alpinçayırı

Öyle zaten. Her ülkenin kendi çıkarları var ama BOP Eşbaşkanlığı gibi emperyalist bir pırojeye ortak olup da dıjj güçlerden icazet almak düpedüz şerefsizliktir. Yahudi madalyasını ben mi aldım? Kimsenin hayal gördüğü falan yok, sen ve senin gibiler umursamazlık yapıyorsun.

Kişiliksiz olan sen ve senin gibilerdir. Ben bir Türkçü'yüm ve davamdan asla dönmem. Nerede kaynaksızmış? Palavra atma.

Nasıl BOP diye bir proje yok? Sen ne dediğinin farkında mısın? Bal gibi de var. George Bush bahsetti diye ilgili pıroje, hemen bitecek değil ya. ABD bu, ne yapacağı belli olmaz. Rusya Federasyonu, ara ara BOP'u engellemeseydi BOP daha erkenden başarılı olurdu lakin son Suriye olaylarından sonra iyice başarılı olacak gibi.

Liboş olmak kötü bir şeydir çünkü liboşlar, dincilerin en büyük destekçisidir. Sen de o zaman düzgün davran. Ben ne zamandan beri uydurma kaynakları gerçek diye paylaştım? Ağza bak ağza, sanki mağaza.. Sen ve senin gibilerinin rol modelleri Ahmet Altan, Nazlı Ilıcak, Nagehan Alçı gibi sarı gazetecilerdir.

Herkesin bunu çok iyi bildiği ama bazı güruhun işine gelmeyip hala daha AKP ile işbirliği tuttuğu acı bir gerçektir. Recep Tayyip Erdoğan, sahtekâr birisi olup ABD'nin ılımlı İslam-BOP projesinin Türkiye ayağıdır. Ne mutlu bunu görebilene ve buna karşı durabilene. İlgili linkler: 1) https://haberyuzdeyuz.com/amp/guncel/bop-esbaskani-erdogan-kalacak-cunku-h22518.html 2) https://haberyuzdeyuz.com/amp/guncel/erdogan-trumpa-soz-verdi-bop-gorevim-suruyor-h28301.html 3) https://yenicaggazetesi.com.tr/bop-es-baskanligi-gorevini-kim-verdi-72228h.htm 4) https://politez2.com/detail/-/9264/buyuk-ortadogu-projesinin-es-baskani-erdogan

Hadi lan oradan, magazinvari konularmış. Ben burada gerçeği söylüyorum yoksa banane elin kadınının özel hayatından. Vatan savunması gibi böylesi önemli konulara bu kadar mı duyarsızsın? Türkiye'nin başına ne geldiyse senin gibi sitepnelerin yüzünden geldi.

Nagehan Alçı denilen aşşşağılık karının kıta sahanlığı kapsamında Ege Adaları'nın Yunanistan'a verilmesini savunduğu ve gerçek yüzünü gösterdiği o sıkandal sözleridir. Bu durum, daha sonra Yunan filörtü olan Nagehan Alçı'nın Ege Adaları'nda Yunan işgalini savunması ile tekrar etti. Nagehan gibi kansız liberaller, ne anlar vatan sevgisinden? İlgili linkler: 1) https://sozcu.com.tr/nagehan-alci-18-kecinin-otladigi-kaya-parcasi-icin-savas-mi-yapalim-wp2209884 2) https://yenicaggazetesi.com.tr/nagehan-alci-yunanistanin-isgal-ettigi-adalar-icin-soyledikleri-gundem-oldu-18-kecinin-otladigi-kaya-parcasi-575657h.htm

Nagehan Alçı denilen süzme kaşarın 18 keçinin otladığı kaya parçası için savaş mı yapalım diye sıkandal bir demeç vermesinin arka pilanı belli oldu. Meğerse bu karının Rasim Ozan'dan boşandıktan sonraki sevgilisi Yunan bir istihbaratçıymış.. Tescilli vatan haini Alçıpan Nagehan... İlgili link: https://yenicaggazetesi.com.tr/sevgilisi-yunan-cikan-nagehan-alci-18-turk-adasinin-yunana-verilmesini-boyle-818080h.htm

