Jump to content

rende

Members
  • İçerik sayısı

    171
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    10

Everything posted by rende

  1. Hangi ayetten bahsediyorsun? Bir de hala şu soruma yanıt vermedin. Savaş esirleri öldürülmeli mi öldürülmemeli mi?
  2. Enfal 67 nin münafıklarla hiç alakası yok. Lütfen aç tefsirleri bak. Üstelik bir adam münafık oluyorsa korkudan oluyordur. Korkutmazsan, olmaz. Aynı takiyye gibi
  3. Sana değiştirilmediğine dair ayetleri yazarım ama önce şunu merak ediyorum. Allah niçin daha önce gönderdiği kitaplardaki sözlerinin değişmesine izin vermiş? Engelleyememiş mi?
  4. Var ama pasif
  5. captcha kodunu giriyorum ama sayfada aktif herhengi bir yer olmadığı için işe yaramıyor
  6. Ben de
  7. Bilmiyor mu yoksa kaç kişi oldukları çok mu önemli? Söyleyeceği rakamın yanlış olmasından mı korkuyor? Kehf 22- "Üç kişiydiler, dördüncüleri köpekleriydi." diyecekler. Şunu da diyecekler: "Beş kişiydiler, altıncıları köpekleriydi." Gaybı taşlamaktır/bilinmeyen şey hakkında atıp tutmaktır bu. Şöyle de derler: "Yedi kişidirler, sekizincileri de köpekleridir." De ki: "Onların sayısını Rabbim daha iyi bilir. Onlar hakkında bilgisi olan, çok azdır." O halde, onlar hakkında yüzeysel bir tartışma dışında hiçbir çekişmeye girme. Onlar hakkında, konuşup duranlardan hiç kimseye bir şey sorma.
  8. Çeviri hatası yok dostum. Yazım hatası var "de ki" demeyi unutan tanrı bunu da atlamış ya da dalgınlığına gelmiş. Yorgundu diyeceğim ama yorulmadığını biliyoruz.
  9. Kuran da anne babaya iyi davranmanın haram olduğu yazıyor. Böyle yazım hatası mı olur? Yaratan tek bir harfinin değişmeyeceğine kefil olduğu kitapta bu hata varsa başka ne gibi hatalar var diye düşünmezler mi insanlar? Enam 151. De ki: Gelin Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana-babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin -sizin de onların da rızkını biz veririz-; kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın ve Allah'ın yasakladığı cana haksız yere kıymayın! İşte bunlar Allah'ın size emrettikleridir. Umulur ki düşünüp anlarsınız.
  10. Baykush, O kadar çok ki bunlar. Bir Müslümanın yanında örneğin bir yabancı şahıs için "evlatlığının eşiyle evlenmiş, nasıl bir adam bu" diye cümle kur, seninle birlikte 10 tane hakaret edecektir. Ama hemen arkasından Muhammed in aynısını yaptığını söyle, önce inkar edecektir, iftira falan diyecektir. Sonra da bunun Kuran da yazdığını söyle, o zaman susup kalacak ve birkaç gün sonra belki de gelip evlatlık eşleriyle evlenmenin ne güzel birşey olduğunu anlatacaktır
  11. İnancın, hırsızın elinin kesilmesini emrediyor. Ne yapacağız bu durumda? İnancın, zina suçlaması yapan 4 ten az kişi ise 80 sopa vurulmasını emrediyor? Ne yapacağız bu durumda. Diyelimki zina suçlaması yapanlar 2 kişi ama ellerinde kamera kaydı var zinaya ilişkin... Ne yapacağız bu durumda
  12. Ha diyorsunki adam Kuran ı Allah ın indirdiğini biliyor ama menfaati sarsılacak diye inanmıyor. Tebrikler güzel tespit. Yani adam sonsuza kadar yanmayı tercih ediyor. Bu masalı da anlatıyorsun. Dikkat ediyor musun hep Allah ın sözlerinden kaçıyorsun veya yalanlıyorsun. Kuran ı bilmeyen sensin, uygulanmamasını isteyen sensin. Kuran savaş esirlerinin öldürülmesini emreder ama sen aksinin doğru olduğunu savunuyorsun. Savaş esirleri öldürülmeli mi öldürülmemeli mi? Bu cevabı korkusuzca verdiğinde gerçeği göreceğiz. Buyur soru çok kolay Enfal 67- Hiç bir peygambere, yeryüzünde kesin bir zafer kazanıncaya kadar esir alması yakışmaz. Siz dünyanın geçici yararını istiyorsunuz. Oysa Allah (size) ahireti istemektedir. Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.
