Jump to content

Seçim Tahmini


panteidar

Sandıktan ne Çıkar?  

5 members have voted

  1. 1. Sizce Partiler Hangi Oranda Oy Alacaklar?

    • AKP: %45 CHP: %25 MHP: %9 Bağ: %5
      0
    • AKP: %40 CHP: %30 MHP: %10 Bağ: %6
    • AKP: %37 CHP: %33 MHP: %12 Bağ: %7
    • CHP:%37 AKP: %34 MHP: %14 Bağ: % 8
      0
    • CHP: %35 AKP: %35 MHP: %16 Bağ: %9


Recommended Posts

Neden Yanıldık

 

Ben ve benim gibi düşünenler AKP'nin 2007 seçim sonuçlarına göre önemli oranda oy kaybedeceğini ve 2009 seçim sonuçlarının da altına düşeceğini tahmin etmekteydi. Dolayısıyla AKP'nin oy oranının %36-38 bandında yer alacağı düşünülmekteydi.

Yeni CHP'nin ise gerek Kılıçdaroğlu faktörü ile, gerekse eski laikliğin ve Atatürk'ün arkasına sığınan sığ politikalarını bırakıp proje üreten bir parti imajıyla %30 oy oranının üstünde, %32-34 bandında bir oran yakalayacağı tahmin edilmekteydi.

 

Bu tahminler gerçekleşmediği gibi tersine AKP oy oranını beklenenin çok üstünde arttırdı.

 

Seçim sonuçları için değerlendirmem şöyle:

 

1- Kılıçdaroğlu'nun yeterince inandırıcı olamaması, projelerinin gerçekçi bulunmaması,

2- Kılıçdaroğlu'nun kimliği, Kürt ve Alevi olması,

3- Kılıçdaroğlu'nun Güneydoğu'ya özerklik vaat etmesi,

4- RTE'nin milliyetçi söylemlere yönelmesi,

5- RTE'nin CHP'yi BDP-PKK ile işbirliğiyle suçlaması,

6- Ekonomik istikrarın ve muhtelif kazanımların kaybedilme korkusu,

7- CHP'nin aday seçiminde önemli yanlışlar yapması,

8- AKP'nin yaptıklarının yapacaklarının teminatı olarak görülmesi,

9- AKP'nin 2 dönemde yeterince yıpranmamış olması,

10- Lider faktörü, RTE'nin üstünlüğü.

 

Nerede yanıldığımıza gelince;

 

İlk 5 maddenin etkisinin farkında olmakla beraber, son 5 maddenin kamuoyu üzerindeki etkisini anlayamadık.

AKP'nin tek başına iktidarı kaybedecek kadar yıpranmamış olduğunun farkında olsak da; ÖSYM, internet sansürü ve akaryakıt fiyatları gibi konularda 5-10 puan kaybedecek derecede yıpranmış olduğunu sandık.

 

CHP'nin bazı yanlış adaylar seçmesinin ve yanlış illerde yerleştirmesinin, il ve ilçe örgütü adaylarını geri plana atmış olmasının olumsuz etkide bulunacağını algılayamadık.

 

Bu maddeleri ya da ilave edilecek başka maddeleri tek tek ele alıp ayrıca değerlendirebiliriz.

Sonuç olarak bence CHP ve Kılıçdaroğlu başarısız olmuştur.

Kılıçdaroğlu istifa etmemekle büyük hata yapmış ve güvenilirliği daha da azalmıştır. En azından istifa etmeli, takdiri örgüte bırakmalıydı.

 

MHP için söylenecek birşey yok. Tahmin edildiği oranda oy aldı.

Keza bağımsızlar da beklendiği gibi başarılı oldular.

Ancak CGB bağımsızlarından Perinçek, Özkan ve Doğan beklenen başarıyı gösteremediler.

Seçimin galibi AKP'dir. Milletvekili sayısının düşmesi değil, aldığı oy oranı önemlidir. İktidarda olmasına rağmen yıpranmamış olmak ve her dönemde oy oranını arttırmak küçümsenecek bir başarı değildir.

Link to comment
Share on other sites

Saygideger pante;

 

8- AKP'nin yaptıklarının yapacaklarının teminatı olarak görülmesi,-pante-

 

RTE'nin yaptiklarindan toplum ve her kesimi memnun muyduki, yapacaklarinin teminati ona oy kazandirsin.

 

Demokratik muhafazakar, dini sagda, AKP'ye rakip bir alternatifin bulunmamasi.

 

Ne CHP, ne de MHP'nin AKP'lilesmekten vaz gecmemesi. Bir seyin asli varken, kimse suretini tercih etmez.

 

AKP'nin elinde olan her turlu, ekonomik, medyatik, devlet propaganda, kullanim ve baski olanagi.

 

Unutmamak gerekir ki, Alman toplumu da, Hitler'i 4 donem iktidara tasirken, hic bir seyin farkinda olamadi.

 

 

Saygilarimla;

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

RTE'nin yaptiklarindan toplum ve her kesimi memnun muyduki, yapacaklarinin teminati ona oy kazandirsin.

