hayna

80'lerde çıkmış şarkılar içinde benim favorilerimden birisi budur: İngiliz synth-pop grubu Soft Cell'in 1981'de piyasaya sürdüğü "Tainted Love".

80'lerin unutulmaz ismi Laura Branigan'ın hit şarkısı "Self Control". Laura Branigan, 2004 yılında, 52 yaşında iken uykusunda öldü. Ölüm nedeni, daha önce teşhis edilmemiş bir "beyin anevrizması" (beyindeki kan damarlarında çıkıntı ya da balonlaşma) olarak açıklandı. Deniliyor ki, ölümünden birkaç hafta önce sürekli baş ağrıları yaşamış, ancak herhangi bir tıbbî müdahale talebinde bulunmamış.

80'li yıllar pop müziği denince ilk akla gelen şarkılardan biri... Alman synth-pop grubu Alphaville'in 1984 yılında çıkan şarkısı "Big in Japan".

"Gen Bencildir", "Tanrı Yanılgısı", "Kör Saatçi" gibi popüler bilim kitaplarının yazarı, evrimsel biyolog, ateist bilim insanı Richard Dawkins, yobazların kendisine gönderdiği "nefret mesajlarını" okuyarak eğleniyor:

1996 yılında, 62 yaşındayken ölen ABD’li gökbilimci ve astrobiyolog Carl Sagan'a, ölümünden 2 yıl önce, yani 1994 yılında katıldığı bir konferansta "tanrı" sorusu yöneltilmiş. Bakalım nasıl bir cevap vermiş:

1979 yılında kurulan İsveçli rock grubu Europe'un, 1986 yılında çıkan ve dünya çapında ünlenen şarkısı "The Final Countdown".

Voltaire'in o ünlü sözünü ağızlarında sakız edip duran ve liberal denilen o tipleri hicveden bir karikatür:

Sia'nın bir de "Unstoppable" adlı şarkısı var ki, müthiş bir yorum bence... Ben bu Sia'nın sesini çok sevdim, yalan yok şimdi!

Bu Sia adlı şarkıcı kimdir tam olarak bilmiyorum ama müthiş bir ses var bu kadında. Üstte dinlediğimiz California Dreamin' şarkısını, muazzam şekilde yorumlamış!

Çok sevdiğim bir şarkı: The Mamas & The Papas - California Dreamin'

Türk Ateist hanımı biliyorum. Çünkü ateistforumun kapanmasına yakın zamanlarda forumda aktifti ve O'nun birçok iletisini okumuştum. Aydınlık fikirleri olan, donanımlı bir insandı. Bilinçli bir Atatürkçü olması da tabii en güzel yanlarından biriydi. Fakat ilginç biçimde, democrossian nikli üyeyle birdenbire (hani nasıl diyeyim) "hasım" olmuşlardı. Ben, democrossian'ı iyi ve çok bilgili bir yazar olduğu için takip ederdim. Fakat dediğim gibi, nedense Türk Ateist'le kısa sürede zıtlaştılar, inatlaştılar. Aslında democrossian, çok sayıda yararlı ileti asmıştı o foruma... Ve o hikaye, democrossian'ın bir gece forumla ilişiğinin kesilmesiyle son bulmuştu. Hacı ağabey, 4 Ekim 2020'de öldüğünde, hepimiz çok üzüldük.. Türk Ateist, Hacı ağabey'in yakın arkadaşı olduğu için, ölüm haberini forumda Türk Ateist duyurmuştu. Neyse, bunları neden yazdım şimdi, tam bilmiyorum aslında. Biraz hafızamı yoklayıp nostalji yapmış oldum işte. Şu da bana enteresan gelmekte: Artık internette böyle Hacı gibi, Türk Ateist gibi, democrossian gibi iyi yazan ve düşünen Türkler pek kalmadı gibi geliyor bana. Türkiye düşünsel, fikirsel anlamda hızla çoraklaşıyor gibi geliyor bana...

"Requiem for a Dream" (Bir Rüya için Ağıt) filminin ünlü müziği "Lux Aeterna"... Hemen herkesin kulağına aşina bir melodidir bu... Ki bir dönem televizyon kanallarında en fazla kullanılan fon müziklerinden birisi haline gelmişti dersek abartmış olmayız.

Grup Yorum'un "Devrim Yürüyüşümüz Sürüyor" adlı enstrümantal eserini paylaşayım... Birazcık şu meşhur "Requiem for a Dream" (2000) filminde kullanılan "Lux Aeterna" adlı besteyi de andırıyor. (Ya da bana öyle geliyor.) Bir zamanlar ana haber bültenlerinde, hem "Lux Aeterna" hem de aşağıdaki "Devrim Yürüyüşümüz Sürüyor" adlı beste, böyle acıklı, dramatik haberlerin üzerine fon müziği olarak yerleştirilirdi.

Miserlou'nun bir de metal yorumunu dinleyelim... Çalan adam, videoyu yüklerken özellikle vurgulamış: Bu video hızlandırılmış filan değil, kendim çalıyorum demiş. (Bizde hile, yalan dolan olmaz diyor yani)

"Pulp Fiction" (1994) filminin müziği olarak bilinen "Miserlou"nun bir yorumu (cover):

Quentin Tarantino'nun başyapıtı sayılan "Pulp Fiction" (1994) filminin müziği olan "Miserlou" adlı eseri; piyano, viyola ve çello (yani viyolonsel) kullanarak yorumlamışlar... Bence harika olmuş!

Aynı filmin final sahnesinde (Çirkin'in mezarlıkta koşma sahnesinde) kullanılan ve "The Ecstasy of Gold" diye anılan müzik... Ennio Morricone'nun dehasının bir başka ürünü diyelim.

Efsanevi İtalyan besteci Ennio Morricone'nun o meşhur eserini "Danimarka Ulusal Senfoni Orkestrası" harika yorumlamış: "İyi, Kötü ve Çirkin" (1966) filminin müziği olduğunu ayrıca belirtmeme gerek yok herhalde.

Nusret'in absürt fotosunun konması komik de, peki 7. sayfadaki tuhaflığı gördün mü @pigeon? Şu tanıma bak: ATP molekülü vücutta enerji üreten ve tüketen süreçler arasındaki “ticareti” mümkün kılan mütedavil para birimidir. Yaptığı bu tanımın hemen altına ise, (nereden bulduysa), "Türkiye Cumhuriyeti’nin basılan ilk banknotu" nun fotoğrafını koymuş!!