Jump to content

Aneksegoras

Members
  • İçerik sayısı

    100
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    2

Everything posted by Aneksegoras

  1. Tam pes ediyordum kendi ayağına sıktın Bu rivayet Allah Resûlüne ait bir hadis değildir. Bu Aişe (Radıyallahu Anha) annemize nispet edilen bir rivayettir. Bu rivayetin râvisi ve senedinde illet vardır. Bu rivayetin râvisi Tarık Muhammed ibn İshâk hadis alimleri tarafından zayıf kabul edilmiştir.Bu hadis Ahmed ibn Hanbel’in rivayet ettiği hadislerdendir. Ancak Müsned tümüyle sahih hadisleri içermemektedir. Müsnedin muhakkiki şöyle der: ” Bu hadis zayıftır, isnadında Muhammed ibn İshâk tek kalmıştır. ve metininde münkerlik bulunmaktadır.Yani bu râvi adalet ve zabt yönünden zayır bir râviden geldiği için ve sika râviye aykırı olarak rivayet edildiği ve rivayet tek kaldığı için kabul edilmemektedir. İmam Ahmed ve Darakunti İbn İshâk’ın müdellis olduğunu söylemişlerdir.Yani bu hadisini râvisi Muhammed İbn İshâk, rivayetin kusurunu gizlemek ve bu kusurun bulunmadığını vahmettirecek şekilde rivayet etmekle itham edilmektedir. İmam Ahmed İbn Hanbel bu rivayeti sadece ilmî kriterlere göre değerlendirmek için kitabına almış ve kabul edilmediğini bildirmiştir. Oysa hadis cahilleri ve ilimden yoksul cahil insanlar, sadece müsned de geçiyor diye, hadis hakkında yapılan değerlendirmelere bakmaksızın hadisi alay konusu etmek için kaynak göstermektedirler. Aslında bütün hadis inkârcıları hadis ilminden habersiz, inkârcı, art niyetli ve yoldan sapmış insanlar olduklarını, hiç bir kriter kabul etmeyen sadece akıllarını ilah edinmiş insanlar olduklarını yaptıkları değerlendirmelerle ortaya koymaktadırlar. Bu rivayet ” Kur’an’ı Biz indirdik. Onun koruyucusu da elbette biziz. “ Ayetine ters düşmektedir. Rabbimiz tarafından muhafaza edileceği bildirilen Kur’an’ı, Resûlullah ﷺ Cibril ile defalarca müzakere etmiştir. Dolayısıyla, Böyle bir şeyin olması ayet ile ters bir durumdur. Aişe (Radıyallahu Anha) vahiy kâtiplerinden değildir. Bu ayet keçi tarafından yenmiş olsaydı ya da başına bir iş gelseydi, vahiy kâtipleri ezberlerinde bulunan ayeti yazmakta sıkıntı çekmezdi. Çünkü ayetlerin bir tek Aişe annemiz tarafından muhafaza ediliyor olması kabul edilebilir bir durum değildir. Resûlullah ﷺ vahiy kâtiplerine her süreyi ve ayeti nereye yazılması gerekiyorsa öylece emrederek yazdırmış, onlarda ayetleri tek tek muhafaza etmiştir. O halde bu rivayetin aslı yoktur, uydurmadır, dinde de yeri yoktur. Hiç bir akl-ı selim Müslüman, Aişe’nin (Radıyallahu Anha) Kur’an ayetinin yazılı olduğu bir yaprağı, yatağının altına koyacağını kabul etmez. Çünkü Kur’an ayetine karşı hürmetsizliktir. Ayrıca bir keçinin evin içine kadar girip, yatağı kaldırıp altına varıncaya kadar karıştırması aklen ve mantıken de kabul edilmesi zor bir ihtimaldir. Bu hadis yüzünden İmam Buhârî eleştirilmektedir. Oysa keçinin ayetleri yediği rivayet Buhârî de değil, İbni Mace ve Müsned de tenkid edilerek geçmektedir. Bu rivayete Buhârî’nin karıştırılmaya çalışılması da, İnkârcıların art niyetini ortaya koymaktadır. “Aişe (Radiyallahu Anha) evindeydi. Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in vefatından sonra odaya giren aç bir keçi içerisinde recm ayetleri bulunan sayfayı yemiştir. ( İbni Mace 1944, Abmed bin Hanbel 5/131, 132, 183 ve 6/269 ) İnternette büyük bir bilgi kirliliği bulunmaktadır. Birisinin verdiği yanlış bilgi kaynağı, bir çok insan tarafından, Sorgulamaksızın kopyala yapıştır yapılarak dağıtılmaktadır. Bu insanların niyeti islah etmek olsaydı, iyice bilgi sahibi olmadan ve araştırmadan bu rivayetleri tenkid etmez ve böylesine bir iftiraya ön ayak