Jump to content

Akıl ve Mantık


Predictor

Recommended Posts

Ayn Rand (aslında Alissa Zinovievna Rosenbaum), Objektivizm doktrininin kurucusu, zihni şu şekilde tanımlamıştır:

Eğer bir kişi çevresinde olup bitenleri doğru bir şekilde algılarsa, o zaman doğru kararlar verecektir. Ama eğer bir kişi çevresinde olup bitenleri yanlış ya da çarpıtılmış bir şekilde algıladığında ya da bir şeyi anlamadığında, o zaman yanlış kararlar verecektir. Bize çevreyi algılamayı ne öğretir?

Akıl

Akıl, insana duyuları tarafından sağlanan malzemeyi algılama, tanımlama ve bütünleştirme yeteneğidir, algılamak, tanımlamak ve bütünleştirmek için. Zihin insan algılarını bütünleştirir soyutlamalar veya kavramlar yaratarak algılar. İnsanın bilgisi, hayvanlarla paylaştığı algı düzeyinden, yalnızca kendisinin ulaşabileceği kavrayış düzeyine yükselir. Aklın bu süreçte kullandığı yöntem mantıktır.

Ve mantık, çelişkiye düşmeden tanımlama sanatıdır.

İdentik yasası

- A'nın A olduğunu belirten identik (özdeşlik) yasası.

Ve iki türev:

- Ya da olarak da bilinen dışlanmış orta yasası.

- Çelişki yasası, A'nın aynı zamanda A olmadığını olamayacağını söyler.

Bu üçü mantığı oluşturur!

(Nesnelcilik doktrininin kurucusu Ayn Rand)

Ancak fizikte bir nesneyi açıkça tanımlayabildiğimizde mantığımızın herhangi bir anlamı olabilir.

Fiziksel dünyada sadece nesneler vardır. Örneğin, mekan, uzay, evren, kozmos, zaman, enerji, gölge, dalga gibi kavramlar obje değildir. Onlar biz insanların bir şeyi tanımlamak için kullandığımız kavramlardır (Konsept), var değildirler!

Su, bitki, hayvan ve insan bir objedir. Bir obje (örneğin su) yalnızca algılanabilir, asla düşünceden ortaya çıkmaz.

Obje = biçime ve lokalizasyona sahiptir (diğer objelere göre konumu belirlenebilir).

Konsept = lokalizasyon yok = soyut, hayali veya sanal nesne.

Objelerin özellikleri vardır: Yükseklik, uzunluk, genişlik, eğrilik, yaş, erime noktası, yoğunluk, sıcaklık, hareket ve deformasyon.

Mevcut objelerin incelenmesi = fizik

Konseptin incelenmesi = filozofi (felsefe)

Bir konsept bir objeye dönüşemez ve bir obje de bir konsepte dönüşemez!

  • Like 1
Link to comment
Share on other sites

bilim kanunu demekle ne kast edildiğini anladığını düşünüyorum. yine de açıklamaya çalışayım. nokta atışı olmayabilir ama en genel haliyle bilimsel bir kanun demek, bir fenomenle ilgili genelgeçer-evrensel çıkarımları özetleyen açıklamalara verilen isim, derdim.

1 saat önce, reichminister yazdı:

Bir konsept bir objeye dönüşemez ve bir obje de bir konsepte dönüşemez!

hala bunun sebebini merak ediyorum bu arada. çünkü buna ters düşen durumlar var gibi görünüyor.

Link to comment
Share on other sites

çünkü buna ters düşen durumlar var gibi görünüyor. 

Nedir ters düşen durumlar?

hala bunun sebebini merak ediyorum

Burada anlaşılmayan ne var? Bir objenin özellikleri vardır, bir konsept ise bir hayali üründür! Bir hayali ürünü bir nesneye cevirebilirmisin? 

Link to comment
Share on other sites

23 saat önce, Predictor yazdı:

Konsept = lokalizasyon yok = soyut, hayali veya sanal nesne.

Bir nesneye baktığımızda biz nesnenin kendisini  görmüyoruz.