  13. Bak burada birkaç somut soru var. Cevap versen belki birşeyleri anlarsın.
  14. Bu dediğin de anlamsız. Ben niye cehennemde niçin yanmak isteyeyim, deli miyim? Senin hoca ha bire sınava müdahale ediyor. İstediğimi saptırırım istediğime doğru yolu gösteririm diyor. Böyle hoca mı olur a güzel arkadaşım. Hem beni saptırıyor hem de yakıyor. Yukarıdaki ayetleri iyi oku. Sizlere 3 tane cümle öğretmişler, doğru mu yanlış mı diye sorgulamadan yaşıyorsunuz. Bir de bunları burada Allah ın ayetlerini inkar edecek şekilde savunmaya kalkıyorsunuz.
  15. Arkadaşım, ben ayet yazıyorum sen kafandaki dini anlatıyorsun. Her yazdığın küfür ve Allah ın ayetlerini yalanlıyorsun. Bak sana iman ettiğin Allah ın ayetini yazayım ve gör nasıl dinden çıktığını. Allah ın sözüne mi inanalım yoksa senin yukardaki masalına mı? Enfal 67- Hiç bir peygambere, yeryüzünde kesin bir zafer kazanıncaya kadar esir alması yakışmaz. Siz dünyanın geçici yararını istiyorsunuz. Oysa Allah (size) ahireti istemektedir. Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. Allah YERYÜZÜNDE DİN ALLAH IN OLUNCAYA KADAR ESİR ALINMASINI HARAM KILIYOR. Sen ise ne anlatıyorsun. Bu ve benzeri ayetleri senin gibi yalanlayanlar için de Araf 36 yı göndermiş Allah. Bak bakalım başlarına ne gelecekmiş. Araf 36- Ayetlerimizi yalanlayanlar ve onlara karşı büyüklenenler, işte onlar ateşin arkadaşlarıdır; onda sonsuz olarak kalacaklardır.
  16. 1)Boş ol demek o kadar kolay. Erkeği kısıtlayan tek şey mehirini vermek. 2)Muhammed in yardıma muhtaç kadınlara yapabileceği tek iyilik onlarla evlenmek miymiş? Evlenmeden yardım edemiyor mu? 9 yaşında gerdeğe girdiği Ayşe kimsesiz ve yardıma muhtaç mıymış? Ayrıca niçin Hatice ölene kadar tek eşli yaşıyor o zamana kadar yardıma muhtaç kadın yokmuymuş. Yardıma muhtaç kadınlara, bildiğiniz yardım şekli bu mu? 3)Kuran kadınları insan yerine bile koymaz. Erkeğe şüphe etme durumunda bile kadını dövme hakkı verir.
  17. Aşağıdaki ayet, Allah a inanmayı reddedenlerin nasıl rahatlıkla öldürülmesi gerektiğini anlatıyor. Ortada inanmayanların saldırganlığı da yok. Tebliğe yüz çevirmeleri yeterli Nisa 89. Sizin de kendileri gibi inkâr etmenizi istediler ki onlarla eşit olasınız. O halde Allah yolunda göç edinceye kadar onlardan hiçbirini dost edinmeyin. Eğer yüz çevirirlerse onları yakalayın, bulduğunuz yerde öldürün ve hiçbirini dost ve yardımcı edinmeyin.
