Jump to content

reichminister

Members
  • İçerik sayısı

    49
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    2

Everything posted by reichminister

  1. tarihte ünlü biri 'keşfedilecek tüm büyük fikirler keşfedildi artık bir şey kalmadı' tarzı bir şey diyordu. halbuki 1800lü yıllardayken daha. Bilimin nihai bir sınırı varsa bile şu anki konumda bittiğini görmeye hiçbirimizin ömrü yetmez. belli bir kısmı bilim ama ötesi bitik böyle bir şey olmaz. bilim adamları zaman zaman fantastik teoriler ortaya atıyor ama bunları mutlak doğru diye pazarlamıyorlar, zaten sağlam olmadığı sürece bilim camiası da ilgilenmiyor. Atom bombaları ve nükleer enerji santralleri gayet maddi ve etkili şeyler. kütle-enerji dönüşümünün keşfi sayesinde bunlar yapılabildi. öznel fikirlerini dikte ediyorsun. ben yoktan var olma ya da yok olma durumlarını savunmam. termodinamik yasaları ortada. Ama enerji diye bir şey aslında yoktur dersek, işte o zaman bu, kütle bazı olaylarda aslında olmayan bir şeye dönüşüyora çıkar. yoktan var olamayacağına göre bir kaynak olması gerekiyor. ancak enerji sadece maddeye atadığımız hayali bir sayıdan ibaret değil. herhangi bir maddenin bünyesinde olmayan enerjiye, boşlukta yayılan fotonlara ne demeli, onlar da aslında olmayan birer hayal ürünü mü. sorulan sorulara cahil disleksi vs kullanarak cevap veriyorsun, karşıt fikre tahammülün yoksa yazdıklarını okumam bir şey de yazmam olur biter sorun değil benim için.
  2. Orda kişisel düşünce olan tek şey "bilimsel temel yok" demem ve buna da hata denir mi emin değilim çünkü son yazdıklarında da bir referans göremiyorum. Her neyse, Ben bilimsel olarak gözlemlenmiş bir durumu nasıl açıkladığını merak ettiğimi söylemiştim. ama sanırım açıklaman, 'çift yok olma' diye bir olayın aslında hiç gözlemlenmediği, bilim adamlarının bizi kandırmaya çalıştığı. çünkü maddenin enerjiye dönüştüğü örneklere rağmen aksinde ısrar ediyorsan, bu örnekleri ve bilimsel çalışmaları kabul etmiyorsun demektir, başka bir açıklama gelmiyor. kendi kişisel fikirlerini yine kendi fikir ve iddialarınla desteklemeye çalışıyorsun, belki bu fikirleri bilimsel ilkelerden etkilenip ona göre oluşturmuşsundur belki hiç alakası yoktur, bunu bilemem ama dimdirek "Enerji bir kavramdır, yani yoktur, hayali bir ürün" yazmak herkesin her şey için yapabileceği türden bir şey ve inandırıcı olmaktan epey uzak.
  3. En başta madde ve enerji iki ayrı şey, birbirine dönüşemez diyorsun, ben bunu neye dayanarak söylediğini veya karşıt-parçacıkların çarpışıp enerjiye dönüşmesi fenomenini nasıl açıkladığını merak ediyorum ama yine aynı cümleyle cevap vermişsin: "dönüşemez mümkün değil" , ama bilimsel bir temel yok. Evet enerji o parçacığın(objelerin) özelliği, tamam. ama neden "bir obje asla özelliğine dönüşemez" gibi bir kural olduğunu düşünüyorsun, bunu hangi bilimsel veri, gözlem, kanun destekliyor? benim için önemli olan bu. bildiğim kadarıyla yıldızlar zamanla kütle kaybediyor, nükleer füzyon olayında da kütle enerji dönüşümü var (gerçi bunda madde tamamen kaybolmuyor ancak kütle kaybı yaşanıyor ve karşılığında çokça enerji açığa çıkıyor, prensip olarak aynı durum).
  4. çift oluşum ve çift yok olma durumları var örneğin. elektron ve pozitron çarpışıyor ve enerjiye dönüşüyor. bir nesne olan 'elektron' bir konsept olan 'enerji'ye dönüşüyor.
