Jump to content

Sen de herkes gibisin asch deneyi


Max Stirner

Recommended Posts

 Tam da bugün toplum hakkında aşağı yukarı böyle şeyler düşünürken bu videoya denk geldim ve çok beğendim övünerek söyleyebilirim ki ben asi bir bireyim bu yüzden ki bir yerde uzun süre barinamam yada sorunlu insan olarak görülürüm varsın öyle olsun onlar besili koyun gibi bense aç kurt gibi yaşayım bugün ayrıca toplum ve insanların ebeveynleri olmayan bana karşı tavrını uzun uzun düşündüm ve seri katil olmaya karar verdim.Ailevi durumumdan dolayı toplum ve sistemin bütün klasik mutluluk formüllerini denedim kendim yeni formüller bulmaya çalıştım ama ebeveynlerim ve toplumun bana karşı tavrı yüzünden hüsranla bitti.Kendi ebeveynlerim tarafından öyle davranışlara maruz kaldım ki söyleyecek söz bulamıyorum.Normal de hemen herşeye karışıp toplum baskısı uygulayan insanlar ebeveynlerimin bana karşı olan kötü muamele ve istismarlarını onaylıyor.Artık hiçbir şeye karşı hiçbir şey hissetmiyorum gözümü kırpmadan ve hiç bir şekilde empati yada his olmadan her şeye herşeyi yapabilirim.Tam da bunları düşünürken küçük bir kız çocuğu geldi çok sevimliydi.Kocaman gözleri ile bana bakmaya başladı bir anda psikiyatrik ilaç almış gibi sakin pozitif ve mutlu hissetmeye başladım.Sonra yukarıda bahsettiğim gibi denediğim klasikler hariç extreme mutluluk formüllerini tekrar düşündüm.Abartmiyorum gerçekten hiçbir kendi hata ve kusurum olmadığı sonuna kadar kendimden özveride bulunduğum halde toplum ve sistem dahilinde hiçbir mutluluk formüllünde başarılı olamadım çünkü kimsesiz bir insan olarak yetiştim ve hala öyleyim.Sonra bankaya maaşımı çekmeye gittim çalışıp kazandığım paramı öz annem yeni kocasıyla bir olup yanlarına bir de üvey kız kardeşimi alıp beni mahkemeye verdiği için çekemedim.Bir aydır evde yiyecek ekmek içecek su yok babam işyerinde ye iç paket yaptır eve getir diyip geçiyor.Oylesine aç ve susuz oluyorum ki yemek yerken isyerindekiler küçümseyerek bakıyor senin evinde hiç yemek pismiyor mu biraz da diğer personele bırak biraz az ye birazdan yine yemek çıkacak gibi şeyler söylüyor.30 yaşındayım yerin dibine geçiyorum bu durumu babama söylediğim de bir de paket yaptır evde de ye diye dalga geçiyor.Aslinda çalışıyorum param var ama öz annem yeni kocasıyla birlikte maaşıma göz diktiği için bunları yaşıyorum.Pantolunum ha bugün ha yarın ne zaman yırtılır diye korkuyorum bari çalışırken olmasa diyorum.Gerci hoş maaşımı çekip yenisini de alamam.Geceleri bu durumlar kabuslarima giriyor.Strese giriyorum 17 yaşında çalışma arkadaşlarımdan sigara istiyorum....  yerin dibine geçiyorum başımı yere eğip ne söylerlerse evet diyorum.Yemege en son gidiyor en az alıp rejim yapan genç kızlar gibi yiyorum şizofreni ilacına rağmen bir deri bir kemik kaldım.Sonra senin evinde hiç yemek pismiyor mu sorusunu düşünüyorum ve cevabım gerçekten evet annemin dedemle yaşıt zengin kocasıyla evlendiği 6 yaşından beri ne yemek ne yatak ne sevgi ne ilgi gördüm.Yukarida bahsettiğim gibi herşeye karışıp toplum baskısı uygulayan insanlar her ne hikmet ise ebeveynlerimin bu davranışlarını onaylıyor tamamen yokluk ve imkansizliktan kaynaklı eksikliklerim yüzünden beni hor görüyor.Sonra bankada 3 tane iyi aile çocuğu gördüm anında bilendim ben bu sıkıntıları çekerken onlar niye öylesine rahat ve kaygısız idi buna kim karar veriyor eğer bir ilah ise o ilaha toplum ise topluma devlet millet ise onlara yakası açılmamış küfürler ediyordum banka memuru maaşımı vermemek için direniyordu.Mesai bitimine 5 dk kalmıştı.tepelerine dikildim tamamen ailevi durumlarimiz ve toplumsal statümuz yüzünden üçünü de komalık etmek istiyordum.188 boyunda 84 kiloyum kaliteli bir Hoca'dan özel muay Thai dersi aldım.Disaridan her ne kadar sakin ve normal gozuksem de kalp atislarim hızlanmış vücudum adrenalin salgilamaya başlamış göz bebeklerim büyümüş algılama tepki ve reaksiyon sürem minimuma inmişti.Hapis yada psikiyatri koğuşu bile korkutuyordu.Sadece buralarda ve mahkemede duygusuzca rol yapıp tekrar dışarı çıkıp toplumun göz bebeği iyi aile çocuklarına hapiste öğrendiklerimi uygulamayı düşünüyordum.Sakince ve yavaşça elimdeki poşeti babama verip saatimi çıkardım.Ne yazık ki bir tartışma başlatamadim.Adliye önünde gördüğüm küçük kıza dönelim gerçekten bana neşe ve yaşama sevinci verip beni sakinleştiriyordu, babaların neden kız çocuklarını daha çok sevdiğini anladım.Tam da onu gördüğümde insanlara yapabileceklerime düşünüyordum.Etrafim da oynayıp bana bakıp sirinlik yapıyordu.O kadar normal ve güvenilir gözüküyordum ki ailesi bize dönüp bakmıyordu bile.Bir insanın canı almaya dayanılmaz bir susuzluk duyuyordum.Sonra Hz. Ömer'in İslam'dan önce kızını toprağa gömmesi gibi bu çocuğa neler yapabilecegimi düşünmeye başladım ilk cinayetim olacağı için acemice hızlı ve işkence olmadan kızın kafasını balta ile kestigimi hayal etmeye başladım.Kizin çekeceği acıyı ve korkuyu düşündüm amacım acı çektirmek değildi sadece öldürmeye dayanılmaz bir susuzluk duymaya başlamıştım.Yine de bu çocuk hem neşe kaynağım idi hemde gözümü kırpmadan hiç bir şey hissetmeden onu öldürebilirdim.Otobuste güzel bir kız gördüm insana huzur veren zarif bir havası vardı.İmkansizlik ve yokluklar kaynaklı eksikliklerim yüzünden beni hor gördü,bende bir daha hiç bir kıza aşk dolu bakışlar atmamaya kaçırıp ırzına geçmeye karar verdim.Cani olmaya karar verdikten sonra garip bir şekilde inanılmaz derecede soğukkanlı ve kendine güvenli hissetmeye başladım.İnsanlar da bana garip bir şekilde pislik muamelesi yapmayı bıraktı ama toplum içinde saygın bir şekilde yaşayan ebeveynlerimin kötü muamele ve istismarları ve yanlarına kar kalması sonucu artık içimde hiç bir iyi niyet yok tamamen ruhsuz bir caniyim hayat amacım artık bu sadece mükemmel fırsatı kolluyorum.Herseye eyvallah da ebeveynlerimin yaptıklarınin yanina kâr kalması ve toplum tarafından saygı görmeleri ve benim suçum olmadığı halde böyle bir hayatı bana hak görmeleri beni bunları yapabilecek bir cani haline getiriyor.

