sakındırmaz. Çünkü Allah, adalet yapanları sever. (60 Mümtehine Suresi,

Herkes dilediğine inanmakta ve yaşamakta özgürdür ki, ahirette inancından dolayı sorumlu tutulabilsin:

Bakara Suresi 256 Dinde baskı-zorlama-tiksindirme yoktur. Doğru bilgiye dayalı eriş, bozuk bilgiye dayalı sapıştan açık bir biçimde ayrılmıştır. Her kim tâğuta sırt dönüp Allah`a inanırsa hiç kuşkusuz sapasağlam bir kulpa yapışmış olur. Kopup parçalanması yoktur o kulpun. Allah, hakkıyla işiten, en iyi biçimde bilendir.

29. De ki, "Bu gerçek senin Rabbindendir." Dileyen inansın, dileyen inkar etsin. Biz zalimler için onları çepeçevre saracak bir ateş hazırladık. Onlar her ne zaman feryad ederek yardım isteseler, derişik asit gibi yüzleri haşlayan bir su sunulur. Ne kötübir içecek, ne kötü bir son!

10:99 Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin hepsi inanırdı. Öyleyse, sen mi halkı inanmaları için zorlayacaksın?

Evet düşünce özgürlüğü ve dilediğin gibi yaşama serbestliği vardır. Ve nefsi müdafa dışında savaş yasaktır. Hatta tokat bile atamazsın.

Sadece nefsi müdafaya izin veren ayetlerin dini bir konuda baskıyla yakından uzaktan alakasının olmadığının, amacın tamamen saldırganı durdurmak olduğunun en güzel kanıtlarından biri de şu ayettir:

HUCURAT

9. Müminlerden iki zümre çarpışırlarsa, onların aralarında hemen barışı kurun! Eğer onlardan biri öteki aleyhine sınır tanımazlık edip saldırırsa, azgınlık edenle, Allah`ın emrine dönünceye kadar savaşın. Eğer vazgeçerse, yine ikisi arasını adalet ve dürüstlükle sulh edin. Kuşkusuz, Allah adalette titiz davrananları sever.


Görüldüğü üzere saldıran taraf bir müslüman topluluk ise bile onlarla barışa yanaşıncaya kadar, başka bir deyişle saldırılarından vazgeçinceye kadar mücadele edin diyor.

Her zaman ayetlerde istenen barışın sağlanması, saldırganın-zulmedenin durdurulmasıdır. Yoksa herkes dilediği inancı yaşamakta serbesttir.

Selam ve sevgiler.

 

Ve Maide 33'te de Bahsedilen Nefsi Müdafaa ve Kısastır

 

http://emre1974tr.blogspot.com/2012/12/maide-33te-istenen-nefsi-mudafa-ve.html

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...