Jump to content

Kovulmuş Üye

Üyeliği silinmiş kullanıcı
  • İçerik sayısı

    3.653
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    187

Everything posted by Kovulmuş Üye

  1. İyilik ve kötülük diğer bir deyişle ahlak ve ahlaksızlık yere zamana duruma göre değişkenlik gösterir. İnsanlığı yanıltan şey binlerce yıllık dogmalara göre karar vermeye çalışmasidir. Herşeyin hukukunun ayrı ayrı düzenlenmesinin temel nedeni aslında budur. Zamana ve duruma göre değişkenlik olmasıdir. Savaş hukuku , ticaret hukuku , evlilik hukuku , çocuk hakları , kadın hakları , çalışan hakları falan filan.. Arap bedevi çöllerinde yaşayan bir kadının tek başına yolculuk etmesi ve her yerini kapamak zorunda olması bugün bile zorunludur. Oradaki yaşantı hala aynıdır. Ancak medeniyetin yüksek olduğu bölgelerde boyle bir şeyin ahlak diye dayatilmasi tam tersi ahlakszilik olusturmaktadir. Günümüzde teknoloji sayesinde mekan ve zaman hızlı değişebildiğinden insanlar buna ayak uydurmada direnç göstermektedir. İyilik kotuluk çatismasi bu noktada ortaya çıkmaktadır. Günümüzde bir insanı üçbin yıl öncesi dogmalarla yetistirebilirsiniz. Bu durumda modern ogretilerle yetistirilen birinin yaşantısı ile çatışmaya başlayacaktır. Bu çatışmanın temelinde ise soyculuk ve mezhepçilik yatmaktadır. Ortadogunun üç bin yıllık dogmalarda ısrar etmesinin arkasında yeni dünyaya uygun bir kültür gelistiremedigi için kendi üçbin yıllık dogmalarinda ısrar edip diğerlerini düşman olarak görmesi yatmaktadır. Bu noktadan baktığımızda ahlak diye ortaya sunulan dinlerin ahlak ile de hiçbir bağlantısının olmayacağı görülebilir. Din ve ahlak ayrı şeylerdir. Din değişmez dogmalardan ibarettir ama ahlak zamana ve duruma göre değişkenlik gösterir. Dogmalarla yetişen insanların bu değişkenliği kabullenememesi çatışmayı doğurur.
  2. Anlatılan Muhammed'in iki yönü var Birincisi acıların çocuğu yetim öksüz itilmiş sahipsiz bir Muhammed İkincisi ise Allah'ın sevgilisi , evrenin yaratılış sebebi , bir dediği ikilemmeyen her duası kabul olan Muhammed. Bu iki durum birbirini yok ediyor. Her isteği yerine gelen birinin öksüz yetim olması mümkün değil. Daha doğrusu anne baba eksikliğini asla hissedemez. Allahindan istediği an anne babası ile gorusturulebilir değil mi? Öyle ise Muhammed mağdur mu, yoksa Muhammed özel yaratılmış mı, yoksa hatalı bir kurgu mu?
  3. Allah sevgisi dediğin senin zavalli halindir. Çünkü sonsuzluk arzun ve ölüm korkun var. Allah sana cennet verecek hemide sonsuz. Sen o kadar acizssin ki dünyayı cennete ceviremiyor , zalimi cezalandiramiyorsun. Bu zavallı halini Allah ile tamamliyorsun. İşte bu çaresizlik ne kadar büyük olursa Allah sevgin de o kadar büyür. Bu sebeple dinler hep zavalli ve cahilleri kendilerine hedef seçerler. Varlıklı muktedir insanları ise düşman olarak görürler. Hiçbir dinci de kendi dumyasindaki kötülere hesap soramaz. Bunu yapamadığı gibi kendi dünyasını da guzellestiremez. Açılardan beslenir sadece. Bu yüzden de hep mağdurları oynarlar.
  4. Ekmek veya daha genel olarak buğday unu içerisinde bulunan gluten eklem kas sisteminde ağrılara sebep olmaktadır. Bazi insanlarda bu ağrı hassasiyeti ileri derecede gorulduginden çölyak hastalığı olarak adlandırılır. Hasta olmasanız bile ekmek yada unlu mamul tukettiginizde bedeninize zararıni mutlaka hissedersiniz. Gereksiz ağrılarınız , soğuga karşı direnciniz düşmesi gibi şeyler günlük normalleriniz arasında olabilir. Ancak bütün bunlarin sebebi aşırı gluten tuketmenizdir. Gluten yerine başka gıdalara yöneldiginizde ilk zamanlar ne kadar bağımlı hale geldiğinizi farkedeceksiniz. Ancak iradeli bir şekilde devam ederseniz bu bağımlılıktan kurtulu ve daha esnek kas sistemine sahip olursunuz. Ağrılarınızın azaldığını , göz kapaklarinizin hafifledigini ve dikkatinizi daha iyi toplayabildiginizi farkedeceksiniz.
