Jump to content

Milliyet'in "Yarattigi/Yasadigi" Deprem


evrensel-insan

Recommended Posts

Konuya vakif olabilme adina, Milliyet gazetesinde cikan ve sonradan gazeteden kaldirilan 28 Subat tarihli yani 5 gun onceki haberin ve bu haberde gecen Ocalan'in konusmasini bu basliktan sonra izleyin ve okuyun.

 

Bes gun sonra gelinen nokta da hem gazeteciulik hem basbakan hem baski hem de ozgurluk adina buyuk gelismeler olmustur.

 

Burada onemli bir nokta goz ardi edilmektedir. Sonucta iktidar cekismesi olan A.Gul-cemaat kanadi ile R.T. Erdogan Polis devleti kanadi arasindaki cekisme de, devletin her turlu duzeyinde eli olan cemaatin ara ara yapmis oldugu "basin sizdirmalari" ndan biri daha yasanmistir.

 

Daha once ulusalcilarin "libos" olarak niteledigi Taraf gazetesinde yasanan depreme bu tutanaklar ile "2, cumhuriyetciler" de dahil edilmistir.

 

Burada onemli olan diger bir nokta daha, haberin iceriginden cok "nasil sizdirildigi" uzerine gidilerek haberin anlam ve icerigi goz ardi edilmeye calisilmaktadir.

 

Diger bir konu ise, basbakanin actigi "ozgurluk alani" tartismasidir. Basbakan'a gore bu onun ozgurluk alanidir ve gazetecilerin bu alana girmesi yanlistir.

 

Basbakan sunu demektedir. "Ben kimle ne zaman nasil ve neden istersem onun ile gorusme ve anlasma yaparim. Ustelik bu yaptigim gorusme ve andlasmanin icerigini de yine ben ne zaman neden ve nasil istersem oyle aciklarim. Ben bunu aciklamadan ve benim verdigim izin ve icerik temelinde aciklanmadan yapilan her turlu haber benim ozgurluk alanima girmektir ve basinin buna hakki yoktur"

 

Goruldugu gibi basbakan baskanliginin otokratik tek adamlik monarsisini coktan ilan etmistir. Cunku ozgurluk sadece onun tanidigi ozgurluktur. Herkesin ozgurlugu onun tanidigi kadardir.


Gelelim Milliyette olanlara. Basta da dendigi gibi orijinal metin milliyetten kaldirilmistir. Bu tutumu ve basbakanin basin icin soylediklerini "elestiren" yazinin yazari Can Dundar'in yazisi sansurlenmis ve C.Dundar gazeteden ayrilmanin esigine gelmistir.


Gazeteciligin "batsin mi/yasasin mi" oldugu ise basbakanin son cikisinin tartismasidir.


Evet "Muhtesem Yuzyil" dizisinde oldugu gibi, basbakanin direktiflerinin milliyet gazetesinde de bir deprem yaratacagi kesindir. Bu depremden kimler ne payi alacagi da onumuzdeki gunlerde netlesecektir.


Aslinda gazetecilik toplumun ve halkin aynasi olarak her turlu ozgur temelde haberciligini surdurerek yasamalidir.


Burada desteklenecek olan bu haberi kamuoyuna duyuran ve "vakitsiz oten horozu keserler" seklinde bertarafa maruz kalan gazete ve gazetecilerdir.


Evet ulke ve toplumumuzda bir demokrasi ayibi daha digerlerine "ileri demokrasi" masaliyla eklenmis ve tarihte yerini almistir.


Buradan gazeteciligi yasatmak degil de; emir ile batirmak isteyen gazetecilere seslenelim.


Korkunun ecele faydasi yoktur.

Kusdan korkan dari ekmez.

Yani gazeteciligi batirmak istiyorlarsa ya dari ekmeyecekler ekeceklerse de bunun ecele bir faydasi olmadigini bilecekler.


Yoksa, bilerek ya da bilmeyerek isteyerek ya da istemeyerek kendilerine taninan ozgutrluk alaninin kendilerine de dar geldigini algilayacaklar ve istemeden de olsa o dariyi ekeceklerdir.


Taraf buna en guzel ornektir.


Aslinda burada gazete ve gazeteciler sadece haberi kitleye duyurandir. Haberi kimin gazete ve gazetecilere ilettigi neye ve ne zamana gore hangi gazete ve gazeteciyi sececekleri de haber kaynaginin kendisi yani; F.Gulen, evengalist/cemaat kanadidir.