Çünkü gördüklerimiz ses dalgasına göre başka ışık dalgasına göre başka olur.

Ultrason görüntüsü ile röntgen filmi görüntüsü aynı değil mesela.

Kavramları  duyu verilerinden bağımsızda üretemiyoruz. Bilgisayarı örnek verirsek girdi yoksa çıktı yok. 

Beyinde depolanan duyu verileri hayal ise bir nesneye baktığımızda  nesnenin kendisini değil  hayalini görmüş oluyoruz. 

 

 

 

Link to comment
Share on other sites

Bir nesneye baktığımızda biz nesnenin kendisini  görmüyoruz.

Çünkü gördüklerimiz ses dalgasına göre başka ışık dalgasına göre başka olur. 

Ses havadan oluşur ve hava moleküllerden oluşur = Nesne!

Işık dalgaları atom tarafından taşınır ve atom proton ve elektron'dan oluşur = Nesne!

Link to comment
Share on other sites

Kavramları  duyu verilerinden bağımsızda üretemiyoruz. Bilgisayarı örnek verirsek girdi yoksa çıktı yok. 

Beyinde depolanan duyu verileri hayal ise bir nesneye baktığımızda  nesnenin kendisini değil  hayalini görmüş oluyoruz.  

Kafadaki bir düşünce, beyinde temel yüklerin hareket ettirildiği elektrokimyasal bir reaksiyondur. Maddi olmayan dediğimiz düşüncelerin beyindeki madde üzerinde etkisi vardır. Bir şeyi hatırladığımızda sinir hücreleri arasında yeni bağlantılar kurulur, yani düşünceler gerçeği değiştirir. Bir düşünce muhtemelen bir nesne olarak da anlaşılabilir, sonuçta temel yüklere dayanmaktadır. Beyin yoksa, elektrik yoksa, beyin dalgaları yoksa, o zaman düşünce'de yoktur. Yani düşünceler fiziksel olarak anlamsız değildir. Nesnelere dayalıdır.

Ancak düşüncelere dayalı bir zihinsel yapı (konsept) kesinlikle ne maddi, ne sayılabilir, ne ölçülebilir, ne bölünebilir, ne gerilebilir, ne de hareketlidir ve maddi dünyanın gelişimi üzerinde herhangi bir etkisi olamaz!

Gerçeklikten (nesnelerden) bahsettiğimizde fizikten (doğadan) bahsediyoruz. Fizikte sadece nesneler vardır, onların şekli ve lokalizasyonu vardır. Yalnızca nesneler fiziksel özelliklere sahip olabilir.

  • Like 1
Link to comment
Share on other sites

On 13.06.2023 at 22:38, Predictor yazdı:

Ayn Rand (aslında Alissa Zinovievna Rosenbaum), Objektivizm doktrininin kurucusu, zihni şu şekilde tanımlamıştır:

Eğer bir kişi çevresinde olup bitenleri doğru bir şekilde algılarsa, o zaman doğru kararlar verecektir. Ama eğer bir kişi çevresinde olup bitenleri yanlış ya da çarpıtılmış bir şekilde algıladığında ya da bir şeyi anlamadığında, o zaman yanlış kararlar verecektir. Bize çevreyi algılamayı ne öğretir?

Akıl

Akıl, insana duyuları tarafından sağlanan malzemeyi algılama, tanımlama ve bütünleştirme yeteneğidir, algılamak, tanımlamak ve bütünleştirmek için. Zihin insan algılarını bütünleştirir soyutlamalar veya kavramlar yaratarak algılar. İnsanın bilgisi, hayvanlarla paylaştığı algı düzeyinden, yalnızca kendisinin ulaşabileceği kavrayış düzeyine yükselir. Aklın bu süreçte kullandığı yöntem mantıktır.

Ve mantık, çelişkiye düşmeden tanımlama sanatıdır.

İdentik yasası

- A'nın A olduğunu belirten identik (özdeşlik) yasası.

Ve iki türev:

- Ya da olarak da bilinen dışlanmış orta yasası.