  5. Dincilerin kumar paradigması çokça örnek verdikleri bir konu. Peki ya Allah Varsa? Eğer Allah varsa Muhammed'e ve diğer Arap sulalesine vahiy gönderdiği gibi bana da vahiy gondermelidir. İyi ama o zaman imtihan bozulur biz imtihan oluyoruz. Peki imtihan diyelim , ama Kuran'da diyor ki onlar görseler de inanmazlar. O zaman Allah'ın bizimle de vahiy yoluyla konuşması imtihanı bozmaz çünkü Allah zaten seni inanmamaya göre programlamis demektir. Arap sulalelerinin bizden ne farkı var ki onlara gelen vahiy bize bir türlü gelmiyor? Muhammed özel yaratılmış diyelim ki, bu durumda Allah haksızlık yapmış oluyor. Özel yarattigi insana verdiği emirleri bizim gibi sıradan korumasız kişilere de emrediyor. Üstüne üstlük ona imtihanın cevaplarını da vermişken bize sabır diyor. Diyelim ki onların Allah dedikleri varlık evrenin kendisidir. AA bak böyle söyleyince haklı oluyorlar sanki. O zaman neden Araplar gibi yaşamak zorunda birakiliyoruz. Neden onların yedi sulalesine övgüler duzmek zorundayız ve neden hep onların bedevi rituellerini kabul edip uygulamak ile yukumluyuz. Her açıdan Allah zirvadir. Bilinmeyen bir konuda Allah'ın hikmeti demek yerine mutlaka bilimsel bir açıklaması vardır demek daha doğru olur. Böylece çocuklarımıza Arap geleneği aşılamak yerine merak ve araştırmacı bir kimlik kazandiririz. Herşeyin mantıklı bir açıklaması vardır. Arapin ritüelleri ile gençlerin beyinlerini koreltmeyelim. Köle olmayalım.
  6. Bu tamamen senin bilgi dagarciginin ve düşünme yetisinin capsizligi ile alakalıdır. Buna plasebo etkisi denir. Kişisel bir konu din ile hiç bağlantısı bile yoktur. Hurma yediğimde rüyamda niye kadın göremiyorum demek ile aynıdır.
  7. İslam'ın kendi kaynağı olan Kuran'da kaç kez savaşmak emredilmektedir. Bu savaş dar bir coğrafyayı değil genel olarak tüm yeryüzünü kapsamaktadır. Kur'an'ın dışında kendi tefsir mezhep ve moral kitaplarında da aynı konular defalarca tekrarlanmaktadir. İşlerine gelince kaynağımız kuran diyenler işlerine gelince de darül harp kavramı üzerinden diğer toprakları ve kültürleri istilaya olumlu bakmaktadirlar.sadece silahlı değil aynı zamanda maddi açıdan da kuralları hiçe saymayı kendilerine yakistirmaktadirlar. Bu açıdan İslam denen kurgu tamamen Arap emperyalizmidir. Zaten günümüzde bir müslümanın yetistirulme şeklinden davranış şekline kadar müdahaleci ve saygısız olduğu çok net anlaşılmaktadır. Bu Arap emperyalizmine ortak olmayalım.
  8. Tek taraflı arapçı probagandaya maruz kala kala Arapları hep mağdur görmeye başladınız. İsrail Filistin konusu da tek taraflı arapçı probaganda üzerine tartışılıyor. Terörist mi yoksa savaşçı mı nasıl anlayacağız, kim sivilleri hedef alıyor? Savaşın da kuralları vardır buna göre Hamas bir terör örgütüdur. Çünkü sivillerin arasına saklanıyor. Bir üniforması yok. Askerlere üniforma giydirilmesinin sebebi silahsız sivillerden ayirtedilmesi içindir. Hamas bu kurala uymuyor. Peki İsrail ne yapıyor? İsrail sivillerin gazzeyi terketmesi için yeterli süreyi tanıdı hatta kendi topraklarını Filistinli ve gazzelilere yeterince açmıştır. İsrail diyor ki , Hamas sivillerin arasına saklandığı için sivillerle Hamas militanlarını ayirtedemiyoruz. Çünkü Hamas bir ordu değildir terör örgütüdur. Üniforması yoktur. Bu yüzden İsrail çağrıda bulunuyor, İsrail topraklarına sığınan siviller guvendedir diyor. Buna rağmen Gazze'de kalmaya devam eden siviller Hamas destekçisi olduğunu kabul etmiş demektir. Gelelim bebeklere. Bebeklerinin ölmesini göze alan onların ana babalaridir. İsrail'in tüm uyarılarına rağmen bebekleri canlı kalkan olarak kullanmaya devam edenler Hamas destekçisi katil ana bablardir. Burada İsrail savaş kurallarına tamamen uygun davranmaktadır.
