Jump to content

Bilinc Kavrami Uzerine


evrensel-insan

Recommended Posts

Bilinc, turkce literaturde genelde suur ile ayni anlamda algilanan bir kavramdir. Halbuki suur bir yasam yetisi iken, bilinc bir numenal yetidir.

Bilinc: insanoglu numenal yetisinin algilama, kavrama, idrak etme ve bilme ve de insanoglunun dusunce ve davranisini hem ozgur irsadesi hem de bilerek ve algilayarak yerine getirmesidir.

Bilincli olmak: Kisinin dusunce ve davranisinin algisinda, bilgisinde ve farkinda olmasi. Yani neyi neden yaptigini, ne dusundugunu,ne den oyle davrandigini kendine ve baskasiuna izah edebilme, aciklayabilme durumudur. Bu durum hem ozgur iradeli hem de bilincaltisartlanmisliginin alisilagelmis bir hareketi olabilir.

Bilincalti:Kisinin beynine dogumdan itibaren yerlesmis her turlu veri, deger ve tabunun; otomatik, yerlesmis ve alisilagelmis olarak uygulanmasi ve yerine getirilmesidir. Sorgulanmaz, degerlendirilmez ve dusunmesi yoktur. Sadece olan dusunce yerine gelir ya da getirilir.

Bilinckapaliligi: Kisinin bir dusunce , davranis ya da bilgiye; direk karsi cikmasi, duymak/gormek istememesi ve onu kendinden uzak tutma girisimi ve onu beynine almaya algisinin kapali olmasidir. Bu her konu kavram ve deger de veride olabilir. Bir cesit sabitfikirlilik, tutuculuk, gericilik, cagdisilik ve muhafazakarlik denebilir.

Bilincacikligi: Kisinin beyninin duyum ve duyularinin bir dusunce, davranis ya da bilgiyi algilayabilme, degerlendirebilme ve
ustunde dusunme uretebilme durumudur. Bilinc acikligi bilincaltinin tam tersidir. Cunku bilincin aldigi bilincalti ile mucadele eder ve kisi cikmaza ve bosluga dusebilir, korku ve endiseye kapilabilir ve kendi beyninde bilincli ya da bilincsiz bu yenilik ile kabuillenme karsi koyma mucadelesi verir.

Bilissellik: Bir dusunce bilgi davranis konu ve kavrami algilayabilme, idrak edebilme kavrayabilmedir. Bilincin acikligini
gerektirir. Ayrica bilissellik bilincli olmak ve ozgur irade farkindaligi da gerektirir.-cognitivizm

Bilisselsizlik: Bir dusunce, bilgi davranis konu ve kavrami algilayabilememe, kavrayabilememe, idrak edebilememe durumudur. Bilincin kapaliligi yaninda o dusunce, bilgi v.s. duzeyinde bir ogrenim ve bilgilenim almamis olma durumudur.-noncognitivizm

Bunun iki yoku vardir, Bilissel olan ve bilissel olmayan.

Bilissel olan konu kavram v.s. yi kavradigi, idrak ettigi, algiladigi halde; gereksiz, luzumsuz, anlamsiz v.s. olarak degerlendirmektir.

Bilissel olmayan ise konu kavrami kavramaya, idrak etmeye ve algilamaya beynin cesitli nedenlerden kapaliligidir.

 

 

  • Like 2
Link to comment
Share on other sites

Bilinc, turkce literaturde genelde suur ile ayni anlamda algilanan bir kavramdir. Halbuki suur bir yasam yetisi iken, bilinc bir numenal yetidir.

 

Sn. Evrensel-İnsan, Merak ettiğim sorularımı cevaplarsan sevinirim.

 

Bilinç=Numenal yeti olduğunu, şuurun ise yaşamın yani bilincin(beyinin) biyolojik faaliyeti olduğu anlaşılıyor. Yanlışım var mı?

Numenal yeti olan bilince aynı zamanda akıl, bellek, zeka, mantık, diyebilir miyiz?

