
everest
Members-
İçerik sayısı
35 -
Kayıt tarihi
-
Son ziyareti
İçerik türü
Profiller
Forums
Store
Makaleler
Everything posted by everest
-
Ne olur hep yaz . İletilerin nedense bende acayip bir gülümseme isteği uyandırıyor .
-
bunu şaşırma ifadesi olarak değil de aptal durumuna düşme ifadesine niyetine kullandım ifeelgood yahu bu smileyler nelere kadir
-
Tamam girdim . Buradaki alışkanlıktan noktasız olan eski nickimle girmeye çalışmışım
-
giriş yapınca , "[#1000B] You are not allowed to visit this forum." uyarı geliyor bana .
-
Yahu ben geçen adını bilmediğim bir kediyi "minnoş" diye çağırdım . Peşime takılmasın şimdi bu ?
-
Başlıktaki bu simetri kırılımı demektir ki evren bir kusurdan meydana gelmiş . O halde sonsuz olamaz . Çünkü sonsuzluk ile kusursuzluk eş değerdir . Kusur yani simetri kırılımı/ihlali beraberinde çeşitliliği de getirmiş . Değil mi ?
-
Bence bu hatunun sallanacak bir tarafı yok . Ateist bakışın dediği gibi ilgi istiyor . Baksanıza konudan konuya atlıyor sırf aykırı tavrını belirtmek için . tühh be ben buna hatun dedim alınacak şimdi
-
Öncelikle ilk defa duymuş olduğum "sarkazm" kelimesinin anlamını öğrenmeme katkı sağladığın için teşekkür ederim . Ama iletilerim de sana karşı kasti yada gizli bir alayın olmadığını belirteyim . Dediğim gibi amacımız bilinmeyenleri ve anlaşılmayanları aydınlatmak olsun . Sanırım burda ki durumda baştaki sorun anlaşılmamak .
-
Kürt başlıkları ne kadarda hit oluyor yahu . birde ezikleniyorlar bizi kimse sevmiyor diye . Alın işte hissedilemeyen sevginin nişanesi bu başlıklar
-
Niye dejavu olacak mışım ?
-
Yüce sulu börek aşkına ! çok aydınladım
-
ırk hakkında biraz daha bilgi sahibi olmalısın . http://www.turkcebilgi.com/%C4%B1rk/ansiklopedi http://tr.wikipedia.org/wiki/Irk_(biyoloji) Irk başkadır millet başka . Türk ırkı diye de bir şey yok , pers ırkı diye de moğol ırkı diye de .
-
senin yazdıklarınla alakasız birşey yazmamışım . Hem banane senin demokrat anlayışından . Ben gerçekçilik taraftarayım . Gerçekler rahatsız edici olsa bile ifade etmekten çekinmem . Yazdıklarından bu çıkmıyor . En azından benim alıntıladığım iletiden . Daha önce demişsen bilemem ki zaten o kişisel saptamandır . İtiraz etsem gerekçesini isterdim o tanımlamanın . Halk arasında yabanilik şöyle tanımlanır ; Kendi kültür ve zihniyetinden azınlık bir grup oluşturarak , diğer kültür ve zihniyetlerle ilişki kurmamak , düşman gözüyle bakmak , ayrı sınıfta hissetmek . Ben doğulu göçmen arkadaşlarda bunu görüyorum hep . HA diğer grubun dışlaması , yukardan bakması , maddi varlığı gibi etkenlere hiç değinmedim orası ayrı .
- 77 yanıt
-
- 1
-
-
Hem hacının yorumuna katılıyon hemide bu kadar saçmalayabiliyon . Ne ayaksın ? Türkler dediğimiz türkiyenin batı bölgesinin avrupa kültürüyle asimile olmuş hali zaten . sen hala sana ilk okulda öğretilen Ordan oraya göç eden barbar türkler bölümünde misin ? Türkiyenin doğu bölgesi yani genel tabiriyle kürt bölgesi ise geri kalmışlığını ve ilkelliğini asimile olamamasına borçlu . Bilimsel açıdan tanımlarsak uyum sağlayamamasına . Halk arasındaki tanımlamasıyla da yabaniliğine . Gel itiraz et hadi .
