Jump to content

Orphaned

Members
  • İçerik sayısı

    17
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

Sitemizdeki itibarı

2 Neutral
  1. Bingo! İşte Amerika tarafından kullanıldığını düşünmemiz için bir sebep daha. http://forum.dusuncedunyasi.net/index.php?/topic/212-secimde-hile-olasaligi/page__view__findpost__p__1668
  2. Bu yüzden amerikan ajanısın diyoruz ya. Kendini aklayabildiğin zaman görüşelim.
  3. Bu ülkede herkesin ne olduğu belli zaten. Hele siyasetçilerin her şeyi belli. Adı, soyadı, doğum yeri, ikametgahı, geçmişi vs.. Üstelik gerçek bir dünyada yaşıyorlar. Senin bunlar bile belli değil. Öyle bir avatar ve nick almışsın sallıyorsun sağa sola. Nasıl aklayacaksın kendini? Bize Amerika tarafından tutulmadığını ispatlasana?
  4. Yıllardır emperyalist güçlerin merkez sağın Türkiye'ye demokrasi getirme çabalarını nasıl engellediğini çok iyi biliyoruz. Bu yolda liderler idam edildi, tutuklandı, sürgüne gönderildi, partiler kapatıldı, chp gibi solcu partilerle, tsk ile anlaşmalar yapıldı, darbeler yaptırıldı. Mağdur olan taraf hep merkez sağ partiler olmuştur. (Süleyman Demirel ekolünü ayırıyorum tabii ki) Bu yüzden Amerika ve Emperyalist güçler tek parti döneminden itibaren, ulusalcılar ve ırkçılarla birlikte hareket ederek, demokrasi isteyen halkı sömürmüş, ezmiştir. Bunun sorumlusu Amerika-Emperyalist güçlerden ziyade sözümona sosyal demokrat olan faşistlerdir. (Artık insanlarla anlayabildiği dilden konuşuyorum)
  5. Seni de Amerika tutmuş olabilir burada seçimi provoke ederek kaos ortamı oluşturman, Türkiye'nin huzurunu kaçırman için. Hatta tutmuş olabilir değil, direkt tutmuştur diyorum. Hadi bakalım, nasıl sıyrılacaksın şimdi işin içinden...
  6. Onur Öymen bir açıklama yaptı, yazı yazmadı. O açıklamada da Muhtıra'yı desteklediğini ayan beyan söylüyor işte. Daha bunun başka bir açıklaması var mı? Senin kafanda kurduğun paranoyalar benim umrumda değil. Seni iyileştirmekle uğraşacak değilim. Zaten konumuz başta. Şimdi "Otoriter bir düzen geliyor" diye zırlayanlar, daha önce de darbe çığırtkanlığı yapıyordu, muhtırayı desteklemişti diyoruz. Bunu da çok yakın bir tarih olduğundan rahatlıkla ispatlıyoruz. Burada gerçekleri çarpıtma şansınız da yok yani.
  7. Muhtıra'nın tanımını mı tartışacağız şimdi? Bak bildirinin son paragrafında ne var: "Türk Silahlı Kuvvetleri, bu niteliklerin korunması için kendisine kanunlarla verilmiş olan açık görevleri eksiksiz yerine getirme konusundaki sarsılmaz kararlılığını muhafaza etmektedir" Bu muhtıra değildir de nedir? Bunun arkasında olmak, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin haddi olmadan bir siyasi sürece müdahale ültimatomunu desteklemek ne zamandan beri demokratlık oldu? Al Onur Öymen'in 28 nisan'daki açıklaması: "“Genelkurmay'ın tesbitleri bizim tesbitlerimizden farklı değildir. Altına imzamızı atarız. ‘Ne mutlu Türküm diyene’ sözünü kimse küçümseyemez ve bunu küçümseyenleri devletin düşmanı sayarız. Türkiye'yi Atatürk düşmanlarına teslim etmeyeceğiz." Bu da o zaman ki Tüsiad başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ'ın açıklaması: "“AKP toplumda git gide artan ve TÜSİAD’ın da paylaştığı laik rejimi koruma kaygısını yeterince dikkate almıyor. Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklamasıyla yaratılan fiili durum demokratik teamüllere uygun değil. Laikliği ve demokrasiyi korumak için bir an önce genel seçimlere gidilmeli.”" Senin varsayımlarının, kafanda kurduğun paranoyaların hiçbir değeri yok. Zaten kanıtlanmış gerçeklere, ortada olan doğrulara baktığın zaman, senin o kafanda kurduğun ucuz teorilerle taban tabana zıt olduğunu görürsün. Hem unutma, o bildiriler ve darbe çığırtkanlıkları da hep varsayımlara dayandırılarak aklanmaya çalışıldı. "Şu lisede namaz kılınmış demek ki şeriat geliyor." diye haberler yapılarak darbeye nasıl zemin hazırlanıldığını çok iyi biliyoruz. Bundan siyasi rant elde edemeyince söylemler de değişti haliyle. Bütün o varsayımların tamamen gerçekdışı olduğu ve hükümete saldırı için yapılan karalama kampanyaları olduğu işte şimdi ortaya çıktı. Daha bunun tartışılacak bir tarafı var mı? Ne oldu sizin "Şeriat geliyor" sloganınıza?