 

 

Bilinc: insanoglu numenal yetisinin algilama, kavrama, idrak etme ve bilme ve de insanoglunun dusunce ve davranisini hem ozgur irsadesi hem de bilerek ve algilayarak yerine getirmesidir.

 

Bilincli olmak: Kisinin dusunce ve davranisinin algisinda, bilgisinde ve farkinda olmasi. Yani neyi neden yaptigini, ne dusundugunu, neden oyle davrandigini kendine ve baskasina izah edebilme, aciklayabilme durumudur. Bu durum hem ozgur iradeli hem de bilincalti sartlanmisliginin alisilagelmis bir hareketi olabilir.

 

Burada "bilinc"e bir de "bilinçaltı" eklenmiş. Şartlanmışlık ta var. Hem farkındalık hem şartlanmışlık. Nasıl oluyor? Bilinç altı tam da "birey bilinci" ile elde ettiklerimizin dışında algıladıklarımız mıdır? Yani yaşam sürecindeki irdelem dışı bize verilenler bilincimiz midir. Bilinçle birey bilincini ayırmak gerekir mi?

 

 

Bilincalti: Kisinin beynine dogumdan itibaren yerlesmis her turlu veri, deger ve tabunun; otomatik, yerlesmis ve alisilagelmis olarak uygulanmasi ve yerine getirilmesidir. Sorgulanmaz, degerlendirilmez ve dusunmesi yoktur. Sadece olan dusunce yerine gelir ya da getirilir.

Evet burada yukardaki bilinçaltı soruma cevap verilmiş gibi.. Yalnız burada: "Sadece olan dusunce yerine gelir ya da getirilir." cümlesindeki düşünce yerine bilgi kelimesi daha doğru olmaz mı. Düşünceyi ben irdelem gibi algılıyorum.

 

 

Bilinckapaliligi: Kisinin bir dusunce , davranis ya da bilgiye; direk karsi cikmasi, duymak/gormek istememesi ve onu kendinden uzak tutma girisimi ve onu beynine almaya algisinin kapali olmasidir. Bu her konu kavram ve deger de veride olabilir. Bir cesit sabitfikirlilik, tutuculuk, gericilik, cagdisilik ve muhafazakarlik denebilir.

 

Bilinç kapalılığına sebep nedir? Biyolojik mi yoksa bilinçaltı şartlanmışlık mı? Nasıl aşılır? İki şeklini de aşmak imkansız gibi. Kişisel yetilerle mi yoksa dışardan müdahale mi gerekir?

 

 

Bilincacikligi: Kisinin beyninin duyum ve duyularinin bir dusunce, davranis ya da bilgiyi algilayabilme, degerlendirebilme ve ustunde dusunme uretebilme durumudur. Bilinc acikligi bilincaltinin tam tersidir. Cunku bilincin aldigi bilincalti ile mucadele eder ve kisi cikmaza ve bosluga dusebilir, korku ve endiseye kapilabilir ve kendi beyninde bilincli ya da bilincsiz bu yenilik ile kabullenme karsi koyma mucadelesi verir.

 

Bilinç açıklığının işi çok zor. Hem bilinçaltının hem de sanırım id'nin direnci var. Bu direnci aşabilmenin büyük oranda dış müdahale ile(eğitim) mümkün olabileceğini düşünüyorum. Yanılıyor muyum?

 

 

Bilissellik: Bir dusunce bilgi davranis konu ve kavrami algilayabilme, idrak edebilme kavrayabilmedir. Bilincin acikligini gerektirir. Ayrica bilissellik bilincli olmak ve ozgur irade farkindaligi da gerektirir.-cognitivizm

 

İşte buradaki bilinç açıklığının ne ile mümkün olduğu çok önemli. Bilinci açık bir birey yada toplum olabilmenin özellikleri/şartları nelerdir. Bu en büyük sorunumuz. "Bilinç açıklığı özgür düşünmekle, sorgulamakla mümkün"  demekle görlüyor ki olmuyor. İnsanlar her taraftan bunu yapamamak için kuşatılmış.

