Jump to content

Etiksel Gorecilik /Ethical Relativism Nedir?


evrenselbirey

Recommended Posts

Saygideger uyeler,

Ilk konu basligima etiksel gorecilik/gorelilik veya ethical relativism nedir sorusunu sorarak baslamak istiyorum. Oncelikle sizlerin goruslerini merak ediyorum. etiksel gorecelik dedigimde sizde ne cagristiriyor? Bu kavramlari ornekleyebilir misiniz? Fikir ve yorumlarinizi bilgi alisverisi saglayacagi sekilde paylasirsaniz, birlikte konu hakkinda konusabilirIz.

Oncelikle soz sizin.

Link to comment
Share on other sites

Doğru yanlış, iyi kötü nedir ki bir de kuralı olsun?
Din tanrı kavramının burundan çekilen toz haliyse ahlak yani etik de tanrı kavramının şırıngadan enjekte edilen halidir.
Tuhaftır ki bu anlayışlar hep insan sürüsündeki çoğunluğun düzenli hareketi için çizilmiş koridor boyaları gibi.
Askeri veya güvenlik tesislerinde duvarlara, yerlere renkli çizgiler çizerler, güvenlik ve düzen için onu takip etmeli insan.
İşte ahlak da bir grup %10 üst kast sınıfın, kalan %90 kast sınıfa çizdiği kurallar.
Üst kast sınıf etkilenmez, uymaz, hatta uymamalarıyla kahraman örnek olurlar.

Link to comment
Share on other sites

39 minutes ago, Ateist-Bakış said:

Doğru yanlış, iyi kötü nedir ki bir de kuralı olsun?
Din tanrı kavramının burundan çekilen toz haliyse ahlak yani etik de tanrı kavramının şırıngadan enjekte edilen halidir.
Tuhaftır ki bu anlayışlar hep insan sürüsündeki çoğunluğun düzenli hareketi için çizilmiş koridor boyaları gibi.
Askeri veya güvenlik tesislerinde duvarlara, yerlere renkli çizgiler çizerler, güvenlik ve düzen için onu takip etmeli insan.
İşte ahlak da bir grup %10 üst kast sınıfın, kalan %90 kast sınıfa çizdiği kurallar.
Üst kast sınıf etkilenmez, uymaz, hatta uymamalarıyla kahraman örnek olurlar.

Sayin Ateist-Bakis,

Oncelikle sunu sorayim; Dogru/yanlis veya iyi/kotu nedir? Neye gore belirlenir?

Burada, bu kavramlari, dinsel kavramlar olarak algilamayin. Din ve Tanri kavraminin disinda ve bu kavramlardan tamamaen bagimsiz olarak degerlendirin. Biz, din temelli yani objektif moral temelinde degerlendirmeyelim. Bu isi, dine bulasmadan konusalim. Zaten etik, dinin bir dali degil, felsefenin bir ana dalidir. Dolayisiyla sorumu tekrar edeyim; goreceli etik yada ethical relativism nedir? Katilir misiniz?Ornekleyebilir misiniz?

Link to comment
Share on other sites

3 hours ago, evrenselbirey said:

Sayin Ateist-Bakis,

Oncelikle sunu sorayim; Dogru/yanlis veya iyi/kotu nedir? Neye gore belirlenir?

Burada, bu kavramlari, dinsel kavramlar olarak algilamayin. Din ve Tanri kavraminin disinda ve bu kavramlardan tamamaen bagimsiz olarak degerlendirin. Biz, din temelli yani objektif moral temelinde degerlendirmeyelim. Bu isi, dine bulasmadan konusalim. Zaten etik, dinin bir dali degil, felsefenin bir ana dalidir. Dolayisiyla sorumu tekrar edeyim; goreceli etik yada ethical relativism nedir? Katilir misiniz?Ornekleyebilir misiniz?

Arkadaşım ben bunları biliyorum, bana felsefeden bahsediyorsun, hem de idealist tarafından :)
Saçmalık olarak adlandırıyorum. Okumuyor musun?
Ben mekanik materyalistim. 
Diyalektiği bile saçmalık tanımlıyorum, sen bana bir de bir değeri varmış saydığın idealist hezeyanları bir anlam ifade ediyormuş gibi sunuyorsun.