  5. bilim kanunu demekle ne kast edildiğini anladığını düşünüyorum. yine de açıklamaya çalışayım. nokta atışı olmayabilir ama en genel haliyle bilimsel bir kanun demek, bir fenomenle ilgili genelgeçer-evrensel çıkarımları özetleyen açıklamalara verilen isim, derdim. hala bunun sebebini merak ediyorum bu arada. çünkü buna ters düşen durumlar var gibi görünüyor.
  6. Neden ? böyle bir şey öngören herhangi bir bilim kanunu bilmiyorum.
  7. Modern küresel sistemde herhangi bir devletin güçlü bir konumda olması için neler gerekir? benim şahsi düşünceme göre belirli bazı maddeler şunlar : 1) okyanuslara erişim 2) dengeye ulaşmış nüfus ( belli bir seviyenin üzerinde ve artış hızı düşük) 3) komşu devletlerle olan ilişkisinde her konuda baskın taraf olmalı, bariz şekilde. 4) diasporası ve uluslararası sosyal kuruluşları güçlü. 5) nüfus/okul oranı olabildiğince düşük, yükseköğretim kurumları bütçesi yüksek. 6) oturmuş idari sistem. bu, yolsuzluğun önüne geçmede başarılı bir sistem olmalı. düşündüğümde benim aklıma gelenler bunlar. dikkatimden kaçan noktalardan dolayı içerik değişebilir ama tahminimce evrenin başka köşesinde bizimkine benzer bir organizasyon varsa o da bizimkini etkileyen aynı faktörlerle şekillenmiştir.
  8. Kitaba nasıl bir tepki verdiğimden hiç bahsetmemiştim aslında ama her neyse bu önemsiz bir nokta. Aytunç altındal benim pek tanıdığım bir yazar değil, kitapta bahsettiği şeyler de tartışmalı şeylerdi diye hatırlıyorum biraz. dinler tarihi okumuşluğum var, ama sırf bu konu üzerine detaylı bakmadım, dolayısıyla çift taraflı okuma yaptım diyemem. bana göre karşı tarafın söylediği "romalı tarihçilerin ve diğer pagan kaynakların isa'dan bahsetmeye ancak m.s.100'den sonra başladığı" yönündeki söylem doğruysa isa'nın gerçek mi kurgu mu olduğu mevzusu epey belirsiz kalıyor. faaliyetlerinden bu kadar rahatsız olup çarmıha gerecek kadar ciddiye aldıkları birinden kötülemek için de olsa bir yerlerde açık şekilde bahsederlerdi diye düşünüyorum. belki bahseden kaynaklar da vardır, ben bilmiyorum. ama eğer İsa kurguysa bunun sebebi, dini kaideleri değiştirmek isteyen fakat kendisi böyle bir noktada olmayan insanların, arkasına sığınabilecekleri birine olan ihtiyaçları olabilir.
  9. Sonuçlar hiç inandırıcı değil, halkı yansıtmaktan fersah fersah uzaklar. Süreci sıkı takip etmiş biri olarak benim gördüğüm tam olarak böyle. 2018'de akp %42.5 ; mhp %11 aldı. geçen beş senede >2 milyon kişi öldü, ~5 milyon yeni seçmen geldi. üstelik o arada 2019 seçimlerini de gördük. şimdi bu 5 senenin sonunda akp %35.5, mhp%10, yrp+bbp%4 olduğu gösteriliyor. bunun gerçekçi olduğunu düşünmek imkansız. yrp-bbp gibi partilere tayyip karştı bloktan(üstelik böylesi bir ortamda) oy geçmeyeceğine göre, akp %39.5 diyebiliriz. 5 senede %3 oy kaybetmiş, hadi diyelim babacan davutoğlu akşenere vs. bir akpli bile destek vermedi, milyonlarca seçmen arasında tek kişi bile geçmedi. hadi yeni oy kullananların da %30'u verdi ve akp için bu ütopik sonuç çıktı, buna kılıf uydursak airbus mhp nolacak ? zafer partisi ayrıldı, zamanında hdp karşıtlığından iktidara yanlayan mhplileri topladı. baraj aşağı çekildi. mülteci istilası, sinan ateş ve hüdapar olayı doğudaki kendi seçmeninden büyük tepki gördü ama sonuç olarak 5 yılda %1 oy kaybetmiş mhp, yersen. 2018'deki %11'den sadece zafere geçen onun iki katıdır. yeni oy kullanan gençlerin şöyle yarısı falan mhpli demekki, ordan dengeliyor. muhalefetin yapması gereken bu sallama seçim sonucunu tanımadığı ilan etmek, vekilleri meclisten çekmek. sert propagandaya dönmek. iktidar birkaç aya gerçekleri kabul etmek zorunda kalıyor mu kalmıyor mu görürdük.. ama tabiki dahi siyasiler iradeye saygı diyip ikinci tura da gider, süper valla. ikinci turda ysk'nin keyfine %56'ya %43 demek gelse keşke, ne sallasa oluyor sonuçta. Bu kafayla gidilirse bakalım 15 gün sonra muhalefetten kim kalacak. halkın öfkesi biriktikçe birikiyor, hala değişim olmazsa artık nsdap-vari uç partiler yükselir.