olmazlardı. Ateistler, İslâm düşmanları ve Hadis inkârcıları; Hadis âlimleri tarafından da kabul görmeyen bir rivayete sarılıp, içlerindeki art niyet ile hadislerle alay etmektedirler. Zaten bu insanların genelde saldırdıkları ve alay ettikleri, Bütün hadisler böyledir.. Ya tam anlamıyorlar ya hadisin ilmî değerlendirmelerini bilmiyorlar ya da akıllarını tek kıstas kabul edip, hadisleri inkâr yoluna gidiyorlar. Profesör olmuş ama ilimden nasibini almamış bir kısım insanlar, televizyona çıkıp bu rivayetler yüzünden, hadis âlimlerimizle alay ettiler. Bu insanların konuşmalarını dinlediğimizde ne kadar akıllarıyla hareket etiklerini ve kibirli olduklarını anlayabiliriz. Yazıklar olsun bu insanlara ki, büyük bir hadis cahili olmalarına rağmen binlerce Müslümanı yanlış yola sevk etmektedirler. Bu insanların akademik etiketleri maalesef insanlarımız için büyük bir tabu haline gelmiştir. Ama ne yazık ki; Bu tabu onların sapmalarına neden olmaktadır. Her ne kadar İslam düşmanlarının, Ateistlerin ve Hadis inkârcılarının, ” Bu aslı olmayan hadis üzerinden “, Dine zarar verme çabaları olsa da, Allah’ın izniyle Ehl-i Sünnet âlimler gerçekleri bunlara karşı ortaya koyarak, İftiralarını çürütmüştür. elhamdülillah Benim kaynak da şu site http://www.cennetdiyari.com/kecinin-recm-ayetlerini-yeme-meselesi/
  2. Hayalleri mi yıkmayın ihtiyacım var benim Allaha Bir Allah olduğu düşüncesi bana huzur veriyor Ateizm ne vaat ediyor Peki Sizin kampanya daha iyi ise size geçerim
  3. Allahın varlığını idrak etmek için bana da bu 3 süre yetiyor
  4. Askerde devrecilik adı altında yapılan muamelenin stanford hapishane deneyi ile örtüştüğü noktaları tam izah edemedim galiba
  5. https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Khan_Academy Sal Khan https://g.co/kgs/tUrprZN
  6. https://www.bbc.com/turkce/haberler/2015/07/150722_en_eski_kuran_1
  7. Bir efsaneye göre ilk iki parçayı yapan grubu KGB kurmuştur
  8. 1. Dünya savaşı sonrasında Osmanlı imparatorluğunun sonunun geldiğini görmek için sanırım tarih profesörü olmaya gerek yok O dönemlerde Ekim devrimi de Rusya da gerçekleşmiş olgunlaşmaya çalışmaktaydı Bazı insanlar en iyisini değil en çok ihtiyacı olanı tercih eder Atatürk yönetim şekli olarak o dönemin en iyisi cumhuriyet de karar kılmıştı Ancak yine Türk halkının bu sisteme hazır olmadığını görmek için sosyoloji ile uğraşmaya gerek yoktur sanırım Keza mujikler de o dönem komünizme hazır değillerdi Atatürk de stalin gibi acımasız değildi Halkın yüzde 98 si Müslüman fakat laik seküler diye kendisini tanımlayan kesim batılı tarzda İslam şeriatına göre haram denecek şekilde yaşamak istemiş Atatürk devrim ilke ve inkılaplarını da kullanarak dinini yaşamak isteyen insanları da devlet zoruyla kendilerine benzetmek istemiş bu yıllar boyu biriken bir hınç doğurmuştu Gerçek Atatürk düşmanlarının halkı işleyerek dindar kesime yapılan haksızlık ve ayrımcılıkların sebebini Atatürk olarak göstermesi Kendini laik ve seküler olarak tanımlayanların devleti kullanarak yaptıkları ile birleştiği vakit Günümüz saltanatı peyda oldu Bu aslında o zamana kadar ayrımcılık görüp haksızlığa uğrayan dindar kesimin bir tepkisi idi Bir tarafta bu hınç ve tepkiyi yaratırken Atatürk ü kullanan laik seküler kesim Diğer tarafta bu hınç ve tepkiyi Atatürk ve laiklik düşmanlığına çeviren hainler Atatürk ise din ve vicdan özgürlüğünü savunmuştur https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/ataturk-ve-laiklik/ Atatürk “Din, bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye muhalif değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyoruz; kaste ve fiile dayanan taassupkar hareketlerden sakınıyoruz. Gericilere asla fırsat