24 Ocak 1980 Kararları, 12 Eylül 1980 Darbesi'ne giden süreçte önemli bir siyasi olay olup Türk ekonomisinde sosyal devlet anlayışından neoliberalizme geçildiğinin en büyük kanıtlarındandır. Dönemin başbakanı Süleyman Demirel, askeri yönetimin başındaki Kenan Evren'in böyle bir direktifin verilmesini ister, Evren de bu direktifi verir. 24 Ocak Kararları'nın en önemli özelliği, serbest piyasa ekonomisinin Türkiye'de iyice yaygınlaşmasıdır. İlgili link:

Yüzbinlerce yıllık insanlık tarihinin değişmez kanunudur. Halk düşmanı masalcı çıkarcılar her zaman halkı uyandırmaya çalışan uyandırıcılardan nefret ederler çünkü tekerlerine çomak sokulduğu için. İşte, Turan Dursun gibi aydınlanmacı vatansever insanların karanlık güçler tarafından katledilmesi de bu yüzden. İlgili söz, şu şekildedir: "Silah satan, barış ister mi? İlaç satan, sağlık ister mi? Din satan, bilim ister mi? Hırsız olan, hukuk ister mi?" Süleyman Demirel İstemez tabiki niye istesin çünkü kendi çıkarlarına aykırı. İlgili şeyleri istese zaten kendi isteğiyle ve kendi eliyle kendi sonunu getirecek. İşte, emperyalizmin pislik yüzü ve kapitalist düzenin kirli düzeni. Victor Hugo'nun dediği gibi zalimlerin çarkı, cahillerin çalışmayan kafalarıyla döner. Onun için aptal olup kendinizi zalimlere ezdirmeyin tam tersine siz onları ezin ki bu pis düzene son verin.

27 Mart 1994 Yerel Seçimleri'nde Refah Partisi'nden İstanbul ve Ankara Belediye başkanları seçilen Recep Tayyip Erdoğan ile İbrahim Melih Gökçek, o tarihte haksız yere işçi kıyımı yaparak büyük bir sıkandala imza atmışlardı. İlgili linkler: 1) https://t24.com.tr/haber/imamoglu-na-hak-eden-hic-kimseye-dokunmadik-diye-tepki-gosteren-erdogan-istanbul-buyuksehir-belediye-baskani-yken-ne-yapti,839076 2) https://haber.sol.org.tr/kent-gundemleri/gokcek-erdogan-geliyor-diye-belediye-personelini-mesajla-tehdit-ediyor-haberi-74426 3) https://evrensel.net/haber/338386/belediye-yakinindaki-coplukten-melih-gokcek-portresi-cikti

Erkan Oğur ile İsmail Hakkı Demircioğlu'nun 1996'da Kalan Müzik'te birlikte çıkardıkları bir parça olup aslen Aşık Edip Harabi'ye aittir. Halk ozanlarının, İslamcı softalara karşı verdiği ibretlik bir ayardır. Bu deyişte Hamza'nın ayarsızlığı yüzünden İslam'da içkinin yasaklanması olayına bir gönderme var aslında. Burada zahit, softa; ihtiram da Arapça'da saygı anlamına gelir. İlgili link:

Mustafa Kemal'in Kurdu, Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın Atatürk'ü övmek için söylediği tüyleri diken diken eden bir şiiridir. Bu durum, Atatürk'ün bozkurt olması ile bağlantılıdır. "Bir kurdu vardı Mustafa Kemal’in Kimi Orta Asya'dan gelmiş der, Kimi Anadolu'da dinelmiş der Bir kurdu vardı Mustafa Kemal'in Kimi Tanrı'ya Tanrı'ya yükselmiş der Oralarda dört yünden dört milyon dört kara ağız Yıl 1980 mi ne Isırmış ipek toprağını yurdun çepçevre ısırmış kan. Ama tohumlar tohumlar özgürlüğe sevgiye doğru, Eksen mi ne. Daralmış yüreği yurdun ulusun, Er kişiye ölüm son değil Bir mağara değil ki dele dele gidesin hey Bir demir yamaç değil ki eritesin hey Bu güç daha, bu büyük daha, ergenekon değil, O sıra bir kurt bozdan sarı, O sıra bir kurt yakında, uzakta. O sıra var, geçmişten geleceğe, o sıra var, O sıra hep. O sıra bir kurt gözleri yanmakta. Işık mı desen karanlık mı desen, Boşalır boşalır gün içre bir deli oluk. Bu bir yürekten boşluğa açılmış yaşama çiçeği, Bu bir direnç. Dağılan yayılan toplum olan bir soluk. Açlığı yalnız özgürlük üzerine, Yemiş içmiş nice zengin savaşları tok. Dört ayaklı ama dört kara parçasınca dört ayaklı, Bin elli gezegenlerle bin elli, Kişi ama gövdesinden öte çok. İşte işte Mustafa Kemal'in kurdu kocaman. Kocaman bir gündü. Yurt üzre, yeryüzü üzre, Sonsuzluk üzre, 58 yıl göründü." Fazıl Hüsnü Dağlarca

Ayrıca, şehadet şerbeti denilen zımbırtıyı sadece fakir çocukları içer, zenginin çocukları içmez. Satan sağ oldukça vatan sağ olmaz.