 

Link to comment
Share on other sites

54 minutes ago, Ateist-Bakış said:

Arkadaşım ben bunları biliyorum, bana felsefeden bahsediyorsun, hem de idealist tarafından :)
Saçmalık olarak adlandırıyorum. Okumuyor musun?
Ben mekanik materyalistim. 
Diyalektiği bile saçmalık tanımlıyorum, sen bana bir de bir değeri varmış saydığın idealist hezeyanları bir anlam ifade ediyormuş gibi sunuyorsun.

 

Sayin Ateist-bakis,

Yanitiniz icin tesekkurler.

Benim sorum, "Dogru/yanlis veya iyi/kotu nedir? Neye gore belirlenir?" idi. Sizin cevabiniz ise "bunlari sacmalik olarak adlandiriyorum" seklinde oldu. Yani, yasaminizda olgulari, davranislari, kavramlari, degerleri, yanasimlari 'dogru yada yanlis' veyahut "iyi/kotu" olarak degerlendirmiyorsunuz. Sosyal yasam ve iliskilerinizde "dogrunun yada yanlisin" veyahut "iyinin/ kotunun" bir onemi yada bir anlami yok, degil mi? Bu kavramlarin sacmalik oldugunu belirtiginize gore hayatinizda iyi, yada dogru kabul ettiginiz seylerin de olmadigi sonucuna variririz cunku kavramlari reddediyorsunuz. 

Maalesef tekrar etmek zorunda oldugum bir nokta var. Siz, etigin/ethics metafizik ile ilgili hatta bir adim daha otesi "idealizmle" iliskilendigini saniyorsunuz. Etik, felsefenin bir ana dalidir; metafizik farkli bir dalidir. Idealizm/materyalizm ise metafiziin birer teolojisidir ve ideolojisidir. Ve bu baslikta idealizmi/teizmi/ateizmi/materyalizmi/diyalektik materyalizmi tartismiyoruz. Bu konular metafizigin alt dallaridir. 

Sizin yanasiminiz ise bu kavramlari reddedisiniz temelinde ethiksel nihilizimdir. Bu yanasima felsefede ethical nihilism adi verilir. Size iki link vermek istiyorum.

https://www.allaboutphilosophy.org/ethical-nihilism-faq.htm

https://en.wikipedia.org/wiki/Moral_nihilism#:~:text=Moral nihilism (also known as,a particular culture or individual.&text=Therefore%2C morality in the traditional sense does not exist.

Ethical nihilizme gore dogru/yanlis-iyi/kotu kavramlari reddedilir.  Sadece bu kavramlar degil, erdeme dahil her deger reddedilir 

Siz, bana etigi felsefi alanina gore tanimlar misiniz? Ayrica materyalizm ile mekanik materyalizm iliskisi ve farkini anlatir misiniz?

Link to comment
Share on other sites

17 hours ago, evrenselbirey said:

....

Canım daha öncelerden Evrensel insanın mağdur olduğu aynı hastalıktan sende de var.
Anlamıyorsun ve anlamadığın gibi felsefe sevgin ve düşüncenin prensipleri, sorgulamalar arasında küvete girmiş bir çocuğun sağına soluna herkese su serpmesi gibi davranıyorsun. Su hoşuna gidiyor çünkü.
Bak felsefe dediğinde senin içinde bulunduğun tüm saçmalıklar yoktur.
İdealizm yüzünden oluşuyor sende bu.
Gerçekliğin 1 tane tanımı vardır. O da materyalizmin tanımıdır.
Gözlemciyi, algıladıklarını, yakaladığı iki resim/ses/duyu parçasının üst üste binmesiyle oluşan düşünce, kimlik illüzyonunu odağına alan idealizm geçersizdir.
Geçersiz olmasına ek olarak tüm inanç din ve dogmaların anasıdır.

Materyalizm ve Mekanik Materyalizm farkına gelecek olursak.
Aslında önceden sadece Materyalizm tanımlamaya yeterdi ama son 300 yıl içinde İdealist saçmalık hastalarının etkisiyle ve Karl Marx ile Engels'in diyalektik sabotajıyla, popülist anlamda bu tanım kirlendi.
Mekanik Materyalizmde kesin doğrulara sahibiz.
BU kesin doğru da her şeyin madde olduğudur.
Gözlemcinin gözlemi yok sayılır.
Gözlemin getirdiği sonuçlar yok sayılır.
Bunun yerine deney ve oluşların kesin simülasyonları yapılır.
Yani barutla ateşin yan yana geldiğinde olacak deneyin simülasyonuyla sonucun kesinleştirilmesi gibi.
Daha çok fizik etkinliğidir bu.
Evreni, varlığı sorgulama işi bitti artık.
O sorgulamanın sonucu her şeyin madde olduğu ortaya çıktı.
Yani varlığın neden oluştuğunun tespiti tamam.
Şimdi mesele dinamiği.