vermeyeceğiz.” demektedir. Atatürk’e göre din önemlidir ve gereklidir. “Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur. Yalnız şurası var ki din, Allah ile kul arasındaki bağlılıktır.” Bugün de laik seküler diye kendisini tanımlayan kesim zamanımda yaptığı muameleyi gördüğü için dert yanmaktadır Halkımız ne dini bırakıp başkalarının da dini hayatına karışmadan batılılar gibi yaşayabilmek Ne de dinini içinde yaşayarak diğerlerinin yaşam tarzını hoş görebilmektir Bunun sebebi bana göre Osmanlı hanedanlığı Anadolu insanını Rus mujiklerinden bile daha kötü bir durumda Atatürke teslim etmesi ve onun de fazla merhametli olmasıdır Atatürk’ün laiklik anlayışı dinsizliği değil, asırlarca toplumun gelişmesinin önünde engel oluşturan dinle ilgisi olmadığı halde din adına fetvalar vererek her türlü yeniliğe direnen din adamları ve ulemanın nüfuzunu kırmayı, devlet işlerinden uzak durmalarını sağlamayı amaçlamıştır. İslam dininin, cahil otoritelerin elinde politika malzemesi olarak kullanılmasını önlemeyi esas almıştır. Çünkü Kur’an ve hadislerde olmayan gerçek dışı hükümlerle her türlü icraata müdahale edilmiş, böylece insanlık ve ülke yararına olabilecek pek çok girişim baltalanmıştır. Laiklikle, ilahi iradeye dayandığı iddia edilen egemenlik, yerini millet iradesine bırakmıştır. Bir üst paragrafta bahsedilen tayfa bugün dindar Halkın hınç ve tepkisini kin ve nefrete çevirerek iktidara gelmiş ve ülkeyi mahvetmektedir Atamızın kemikleri sızlıyor ise en büyük sorumlusu laik seküler kesim ve ihtiraslarıdır
  9. https://www.ladikliahmethudaidernegi.com.tr/LadikliAhmetAga/12/Hayati
  10. Screen_Recording_20250127_053017_Chrome.mp4
  11. Evrim ağacına göre ilk deney den sonra defalarca tekrarlanmış hatta bir seferinde benim kanımca özellikle sonuç farklı çıkması için sağlanmış şartlar altında tatsızlık olmadan medenice gerçekleşmiştir Bu bilgiyi kanıtlayamam ama bir keresinde de düzenli aralıklarla mahkumlar ve gardiyanlar yer değiştirmiş en vahşi olaylar da bu çeşidin de yaşanmıştır TSK da buna devrecilik derler askerin de yüzde 99.9 u sırası gelene kadar garip bir şekilde sesini çıkarmadığı gibi isyan eden arkadaşlarını üst devreden önce kendileri hesabını görür benim de başıma gelmişti Benim deneyimim de kendi timim 14 kişi beni garaj altı denen yere indirmişti üst devrelere karşı çıkıyorum diye Ancak Sarıkamış gibi bizzat subaylar ve kurmaylar tarafından bu konuda sınırsız tolerans tanınan sürgün yerlerinde tezkere alan her bir devreden sonra yerine geçenler daha bir acımasız daha bir insanlık dışı muamele de bulunmaya başlar misli ile Yani içinde yaşadığınız toplumu ve insanları iyi tanıyın sokakta gördüğünüz en saf en mazlum görünümlü erkekler askerde üst devre olduğu vakit insanlık dışı neler yapmıştır askerlik yapan bilir Zaten bu deneylerden yapılan çıkarımlara göre de en acımasız hatta canice davrananlar sokakta gördüğünüz vakit içinizi burkacak tiplerdir Normalde de insanlara ve canlılara kötü davrananlar ise devreciliğin bel kemiğini oluşturur TSK nın bunu icat etme sebebi ise askerle uğraşması için devletten para alan rütbelilerin bu sorumluluk dan kaçmak isteğidir Aklıma takılan bir soru ise birbirlerine kendi silah arkadaşlarına bile canice ve insanlık dışı muamele de bulunan bir ordu savaştığı vakit esirlere kadın ve çocuklara sivillere nasıl muamele de bulunur Misal Osmanlı o kadar işgal yaptı bize hep derslerde ne anlatıldı "Fetih yaptık ama eskisinden bile daha insanca yaşattık o yerleri," Bu yazıdan sonra buna çocuklar bile güler https://ytb.gov.tr/haberler/bir-kavram-istimalet#:~:text=Osmanlıların belli bir bölgeyi fethetme,yarattığı toplumun bütün katmanlarını kapsar.