Bugun ulkede her turlu basina sizan kasetler dahil ve basbakan aleyhi gorunumlu haberler dahil, tum ergenekon balyoz v.s. dahil tertipler dahil ayarlanan gizli taniklar duzenlenen sahte belgeler CD'ler dahil kisa tum belirli bir amacla hazirlanmis deliller, taniklar, haberler v.s. dahil; hepsinin arkasinda cemaat vardir.


Iste bu cemaat kendi cikarinca da ara sira da olsa basbakan ile "ayran icip, ayri dusmektedir."


Yalniz her "ayri dudus" un tarihe ve topluma yansisi yeni bir acilimin habercisi ve tetikleyicisidir.


Turkiye'nin gelecegi mi? Bu zaten kapali kapilar ardinda ve BOP projesi temelinde yazilmakta ve uygulanmaktadir.

Link to comment
Share on other sites

Ocalan'in Manifestosu-Imrali Tutanaklari;

 

http://www.youtube.com/watch?v=DLSGgCEwsVY

 

’’TAYYİP
BEY'İN BAŞKANLIĞINI DESTEKLERİZ’’ MİLLİYET GİZLİ İMRALI ZABITLARINI ELE
GEÇİRDİ!


 

Milliyet'ten Namık Durukan, BDP'li heyetin İmralı'da Öcalan ile yaptığı
görüşmenin gizli notlarını ilk kez yayınladı.


 

http://www.medyaradar.com/f1/f71_1eaae.jpg Milliyet'ten Namık
Durukan'ın haberine göre, 23 Şubat 2013 görüşme notları’ başlığı altında oluşan
görüşme notları, Abdullah Öcalan’ın, “Tarihi önemde bir toplantıya başlıyoruz.
Nasıl bir yöntem izleyelim?” sözü ile başlıyor. Heyetten “Size nasıl uygunsa”
yanıtı alan Öcalan, çözüm süreci ile ilgili değerlendirmelerinin ve önerilerinin
yanı sıra BDP heyetindekilerle özel konularda sohbet de ediyor.

Abdullah
Öcalan’ın, İmralı’da BDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan, İstanbul Milletvekili
Sırrı Süreyya Önder ve Diyarbakır Milletvekili Altan Tan’la yaptığı, bir MİT
yetkilisinin de hazır bulunduğu görüşmenin tutanakları özetle
şöyle:

BAŞARAMAZSAK FELAKET OLUR

“Kandil’e BDP’ye
ve Avrupa’ya üç nüsha mektup yazdım. Heyet ile dünden beri yoğun olarak
tartışıyoruz. Özal’dan beri teşebbüs içerisindeyim, akim (akamete uğradı,
kesintiye uğradı) kaldı. Şimdi akamete uğramaması lazım. Uğrarsa, tırnak
kesilirse felaket olur.

BİZ AK PARTİ'Yİ ÇIKARAN
GÜCÜZ


Eski yaşam alışkanlıkları top yekun bırakmak gerekir.
Neden, çünkü bu bir rejim değişikliği olacak. Tanzimat, Meşrutiyet, Cumhuriyet,
1950 çok partili hayata geçişten çok daha önemli, bu hepsinden daha derinlikli
olacak. Zamanında söyledim anlamadılar. Anlamış olsaydılar, Ergenekon olmazdı,
AKP bunları diyor ama çok yüzeysel bakıyor. Benim çok inatçı olduğumu
biliyorsunuz. Ben ilk günden demokratik Cumhuriyeti savundum, onlar beni
anlamadılar;

“APO’yu bitirdik” dediler. Stratejik hatalar yaptılar.
Ergenekon’u saptılar umarım bu sefer böyle olmaz. Onun için benimle
oynanmayacağını özellikle AKP’ye anlatmalısınız. AKP’lilerle konuşun anlatın.
Siz Meclis’tesiniz size çok görev düşüyor. Anlamlı bir uzlaşmaya gidilseydi
(Ecevit döneminde) ne Ergenekon ne AKP olmazdı. Biz AKP’yi çıkartan
gücüz.”

HA SAKİNE'Yİ VURMUŞLAR HA BİZİ...

-
Sırrı: Bize gelen bilgide, “Sakine’nin tutumunun ve katılımının iyi olduğu, dağ
adına Avrupa’da görevli olduğu, işini tamamlayıp geri dönüş için Paris’e
gittiğinde bu olayın olduğu... Tutumunun ve katılımının iyi olduğu”
bildirildi.