Link to comment
Share on other sites

Aslında herşeye rağmen düzgün bir insan olmak için gerçekten insanüstü bir çaba sarf ediyorum.Ama beni çileden çıkartan şey şu oldu.Elin oğlu 6 yaşında anamı elimden aldı hadi buna eyvallah annem kendi isteğiyle gitti.Cocuklugumda yaşadığım imkansızlıklar ve yokluklar kaynaklı eksikliklerim yüzünden ben toplum da hor görülüp alt tabaka da yaşarken bu adam ve ebeveynlerim saygı görüp rahat bir yaşam sürüyor.Buna da eyvallah bu eksikliklerimin çoğunu kapattım. İlacımı alıyor engelli olmama rağmen çalışıyorum isyerimde müdür ve ceo hariç kimse engelimi bilmiyor o derece.Herseye saygılıyım düzgün bir insan olup eksikliklerimi kapatmak temel yaşam gayem.Ama 2-3 aydır maaşımı devletin mahkemesinin kararı ile çekemiyorum evde gerçekten yiyecek ekmek içecek su yok öz babam ise işyerinde paket yaptır evde de ye diye dalga geçiyor.30 yaşındayım buna da eyvallah bu durumları defalarca dilekçe ile devlete ve mahkemeye bildirdim.Ama üvey babamın tarafını tuttular.Bu arada engelli maaşına başvurmayı da kendime yakıştıramadım ve çalışmayı seviyorum.Ama kazandığım parayı devlet bana vermiyor sadece üvey babamın karar tebligatını teslim alması lazım belki üçüncü defa gönderdik postacı tanimlayamadim diyor bu arada bir gidip gelmesi kararın 2-3 ay ben bu sürede çalışıp kazandığım parayı alamıyorum.Bu kanı bozuk orospu çocuğu yüzünden 6 yaşından beri çekmediğim yokluk sıkıntı çile kalmadı öz babam ise bu durumla dalga geçiyor.Her ne hikmetse dinler toplum devlet millet sistem insanlar bunların yanında iken beni hor görüp aşağılık bir yaşamı hak görüyor.Ben bu kanı bozuk kahpe çocuğuna birşey yapsam durumum daha da beter bir hal alacak.Bu ne perhiz ne lahana turşusu Bu noktadan sonra öfke sinir bile hissetmiyorum.Hiç olmadığım kadar askerde bile bu kadar olmadı soğuk kanlı sakın kendine güvenli ve motiveyim cani olmaya karar verdim.Sadece mükemmel anı kolluyorum.

