Jump to content

Fenomen/Numen Bagi/Iliskisi


evrensel-insan

Recommended Posts

E. Kant'tan sonra felsefe hem bilimsel, hem inancsal; hem gozlem, hem akilcilik temelinde bir zihinsel devrim yasamistir.

E.Kant'in dusuncesinin farklilastigi ana nokta;

Ya, sunum objeyi mumkun kilar;

Ya da obje sunumu mumkun kilar.

Farklilasmasiydi.

Burada hem idealist, hem de materyalist bir fark vardi. Yalniz, bu fark disindaki baska bir fark, gozlem veya akil farkiydi.

Once akil farkina bakalim;

Eger obje sunumu mumkun kilarsa (materyalizm), burada objeye bir akil yuklenmis olur.

Eger sunum objeyi mumkun kilarsa, burada da sunuma bir akil yuklenmis olur.

Demekki, yukarda fark gibi gorunen, materyalizm ve idealizm AKILCILIKTA BIRLESMEKTEDIR.

Iste bu birliktelik, yuzyillardir, suregelen madde/dusunce tartismasini akilcilik temelinde sona erdirmistir.

Ozaman geriye, dusuncenin; bilimsel mi, inancsal mi farkini ortaya konmasi kalir.

Bu temelde de Kant, bir cesit ontolojik tabani GOZLEM TEMELINE INDIRGEYEREK, BILIMIN VE BILIMSELLGIN ALANINI FARKLI KILMISTIR.

Iste bundan sonra, bilimin alani gozlem olarak saptanmistir. Yani gozlemlenenin ne oldugu konusu, bilim ve bilimsellik adina onemi yitirmis, bilim, bilimsellikte yeni bir cag acilmistir.

Gerci, fenomenin ne oldugunu kesin olarak ortaya koyma tartismasi, felsefenin metafiziginin ontolojisinde devam edegelmistir.

Iste epistemoloji de, ontolojiden tam burda farklilasir ve felsefe BILIMSEL ve INANCSAL olarak iki farkli dala ayrilir.

Ontolojik tabanda, obje ve sunum bir cesit, diyalektik materyalizm ile birlestirilmis; sunum ise idealizme kalmistir ve bilindigi gibi idealizme gore objeyi sunan tanridir, yaraticidir.

Iste Kant, bu temelde numeni gelistirememis ve numeni yaraticiya bahsetmistir.

Halbuki daha sonra bilhassa bilimin gozlem gelismesi ve konusu, numeni ZIHIN FELSEFESI'ne tasimis ve dusunce ve kavram zihin felsefesinin urunu halini almistir.

Peki, bu temelde bilime verilen fenomen tabani ile, yaraticiya verilen numen tabani nasil bir iliski icinde degerlendirilecektir.

Metafizigin, ontolojisini ve teolojisini bir tarafa birakip, sorumuza epistemolojik bir cevap ararsak; fenomen numen bagini da cok acik olarak algilamis oluruz.

Gozlem bilimin temelidir ve gozlemlenen fenomendir, peki bu gozlemin ortaya cikardigi, soyutlama, yani teori, tez v.s. nedir?

Iste burada numen devreye girer. Yani bilimin soyutu. Burada da bilindigi gibi en son bilimin soyutu olan yasalari, kanunlari Hawking, Tanriya baglamistir. Yani Kant'in obje sunumunun yaraticisini bulmustur.

Halbuki taban ister ontolojik, ister teolojik, ister epistemolojik alinsin; eger insanoglu olarak alinirsa, hem yaratici varligini kaybeder, hem fenomen gozlemleyen ve gozlemlenen olarak farklilasir, hem de numenin bir insanoglu zihin urunu oldugu ortaya cikar.

Yani fenomen gozlem verendir ve neomen gozlemi olmayandir, yani tum zihin felsefesinin kapsamina giren ogelerdir. Bunlarin basinda, dusunce, algi, bilinc, farkindalik ve buna paralel olarak kavramsal ogeler (dil, felsefe, bilimin tum soyutlari, etik kurgular, inanclar, hayal gucu, idealler v.s.) ortaya cikar.

Iste eger her turlu taban insanoglu olarak algilanirsa, hem fenomen (insanin kendisi ve algiladigi hersey), hem gozlem, hem de numen temelli bilimin her turlu soyutu (teori v.s.) ortaya cikar.

Zaten sonucta, felsefeyi de, metafizigi de, onun dallari ontoloji, teolojiyi de, etigi de, epistemolojiyi de, felsefenin diger dallarini da, bilimi ve dallarini da, inancsallari da, bilimselleri de, dili de ve akla gelen her seyi de ortaya koyan insanogludur. Insanoglu da, diger hersey gibi fenomen olarak gozlem verir. Buradaki fark; insanoglunun sadece gozlem veren fenomen degil; ayni zamanda soyutlamayi veren numen de olmasidir.