  10. Michael Crichton'un "Rising Sun" adlı romanında atıf yapılması sayesinde haberdar olup araştırdığım olay. Tarihe, Soğuk Savaşın son zamanları olan 1987 yılında geçmiş, ABD'yi rahatsız etmiş skandaldır. Toshiba çalışanlarından birinin sızdırması sonucu açığa çıkıyor ve devamında yürütülen soruşturmalar neticesinde, Japon teknoloji devi Toshiba ile Norveç silah-sanayi şirketi Kongsberg'in, Sovyetler Birliğine nükleer denizaltılar için ileri teknoloji motor sistemleri sağladığı anlaşılıyor. 1945'te batı bloğu ülkeler, komünist ülkelere askeri ambargo uygulama kararı aldıktan sonra, olası teknoloji transferini denetlemek için bir uluslararası kurul oluşturuldu.(The Coordinating Committee for Multilateral Export Controls). Bu olay da aynı kurul tarafından inceleniyor. Sonuçta bahsi geçen iki firmanın hayalet şirketler aracılığıyla Sovyetler'e denizaltı motorlarının ~20 kat daha sessiz çalışmasını sağlayacak teknolojiyi sattığı kesinleştiriliyor. Basit gibi görünse de, bu durum Sovyet nükleer denizaltılarının tespit edilmeden amerika kıyılarına sokulup istediği gibi hareket edebileceği anlamına geldiğinden ABD'de infial yaratmıştır. Bu sebepten ABD kongresi Toshiba'yı bir yıl süreyle iç pazardan banlıyor, Japon mahkemesi ise uluslararası komite kurallarını ihlal ettiği için şirket yöneticilerinden ikisine 10 ay hapis, şirkete de 100m dolar para cezası veriyor. Kongsberg devlet bağlantılı olduğu için çok fazla üzerine gidilmiyor ve şirket Norveç tarafından kapatılıyor. kaynak : https://www.kcl.ac.uk/news/the-toshiba-kongsberg-case
  11. diyanet.gov.tr sayfalarının birinden olduğu gibi alınmış ayet alıntısına "tahrif etmişsin" dedin, altında "gayet de açık" dışında bir şey bile yazmadığı halde, ayetin anlamı ile ilgili tek bir yorum yazılmadığı halde "bu anlamı nasıl çıkardın" dedin. Ben özellikle kendi yorumumu katmadığım halde İftira atıp, Yalan söyleyip, üstüne bir de sonunda pişkin pişkin sen bir şey bilmiyorsun demeye kalkarsan işte orda hadsizlik sınırını aştın, ukalalıkta hızla yol alıyorsun demektir. şunu bil ki, herhangi bir konuda üste çıkayım diye bu kadar alçalanı, hiçbir yerde adam yerine koyup muhattap almazlar. artık ben de almam, son yorumun nasıl bir terbiyesizliğe sahip olduğunu gösterdi çünkü. Normalde önceki iletiye ek olarak bu ayeti eklemeyi düşünüyordum. ama senin, sırf son mesajı atmış olmak için her iletiden sonra alakalı alakasız aklına ne gelirse doldurduğunu görünce vazgeçtim. onun yerine en sona şu ana dek gördüğüm en marjinal oksimoronu koymaya karar verdim. sen yine rastgele cevapla bir şeyler, her şeye bir bahane bulabildim diye kendini pışpışlarsın. ben ise dediğim gibi, son densizliğinden sonra kâle almam.
  12. yine kendi düşünceni dine mal ediyorsun. yahu bu kadar kendinden şey katacaksan sen kendi dinini kur olsun bitsin. islam böyle diyor ve gayet de açık, kimsenin açıklama yapmak için 40 takla atmasına gerek yok.