  18. Bak güzel arkadaşım savunmaya çalıştığın din, insanları nasıl inançları sebebiyle öldürme emri veriyor. Sen hala hakszı adam öldürülmez diyorsun. Senin o hoşgörü dinin benim gibilerin sadece inancımdan ötürü öldürmemi emrediyor.İnsanlık suçu işliyor bunu yaparak. -------------------------------------- (Alıntıdır.) Fıkhî İctihadlara Göre Mürtedin Cezası Fıkhî İctihadlara Göre Mürtedin Cezası Bir müslümanın dinini değiştiştirip irtidâdı; görülmesi, duyulması, itiraf etmesi veya iki âdil müslüman tarafından şâhitlik edilmesi hallerinde sâbit olur. Mürtedin cezası, eğer tevbe etmezse öldürülmektir: "Dinini değiştireni öldürün" (Buhârî, Cihâd, 149). Ulemanın çoğunluğu kadın için de aynı hükmün uygulanacağı görüşündedirler. Ancak Hanefiler bu konuda farklı görüştedirler. Kadınların öldürülmesini nehyeden hadisin (Ebû Dâvud, Cihad, 121) hükmünün geneli kapsadığını iddia ederek irtidad eden kadının öldürülmeyeceği görüşünü ileri sürmüşlerdir (İbn Kudâme, el-Muğnî, Mısır (t.y.), VIII/125; Seyyid Sâbık, Fıkhu's-Sünne, Kahire, (t.y.), II/385 vd.). Mürtede had uygulanmadan önce, tevbe edip İslâm'a dönmesi telkin edilir. Fakat bunun ne şekilde uygulanacağı hakkında ihtilâf vardır. Âlimlerin çoğunluğunun görüşüne göre, üç defa tevbe etmesi istendikten sonra öldürülür. Hz. Ömer (r.a.), irtidad edenin üç gün hapsedilip tevbe etmeye çağrılması ve bu zaman zarfında yiyecek olarak suçluya sadece ekmek verilmesi gerektiğini bildirmiştir. Hz. Ali (r.a.), bu müddeti bir ay olarak uygulamıştır. en-Nahaî ise bunun bir zamanla sınırlandırılmaması ve tevbe edene kadar sürekli İslam'a çağrılması gerektiği görüşünü ileri sürmüştür. Ancak, bu görüş, Sünnet ve icmâ ile sâbit olan irtidad cezasının uygulanmasını imkânsız kılacağından itibara şâyân değildir. İmam Mâlik, Leys, İshak ve Ebû Hanîfe; zındıkın ve irtidat edip tevbe ettikten sonra tekrar dinden dönenin tevbesinin dikkate alınmayacağını ve haddin uygulanacağını kabul etmişlerdir. Çünkü zındıkın mürted sayılmasını gerektiren önceki görüşlerinden döndüğü hiç bir zaman açık olarak tesbit edilemez. Allah Teâlâ; "Ancak, tevbe edip kendilerini düzelten ve Allah'ın indirdiğini açıklayanlar müstesnâ" (2/Bakara, 160) buyurmaktadır. Dinden dönmeyi birkaç defa tekrarlayanların tevbelerinin kabul edilmeyeceğine delil olarak da şu âyet-i kerîme gösterilmektedir: "İman edip sonra inkâr eden, sonra imân edip tekrar inkâr eden, sonra da inkârlarında ileri gidenleri Allah ne bağışlayacak ne de doğru yola eriştirecektir." (4/Nisâ, 137) Müslüman anne babadan doğan ve müslüman olarak yetişen kimse irtidat edince, tevbe etmeye çağrılmadan had uygulanır. Fakat daha önce küfre girip sonra müslüman olan kimse tevbeye çağrılır. Allah'a ve Rasûlüne küfreden kimse de tevbe etmeye çağrılmadan öldürülür. Böyle bir kimse tevbe etse dahi