Iste o yuzden farklardan olusan insanoglu soyutlamasi(numen) ile hem kendini fenomen olarak gozleme tabi tutar,hem de algiladigi diger her turlu fenomeni.

Iste akilciligin birlestirdigi ontoloji, epistemolojinin gozleminde tam da insandisina cikar. Cunku akil, gozlemi dusunceye tasimak yerine, aklin inandigi dogrusunu dusunceye tasir ve bunu da sistem ve duzen haline getirmeye ve somutlamaya yonelir. Bu da hem metafizik, hem de etik olarak insanoglu turunun kendi bunyesindeki ayrismasi, tartismasi ve bir biriyle dogruluk mucadelesi demektir.

Iste bilimsellik, aklin bu ayrimciligini; gozlemi test edilebilir ve yine gozlem ile yanlislanabilirlige tasiyarak, hem aklin tartismasini onler, hem surekli suregelen gozlem sureci temelinde bilimselligin ufkunu ve onunu, aklin yaptigi gibi, kapatmaz, sabitlemez.

Iste bu temelde, fenomenin ne oldugunun da bir onemi kalmamaktadir. Onemli olan numenin, soyutlamanin bilimsel mi, inancsal mi; akilci mi, gozlemci mi oldugu farkidir.

Eger bu fark yeteri kadar algilanmazsa, epistemolojinin bilim ve bilimselligi inancla bezenmis olur.

Eger bilim, bilimsellik ve bilimsel metoddan yana isek; o zaman epistemolojik olarak neyin bilimsel, neyin inancsal oldugunu iyi algilamak ve bu konuda bilinclenmek ve farkina varmak gerekir.

Yoksa, epistemoloji de yuzyillardir metafizigin ve etigin inancsalligina mahkumiyeti gibi, bilimsellige degil de; inancsalliga mahkum olur. Cunku akil genelde bencildir ve her zaman merakli ve tatmin olmak pesindedir. Bu da ister istemez inancsalligin ve aklin bir dogruya kendini inandirmasinin bir kapisidir.

Oyuzden aklimizi, dusuncemizi, tum soyutlamamizi, numenal olarak insanlastirmak ve evrensellestirmek istiyorsak; bilim, bilimsellik ve bilimsel metodun disinda bir soyutlama yapmayalim. Yapilirsa bile, bunun askida olacagini ya gozlem ile olgulasacagini, ya da yanlislanabilecegini ve olgulasmadan da, bilimsel olamiyacagini bilincli olarak algilayalim. Yoksa inancsallik her an kapimizi calar.

Boyle bir inancsalligin tuzagina dussek bile, bunu bir an evvel bilimin gozlemine tasiyalim ve dogruluguna inandigimiz hipotezin, teori olarak test edimini gerceklestirelim. Yine bilelim ki bu teori yanlislanabilir. Aksi, BILIMIN SABITLENMESIDIR VE INANCA MAHKUMIYETIDIR.

  • Like 1
Link to comment
Share on other sites

Fenomen/Numen Bagi, Iliski mi/Celiski midir?

 

Konuya aciklik getirmeden once, kullanilan kavramlarin konu ile ilgili aciklamasini yapmak gerekir.

Fenomen, goruntu veren bir yapiya sahiptir.

Numen, goruntu vermeyen (zihinsel) bir yapiya sahiptir.

Insanoglu disinda kalan ve insanogluna goruntu veren baska hic bir numenal yapiya sahip olan bir fenomenal yapi yoktur.

Ali ile masayi ele alalim.

Masa Aliye, fenomenal bir goruntu verir ve Ali, masayi fenomenonumenal yapisi ile algilar.

Ali masaya bir goruntu vermez, cunku masanin yapisi sadece fenomenal bir yapidir ve masanin numenal bir yapisi yoktur.

Simdi, masa yerine Veli'yi ele alalim.

Ali, veli'ye fenomenal bir goruntu verir, veli'yi numenal olarak algilar.

Ayni sey, veli icin de gecerlidir.

Simdi Ali ile veli arasindaki fenomenal ve numenal iliskiyi (celiski yi?) ortaya koyalim.

Ali, kendi numenal yapisi ile, velinin fenomenal yapisini gozlemler.
Veli de, kendi numenal yapisi ile Ali'nin fenomenal yapisini gozlemler.

Ylniz buradaonemli bir ayrinti mevcuttur. Bu ayrinti da, Ali ile Veli'nin numenal yapilarinin AYNI DEGIL; FARKLI OLUSUDUR.

