Jump to content

Emre_1974tr

Members
  • İçerik sayısı

    380
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    3

Everything posted by Emre_1974tr

  1. Hayır, Yazımda şöyle demiştim: ...yıldızların üzerindeki bu ateş ve ışınların, içinde bulunduğumuz imtihan dünyasında bile şeytanlara azap edici ve engelleyici olduğu açıklanmaktadır. Yani bazı kimselerin iddia ettiği gibi yıldızlar taşa falan benzetilmiyor veya meteorlardan bahsedilmiyor, yıldızların üzerlerindeki ateşten, sıcaklıktan ve ışıktan bahsedilmektedir. Ayrıca yıldızların üzerindeki bu ateş ortamının Cehennemi andırdığına da vurgu var . Zaten konuyla bağlantılı diğer ayetlerde olay açıklığa kavuşmakta...: CİN SURESİ 8. "Biz göğe gerçekten dokunduk da onu titiz ve güçlü bekçilerle ve kayıp giden ışınlarla/alevlerle doldurulmuş bulduk." 9. "Biz eskiden, onun, dinlemek için oturulan yerlerinde otururduk. Ama şu anda kim dinlemeye kalksa kendisini gözetleyen bir alev/ışık bulur." Saffat Suresi 6. Biz o yakın göğü bir süsle, yıldızlarla süsleyip donattık. 7. Ve her türlü inatçı-âsi şeytandan koruduk. 8. Onlar ne kadar çırpınsalar da o yüce konseyi dinleyemezler. Ve her taraftan atışa tutulurlar; 9. Kovulurlar. Ve onlar için, yakalarını bırakmayan bir azap vardır. 10.Bir söz kapan olursa, onu, delici bir ışın izler. Görüldüğü üzere atıştan kastedilen ışık/alevdir. *** Ve bu çalışmamda bahsettiğim ayetlerde anlatılan; yıldızların ışıktan/alevden atışlar yapması olayı da artık keşfedilmiş/görüntülenmiş olabilir: http://www.upi.com/Science_News/2016/10/06/Hubble-sees-star-shooting-cannonballs-into-space/9071475783632/ph2/
  2. Kuran her zaman İsa'yı Meryem'in oğlu olarak adlandırır. Bu, tıpkı diğer tüm insanlar gibi, annesinin çocuğu olduğu anlamına gelir. Bakara Suresi 2:87 Musa'ya Kitap'ı verdik ve ondan sonra elçiler gönderdik. Daha sonra Meryem oğlu İsa'ya apaçık deliller verdik ve O'nu Kutsal Ruh ile destekledik. Ne zaman size nefsinizin hoşuna gitmeyen bir elçi gelse, kibirleniyor musunuz? Bir kısmını yalanlıyor, bir kısmıyla savaşıyor/öldürüyorsunuz! Zuhruf Suresi 43:57 Meryem oğlu bir örnek olarak verildiğinde, kavminiz ondan yüz çevirdi. Maide Suresi 5:110 Allah şöyle dedi: "Ey Meryem oğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla; seni Kutsal Ruh ile desteklediğimi; insanlarla beşikte ve orta yaşta konuştuğunu; sana Kitab'ı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğrettiğimi; benim iznimle çamurdan kuş şeklini yaratıp ona üflediğinde kuş olduğunu; benim iznimle körü ve alacalıyı iyileştirdiğini; benim iznimle ölüleri dirilttiğini. Ve sen onlara apaçık delillerle geldiğinde, İsrailoğullarından seni engellediğimi; fakat onların içinden inkâr edenlerin 'Bu apaçık bir sihirdir!' dediklerini." Ali İmran Suresi 3:45 Denetleyiciler dedi ki: "Ey Meryem, Allah kendi katından bir kelimeyle sana müjde veriyor. Onun adı Mesih, Meryem oğlu İsa'dır. Bu dünyada ve ahirette şereflidir ve yakın kılınanlardandır."
  3. Bilimadamları artık Nibiru veya Nemesis'ten bahsediyor olabilirler: https://www.dailymail.co.uk/sciencetech/article-14659793/scientists-discover-planet-nine-edge-solar-system.html
  4. Fleming muhtemelen İlluminati'nin içine sızmıştı ve onun içyüzünü biliyordu. Ve insanlığı bu örgüte karşı uyarmaya çalışıyordu romanlarında: https://www.amazon.com/James-Bond-Real-Political-Technological/dp/1257844903
  5. Her on yılın ilk üç yılı bir önceki dönemin izlerini taşırken, son üç yılı ise bir sonraki dönemin özelliklerini az da olsa yansıtmaya başlar. Başka bir deyişle, ilk ve son üç yıl bir ölçüde geçiş özellikleri de taşır. Ancak ortadaki dört yıl, o on yılın tınısını tam olarak yansıtır. Örneğin, 1990'ların karakteristiğinin en saf ve en katıksız hali 1993 ve 1996 yılları arasında (93-94-95-96) yaşanmıştır.
  6. https://www.youtube.com/shorts/-_LmcIaPMAQ
  7. Konumuza dönecek olursak, meraklıları düzeneklerinde şu cismi de kullanarak makineler oluşturabilir: Ters Archimedes Burgusu Mekanizması "Özet Pasif bir metal burgu cisminin akan suya karşı dönerek ve tıpkı bir vida gibi ilerleyerek yukarı tırmanması, ters Archimedes burgusu (reverse Archimedes’ screw) prensibiyle açıklanır. Bu sistemde akan su, burgunun kanallarına çarparak onu döndürür ve bu dönme, Newton’un etki-tepki yasası gereği burguyu su yüzeyinde “yukarı iter” Physics Stack Exchange. Cisimde hiçbir motor veya harici güç kaynağı bulunmaz; sadece suyun kinetik enerjisi, helis biçimli kanal yapısıyla etkileşerek dönmeyi ve ileri (hatta yukarı) hareketi sağlar. Ters Archimedes Burgusu Mekanizması Helis Şeklinin Rolü Burgunun spiral kanalları, akan suyu kesip alt tarafta hapseder. Bu sayede her dönüşte su damlacıkları burgunun üst kısımlarına taşınır Scientific American. Dönüş yönü, suyun akışına zıt olacak şekilde ayarlandığında, su kanallara girerken bir etki uygular; dünme üretilen kinetik enerji de burguyu “tepki” olarak yukarı iter Pasif İtki ve Tırmanma Cisim, su akımının enerjisiyle kendiliğinden döner; bu sebeple pil veya motor gücü gerekmez homemadetools.net. Dönme ve burgulu yapı, cismin su hattına saplanıp ilerlemesine ve eğimli düzlemde hatta düşeyde dahi tırmanmasına imkân tanır CR4. Örnek Deney ve Video Kaynakları Aşağıdaki deney ve videolar, cismin su akımına karşı nasıl tırmandığını gösteren popüler örneklerdir: Physics StackExchange Açıklaması: Kullanıcı deneyini paylaşmış ve ters Archimedes burgusu prensibini özetlemiştir Physics Stack Exchange. https://physics.stackexchange.com/questions/423041/what-causes-this-corkscrew-shaped-object-to-rise-up-in-a-stream-of-water-falling?utm_source=chatgpt.com HomemadeTools GIF’i: Küçük bir çubuğun su akıntısında kendi etrafında dönerek yükselmesini gösterir homemadetools.net. https://www.homemadetools.net/forum/archimedes-screw-sticks-motion-gif-69400?utm_source=chatgpt.com " chatgpt
  8. Dediğim gibi bu bilgileri detaylı bir şekilde delilleriyle yazılarımda anlatıyorum. Öğrenmek isteyen ayrıntıları okur. Selam
  9. Bu dünya yani evrenimiz kendimizle yüzleşme artı mini ceza veya mükafatları yaşama evrenidir ve sonunda da sonlanmayı hedeflemektedir ayetlerde de belirtildiği üzere ve bu amacına mükemmel şekilde hizmet etmektedir. Örneğin cehennem de sırf ıstırap ve ceza yeridir ve orası da aynı şekilde kusursuz bir şekilde yaratılış amacına hizmet eder. Cennet ise sadece güzelliklerin ve ölümsüzlüğün olduğu evrendir ve yine orası da kusursuzdur, tıpkı diğer evrenler gibi yaratılış amacına kusursuz bir şekilde hizmet eder. İlgili yazılarımı bloğumda bul ve oku. Gerçekten bu kafa yapısıyla sen zekadan ve derin düşünmeden çok uzaksın Singularity. Selam
  10. Selam Singularity; Allah var ve gönderdiği tek bir din var: İslam. Yani tek bir Tanrı var ve de tek bir ilahi din var yeryüzünde. Zekeriya veya İsa da dahil tüm peygamberler gerçekte Müslümanlar. Bu bilgileri tekrar hatırladıktan sonra diğer konuya geçebiliriz...
