Jump to content

placebo

Members
  • İçerik sayısı

    11
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

Everything posted by placebo

  1. Sonra da seni bir insanoğlu çıkıp yasa ve kanunlar yoluyla yargılıyor ,toplum yargılıyor,anan baban yargılıyor,öğretmenin yargılıyor..Sen ezilip büzülüyor,eğilip bükülüyorsun..İstersen karşı çık .. Dünya üzerinde bu işler somuttur.. Diğeri nerede yargılıyor bilemiyoruz.. Tabii sen red ededur...........Şiir tadında bir reddediş..
  2. Mesela ben senin Türk düşmanı olduğunu ve belki de bir Kıbrıs Türkü,Rum'u ,Ermeni veya Kürt olabileceğini falan düşünüyorum..Gözünü hırs bürümüş.Ne yapacağını şaşırmış bir halde ağzın köpürerek kuduz gibi ısıracak birilerini arıyorsun...Hoşt... Bak ben Türk değilim,ama ermeni,kürt,rum v.s de değilim. Ne enteresan değil mi?..Türk değilim ama senin gibi içinden çıktığı insanlara ve ülkesine düşman birisini ilk defa görüyorum.. Ben sana kızıyorsam, Türkler seni napsın..Çok antipatik ve görgüsüz bir halin var.. Sen sadece görmemişin oğlu olmuş çekmiş ç.. koparmış pozisyonunda ortalarda dolaşarak komplexini tatmin etmeye çalışan sıradan bir tipsin..Duyan da seni Avrupalı bir otorite sanacak..Avrupalı olmayı hokkabazlıkla karıştırıyorsun..Sen ne kadar özensen de asla bir Avrupalı medeniyetine, bilgi ve ekinine sahip olamayacak kadar tın sın...Git komplexlerini barzolarla tatmin et..Görgüsüz kro.... Komik İngilizce bilgilerini ve tezlerini de git senin gibi uyduruk bir kaç senelik yarım yamalak ingilizce bilenlere sakla... Devamlı forumda görüyorum seni..Hiç mi işin gücün yok...Evde oturup oradan buraya laf yetiştirene kadar biraz İngiltere de insan içine çıkta kültürün görgün artsın...
  3. "Özgürlük" kavram olarak vardır.Ama "özgür olmak" diye bir şey mümkün değildir.. Anne babanı seçmekten tut,doğduğun coğrafyayı kendin seçemediğini bir tarafa bıraksak ve noktayı bundan sonra başlatacak olsak bile özgür değiliz.. Okuduğumuz gazeteden tutun da, yediğimiz yemeğe kadar özgür değiliz..Sadece a-b-c şıklarından birisini seçmek zorunluluğundayız..Sabah değil de hürriyet gazetesi okumak gibi..Kapuska değil de imam bayıdı yemek gibi..Bir de işin içine diğer insanlara bağımlı ve birlikte yaşama zorunluluğunu katarsak ,karşındakine ve haklarına saygı gösterme dayatması özgürlüğü tümden kesip atacaktır..Zorundalıkların olduğu yerde herhangi bir özgürlükten bahsedemeyiz.. "Seçimde bulunmak" kavramsal olarak bile, özgürlük demek değildir.."Zorunda olmak" ona keza.. Sonuç olarak özgür değiliz..İnsan özgür olamıyorsa da özgürlük kavramı sadece kafa karıştıran ve algı saptıran bir düşünden başka bir şey olmaz..Sadece insanları "özgürlük" adı altında güden sistemler tarafından, algı hatası yaptırmak suretiyle, süslenerek ve ağır makyaj yapılarak sunulan bir şeydir özgürlük..Başka da bir işe yaramaz.. Herkes özgür olmadığının farkına varmalıdır..
  4. Bırak şimdi tedaviyi falan..Kelin ilacı olsa başına sürerdi.. Realiteden kopuk liboş,tabii senin tuzun kuru..İngiltere'de kıçın başın açık, orada burada sürterken Tc. de mahalle baskısı gören Türk kadınları.. Dansöz oynatmayı sevmem ama kendi kendine oynayanı varsa da yok demem , seyrederim..Dansözler bana pespayeliği ve banalliği çağrıştırırlar çünkü..Şu sıralar ise dansöz yerine, eskiden Atatürkçü olan, şimdi ise Fethullah hoca saflarına katılmış global dönekleri seyretmekle yetiniyorum.. Neyse o kadar da üzülme.Çoğu deliyle aynı frekanstasın...
  5. placebo