Ali aslinda, kendi gozlem vermeyen, numenal yapisi ile, Veli'nin fenomenal yapisini gozlemlerken, Veli'nin fenomenal yapisini mi, yoksa numenal yapisini mi degerlendirmektedir?

Eger numenal yapisini degerlendiriyorsa, goruntu vermeyen bu yapiyi degerlendirmesi nasil mumkun olabilir?

Eger fenomenal yapisini degerlendiriyorsa, bu degerlendirme Veli'nin numenal yapisi (dile getirdikleri, davranislari) degil midir?

Peki aslinda ortada nasil bir iliski (celiski?) vardir.

Burada gozden kacan durum sudur. Ali, kendi gozlem vermeyen numenal yapisi ile, Veli'yi degerlendirirken, bu degerlendirmeyi veli'nin numenal yapisi uzerine yapmakta, ama; veli'nin fenomenal yapisina iletmektedir.

Yani Ali, hem kendisinin, hem de veli'nin goruntu vermeyen numenal yapilardan hareket etmekte, ama; bunu goruntu veren fenomene yoneltmektedir.

Yani Ali, goruntu vermeyen numenal yapisini, goruntu veren fenomenal yapisi ile birlikte, Veli'den aldigi goruntu vermeyen numenal yapiyi, velinin goruntu veren fenomenal yapisina yonlendirmektedir.

Iste aslinda, goruntu vermeyen, numenal yapilar iletisim icindeyken, goruntu veren fenomenal yapilar iliskiyi almaktadir.

Ustelik bu fenomenal iliski gibi gorunen, numenal iliski de, ne Ali kendi gozlem vermeyen numenal yapisini, ne de Veli'den aldigi numenal yapinin fenomele yonelik goruntusu ortada yoktur.

Ayni sorun ve isleyis, Veli icin de gecerlidir.

Yani her ikisi de, aslinda goruntu vermeyen numenal yapilarin iliskide oldugunu ALGILAYAMAMAKTA, sadece goruntu veren fenomenal yapilari algilayabilmektedirler.

Cunku, her ikiside fenomenonumenal yapiyi, gozlem verirken, fenomenal yapiya ve gozlem alirken de fenomenal yapiya INDIRGEDIKLERININ FARKINDA DEGILDIRLER.

Cunku goruntu vermeyen numenal yapi, goruntu veren fenomenal yapi ile ozdeslestirilmis ve tek kilinmistir.

Bu hem Ali'nin, hem Veli'nin kendileri acisindan, hem de birbirileri ile olan iliski acisindan boyledir, ama farkinda olunmamaktadir.

Iste o yuzden Ali'nin fenomenonumenal ve numenal goruntu vermeyen numeni yerine goruntu veren fenomenal muhatabi, Veli'nin goruntu vermeyen numenalligina yonelmis olsa bile, onun fenomenal goruntu veren kismidir.

Iste, fenomen ile numen arasindaki bu kendinden icicelik iliskisi algilanmazsa ve de goruntu vermeyen numenal yapi muhatap oldugu halde, gale alinmazsa; ortada sadece fenomenal bir goruntu kalir.

Iste goruntu vermeyen ve fenomenal yapi ile ic ice ayrilmaz bir butun olan numenal yapi, gale alinmadigi gibi, ayri bir katagoriymis gibi, fenomenal yapinin karsisina konur.

Kisaca goruntu veren, fenomenal yapi olsa bile, alinan goruntu numenaldir. Numenal goruntu vermedigi icin de, alinan goruntu fenomenal olarak indirgenmistir.

Soyle ozetlersek; insanoglu turu birlerinin birbirleri ile olan iletisimlerinde, fenomenal yapi, numenal bir algi, fenomenal bir goruntu verir.

Oyuzden, GORUNTU FENOMENAL, ALGI NUMENALDIR.

Goruntu ve algi, birbirinden ayrilmaz bir butun oldugundan da, ortada yalnizca, ne fenomenal bir goruntu, ne de numenal bir algi vardir.

Ortada olan FENOMENONUMENAL BIRLIKTELIKTIR.

Yani oz ve gorunus, icicedir. gorunusu veren goruntu, gorunusu alan ozdur.

Diger bir deyimle, gorunusu veren, fenomen; gorunusu alan numendir.

Ustelik burada, numen de fenomende insanoglu birlerinin iletisimi acisindan ikilidir. Yani insanoglu turu birinin ikiligi (fenomenonumenal yapi ve isleyisi)dir.

Iste bu ikili birlik, birer birler olarak, iletisimdedir.         

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...