- Çelişki yasası, A'nın aynı zamanda A olmadığını olamayacağını söyler.

Bu üçü mantığı oluşturur!

(Nesnelcilik doktrininin kurucusu Ayn Rand)

Ancak fizikte bir nesneyi açıkça tanımlayabildiğimizde mantığımızın herhangi bir anlamı olabilir.

Fiziksel dünyada sadece nesneler vardır. Örneğin, mekan, uzay, evren, kozmos, zaman, enerji, gölge, dalga gibi kavramlar obje değildir. Onlar biz insanların bir şeyi tanımlamak için kullandığımız kavramlardır (Konsept), var değildirler!

Su, bitki, hayvan ve insan bir objedir. Bir obje (örneğin su) yalnızca algılanabilir, asla düşünceden ortaya çıkmaz.

Obje = biçime ve lokalizasyona sahiptir (diğer objelere göre konumu belirlenebilir).

Konsept = lokalizasyon yok = soyut, hayali veya sanal nesne.

Objelerin özellikleri vardır: Yükseklik, uzunluk, genişlik, eğrilik, yaş, erime noktası, yoğunluk, sıcaklık, hareket ve deformasyon.

Mevcut objelerin incelenmesi = fizik

Konseptin incelenmesi = filozofi (felsefe)

Bir konsept bir objeye dönüşemez ve bir obje de bir konsepte dönüşemez!

Biraz idealizmin düşünce yapısından geliyor. Soğuk savaş zamanı Marksizme karşı bir görüş gibi duruyor. 

Varlıkların madde dışında, Metafizik olarak var olabilmeleri için, objelerin konsepte, konseptinde objeye dönüşememesi gereklidir. 

Bu şekilde Hristiyan dünyasının, Evrim karşıtlığı ve Dünyanın Tanrının yarattığı gibi olduğu savunulabilir. 

Örneğin, melek ve ahlak felsefenin konusu, ağaç ve elma bilimin konusu halini alır. 

Ağaç meleğe dönüşemediğine göre herhangi bir değişim de olamaz. Tıpkı canlıların evrimi gibi. Bir Balığın güvercine dönüşebişmesi için yüzme konseptinin güvercin objesine dönüşmesi gerekir. Neyse ki bu mümkün olmadığına göre bu görüşe göre değişim ve evrim olmamıştır. 

Link to comment
Share on other sites

Bir Balığın güvercine dönüşebişmesi için yüzme konseptinin güvercin objesine dönüşmesi gerekir.

Beynim düğümlendi, bana bir yardımcı olurmusun.

yüzme mi (konsept) güvercin olmalı yoksa balık mı (nesne) ?

 

Link to comment
Share on other sites

 Biraz idealizmin düşünce yapısından geliyor. Soğuk savaş zamanı Marksizme karşı bir görüş gibi duruyor. 

Varlıkların madde dışında, Metafizik olarak var olabilmeleri için, objelerin konsepte, konseptinde objeye dönüşememesi gereklidir. 

Bu şekilde Hristiyan dünyasının, Evrim karşıtlığı ve Dünyanın Tanrının yarattığı gibi olduğu savunulabilir. 

Örneğin, melek ve ahlak felsefenin konusu, ağaç ve elma bilimin konusu halini alır.  

Söylediklerinin akıl ve mantıkla ne alakası var?

Link to comment
Share on other sites

On 14.06.2023 at 01:47, Predictor yazdı:

Elektron nesnesi hiç bir zaman bir konsepte dönüşemez, mümkün değil. Çünkü enerji (konsept), elektronun ve elektronun antiparçacığının (objelerin) özelliğidir.

Enerji yaratılamaz veya yok edilmez!