- Öcalan: Ha bizi vurmuş, ha Sakine’yi vurmuşlar. Çok
karanlık bir olay. Ankara’ya gelmiş (Ömer Güney) Çankaya’da büro tutmuş. Sterk
“MİT kaynaklı” demiş. Mümkün değil ama düşüneceksin. Milyonda bir de olsa
düşüneyim, MİT var mı? MİT de şaşırdı. Demekki darbe hala devam ediyor.(Sırrı’ya
dönerek) Sinop olayı rast gele mi organize mi?

- Sırrı: Organizeydi
başkan. Çünkü ancak bir reklam ajansı grafiği ile önceden hazırlanmış pankartlar
ve bildiriler vardı. Sosyal medya üzerinden bize dönük kampanyalar başlatıldı.
Darbe Araştırma Komisyonunun görevi bittikten sonra, Özel Harp Dairesi ile
ilgili, Gladyo ile ilgili, Kürdistan bölgesi hariç özellikle Karadeniz’i deşifre
eden bilgiler geldi. Burada Karadeniz’de gladyonun yaptığı işler başlığı altında
TAYAD’lı ailelere dönük linç girişimi de vardı. Orada anlatılan, yapılan ve
biçimler ne ise hepsini Karadeniz’de gördük. Bu yönüyle örgütlü ve
organizeydi.

DEVLETE GÜVENMEYİN

- Öcalan: Siz de
muallaktasınız. Tıpkı Sakine gibi. Bir daha kendini öz savunmanın
hazırlamadığınız hiçbir yere gitmeyin. Size bir vurduklarında on
vuramayacaksınız, gitmeyin, devlete güvenmeyin. Biliyorsunuz ki Ahmet Türk’ü iki
kez vurdular, bir Samsun’da, bir İzmir’de... Sakine’ye yapılan hepimize
yapılabilir. Bu özel harbe ayrıca geleceğiz.
(Çay
geldi)

BAŞBAKAN ZEKİCE KULLANIYOR

- Öcalan:
Hükümet kesin vesayetten kurtuldu mu hesaplaşma tam olarak yapıldı mı? Tayyip’in
Hükümet mekaniği, Kürt hareketine vurduğu kadar kendisine izin veriliyor, alan
açılıyor vesayet kurumu, güç odakları tarafından. Sayın Başbakan zekice bu
mekaniği teşhis etmiş ve iyi kullanıyor. Komplonun bir parçası değil. Danışıklı
demiyorum ama Başbakan komplonun parçasıdır demiyor ama, bu yöntemi bir iktidar
aracı olarak görüyor. PKK’ya vurarak yerini sağlamlaştırıyor. Kendime kızıyorum,
2001-2004’te biz eylemi ‘tak’ diye kestik. Hükümet anlamadı, ‘terör bitti’
dediler. (Altan Tan’a dönerek) Sayın Altan bilirsin İslamcıların 40 yıllık
rüyasıydı, rüyalarını gerçekleştirdik. Biz AKP’ye iktidarı altın tepside sunduk.
Bize bir teşekkür etmedikleri gibi 2. Atatürk rolüne soyunup daha çok üstümüze
geldiler, ezmeye çalıştılar. Benim demokratik kriterlerim var bunu anlattık, bir
baktık ki AKP hegemonya kurmak istiyor, 1923-40-50 CHP yerine AKP...


BAŞBAKAN TUTUKLANACAKTI

AK Parti’nin çıkışları
yanlıştır. Son bir buçuk yılda büyük bir savaşa yüklendiler. Nihai tasfiye
operasyonları yaptılar. Sayın Başbakanı buna inandıran ekip (2011’de) PKK’yi
bitireceğiz’ dedi. 10 bin kişiyi (KCK) içeriye aldılar, Bu güç MİT’e de darbe
planladı. Ben hemen devreye girdim, ‘bu darbedir’ dedim. Ergenekon’dan farkı
yok. Başbakan MİT’e darbe yapılınca sıranın kendisine geldiğini gördü, Başbakan
vatana ihanet suçundan tutuklanacaktı. (Durdu yeniden söze başladı) Genelkurmay
Başkanının (İlker Başbuğ’u kastetti) tutuklanması da budur. O güce Cevat Öneş
‘darbe’ dedi. Bu yüzden ben devreye girdim, yardımcı olayım
dedim.

