Jump to content

Seyin Ne Olarak Ortaya Konmasi.


evrensel-insan

Recommended Posts

Varligi ne olarak ortaya koymak, metafiziktir, ontolojiktir, teolojiktir ve fizik otesidir.

Gercegi ne olarak ortaya koymak, inancsal/ideolojik dogrulamadir.

Bilginin ne oldugunu ortaya koymak, epistemolojikdir.

Butun bunlar ortaya koyarken de, yani varlik ile metafizik, gercek ile inanc ve bilgi ile epistemoloji arasinda bir ortaya koyan acisindan DOGRULAMA gerektirmektedir.

Iste bu dogrulama, varliksal/ideolojik, inancsal ve bilgiseldir.

Burada herhangibir dogrulamanin biribiri ile dialogu icin, ayni dogrulama sifati gerekir. Yani varliksal dogrulama ile, epistemolojik dogrulama, ya da inancsal dogrulama kulvarlari ayni kulvarlar degildir.

Mesela varligin ne oldugu dogrulamasi tartismasi; ancak varlik ile ilgili dogrulamalar temelinde olur. Ayni sey inanc ve bilgi icin de gecerlidir.

Peki bu uc farkli kulvardaki neyin ne oldugunu dogrulama temelinde, hangi dogrulama digerlerini de icerir?

Burada bu sorunun yanitini soyle verebiliriz. DOGRULAYAN KIMDIR/NEDIR?

Bizlerin de uyesi oldugu insanoglu acisindan insanoglu disinda bir dogrulayan var midir?, var ise; bu dogrulamayi insanogluna nasil iletir?

Ben bu tartismaya girmek yerine, dogrulayanin insanoglu oldugunu ve insanoglu disinda epistemolojik olarak baska bir insanoglu ile dialog kurabilen bir dogrulayici olmadigini seyin kendi kendisini dogrulayamayacagini soylemek ile yetinecegim.

Eger bu konuda aksi bir dusunce var ise, bu baslikta konu dile gelebilir ve tartismaya acilabilir.

Simdi basa donelim ve insanoglu eliyle olan dogrulamalari tekrar siraliyalim.

Varligin ne oldugunu dogrulama tartismasi, ontolojik ve metafiziktir.
Gercegin ne oldugunu dogrulama tartismasi akilci ve inancsaldir.
Bilginin ne oldugunu dogrulama tartismasi, bilimsel, bilissel ve epistemolojiktir.

Peki simdi soyle bir soru soralim?

Insanoglu herhangibirbir dogrulamasini ne/kim ile yapar?

Iste burada da ben bunun bilgi oldugunu soyliyecek ve aksini dusunen varsa, bu baslikta tartismaya acmasini onerecegim.

Demekki insanoglu eliyle yapilan her turlu dogrulamayi saglayan bilgi yani epistemolojidir.

O zaman buradan su sonuc cikar.

Varlik olarak insanoglu disinda hic bir varlik, varlik olarak kendini dogrulayamaz ve onu varlik olarak dogrulayan insanoglunun kavramsal bilgisidir.

Gercek olarak insanoglu disinda hicbir gerceklik gercek olarak kendini dogrulayamaz ve onu gercek olarak dogrulayan insanoglunun bilgisidir.

Bilgi olarak insanoglu disinda hic bir bilgisellik bilgi olarak kendini dogrulayamaz ve onu bilgi olarak dogrulayan insanoglunun bilgisidir.

Buradan varligin, inancin ve bilginin dogrulanmasinin insanoglu bilgisi oldugu sonucuna variyoruz.

Ozaman varliklar arasi dogrulama tartismasi, gercekler arasi dogrulama tartismasi ve bilgiler arasi dogrulama tartismasi; metafizik, inanc ve epistemoloji olarak insanoglu bilgisidir.

Kisaca her turlu varlik, gercek ve bilgi dogrulamasi ister metafizik, ister inancsal ister epistemolojik olsun, bir insanoglu bilgisidir.

Bilimsel olarak insanoglunun kendine yansiyani ve gozlem vereni, algisi ve kavrami ile bilgi olarak dogruladigini soyluyebiliriz.

Iste bu durum zaten mantiksal olarak varlik ve inanc tartismalarinin sonudur. Cunku tartisan insanogludur ve tartisma temeli bilgidir. Kisaca insanoglu disinda kalan baska bir varlik ve inanc bu tartismada yer almaz ve kendi kendini insanogluna insanogluna gozlem ve yansi vermeden ve insanoglu algi ve kavrami olmadan dogrulayamaz.

O zaman geriye bir tek bilgiler arasi alis veris ve hangi bilginin neyi nasil ve neden onu ortaya koydugunun alis verisi kalir.

Iste bu da bize neyin ne olarak ortaya kondugu tartismasini degil; neyin ne olarak nasil ortaya kondugu tartismasini, yani yapilandirmaci yapi ve isleyisi olan dogal zihniyetin nasil olusturuldugunu onu cozerek ortaya koyma firsati/imkani verir.