  9. İstanbul'da sağlam zeminler dururken yıllar boyunca hep çürük zemine inşaat izni veren devlet yetkililerinin amacı nedir? Bu bir devlet politikası mı? Bütün sahil seriti ve batak yumuşak zeminler yüksek katlı imara açılırken yüksek ve sağlam zeminlerde ise imar katsayıları düşürülerek alçak katlı yapılar üretiliyor. Dürüst bir yönetim anlayışına göre tam tersi olması gerekir. Hatta istanbulda sağlam zemin olarak bilinen yerler yıllarca imara acilmamasi için özel olarak ugrasiliyor. Bana göre bunun sebebi siyasilerin rant peşinde koşmalaridir. çünkü sahil şeridi gibi rant getirisi yüksek yerlerde hepsinin mülkü var. Eğer İstanbul sağlam zemine taşınırsa kendilerinin ve yandaşlarının rant sömürüsü azalacaktır.
  10. Herşeyi en mukemmel yarattığını iddia eden tanrı daha doğum aşamasında hata yaptiriyorsa sorumlusu kendisidir. Sakat doğumlar sadece insana özel değil , daha insanlık oluşmadan önce de diğer canlılar içinde milyarlarca kez oluşmuştur. Örneğin yuzbinlerce yumurta içinden sadece birkaç yüz tanesi canlılik oluşturur. Diğerleri canlanayacak kadar bile olamaz. Başka bir örnek haile kadınlarda folik asit eksikliği sakat doğumlara sebep olur. Hamile kalan kadının vücudu bu folik asiti kendi yeterince üretemez. Dışarıdan destek alamadığı zaman çocuklarda omurilik ve sinir sistemi sorunları ortaya çıkar. Şimdi Allah mukemmel desek bunun neresine koyacağız?
  11. Allah dedikleri hayali varlığın hiç hata yapmayacagina inandirmak amaçlı probaganda. Dolayısı ile sakat doğanlar , sonradan hastalık nedeniyle yaşam kalitesini kaybedenlerin imtihan için böyle olduklarına inandirilmasi gerekir.
  12. Dinin kaynağı da rüyadır zaten. Vahyin önemli kısmı da rüyada gelmiştir. Yani ispati olmayan şeyler. Şimdi bana da rüyamda vahyolundu desem kim inanır ama adım Arap olsa inanırlar.
  13. Allah sapkın ve yoldan çıkmışlari cezalandırır diyor kitapta. Öyle ise bu cezayı çeken Filistin sapkın ve yoldan çıkmış olamaz mı? Yada Allah Filistinlileri çok sevdiği için ağır bir imtihana çekmiştir. Yada Filistinliler cennete gidip şehit oluyorlarsa niye üzülüyorlar. Cennet varsa sevinmeleri lazım değil mi? İşte din ikiyüzlülüğü cevap bekleyen sorular.
  14. Evlilikten ne anladiginiza bağlı olarak değişir. Çok az kişi karşılıklı saygı içinde ortak bir yaşam sürer. Bunun adı evliliktir. Diğerlerinin hepsinin başlıca sebepleri ; Erkekligi yada kadınlığı ispat Servet aktarımı , ticaret Yanlizlik korkusu , sadece çocuk yapmak isteği Sahiplenme egosu , kadını hizmetçi olarak görmek ve kendi ailesine hizmet ettirtmek.
  15. Ben olumlu bulmuyorum çünkü yapay zekalar kendilerine yüklenen bilgiyi size hızlıca tarayıp veriyor. Elma tavuktan cikar tadı acıdır bilgisini kodlarsaniz cevap olarak başka birşey vermiyor. İleride bilgiye erişimi oldukça kısıtlayacak ve zihin kontrolu için çokca kullanılabilecek bir yöntemdir.
  16. Müslüman Atatürkculer dincilerden daha tehlikelidir. Çünkü tehlikenin nerede olduğunun farkında bile değillerdir. Test edin onları anında satarlar sizi. Atatürk'ün İçerideki bedhahlar sözü tam onları işaret etmektedir.
  17. Çünkü kendi inandığı tanrı en büyüktür , en güçlüdür , en iyisidir. Ondan daha iyisinin olması demek ona inanalarin büyük bir aptal olduğunun ispati demektir. Kolay mı oruç tut , namaz kıl , iyi gibi görün , arkadaş edinme, sağa sola düşmanlık yap falan filan bir sürü yasak var. Hani Kemal Sunal'ın üçkağıtçı filminde adamın biri sahtekar hocaya diyor ki , yağmur yagdirmasi lazım elli binlira saydık. İşte aynen bunun gibi o kadar amigoluk yapıp karşısinda takla attıktan sonra ikinci sırada bir tanrı olmasi mümkün değil.