Aklında doğru diye bildiğin ve muhteşem bir temeli varmış sandığın her şey saçmalık.
Zaten hepsinin ilkesi aynı. İdealistleri felsefi saçmalıklarının hepsi dincilerle aynı.
Emin olamayız, belirsiz, yorumu değişkendir vs vs.
Dincilerle birebir aynı söylemlere sahipsiniz
O yüzden laf kalabalığı yapma lütfen.
Görecelik gerçeğin sabitiymiş gibi her şeyi göreceli yapmayı kesin.
Maddenin kanunu. 3 koordinatı ve akış/oluş koordinatı olan her şey kesin bir şekilde vardır.
Yani kendini ortaya koyuyorsa (3 koordinat=en boy yükseklik) ve bunun üzerine akış/oluş koordinatına sahipse (uzay zaman, hareketin hızın zaman algısının olduğu uzamsal boyut) o şey vardır.
Bu suyu neyle bulandırmaya çalışırsan çalış materyalizm tespitleri kanundur. Gözlemci hiç bir şeydir.


Konusunu açtığın şey gözlemcilerin renklere bakıp neler hissettiği gibi önemsiz geçersiz bir şey.

Görecelik senin sandığın gibi gerçekliği değişken yapmaz.
Gözlemciyi yok eder.


 

Link to comment
Share on other sites

Etiksel degimlere ornekleyerek konuyu detaylandirmak istiyorum.

Eskimolar, yaslilarinin acliktan olmesine izin veriyor, oysa biz bunun ahlaki acıdan yanlıs olduguna inaniyoruz. Antik Yunan'in Spartalilari ve Yeni Gine'nin Dobu kabileleri ornegin, calmanın ahlaki acidan dogru olduguna inanirlar, ama biz bunun yanlıs olduguna inanıyoruz. Ve yine bildiginiz gibi, gecmisteki ve simdiki birçok kultur, bebek katlini uygulamıstir veya halen uygulamaktadir.

Dogu Afrika'da bir kabile bir zamanlar deforme olmus bebekleri su aygirina atmisti ama toplumumuz bu tur eylemleri kinar. Cinsel uygulamalarda zamana ve yere gore degisir. Bazı kulturler escinsel davranisa izin verirken, digerleri bunu kinar. Hatta yasadigim ulkede escinsellerin evlenmeleri yasalarca mumkun ve insan hakki sayiliyor.

Bu durum, bazi ulkelerde hem yasak hem de yanlis kabul edilir. Bazı kulturler çok esliligi uygularken, Hristiyan ve musluman kulturleri bunu ahlaksız olarak gorur. Yine Uganda toplumunda çocuklara veya ebeveynlerine karsi karsilikli hicbir gorev duygusu yoktur. Hatta cocuklarin yaslanan anne babalarıni bazen bogarak oldurmeyi gorev edinen toplumlar var.

Yunan filozofu Herodot'u bilirsiniz. Herodot'un anlatimina gore, Pers Krali Darius, bazi Yunanlilari ve Callatain kabilesine ait kisileri esir olarak almistir. ve Orada darius, Callatainlerin olulerini nasil gomduklerini yada ugurladiklarini sorar. Callatainsler, ise olulerini gommediklerini yada yakmadiklarini soylerler.

Onlar olulerini ozellikle de babalarinin olulerini yiyorlarmis. Bunu yapmalarinin sebebi ise, onlarin ruhlarinin bu dunyada yasamaya devam etmelerini saglamak ve atalarini onurlandirmak olarak degerlendirilmistir.

Bunu biz yamyamlik olarak degerlendirir ve yanlis oldugunu, bu davranistan kacinmamiz gerektigini ifade ederiz.

Goruldugu uzere, etik degerler ve uygulamalar toplumlara, kulturlerine ve zamana gore degismis/degismektedir.

Link to comment
Share on other sites

Orneklerden hareket ederek etik konusuna gelmek istiyorum. Bu temelde etiksel goreciligin felsefi, sosyolojik temeli iceriklendirmis oluruz sanirim. 

Etik degerler goreceilidr yani dogustan verili, islenmis ve yaratilmis degildir. Aslina bakarsaniz, etigin goreceli olmasi 2 yonludur. Birincisi subjektif etiksel gorecilik, digeri ise geleneksel etiksel goreceliktir.