Atom altı parçacıklar gözlemlenemez.  Sadece kabarcık odası gibi benzeri ortamlarda izini görebilirsin?

https://en.wikipedia.org/wiki/Bubble_chamber

Ernst Mach bu yüzden atomları red etmiştir. Daha doğrusu atom modellerini red etmiştir. :)

 

  1. İnsanın bilgisinin tüm kaynağı verilendir.
  2. Verilen ise duyularla algılanabilenlerin çeşitliliğidir.
  3. Duyularla algılanabilenlerin dışındaki, dünyayı oluşturan her şey verilmemiş kapsamına girer.
  4. Ben ile dünya arasındaki ayrım temelsizdir.
  5. Duyularla algılanamayan gerçeklikler hakkındaki metafiziksel bilgi de yok hükmündedir.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Ernst_Mach

Link to comment
Share on other sites

2 dakika önce, Predictor yazdı:
Ernst Mach bu yüzden atomları red etmiştir.

Kim sever Ernst Machı.

Ernstin, maddi dünyanın gelişimi üzerinde herhangi bir etkisi varmiyıdı?

MAch sayısını duyu yanılgılarını bulmuş. Daha birçok icadı var. Merminin  bir nesneyi vuruken resmini çeken cihazıda oğlu ile beraber yapmış. :)

Ben severim.

  • Like 1
Link to comment
Share on other sites

On 14.06.2023 at 01:47, Predictor yazdı:

Elektron nesnesi hiç bir zaman bir konsepte dönüşemez, mümkün değil. Çünkü enerji (konsept), elektronun ve elektronun antiparçacığının (objelerin) özelliğidir.

En başta madde ve enerji iki ayrı şey, birbirine dönüşemez diyorsun, ben bunu neye dayanarak söylediğini veya karşıt-parçacıkların çarpışıp enerjiye dönüşmesi fenomenini nasıl açıkladığını merak ediyorum ama yine aynı cümleyle cevap vermişsin: "dönüşemez mümkün değil" , ama bilimsel bir temel yok.

Evet enerji o parçacığın(objelerin) özelliği, tamam. ama neden "bir obje asla özelliğine dönüşemez" gibi bir kural olduğunu düşünüyorsun, bunu hangi bilimsel veri, gözlem, kanun destekliyor? benim için önemli olan bu.

bildiğim kadarıyla yıldızlar zamanla kütle kaybediyor, nükleer füzyon olayında da kütle enerji dönüşümü var (gerçi bunda madde tamamen kaybolmuyor ancak kütle kaybı yaşanıyor ve karşılığında çokça enerji açığa çıkıyor, prensip olarak aynı durum).

Link to comment
Share on other sites

Evet enerji o parçacığın(objelerin) özelliği, tamam. ama neden "bir obje asla özelliğine dönüşemez" gibi bir kural olduğunu 
düşünüyorsun, bunu hangi bilimsel veri, gözlem, kanun destekliyor? benim için önemli olan bu. 

Bilim bilgiden, yani bimekten gelir. Bir şeyi biliyormuyum ya da bilmiyormuyum. Ben ne bildiğimi ve ne bilmediğimi biliyorum, bilmemeyi bilmek de bilmektir. Bilim, kişinin kendi inancını sorguladığı yerde başlar!

'Bilgi' tanımı üniversiteden veya hocalardan gelmez. Bilgi herkesin edinebileceği bir şeydir.

Bilgiyi nereden alıyoruz? Kendi deneyimimiz ve başkalarının deneyimi. Başka hiç bir yerden bilgi alamazsın.

Bilmenin yolu okumak, düşünmek ve anlamaktır. Bilgi edinme yolunun sonunda diploma yoktur, aydınlık vardır.

Coğu bilimciler ve bilim meraklıları, doğru düşünüyor ama geçersiz fikirlere sahip, kurgu (konsept) ve gerçeklik (nesne) arasında ayrım yapamıyorlar. Bu nedenle, kurgunun nasıl yaratıldığını deşifre etmek önemlidir.

Bilimde yalnızca gözlemsel gerçekler vardır, yorumlayıcı gerçekler yoktur!

Doğa söz konusu olduğunda, argümanlamiyorum, doğayı tarif ediyorum. Ne söylediğim önemli değil, ne tarif ettiğim önemli.