  13. yine işine geldiği gibi anlayıp verdiğin bir cevap. alakasız. bak ben daha önceki iletimde ne yazmışım aşağıya alıntılıyorum : okumuyorsun ki, sadece işine gelene bakıyorsun, işine gelmeyince okumuyorsun bile. komple bu halde olmanızın sebebi de bu zaten. çok iyi cevap verdin gerçekten, biz diyorduk ki bir tane bile müslüman bilimci yoktur. büyük resmi görmüşsün ilginçtir, nasıl islam düşmaları bunlar da müslümanların bulduğu şeyleri müslümanlardan saklamaya çalışabiliyorlar, yoksa o zamanki müslümanlar bu buluşlara sahip çıkmamış mı, "meleklerin bacaklarına bakıyorlar" deyip yıktırdıkları rasathane gibi bu yeni fikirlerin islama ters düşeceğine inanıp bu buluşları kenara mı atmışlar yoksa? yok canım, daha neler, hiç sanmıyorum
  14. tekrar oku mesajımı bakalım sen öyle dedin yazıyor mu. hep aynı hata. müslümanlar bilimde geri kaldı diyince de 3 tane bilim adamı örnek veriyordun. karşı tarafın demek istediğini anlayamıyorsun bile maalesef.
  15. onlar buna da bir bahane bulur kesin . şahsen benim bu siteden haberim yoktu, uygun bir zamanda mutlaka bakmayı düşünüyorum, tarihsever birisi olarak epey ilgimi çekti.
  16. düşünmekten ürken birisi her zaman bahaneler öne sürer. din konularında ele alınan tarihi gerçekliklerdir, senin kişisel yorumlamaların hiçbir şey ifade etmiyor, tarihsel gerçekleri bırakıp keyfi yorumları ele alacak olsak insan sayısı kadar islam versiyonundan, hangisini kast ettiğini kendin bile anlayamazsın. sen yine sabaha kadar "aslında" ne anlatmak istediğiyle ilgili kendi yorumlarını yapabilirsin, önemli değil, çünkü gerçeklik orda ne yazdığıdır, sen kendi yorumun geçerli olsun istersen kendi yolunu kurabilirsin, tutan yok. sana göre çok eşlilik, cariyelik, kölelik, cihat, namaz, hac vs. vs. bütün her şeyin aşırı bilimsel sebepleri olabilir, anormal bir şey değil, ama sana göre olabilir işte, gerçekliği ciddiye alan, bilimi, akıl ve mantığı kendisine rehber edinmiş bir insandan aynısını beklemek kendini komik duruma düşürmek olur.
  17. birbiriyle çelişen, bilim ve mantıkla alakası olmayan uydurmaları kabul etmek için bir sebep yoktur. senin gibi müslümanlar her şeyi bildiği kibrine kapıldıkça, gidebilecekleri en ileri nokta, başkalarının düşünerek keşfettiği şeyleri internette kendilerine mal etmeye çalışmak olacaktır tabiki.
  18. ben bunu gayet iyi anlayabiliyorum. nasıl bir şey olduğunu, nasıl hissettirdiğini. çoğu kişiyi bunları görmek istemiyor çünkü bir şeyi okumadan düşünceleri hazır oluyor. bir hikmet bulurlar elbet. dine hizmete teşvik olsun diye şöyle dendiğine şahit oldum ben : "Allah için yola çıkanı, Allah hiç yolda bırakır mı?" kulağa hoş geliyor, keşke gerçek de olsa. halbuki peygamber torunu hz. hüseyin çölde susuz kaldı, başı kesildi ve oynandı, beraberindekiler öldürüldü, esir edilip yezitin sarayına yollandı, tüm bunların faili yezit köpeği de halife olarak sarayda yaşadı, bırak kendisini sülalesi bile aynı şekilde halifeliğe yıllarca sahip olup saraylarda sefa sürmeye devam etti. çok bilinmez, (bilinsin istenmemesi de normal), yine emeviler döneminde halife hazretleri (!) mekke'nin kendisini sevmediğinden şüphe ettiği için ordu gönderiyor, mekkeyi kuşatıyor, kabe mancınıklarla yıkılıyor, mekkeliler kılıçtan geçiriliyor, kadınlara tecavüz ediliyor. sokaklardan günlerce kan aktığı, çok fazla sahipsiz çocuk dünyaya geldiğinden bahsedildiğini hatırlıyorum. çevresinde yeşil yaprak koparmanın uygun karşılanmadığı mekkede oluyor bunlar. hepsi tarihte, islam kaynaklarında mevcut.