durum değişmez. Çünkü, Allah'a ve Rasûlüne küfretmek haddi gerektirir. Tevbe ise haddi düşürmez (İbn Kudâme, a.g.e., 125 vd.). Mürtedin irtidat etmesiyle birlikte, bütün sâlih amelleri silinir ve o ebedî olarak Cehennemde kalır: "Sizden kim, dininden döner ve kâfir olarak ölürse, işte onların dünya ve âhirette amelleri boşa gitmiştir. İşte cehennemlikler onlardır. Onlar orada ebedî olarak kalacaklardır." (2/Bakara, 2/217) Bu, tevbe edilmediği takdirde böyledir. Mürted tevbe ettiği takdirde, irtidat etmeden önceki amellerinin yok olup olmayacağı hususunda İslâm âlimleri arasında görüş ayrılıkları vardır. İmam Şâfiî'ye göre irtidad edip, sonra İslâm'a dönenin haccı da dâhil hiç bir ameli düşmez. İmam Mâlik'e göre ise amellerinin tamamı, irtidad ettiği an düşer (el-Kurtubî, el-Cami'li Ahkâmi'l-Kur'an, Beyrut 1965, III/48). İrtidatla birlikte evlilik akdi fesh olur. Ancak mürted tekrar İslâm'a döner ve her iki taraf evliliklerini sürdürmek isterse, yeniden bir nikâh akdi ve mehir söz konusu olmaz. Hanefîler kocanın irtidadına bağlı boşanmayı bâ'in talak olarak kabul etmişlerdir. Mürted, müslüman yakınlarına mirasçı olamadığı gibi, o öldüğünde de müslüman yakınları ona mirasçı olamazlar: "Kâfir müslümana, müslüman da kâfire mirasçı olamaz." (Buhârî, Ferâiz, 26; Müslim, Ferâiz, 1) Ancak âlimler bu konuda da ihtilaf etmişlerdir. Hz. Ali (r.a), Hasan, Şa'bi, Leys, Ebû Hanife ve İshak ibn Raheveyh müslüman yakınların mirasa sahip olacaklarını kabul ederken; Mâlik ve Şâfii'nin de içinde bulunduğu diğer bir grup âlim de mürteddin malının beytülmale intikal edeceğini söylemişlerdir. Ebû Hanîfe'ye göre, irtidad halinde kazanılan mal fey hükmündedir (Kurtubî, a.g.e., III/49). Ebû Hanîfe, irtidad etmeden önce sahip olunan malın mirasçılara intikal edebileceğine hükmederken, mürtedin irtidadla birlikte hukuken ölmüş olduğu prensibinden hareket etmektedir. Ebû Yusuf, Muhammed ve Şubrume her hâl u kârda mirâs olayının sözkonusu olduğunu söylemişlerdir. Kurtubî; "İki millet (mü'min ve kâfir) arasında miras yoktur." (Ebû Dâvud Ferâiz, 13; Tirmizî, Ferâiz, 16; İbn Mâce, Ferâiz, 6) hadisinin hükmünün mutlak olacağını ileri sürerek, müslümanla mürted arasında verâset olayından bahsedenlerin görüşlerini reddetmektedir (Kurtubî, aynı yer). Mürted, had uygulanana kadar, malının gerçek sahibi olup, bunda dilediği gibi tasarruf etmekten alıkonulamaz. Öldürülmeyi hak etmiş olması, O'nun malındaki tasarruf hakkını düşürmez. Bu konu diğer had gerektiren cezalarda olduğu gibi değerlendirilir. Bunun gibi, kaçıp daru'l harbe sığınsa, mülkiyet hakkı yine düşmez. İslâm ülkesindeki mal varlığı yed-i emin vasıtası ile koruma altına alınır (Seyyid Sabık, a.g.e., II/390). Ayrıca mürted öldüğünde yıkanmaz, kefenlenmez, cenaze namaz kılınmaz ve müslüman mezarlığına defnedilmez. Mürted için istiğfar câiz olmadığı gibi, onu rahmetle anmak da câiz değildir: "Ne peygamberin ne de mü'minlerin cehennemlik oldukları belli olduktan sonra, yakın akrabaları da olsa, müşrikler için af dilemeleri asla doğru olmaz."