Link to comment
Share on other sites

Kuzenim 6 yaşındayken babasız kaldı ve annesi sırayla 2 farklı kişiyle evlendi. Sonra onlarda vefat edince yeni birini buldu.

Ve kuzenimin en ufak bir psikolojik sorunu yok. Kendisi 32 yaşında, avm de çalışıyor. 

Peki bunları neden anlattım? Hastalığınızın(bende yaşadım) travmalarla en ufak bir alakası olmadığını anlayın diye. 

Travmalar veya üzüntüler işte her neyse tabi ki kötüdür ama hastalık yapmaz. Hiç şizofren kediye köpeğe denk geldiniz mi? Ya da doğada hayvanların şizofren olması gibi bir sıkıntıları var mı?

Neyse bunları daha fazla yazmayayım da, ben şizofreniyi nasıl atlattım onu anlatayım... Belki biraz yardımcı olmuş olurum.

Benim problemim majör depresyonun eşlik ettiği şizofreni gibi bir şeydi. Kafamda kendini Tanrı olarak tanımlayan bir ses vardı ve benim çabamla geçmiyordu. Bu ses yüzünden hiçbir işimi yapamıyordum. Bana komutlar veriyordu, vesaire böyle uzar gider... Klasik şizofreni işte. 

Daha sonra internetten araştırma yaparken Gaps-Bağırsak ve Psikoloji Sendromu adında bir kitapla karşılaştım. Bu kitabı okuyunca hem fiziksel hem de zihinsel rahatsızlıklarımın sebebinin ortak olabileceğini ve daha fazla araştırma yapmam gerektiğini öğrendim. Araştırma konum artık Bağırsak bakterileri ve sindirim sisteminin zihinsel rahatsızlıklara etkisiydi. 

Araştırmalara başlayınca bulduklarım beni gerçekten şaşırttı. Şizofreni hastalarının bağırsaklarının sağlıklı insanlara göre oldukça bozuk olduğunu ve bu bozukluk giderildiğinde hastalıkta da hafifleme olduğunu öğrendim. 

En iyisi bilimsel konulara girmeden özet geçeyim 🙃 bağırsak floranı düzeltirsen hastalığın büyük oranda düzelebilir. Düzelmese bile yaşam kaliten yükselir. (Bu arada düzelme olsa bile ilaçlar kesinlikle bırakılmamalı. İlaç kullanmazsan mahvolursun. Ben hala kullanıyorum)

 

Link to comment
Share on other sites

1 saat önce, Frankenstein yazdı:

Tam da bugün toplum hakkında aşağı yukarı böyle şeyler düşünürken bu videoya denk geldim ve çok beğendim övünerek söyleyebilirim ki ben asi bir bireyim bu yüzden ki bir yerde uzun süre barinamam yada sorunlu insan olarak görülürüm varsın öyle olsun onlar besili koyun gibi bense aç kurt gibi yaşayım bugün ayrıca toplum ve insanların ebeveynleri olmayan bana karşı tavrını uzun uzun düşündüm ve seri katil olmaya karar verdim.

Birkaç hafta önce ilaçları bıraktığını söylemiştin. Bunlar antipsikotik yoksunluk sendromuna benziyor. 

İlaçlarını kesinlikle bırakmamalıydın. O ilaçlar kesilse bile 8-12 ayda yavaş yavaş kademe kademe kesilir. 