Burada da neden, insanoglunun kendi dahil; ortaya koydugu herseyin temel ve tabaninin insan ve insanliga degil; insandisi ve insanlikdisina dayandigi sorunudur.

Buradaki en buyuk sorunda ortaya koyan insanoglunun ve onun ortaya koydugu bilginin insanoglu temelli oldugunun algilanamamasi, bilinc ve farkindaliga cikmamis olmasidir. Bu da otomatikman ortaya konan dogal zihniyetin temel ve kokeninin insandisi ve insanlikdisina dayandiginin algilanmasini goz ardi eder.

Sanki ortada insanoglunun ortaya koymadigi bir insanoglu disi varlik, inanc ve bilgi varmis gibi algilanir ve insanoglu sanki kendi disinda kalan bu varlik, bilgi, ve inanc olarak kendini kendidisina koyar.

Zaten boylece de hem varliksal, hem teolojik, hem de teleolojik temelli insanogludisi varliklar ortaya cikar.

Buradan da "doga kanunlarini kendi yapar" evrenin kendi akli vardir" herseyi tanri yaratir" v.s. temelli insanoglunun ortaya koydugu ve kendisi ile sorun yaratan bilgileri tartisma konusu olur.

Haalbuki epistemolojik, yani bilgisel olarak bilimsel ve bilissel; varlik ve inanc noncognitivizmi algisi vardir. Iste bu algi bilinc ve farkindaliga ciktiginda gercegin ve varligin insanoglunun yapilandirdigi bir bilgi oldugu ortaya cikar.

Ozaman "insanoglunun ortaya koyumu ya inancsal/ideolojik ya da bilgisel/bilimseldir" Cumlesini ve onermesini bu yazilanlardan cikarmak, yanilticidir.

Insanoglunun ortaya koyumu kavramsal ve bilgiseldir demek inanc ile bilinc farki algisini getirir.

Cunku ortaya konan kavram ve bilginin ne oldugunun yanitidir, inancsal ya da bilissel.

Buradaki hata varligin ortaya koyum algisi hatasidir. Halbuki ortaya konan varligin yansisi ve/veya gozleminin algisi (duyusal/duyumsal) iste fiziksel ve sosyal bilgi farki metafizigin madde ve dusunce farki da burdan dogar.

Eger bir ortaya koyum var ise; bunun bir ortaya koyani (insanoglu) ve ortaya konani (insanoglu ve onun ortaya koydugu hersey) yani bir uclem soz konusudur. Ayrica bir uclemde, isaret yon ve belirtme uclemidir.

Tabiki inanc heryerdedir. Cunku bir seye ya inanilir, ya da bilinir. Buradaki bilmek ile bilgi farklidir. Cunku inanilan da bilinecek olanda zaten bilgidir.

Iste butun farklarin farkina varamamak; bilimi bilimsellik algisi yerine inancsal, varliksal, dogrusal algidan kurtaramaz.

Cunku algilanamayan fark; insanoglunun hic bir zaman fenomeni ortaya "tek, ilk, kesin, mutlak, budur/degildir, boyledir/degildir" v.s. ortaya konamayacaginin oldugudur. Iste o yuzden fenomeni varlama, ollama, inanma yerine bilme ve bunun da gozlem ile saglanmasi.

Fenomenin kendisinin degilde sadece gozleminin olgusal ve teorik bilgisi de ikinci farkindaliktir. Iste bu farkindalik inancin sabitligi yerine; bilginin yanlislanabilirligi, yenilenebilirligini getirir.

Buradaki inanc faith anlamindaki inanc degildir, belief anlamindaki inanctir. O yuzden her konu ve kavramda ve bilgide inanc mumkundur.

Zaten bilimselligin bilinc farki bu yuzden algilanamaz. Cunku bilinc gelisir, degisir, yenilenir; inanc ise sabittir ve mutlaktir.

Etigin her dali inanctir. Milli dini, siyasi, ahlaki, toplumsal, geleneksel, toresel v.s. farki somutlasmis oldugudur.

Sadece somutlasmakla kalmamis, beyinlerde kalicilasmis, alisilagelmis, yerlesmis ve sorgulanmaz oldugudur. Iste o yuzden de nesillerden nesillere aktarilir.

Yoksa fi tarihindeki bir inancin bugun hala gecerliligi ya da beyinlerdeki yerini izah etmek mumkun degildir.

Ayrica etikteki bu nesil aktarimidir ki; gericilik, tutuculuk, muhafazakarlik, yobazlik, ilericilik, yenilikcilik, cagdaslik, guncellik v.s. kavramlarini yasatir.

Son bir ornekte evrimci ve devrimci farkidir. Cunku buradaki devrimci algi fenomenal bir algidir.

Halbuki devrimci algi evrimsel gelismeye hiz ve yon verebilen numenal algi icin gecerli olmalidir.

Iste o yuzden "numenal devrim"

Bunu da saglayacak olan evrimci/devrimci sorgulama"         

  • Like 1
Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...