Aslı Kurttur, Kurt Yavrusu Kurt Olur, günümüzde ATV'deki Yalnız Kurt dizisinde geçen bir repliktir. Gerçekten de kurt yavrusu kurt olur; at ile eşeğin çiftleşmesinden oluşan katır mı olacaktı? Ayrıca; "aslı kurttur kurt yavrusu kurt olur" lafı, Dadaloğlu'nun Aşağıdan Yusuf Paşam Geliyor adlı türküsünün ilk kıtasındaki son dizesinde geçer. Aşağıdan Yusuf Paşam Geliyor türküsünü daha önce Hacı Taşan gibi Cumhuriyet Dönemi'nde yaşamış eski halk ozanları da söylemiştir. İlgili türkünün sözleri: "Aşağıdan Yusuf Paşam geliyor. Düşmanına karşı koyan mert olur. Şahin kocasa da vermez avını. Aslı kurttur, kurt yavrusu kurt olur. Küheylanım yedim yedim yederler. Olanca malımı talan ederler. Heves güves yaptırdığım odalar. Korkarım ki düşman konar yurt olur. Der Dadaloğlu'm da göründü dağlar. Aşiret kavgasını görenler ağlar. Bre, benim öldüğüme gam yemem beyler. Korkarım ki zalım düşman üstümüze mert olur." Dadaloğlu (Veli) İlgili linkler: 1) 2) 3)

Şehitlik, normalde dini bir kavram olup son dönemde başta AKP gibi siyasi partiler olmak üzere içi boşaltılmış bir olgudur. Evet, vatani hizmetlerde şehitlik önemli bir şeydir fakat siyasetin kirli oyunlarında olur olmaz her şeye şehitlik denilerek bazı gerçekler örtbas ediliyor. Ayrıca Gerçek İslam'a göre Dar-ül Harb sayılan laik Türkiye Cumhuriyeti rejimini koruyanlar gerçek bir şehit değildir. İslam'da şehitliğin şartları şunlardır: https://islamveihsan.com/sehitlik-nedir-sehitlik-ile-ilgili-hukumler-nelerdir.html/amp

Dindoşların zoruna giden yadsınamaz acı bir gerçektir. Bütün semavi dinlerde birincil mesele iyilik değil imandır ve hiçbir peygamber, insanları iyiliğe değil birincil olarak imana çağırmıştır. Dinlerde iyilik ise ikincil meseledir yani asıl mesele iman etmedir. Zaten İslam'da tövbe mekanizması var, nasıl olsa şirk dışındaki bütün günahlar affediliyor. İlgili link:

Tarihe tarafsız bakarak peygamberlik, Orta Doğu'daki Sami halkları arasında yaygın bir meslektir. Peygamberler aynı zamanda bir koyun tüccarı olduğuna göre suyu kıt Orta Doğu'da domuz tüketimi işte bu yüzden yasaklanmıştır. Tabi, peygamberlerin kitlesi de koyun gibi olduğu için İslam toplumlarında çobanlığa çok önem verilir ve koyun gibi olanları da çoban gibi çok rahat bir şekilde güderler. İlgili link: https://islamveihsan.com/her-peygamber-mutlaka-koyun-gutmustur-hadisi.html "Ebû Hüreyre(RA)'den rivayet edildiğine göre Peygamber(SAV): 'Allahu Teâlâ’nın gönderdiği her peygamber mutlaka koyun gütmüştür.' buyurdu. Bunun üzerine sahâbîleri: 'Sen de mi güttün, ya Resûlullah?' diye sordular. Resûl-i Ekrem Sallallahu Aleyhi Vesellem: 'Evet, Mekkelilerin koyunlarını Karârît mevkiinde güderdim.' buyurdu." Buhârî-İcâre 2, Enbiyâ 29, Et’ıme 50, İbni Mâce, Ticâret 5