(9/Tevbe, 113) Bir kimse İslâm'dan çıkıp başka bir dine girdiği zaman onun irtidadına hükmedilerek cezalandırılır. Ancak, irtidat olayı bununla sınırlı mıdır; yoksa kâfirlerin din değiştirip başka bir küfür dinine girmesi de irtidad mı sayılır? Âlimler bu konuda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir. Zâhiren bakıldığında bir kâfir, bâtıl olan dininden çıkıp, onun gibi bâtıl olan başka bir dine girmiş olduğundan dolayı sorgulanmaz. Çünkü küfür tek bir millettir. Ancak, İslâm'ı terkedip başka bir dine girenin durumu, hidâyetten yüz çevirip dalâleti seçtiği için farklılık arzetmektedir. Mâlikîler ve Hanefîler bu görüştedirler. Şâfiîler'de ise bu konuda iki farklı görüş vardır. Bir kâfir, dininden döndükten sonra, ya İslâm'a girer ya da öldürülür. Taberânî İbn Abbas'tan merfû olarak şöyle bir hadis nakletmektedir: "Dininden çıkıp kendisine İslam'dan başka bir din seçeni öldürün." (Seyyid Sabık, a.g.e., 382). Ahmed ibn Hanbel'in de iştirak ettiği diğer görüş ise şöyledir: Kâfirin seçtiği yeni din, eski dininden yukarıda ise, sorgulanmaz, aksi halde irtidat cezası uygulanır; Yahûdi veya Hristiyan'ın Mecusîliği seçmesi gibi.[1] İslâm hukukunda mürtedle ilgili ceza ve bir takım hükümler vardır. Ayetlerde şöyle buyrulur: "İçinizden dininden dönüp kâfir olarak ölen olursa bunların işleri dünya ve ahirette boşa gitmiş olur. İşte cehennemlikler onlardır. Onlar orada temelli kalıcıdırlar." (el-Bakara: 2/217). Bu ayet-i Kerime irtidad eden kimsenin ahiretteki cezasını belirtmektedir. Amellerin de boşa gideceği şöyle bildirilir: "İnkâr edip kâfir olarak ölenlerin hiç birinden, yeryüzünü dolduracak kadar altın fidye verseler bile kabul olunmayacaktır. Onlar için can yakıcı bir azap vardır. Onların bir yardımcıları da yoktur.” (Alu İmrân, 3/91). İrtidad, bir bakıma İslâm toplumuna ve devletine karşı baş kaldırma, ciddi bir isyanda bulunma hareketidir. Bu yüzden mürtede uygulanacak müeyyideler ağır tutulmuştur. Hadisler de şöyle buyurulur: "Kim dininden dönerse, onu öldürün"[2] "Müslüman bir kimsenin öldürülmesi ancak şu üç sebepten biriyle helâl olur: İmandan sonra dinden çıkma, evlilikten sonra zina, haksız yere birini kasden öldürme"[3] İrtidad edenin öldürüleceğine dair hüküm Hanefîler'e göre, yalnız erkekleri kapsamına alır. İrtidad edene, İslâm dini arzedilerek tövbe etmesi istenir. Bu müstehaptır. Kendisine daha önce İslâm daveti ulaştığı için, bu çağrı farz değildir. O, yeniden İslâm'a dönerse problem bitmiş olur. Eğer küfürde ısrar eder, devlet başkanı tövbe ümidi görürse veya mürted, süre istemiş