Tavsiyem tedaviyi aksatma. 😐

Link to comment
Share on other sites

İlacı bırakmak zorunda kaldım.Gecen ay aylık 200 mg a dusecekken hapa geçtik aylık 900 mg yazdı içtim 2 gün aralıksız uyudum iş değiştirmek zorunda kaldım.en erken bu ayın 16 sına randevu alabildim ben de çalışmak için insiyatif alıp hapı bıraktım.bir iki haftadır kendimi inanılmaz sağlıklı ve iyi hissediyorum her anlamda, bütün yan etkiler geçti sporu severim bilirsin yapmadığım rejim spor kalmadı 97 kilo altına düşmedim şimdi hiç bir şeye dikkat etmiyorum iki hafta da ideal kiloma ulaştım.Haftaya kapı barfiksim de geliyor.Ama gerçekten yazdığım gibi hissediyorum ve düşünüyorum.Toplumdaki bu kokuşmuşluk ve herşeyi doğru yapmama rağmen elime geçen ve beni bu hale düşürenlerin yanına kar kalıp benden rahat olmaları sanırım beni insanlıktan çıkardı.Bir de ben kısıtlı adayıyım koruma amaçlı tedavi kararım var.2019 dan beri her ay kontrole gidip ilacımı aralıksız kullanıyorum ama kısıtlı durumunu kaldırmak için başvurduğum da olumsuz yanıt alıyorum.Adam karar tebligatını teslim almadığı için kaç aydır maaşımı çekemiyorum.Benim hayat tecrübeme göre herşeyi iyi niyetli ve doğru yapmak geri tepiyor.Ben de toplumun bana çizdiği yolda uygun gördüğü rolü oynamaya karar verdim.Yine de bir terapist ile de konuşacağım bunları.

Link to comment
Share on other sites

6 dakika önce, Frankenstein yazdı:

İlacı bırakmak zorunda kaldım.Gecen ay aylık 200 mg a dusecekken hapa geçtik aylık 900 mg yazdı içtim 2 gün aralıksız uyudum iş değiştirmek zorunda kaldım.en erken bu ayın 16 sına randevu alabildim ben de çalışmak için insiyatif alıp hapı bıraktım.bir iki haftadır kendimi inanılmaz sağlıklı ve iyi hissediyorum her anlamda, bütün yan etkiler geçti sporu severim bilirsin yapmadığım rejim spor kalmadı 97 kilo altına düşmedim şimdi hiç bir şeye dikkat etmiyorum iki hafta da ideal kiloma ulaştım.Haftaya kapı barfiksim de geliyor.Ama gerçekten yazdığım gibi hissediyorum ve düşünüyorum.Toplumdaki bu kokuşmuşluk ve herşeyi doğru yapmama rağmen elime geçen ve beni bu hale düşürenlerin yanına kar kalıp benden rahat olmaları sanırım beni insanlıktan çıkardı.Bir de ben kısıtlı adayıyım koruma amaçlı tedavi kararım var.2019 dan beri her ay kontrole gidip ilacımı aralıksız kullanıyorum ama kısıtlı durumunu kaldırmak için başvurduğum da olumsuz yanıt alıyorum.Adam karar tebligatını teslim almadığı için kaç aydır maaşımı çekemiyorum.Benim hayat tecrübeme göre herşeyi iyi niyetli ve doğru yapmak geri tepiyor.Ben de toplumun bana çizdiği yolda uygun gördüğü rolü oynamaya karar verdim.Yine de bir terapist ile de konuşacağım bunları.

Bence ilaçları kullan. Düşük dozda olsa kullan. 

Bu ilaçlar bende yan etki yapmıyor. Şimdiye kadar hiç yapmadı. Çok faydalı olduklarını da düşünüyorum. 

İlaçları kullanırken, yeni başlandığında veya doz artışında yerinde duramama ve uyku bozukluğu oluşuyor evet. Ama bir süre sonra normale dönüyor.

11 dakika önce, Frankenstein yazdı:

içtim 2 gün aralıksız uyudum

Link to comment
Share on other sites

Bir de özelimi açıyorum ama annemin babamla evlenme sebebi ailesi tarafından baskı görüp bir nitelik yada mesleği olmadığından rahat etmek için o zamanlar moda ve kıymetli olan bir öğretmen ile evlenerek ev hanımı olma planı imiş şu meşhur askeri okul etrafında çarşı günleri çarşıda en çekici halleriyle gezip subay astsubay avlayan tayfadan ama tabi asker avlayacak seviyede olmadığı için yine kendinden yaşça çok büyük dul ve iki çocuklu bir öğretmene fit olmuş.Babam çocuk istememiş yine daha önce bahsettiğim gibi tamamen kendi çıkar ve ihtirasları için bana kalmış babam da yapacak bir şey yok demiş.Sonra babamın maaş kartını filan isteyip gerçek yüzünü gösterince babam da sert yapmış.Hayata dair ilk anım annemin bir koca istediğini anlatması ve bir erkek de aradığı tek özelliğin parası zengin olması olduğunu büyükçe bir topluluk da son derece kaşar bir Halle anlatıp kendisine öyle birini bulmalarını insanlardan istemesi bir ihtimal 3-4  yaşındaydım sanırım bu benim ilk travmam idi şimdi bile toplum içinde çoğu zaman durduk yere kendimi öyle hissederim.Neyse bir sonraki çocukluk anım son zamanlarda annem bildigin escort gibi giyinip makyaj yapıp beni yanına almadan asker avcısı kadınlar gibi çarşıda sabahtan akşama kadar gezmesidir.Bu travmayı hala çok yoğun bir şekilde hissederim