 

 

Bilisselsizlik: Bir dusunce, bilgi davranis konu ve kavrami algilayabilememe, kavrayabilememe, idrak edebilememe durumudur. Bilincin kapaliligi yaninda o dusunce, bilgi v.s. duzeyinde bir ogrenim ve bilgilenim almamis olma durumudur.-noncognitiviz

 

İşte burada da birey bilinci edineMEme sanki dış etkene bağlanmış gibi, yani eğitime.

 

 

Bunun iki yolu vardir, Bilissel olan ve bilissel olmayan.

 

Bilissel olan konu kavram v.s. yi kavradigi, idrak ettigi, algiladigi halde; gereksiz, luzumsuz, anlamsiz v.s. olarak degerlendirmektir.

 

 

Bilissel olmayan ise konu kavrami kavramaya, idrak etmeye ve algilamaya beynin cesitli nedenlerden kapaliligidir.

 

Buradaki "çeşitli nedenler" nedir? İnsanlığı tüm problemi bu sanırım.. Kişisel mi, toplumsal mı, biyolojik mi?

Link to comment
Share on other sites

 

Sn. Evrensel-İnsan, Merak ettiğim sorularımı cevaplarsan sevinirim.

 

Bilinç=Numenal yeti olduğunu, şuurun ise yaşamın yani bilincin(beyinin) biyolojik faaliyeti olduğu anlaşılıyor. Yanlışım var mı?

Numenal yeti olan bilince aynı zamanda akıl, bellek, zeka, mantık, diyebilir miyiz?

Bilinc, numenal yetiye esit degildir. Diger saydiklarin gibi,  o da bir numenal yeti cesididir.

Bilinc, genel bir tanimdir. Bilincli olmak ise, bir konu ya da kavramdaki bilincliliktir. Eger bir sey bilincaltinda ise, kisi o seyde bilincli degildir. Yani bilincli olmasini, bilincalti sartlanmisligi onler. Farkindalik bu sartlamislik icin gecerlidir. Yani bilincli olmak icin sartlanmisligin farkindaligi gerekir. Bilincalti, bize dogumdan itibaren verilenlerdir. Birey olunmadiginin farkindaligi, birey olmak bilinci icin gerekendir.    

 

 

 

 

Burada "bilinc"e bir de "bilinçaltı" eklenmiş. Şartlanmışlık ta var. Hem farkındalık hem şartlanmışlık. Nasıl oluyor? Bilinç altı tam da "birey bilinci" ile elde ettiklerimizin dışında algıladıklarımız mıdır? Yani yaşam sürecindeki irdelem dışı bize verilenler bilincimiz midir. Bilinçle birey bilincini ayırmak gerekir mi?

 

 

 

 

 

Evet burada yukardaki bilinçaltı soruma cevap verilmiş gibi.. Yalnız burada: "Sadece olan dusunce yerine gelir ya da getirilir." cümlesindeki düşünce yerine bilgi kelimesi daha doğru olmaz mı. Düşünceyi ben irdelem gibi algılıyorum.

 

Burada "bilincaltinda yer etmis" anlaminda. Yani ogreti ve onun yansitilmasi.

sartlanmisligin farkindasizligi. Asmak, farkina varmak icin rahatsiz olmak, zarar gormek ya da sorun oldugunu algilamak. Disaridan mudaheleden ziyade, bilgilenmek.  

 

 

 

Bilinç kapalılığına sebep nedir? Biyolojik mi yoksa bilinçaltı şartlanmışlık mı? Nasıl aşılır? İki şeklini de aşmak imkansız gibi. Kişisel yetilerle mi yoksa dışardan müdahale mi gerekir?

 

Bilinç açıklığının işi çok zor. Hem bilinçaltının hem de sanırım id'nin direnci var. Bu direnci aşabilmenin büyük oranda dış müdahale ile(eğitim) mümkün olabileceğini düşünüyorum. Yanılıyor muyum?

Once bunun bir sorun oldugu algisi ve farkindaligi gerekir ki, bilgilenilsin. Bu konu "evrimci/devrimci sorgulama" da detayli isleniyor.