  12. Schopenhauer. Hayatın tüm güzellemelerini, mutluluk anlayışını reddeden filozofun, ‘Hayatın Anlamı’ adlı kitabı şu alıntı ile başlıyor; “insan için hiç doğmamış olmak, güneşin kavurucu ışığını hiç görmemiş olmak en iyisi olurdu. Ama eğer doğmuşsa olabildiğince çabuk hades’in kapılarına koşturmalı ve orada, yerin altında huzur bulmalıdır.”
  13. İnsan evrimsel gelişimini vahşi hayvanlar gibi fiziksel olmaktan daha çok zihinsel olarak gerçekleştirmiştir Kaldı ki aslan gibi hayvanlar dahi sürü halinde yaşamaktadır Yani bizler yaşamak için diğer insanlara muhtacız fakat bu bir aslan sürüsü kadar küçük bir topluluk değil arı kovanı yada karınca kolonosi misali devasa miktar da türdeşimizi barındıran toplum ve devletlerdir Yaşadığımız devlet ve toplum ise bize kendi kuralları ve kanunlarını dayatır vergi alır hatta askerlik yaptırır Üstüne bir de daha gelişmiş devletlerin yaptırımlarına bütün ülkece uyar tehditlerinden korkarız Ancak devlet yada toplum bireylerin insanca yaşamasından çok kendi çıkarlarını korumak için çalışır Gelişmiş ülkeler de keza demokrasi den çok yine kendi çıkarları doğrultusunda hareket eder 3. Dünya ülkelerinde ise devlet kişisel hak ve özgürlükleri koruyacağını beyan eder fakat devlet destekli toplum baskısı ve aşayiş güçleri hatta bazen ordu yüzünden tam anlamıyla özgürce yaşayamazsın Yani bir devlet bayrağı altında yaşamanın bedeli getirisine göre daha çoktur Peki diyelim ki devletler yıkıldı mesela nükleer felaket sonucu şu distopik hikayelerde ki yaşıyoruz diyelim Aramızda düzeni nasıl sağlayacağız insanların çok küçük bir kısmı doğuştan erdem sahibi olur daha küçük bir azınlık ise sonradan öğrenebilir Büyük çoğunluğu ise eline fırsat geçene kadar vasat ötesi bile olsa dahi ilk fırsatta stanford hapishane deneyi yada asıl soykırımı gerçekleştiren nazi askerleri gibi davranacaktır https://evrimagaci.org/stanford-hapishane-deneyi-guc-insanlarin-gozunu-nasil-donduruyor-944?srsltid=AfmBOooksUnRn_VUvKuQ-QfdOGkFQNkAiMAcoS3zZ3GUVTfXrvieHDuM İkinci dünya savaşı sırasında Yahudi kamplarında görevli nazi askerleri nazi ideolojisine uymadığı için böyle bir göreve verilmiş vasatın bile altında insanlardır Bir süre sonra bu askerlere hizmetlerinin sona erdiği ve eve dönebilecekleri söylenir Askerler ise sivildeki o vasat hayat yerine soykırım yapmayı kendini gerçekleştirme ve saygınlık olarak görüp gönüllü olarak göreve devam ederler İnsanın kendisi de kötüdür Birbirimize doğaya canlılara ve dünyaya acı çektirip zarar veriyoruz Belki de gaia hipotezindrki gibi bir virüs türüyüz https://evrimagaci.org/gaia-hipotezi-nedir-dunya-gercek-anlamda-yasayan-bir-gezegen-olabilir-mi-teoriye-bugune-kadar-ne-tur-elestiriler-getirildi-9690?srsltid=AfmBOooaVCj-1pJgwiTZR5VrHqc969p9Hz637Ci17XUH5Q4GItE3W4Xk Her canlı yaşadığı ekosistem ile dengeye ulaşır Biz insanlar ise virüs gibi gittiğimiz yeri kurutup diğerlerini köleleştiriyor sonra diğerine geçiyoruz Biz insanların insanlığı durdurması lazım