Link to comment
Share on other sites

Neyse gavattan hallice dayım o iş öyle olmaz deyip şimdiki kocasını bulmuş dedemle yaşıt o zamanlar zengin imiş ama sonradan benim maaşıma bile göz diktiler.Kisaca babam beni istememiş annem dünyaya getirmiş.18 yaşına kadar sorumluluğum kimde olmalı.neyse yeni kocası sen bunu at ben sana yenisini alırım deyince bir ihtiyacı kalmayınca beni terk etti.Şu meşhur bebeğini tuvalete çöpe atanlar gibi.Buraya kadar da eyvallah ama

1-19 yaşında çalıştığım işyerine gelip patronumu tehdit edip beni işten attırdı.

2-Benim 25 yaşında maaşıma göz dikip mahkemeye verdi.Kac aydır maaşımı çekemiyorum.Ha annemdir bakarım ama benim maaşımı bana tercih ettiği kocası ile birlikte daha rahat yaşamak için istiyor.

3- Davayı kazanamadilar ama karar tebligatını teslim almıyor kasıtlı olarak işin garibi devlet de onların tarafında

Bunlar migdemi bulandırıyor ama toplum içinde bu insanlar saygı görüp rahat ve kaygısız bir şekilde yaşarken ben kimsesiz bir insan olarak bu kimsesizligimden kaynaklı eksikliklerim yüzünden hor görülüp aşağılık bir yaşam sürmem 

1- Beni sürekli toplum dinamikleri ve insan davranışları hakkında düşünmeye itiyor

2-Toplum ve insanlara ciddi anlamda zarar vermek isteği uyandırıyor özellikle masum güzel ve iyi insanlara karşı

 

 

 

Link to comment
Share on other sites

Hani kalp hastalarına yaşlılara falan bazı haberler verilmez ya.Bir üvey ablanın duymaması gereken haber de üvey kardeşinin hayatta başarılı ve insanlar tarafından sevilen birisi olmasıdır.Hele bir de kendisinde bu özellikler bulunmuyor ise birde 6-7 yaşlarında kişilik ve karakterin oturmamış ise ve istenmeyen evlat isen tadından yenmez.Senin kişilik karekterini öyle bir yogururlar ki hayalgucune bırakiyim.İsin can alıcı noktası ne toplum ne de devlet bu duruma karışmaz.Kimsesiz olduğun için de her türlü fantezilerini üstünde uygulayabilirler.

Diyeceğim Frankenstein misali gönüldaşlık edecek birilerini aradığın da aynen öyle muamele görürsün.Oyle hisseder düşünür ve öyle davranırsın.Bir ortama yada topluluğa girdiğinde seni davranış kişilik karakter ne bilem huyların yüzünden hor görüp aşağılarlar yada direk hiç aralarına almazlar sende Frankenstein gibi yabanilesirsin.

Bir kızdan hoşlanırsın o da sana karşı boş olmadığını söyler.Ebeveynlerin ona bile el atar...... sebebi bana göre kanı bozuk olmalarıdır.

En kötüsü de şöyle olsa şöyle davransa aradığım kişi o idi der.Ama aslında gerçekten de sen öylesindir aradığı kişisindir.

Ama ebeveynlerin sende o davranışa eğilim gördü ya sırf kanı bozuklukdan solak lara sağ elle yemek yemeyi öğrettikleri gibi sen o davranışı bırakana kadar işkence eder.İsin daha güzel tarafı da aslında öyle davranmayan çocuklar da yine ailesi tarafından öyle davranacak şekilde yetiştirilir.Sonra büyüyüp topluma karışınca iyi aile çocukları davranışları sebebi ile herkesden takdir görürken sen şirk filleri, öğrenilmiş çaresizlik örneğindeki köpekbalığı gibi içinden gelenin tam tersi davranırsin ve ayiplanip hor görülürsun 

Kız arkadaşın böyle davrandığın için seni terk edip senin gerçek halinmiş gibi rol yapan ama aslında öyle olmayan bir iyi aile çocuğunu tercih eder.

 

 

 

Link to comment
Share on other sites

6 saat önce, Frankenstein yazdı:

Hani kalp hastalarına yaşlılara falan bazı haberler verilmez ya.Bir üvey ablanın duymaması gereken haber de üvey kardeşinin hayatta başarılı ve insanlar tarafından sevilen birisi olmasıdır.Hele bir de kendisinde bu özellikler bulunmuyor ise birde 6-7 yaşlarında kişilik ve karakterin oturmamış ise ve istenmeyen evlat isen tadından yenmez.Senin kişilik karekterini öyle bir yogururlar ki hayalgucune bırakiyim.İsin can alıcı noktası ne toplum ne de devlet bu duruma karışmaz.Kimsesiz olduğun için de her türlü fantezilerini üstünde uygulayabilirler.