Birinci subjektif etiksel gorecelik, etik degerlerin kisilerin kendi baglamina gore degistigini savunur. Bireyin o anki hisleri etiksel degerlerini degerlendirmede rol oynayabilir. Canimiz sikkinken, farkli degerlendirmelerde bulunabiliriz. Veyahut neyin dogru yada yanlis oldugunu birey kendi ve kendine gore belirler.

Ikincisi, yani geleneksel etiksel gorecelik, kisilerin kendi oznel degerlendirmesi temel alinarak degil, kultur yada toplumun yaratimina gore degerlendirmesini yapar.  Yani, "her kulturun, her toplumun, her grubun" etik anlayisi kulturden kulture, toplumdan topluma sosyal bagi temelinde degisir.

Iki teori de objektif yani dogustan aktarilan, genel gecer ve kesin prensipler, veriler oldugunu savunan objektif moral teoriden bu yonuyle farklidir ve birey/toplum tarafindan yaratildigigini soyler. Bununla beraber farklilastiklari nokta ise, bu degerlerin bireylerin uretimi mi yoksa daha genis anlamda kultur ve toplumsal yonelimin mi uretimi oldugu tartismasidir.

Yani, mesele bu degerlerin 1- Kisisel uretim mi?( Ben, nasil istersem, degerler de benim icin o sekildedir. Ornegin, calmak bana gore etikseldir yada degildir. bana gore degisir) Yoksa 2- Toplumsal/kulturel uretim ( bu degerleri ben kisisel almiyorum, kulturun yada toplumun yarattigi degerleri temel aliyorum.Ornegin, calmak etiksel degildir cunku kulturumuzde kotu olarak algilanir. Dolaysiyla calmamaliyiz) mi oldugudur.

Siz ne dersiniz?

Link to comment
Share on other sites

18 minutes ago, evrenselbirey said:

objektif moral teoriden 

Bak ısrarla bunların sanki bir değeri varmış gibi anlatıyorsun.
Önemliymişler gibi. Neden yapıyorsun bunu?
Objektif kelimesini de katmışsın.
Obje maddenin diğer adıdır. 
Objektif terimi hiç birimizin gözüne, bakışına, algısına göre değil, dış ortamdaki maddeye yansıyandır demek.
Sen insanların idealizmle hasta olduğunu bilmiyor musun?
Yani biri namaz kılarken ayağını niye büker, diğeri niye yere kafasını koyar, niye artı işareti yaparlar sorularının cevapları ile niye babalarını yerler bebeklerini yok eder sorularının cevapları aynıdır.
İdealist saçmalıklardan kurallar oluşturmuşsun.
Neden şunu etik buluyorlar da bunu bulmuyorlar sorusunu kopyalayıp duruyorsun.
Hastalıktan.

Ayrıca inanmak teknik olarak elde yeterli veya hiç veri yokken bir sonuç üretmek ve o sonuca doğru veya yanlış (inanmamak) demektir.
Kimin umurundaki bu mekanizma?
Sen bu konuyu niye gündem yapıyorsun?
Çizgi filmlerden konuşmakla aynı bu konu.
Ardındaki amacın ne ona geç bir an önce.
Eğer doğru ve yanlış ilan etme formülünü soruyorsan
Eylem X Geçmiş Zamandaki Tekrar Sayısı X Tekrarlayan birey sayısı X Onaylayan Birey Sayısı = Doğru
Eylem X Geçmiş Zamandaki Dışlama Sayısı X Dışlayan birey sayısı X Onaylamayan Birey Sayısı = Yanlış

3 aşağı beş yukarı bu şekilde ()bileşenler çoğalabilir veya azalabilir)

Sen böyle yazdıkça bu formülü anlayan bir olarak sen rahatsız edici bir bileşen satıcısı gibi görünüyorsun.
BU meseleyi detaylı öğrenmek istiyorsan Reklamcılar, PR'cılar, Yayıncıların sistemini incele.
İç içe geçmiş pek çok dinamik var.
Yeterli zaman ve destekleyici bileşenlerle insanları toplu katliamdan bile geçirtebilirsin, bunu da doğru kodlatabilirsin onlara.