  18. Ulan salak ikiside N kuvveti ile ölçülüyor. Açısal momentum da açısal kuvvet ile ölçülür. İkisi de Newton biriminde.
  19. Tam bir salaksın ,yada böyle yaparak birşey bildiğini göstermeye çalışıyorsun. Araba virajı alırken dünyanın çekim kuvvetine zıt yönde hareket eder. İçindekiler de o yönde savrulur. Asansör örneğinde olduğu gibi. Referans noktası dünyadır. Neyse sen biraz daha kurcala eğlenceli birşeyler daha bulabilirsin. Dünya homojen değil dışarıdan simetrik bakıldığında simetrik parçalara ayrılsa da içi homojen değil. Çekim kuvveti ortalama kuvvettir. Biz o ortalama kuvveti hissederiz. Ama momentum ortalama hissedilmez. Herkes kendi ağırlığınca hisseder.
  20. Nesnelliği olmayıp da hayal dünyasında yaşayan ve gerçeği kendi keyfine göre değiştrenlere de ateist denmiyor. Onlar non- teist yada dini anlamda fasıktır. Bir insan hayal kıracağı zaman onu da nesnel bir temele dayandırmak zorundadır. İnovasyon dedikleri yada ARGE dedikleri şey bu ve insanlığa katkısı var. Uçak icad edilmeden önce ayda yaşama hayalleri kuran biri saf salaktır ama uçak bulunduktan sonra uzaya da gidebilmeyi istemek nesnel bir temele dayanan hayaldir. Gerçek olması olasıdır. Dinler bu yüzden hala nesnel bir tabana dayanmayan ama kendi içinde kesin kabul edilen hayaller bütünüdür. Musa'nın denizi yardığı nesnel bir durum değil ama kabul etmezsen iman etmiş olamazsın. Bunun gibi. Bu yüzden bir ateist de kendi çıkar ve hedeflerini nesnelleştiremediği müddetçe ateist değildir.
  21. Sen mi karar veriyorsun kimin müslüman olacağına 🤣🤣🤣
  22. Ha yavrum be. Bütün barbar ve teröristler kapitalizmin sahip olduğu ve ateistlerin bulduğu teknolojiyi kullanıyorlar. Sen fazla depresyon hapı kullanıp hayal görüyorsun.
  23. Bak ortaokul bilgisi dedim de onu da anlamamışsın. Sengit jetski de motor ol. Açısal momentum merkez kaç bunlar zıt yönlü oluşur. Ayın yörüngesi de dünyanın bu açısal momentine göre oluşuyor. Düz mantık düşün. Araba firen yaparsa ileriye sürüklenirsin gaza basarsa da geriye doğru. Ya da asansör gibi düşün. İşte bunun dönen cisimlerde oluşan versiyonundan bahsediyorum.
  24. Evet modaya uymuş ateist olmuşsun bu kadar basit. Eğer bir gün bir Hristo seni çarmıha germeye kalkarsa ki bunu yapacak çok psikopat var hristiyanlıkta , onlara karşı da aynı lafı gevelersin. Belki sen görmezsin ama hristiyan terör örgütleri Avrupa'da cadı avı başlatcaklar üstelik bokunda boncuk bulmuş gibi bildiği herşeyi kapitalistlere anlatıp aferin bekleyen ateistlerin sayesinde yapacaklar bunu.
  25. Denizlerin yükselmesinde ayın katkısı dünyanın açısal momentumuna göre 1/10000. Şimdi gelelim senin kıçına ; Ortalama 5 kg löp et olsa , dünyanın merkezine 5000000 metre uzaklıkta yaklaşık diyelim. F=[ 6.67x10^-11 x 5kg(senin götün) x 6x10^24 kg (dünya)] \ 5000.000^2 = 80 N kuvvet uyguluyor Şimdi senin gibi 10000 kişi toplansa 50.000 kg şık su dolu bir havuzun kenarına götünü dönse 800.000 N kuvvet ile suyu ne kadar kıpırdatır. Ossurmak serbest olsun. Kişilerin kendi ağırlıklarını da ihmal ettik. Normalde 10000000N kuvvet uygularlar. Evet o basit ortaokul bilgilerinle bu sonucu da söylemen gerek Senin sığ bilgilerine göre o havuzun suyu tamamen onların götüne girmesi gerekir. Çünkü çekim gücü havuzun kütlesini geçiyor.
×
×
  • Create New...