 

Seçim sonucuna etki eden maddelerin her biri tek başına AKP'nin %50 oy almasını sağlamış değildir.

Her bir maddenin ya da birkaç maddenin birlikte etkili olduğu bir seçmen kesimi vardır.

AKP'nin yaptıklarını yapacaklarının teminatı olarak gören bir kesim de mevcuttur. Bu kesim, dini öncelik olarak görmeyen ve esnek bir yapıya sahip olan kesimdir. Yani, AKP'den vazgeçip CHP'ye ya da başka bir partiye oy verebilecek kesimdir. Oranını tam bilemem, ama %15'tir ama %20'dir. Bu kesimin öncelikleri arasında ekonomik istikrar vardır, kalkınma vardır. Genelde şu söyleme sahiptirler:

 

"İlk kez bu hükümet döneminde enflasyon tek haneli rakama indirilebildi ve yıllardır aynı oranda sürdürülüyor. Bu hükümet sayesinde hastane ve ilaç kuyruklarından kurtulduk, istediğimiz hastaneye gidebiliyoruz. TOKİ'nin sayesinde konut sorunu azaldı. Memleketin her yanına duble yollar, tüneller yapıldı, ulaşım kolaylaştı. Belediyeler gayet güzel çalışıyor. Benzer hizmetleri sürdüreceklerine inanıyorum. Çünkü Tayyip Erdoğan'a güveniyorum. Ama iktidar değişirse bu hizmetler kesilebilir, kalkınma yavaşlayabilir, popülist politikalar nedeniyle enflasyon yükselebilir. Muhalefet partilerine güvenemiyorum."

 

Bu kesimi ikna edebilmek zordur. Ve "Benim adım Kemal!" söylemlerine aldanacak bir kesim değildir.

Link to comment
Share on other sites

Seçim sonucuna etki eden maddelerin her biri tek başına AKP'nin %50 oy almasını sağlamış değildir.

Her bir maddenin ya da birkaç maddenin birlikte etkili olduğu bir seçmen kesimi vardır.

AKP'nin yaptıklarını yapacaklarının teminatı olarak gören bir kesim de mevcuttur. Bu kesim, dini öncelik olarak görmeyen ve esnek bir yapıya sahip olan kesimdir. Yani, AKP'den vazgeçip CHP'ye ya da başka bir partiye oy verebilecek kesimdir. Oranını tam bilemem, ama %15'tir ama %20'dir. Bu kesimin öncelikleri arasında ekonomik istikrar vardır, kalkınma vardır. Genelde şu söyleme sahiptirler:

 

"İlk kez bu hükümet döneminde enflasyon tek haneli rakama indirilebildi ve yıllardır aynı oranda sürdürülüyor. Bu hükümet sayesinde hastane ve ilaç kuyruklarından kurtulduk, istediğimiz hastaneye gidebiliyoruz. TOKİ'nin sayesinde konut sorunu azaldı. Memleketin her yanına duble yollar, tüneller yapıldı, ulaşım kolaylaştı. Belediyeler gayet güzel çalışıyor. Benzer hizmetleri sürdüreceklerine inanıyorum. Çünkü Tayyip Erdoğan'a güveniyorum. Ama iktidar değişirse bu hizmetler kesilebilir, kalkınma yavaşlayabilir, popülist politikalar nedeniyle enflasyon yükselebilir. Muhalefet partilerine güvenemiyorum."

 

Bu kesimi ikna edebilmek zordur. Ve "Benim adım Kemal!" söylemlerine aldanacak bir kesim değildir.

 

 

Bu analiz ne kadar doğru doğrusu şüpheliyim. Çünkü o dediğin kesimin belki büyük bir kısmı olaylara muhafazakarlık, sağcılık açısından olaya bakıyorlar diye düşünüyorum. Çünkü şöyle bir baktığımda gördüğüm şey: Türkiye'de sol, sosyal demokrat vb. oyları yüzde 30 civarlarında. Yıllardır böyle. Sosyalistlerin aldığı oy ortada. Kemikleşmiş bir durum söz konusu.

 

Olağanüstü olaylar olmadığı sürece bu tablo kolay kolay değişmeyebilir. Olağanüstü olaylar olsa bile sol oylar yüzde 40'ları ne kadar geçer emin değilim. Belki de bunun için inanılmaz şeylerin olması gerekir.

 

Sonuç: Türkiye'de sağcılar olağanüstü ve inanılmaz şeyler olmadığı sürece sandıkta kazanırlar. Solcular kolay kolay tek başlarına iktidar olamazlar. (Tabii şimdiki durumdan söz ediyorum, 20 sene sonrasını bilemem.)

Link to comment
Share on other sites

Saygideger marquez;

 

Aslinda yerinde ve guzel bir tesbit.

 

Eger gozlemi, daha derli toplu bir hale getirirsek, sunu rahatca soyluyebiliriz.