 

 

İşte buradaki bilinç açıklığının ne ile mümkün olduğu çok önemli. Bilinci açık bir birey yada toplum olabilmenin özellikleri/şartları nelerdir. Bu en büyük sorunumuz. "Bilinç açıklığı özgür düşünmekle, sorgulamakla mümkün"  demekle görlüyor ki olmuyor. İnsanlar her taraftan bunu yapamamak için kuşatılmış.

 

 

Devrimci sorgulama. Bunun icin, sorun algisi. Iste bu yapamamayi asmak lazim.

 

İşte burada da birey bilinci edineMEme sanki dış etkene bağlanmış gibi, yani eğitime

 

Once kisiye bagli. Kisi isteyecek ki, o bilgilenmeyi alsin. Yoksa siringa edilemez.

 

 

Buradaki "çeşitli nedenler" nedir? İnsanlığı tüm problemi bu sanırım.. Kişisel mi, toplumsal mı, biyolojik mi?

 

Hepsi. O yuzden bilinc gerekir ki, bu engelleri kisi asmak istesin.

 

Aslinda kisaca kiside konu ya da kavramda bir sorun yok ise, zaten farkindalik yoktur, dolayisi ile bilincacikligi yoktur. Kisinin bilincaltinda olan ile yetinmesi ve huzur bulmasi, en buyuk engeldir. Cunku bu huzur, bilinci bilgiye kapatir.  

Link to comment
Share on other sites

Bilinc, numenal yetiye esit degildir. Diger saydiklarin gibi,  o da bir numenal yeti cesididir.

Bilinc, genel bir tanimdir. Bilincli olmak ise, bir konu ya da kavramdaki bilincliliktir. Eger bir sey bilincaltinda ise, kisi o seyde bilincli degildir. Yani bilincli olmasini, bilincalti sartlanmisligi onler. Farkindalik bu sartlamislik icin gecerlidir. Yani bilincli olmak icin sartlanmisligin farkindaligi gerekir. Bilincalti, bize dogumdan itibaren verilenlerdir. Birey olunmadiginin farkindaligi, birey olmak bilinci icin gerekendir.   

 

Anladım. Bilinç te diğer akıl, zeka, mantık, bellek gibi "numenal yeti" ye içkin. Peki bilinç altı ve id de numenal yetiden sayılabilir mi? Sayılamaz diyeceğini sanıyorum. Zira birey bilinç kazanmak için bir sorugulama yapmıyor. Birincisi toplumdan kopyalanıp yapıştırılan. Sen buna "şartlandırılmışlık" diyorsun. İkincisi ise(id) doğa yapılandırması.

 

 

Burada "bilincaltinda yer etmis" anlaminda. Yani ogreti ve onun yansitilmasi. sartlanmisligin farkindasizligi. Asmak, farkina varmak icin rahatsiz olmak, zarar gormek ya da sorun oldugunu algilamak. Disaridan mudaheleden ziyade, bilgilenmek.

 

"Bilinç" ve "bilinç altı"nın farkını da kavradım sayılır. Bilinç bireysel gözlem ve sorgulamayla kazanılan bilgi, bilinç altı da, toplumsal değerlerin şartlandırılmışlığı. "Bilinç altı" tanımı için, "Kopyala yapıştır" deyimim de haksız mıyım?

 

 

Once bunun bir sorun oldugu algisi ve farkindaligi gerekir ki, bilgilenilsin. Bu konu "evrimci/devrimci sorgulama" da detayli isleniyor.

 

Yalnız burada benim sürekli takıldığım, eğitim kurumlarındaki algıların içinde, bilimsel eğitimin dışında, toplumsal değerlerle şartlandırılmışlık eğitimi de veriliyor. Düşünme yeteneğini kazanamamış çocuk, şartlandırılmışlığın farkına da varamıyor. Devletin göya bu bilimsel eğitimine ne gözle bakıyorsun? Bu konuda ne yapılmalı.