Hoyrat, Türkçe'de iki anlama gelir: 1) Çok kaba, kırıcı ve hödük olan kişi. 2) Doğu Anadolu Bölgesi'nde, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde ve Irak Türkmenleri arasında ezgiyle ve cinaslı uyakla söylenen bir tür mani. Örneğin Kerkük Hoyratları.. İlgili linkler: 1) 2) 3) 4)

Necmettin Erbakan, 1997'da başbakan iken Başbakanlık Konutu'nda aralarında Fethullah Gülen'in de dahil olduğu tarikat liderlerine iftar yemeği verir. Bu olay, basında çok tepki çeker ve tıpkı 6 Ekim 1996 Kaddafi-Erbakan arasındaki o sıkandal görüşme gibi 28 Şubat 1997 Postmodern Darbesi'ne giden sürecin taşlarını döşer. Erbakan'ın Feto'dan nefret etmesi, gerçekten ideolojik olarak onunla anlaşamadığı için değil; tam tersine aralarındaki liderlik kavgasından dolayıdır lakin Necmettin Erbakan, hiç değilse Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte Recep Tayyip Erdoğan'ın ve FETÖ'nün aksine BOP'a karşı çıkmıştır. İlgili linkler: 1) https://cnnturk.com/turkiye/tarikat-seyhlerine-yemekte-tarihi-itiraf-73686 2) https://karadenizgazete.com.tr/gundem/tarihte-bugun-11-ocak-erbakandan-dikkat-ceken-iftar-yemegi/307766 3) https://milliyet.com.tr/siyaset/tartisilan-iftar-yemegi-5389678 4) https://internethaber.com/erbakan-hocayi-cildirtan-soru-1061834h.htm

1996 yılında dönemin Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Necmettin Erbakan, Libya'ya bir ziyarete gider. O dönemde Libya'nın başında Muammer Kaddafi vardır. Kaddafi, Erbakan'ı bedevi çadırının içinde düpedüz azarlar, kendisine karşı olanlara "hadi oradan" demesiyle bilinen Erbakan, aynı tepkiyi Kaddafi için gösteremez çünkü Necmettin Erbakan, her Siyasal İslamcı gibi bir Araptapar'dır. O dönemde Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı olan Abdullah Gül, Kaddafi'nin karşısında dut yemiş bülbüle dönmüştür. Erbakan ile Gül'ün bu tavrı, o zamanlar tarafsız olan Türk medyasında büyük tepki çeker. Gerçekten Erbakan'a hayran olmamak elde değil. Adam; başbakan sıfatıyla başka bir ülkenin liderinden fırçayı yedi, sanki bu olayı ateistler yapmış gibi utanmadan suçu ateistlere attı. Kaddafi; ilgili görüşmede açıkça "Türkiye'nin soykırımcı bir devlet olduğunu ve Kürdistan'ın kurulmasını" söyler, Erbakan da Kaddafi'nin bu çirkefliğine en ufak bir tepki veremez. Tabi bu olay, 28 şubat 1997 Postmodern Darbesi'ne giden yolda bir süreçtir. Daha sonra dönemin Adalet Bakanı olan Şevket Kazan embesilinin Madımak Olayı yüzünden Alevilere 'Mum Söndü' iftirasını atması ve Necmettin Erbakan'ın "Gulu Gulu Dansı yapıyorlar" demesi; bardağı taşıran son damla oldu ve ordu ile halk, karşı karşıya geldi. İlgili linkler: 1) https://milliyet.com.tr/the-others/kaddafiden-erbakana-hakaret-5380786 2) https://hurriyet.com.tr/yazarlar/ertugrul-ozkok/sahi-o-gun-cadirda-neler-olmustu-17096108

Sun Myung Moon, kendi adıyla Moon Tarikatı'nın kurucusu olan Güney Koreli bir tarikat şeyhi olup Dünya'nın en zengin kişileri arasındadır. Pek anlatılmayan bir gerçektir; Sun Myung Moon, Türkiye'de Deniz Baykal ile yakın ilişkiler kurmuştur. İlgili linkler: 1) https://hurriyet.com.tr/dunya/abe-suikastiyla-gundeme-gelmisti-5-maddede-japonyayi-karistiran-o-tarikat-42099811 2) https://gazetekayseri.com.tr/yazarlar/sami-dayangac/moon-tarikati/1791/ 3) https://abcgazetesi.com/yazarlar/yilmaz-polat/baykal-ve-moon-tarikati-206927 4) https://tuncayilcim.av.tr/v5/feto-davasi-cianin-yesil-kusak-projesi-fethullah-gulen-cemaati-opus-dei-ve-moon-tarikatlari-arasindaki-benzerlikler/