DARBEYİ BEN ÖNLEDİM

Metiner, ‘Sıkıştı’
diyor. Yanlış söylüyor. Sıkışma yok, darbeyi önledim. Bir darbe var, fakat
derinliğini tam fark edemiyorum. MİT’i düşürseydiler. Türkiye’de tüm kaleler
düşmüş olacaktı. Hakan Fidan tutuklansa, sonra sıra Başbakan’a gelecekti. Benim
bu süreci canlandırmam, darbeyi engelleme sorumluluğu... Darbeyi
önleyebileceğimi fark ettim ve süreci başlattım.

APO ÖLDÜ
DEYİN


- Sırrı: Gruptaki arkadaşların da selamı var, bir
diyeceğiniz var mı?
- Öcalan: Ben sorumluluk üstlenmem. Süreç başarısız
olursa ‘Apo öldü’ diyeceksiniz. Ben yokum. BDP ve PKK’nın beni kullanmasına izin
vermem.
- Sırrı: Rojava (Suriye’nin Kürt bölgesi) için bir aktarımınız olacak
mı?
- Öcalan: Suriye’de Kürtler iki tarafla da görüşsünler, kim haklarını
verirse onunla çalışsınlar. Suriye Demokratik Kurtuluş Cephesi olsun. Kürt,
Arap, Türk, Türkmen hepsi. Suidi Selefiler çok tehlikeli, Esad ise küçük burjuva
diktatörlüğüdür. Kürtler (Suriye’deki Kürtleri kastederek) Barzani’nin emrine
giremez. Onun çizgisi farklı. Kürtler mutlaka bir öz savunma gücü
oluşturmalı.
- Pervin: Başkanım sizden bir parça almak istiyorum.
-
Öcalan: (Elindeki kalemi Pervin’e vererek) Hatta size bir şey imzalayabilirim.
(Heyetin üç üyesine ayrı ayrı duygularını ifade eden birer cümle yazarak birer
kart imzalayıp verdi)

TAYYİP BEY KURNAZ
ÇIKTI


Öcalan, “Kirli işler dönemini Baykal, AKP’ye devretti.
Baykal tarihi hata yapmıştır. Tayyip Bey kurnaz çıktı. Deniz Baykal’ı kullandı.
Ergenekonun bizden beklentisi 2002’den itibaren savaşı tırmandırmamızdı. Ben
AKP’nin tam olarak oturması ve olgunlaşması için bilerek bekledim, sabrettim.
AKP anlar dedik. AKP darbe ile uğraşırken başını belaya/derde sokmayalım dedik.
Onlar darbelerle uğraştılar. 2007, 2009 hatta 2011’e kadar seçim hesapları, oy
hesapları yaptılar. Ben geri çekildim.

Benim çekilmem AKP’nin
istismarından dolayıdır. KCK de PKK de dürüst ve fedakardır ama savaşı tam
yapamadı, yetersiz kaldı; barış meselesinde de dirayetsiz kaldılar. Sıkıldım
geri çekildim. Onlara ağır kelime kullanmıştım. Süreci esastan bozan güç kim
diye baktım. Savcının... 7 Şubat MİT’e darbesi... Ben bir darbeyi sezdim.
Cezaevi müdürüne ‘Hakan Bey’i (MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı kastediyor) yalnız
bırakmamak gerekir’ dedim. Sözlü, yazılı iletişime geçtim, 5 ay önce tekrar
kanal açıldı, diyalog başladı” diye konuştu.

NEVRUZ'DA İLAN
EDECEĞİM


Eylem Planı’na bir sayfalık ek yazdım. İkinci ek 4
sayfalık paralel devletle ilgili sorulara cevaplar. Değerlendirme 3 yaprak, 6
sayfa Kürt Sorununda Barış ve Demokrasi Süreci Hakkında Kısa
Değerlendirme.

Ben 3 aşama ve 10 ilke öneriyorum. Bu yazı üzerine cesurca
tartışacaksınız. Bunu Kandil’e ve Avrupa’ya götüreceksiniz. Kendi aranızda iş
bölümü (heyeti kastederek) yaparak, Kandil ve Avrupa’ya bu görüşmeyi anlatın.
Daha önce 3 hafta demiştim ama 2 hafta içerisinde gelirse, görüşlerimi revize
ederim. Eşbaşkanlarla görüşürsem iyi olur. Eğer eşbaşkanlara tavır devam ederse
yine bu heyet gelir. Newroz’a bunu ilan etmek istiyorum. İlanı ben
yapacağım.
(Sırrı’ya dönerek) Kolektif haklar ve Kürt reformu yasası
yapılacak. Biz demokratik özerklikte ısrar edersek, bu sabote olur.