 

 

Devrimci sorgulama. Bunun icin, sorun algisi. Iste bu yapamamayi asmak lazim. İşte burada da birey bilinci edineMEme sanki dış etkene bağlanmış gibi, yani eğitime Once kisiye bagli. Kisi isteyecek ki, o bilgilenmeyi alsin.Yoksa siringa edilemez.

 

İşte ben bunu kastediyorum. İmkansız gibi. Toplum öyle, anne, baba dersen birey bilinci alamamış, çocuk düşünme yeteneği çağda değil. Nasıl evrimci/devrimci sorgulama yapacak? Tüm kapılar kapalı.

 

Kişi bir sorun, zorluk algılamadan konuyu irdelemiyor. Kaldı ki bunu, birey bilinci kazanım öncesinde din ve diğer değerlere ayrıca otoriteye sığınarak aşmaya çalışıyor. Toplum, anne, baba, eğitim, kendi alt yapısı, bilinç altı hep bunlar karşı direnç oluşturuyor. Birey bilincini yakalaması çok çok zayıf olasılık. Bana göre toplum içinde birey bilincini yakalama şansı mucize gibi.

 

Her insan benim gibi seni nerede yakalayacak. Bak işte ben örneği; sen olmasa idin halen tolumsal değerlerimle yuvarlanıp gidiyordum. :)

 

 

Hepsi. O yuzden bilinc gerekir ki, bu engelleri kisi asmak istesin.

 

Aslinda kisaca kiside konu ya da kavramda bir sorun yok ise, zaten farkindalik yoktur, dolayisi ile bilincacikligi yoktur. Kisinin bilincaltinda olan ile yetinmesi ve huzur bulmasi, en buyuk engeldir. Cunku bu huzur, bilinci bilgiye kapatir.

 

Huzursuzluk mu gerekiyor? :)

Link to comment
Share on other sites

 

Bilincli olmak: Kisinin dusunce ve davranisinin algisinda, bilgisinde ve farkinda olmasi. Yani neyi neden yaptigini, ne dusundugunu,ne den oyle davrandigini kendine ve baskasiuna izah edebilme, aciklayabilme durumudur. Bu durum hem ozgur iradeli hem de bilincaltisartlanmisliginin alisilagelmis bir hareketi olabilir.

 

Bilinçli olmayı, nasıl bilinç altı şartlandırılmışlığa bağlamanı anlamadım.

Link to comment
Share on other sites

Evet, cunku beynin her turlu olumlu olumsuz soyutlamasi, numenal yetisi sayesindedir. Yani dusunce ve davranisinin karsiligi verilen, kavramsal bilgi. Yeti ile ilgili baslik var.

 

Sorgulamada numenal yeti ogesi Bir cesit beyinde yer etmis bilginin analitigi/diagnostigi. Sorgulama "acaba" temelli her turlu suphenin, kesinlik kazanmasi icindir. Yalniz bu kisinin bilinclendigi anlamina gelmez. Sadece olumlu bakarken, olumsuza donusur (evrimci sorgulama) Yani ortada bilinc asamasi yoktur. Mesela teist bilinc, antiteist v.s. yapar;  ama kisi hala tanrisal bilinc tasir. Serbest dusunurluk ancak bilinc asamasidir. Yani tanrisal bilince olumlu/olumsuz olarak sahiptir ve tanriyi ne savunur, ne de karsi cikar. Sadece bu kavram ve eyleminin sorununu qua felsefesi ile dile getirir. Bir seyin bilinci demek, ondan arinmis/kurtulmus olmak demektir. Konu tamamen niteliktir.

 

Ben demiyorum, "yapilandirmaci epistemoloji" diyor. Idden ne kastettigini bilmiyorum. Yalniz dogal olarak olunmus bir kavramsal bilgi iceren bilinc yoktur.

 

Haksizliktan ziyade, bir seyin anlam ve icerigini verebilmis olmaktir.

 

Evet, tum sistem duzen egitim yetistirim v.s. EVRENSEL/INSANSAL/BILIMSEL/BILGISEL/BILISSEL bilinclendirmeye karsidir. Aksi zaten dogal/fenomenal zihniyet olmaz. Yapilmasi gereken DUSUNDUREN BEYINE sahip olmak ve verilenlerle hic bir zaman yetinmemek, kisaca BIAT ETMEMEK VE TESLIM OLMAMAKTIR. Bu konuda "dogumdan bireye, bireyden insana" basligi var. Ya da "oto kontrol" basligi.