Link to comment
Share on other sites

Sayin Ateist-Bakis

 

Konumuz metafizik yada din degildir. Materyalizm de tipki idealizm gibi metafizigin bir alt dalidir. Bunlarin tumu de felsefenin konularidir. Yani, universitede herhangi bir felsefe kitabini actiginizda karsiniza cikacak bir bilgidir bu. Sizin tek gerceginizin materyalizm olmasi, bir baskasinin idealizm olmasi ise sizleri baglar. Sizin kendi felsefi durusunuzdur. Dolayisiyla siz, istediginiz felsefi yanasima sahip olmakta ve bunu dile getirmekte ozgursunuz. Nitekim, konumuz din, teoloji, idealizm, materyalizm degildir. Konusmak istediginiz bir konu varsa - ornegin materyalizm - ilgi duyanlarla birlikte uygun baslikta tartisabilirsiniz.

Sizin, kullanmis oldugunuz uslup, satasmaci bir dildir. Konuya yonelik degil, sahsa yonelik ve kisiselletiricidir. Iki medeni insan gibi uygun dilde saygisal bir temelde birbirimizin ne dedigini yani ortaya sundugumuz fikri konusabiliriz. Aksi taktirde, burada sadece kavga ve gurultuye sebebiyet vermis oluruz. Bu gerekliligi saglarsaniz, sizinle istediginiz konuyu konusabiliriz. Fakat bu yaklasimla olmaz. Elbette dilediginiz dil ve uslubu secmekte ozgursunuz, fakat benim size cevabim sadece saygisal bag temelinde olacaktir. Bu dil, fikir ve bilgi iliskisini goremedigimde, size cevap vermeyecegim. 

 

Konuya dair, yukarida bahsetmis oldugum saygisal dil ve konu icerigine yonelik bir paylasiminiz oldugunda, elbette size cevap verecegim.  

Link to comment
Share on other sites

Durum çok vahim gerçekten.
Açık ve seçik yanlış sonuçları sağlaması yapılmış doğru sonuçlarla eşit seçenekler gibi görüyorsun.
Sonra da saygıymış, kişisellikmiş vs mağdur edebiyatı yapıyorsun.

Bak sana özet geçeyim

1- Bu ukala idealist sınıflandırmalar, kategoriler saldırgan üslup. 
2- Sürekli bir ders hocası ukalalığıyla bana neyin ne olduğunu tekrarlıyorsun.
3- Ben materyalistim dedim sana, bir materyalist aklın idealist saçmalıkları, alternatiflerini bilmemesi mümkün mü? Aptal mısın sen? Ben materyalizme giden yolda nereden geçtim o zaman? Bu bir doktorun şırıngayı bilmemesi gibi bir şey. Bu dolaylı olarak hakaret.
4- Ukalalığı kes. 
5- Konumuz bal gibi de objeye göre gerçeklerin tespiti. Senin de gözlemciliğe kaçman. 
6- Burada bana cevap verip vermemen umurumda değil, sen tüm dinlerin yuvalandığı ve beslendiği idealizm yuvasındasın. Sana yazdığım cevaplar uyanman için.

Yahu şu yazdığın konunun aritmetiğini yapamıyor musun?

Etiksel Gorecilik /Ethical Relativism Nedir?

Bu başlığın aslında 

Mavi Sevgisi Nedir?

Sorusuyla birebir eşit olduğunu göremiyor musun?

Ben de sana diyorum ki içinde bulunduğun hastalığı biliyorum ve yardım edip seni kurtarmam için bunu yazarken ardında neyi nasıl düşündüğün, amacın, bunlara geçelim.
Dünyadaki çarpık sistemlerde birbirinin kopyası olarak kurulmuş ve toplumun hastalığını okşayan akademik kandırmacalardan bahsetme.
Günümüz Akademikasında felsefe, tarih, sosyoloji, psikoloji kirli alanlardır. Geçerlilikleri yoktur. Bilim dalı olarak görüyorsan yanılgı içindesin.


Bence burada odaklanman gereken can alıcı konu şu:
Dinler ve inançlar dayattıkları içerikler için insan zihninde bir doğru-yanlış mekanizması kurarlar.
İnsanlar doğrusu budur diye motivasyonla o komutları yerine getirmeye çalışırlar.

Senin içinde de idealist felsefe aynı mekanizmayı kurmuş, doğrusu şöyle olmalı, kesinlikle bu diye bir sistem yaratılmış.
Bana yok deme, ispatı üslubumu yadsıman. Hem etiksel görecelik tartışıyorsun hem de üslup yadsıması yapıyorsun :)
Odaklan odaklan.
Sen de fark etmişsindir. Kesinlikle zihninde büyük prangalar var.

Farenin duvardaki deliğine kaçması gibi şimdi kategorilerine, terminolojilere, öyle değil böylelere kaçacaksın.
 

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...