Diyeceğim Frankenstein misali gönüldaşlık edecek birilerini aradığın da aynen öyle muamele görürsün.Oyle hisseder düşünür ve öyle davranırsın.Bir ortama yada topluluğa girdiğinde seni davranış kişilik karakter ne bilem huyların yüzünden hor görüp aşağılarlar yada direk hiç aralarına almazlar sende Frankenstein gibi yabanilesirsin.

Bir kızdan hoşlanırsın o da sana karşı boş olmadığını söyler.Ebeveynlerin ona bile el atar...... sebebi bana göre kanı bozuk olmalarıdır.

En kötüsü de şöyle olsa şöyle davransa aradığım kişi o idi der.Ama aslında gerçekten de sen öylesindir aradığı kişisindir.

Ama ebeveynlerin sende o davranışa eğilim gördü ya sırf kanı bozuklukdan solak lara sağ elle yemek yemeyi öğrettikleri gibi sen o davranışı bırakana kadar işkence eder.İsin daha güzel tarafı da aslında öyle davranmayan çocuklar da yine ailesi tarafından öyle davranacak şekilde yetiştirilir.Sonra büyüyüp topluma karışınca iyi aile çocukları davranışları sebebi ile herkesden takdir görürken sen şirk filleri, öğrenilmiş çaresizlik örneğindeki köpekbalığı gibi içinden gelenin tam tersi davranırsin ve ayiplanip hor görülürsun 

Kız arkadaşın böyle davrandığın için seni terk edip senin gerçek halinmiş gibi rol yapan ama aslında öyle olmayan bir iyi aile çocuğunu tercih eder.

 

 

 

Cezai ehliyetin yok.

İfadelerin çelişkilerle dolu

Annene bakmakla yükümlü değilsin. Kanunen bu böyle

Baban dediğin kişiyi sevmedim , gerçi annen dediğin kişiyi de sevmedim. Senin yerinde olsam birinci şıkka yürürdüm.

Kolay gelsin.

 

Link to comment
Share on other sites

2 saat önce, Kafir İmam yazdı:

Cezai ehliyetin yok.

İfadelerin çelişkilerle dolu

Annene bakmakla yükümlü değilsin. Kanunen bu böyle

Baban dediğin kişiyi sevmedim , gerçi annen dediğin kişiyi de sevmedim. Senin yerinde olsam birinci şıkka yürürdüm.

Kolay gelsin.

 

Kendimi iyi şekilde ifade edemediğimi daha önce de anlatmıştım.

Benim gözlemime göre toplum ve insanlar tarafından takdir edilen bazı erdemler güzel ahlak zeka vs. var 

Bazı çocuklar bunlara doğuştan içgüdüsel olarak sahip yine benim gözlemime göre buna evrim karma yâda ilahi adalet diyebiliriz yetim ve öksüzler de bu çok yüksek bir oranda görülür. 

Ama yetim ve öksüz iseniz sizi yetiştiren kişi için bu özelliklere içgüdüsel olarak sahip olmak en büyük suçunuzdur.

Çünkü kendisi yada çocukları bunlara sahip değildir ne kadar ugrasirsa da kazanamaz 

Sizin bu özellikleri kaybetmeseniz bile geliştirip etkili etkin bir şekilde sergilememeniz için insanlık dışı muamele yapar

Yine çoğu iyi aile çocuğu bu özelliklere sahip değildir ama aynı şekilde öyleymiş gibi rol yapması için ebeveynler büyük bir çaba harcar.

Sonra yetişkin ve bağımsız bireyler olarak bu iki farklı tip toplum da karşılaşır hali ile iyi aile çocukları takdir edilip begenilir yetim ve öksüzler hor görülüp aşağılanir 

Ama insanların gerçek mizacı zorlu şartlar altında ortaya çıkar mesela benim herkesin nefret ettiği askerliği sevmemin sebebi orada gerçek mizacımı bulup içimden geldiği gibi davranıp takdir gormemdir 

Mesela insanlar eş seçiminde iyi aile çocuklarını ilk tercih eder 

İlk bakışta gerçekten de ideal eş seçimi budur gibi gelir

Ama evlendikten sonra insanların gerçek mizacı ortaya çıkınca büyük bir hüsran hayal kırıklığı ve ailevi problemler ortaya çıkar. Bu ebeveynlerin çocukları da yüksek oranda problemlidir ve diğer insanlara kötü davranır.

Benim düşünceme göre hor görülen yetim ve öksüzler ise içgüdüsel olarak ideal insan tipine çok yakındır.