 

Iste senin gibi olanlar var. Ayrica,  bir kisi kendi farkinda olmadan gelisebilir. Buna ben bizzat yasamda ve sanal alemde kisilerin dile getirdiklerini gozlem ile sahidim. Bu bir kapi meselesi, sen kendine/baskasina bir kapi ac. Isteyen kullanir, istemeyen kullanmaz. Yalniz kapi

yoksa, kullanma sansi da, olanagi da yoktur.

 

Evet bilincaltinin verdigi huzur, ya da egonun verdigi huzur; sahte, gecici, kandirici v.s. bir huzurdur. Bu her alinmis konu ve kavramda algilanirsa, zaten  devrimci sorgulama baslar.

teisti

Dedigim gibi olumludan olumsuza gecis, sorgulamadir ama evrimci sorgulamadir. Kisaca etkiye tepki. Bir teizmini sorgulayarak karsi cikmasi, etki/tepki olarak bilincalti zorlamasi olabilir. Yani bilincli degildir.

Link to comment
Share on other sites

Çok basit bir nedeni var.

Kendinize aşağıdaki soruyu sorun.. ve cevaplayın.

 

İnsan bilinci nasıl kazandı?

Suur disindaki bilinci, beyninin soyutlama yetisi sayesinde kazandi. Yani beyninde tasarladigini pratikte uyguladi ya da uygulamaya calisti. Bu uygulanana ya da uygulamaya calistigina da soyutlama olarak ve farkli bilinc duzeylerinden dolayi farkli anlam ve icerikler verdi. Boylece de ideolojileri/inanclari yaratti.

 

O yuzden doganin islenmesi degisimi insanoglunun duzeni sistemi kurum ve kuruluslari tarihi gelisimi ve her turlu bunyesindeki iliskisi, beyninde tasarladigini yasama gecirmesinin bir urunudur.

 

Ayrica, kendisine gozlem veren kendi turu ya da baska bir fenomene, aklinda yaratarak yukledigi her turlu ozsel, oznel ve ozel anlam ve iceriktir. Bunu ya bir fenomen ile direkt (fiziksel bilgi ile) ya da indirekt (ideoloji ve inanc yolu ile, sosyal bilgi ile) matematiksel/mantiksal bilgiyi de katarak kanunlastirdi, kurallastirdi, yasalastirdi v.s. 

Link to comment
Share on other sites

İnsan bilinci evrimsel olarak kazandı. İnsanda bilinç diğer canlılarda olan bilincin devamıdır.

Bir de nitelikten bahsediyorsun, nerde nitelik. Nitelikevrim ile degil, devrim ile gelir.

 

Burada indirgemecilik de yapiyorsun. Cunku bilinc sadece evrimin urunu degildir, insanoglunun sorgulamasinin da urunudur.

 

Evrim devrimi icermez. Evrim insanoglu soyutlamasinin degisimini de icermez.

 

Teist olan bir beynin, daha sonra ateist olmasi ile evrimin bir ilgisi yoktur.

 

Ideolojiler, inanclar, dogrular teoriler ve her turlu insanoglu soyutlamasi ile, KAVRAMSAL BILGI ile evrimin bir ilgisi yoktur.

 

NITELIKFIZIKTE DEGIL; ZIHNIYETTEDIR.

Link to comment
Share on other sites

Bilinç olgusuna dar bir açıdan bakarsanız, yukardaki tanımları ile yetinebilirsiniz.

Ama bence bilinç son derece önemli bir olgudur. Bilinci tartışırken dar bir bakış açısı ile yetinilmemelidir.

Çünkü yukarda tanımı yapılan bilinç de, diğer bütün soyut insansal kavramlar gibi, insana diğer hayvanlardan intikal etmiştir.

