-
İçerik sayısı
2.188 -
Kayıt tarihi
-
Son ziyareti
-
Kazandığı günler
24
İçerik türü
Profiller
Forums
Store
Makaleler
Everything posted by alpinçayırı
-
Fatih Altaylı'nın programında Celal Şengör'ün dinler tarihi hakkında söylediği yadsınamaz acı bir gerçektir. Gerçekten de Hıristiyan dünyasında Protestanlık, Üniteryenizm gibi Yahudiliğe daha yakın yapay mezhepler çıkmadan önce zenginlik hoş karşılanmazdı. Avrupa'da Martin Luther ve John Calvin'in öncülüğünde Protestanlık hareketi ortaya çıktıktan sonra "çalışmak ibadettir." anlayışıyla Batı'ya maddi refah geldi. Aynı söylev, İslamiyet'te de vardır. Ayrıca, Musevilikte de aynı Müslümanlık'ta olduğu gibi sadaka anlayışı vardır, İbranice'de buna tsedeka denilir. Hıristiyanlık'ta ise sadaka anlayışı yoktur yani Müslümanlık, teolojik ve pratik olarak Museviliğe daha yakın olduğu için kapitalisttir. Gerçi İsa ve havarilerin olduğu ilk(erken) Hıristiyanlar da Musevilerdi fakat buradaki Hıristiyanlık, bütün dini ritüelleri Mitraizm'den araklanan ve 325 İznik Konsili'nde Roma elinde şekillenen paganik Hıristiyanlık'tır. İlgili link: https://youtube.com/watch?si=2o9J6tKNDHntk17I&v=c34kIWMXzak&feature=youtu.be
-
Yıllardır kendilerinden olmayanları putperestlikle suçlayan Araptapar çirkef dindoşlar, Muhammed'in sakalı diye Sakal-ı Şerif diye bir kıl yumağına taparlar. Halbuki burada asıl putperest İslamcıların ta kendisidir. Putperestlik dininin kılperestlik mezhebi...
-
İslam'da mübarek(!) olduğu rivayet edilen Muhammed'in sakalları. sıradan bir kıl parçası işte çok da gözünde büyütmemek lazım. Kılperestliğin gereği yok putperest İslamcılar... Bir ara DNA testi yaptıralım da bakalım bu sakallar gerçekten Hz. Muhammed'in sakalları mı? Test yaptırmakta fayda var.
-
İslam'ın sahih(onaylanmış) kaynaklarında geçen ahlak ve terbiye dışı rezalet bir olaydır. Bu iğrenç olayda; adamın birisi bir gün Muhammed'e gelir ve her ikisi o sırada birbirleriyle sert bir ağız dalaşına girerler. Bunun üzerine o herif, Muho'nun yüzüne karşı kıçını açınca ardından Muhammed, o adamın helak olması için Allah'a beddua eder ve Allah, o adamı oracıkta yamultur. Şuna bak, ahlaksız bedevilerin birbirlerine karşı yaptıkları belaltı davranışları bize erdem(!) diye okutturuyorlar. Iyyy, iğrenç...
-
Allah'ın Bakara 65, Araf 166 ve Maide 60 ayetlerinde Cumartesi(Şabat/Sebt) yasağını çiğneyen birtakım Yahudilere söylediği vicdansızca ve argo şeyler. Aşağılık olan maymunlar değil insanoğlunun ta kendisidir!.. İnsan, eşref-i mahlukat(yaratılmışların en üstünü) değil aksine esfel-i safilindir!..(yaratılmışların en aşağısı) Bakara 65: ''Şüphesiz siz, içinizden Cumartesi yasağını çiğneyenleri bilirsiniz. Biz onlara, 'Aşağılık maymunlar olun' demiştik..'' Osman Fırat Meali Araf 166: ''Yasaklandıkları şeylerden vazgeçmeye yanaşmayınca da onlara 'aşağılık maymunlar olun' dedik.'' Diyanet İşleri Yeni Meali Maide 60: De ki: ''Allah katında cezası bundan daha kötü olanları size haber vereyim mi? Onlar, Allah’ın lânetlediği ve gazabına uğrattığı, içlerinden maymunlar ve domuzlar çıkardığı kimseler ile şeytanlara tapan kimselerdir. İşte bunların yeri daha kötüdür ve onlar doğru yoldan daha çok sapmışlardır.'' Diyanet İşleri Yeni Meali Kaynak: https://www.kuranmeali.com
-
İnanca değil, insana saygı duyulur. Biz ateistlerin Kabe'si ve kutsal şehri insandır; semavi dinlerin kutsal(!) saçmalıkları gerekmez... İnsanlığın kutsallarında(!) kan kokusu var...
