Jump to content

Itaat ve Saygi Farki/Iliskisi


evrensel-insan

Recommended Posts

Toplumumuzda her kavramda oildugu gibi, basliktaki iki kavramda da bir algi karmasasi mevcuttur.

Itaat genelde,"kucuklerin" "yeni" neslin, "buyuklere" "eski" neslie, " karsi ve yonelik dusunce ve davranista "uymasi" yani, onlarin dediklerini aynen dusunmesi ve davranmasi anlamindadir.

Kisaca itaat, buyuklerin kucuklerden otomatikman bilincalti olarak bekledigi davranistir.

Aslinda itaat cagdasligi onleyen en onemli faktorlerden biridir. Cunku gelisen dunyada ve cagda yenilerden eskilerin aynen kendileri gibi dusunmesini ve davranmasini istemeleridir.

Dolayisi ile birey olamamis ve birey yetistirmeyen toplumlarda, itaat bir cesit saygi olarak algilanir ve maalesef tek taraflidir. Yani itaat sadece kucuklerden buyuklere gosterilecek bir degerdedir.

Tarihe baktigimizda itaatkar toplumlar cagin gerisinde kalmis yeniligi sindirmis ve yenilige "savas acmis" toplumlardir.

Saygi ise, birincisi; itaat gibi tek tarafli degil; iki taraflidir.

Ikincisi birey olmak ve birey yetismeyi bilinc olarak bunyesinde barindirir.

Zaten bireylerin biri birini oldugu gibi kabul etmesi ve birinin digerine kendi dusunce ve davranisini dayatmamasi; sayginin temelini teskil eder.

Itaat genelde ideolojik inancsal ve izmsel nitelik tasiyan toplumu yonlendirmeli her turlu etigin yasam ve iliskide yer almasi adina, sistemin ve kurumlarinin toplumuna dayattigi degerlerdir.

Zaten buradaki saygi ile olan bir bagi da; itaat edilmedigindeki "saygisizlik" algisidir.

Halbuki bireyler biribirlerine itaat etmek yerine, biri birleri ile iletisim ve dialog icindedirler ve bu iletisim ve dialogu her turlu paylasim olarak saglayacak olan saygi, bozacak olan da itaattir.

O yuzden kimse kimseden kendsisine itaat etmesini beklememelidir.

Cunku kimsenin kimseden kendisine itaat etmesini bekleme hakki yoktur ve aksine bu bireyin kendi dusunce ve davranisina getirilmis bir sinir ve saygisizliktir.

Nesiller ancak biribirileri ile biribirilerinin dusunce ve davranislarina degerlerine saygili olurlarsa; birlikte olabilirler. Cunku bu birliktelik iki tarafli bir birlikteliktir.

Itaat ise diger tarafi kendi gibi dusunme ve davranisa zorlayan bir hask ve ozgurluk ihlalidir.

Sonucta itaati uygulamanin, toplumsal yani; yetistirimin getirdigi bilincsiz gonullulukte olsa; her turlu itaat etmeme, etmeyen uzerinde bir baski siddet korku salma ve boyun egdirme getirecektir.

Unutmamak gerekir ki; itaat bir yerde zorunluluk icerdiginden, kendisinden itaat etmesi istenen; daima bu itaatini yerine getirmeme adina bir ayriliga yonelecektir.

Sonucta bir cocugu belki ekonomik olarak ve yetistirim olarak belirli bir yasa kadar kendinize itaat ettirebilirsiniz; yalniz bir yetiskinin itaati her ne kadar yerlesmis bir etik saygi algisi da olsa; bir an gelecek bu itaate isyan ile sonuclanacaktir.

Unutmamak gerekir ki; itaat altinda yetisenlerin birey olmak ve birey olarak kendini kendi adina temsil etmek sansi ellerinden alinmaktadir.

Ayrica hic bir sekilde toplumda kendini ortaya koyabilecek bir bilince de erisememektedir.

Boylece toplumda olusan itaat zincirinin bir kisisi olarak yetisir.

Aslinda burada toplumda yerlesmis negatif bahane hazirdir. Bu da itaat etmeyenin "asi/baskaldiran/yaramaz" v.s. temelli algidaki toplumdan bir cesit distalanmasi anlamindadir.

Yani birey olarak kendi adina hak ve ozgurluk aramak kendi dusundugu gibi davranmak; bir cesit olumsuzluk ve distalanmas icerir.

Iste o yuzden gelismemis toplumlari toplumsal olarak suru psikolojisi ve korku felsefesi temelinde yonlendirmek te; itaat bas rolu oynar.

Dilimizde itaate yonelik o kadar cok atasozu ve deyim vardir ki; toplumun bunlardan kurtulmasi bile basli basina bir yetistirim/yetisim egitim sorunudur.

Bir kisiye oneri yapabilirsiniz, fikrinizi dusuncenizi soyleyebilirsiniz, ama; sizin dediginize ve yaptiginiza itaat etmesini isteyemezsiniz. Bu hak ve ozgurluk ihlalidir.

O yuzden toplum olarak baskalarini itaate zorlama ve bunun yollarini aramak yerine, herkesin kendi dusunce ve davranisina saygi gostermek; yapilacak olandir.

Cunku bir yerde gelismemis toplumlarda itaat sanki zaten olmasi gereken bir davranis olarak bilincaltina yerlesmistir.

Iste o yuzden dialog iletisim yerine, ya itaatin getirdigi kabul ya da itaatsizligin getirdigi karsi cikis; toplumumuzda yaygindir.

Demekki once bu yerlesmis ve olumlu gibi algilanan itaat etik degerinin, sorgulanmasi ve ondan kurtulunmasi gerekiyor. Iki yonu ile birlikte, yani ne itaat etmek ne de kendine itaat beklemek.

Ne itaat bekleyen bir nesil olalim; ne de itaat eden bir nesil.
 

Link to comment
Share on other sites

O yuzden toplum olarak baskalarini itaate zorlama ve bunun yollarini aramak yerine, herkesin kendi dusunce ve davranisina saygi gostermek; yapilacak olandir.

 

Bu günün toplumlarında zor, ama gereklilik..

 

İtaate karşı olma, düşünce ve davranışlara saygı, ancak serbest düşünen toplumlarda olası..

Link to comment
Share on other sites

Bu günün toplumlarında zor, ama gereklilik..

 

İtaate karşı olma, düşünce ve davranışlara saygı, ancak serbest düşünen toplumlarda olası..

Evet, iste burada ozgur bireyin; itaat etme/ettirme anarsizmini (bencillik, bencilik, bananecilik, bireycilik ve bireyci akilciligin kendi beni icin her turlu dusunce ve davranisi mesru ve mubah kilmasi, nihilizm boslugu ve sosyo-psikolojik sorunu),   ancak serbest dusuncenin, dusunce ve davranisa duydugu kendilik ve kendi disilik saygisi ve evrensel insanlik vicdanidir. 

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...