Sadece tamamen kanı bozuklukdan bu özelliklerini geliştirip sergilemeyecek şekilde davranmaya mecbur bırakılır.

Şu an 30 yaşındayım her ortam ve her konuda ortama uyup diğerlerini onaylamak yerine içimden geldiği gibi davranıp kendi fikrimi söylediğim ölçüde insanlar tarafından takdir görüyorum 

Ama bu özgürlüğüle ancak son iki üç yılda sahip olabildim

 

 

 

Link to comment
Share on other sites

29 dakika önce, Frankenstein yazdı:

Kendimi iyi şekilde ifade edemediğimi daha önce de anlatmıştım.

Benim gözlemime göre toplum ve insanlar tarafından takdir edilen bazı erdemler güzel ahlak zeka vs. var 

Bazı çocuklar bunlara doğuştan içgüdüsel olarak sahip yine benim gözlemime göre buna evrim karma yâda ilahi adalet diyebiliriz yetim ve öksüzler de bu çok yüksek bir oranda görülür. 

Ama yetim ve öksüz iseniz sizi yetiştiren kişi için bu özelliklere içgüdüsel olarak sahip olmak en büyük suçunuzdur.

Çünkü kendisi yada çocukları bunlara sahip değildir ne kadar ugrasirsa da kazanamaz 

Sizin bu özellikleri kaybetmeseniz bile geliştirip etkili etkin bir şekilde sergilememeniz için insanlık dışı muamele yapar

Yine çoğu iyi aile çocuğu bu özelliklere sahip değildir ama aynı şekilde öyleymiş gibi rol yapması için ebeveynler büyük bir çaba harcar.

Sonra yetişkin ve bağımsız bireyler olarak bu iki farklı tip toplum da karşılaşır hali ile iyi aile çocukları takdir edilip begenilir yetim ve öksüzler hor görülüp aşağılanir 

Ama insanların gerçek mizacı zorlu şartlar altında ortaya çıkar mesela benim herkesin nefret ettiği askerliği sevmemin sebebi orada gerçek mizacımı bulup içimden geldiği gibi davranıp takdir gormemdir 

Mesela insanlar eş seçiminde iyi aile çocuklarını ilk tercih eder 

İlk bakışta gerçekten de ideal eş seçimi budur gibi gelir

Ama evlendikten sonra insanların gerçek mizacı ortaya çıkınca büyük bir hüsran hayal kırıklığı ve ailevi problemler ortaya çıkar. Bu ebeveynlerin çocukları da yüksek oranda problemlidir ve diğer insanlara kötü davranır.

Benim düşünceme göre hor görülen yetim ve öksüzler ise içgüdüsel olarak ideal insan tipine çok yakındır.

Sadece tamamen kanı bozuklukdan bu özelliklerini geliştirip sergilemeyecek şekilde davranmaya mecbur bırakılır.

Şu an 30 yaşındayım her ortam ve her konuda ortama uyup diğerlerini onaylamak yerine içimden geldiği gibi davranıp kendi fikrimi söylediğim ölçüde insanlar tarafından takdir görüyorum 

Ama bu özgürlüğüle ancak son iki üç yılda sahip olabildim

 

 

 

İnsanların çoğunun gerizekalı ve gösteriş budalası olduğunu bende farkındayım. Ama bu böyle.

En sevmediğim şey sonradan görmelerin sana birşey öğretmeye kalkması.

Bak örneğin korona öncesi maske takıp otobüse binsen , metrodan inince elini dezenfekte etsen herkes sana mal gözüyle bakardı. Ama korona çıkınca paraya bile dokunmayan , dışarıdan geldiği elbisesini yıkamadan bir daha giymeyen tipler temizlik öğretmeni oldular.

 

Bu durum insandaki ego merkezli davranma isteğinden geliyor. Egosunu tatmin etmek için birşeyler bulmak zorunda.

Zeka konusu da böyledir. Çoğu insan çocuğunun meslek sahibi olup hayatını sürdürmesini istemez aslında. Egosunu tatmin edip çevresine hava basmasını ister. Bu yüzden herkes çocuğunun doktor , mühendis , yönetici olmasını ister. Hor gördükleri mesleklere genelde topulmda itilen insanlar yönelirler.

Herkes birbirine muhtaçtır ama. Yönetici olup masa başında olunca ihtiyaçların azalmıyor.

Toplumun en kırılgan kesimi de onlardır aslında. Çünkü egoları ile standartları vardır.