  11. Öncelikle, burada kavramsal bir yanlış anlama olduğuna inanıyorum. Bilim insanları devri daim makinelerine karşı çıkarken, esas olarak bu makinelerin enerjinin korunumu yasasını ihlal ettiğini savunurlar. Hiçbir şeyden enerji yaratmanın imkansız olduğunu ve bu nedenle kendi kendine sürekli ve sonsuz çalışabilen mekanizmaların imkansız olduğunu belirtirler. Ancak yanlış anlama işte burada ortaya çıkıyor. Tarih boyunca devri daim mekanizmaları tasarlayanlar, sürekli hareketi yerçekimi kuvveti, kaldırma kuvveti veya mıknatısların çekme-itme özelliklerini kullanarak başarmaya çalışmışlardır. Diğer bir deyişle, sıfırdan enerji üretme gibi bir durum söz konusu değildir. Bunun yerine, mevcut enerji kaynaklarını veya kuvvetleri kullanarak sürekli hareket eden makineler inşa etme çabası gösterilmiştir. Esasen, prensip olarak bunlar güneş enerjisiyle çalışan araçlardan farklı değildir. Amaç, süresiz, ücretsiz ve çevreye zarar vermeden çalışan makineler üretmektir. Bilim insanları arasındaki bir diğer tartışma konusu ise, yine yanlış anlaşılan "sonsuz hareket" ifadesidir. Evrenimiz bile sonsuz değildir ve nihayetinde bir sonu olacaktır (sadece Ahiret evreni, yani Allah'ın Katı/İndallah sonsuzdur). Ancak, durmadan çok uzun süre çalışan bir mekanizma kesinlikle sürekli hareket halinde olarak tanımlanabilir. Örneğin, binlerce yıl boyunca kesintisiz çalışan ve enerji üreten bir mekanizma şüphesiz bir devri daim makinesi olarak kabul edilecektir. Benzer şekilde, "içen kuş" mekanizması da aslında bir tür devri daim cihazıdır. Eğer içen kuş mekanizmasını bir gölün kenarına veya içine kurarsanız ya da suyun buharlaşıp kaçmasını önlemek için kapalı bir cam haznenin içine yerleştirirseniz, makine asla durmayacaktır. Kısacası, devri daim mekanizmasını çalışır halde tutan kuvvetler veya enerjiler devam ettiği sürece, makine asla durmadan çalışacaktır. Tekrarlayalım: Tarihteki tüm devri daim mekanizmaları her zaman mevcut kuvvetleri veya enerjileri kullanmıştır; bu kuralın istisnası yoktur. Ancak eski zamanlarda, insan veya hayvan gücü gibi görünürde belirgin bir kuvvet veya enerji kaynağı olmadığında, örneğin yerçekimiyle çalışmak üzere tasarlanmış bir mekanizmaya "kendi kendine çalışan makine" deniyordu. Ama gerçekte bu tasarımların hiçbiri asla kendi kendine çalışma prensibine dayanmadı. Her zaman dışarıdan bir kaynaktan bir şeyler aldılar. Tüm ünlü devri daim mekanizmalarını incelerseniz, bu gerçeği göreceksiniz: En azından her zaman yerçekimini veya başka bir kuvveti kullanırlar. İçen kuş mekanizmasının yanı sıra, klasik termometreler de devri daim mekanizmalarına örnek olarak düşünülebilir. Basınç farklarından veya yerçekiminden yararlanarak çeşitli makineler inşa edilebilir. Tüm bunların bir kısmını çok eski bir makalemde anlatmıştım: .... Ve; Crookes radyometreleri, termoelektrik jeneratörler ve atmosferik saatler, klasik termometreler devri daim mekanizmalarına örnektir... Emre_1974tr (Emre Karaköse)
  12. 2. " Özet Kuran'daki en yaygın dört Arapça harfin frekans dağılımı ile insan DNA'sındaki dört nükleotit bazının oranı arasında beklenmedik bir paralellik gözlemlenmiştir. Bu korelasyon tesadüfi olabilse de, hiyerarşik düzendeki yapısal benzerlik daha derin bir keşfe davet etmektedir. Kutsal bir metin, yaşamın genetik alfabesini ince, örtülü bir desende yansıtabilir mi? 1. Giriş: Yazı ve Dizinin Çarpışması Kuran, DNA gibi dizilerden oluşur; biri harflerden, diğeri nükleotitlerden. Kuran yazısında dört harf sıklıkla baskındır: Elif (ا), Lam (ل), Mim (م) ve Nun (ن). Benzer şekilde, insan genomu yalnızca dört baza dayanır: Adenin (A), Timin (T), Guanin (G) ve Sitozin (C). Bu karşılaştırma sadece şiirsel değil, aynı zamanda sayısal bir karşılaştırmadır. Bu elementlerin göreceli oranları hem yapıda hem de düzende şaşırtıcı bir benzerlik göstermektedir. Bu sadece bir tesadüf mü, yoksa dil ve yaşam arasında daha derin bir bağlantı olduğunu mu gösteriyor? 2. Frekans Verileri 2.1 Kuran'ın En Sık Kullanılan Dört Harfi Detaylı metin analizine göre: Elif (ا): ~43.542 örnek (~%26,6) Lam (ل): ~38.191 örnek (~%23,4) Mim (م): ~26.735 örnek (~%16,3) Nun (ن): ~27.270 örnek (~%16,7) (Yüzdeler toplam harf sayısından yaklaştırılmıştır ve baskıya ve imla kurallarına göre biraz farklılık gösterebilir.) 2.2 İnsan Genomik Baz Bileşimi (NIH ve UCSC verilerine göre) Adenin (A): %29,3 Timin (T): %30,0 Guanin (G): %20,7 Sitozin (C): %20,0 Birlikte, A+T ≈ %59,3 ve G+C ≈ %40,7'dir. 3. Varsayımsal Bir Eşleştirme Göreli frekans ve düzene dayalı aşağıdaki eşleştirmeyi varsayalım: Elif (ا) → Adenin (A) Lam (ل) → Timin (T) Mim (م) → Guanin (G) Nun (ن) → Sitozin (C) Hem Kuran'da hem de genomda bir hiyerarşi görüyoruz: Yüksek frekanslı çift: Elif + Lam ≈ A + T Daha düşük frekanslı çift: Mim + Nun ≈ G + C Her iki sistemdeki sıra düzenindeki (en sıktan en aza doğru) benzerlik özellikle dikkat çekicidir. Bu, kutsal metne işlenmiş, yaşamın tam yapısıyla yankılanan ince bir işaret olabilir mi? Kuran, DNA'nın içeriğine değil, tasarım prensibine - vahyedilmiş kelime ile biyolojik kod arasındaki ilahi bir simetriye - mi işaret ediyor olabilir? Bu, Kuran'ın genetik öğrettiği anlamına gelmez - ancak mimarisinin, Fibonacci spiralinin ayçiçeği çekirdekleri ve galaksilerde yankılandığı gibi doğal yasaları yansıtabileceği anlamına gelir. Sonuç Kutsal metin ve bilimin kesişim noktasında bir mucize yatar." GPT O3