  19. oraya boşuna "iş bu ya" yazmadık başka diyecek bir şeyin olmadığı açıktı çünkü. ((daha ilk iletide kesin konuşmakla ilgili bir tecrüben olmuştu ama çabuk unutmuşsun.)) o zaman yaşıyor olursan ona da bir kılıf uydurmaya çalışırsın ne olacak. "aslında orda su derken hidrojen ve oksijen elementlerini kast ediyor yani bunlar bir arada olması olmaması fark etmez." bak mesela bu güzel bir yorum bunu kullanabilirdin aklına gelseymiş "o dönem daha elementler keşif olunmadığı için bu kadar ayrıntısına girmeyip su diye bahsolunmuştur."
  20. asıl ben yoruldum ben. senin bu dediğine bizim köyde yorumlama deniyor. her canlıyı sudan yaratmıştır ayetini getirdin ve bunun insanın %60 sudan oluşmasına referanstır dedin. hadi bunun o devirde anlaşılamaması mümkündü diyelim, iş bu ya, birkaç yıl sonra suyla hiç alakası olmayan organizmalar keşfedilirse ne olacak ?? cevabı ben söyleyeyim, bir şekilde ayetin aslında anlatmak istediğinin bambaşka olduğu iddia edilecek. insanlar bir şey ortaya koyup keşifler yaptıkça, bak bu ayette önceden bunu anlatmıştı deniyor, eee madem o ayette ondan bahsediyordu neden sen bulmadın diyince de insanlığın idraki henüz müssait değildi, herkesin anlaması aynı değil vs. bahane bunlar itiraf edemiyorsun. yahu bu kadar şeyi bulan adamlar uzaylı mı? onlar elinde kuran olmadan bilimde bu kadar devrim yapıyor, sen elinde böylesi bilimsel bir kitap olduğunu iddia ediyor, ama zamanı gelmeden anlaşılamazdı deyip mantıklı cevap verdiğini düşünüyorsun.
  21. eğer özel olarak kara delikleri kim doğrulamıştır diye araştırırsan gayet kolay isimlere de ulaşabilirsin internette, ancak genelde kalabalık grupların katkısı olduğunda medyada labaratuvar ya da kurumun ismi ile bahsedilir, CERN doğruladı gibi. ki bilim camiasında bilinmek önemlidir o insanlar için popüler kültürde değil zaten. islam alimlerine gelince değişen bir şey var demişsin kara delikleri islam alimleri doğruladığını iddia etmiyorsundur herhalde, bu durumda müslüman olmayanlardan da bahsetmeyip geri plana attıkları oluyormuş demekki, ortada bir çifte standart olmadığını kendin göstermişsin.
  22. değişen bir şey yok, sen sanki müslümanları gizlemeye çalışıyorlarmış gibi zannediyorsun. kitaplarda akşemsettin gibi alimlerden bahsetmemesi mi yani mesele. her yerde bunları ilk şu alimler keşfetmiştir yazsın tamam. o dönem yaşayan müslümanlar senin verdiğin örnekteki kişilerin bile bazılarını kafir addederken, 70 yaşındaki adamları sürgün edip şehirden kovarken, o kişileri ders diye okutan da yine avrupaydı. Tekrar söylersem belki daha iyi anlaşılır. hiç kimse "müslüman olup da bilimde bir şey ortaya koyan insan yoktur" demiyor, sen sanki böyle diyoruz gibi anlayıp tarihten bireysel örnekler vererek haklı çıktığın zannına kapılıyorsun. ben diyorum ki, eğer kuran bu kadar bilimsel bir kitap ise bunun şekillendirdiği toplumun tarihi bilim adamına boğması lazım, şunu ilk müslümanlar buldu demek bir şey değiştirmiyor ki, bugün her milletin tarihinde böyle kişiler var, sıfırı hintler buldu hinduizm en büyük, olmuyor işte. senin iddianın doğru olması için bugün g8 ülkelerinin müslüman ülkeler olması gerekiyordu. "Maç olmuş 9-1, hala sizin takımın ilk devrede attığı golü gösterip, bizim takımın kramponlarının özel güçleri var dediğinde insanların ikna olmasını bekliyorsun. maçı izleyen kimse buna ikna olmayacaktır, söyleyeyim. sen yine de buna inanabilirsin, ama bu düşünce tarzında israr etmek, inat etmek geçmişten nasıl islam ülkelerini şu anki noktaya getirdiyse ilerde de pek farklı olmayacaktır...