bulunursa; kendisine üç gün süre verilir. Eğer devlet başkanı tövbe ümidi görmez ve mürted de bir süre talebinde bulunmamış olursa, derhal öldürülür. Bu konuya delil olarak Hz. Ömer'in uygulaması gösterilir. İslâm ordusunda irtidad edip, derhal öldürülen bir adamın durumu Hz. Ömer'e haber verilince şöyle demiştir: "Onu bir yerde üç gün hapsetmeniz her gün bir ekmek vermeniz ve tövbeye davet etmeniz gerekmez miydi? Umulur ki o, tövbe eder ve Allah'a dönerdi. Ey Allah'ım! Ben bu olayda hazır bulunmadım. Emir vermedim. Haber bana ulaştığı zaman rıza da göstermedim"[4] Hz. Ali de mürtedi üç defa tövbeye davet eder ve şu ayeti okurdu; "İman edip sonra inkâr eden, sonra iman edip tekrar inkâr eden, sonra da inkarlarında ileri gidenleri Allah ne bağışlayacak ne de doğru yola eriştirecektir" (en-Nisâ, 4/137). Mürted'in tevbeye davet edilmeden önce öldürülmesi mekruhtur. Ancak dinden dönmekte ismetini yitirdiği için, onu öldüren yetkiliye bir şey gerekmez. Mürtedin tevbesi kelime-i şehâdet getirmesi ve girdiği dinden yeniden İslâm'a dönmesidir. Dinden dönen kadının öldürülmesi caiz değildir. Fakat o yeniden İslâm'a girmeye zorlanır. Zorlama şöyle olur: Hapsedilir ve her gün çıkarılarak tövbe etmesi istenir. İslâm'a dönerse serbest bırakılır. Aksi halde ölünceye kadar hapiste kalır. Öldürülmeme konusunda delil şu hadistir: "Kadın ve çocukları öldürmeyin"[5] İmam Şâfiî'ye göre, mürted kadın da erkek gibi öldürülür. Delil: "Dinini değiştiren kimseyi öldürünüz"[6] hadisinin genel ifadesidir. Çünkü kanın mübah olmasının illeti, imandan sonra küfürdür. Mürted erkeğin öldürülmesinin sebebi budur. Aynı özellik mürted kadında da vardır. İmandan sonra küfür, aslî küfürden daha ağırdır.[7] Mürted manen ölmüş sayıldığı için o, kimseye mirasçı olmaz. Mürtede başkalarının mirasçı olması konusunda ise görüş ayrılıkları vardır. Ebû Yusuf ve İmam Muhammed'e göre, dinden çıkanın irtidattan önce veya sonra kazandıkları kendi müslüman varislerine intikal eder. Ebû Hanîfe'ye göre ise, irtidattan önce kazandıkları kendi mirasçılarına, sonra kazandıkları ise beytülmâle gider. Şâfiî, Mâlikî ve Hanbelîlere göre ise tüm malı beytülmâle intikal eder. Karı-koca birlikte irtidad etseler veya birlikte İslâm'a girseler, nikâh bağları devam eder. imam Züfer'e göre ise bu durumlarda nikâh akdi fasit olur. Eşlerden biri diğerinden önce İslâm'a girerse, nikâh akdinin fasit olacağı konusunda görüş birliği (icma') vardı.[8] [1] bkz. Seyyid Sâbık aynı yer. Ahmet Kalkan, Kur’an Kavram Tefsiri. [2] Buhârî, Cihad: 148; İ'tisâm: 28. [3] Buhârî, Diyât: 6, Kasâme. 25, 26. [4] el-Kâsânı, Bedâyîu's-Sanâyi Beyrut 1402/1982, VII, 134, 135. [5] Ebu Dâvud, Cihâd, 90. [6] Buhâri, Cihâd, 149; İ'tisam, 28. [7] el-Kâsânî, a g e., VII, 135. [8] el-Kâsânî, a g e., VIII, 136, 137. Şamil İslam Ansiklopedisi: 3/175.