Bazıları epifenomenler olarak ortaya çıkmış olsalar da, insanlar bilinci evrimsel olarak kazanmışlardır.

Bilincin kökeni bu nedenden çok önemlidir.

O konuya ayrıca değinmek gerekmektedir.

Link to comment
Share on other sites

Bilinç olgusuna dar bir açıdan bakarsanız, yukardaki tanımları ile yetinebilirsiniz.

Ama bence bilinç son derece önemli bir olgudur. Bilinci tartışırken dar bir bakış açısı ile yetinilmemelidir.

Çünkü yukarda tanımı yapılan bilinç de, diğer bütün soyut insansal kavramlar gibi, insana diğer hayvanlardan intikal etmiştir.

Bazıları epifenomenler olarak ortaya çıkmış olsalar da, insanlar bilinci evrimsel olarak kazanmışlardır.

Bilincin kökeni bu nedenden çok önemlidir.

O konuya ayrıca değinmek gerekmektedir.

Dar aci indirgemeci ve determinist bakis acisidir. Yani benim itiraz ettigim aci.

 

Buradaki ufuk darligi herseyi fiziksellige indirgemektir.

 

Ayrica insanoglu farkinin bir insanoglu olarak farkina varamamak demektir.

 

Zaten bu farkin farkina varilsa; HER TURLU GOZLEMI ALGILAMA ILE KAVRAMSAL BILGIYE DONUSTURENIN VE BUNU SADECE KENDI ICIN YAPTIGININ HENUZ OLAN TEKLIGI ALGILANIR.

 

Konu bilincin kokeninin fenomenal degerlendirmesinden once, BU DEGERLENDIRMEYI YAPANIN SADECE INSANOGLU OLDUGUNUN FARKINDALIGI VE BILINCI GEREKIR.

Link to comment
Share on other sites

Ben fizikalistim. Ama bu demek değildir ki ben dar açıdan bakıyorum.

Ona dar açı denmez. Gerçekçi bakış açısı denir.

Olguları bilimsel olarak değerlendirdiği için, yaşamda pratik önemi olan  bir bakış açısıdır.

Benim gozlemim senin ne oldugun uzerine degil, senin yazdiklarin uzerine. Cunku sonucta sen senin yazdiklarinsin. Yani quantum dusuncesi.

 

Gerceklige gelince, gerceklik insanoglu yapilandirilmisligidir. Yani her beynin beynindeki zihniyeti onun gercegidir. Bilgi de zaten, gercegin ne oldugunun inanc ile dogrulanmasidir.

 

Iste o yuzden herkesin inanci ve dogrulamasi farklidir.

 

Olgular gercekler degildir.

 

Cunku gercekler herkese gore degiskendir, ama olgular tum insanoglunu baglar.

 

Ben de yapilandirmaci epistemolojistim. Yani bilimsel felsefe. Ya da bilginin bilimselligi.

Link to comment
Share on other sites

Ben de yapilandirmaci epistemolojistim. Yani bilimsel felsefe. Ya da bilginin bilimselligi.

 

Temelde ben de öyleyim... Bunu tartışmamıza gerek yok sanırım.

Evet.. Burada yazdıklarınızla varsınız.

Quantum dusuncesinin temelidir.

 

Uzerinde yazisabiliriz, istersen. Benim bu sitede konu ile ilgili basliklarim var.

 

Insanoglu vucudunun her turlu yasam suuru disi hareketini saglayan onun arka plandaki zihniyetidir. Devrim de burdadir, bu kulvardadir.

 

Yani her turlu bilinclenme, sorgulama, zihinsel/davranissal degisim evrensellesme ve insanlasma.

 

Yalniz insanoglu sekilci oldugundan, arka plandakini degil de; sadece fiziksel gorunumu alir.

 

Iste insanoglunun kendinin kendi bilincine varamamasi ve kendini bir madde/meta/mal/nulk ile ya da kul/kole ile ozdeslestirmesi ve her turlu ustelik kendi yarattigi deger icin, insanlik sucu ve ihlalini uygulamasi da bu yuzdendir.

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Sign in

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...