  14. Kitabın kapak resmini özellikle koydum Bu kitapta ilkel insanın atalarından başlayarak günümüze kadar insanoğlunu ve yaşayışını detaylıca ele almışlar Ben tamamını okumadım Bu başlıkta değineceğim kısmı ise kadın erkek eşitliği Geçmişte kadın erkek hiçbir zaman eşit olmamış bazı dönemler erkekler bazı dönemler kadınlar ikinci sınıf insan muamelesi görmüş Bazı kısa dönemler de ise herkes hakkettiği değeri görmüş Benim düşüncem de kadınlar hakkettiği değeri görmelidir Ancak Örneğin avcılık verimli geçmeyip kabile tarım ve kadınlar sayesinde hayatta kaldığı vakit erkekler hor görülmüş Hayvanlar evcileştirilip kabile daha çok hayvancılık ile hayatta kalmayı başarıp rahata erdiği vakit ise erkekler yeniden seslerini yükseltmeye başlamış Tabi ki bu değişimler bir anda değil nesiller sonra gerçekleşmiş Yani güç ve kontrol kimin elinde ise diğerlerini tarih boyunca ikinci sınıf insan yerine koymuş doğası gereği Bu noktada şu espriyi de paylaşmak istiyorum "Mamut avladığımız zamanlardan iki dünya savaşı bitip asansör ve klimalı ofisler de çalışmaya başladığımız günümüze kadar -Kadınlar : hayatım sen işe git ev işleri ve çocukları bana bırak Bahsettiğim dönem geldiği vakit -Kadınlar : Eşitlik istiyoruz Sizce de çok akıllı değiller mi " Günümüz de dünyanın çok büyük bir kısmında kadın erkek eşitliği hakkında insanlar bilinç sahibi olmuş hatta gelecekte yine kadınlar erkekleri geçecektir bana göre Ama bu sefer de 3. Dünya şavaşı çıkacağı için kadınlar tekrar şöyle demek zorunda kalacaklar "Hayatım sen işe git ev işleri ve çocuklar ile ben ilgilenirim "
  15. İki insan aynı çatı altına girdiği vakit sorun çıkmasın diye kurallar gerekir demişti psikiloğ Bu bir toplum olduğu vakit yazılı olmayan toplumsal kurallar geçerli olur Kimileri insanlar ile bir arada yaşayabilmek için dini kurallara ihtiyaç duyar https://www.haberalp.com/ingiliz-subayla-hintlinin-hikayesi Bir de bu hikayedeki gibi onur şeref haysiyet gibi erdemler vardır Bazı insanlar verdiği sözü yerine getirmek için canını bile verir Benim bir gözlemim non teist insanlar dini kuralları göz ardı ediyor toplumsal kuralları hiçe sayıyor olabilir bem de anarko nihilizm i pek severim Fakat son raddede kendilerini yukarıdaki bahsettiğim erdemlerden de bağımsız görüyorlar Peki o zaman bu non teist insanlara nasıl güvenebiliriz Söz vermek göz vermeye benzemez diye bizim halkımızın da bir sözü vardır Ancak non teist insanlar sözünde durmadığı vakit hak ettiği şekilde muamele edersiniz sizi göz çıkarmakla bile suçlarlar Ben şahsen bir insan ile yola çıkacak olsam non teist mümin yada erdem sahibi arasından erdem sahibini seçemrezsem imanlı bir mümin alırım yanıma çünkü uymak zorunda olduğu kurallar güvenimi sarsmasına izin vermez Öte yandan non teist ise kendini bütün bu erdem ve kurallardan üstün gördüğü için bana güven vermez
×
×
  • Create New...