  19. Kaynak:???? Bak benim kaynağım aşağıda Nisa 93- Kim bir mü'mini kasıtlı olarak (taammüden) öldürürse cezası, içinde ebedi kalmak üzere cehennemdir. Allah ona gazaplanmış, onu lanetlemiş ve ona büyük bir azab hazırlamıştır.
  20. Mümin cariye kısmını soruyorum. Allah nasıl olurda bir insanın hem de Müslüman bir insanın cariye (köle) olmasından rahatsız olmaz. Köleliği lanetlemez? Müsümanı müslümana köle yapan bir yaratıcı nasıl olur?
  21. Bu yazdığın tamamen yanlış. Allah ın ayetlerini yalanlayan bir yazı. Bak Allah konuyu sadece erkeğin takdirine bırakmış. Ömür boyu bakmak da nereden çıktı. Dünyada en kolay kadın boşama yöntemi belki de Kuran da vardır ve erkeğin 2 dudağının arasındadır. 3 kez boşol de mehirini de ver gönder kadını. İtiraz edersen ilgili ayetleri de yazarım. Bu kadar yanlışı tek cümleye sığdırmayı başardığın için diğer dediklerine cevap vermiyorum Nisa 3. Eğer (kendileriyle evlendiğiniz takdir de) yetimlerin haklarına riayet edememekten korkarsanız beğendiğiniz (veya size helâl olan) kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın. Haksızlık yapmaktan korkarsanız bir tane alın; yahut da sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için en uygun olanıdır.
  22. O zaman Allah niye gün ifadesini kullanmış? Başka şekilde ifade edemez miydi? Günün ne olduğu bellidir ve bu da gerçeğe uymuyor. Üstelik sorular da aşağıda ama sen cevaplamamışsın. ------------------------------------- Bakalım anlamışmıyım Müslüman olmama sebebim Kuran daki yazılanların gerçeğe uymaması; *Kuran göre; önce yer yaratılmıştır sonra gökler (Bugün bunun doğru olmadığını biliyoruz) *Kuran a göre; Önce yer (2 günde), sonra canlılar (2 günde -insan hariç) ve daha sonra da gökler (2 günde) toplam 6 günde yaratılmıştır (bugün bunun da doğru olmadığını hem süre hem de sıralanış açısından doğru olmadığını, biliyoruz) Kainatı yaratandan gelen bir kitap olsa bu ve benzeri yüzlerce yanlış olmazdı.
  23. 1)Ben diğer dinleri sormuştum. Ya onların tanrısı gerçekse? 2)Allah niçin İncil'deki ve Tevrat taki sözlerini koruyamamış? 3)Kuran da incil ve tevrat ın değiştiği yazmaz. 4)Tevrat ve İncil Kuran da yazdığının aksine indirilmemiştir. 5)Peygamber olduğu düşünülen kişiler niçin kendileri Allah ın emirlerini kitaplaştırmamışlar?
  24. Bakara 221. İman etmedikçe putperest kadınlarla evlenmeyin. Beğenseniz bile, putperest bir kadından, Mümin bir câriye kesinlikle daha iyidir. İman etmedikçe putperest erkekleri de (kızlarınızla) evlendirmeyin. Beğenseniz bile, putperest bir kişiden inanmış bir köle kesinlikle daha iyidir. Onlar (müşrikler) cehenneme çağırır. Allah ise, izni (ve yardımı) ile cennete ve mağfirete çağırır. Allah, düşünüp anlasınlar diye âyetlerini insanlara açıklar.
  25. Nisa 92. Yanlışlıkla olması dışında bir müminin bir mümini öldürmeye hakkı olamaz. Yanlışlıkla bir mümini öldüren kimsenin, mümin bir köle azat etmesi ve ölenin ailesine teslim edilecek bir diyet vermesi gereklidir.
×
×
  • Create New...