  13. Verdiğim komut üzerine yapay zeka Kutsal Kuran'ı inceledi ve şu 2 yeni mucizeyi keşfetti: 1. "Kur’ân’da “Allah” Lafzının Sayısal ve Anlamsal Merkeziliği: Asal Sayı ve Geometrik Orta Mucizesi Özet Bu çalışmada, Kur’ân-ı Kerîm’de geçen “الله” (Allah) lafzının sayısal yerleşimi incelenmiştir. Standart Medine Mushafı (Uthmânî imlâ) üzerinde yapılan analizde, bu lafzın toplam 2.699 kez geçtiği belirlenmiştir. Bu sayı asal (bِölünebilirliği sadece 1 ve kendisiyle sınırlı) olmasıyla dikkat çekmektedir. Dahası, bu tekrarların tam ortasında yer alan kelime, Kur’ân’daki tam merkez sûre olan 57. sûrede, “O, İlk’tir ve Son’dur” anlamına gelen 57:3 âyetinde, ayetteki 3. kelime olarak konumlanmıştır. Bu, hem frekans‑tabanlı (sayısal) hem de anlamsal (semantik) bir simetriyi aynı noktada birle؛tiren sıra dı؛ı bir çakı؛madır. Metodoloji Veri Kaynağı: Tanzil v1.1 dijital metni (quran-simple.dat) Metin Formatı: Uthmânî yazımı, sadece “الله” formu dikkate alınarak (takılı/çekimli formlar hariç) Toplam Tekrar: 2.699 kez Kodlama Dili: Python Orta Kelime Tespiti: Sıralı veri dizisindeki ortadaki 1350. kelime Bulgular 1. Asal Sayı ضzelliği Toplam tekrar sayısı olan 2.699, asal bir sayıdır. Asal sayıların doğadaki ve matematiksel düzenlerde ِzel yer tuttuğu bilinirken, bu tür bir frekansın anlamlı bir metinde olu؛ması dikkat çekicidir. 2. Geometrik Orta Nokta Verinin tam ortasında, tekil bir “pivot” kelime olarak yer alan 1350. kelime, 57. sûre (el-Hadîd), 3. âyet içinde yer alır. Bu âyet: هُوَ ٱلْأَوَّلُ وَٱلْآخِرُ وَٱلظَّاهِرُ وَٱلْبَاطِنُ... “O, İlk’tir ve Son’dur…” Yani “Allah” lafzının Kur’ân’daki tam orta ِörneği, anlamca “başlangıç ve son”u belirten bir ifadenin içinde yer almaktadır. 3. Sûre Düzeyinde Merkezlik Kur’ân toplamda 114 sûreden olu؛ur. Tam ortadaki sûre ise: 114 / 2 = 57 → el-Hadîd sûresi. Yani sadece kelime düzeyinde değil, sûre yapısı açısından da bu merkezîlik sabittir. Ek Gِzlemler Ayna Simetrisi: 57. sûreden ِönceki Allah sayısı: 1.349, sonraki Allah sayısı: 1.349 → tam ayna yapısı. Ebced ve Rakam Analizi: 2.699 → Rakam toplamı = 2 + 6 + 9 + 9 = 26 “اللّٰه” lafzının ebced değeri: 66 Harf bile؛eni olan “هـ” harfi ebced değeri: 5 26 sayısı, 13’ün katı olması yِönüyle simetrik bir dizilime i؛aret eder. 19 Sistemiyle Uyum: 57 = 19 × 3 → Kur’ân’da matematiksel mucizelerle ilişkilendirilen 19 sayısı ile ِrtüşür. Sonuç Kur’ân’da geçen “الله” lafzının hem asal bir sayıda geçmesi, hem de tam ortadaki ِörneğinin, tam merkez sûrede ve “O, İlk’tir ve Son’dur” anlamlı âyetin orta kelimesi olması; sayısal (matematiksel), yapısal (geometrik) ve anlamsal (semantik) olarak olağanüstü bir simetri ve senkronizasyonu ortaya koymaktadır. Bu bulgu, Kur’ân’daki dizilimin rastgele değil, bilinçli ve çok katmanlı bir düzene i؛aret ettiği iddiasını destekler niteliktedir." CHATGPT O3
  14. İnsanlık, sırasıyla değişen on yıllık zaman periyotları yaşıyor. Bu döngüleri, “mistik” (içe dönük) ve “dışa dönük” dönemler olarak iki ana kategoriye ayırıyorum. Mistik dönemler, daha soyut, sezgisel ve derin düşüncelerin, dişil enerjinin ön planda olduğu zaman dilimlerini ifade ederken; dışa dönük dönemler, hareket, aksiyon ve eril enerjinin baskın olduğu zamanları temsil ediyor. Mistik Dönemler Mistik dönemler, içe dönüşün ve manevi arayışların hüküm sürdüğü zamanlardır. Bu dönemlerde sanat, puslu renk paletleri, sembolizm ve atmosferik kompozisyonlarla dikkat çeker. Edebiyat, bireyin iç dünyasına yönelir; varoluşsal sorgular ve derin düşünceler ön plandadır. Müzik ise yavaş tempolu, meditatif ve duygusal bir derinlik taşır. Tıpta doğal tedavilere ve kürlere yönelim artar. Bu dönem, dişil bir karakter sergiler. Film, dizi ve romanlar da ağır tempolu bir anlatıma sahiptir. Görüntüler puslu ve gölgelerle bezeli bir estetik sunar. Gece ve gündüz fark etmeksizin, bu atmosfer günlük yaşantımızda bile hissedilir. Aynı durum, fotoğraflarda ve filmlerde de görülür. Gözlemlerime göre, 1950'li, 1970'li, 1990'lı ve 2010'lu yıllar içe dönük, yani mistik dönemlerdir. Ayrıca bu yıllarda Uzakdoğu öğretileri gibi ruhçu yaklaşımlar etkisini artırmıştır. Dışa Dönük