  8. Her sandığın başına bir parti kendi temsilcisini gönderiyor. Her seçimden sonra, seçimi kazanan parti hile yapmakla suçlanıyor. Ama ne hikmetse (son 4 seçim için konuşuyorum) iktidar partisi hep anketlerde çıkan oy oranının hemen hemen aynısını aldı. Bu durumda anketler de mi hileli oluyor? Abd'nin medya propagandasıyla seçim kazandırma yorumunun ne kadar zırva olduğunu es geçip şunu soruyorum: ikisi arasındaki bağlantıyı nasıl kurdun yahu? "Medya propagandası vardı, bu yüzden hile olabilir." gibi bir önerme çıkıyor ortaya. Hangi kafayla yazdın bunu?
  9. Şimdilerde demokrasi, özgürlük diye zırlayan yazar ve siyasetçilerin 27 nisan muhtırasına yaptığı kısa yorumlara şuradan ulaşabilirsiniz: http://tr.wikipedia.org/wiki/27_Nisan_Genelkurmay_Ba%C5%9Fkanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1_Bas%C4%B1n_A%C3%A7%C4%B1klamas%C4%B1#Yorumlar Bir zil takıp oynamadıkları kalmıştı 28 nisan günü. Şimdi baktılar tanklarla saldıramıyorlar, karşı tarafa geçip saldırmaya çalışıyorlar. Ben bunu anladım.
  10. Periyodik olmaması düzensiz olduğu anlamına mı gelir? Bir şeyin evrenin düzenine uygun olup olmadığına, oluşma zamanının periyoduna bakarak mı karar veriyorsun? 1- Bu patlamalar arasında düzenli ve anlamlı bir bağlantı olmadığını nasıl tespit ettin? 2- Düzenli ve anlamlı bir bağlantı tespit edilemeyeceğini neye dayanarak söylüyorsun?
  11. Chp % 80 Mhp % 15 Akp % 9 ile baraj altında kalır. Bir de Tkp % 0,3 ile sürpriz bir çıkış yapabilir. Sizin düşüncenize göre bu sonuçlardaki tek sürpriz de bu olur herhalde.
  12. Ben onu demeye getirmiyorum. Senin kafanda belirlediğin iyiler/kötüler suçlar/cezalar önemli değil. Sana göre insan öldürmek her halükarda kötüymüş mesela. Bana göre tam tersi insan öldürmemek kötü. Bütün insanları öldürmeliyiz bence. Tuhaf geldi di mi? Senin söylediğin şeyin de bundan farkı yok aslında. Öldürmenin zorunlu olacağı yüzlerce, binlerce şey var nefs-i müdafa dışında. (suç-ceza kavramlarından bağımsız söylüyorum) Anlayacağın dünya senin düşüncelerin etrafında dönmüyor. Toplumun her ferdinin hemfikir olduğu bir yasa dünya tarihinde görülmemiş. Ahlak, etik kuralları da öyle. O yüzden neyin iyi, neyin kötü olduğunu belirleyemezsin sen.
  13. Niye? Sen öyle düşünüyorsun diye mi? Senin nasıl düşündüğün kimsenin umrunda değil. İnsanlar neyin iyi olup, neyin kötü olduğuna senin düşüncelerine bakarak karar vermiyorlar. Bu yüzden diyoruz ki bir insanın ölümü milyonlarca insanın iyiliğine olabilir. Milyonlarca insanı mutlu edebilir. Varsın sen kötü olarak kabul et. Kimsenin seni salladığı yok zaten.
  14. Ben de senin yaşamandan mutlu değilim. Git intihar et o zaman.
  15. Yoo sadece Ötanazi değil, mesela adam elektrikli sandalyede ölmeyi göze alamıyordur. Yalvarır sana "Ne olur beni gaz odasında öldürün" diye, sen de buna izin vererek ona iyilik yapmış olursun. "Toplu halde" olayını da Saddam'dan bağımsız bir şekilde konuştuğum için şöyle yorumlayayım; İçinde bulunduğu toplumun huzurunu bozan, ahlak anlayışlarını hiçe sayan, ne bileyim sürekli çocuklara tecavüz eden, insanlara işkence ederek öldüren yüz kişilik bir grubun gaz odasına hayatına son verirsen bir sürü insana iyilik etmiş olursun. O insanlar hem bunlardan kurtuldukları için mutlu olurlar, hem de toplu halde öldürüldükleri için haz duyarlar.
×
×
  • Create New...