-
Kuran'ın Nisa Suresi 157. ayetinde açıkça bir anlatım bozukluğu, mantık ve kural hatası vardır çünkü o ayette Yahudiler, "biz, Allah'ın elçisi Meryem oğlu İsa Mesih'i öldürdük." der. Halbuki bu durum çok absürt ve tuhaf bir durumdur. Şöyle ki: Bilindiği üzere Yahudiler, İsa'yı mesih ve peygamber olarak kabul etmezler. Eğer Yahudiler, İsa'yı peygamber olarak kabul etselerdi tarihin akışı bambaşka olacaktı ama olmadı. Zaten daha sonraları İsa, Romalılar tarafından çarmıhta öldürülür. İsa'yı Yahudiler öldürseydi onun taşlanarak(recm) öldürülmesi lazımdı. İsa olayı dini değil siyasidir. Nisa 157'de "Allah'ın elçisi Meryem oğlu İsa'yı öldürdük." yerine "Allah'ın elçisi olduğunu iddia eden Meryem oğlu İsa'yı öldürdük." denseydi cümleden bambaşka bir anlam ortaya çıkardı. Bir kelime bile bir cümlenin anlamını değiştirir. Dine göre Allah'ın elçisi olduğunu söylemek ile Allah'ın elçisi olduğunu iddia etmek bambaşka şeylerdir. Bu kadar basit. Mantıken dinsiz birisi, peygamber olduğu söylenen birinin peygamberliğini kabul eder mi? Etmez. Kuran'daki bu anlatım bozukluğu ve mantık hatası, dinlerin insan uydurması olduğunu ortaya koyuyor. Yeryüzünde ne söylediyse insan söyledi ne yazıldıysa insan yazdı. Bütün dinler insan ürünüdür. İlgili ayet: Nisa 157: "Bu, bir de inkarlarından, Meryem'e büyük bir iftirada bulunmalarından ve: 'Meryem oğlu İsa Mesih'i, Allah'ın elçisini öldürdük' demelerinden ötürüdür. Oysa onu öldürmediler ve asmadılar, fakat onlara öyle göründü. Ayrılığa düştükleri şeyde doğrusu şüphededirler, bu husustaki bilgileri ancak sanıya uymaktan ibarettir, kesin olarak onu öldürmediler, bilakis Allah onu kendi katına yükseltti. Allah; Güçlü'dür, Hakim'dir." Diyanet İşleri Eski Meali Kaynak: https://kuranmeali.com/
-
Evrim karşıtlığı, tarihin her döneminde dindoş yobazlar tarafından bilime karşı savunulmuş bir şizofrenidir. Türkiye'deki ilk evrim karşıtı Fethullah Gülen'dir. Evrim karşıtlığı yapanlar, yaratılışçılığı savunurlar. İlgili linkler: 1) https://bilimveutopya.com.tr/index.php/turkiyede-ilk-evrim-karsiti-fethullah#google_vignette 2) https://haber.sol.org.tr/bilim/bilim-kulturu/turkiyenin-biyolojik-evrim-ile-imtihani-218608#google_vignette 3) https://evrimagaci.org/evrim-bilim-karsitlarinin-iddia-ettigi-gibi-dunyada-kabul-gormuyor-mu-7166
-
Pinyin, Kanji'yi(Çin alfabesi) Latinize etmek eylemine verilen addır. Pinyin, tek heceli dillerden olan Çince gibi basitleşitirilmiş ve geleneksel olarak iki farklı alfabeyle yazılan bir dilin olduğu metinde ne yazıldığının anlaşılması için hayat kurtaran bir transliterasyon türüdür.
-
Latinize etmek, romanizasyonun diğer bir adıdır yani orijinalinde Latin Alfabesi ile yazılmayan dillerin alfabelerinde yazılmış metinlerde ne yazıldığının anlaşılması için yapılan bir transliterasyon tekniğidir.
-
Romanizasyon, Latin Alfabesi ile yazılmayan bir metinde ne yazıldığının anlaşılması için Roma(Latin) harflerine çevirme işlemi olup transliterasyonun bir alt koludur. Romanizasyona Latinize etmek de denilir. Romanizasyon, kolaylaştırıcı ve son derece önemli bir eylemdir.