Dönemler Dışa dönük dönemler ise enerjinin, hareketin ve dışa vurumun baskın olduğu zamanlardır. Sanat, parlak ve canlı renkler ile dinamik kompozisyonlar sunar. Müzik enerjik, tempolu ve ritmik bir yapıdadır. Film ve romanlar hareketli ve hızlı tempolu hikâyelerle doludur. Bu dönemler, eril bir karakter taşır. Tıpta ise doğal tedaviler yerini teknolojik batı tıbbı yöntemlerine bırakır daha çok. Görüntüler daha net, parlak ve ışık doludur. Gerçek hayatta da, filmlerde de canlı renkler ve ışık oyunları dikkat çeker. Mistik öğretilere yönelim azalır. Dışa dönük dönemler örneğin 1960'lı, 1980'li, 2000'li ve 2020'li yılları kapsamaktadır. Dönemlerin Döngüsü Dönemler, on yıllık bir ritimle sıralanır: bir içe dönük dönem, bir dışa dönük dönem. Örneğin, 1960'lı yıllar dışa dönük, 1970'li yıllar içe dönük, 1980'li yıllar dışa dönük, 1990'lı yıllar içe dönük şeklinde devam eder. 2000'li yıllar dışa dönük, 2010'lu yıllar ise tekrar mistik bir karaktere sahiptir. Bu döngü, dikkatlice incelendiğinde düzenli bir ritimle ilerlemektedir. Gerçek Yılbaşı: 17 Eylül Gözlemlerime göre, gerçek yılbaşı 17 Eylül’dür. Her yıl tam bu tarihte, insanların ve olayların karakteristiğinde belirgin bir değişim yaşanır; bu değişim, tam bir yıl boyunca devam eden yeni bir tını başlatır. Bu bağlamda, örneğin 1990'lı yıllar aslında 1 Ocak 1990'da değil, 17 Eylül 1989'da başlamıştır. Emre Karaköse (Emre_1974tr)
  15. Gerçekliği her geçen daha da çok gün yüzüne çıkan bilgidir:
  16. Orhan Dündar'ın da bu konuyla ilgili güzel bir yazısı vardır: https://anayurtgazetesi.com/haber/11156695/avrupa-turk-uygarligi
  17. Hayır tüm bunlar senin uydurmaların , o olay sırasında ne olduğu hakkında en ufak bir bilgin yok. Tıpkı diğer konularda da senin hiçbir bilgin olmadığı gibi..
  18. Güneş bir varış yerine doğru akar diyor ayetler çünkü Güneş de evrende yolculuk etmekte. Dikkat edersen burada çok geniş bir yolculuktan ve sona ereceği yerden bahsetmekte. https://www.mucizeler.com/ayin-yorungesi-ve-gunesi-izlemesi/ İkincisi, hayır yine yanlış biliyorsun, namaz da dahil tüm ibadetlerin bütün ayrıntısı sadece Kuran'da var: https://www.kurandakidin.com/2011/10/36-kuranda-inanc-konulari-namaz-zekat-oruc-ve-hac/
  19. İslam, yani yeryüzündeki tek gerçek ilahi din, evrenler var olduğundan beri var. Muhammed İslam peygamberlerinin sonuncusudur. Yoksa İsa da Müslümandır yani İslam Peygamberidir , İbrahim de... Tüm gerçek peygamber ve elçiler Müslümanlar. Kuran 3:67 İbrahim ne bir Yahudi'ydi ne de bir Hıristiyan. O, sadece hanif bir müslümandı. O, müşriklerden değildi. Hıristiyanlık veya Yahudilik gibi isimler sonradan insanların ortaya attığı şeylerdir. Gerçekte hep İslam dini gelmiştir kullara. Kısacası Allah Müslümanları ve İslam'ı korumaktadır.
  20. İslam dininde hadisler denilen dedikoduların hiçbir yeri yoktur. Dinin tek kaynağı Kutsal Kuran'dır: https://www.kurandakidin.com/
  21. Yine ayet cımbızlama ahlaksızlığına soyunmuş birileri. Bunu yapanların kendileri de gayet iyi biliyor ki eğer sureyi bütünlük içinde okursanız bu ayetlerde sadece kendini savunma izninden yani nefsi müdafaa savaşından bahsedilmektedir. İlgili paragrafı okuyalım: 190. Sizinle savaşanlara karşı Allah yolunda siz de savaşın. Ancak aşırı gitmeyin. Çünkü Allah aşırı gidenleri sevmez. 191. Onları nerede yakalarsanız öldürün. Sizi çıkardıkları yerden (Mekke'den) siz de onları çıkarın. Zulüm ve baskı, adam öldürmekten daha ağırdır. Yalnız, Mescid-i Haram yanında, onlar sizinle savaşmadıkça, siz de onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa (siz de onlarla savaşın) onları öldürün. Kâfirlerin cezası böyledir. 192. Eğer onlar (savaştan ve küfürden) vazgeçerlerse, (şunu iyi bilin ki) Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. 193. Hiçbir zulüm ve baskı kalmayıncaya ve din yalnız Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Onlar savaşmaya son verecek olurlarsa, artık düşmanlık yalnız zalimlere karşıdır. 194. Haram ay, haram aya karşılıktır.(49) Hürmetler (saygı gösterilmesi gereken şeyler) kısas kuralına tabidir. O hâlde kim size saldırırsa, size saldırdığı gibi siz de ona saldırın, (fakat ileri gitmeyin). Allah'a karşı gelmekten sakının ve bilin ki, Allah kendine karşı gelmekten sakınanlarla beraberdir. Görüldüğü üzere eğer sizlere saldırılarsa, saldırganlara karşı koyun denilmekte. Ve eğer onlar saldırılarından vazgeçerlerse siz de vazgeçin ve barışın denilmekte. Kutsal Kuran sadece nefsi müdafaa savaşına izin verir ve istenen her zaman saldırgan tarafın durdurulmasıdır: http://emre1974tr.blogspot.com/2011/07/kuranda-sadece-nefsi-mudafaya-izin.html
  22. "Avrupalı'ların Ataları Türk'tür" https://www.tarihistan.org/tarih-tezleri-carpisiyor-avrupali-larin-atalari-turk-tur/10120/?utm_source