 

Link to comment
Share on other sites

4 saat önce, Kafir İmam yazdı:

Zeka konusu da böyledir. Çoğu insan çocuğunun meslek sahibi olup hayatını sürdürmesini istemez aslında. Egosunu tatmin edip çevresine hava basmasını ister. Bu yüzden herkes çocuğunun doktor , mühendis , yönetici olmasını ister. Hor gördükleri mesleklere genelde topulmda itilen insanlar yönelirler

Benim ilk işim sanayici çırağı idi sonra belediye de çöpçüluge daha sonra da temizlik görevlisi mesleğine terfi ettim yukarıda yazdığım gibi 19 yaşında öz annem patronumu tehdit edip beni kovdurmasa bugün daha vasıflı ve nitelikli bir eleman yine daha önce başlığını açtığım kendi işini kaliteli bir şekilde icra edip aranılan bir usta olacağımı düşünüyorum. 

Üniversite kazanamayinca ailevi durumu iyi benden hiç bir fazlası olmayan hatta daha az erdem ve karakter sahibi akranlarimin gelip yiyip içip eğlendiği bir parkta yere attıkları çekirdek kabukları ve izmaritleri toplardim 

Eğer kendi niteliksizlik yada tembel liginden dolayı bu durumda olsam sorgulamazdim ama

Daha o zaman dan yaratıcıyı ve toplumsal adaleti sorgulamaya başlayıp bunlara yakası açılmamış küfürler ediyordum. 

Şu an kaliteli bir et restaurantinda çalışıyorum işimden memnunum içimden geldiği gibi davranıp kendi fikrimi sunabiliyorum.

İnsanlar ile iletişim kurup memnun bir şekilde ayrılmalarını sağlamak beni mutlu ediyor. 

Eğer bir ebeveyn olursam benim önceliğim erdem ve kendine ait fikir sahibi nitelikli ama alçakgönüllü bireyler yetiştirmektir. 

Bir de içimde bir uktedir anne tarafından gelen genetik bir hastalık sebebiyle dnz. Kmnd. olamadım.

Link to comment
Share on other sites

16 saat önce, Frankenstein yazdı:

Hayata dair ilk anım annemin bir koca istediğini anlatması ve bir erkek de aradığı tek özelliğin parası zengin olması olduğunu büyükçe bir topluluk da son derece kaşar bir Halle anlatıp kendisine öyle birini bulmalarını insanlardan istemesi bir ihtimal 3-4  yaşındaydım sanırım bu benim ilk travmam idi

Bu yazdığın tamamen halüsinasyon. O yaşları hatırlayamazsın. Bu tür hastalıklarda beyin sürekli bir şeyler üretiyor.

Bunun üstesinden gelmenin tek yolu da ilaç kullanmak. 

 

Link to comment
Share on other sites

16 saat önce, Frankenstein yazdı:

Hayata dair ilk anım annemin bir koca istediğini anlatması ve bir erkek de aradığı tek özelliğin parası zengin olması olduğunu büyükçe bir topluluk da son derece kaşar bir Halle anlatıp kendisine öyle birini bulmalarını insanlardan istemesi bir ihtimal 3-4  yaşındaydım sanırım bu benim ilk travmam idi

İstanbul'da oturan bir tanıdığımın tanıdığı hakkında bir şey anlattılar. Kadın şizofreni hastası ve ilaçlar yan etki yapıyor diye tam 8 ay hiç ilaç kullanmamış. Sonunda bir gün aniden kocasını, çocuklarını tanıyamaz hale gelmiş. Yani demek istiyorum ki insan beyni çok güçlü halüsinasyonlar üretebiliyor. Senin bu yazdıkların da %90 ihtimalle halüsinasyon ve sende bilinçaltından bunu farkındasın. 😐

Link to comment
Share on other sites

25 dakika önce, Sputnik yazdı:

Bu yazdığın tamamen halüsinasyon. O yaşları hatırlayamazsın. Bu tür hastalıklarda beyin sürekli bir şeyler üretiyor.

Bunun üstesinden gelmenin tek yolu da ilaç kullanmak. 

 

Ben 2015 de rahatsızlandim bu anılarım daha öncesine ait babam ve diğer aile üyelerim de bu anılarımı doğruluyor bahsettiğim olay da 3-4 değil 5-6 olabilir yine gerçekten halüsinasyon sonucu bir anımı anlattığım da babam ve diğer aile üyelerim bunun gerçek olmadığını hayal gördüğümü söylüyor yaş muğlak olabilir ama benim demek istediğim her insan da olan hayata dair ilk anılarım bunlar benzer travmatik bir anım daha var şimdi moladayim bardakları siliyim hala ilginizi kaybetmediyseniz onu da yazayım bazı şeyleri de anneme sordum kendi ağzından rahat bir şekilde anlatıp teyit etti bir de kafam o kadar gidik olsa bu işte calistirmazlar her gün onlarca insan ile iletişim kuruyorum ben soylemedikce kimse şizofreni olduğumu anlamıyor hatta çoğu insan çok düzgün ve aklı başında olduğumu söylüyor 

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...