-
Mesiyanik, "Mesih'in gelişine veya kıyamete dair" anlamına gelir. Mesiyanik; İngilizce'de Messianic, Fransızca'da Messianuque olarak geçer.
-
16. Yüzyıl'da Martin Luther ve John Calvin tarafından kurulan Hıristiyanlığın reformist ve 3. büyük mezhebi. Bu mezhebin ortaya çıkmasındaki amaç, Katolik Kilisesi'ndeki yozlaşmaya tepki olarak ortaya çıkmasıdır yani Protestanlık hareketi çıkmadan önce günümüzdeki Protestan ülkeler, Katoliklerdi. Katoliklikten ve Ortodoksluktaki papazlıktan farklı olarak Protestan din görevlilerine pastör denir. Protestan kiliselerinin içi, Katolik ve Ortodoks kiliselerinin aksine resim-heykel tasvirleriyle dolu olmaz. Protestanlık akımı; Avrupa'daki bütün dengeleri alt-üst etmiştir, Avrupa'nın kurtuluşu olmuştur ve daha çok Cermenik bir dünyayı hedefler. Bir yönden kapitalizmin yolunu açmıştır. Protestanlık akımı, Max Weber'in yazdığı kitaba da konu olmuştur: "Protestanlık Ahlakı ve Kapitalizm" Protestanlığın en önemli etkisi; M. Luther'in İncil'i Latinceden Almancaya çevirmesiyle birlikte Avrupalılar, kendi kutsal kitaplarını anadilde okudular ve ardından gelen Alman aydınlanmasıyla birlikte Papa'nın liderliğindeki Katolik Kilisesi ve onun ortakları feodal lordlar güç kaybetti. Avrupa, karanlıktan kurtuldu..
-
Katholikos, Katolik sözcüğünün etimolojisinin dayandığı Yunanca bir sözcüktür ve evrensel anlamına gelmektedir. Katholikos'un Yunan Alfabesi'yle orijinal hali καθολικός'tur.(Katholikos)
-
Ortodoks sözcüğünün anlamı "Doğru Yolda Olan Kişi" demektir. Kökeni Yunanca'dır. Etimolojisi "Ortho+Doxa"dır. Hıristiyanlığın temel mezheplerinden birisidir. Daha çok Yunanistan, Ermeniler, Güney ve Doğu Slavları arasında yaygındır. Ortodoks Hıristiyanlık, Yunan kültüründen ve tarzından beslenmiştir. Ortodokslar, Katoliklerden farklıdır. Mesela Ortodokslar, Katoliklerin aksine İsa'nın doğumunu 25 Aralık yerine 6 Ocak'ta kutlarlar.
-
Katolik sözcüğünün anlamı "evrensel"dir ve etimolojisi Yunanca'dır. Katolikler, Hıristiyanlığın en kalabalık ve temel mezhebidir. Katolik inanç, İsa'nın doğum tarihini Mitraizm'in ve diğer Güneş tanrılarının doğum günü olan 25 Aralık olarak kabul ederler ve bu kültür tamamen Antik Yunan ve Roma kültürünün Hıristiyanlık adı altında yeniden hortlamasıdır. İsa'nın 33'te çarmıhtaki ölümünden sonra İsevi Havarilerin Semitik Kudüs(Yeruşalim) ekolü ve Tarsuslu Aziz Pavlus'un Helenistik Antakya(Hatay) ekolü arasında Havariler Meclisi'nde çıkan bir tartışmada Pavlus, kendi deyimiyle Hıristiyanlığı Katolikleştirmiştir(evrensel). Normalde İsevilik hareketi Yahudilik içinde reformist bir mezhepken ve öyle de kalması gerekirken Pavlus ile Roma'nın desteğiyle Hristiyanlık olarak ayrı bir din olmuştur. İsa ve havarileri çevresinde "Nasraniler" olarak biliniyordu, bununla birlikte inanç ve kültür olarak Yahudi'ydiler ve Yahudi şeriatı olan Halaha'ya bağlılardı.