-
ortamsal dönüşüm beraberinde evrimsel dönüşümü de getirir . Canlıların gen havuzundaki genler onun ortama uyum sağlamasını sağlayabilen etkenlerdendir . Evrimin karada ve denizde devam etmesi nasıl su demek oluyor anlamadım . Neyse , Bi kere zamanında denizde başlayan evrim kara sıçramıştır . Böylelikle evrim hem karada hem suda diyelim devam etmiştir . Yani evrimin hem karada hem suda devam etmesi için karada yaşayan hayvanların tekrar suya dönmesi gerekmiyor . Karada kalması gerekiyor . Bunu bir ara açar mısın ? anlamadım da . Çok güzel . Vaazını da eksik etmemişsin ama gerek yok böyle şeylere . Sadece bilinmeyen ve anlaşılmayanları aydınlatsak yeterli
-
Doğuda baskı ve kısıtlamalarla gerek aile hayatında gerek öğrenim hayatında yaşam süren gençlerin , batı üniversitelerinde , geçmişlerinde türkçe eğitim görmelerine rağmen kendilerinin nasıl bir ifade yetersizliği içinde bulunduğunu çoğunuz görmüşsünüzdür . Biraz gerçekçi olun . Türkiyenin batı bölgesinin daha uygar ve çağdaş olmasının tek nedeni belli oranda yüzünü avrupa kültür ve zihniyetine dönmesinden kaynaklanıyor . Kürt bölgesindekilerin ve onlara destek olduğunu zanneden bir grup özentinin yaptığı tek şey o bölgenin kendi içine kapanmasını sağlamaktan ibaret . Bir kaynaşma olması gerekiyor ortadaki sorunu çözmek için . Bir ayrıştırma değil . Eğer ayrıştırma da diretiliyorsa sınırlarınızı çizersiniz net bir şekilde tavrınızı ona göre çatışma ortamı yaratırsınız . Öyle bir kaç millet vekili türkiye meclisine giremedi diye ağlayıp sızlamakla ( çatışma ortamı yaratmakla ) kalmaz . zira sorunun bir takım kesim tarafından demokratik yollarla çözülmek istenmediği aşikar . En sevmediğim şeydir şu fanatizm . İğreniyorum resmen .
-
İlk önce özgürlüğün tanımı ile başlayayım ; En genel haliyle, özgürlük, bağlı ve bağımlı olmama, dış etkilerden(etkenlerden) bağımsız olma, engellenmemiş ve zorlanmamış olma halini dile getirmektedir. Buna paralel baska bir gündelik tanımı, insanın kendi kararlarını kendi istemine ve düşüncelerine göre belirleyebilmesi, ve kendi seçimlerini kendi iradesi ile yapabilmesi olarak belirir. Burada özgürlük bir irade özgürlüğüdür. Türk Dil Kurumu, Güncel Türkçe Sözlük'de özgürlük sözcüğünü şöyle tanımlamaktadır: "1. Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya bağlı olmaksızın düşünme veya davranma, herhangi bir şarta bağlı olmama durumu, serbestî. 2. Her türlü dış etkiden bağımsız olarak insanın kendi iradesine, kendi düşüncesine dayanarak karar vermesi durumu, hürriyet."[ http://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%96zg%C3%BCrl%C3%BCk Bu tanıma göre kısacası özgürlük bireyin dış etkenlerden bağımsız kalarak karar verebilme yetisi olarak açıklanıyor . Ancak durumun felsefi yanıyla özgürlük kavramını ele alırsak " nereye çekersen oraya gider " lafının hakkını fazlasıyla vermiş oluruz . Ve yaptığımız bütün açıklamalar göreceli bir tanımla ibaret kalır . Olaya materyalist bir açıdan bakarsak şu bilim dallarına göre ( biyoloji , sosyoloji , antropoloji , psikoloji , vb. ) yukarıdaki özgürlük tanımı kesinlikle insanları ilgilendiren bilim dallarıyla uzlaşmayan bir kavram olarak karşımıza çıkıyor . Her an yapabileceğimiz her bir davranışta , atalarımızdan gelen her bir genin , İzlediğimiz yada okuduğumuz taraflı yada tarafsız her bir haberin , her dizinin , ortamına girdiğimiz her muhabbetin , sosyal çevremizin kafa yapıları , insanların bazı davranışlarımıza yönelik her bir bakışı bile yukarıda ki tanımla çelişmeye yeter . Yani dış baskılardan bağımsız olmamız imkansızdır . Hadi