Moon Tarikatı, 1960'lı yıllarda Sun Myung Moon adlındaki Güney Koreli bir rahibin kendisini İsa Mesih ilan edip Pırotestanlık ve Uzak Doğu felsefesini birleştirerek ilan ettiği bir tarikattır. Birleştirme Kilisesi olarak da bilinen Moon Tarikatı, Soğuk Savaş yıllarında komünizme karşı dinlerarası diyalog kapsamında CIA tarafından desteklenmiştir ve hala desteklenmeye devam etmektedir. Yakın dönemde Japonya başbakanı Şinzo Abe'yi katleden teröristler de Moon Tarikatı'nda yetişmişti. İşte, Güney Kore'nin anlatılmayan karanlık özelliklerinden birisi... Moon Tarikatı da tıpkı FETÖ gibi eşlerini katalogdan seçerler. Normalde Budist olan Güney Kore halkının yüzde kırkının Hıristiyan olmasının sebebi de bu tarikattır. Özellikle Kore Savaşı'ndan sonra... Moon Tarikatı'nın amacı, tüm insanlığı kapsayan tek dil ve tek halka dayalı bir kültür dünyasının kurulmasıdır. İlgili linkler: 1) https://eksiseyler.com/protestanlik-ile-uzak-dogu-felsefesini-birlestiren-olusum-moon-tarikati 2) https://tr.euronews.com/2023/10/12/abe-suikastiyla-gundeme-gelen-moon-tarikati-icin-fesih-basvurusu-yapilacak 3) https://bbc.com/turkce/haberler-dunya-50087091.amp 4) https://indyturk.com/node/565011/dünya/japonya-başbakanı-kişida-tartışmalı-moon-tarikatı-hakkında-soruşturma-emri-verdi

Özellikle 24 Ocak 1980 Kararları'ndan beridir yadsınamaz acı bir gerçektir. Siyonist küresel sermaye, ulusal sermayeye karşı son 44 yılda iyice savaş açtı ve neoliberal politikalarla birlikte sosyal devleti ortadan kaldırıp gelir adaletsizliğini iyice arttırdı. Bunun için de ulus devletleri ortadan kaldırmayı amaçlıyorlar. İlgili link: https://streamable.com/qo220r

Yugoslavya; başlangıçta 1918'de Sırp-Hırvat-Sloven Kırallığı adıyla kuruldu, 1920 Tiriyanon Antlaşması'yla Macaristan'dan kopartılan Voyvodina Bölgesi, haksız bir şekilde Sırp-Hırvat-Sloven Kırallığı'na verildi, 1929'da parlamentoda çıkan sert bir tartışmada Karadağlı bir milletvekilinin Hırvat bir milletvekilini vurması, bardağı taşıran son damla oldu. Dönemin Sırp asıllı Kıralı 1. Alexander Karacorceviç, ülkesinin adını "Yugoslavya Kırallığı" olarak değiştirdi. İkinci Dünya Savaşı'nı SSCB'nin kazanmasından sonra bu sefer Mareşal Josip Broz Tito, ülkesine adını "Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti" olarak değiştirdi. Tito'nun 1980'deki ölümünden sonra Yugosılavya, hızlı bir şekilde bölünmeye başladı, 1992'de ise tamamen paramparça oldu. Yugoslavya adı, resmi olarak 2003'te son buldu.(1992-2003 yılları arasında Yugoslavya Federal Cumhuriyeti, 2003-2006 yılları arasında Sırbistan&Karadağ adları kullanıldı. 2006'da Karadağ'ın, 2008'de Kosova'nın bağımsız olmasından sonra Sırbistan bugünkü haline geldi.) Yani özetle; Yugosılavya, hiç olmayacak uydurma bir ülkeydi fakat birilerinin hatrına onlarca yıl ayakta kaldı. Modern anlamda Yugosılavya terimini kulananlar ise 1. Alexander Karacorceviç ve Josip Broz Tito'dur. Bunun da kökeni taaa Avusturya Macaristan İmparatorluğu dönemindeki Panslavizmin bir türü olan Yugoslavizm'e(Güney Slavlarını bir bayrak altında toplama) dayanır.