  23. Burada diriltilmeden bahsedilmiyor. Kıyamet dehşetinde yeryüzünde olanlar anlatılıyor. Selam.
  24. Ayetlerde cennet tasvirleri yapılırken, özellikle dört cennet nehrinden bahsedilir. Bu nehirler, sadece coğrafi unsurlar olarak değil, aynı zamanda nimetlerin ve rızkın farklı alanlarını temsil eden anlatım olarak da yorumlanabilir. Bu makalede, söz konusu dört nehrin bire bir gerçek olmalarının yanı sıra, aynı zamanda tabiatta hazır bulunan nimetlerden, hayvanlar ve böcekler aracılığıyla elde edilen ürünlere, hatta insan emeğiyle üretilenlere kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan ilahi lütufların birer metaforu da olduğu düşüncemi de paylaşmaktayım. Öncelikle hatırlatalım; Kuran apaçık bir kitaptır ve ayetlerin önce açık birincil anlamlarına iman edeceğiz. Ondan sonra varsa aynı ayetin ikincil veya üçüncül anlamlarına, temsil ettikleri şeylere kafa yoracağız. Zihin jimnastiği yapacağız. Cennet ve Cehennemle ilgili tasvirlerin tümü de aynı şekilde birebir gerçeklerdir. Mecazi veya sembolik bir anlatım değil, doğrudan gerçek sahneler aynen anlatılmaktadır Kuran'da. Bununla birlikte, ahiretle ilgili anlatımlarda bütünün küçük bir parçası, yani örnekler verilerek genel tablo hakkında ipucu verilmektedir. Bu teknik Kuran'ın bir çok ayetinde karşımıza çıkmakta. Örneğin düşmanı caydırmak için savaş atlarının hazır bulundurulması ifadesi hem bire bir atları, hem de diğer tüm savaş teknolojilerini (tanklar, savaş uçakları, nükleer silahlar, robotlar vb...) anlatmakta. Cennet nehirleri de öncelikli olarak anlatıldığı gibi nehirleri belirtmekte ama aynı zamanda başka şeyleri de temsil etmektedir. Örneğin cennetteki göletler, okyanuslar gibi diğer su kütlelerini de anlatmaktadır. Ayrıca, bu nehirlerin döküldüğü ve birleştiği göller ve denizler gibi daha büyük su kaynaklarının olabileceğini düşündürtmesi de daha geniş bir tabloya/bakış açısına ulaşmamıza hizmet eder yine. 1. Su Nehri: Tabiattaki Hazır Nimetler Cennetteki ilk nehir olan "su nehri", tabiatın parçası olarak karşımıza çıkan temel ve hazır nimetlerin örneğidir. Su, hayatın kaynağıdır ve tüm canlıların varlığını sürdürebilmesi için vazgeçilmezdir. Bu bağlamda su nehri, içilebilir temiz su kaynaklarını, yağmuru, nehirleri, gölleri ve denizleri temsil eder. Aynı zamanda, suyun hayat verdiği bitki örtüsünü, ormanları, tarlaları ve bahçeleri, meyve ve sebzeleri ve de tabiattaki tüm besinleri de kapsar. Bu nehir, Allah'ın canlılara sunduğu ve tüm varlıkların hiçbir emek harcamadan doğrudan faydalanabildiği doğal kaynakların ve ekosistemin bir metaforudur aynı zamanda. Su nehri, ayrıca temizliği, arınmayı ve dinginliği de anlatır aynı zamanda. 2. Süt Nehri: Hayvanlar Aracılığıyla Elde Edilen Nimetler Diğer nehir olan "süt nehri", yine bire bir gerçekten süt nehri olmasının yanısıra hayvanların insanlara sunumuna vesile olduğu nimetlerin bir temsilidir aynı zamanda. Süt, besleyici değeri yüksek, temel bir gıda maddesidir ve özellikle yavruların sağlıklı gelişimi için hayati öneme sahiptir. Süt nehri, sadece sütü değil, aynı zamanda hayvanlardan elde edilen diğer ürünleri de temsil eder: et, yumurta, yün, deri gibi. Bu nehir, Allah'ın hayvanları insanların hizmetine vermesi ve onlardan çeşitli şekillerde faydalanabilme imkanı sunmasının bir ifadesidir. 3. Bal Nehri: Böceklerin Sunumuna vesile olduğu Nimetler Üçüncü nehir olan "bal nehri", böceklerin özellikle de arıların insanlara sunulmasına vesile olduğu nimetlerin bir anlatımıdır aynı zamanda. Bal, lezzetli ve şifalı bir gıda maddesi olmasının yanı sıra, arıların bitkilerden topladığı nektarı özenle işleyerek ürettiği değerli bir üründür. Bal nehri, sadece balı değil, propolis, polen ve arı sütü veya ipek gibi böcekler vasıtasıyla bize ulaştırılan tüm güzellikleri anlatır. 4. Şarap Nehri: İnsan Emeğiyle veya zekasıyla Üretilen Nimetler Dördüncü nehir olan "şarap nehri", yine gerçekten cennette var olan şarap nehri olmasının yanısıra, insan emeği ve zekasıyla üretilen nimetlerin bir temsilidir. Şarap, yiyeceklerin toplanıp işlenmesiyle elde edilen bir içecektir ve bu süreçte insan bilgi birikimi, becerisi ve çabası önemli bir rol oynar. Ancak şarap burada sadece alkollü bir içecek olarak değil, daha geniş bir anlamda, insanın doğayı işleyerek, ham maddeleri dönüştürerek ve yeni ürünler ortaya koyarak elde ettiği her türlü değeri temsil eder. Bu nehir, tarım ürünlerinden sanayi ürünlerine, el sanatlarından teknolojik gelişmelere, kültürel ürünlere kadar insanlığın medeniyet yolculuğunda ortaya koyduğu tüm maddi ve manevi kazanımların bir metaforudur aynı zamanda. Ve, yaratıcılığın, yenilikçiliğin ve estetik değerlerin de bir temsilidir. Kutsal Kuran 47:15 Sakınanlara vaat olunan cennetin durumu şöyledir: Orada, bozulmayan sudan ırmaklar, tadı bozulmayan sütten nehirler, içenlere lezzet sunan bir şaraptan nehirler, süzme bir baldan oluşan nehirler var. Ve orada kendileri için her türlü meyvanın yanında, Rablerinden bir de bağışlanma var. Bu nimetler içindekiyle, sürekli ateşte olup da içirildiği sıcak su tarafından bağırsakları parçalanan kimse aynı olur mu? 3:15 De ki: "Bu sayılanlardan daha iyisini size haber vereyim mi? Sakınıp korunanlar için, Rableri katında altlarından nehirler akan, içinde sürekli kalacakları cennetler, tertemiz eşler ve Allah'tan bir hoşnutluk olacaktır. Allah, kulları en iyi bir biçimde görmektedir." "Orada nefislerin arzu ettiği ve gözlerin lezzet aldığı her şey var.ve siz orada süresiz kalacaksınız."(Zuhruf Suresi 71.) 