dış baskılardan bağımsız olduk diyelim . Bu sefere iç baskılardan ( ailemizden edindiğimiz genler , fiziksel özelliklerimiz vs ) bağımsız olamayız ki buda imkansızdır . O halde özgürlük kavramı ele alınırken genel kabul gören durumlara göre ele alınıyor demektir . Bu da şu demektir ki Özgürlüğü biri yada birilerinin belirleyip Belli baskılarla daha öncede placebo nun belirttiği gibi zorunlu seçim şansı adı altında tercih hakkımız bulunuyor . O halde Bir başkasının özgürlüğü hakkında nasıl savunma yapabiliriz ? Ya da kendi özgürlüğümüz ? Ben kendi özgürlüğümü kendim belirlerim diye bir şey söylemeniz anti materyalist bir yaklaşım olur . Aynı zamanda başkasının özgürlüğünün ne olduğunu bilmeniz ve onu savunmasız da anti materyalist bir yaklaşımdır . Zira siz Kendi özgürlüğünüzü ve başka birinin özgürlüğünü savunurken özgür değilsiniz . Sadece belli baskılar altında zorunlu seçim şanslarınızla bunu yapmış olursunuz . Örnek olarak afrikanın fakir ülkelerinin fakir mahallelerinde doğup büyümüş bir yetişkinin özgürlüğü tanıma aşaması ile avrupanın zengin ülkelerinde eğlenceli bir hayat sürmüş birinin özgürlüğü tanımlama aşaması da farklı olacaktır . Fakir bir afrikalıya özgürlük nedir diye sorsanız size vereceği cevap şu olacaktır büyük ihtimalle ; İstediğim kadar yemek yemek ... Varlıklı bir avrupalıya sorsanız vereceği cevap ta büyük ihtimalle şu olur , İstediğim kadar içki içip seks partilerine katılmak , son model arabamla gezip tozmak , bolca kumar oynamak , tatil yapmak ... diye uzar gider belkide . Neyse fazla uzatmıyayım ana fikre geçeyim . Özgürlük aslında yoktur . Onu siz yaratırsınız . Tıpkı tanrıyı yaratanlar ve yarattıkları tanrının hükümlerine boyun eğenler gibi .
-
Nedir bu özgürlük ? Ortak bir paydası var mıdır ? Göreceli bir kavram mıdır yoksa ? Özgürlüğün ne olduğunu hangi etmenler belirler ? Kimler belirler ?
-
E sudan karaya veya karadan suya evrimleşme oluyorsa buda tersine evrimleşme olmuyor mu ? Mesela karadan suya evrimleşmiş bir canlı tekrar karaya evrimleşir ise buna nasıl bir evrimleşme denir ? Kararsız evrimleşme mi ?
-
Böyle bir başlığı buraya kim açıyor ? Bir teist mi , deist mi , agnostik mi , Yoksa kendini ateist zanneden kafası bulanmış biri mi ?
-
Bazı arkadaşların ciddi bir özgürlük kıtlığı var . Onlara özgürlüğün ne demek olduğunu öğretmek gerekir . Ya da hep beraber tartışmak . Bir başlık altında özgürlüğün ne olduğunu , veya özgürlük diye bir şeyin olup olmadığını tartışsak nasıl olurdu acaba...
-
Burada ki sitemin bana mı anlayamadım Eğer bana ise bir önceki iletimi ifade yetersizliği olarak kabul edip ek açıklama yapıcamda .
-
Bunlar işin ayrıntısı cigi . Onlara hiç girmedik çünkü asıl konuyla ayrıntıların alakası yok . Burda tartışılan konu müzik ile evrim ilişkisi . Yoksa Bir sanatçı çıkar ben müziğimi yardım amaçlı yapıyorum der . Amacı yine dikkat çekmektir ama dinleten ve dinleyenin müziği elde etmekteki amacı zevk dışında başka bir amaca hizmet eder . Bunlar sosyopsikolojik durumlar ve konumuz dışı .
-
Ben hayvanların müzik yapıp yapmadıkları kısmından konuya daldığım için müziği ortaya çıkarma kısmını ele aldım . Ancak daha öncede belirtmiştin ki müzik bir afyondur hacı . Bu kompleks beyinli insanlar için müziğin afyon olmasının yanı sıra hangi tür hormonlar salgılanıyordur veya herhangi bir hormon salgılanıyor mudur , ne gibi biyolojik süreçler işliyordur bilemem . Emin olduğum kısım iki tarafında aynı araçtan aynı çıkarı sağlaması . Yani müziği dinleyenin , müziği ortaya çıkaranla arasında değişkenlik gösteren bir bağın kurulması .