-
Tatlısu Müslümanları'nın zoruna giden yadsınamaz acı bir gerçektir. İslamiyet, köleliği kaldırmamıştır aksine kölenin şartlarını bir nebze olsun iyileştirmiştir. "Kölelerinize iyi davranın" demek, "Köleliği ortadan kaldırın" anlamına gelmez. Tarih bize bu durumun tam tersini söylemektedir: Köleliği en son kaldıran ülkeler, Müslüman ülkelerdir. Hatta öyle ki Suriye'de kölelik Suriye'nin 1920'de Fransız sömürgesiyken kaldırılmış; Suudi Arabistan, köleliği 1962'de Amerika Birleşik Devletleri'nin zorlamasıyla kaldırmıştır. O tarihlere kadar Araplar, kölelik ve cariyeliği el altından sinsice devam ettiriyordu. Siz kime masal anlatıyorsunuz? Osmanlı Devleti'nde kölelik, Tanzimat Fermanı sayesinde bir nebze olsun kaldırılmıştır. 1923'te Cumhuriyet'in ilan edilmesinden sonra ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye'de köle ve cariye pazarlarını kapatmış ve köleliği yasaklayan bütün uluslararası antlaşmalara imza atmıştır.
-
Aydınlık saçan filozoflarla karanlık saçan peygamberlerin misyonu aynı değildir. Filozofla peygamberin farkları: 1) Filozoflar, özgür düşüncenin; peygamberler, dogmanın temsilcisidir. 2) Filozoflar, realisttir(gerçekçi); peygamberler, romantiktir(duygusal). 3) Filozoflar, mucize gibi doğaüstü olaylara inanmazlar; peygamberler, mucize yaptığını iddia ederler. 4) Filozoflar, felsefeyle; peygamberler, dinle uğraşır. 5) Filozoflar, akılcı düşünceleriyle insanlığı ileriye götürürken peygamberler ise nakilci düşünceleriyle insanlığı gerisin geriye götürmüşlerdir. 6) Filozoflar doğaya önem verirler, peygamberler ise doğaya değer vermezler. 7) Yunanlı çoğunluk olmak üzere her milletten filozof vardır ama peygamberlik, Orta Doğulu Sami ırkına özgüdür, özellikle İbrani peygamberlerin sayısı gırladır. 😎 Filozoflar gerçek anlamda hoşgörülüyken peygamberler hoşgörüsüzdür. 9) Antik Yunan filozofları, felsefe dışındaki alanlarda da bilgiliyken peygamberlerin çoğunun okuma yazması yoktur(ümmi). Mesela taaa Antik Yunan'dan beri beynin(dimağ) düşünme, kalbin(yürek) hissetme organı olduğu biliniyordu ama semavi dinlerin sözde kutsal kitaplarında "kalp, düşünme organıdır." diyor. 10) Peygamberlerin saçma sapan ve gaddar dini öğretileri yüzünden Hypatia gibi tarihte bir sürü filozof katledilmiştir. 11) Filozoflar, kent kökenli olup sakin ve akılcı bir üslupla mantıklı temeller çerçevesinde siyaset biliminin kitabını yazar. Peygamberler, kırsal kökenlidir ve mantıksız bir şekilde boş hamaset yaparak kulaktan dolma bilgilerle kasaba siyaseti yapar. 12) Filozoflar, içi dolu öğüt verir; peygamberler ise içi boş vaatler. 13) Filozoflar dürüsttür, peygamberler yalancıdır. 14) Filozoflar rasyonel(dönemin rasyonellik anlayışına göre tabii) yollarla bir şeyleri derinlemesine sorgulayıp insanlara laf anlatmaya çalışırken peygamberler, filozoflardan çok daha yüzeysel argümanlarla ve buyruklarla insanları ikna ederler. 15) Filozoflar, sanat ve estetik olarak peygamberlerden daha üstündür. Özellikle İslâmiyet ve Yahudilik gibi bağnaz çöl dinleri, resim ve heykel gibi üç boyutlu güzel sanatları "putperestlik" zırvalığıyla, ikonoklast bir zihniyetle yasaklar; onun yerine bir ve iki boyutlu kaligrafi, ebru, minyatür gibi sanatlar vardır. Uzun lafın kısası; filozoflar, peygamberlerden her yönden çok daha üstündür.
-
Harediler; fötr şapkalı, takkeli, peyotlu yobaz Yahudilerdir. Ultra-Ortodoks Yahudiler olarak da bilinen Harediler, Tevrat'ı ve Talmud'u hayatının her alanına uygularlar ve İsrail'i seküler devlet olduğu gerekçesiyle tutmazlar.