Tüm objeler temel yüklere (proton/elektrona) dayalıdır. Mekandaki (evrendeki) tek objelerin temel yükler olduğunun farkında olmalısın. Tüm nesneler evrendedir ve tüm nesneler iç içe geçmiştir, evren maddidir, temel yüklerden oluşur. Hiçbir şey yok mekanda mekanın kendisinden başka. Hiçbir şey eklenmez ve hiçbir şey çıkarılmaz. Bu nedenle bir obje asla özelliğine (konsepte) dönüşemez.

Mekanda 1 nanometre boşluk bile yoktur. Mekanı izole edemesin, çünkü mekanı izole etmeye kullandığın malzeme mekanın kendisidir.

Her obje (yildiz, gezegen, insan vs.) mekanın (proton/elektronun) kendisidir. Proton ve elektron yalnızca parçacıkların düzenlenmesi ile görünür hale gelir! Madde parçacıkları yaşlanmaz, ister bir saniyelik ya da milyarlarca yıllık, önemli değil, sadece parçacıkların düzenlenmesi (insan, yıldız, gezegen vb.) yaşlanır.

İnsan mekandan doğar ve ölümünden sonra ise tam tersi bir süreç başlar, organik maddeler tekrar protonlara ve elektronlara ayrışır.

Link to comment
Share on other sites

@reichminister

şimdi fark ettim!

 

... veya karşıt-parçacıkların çarpışıp enerjiye dönüşmesi fenomenini nasıl açıkladığını merak ediyorum ama yine 
aynı cümleyle cevap vermişsin: "dönüşemez mümkün değil" , ama bilimsel bir temel yok. 

Düşüncende bir hata var!

Enerji bir kavramdır, yani yoktur, hayali bir ürün. Bir yokluğun (konseptin) yokluğunu sana kanıtlayamam, bu imkansız!

Sensin, bir nesnenin bir konsept haline gelebileceğini söyleyen. Bu nedenle bunu açıklamak veya kanıtlamakla yükümlüsün.

Bunu da okumanı tavsiye ederim: Proton ve Elektron

Link to comment
Share on other sites

3 saat önce, Predictor yazdı:

şimdi fark ettim!

 

... veya karşıt-parçacıkların çarpışıp enerjiye dönüşmesi fenomenini nasıl açıkladığını merak ediyorum ama yine 
aynı cümleyle cevap vermişsin: "dönüşemez mümkün değil" , ama bilimsel bir temel yok. 

Düşüncende bir hata var!

Enerji bir kavramdır, yani yoktur, hayali bir ürün. Bir yokluğun (konseptin) yokluğunu sana kanıtlayamam, bu imkansız!

Orda kişisel düşünce olan tek şey "bilimsel temel yok" demem ve buna da hata denir mi emin değilim çünkü son yazdıklarında da bir referans göremiyorum. Her neyse, Ben bilimsel olarak gözlemlenmiş bir durumu nasıl açıkladığını merak ettiğimi söylemiştim. ama sanırım açıklaman, 'çift yok olma' diye bir olayın aslında hiç gözlemlenmediği, bilim adamlarının bizi kandırmaya çalıştığı. çünkü maddenin enerjiye dönüştüğü örneklere rağmen aksinde ısrar ediyorsan, bu örnekleri ve bilimsel çalışmaları kabul etmiyorsun demektir, başka bir açıklama gelmiyor.

kendi kişisel fikirlerini yine kendi fikir ve iddialarınla desteklemeye çalışıyorsun, belki bu fikirleri bilimsel ilkelerden etkilenip ona göre oluşturmuşsundur belki hiç alakası yoktur, bunu bilemem ama dimdirek "Enerji bir kavramdır, yani yoktur, hayali bir ürün"  yazmak herkesin her şey için yapabileceği türden bir şey ve inandırıcı olmaktan epey uzak.

Link to comment
Share on other sites

Yine polemiklerle parlıyorsun.

Aslında, ayrıntılara girmem, ama senin için bir istisna yapacağım.

 

çift oluşum ve çift yok olma durumları var örneğin. elektron ve pozitron çarpışıyor ve enerjiye dönüşüyor. 
bir nesne olan 'elektron' bir konsept olan 'enerji'ye dönüşüyor. 