Osmanli dahil, TC nin hic bir doneminde Bati'nin kendi toplumuna ve farkli halklarina ve kendi ulkesine uyguladigi, insan haklari, evrensel hukuk, farkli halklarin hak ve ozgurlukleri ve bireysel hak ve ozgurlukler, serbest, sivil, sosyal ve bireyi icin var olan bir devlet yapisi Turkiye'de ve de tarihinde hic olmamistir.

 

Olan, yine bati'nin diger yuzunun kendi toplumu ve ulkesi disindaki ulkelere, ekonomik, politik guce, baskiya, saldiriya, ic orgutlenmeye, kiskirtmaya ve kaos yaratmaya yarayan ve bunu mesru kilan diger yuzudur.

 

Bugun eger Turkiye'de herhangibir beyin, baski, guc, saldiri, bombalama v.s. ile insanlikdisi bir yontemle getirilen ve mesru kilinan her turlu uygulamalara "ileri demokrasi ve hak ve ozgurlukler" diyebiliyor ve bati'nin sirf kendi ekonomik, bolgesel, yonetimsel cikari icin bunu destekliyorsa; buradaki sorunu iyi okumak algilamak ve gozlemlemek gerekir.

 

Buradaki en buyuk hata, tum olanlari ve sorunlari, kendi ic dinamiginde aramak yerine; batiyi suclamaktir.

 

Bati'nin kendine ve kendi disina uyguladigi budur ve bu batinin yaptigidir. Bunu suclamak neyi degistirir, ya da bunu desteklemek neyi degistirir?

 

Eger Turkiye batiya ram olacaksa, neden batinin kendi toplumuna, ulkesine uyguladigi devlet ve yonetim durumuna ram olmaz da; batinin dis ulkelere uyguladigi yonteme ram olur, sikayet eder, suclar v.s.?

 

Bir beyin, sorunlarini baskalarini sucluyarak cozume gitmeye yonelirse, o beyin hic bir zaman ne kendini bulabilir, nekendini taniyabilir, ne bilinclenebilir, ne de sorunlari algilayabilir.

 

Zaten bati'nin kendi disindaki her turlu insanlikdisi uygulamayi mesru kilmasinin ve bunun kabullenilmesinin veya suclanmasinin temeli de budur.

 

Bakiyoruz ve diyoruz ki "ulkemizin bu durumundan bati sorumludur" ben simdi soruyorum, neden buna bir cozum bulmuyoruz ve neden batiya bu temelde ram oluyoruz ve NEDEN BUNA IZIN VERIYORUZ?

 

Cunku, turkiye'de hic bir beynin kendine ait ve ozel bir dusunce ve davranisi yok ve mumkun olmuyor. Her beyni batinin yaptiklari olumlu ya da olumsuz yonlendiriyor?

 

Nerede Anadolu'ya ozgu bir beyin yapisi?

 

Dogru ya 1600 lerden itibaren yok oldu, kayboldu.

 

Bak istersen TC tarihine, hangi donemde devlet toplumundan yana ve farkli halklarindan yana olmus, insan haklarini, evrensel hukuku hak ve ozgurlukleri uygulamistir?, yani bati'nin kendi toplumuna, ulkesine yaptigini.

 

Var mi boyle bir sivil, sosyal, normal, sakin v.s. bir donem?

 

Yoktur olmadi ve yukarida aciklanan nedenler devam ettigi surece de olamaz. Cunku Turkiye'ye, tarihine, her turlu degerlerine v.s. ozgu bir beyin yoktur, olmadi ve bu gidisle de olamaz. O yuzden de dil dahil, hic bir deger korunamamaktadir. Cunku bilincli farkinda olarak kullanilan hic bir deger yoktur, bu degerler bilincsiz ve bilinc altidir, kaybedilir ve suclu disarida batti'da aranir. Cunku en kolay kacis ta budur.

 

Kendi kendini kendi adina sorgulamayan toplumlar ayakta kalamaz, baskalarinin elinde oyuncak olur, kullanilir, yonlendirilir ve yok olur,

 

Iste bu da birey bilincidir. Birey bilinci olmayan hic bir toplum, refaha, sivillige, sosyallige, normale donemez. Devamli, kaos, karmasa, kutupluluk, biz/oteki karsitligi, birinin otekine baskisini, mudahelesini, zorlamasini ve her turlu hak ve ozgurluklere yasak koymasini ve tecavuzunu yasar. Bunu da yapan, basta kimse odur, onun borusu oter.

 

Turkiye toplumu, bireylesemedikce, birey yetistirmedikce, bireysel her turlu ogrenim ve ogretime erismedikce de bu devam edecektir.

 

Zaten bati'nin da kendi disindaki toplumlara yaptiginin ozu budur. O TOPLUMUN BIREY YETISTIRMESINI ONLEMEK. Cunku, birey baskasinin doldurusuna, kiskirtmasina, kandirmasina gelmez. Cunku kendi kendini yasatabilecek beyni, algisi, bilgisi ve bilinci olur. Olmaya beyin de kul, kole olmaya, baskalarinin elinde oyuncak olmaya, her turlu kandirilmaya ve kullanilmaya mahkumdur.

 

Saygilarimla;

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...