-
Peyot, Harediler denilen Ultra-Ortodoks Yahudi mezhebine mensup dindoş erkeklerin böcek anteni şeklinde bıraktığı tuhaf bir saç stilidir. Kendi inanışlarına göre melekler, peyot favorili Yahudi erkeklerinin saçlarından tutup cennete bırakacakmış.
-
Her topluma peygamber gönderilmemiştir. Dinlere göre peygamberler, yalnızca sapıtmış kavimlere özellikle belirli bir ırktan olan(Samiler) belirli halklara(Yahudiler ve Araplar) gönderilmiştir. Peygamberlik kurumu, evrensel değil aksine yöresel bir kültürdür. Bir düşünün ki Ortadoğu'nun herhangi bir yerinde, bilinen bir şehrinde aynı evde 3 peygamber var. Dede peygamber, baba peygamber, oğul da peygamber. Böyle bir saçmalık olabilir mi ya? Sülalecek peygamber bunlar Bu zırvalığı akıl ve mantık kabul etmez. Özellikle İsrailoğulları'na gönderilen peygamberlerin haddi hesabı yok. Son peygamber Muhammed de Kureyşoğulları'na gönderildi zaten.
-
Dindoşların zoruna giden yadsınamaz acı bir gerçektir. Demavi dinlerdeki peygamberlik olayı bir absürtlüktür(saçmalık). Dünya tarihine baktığımızda Arapların ve İbranilerin dahil olduğu Sami ırkı dışındaki toplumlarda "peygamber" denilen bir kavrama rastlanılmaz, en fazla "din büyüğü" ve "bilge kişi" kavramları vardır. Şamanlarla peygamberler bir değildir. Ne hikmetse bütün peygamberler; belli bir ırka gitmiştir, aynı evde en az üç peygamber vardır ve hepsi birbirinin yakın akrabasıdır. Sülalecek peygamber bunlar.. Mantıken tanrı tarafından kendilerine peygamber gönderilmiş toplumlar sapıtmış toplumlarda o zaman kendilerine peygamber gönderilmemiş toplumlar sapıtmamış ve aklı başında toplumlardır. Neresinden tutarsan tut, elinde kalıyor şu dinlerin saçmalıkları.. İlgili linkler: 1) https://www.dinvemitoloji.com/2020/10/turk-peygamberler.html?m=1 2) https://youtube.com/watch?v=0MCGbfgv464 Din ve Mitoloji'den "Türk Peygamberler Yalanı" adlı video
-
Hem de kulaktan alınan bir uyuşturucudur. Uzak durun, hayatınızı mahveder din denilen ucube pislik. Tek ömrünü bu saçma masallara harcama.
-
Arapların ve İbranilerin oluşturduğu Sami ırkıdır, başka kim olacak? Bu Semitik(Sami) çöl fareleri, adına 'din' dedikleri ve kafalarından uydurdukları saçma sapan şeylerle bütün dünyayı uyuşturdular. İnsanlık tarihine olumlu anlamda tek bir katkısı olmayan bu asalak parazitlerin en büyük başarısı, din icat etmeleridir. Masalcı, üçkağıtçı, dolandırıcı çöl semitikleri..
-
Tarihte ve günümüzde semavi dinler yüzünden nice katliamlar, yüzkızartıcı suçlar işlendi. Tektanrılı semavi-ibrahimi dinler; bağnazdır, hoşgörüsüzdür, ataerkildir ve feodaldir. Üstüne üstlük; evren, anatomi gibi konularda hiçbir şey bilmezler ve cehaleti meşru gösterirler. düşünme organını beyin yerine kalp sanan allah, spermin testisler yerine bel boşluğundan atıldığı saçmalığı, kutsal kitapların şizofreni hakkında yanıltıcı bilgi vermesi Geleneksel pagan dinleri ise hoşgörülüdür, anaerkildir ve moderndir. Üstüne üstlük dinamik olduğu için bilimle uyumludur. Örneğin hiçbir kitaplı dinin ve peygamberin olmadığı bir Doğu Asya(Uzak Doğu) ülkesi olan Japonya'da ne bir kargaşa ne birbirini boğazlama görülmemektedir. Umarım ki tüm insanlık bir gün geleneksel dinlere geçer ve dünyada semavi dinlerin vahşeti ile cehaleti sona erer. Geleneksel animist dinler, kitaplı semavi dinlere nazaran daha çevrecidir. Kahrolsun Sami masalları, Yahudi ve Arap hegemonyası...