-
Sırrı: Sayın Başkan süreci tıkayacak olan da sürecin önünü açacak olan da sizin
koşullarınız. Buna dönük yetkililerle görüşmelerinizde bir takviminiz, bir
mutabakatınız var mı?

- Öcalan: (Önce cevap vermek istemedi sonra) Ben
PKK’nin yetersizliğine karşı da inisiyatif kullanacağım. Ne PKK’nin sandığı, ne
AKP’nin sandığı gibi bir çekilme olur. Akdoğan (AKP Parti Ankara milletvekili,
Başbakan Erdoğan’ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ı kastediyor) milat diyor. Bu
kendini kandırmadır. Felakete neden olur. Mektubun cevası gelecek. Karar verip
ilan edeceğim. Kandil karamsar, aşarlarsa iyi olur. Akdoğan kendisine
güveniyorsa onunla konuşabilirsiniz. Bunu yapmazlarsa daha da gelişkin bir
gündemle karşılaşırlar.
(Sırrı’ya dönerek) Peki bu çekilen yere JİTEM’in ve
korucuların dolmaması için komisyonlar mı olmalı, yoksa akil adamlar mı
olmalı.

- Sırrı: Parlamentonun böyle bir yetkisi ve işlevi yok.

-
Öcalan: Komisyonlar kurulacak. Hakikat komisyonu da kurulacak. Akil adamlar
denetiminde olacak. Çekilme o zaman olacak. Köylere geri dönüş olacak. Bunları
yapmazlarsa geri çekilme olmaz. Çekildiğimiz alanda gerillayı daha da
büyüteceğiz. Çekilirsek gerilla biter görüşüne katılmıyorum. Suriye var, İran
var. Şu an Suriye’de 50 bin, Kandil’de 10 bin, İran’da 40 bin
var.

HEPİMİZ ÖZGÜR OLACAĞIZ

- Sırrı: Sizin
konumunuz ne olacak?

- Öcalan: (Gülerek) Ne ev hapsi, ne de af bunlara
gerek kalmayacak. Herkes, hepimiz özgür olacağız. Şunu bilin ki bu hamlem
komployu boşa çıkaracaktır. Ben komployu aşıyorum. Başarılı olursam, Ne KCK
tutuklusu kalır ne başkası. Bu olmazsa 50 bin kişiyle halk savaşı olacak. Ölen
ölecek, ben karışmıyorum. Yalnız, herkes bilmeli ki, ‘Ne eskisi gibi
yaşayacağız, ne de eskisi gibi savaşacağız’. Kendime güveniyorum. Şunu iyi bilin
devlet de ben de vazgeçemeyiz. Tarihi bir barış ve demokratik yaşama
geçiş.
Kandil onların savaş sistemine katılmadığım için... Bu yüzden onlara
kızıyorum.
Umarım AKP’de bizi yanlış anlamaz. Yanlış anlarsa felaket olur.
Buna rağmen AKP diktatoryasını bize dayatırsa kabul etmeyiz.

- Sırrı:
Başkanım her şeyi konuştuk. Bir de başkanlık meselesi var. Kamuoyu bu konuda çok
hassas. Osman Kavala’nın size selamları var. Totaliter bir yapıya dönüşmesinden
endişe ediyorlar.

GÜLEN NUR HAREKETİNE
SIZDI


Cemaatin merkezi ABD’dir. Benim buraya alınmamla birlikte
Fethullah da ABD’ye alındı.

Bir yazar (yazarın adını hatırlayamadı)
‘Fethullah Gülen, Nur hareketine sızdı’ diyor. ‘Kesin bilmiyorum, Kemalistlerin
sızması’ diyor.

Nur hareketini inceleyin, Saidi Nursi eski Nurs
köyündendir. Eski bir Ermeni köyüdür. Teşkilatı Mahsusa’ya girdi, sonradan
Mustafa Kemal ile takıştı.

EMRE USLU KONTRGERİLLA MERKEZİNDE
YETİŞTİRİLDİ


Fethullah Gülen ABD’de yaşıyor. 120 devlette okul
açmış, para nereden. Florida kontrgerillanın eski merkezidir, Türkeş ve Latin
Amerika’daki kontrgerilla, orada yetiştirildi. Yeni merkez ise Utah’tadır. Emre
Uslu vs. orada eğitildi. Sağda ve solda örgütleri kontrgerilla ele geçirdi

 

Medya Radar-28.02.13 09:21
 

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...