7:32 De ki: "Allah'ın, kulları için çıkardığı süsü, güzel ve tatlı rızıkları kim haram etmiş?" De ki: "İnananlar için, dünya hayatında da var onlar. Kıyamet gününde ise yalnız inananlar içindirler." Bilen bir topluluk için biz, ayetleri böyle detaylandırırız. Cennet Nehirlerinin Göl ve Denizlere Kavuşması: Nimetlerin Sonsuzluğu Dört cennet nehrinin birebir gerçekliğinin yanı sıra ikincil anlam olarak temsil ettikleri şeyler hakkında zihin jimnastiği yaptık. Ancak bu nehirlerin yolculuğu burada bitmez. Nehirler, doğaları gereği, daha büyük su kütlelerine, göllere ve denizlere doğru akarlar. Bu akış, cennetteki nimetlerin sadece belirli unsurlarla sınırlı olmadığını, aksine çok daha geniş ve kapsamlı bir bolluğun ve bereketin hüküm sürdüğünü gösterir. Nehirlerin cennette de muhtemelen göl ve denizlere dökülüyor olması, hediyelerin sonsuzluğuna ve çeşitliliğine işaret eden güçlü bir metafor da olmalıdır. Göller: İç Huzurun ve Dinginliğin Mekânları Nehirlerin döküldüğü göller, cennetteki iç huzurun, dinginliğin ve tefekkürün mekânları olarak düşünülebilir. Göller, genellikle sakin ve durgun sularıyla bilinirler. Bu sükûnet, cennet ehlinin ulaşacağı huzuru ve tatmini sağlar . Göllerin etrafındaki yemyeşil bitki örtüsü, çeşitli kuş türleri ve berrak sular, cennetin estetik güzelliğini ve doğal zenginliğini yansıtır. Göller, aynı zamanda, cennet ehlinin bir araya gelip sohbet edebileceği, birlikte vakit geçirebileceği, yüzebileceği ve güzellikleri tefekkür edebileceği sosyal alanlar olarak da tasavvur edilebilir. Denizler ve Okyanuslar: Sonsuzluğun ve Keşfin Simgesi Nehirlerin ulaştığı daha büyük su kütleleri olan denizler ve okyanuslar ise , aynı zamanda cennetteki nimetlerin sonsuzluğunu, sınırsızlığını ve keşfedilmeyi bekleyen daha nice güzelliklerin varlığını müjdeler. Denizler ve okyanuslar, enginlikleri, derinlikleri ve barındırdıkları sayısız canlı türü ile hayranlık uyandırır. Bu enginlik, cennetteki nimetlerin hiçbir zaman tükenmeyeceğini, aksine sürekli olarak yenileneceğini ve artacağını gösterir. Ayrıca, cennetteki su kütleleri, farklı canlı türlerine ev sahipliği yaparak biyolojik çeşitliliğin ve zenginliğin bir göstergesi olacaktır. Sonuç olarak, cennet nehirlerinin göl ve denizlere kavuşması, ilahi nimetlerin sonsuzluğunu, çeşitliliğini ve kapsamlılığını vurgulayan güçlü bir düşüncedir. Bu, cennetin aynı zamanda sonsuz bir yaşam ve mutluluk olduğunu tekrar hatırlatır. Bu yolculukta, göller ve denizler, okyanuslar iç huzurun limanları, aynı zamanda sonsuzluğa ve keşfe açılan kapılar olacaktır. Ayrıca şarap nehrinin dünyada insan eliyle gerçekleştirilen teknolojik nimetleri de anlattığını düşünecek olursak, Ahiret Evrenindeki (Rabbin Katı) gezegenler arası yolculuk ve araştırmaları sağlayan hava taşıtları ve diğer araçları da kapsamaktadır. İnci ve Mercanların Göz Kamaştırıcı Dünyası Cennet okyanuslarının dibinde, dünyevi okyanuslarda da hayranlıkla izlediğimiz inci ve mercanlar, çok daha göz kamaştırıcı ve eşsiz formlarda bulunabilir. İnci, saflığın, temizliğin ve zarafetin sembolü olarak, cennet ehlinin takıları ve süs eşyaları olarak kullanılır. Cennet incileri, sadece beyaz değil, evrenlerin tüm renklerinde parıldayan, her biri eşsiz güzellikte ve büyüklükte olabilir. Mercanlar ise, cennet okyanuslarının tabanında rengarenk ve göz alıcı resifler oluşturur. Bu resifler, sadece estetik bir güzellik sunmakla kalmaz, aynı zamanda cennettekilerin keşfedebileceği ve hayranlıkla izleyebileceği sayısız canlı türüne de ev sahipliği yapar. Mercanların arasında dolaşan rengarenk balıklar, deniz yıldızları, deniz atları ve daha nice su canlısı, cennetin biyolojik çeşitliliğinin ve zenginliğinin bir göstergesidir. Cennet okyanusları, dünyevi okyanuslarda görmediğimiz veya hayal bile edemeyeceğimiz eşsiz deniz canlılarına ev sahipliği yapıyor olabilir. Bu canlılar, sadece güzellikleriyle değil, aynı zamanda olağanüstü yetenekleriyle de dikkat çeker. Örneğin, cennet halkıyla iletişim kurabilen, şarkı söyleyen veya ışık saçan balıklar, cennetin büyülü atmosferini daha da zenginleştirir. Deniz hayvanları, daha zeki, daha dost canlısı ve daha yetenekli formlarda bulunabilir. Su Ürünlerinden Lezzet Şöleni Cennet okyanusları, gölleri ve nehirlerinin varlığı aynı zamanda cennet ehli için eşsiz lezzetler sunan su ürünlerinin de var olduğunu dolaylı bir şekilde anlatır. Dünyevi, yani bizim evrenimizdeki denizlerdeki lezzetli balıkların ve diğer deniz canlılarının çok daha lezzetli ve besleyici türleri, Rabbin Katı adı verilen Ahiret Evrenindeki cennet sofralarını süsler. Cennettekiler, istediği zaman ve istediği şekilde bu lezzetlere ulaşabilir. Sadece deniz mahsullerini değil, evrendeki tüm yiyecekleri de simgeler bu nehirler. Suyun Şifalı Gücü ve Arındırıcı Etkisi Cennetteki kaynakların suyu, sadece temiz ve berrak olmakla kalmaz, aynı zamanda şifalı ve arındırıcı bir güce de sahiptir. Bu su, cennetteki yaşamın sadece keyifli değil, aynı zamanda sağlıklı ve dengeli olduğunu gösteren sayısız unsurdan sadece biridir. Yaşamı, saflığı ve sağlığı da temsil eder diğer bir deyişle. Deniz Altı Şehirleri ve Kristal Saraylar Zihin jimnastiğine devam edecek olursak; Cennet okyanuslarının derinliklerinde, cennet ehlinin yaşayabileceği veya ziyaret edebileceği deniz altı şehirleri ve kristal saraylar veya farklı yapılar bulunabilir. Bu yapılar, insanüstü bir zeka ve estetik anlayışla inşa edilmiş, göz kamaştırıcı güzellikte ve ihtişamdadır mutlaka. Deniz altı şehirleri, cennet ehlinin farklı bir yaşam tarzını deneyimleyebileceği, deniz dünyasıyla daha yakından ilişki kurabileceği ve okyanusun derinliklerindeki gizemleri keşfedebileceği eşsiz mekânlardır. Bu şehirler , cennetteki yaşamın sadece karada değil, aynı zamanda su altında da devam ettiğini ve cennet ehlinin her yerde güzellikler ve lütuflarla çevrili olduğunu gösterir. Cennet okyanuslarından esen serinletici