    Müzik Köşesi

    Rainbow-Ritchie Blackmore ; "Maybe next time" and "smoke on the water" http://www.youtube.com/watch?v=jHwev-tcxNM&feature=related
  6. Eline sağlık cigi...Yalnız , eşek kadar jeeplere binen nurjuvazi kadınlarını göremedim videonda..Ben jeep'e takığım bilirsin .. Ha bir de; türban nereyi örter? Hakikaten de bazılarının dediği gibi;acaba don türban'dan daha mı kutsaldır? bilemedim..
  7. Hocam bir söyledim bin ah işittim.. Ben kötü bir şey demedim yahu.. Forumdaşlar açtığın başlığı anlamaya çalışıp, yazım üslubundan çıkarımsadıklarını yazmışlar.. Onları da değerlendir.. Benim ise ilgili problemim ,yazılarının fazla ağdalı,bol ve anlaşılmaz terimli ,zaman zaman başka boyutlara kaymaya müsait ,zaman zaman da uzun oluşları... Ama yine de ,tabii ki seni anlamak adına elimden geleni yapıyorum..Bu çabamı da görmezden gelemezsin... Selamlar
  8. Kireç,biraz uzun bir yazı ama gerçekten okumanı tavsiye ediyorum.. Dün bir arkadaşımla aramızda konuşurken üzerine dikkat çektiği Richard Dawkins'in Tanrı Yanılgısı kitabının 198–219 sayfalarında bu konu anlatılıyor.. Bizim gibi faniler anlatınca inanılmıyor ya da kaale alınmıyor,belki bir bilim adamı kendi ağzından anlatırsa konu daha iyi kavranır diye büyük bir fedakarlıkla getirip buraya asıyorum.. Ahlakın Kökeni: Neden İyiyiz? Richard Dawkins Dindar insanların çoğu, din olmadan bir insanın değil iyi birisi olması, iyi birisi olmaya gerek duymasının bile düşünülmesinin zor olduğunu söylerler. Bu bölümde bu ve buna benzer sorulara açıklama getireceğim. Ne kötüdür ki bu tarz şüpheler bir adım daha ileri giderek şekil değiştirir ve bazı dindarları, inançlarına iştirak etmeyen kişilere karşı öfke nöbetleri geçirtecek kadar etkiler. Bu önemli bir konudur çünkü ahlaki kurallar genelde ahlakla gerçek bir ilişkisi bulunmayan farklı konular üzerinde belirlenmiş dinsel tutumların arkasında gizlidir. Evrim öğretisine karşıtlık büyük oranda evrimin kendisiyle, veyahut bilimsel herhangi bir şeyle alakasızdır fakat karşıtlık ahlaki öfke ile cesaret bulmaktadır. Barbara Forrest ve Paul Gross'un, Yaradılışçının Truva Atı: Akıllı Tasarımın Kesici Silahı isimli kitabında çarpıcı biçimde açığa vurulduğu gibi bu durum naif bir 'eğer çocuklara maymundan geldiğimizi öğretirsen, bir maymun gibi davranırlar'dan 'akıllı tasarım' için uygulanan gizli güdü olan karmaşık 'kama' stratejisine kadar uzanır. Okuyucularımdan çok sayıda mektup alırım. Bunların çoğu bir hayli dostça, bazıları yardımcı ve eleştirel, küçük bir kısmıysa çirkin ve hatta ahlaksızcadır. Ve birkaç istisna dışında en çirkinlerinin hepsi, söylediğim için kusuruma bakmayın ama dindar kişilerden gelen mektuplardı. Hıristiyanlığı kötü emellerine alet etmenin bu canlı örnekleri genelde Hıristiyanlığın düşmanı olarak görülürler. İşte size bir örnek, ateizmi savunan samimi ve etkili bir film The God Who Wasn't There (Orada Olmayan Tanrı)'nın yazarı ve yönetmeni Brian Flemming'e Internet yoluyla gönderilmiş bir mektup.Flemming'e gönderilen bu mektubun başlığı 'Biz Kahkaha Atarken Sen Yan' ve tarihi 21 Aralık 2005. Şöyle diyor: .................. http://richarddawkins-turkey.blogspot.com/2008/12/ahlakn-kkeni-neden-iyiyiz.html
  9. placebo

    Merhaba

    Sana inanıyor ,sözlerine güveniyoruz eski değil eskimeyen dostumuz.. Zaten bu karmaşık sistem içerisinde bir çok acayiplikle uğraşırken, aklımızın sınırları yeterince zorlanmakta..Bi de sen zorlama..
  10. placebo

    Merhaba

    Evet, mesajlarda o üç şeyi ben de çok yorucu bulurum.Kendisini akıcı olarak okutmayan mesajları eğer elzem değillerse veya bana yönelik yazılmamışlarsa okumam... Ama evrensel hocamın bundan sonra -hiç değilse bize karşı- yazarken, biraz daha alçakgönüllü davranıp anlaşılabilir bir dil kullanacağına inanıyorum..
  11. placebo

    Merhaba

    Yepyeni ve gıcır gıcır bir forumun açılışı varmış diye duyduk,hayırlı uğurlu olsuna,üye olmaya ve kutlamaya geldik.. Herkese merhaba.. Bilhassa uzun zamandır yazışmayı özlediğim evrensel hocama.. Artık Pante hocamla ne atışırsınız kimbilir..
×
×
  • Create New...