Buna pozitronlar ve hakkında hayal kurmak denir. Pozitronlar ters elektronlar'dır, pozitronlar bir kurgudur. Senin fiziğinde mümkün olan, muhtemelen sadece cehalet ve yanlış anlaşılmaya dayalı hayal gücünü gösterdin.

 

'çift yok olma' diye bir olayın aslında hiç gözlemlenmediği, bilim adamlarının bizi kandırmaya çalıştığı. 

 

Onların teorileri, tanımları (konseptleri) dahilinde geçerli ve doğrudur. Gerçeklik açısından, işe yaramazlar ve maddi dünyanın gelişimi üzerinde herhangi bir etkisi yoktur! Bu saçmalık ancak matematiksel olarak mantıklı olarak tanımlanabilir. Saçmalık ayrıca aşırıya götürülüyor, örneğin parçacıkların yoktan var olduğunu ve sonra hemen tekrar ortadan kaybolduğunu ve böylece enerjinin korunumu yasasının ihlal edilmediğini iddia ederek: +1-1=0

Pozitron kelimesi, POZItif yük ve elekTRON kelimelerinden oluşur. Pozitron elektrik yükünün işareti ve manyetik moment dışında tüm özellikleriyle uyuşan elektronun antiparçacığıdır.

Bir pozitron sadece ters polarite elektronudur. Pozitronlar ve elektronlar aynıdır ve sadece manyetik olarak hizalanmış elektronlar ve manyetik olarak hizalanmamış elektronlar vardır. Bu aynı zamanda pozitronların kısa ömürlerini de açıklıyor. Pozitronlar manyetik tuzaklarda tutulabilir. Bu, bunların bir polarizasyona sahip olan ve manyetik bir tuzak tarafından manyetik ortamda geçiş yapmaya zorlanan elektronlar olduğunun bir başka kanıtıdır.

Pozitron hiçbir yerden çıkmıyor, daha önce orada olan ve daha sonra hala orada olan nesneden oluşuyor.

Bir pozitron bir elektrondur, diğer her şey tamamen saçmalıktır. Bir pozitronun basitçe anti-fazda salınan (180° faz dışı) bir elektrondur.

Polarma: Doğrudan doğruya kendi kaynağından çıkan bir isığın, yansıdıktan veya kırıldıktan sonra gösterdiği özelliklerin tümü.

 

Temel yükler ortaya çıkmaz ve kaybolmaz, sadece vardır ve aktarılabilir!

Elektromanyetik etkileşim olmadan temel yük yoktur ve temel yük olmadan elektromanyetik etkileşim yoktur. Temel yüklerin sınırı yoktur. Her şey aynı şekilde çalışır, her zaman elektromanyetik etkileşim ilkesidir

Doğa elektromanyetik olarak çalışır. Ve elektromanyetizmanın artık doğrulanması gerekmiyor. Tüm deneyler yapıldı, tüm kanıtlar orada. Hiçbir şeyin yeniden keşfedilmesi gerekmiyor. İnternette elektromanyetizma hakkında her şey var.

Enerjiden bahsetmek için, bir nesneye ihtiyac vardır. Enerji bir nesnenin özelliğidir. Enerji her zaman nesnelere bağlıdır. Yalnızca temel yükler, yani madde enerjiye 'sahip olabilir'. Enerji hareket potansiyelidir. Enerji yok, hareket yok, değişim yok. Bir ağırlığın potansiyel enerjisi vardır. Bu, serbest bırakıldığında ağırlığın hareket etmesine neden olur. Yere çarptığında, ağırlığın kinetik enerjisi zeminde kinetik enerjiye, nihayetinde ısıya dönüştürülür. Isı, doğal entropi ilkesine de uyan düzensiz bir enerjidir. Sonsuz büyüklükteki mekanda enerji-momentum korunumu geçerlidir.


Bilimin temel araştırmalarla bittiğini henüz anlamadın.

 

"Enerji bir kavramdır, yani yoktur, hayali bir ürün"

 

Bunun neyini anlamiyorsun, kavram disleksisi mi var sende?

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Sign in

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...