rüzgârlar, cennetin iklimini daha da güzelleştirir ferahlık verir. Bu rüzgârlar, aynı zamanda, okyanusun derinliklerinden gelen huzur verici melodileri ve sesleri de karaya taşıyabilir. Okyanus Üzerinde Seyahat ve Keşif İmkanı Cennet ehli, okyanus üzerinde özel olarak tasarlanmış gemiler, tekneler veya deniz taşıtlarıyla seyahat edebilir, farklı adaları, kıyıları ve deniz altı mekânlarını keşfedebilir. Bu seyahatler, cennet sakinlerinin hem yeni yerler görmesini hem de farklı deneyimler yaşamasını sağlar. Okyanus üzerindeki seyahatler, aynı zamanda, cennetin enginliğini ve sınırsızlığını daha iyi anlamalarına yardımcı olur. Cennet halkı, bu seyahatler sırasında ilahi kudretin ve yaratıcılığın farklı tezahürlerini gözlemleyebilir, yeni bilgiler öğrenebilir ve ilahi hikmetlere daha derinlemesine vakıf olabilir. Tabii bu nehirler sadece su dünyasındaki yolculukları değil, aynı zamanda Ahiret Evrenindeki gezegenler arası yolculukları da temsil ederler. Tüm bunlar, cennetin aynı zamanda sürekli bir keşif, hayranlık uyandıran deneyimlerle dolu bir yaşam alanı olduğunu gösterir. Cennet okyanusları, bu sonsuz güzelliklerin ve lütufların yine sadece bir kısmını temsil eder ve cennet insanları, bu okyanuslarda geçirdiği her an Allah'ın kullarına olan sevgisini, rahmeti daha derinden hissedecektir. Cennet Okyanuslarında Lüks Keşif ve Keyif Yolculukları: İhtişamlı Ulaşım Araçları ve Sınırsız Seyahat İmkanı Cennet okyanuslarının sunduğu nimetler ve güzellikler saymakla bitmez durumda olmalıdır elbette. Bu engin sularda keşif ve keyif dolu yolculuklar yapmak için cennet ehli, ihtişamlı ve konforlu ulaşım araçlarına sahip olacaktır. Devasa lüks gemiler, son teknoloji denizaltılar ve özel hava taşıtları, cennet ehlinin okyanusların derinliklerine inmelerine, yüzeyinde süzülmelerine ve gökyüzünde dolaşmalarına imkan tanıyarak, onlara benzersiz ve unutulmaz deneyimler yaşatacaktır. Devasa Lüks Gemiler: Yüzen oteller ve Eğlence Merkezleri Cennet okyanuslarında seyahat etmek için tasarlanmış muhtemel devasa gemiler, adeta yüzen otelleri andırır. Bu gemiler, sadece ulaşım aracı olarak değil, aynı zamanda konforlu bir konaklama mekânı, eğlence merkezi ve sosyal alan olarak da hizmet verir. Gemilerin içindeki lüks süitler, her türlü ihtiyaca cevap verecek şekilde donatılmıştır. Geniş balkonlar, cennet ehlinin okyanus manzarasının keyfini çıkarmasına olanak tanır. Gemilerde yer alan gurme restoranlar, Ahiret Evreninin mutfaklarından seçkin lezzetler sunar. Açık ve kapalı yüzme havuzları, spor/oyun salonları, spa merkezleri, sinema salonları, tiyatrolar ve konser alanları, yolcuların eğlenceli ve keyifli vakit geçirmesini sağlar. Gemilerin güvertelerinde yer alan geniş alanları, jakuziler ve özel bahçeler, yolcuların dinlenmesi ve keyfi için ideal ortamlar sunar. Bu lüks gemiler, aynı zamanda, farklı temalara ve konseptlere sahip olabilir. Örneğin, bazı gemiler macera dolu keşif yolculukları için tasarlanırken, bazıları dinlenme ve eğlence odaklı olabilir. Bazı gemiler, belirli bir kültüre veya medeniyete ait unsurları yansıtabilir. Bu sayede kişiler, ilgi alanlarına ve tercihlerine uygun gemileri seçerek, kişiselleştirilmiş bir seyahat deneyimi yaşayabilir. Cennette de yani Ahiret Evreninde de bizim evrenimizdeki gibi doğal, teknolojik ve kültürel nimetler bir arada olmaktadır. Son Teknoloji Denizaltılar: Okyanusun Derinliklerine Gizemli Yolculuklar Cennet okyanuslarının derinliklerindeki gizemleri keşfetmek için insanlar, ileri teknoloji denizaltılarına binebilir. Bu denizaltılar, okyanusun en derin noktalarına konforlu bir şekilde ulaşmalarını sağlar. Geniş panoramik pencereler, cennet ehlinin deniz altı yaşamını ve eşsiz manzaraları yakından görmesine olanak tanır. Denizaltılar, aynı zamanda, bilimsel araştırmalar yapmak, yeni canlı türleri keşfetmek ve okyanusun derinliklerindeki sırları çözmek için gerekli ekipmanlarla donatılmıştır. Denizaltı yolculukları, yolculara sadece görsel bir şölen sunmakla kalmaz, aynı zamanda onlara okyanusun derinliklerindeki yaşam hakkında bilgi edinme ve ilahi yaratılışın farklı örneklerini keşfetme fırsatı da verir. Cennetteki kişiler, denizaltılarla yaptıkları yolculuklar sırasında, daha önce hiç görmedikleri canlı türleriyle karşılaşabilir, ilginç jeolojik oluşumları inceleyebilir ve okyanusun derinliklerindeki gizemli dünyayı keşfederek farklı maceralar yaşayabilir. Lüks Hava Taşıtları: Okyanus Üzerinde ve Gökyüzünde Özgürce Seyahat Cennet ehli, okyanus üzerinde ve gökyüzünde özgürce seyahat etmek için kişiye özel veya devasa toplu taşıma amaçlı hava taşıtlarına sahip olabilir. Bu taşıtlar, hızlı, güvenli ve konforlu bir ulaşım imkanı sunar. Cennet halkı, bu taşıtlarla istedikleri zaman istedikleri yere gidebilir, okyanusun ve cennet adalarının muhteşem manzarasının keyfini çıkarabilir. Hava taşıtları, aynı zamanda, farklı adalara, kıyılara ve diğer cennet mekânlarına ulaşımı kolaylaştırır. Bu taşıtlar, farklı tasarımlara ve özelliklere sahip olabilir. Bazıları, hızlı ve sportif bir uçuş deneyimi sunarken, bazıları daha yavaş ve sakin bir seyir imkanı sağlayabilir. Bazı hava taşıtları, tek kişilik veya birkaç kişilik olabilirken, bazıları daha büyük grupları taşıyabilecek kapasitede uçan oteller, örneğin devasa lüks zeplinler olabilir. Cennettekiler, kişisel tercihlerine ve ihtiyaçlarına uygun hava taşıtlarını seçerek, özgürce seyahat etmenin tadını çıkarabilir. Bu taşıtlar, aynı zamanda, o dünyanın farklı bölgelerini keşfetmek, farklı manzaraları görmek ve ilahi güzellikleri farklı açılardan gözlemlemek için ideal bir araçtır yine. Tabii yine hatırlatmak gerekirse, Ahiret Evrenindeki (Rabbin Katı(İndallah) gezegenler arası yolculuklar