  23. müslüman bilim adamlarından örnek vermen güzel ancak kimse "neden hiç müslüman bilim adamı yoktur?" diye sormaz, çünkü olduğunun farkındayız zaten. mesele şu ki, kuranda big bang dahil bu kadar bilimsel şeye gerçekten atıf yapıldıysa bu kitaba sahip toplumun tarihi bilim adamına boğması lazım, oysaki mevcut durum, bizde özel güçleri olan kramponlar var diyen bir takımın 9-1'lik maçtan sonra attığı bir golü izletmesine benziyor. son olarak, louis pasteur un akşemseddinden fazla bilinmesinin sebebi mikropların varlığını söylemesi değil işlevsel bir aşıyı ortaya koyması. bu çok doğal bir şey, ben uzayda silikon temelli yaşam var desem, forumdaki başkası hayır fosfor temelli yaşam olmalı, başkası hayır karbon temelli olmalıdır dese, ve sonradan birini keşfetseler hiçbirimiz değil, keşfi ortaya koyan kişi tarihe geçer. gayet normal. ibni sina ve diğer bazı kişiler ise birlikte müslümanların ağır tepkilerine ve halifenin uyarısına maruz kalmıştır. çünkü kurana çelişen şeyler söylediğini düşünüyorlardı. bu yüzden tarihe tam olarak şu şekilde geçmişlerdir. yukardaki benim sözüm olmadığını belirtmeme gerek yok herhalde. özellikle ibni rüşdün başına gelenleri okursan zamanında kendilerine yapılan düşmanlığı anlayabilirsin.
  24. ikinci iletinde, ilk iletideki sıkıntıyı fark edip düzeltmişsin. evet bazı peygamberlerin bazı konuları iletmemiş olması mümkündür tabiki, ama iletmiş olması da pekala mümkündür, imkansız falan değildir. İnsanlığın düşünüş şekli olarak seviye atlaması 1400'lerden sonradır. bütün alanlarda yaşanan sıçramalar hep bu tarihlerden sonra gelmiş ve katlanarak artmıştır. yani m.ö 2200de yaşayan bir mısırlı ile ms 600de yaşayan bir arap arasında büyük bir zeka farkı yoktur. bu 5. sınıf 1. sınıf örneğiyle aslında kendi argümanını zayıflatmışsın. çünkü muhammedin gönderildiği arap toplumu düşünüş ve kafa yapısı olarak yerin dibine sokulmuştur bütün islam kaynaklarında. sen ise 'önceki toplumlar anlayamaz diye onlara bahsedilmemiştir ama 'cahiliye' arapları yeterli idrak seviyesindeydi' demiş oluyorsun. piramitleri, sfenksleri, kanalları bırakan antik topluluklara 1. sınıf, kız çoçuğunun kıtlık getireceğini zanneden araplara 5. sınıf benzetmesi yapman çok isabetsiz. yukarda dediğim gibi 1500lere kadar hiçbir toplum arasında öyle 4 sınıf fark yoktu, en fazla yarım dönemdir.
  25. Burada bir çelişki mevcut. allah, kuran ve muhammet peygamber aracılığı ile müslümanlara bundan 1400 yıl önce big bangden bahsettiyse ki iddia bu yönde, neden diğer kavimlere gelen peygamberler de bahsetmiş olmasın ki? hatta ilk peygamber ademe her şeyin öğretildiğinden bahsedilir. islami bakış açısından, ilk kavimlerden itibaren big bang dahil çoğu şeyin bilinen şeyler olduğunu varsaymak daha isabetli olurdu. kuranın bilime paralel olduğunu göstermeye çalışmak çok zor bir uğraş açıkçası. biri dogmatik diğeri dinamik. bilim adamları gelecekte suyla hiç alakası olmayan canlılar da keşfedebilir, işte böyle bir durumda ayette aslında farklı bir şeyin kast edildiğini göstermek gerekecektir. zaten bu asıl kast edilen şey tarihte birkaç yüz kişi tarafından bile anlaşılabilse şuan hayatımızı kuşatan sayısız keşif ve yeniliğin sahibinin hep bu insanlar olması gerekirdi.
×
×
  • Create New...