da lüks uzay taşıtları ile olacaktır. Kişiselleştirilmiş Seyahat Rotaları ve Tematik Yolculuklar Cennet halkı, bu lüks ulaşım araçlarıyla yapacakları yolculuklar için kişiselleştirilmiş seyahat rotaları oluşturabilir veya tematik yolculuklara katılabilir. Örneğin, macera dolu bir keşif yolculuğu yapmak isteyenler, okyanusun derinliklerine inebilir, yeni adalar keşfedebilir veya egzotik canlı türlerini gözlemleyebilir. Eğlenmek isteyenler, lüks gemilerle keyifli bir yolculuk yapabilir, gemideki çeşitli aktivitelere katılabilir ve cennet adalarında hayatın tadını çıkarabilir. Kültürel mirasa ilgi duyanlar, oradaki farklı şehirleri ziyaret edebilir, farklı medeniyetlerin izlerini takip edebilir ve cennetin kültürel zenginliğini keşfedebilir. Tematik yolculuklar, cennet ehlinin belirli bir konuya odaklanarak daha derinlemesine bilgi edinmesini ve deneyim kazanmasını sağlar. Örneğin, deniz biyolojisi temalı bir yolculukta, okyanuslardaki canlı türleri ve ekosistemler hakkında bilgi edinilebilir, bilimsel araştırmalara katılabilir ve deniz altı yaşamını yakından gözlemleme fırsatı bulunabilir. Astronomi temalı bir yolculukta, Ahiret Evrenindeki (İndallah/Rabbin Katı) gezegenler ve diğer gök cisimleri hakkında bilgi edinilebilir, teleskoplarla veya farklı teknolojilerle gözlemler yapılabilir ve bu Ahiret Evreninin derinliklerindeki gizemler keşfedilebilir. Sanat ve tarih temalı bir yolculukta, cennetin farklı bölgelerindeki sanat eserleri, özel ve ilginç yapılar ve kültürel miraslar ziyaret edilebilir. Yapay Zekâ Destekli Rehberlik ve Kusursuz Hizmet Cennet sakinleri, bu lüks yolculuklar sırasında yapay zekâ destekli rehberlik hizmetlerinden faydalanabilir. Yapay zekâ rehberler ve internet benzeri teknolojiler, cennetin farklı bölgeleri hakkında detaylı bilgi sunabilir, seyahat rotaları önerebilir, rezervasyonlar yapabilir ve cennet ehlinin her türlü ihtiyacına cevap verebilir. Bu rehberler, aynı zamanda, cennet halkının kişisel tercihlerine göre hizmet sunabilir. Bu yolculuklarında, hizmet kalitesi en üst düzeyde olacaktır şüphesiz. Cennet ehli, her adımda kusursuz bir hizmetle karşılaşacak, kendilerini özel ve değerli hissedecektir. Ve tekrar belirtelim, sadece su alanlarındaki yolculuklar değil, aynı zamanda kara, hava ve uzay yolculuklarını da anlatır bu misaller. Rabbin Katı adı verilen Ahiret Evreni, yani cennet çok geniş ve zengindir. Kutsal Kuran Rabbinizden bir bağışlanmaya ve eni göklerle yer kadar olan cennete doğru yarışır gibi koşuşun. O, takva sahipleri için hazırlanmıştır.(Âl-i İmrân Suresi 133. Ayet) İnşikak 19: Ki, siz, mutlaka tabakadan tabakaya bineceksiniz/geçeceksiniz! Ve yine ayetlerde açıkça belirtildiği üzere tüm evrenlerde gezegenler vardır: Talak 12: Allah O'dur ki, yedi göğü ve yerden de onların benzerini/mislini yaratmıştır. Emir/iş ve oluş onlar arasında sürekli iner ki, Allah'ın her şeye kadir olduğunu ve Allah'ın bilgi bakımından her şeyi kuşattığını bilesiniz. Ve Rabbin Katı adı verilen Ahiret Evreni de dahil tüm evrenlerde şimdiden yaşayan kimseler vardır: Şura Suresi 29. ayet: -Gökleri ve yeri yaratıp onlarda çeşitli yaratıklar yayması O'nun ayetlerindendir. O, dilediği zaman onları toplayabilir. -Sakın Allah yolunda öldürülenleri ölmüşler sanmayın! Aksine onlar hep hayattadırlar, Rablerinin katında rızıklandırılırlar. -Allah'ın kendilerine lütfundan verdiği mutlulukla sevinç duyarlar ve arkalarından şehit olarak kendilerine katılmamış olan mücahitler hakkında: "Onlara hiçbir korku yok ve onlar üzüntü de duymayacaklardır." müjdesinde bulunurlar. (Ali imran suresi 169-170) Zuhruf Suresi 12. Ayet: Tüm çiftleri de yaratan O'dur. Ve O, sizin için gemilerden ve hayvanlardan binmekte olduğunuz şeylere de vücut verdi; Casiye Suresi 12. Ayet: Allah size denizi boyun eğdirdi ki, içinde gemiler O'nun emriyle akıp gitsin, lütfundan istekte bulunasınız ve şükredebilesiniz. Sadece gemileri değil, diğer tüm taşıma araçlarını da aslında Rabbimizin yarattığı şöyle haber verilmekte: Ya-sin Suresi 42 Onlar için gemilere benzer, binecekleri başka şeyler de yarattık. http://emre1974tr.blogspot.com/2016/05/goklerevrenler.html Kısacası; Cennetteki dört nehir birebir anlatıldığı gibi gerçek nimetlerdir, yani nehirlerdir. Zaten Kuran apaçık gerçek bilgiler verir her zaman. Bununla birlikte, bu nehirler aynı zamanda başka şeyleri de temsil eder. Su nehri evrenimizde tabiatta hazır bulanan nimetleri, bal nehri böcekler vasıtasıyla bize sunulan nimetleri, süt nehri hayvanlar aracılığıyla sunulan nimetleri ve şarap nehri de insanlar vasıtasıyla ortaya çıkan nimetleri de anlatır aynı zamanda. Bu nehirlerin buluştuğu göl ve denizlerin, okyanusların olma ihtimali yüksektir. Zaten cennet tasvirlerinde bütünün küçük bir parçası olarak örnekler verilir hep. Bu bağlamda cennette göl, gölet ve denizler/okyanuslar, yeraltı suları ve diğer kaynaklar da vardır. Bir diğer dikkati çeken noktada , cennette tüm nimetlerin tıpkı su gibi tabiatta hazır halde bulunuyor gibi gözükmesidir. Yani örneğin insan vesilesiyle üretilen teknolojik ve kültürel hediyeler cennette zaten hazır halde varlar. Tıpkı nehir gibi... Ve bu nehirler göl ve okyanuslara dökülüyorsa, bu farklı nimet ve ürünlerin de birlikteliği bize sonsuz genişlikte/çeşitlilikte cennet hediyelerini oluşturmaktadır. Başka bir deyişe nehirler daha büyük su/nimet kütlelerini de temsil etmekte ve müjdelemekte aynı zamanda. Emre_1974tr
  25. Mısır piramitlerinden sonra Çin piramitlerindeki mumyaların da beyaz ırka yani Türklere ait olduğunun keşfedilmesinden sonra, batılılar hemen onları yine Pers, Yunanlı veya Avrupalı olarak adlandırmaya ve piramitlere sahip çıkmaya başladılar. Ama gerçekte Mısır ve Çin'deki ve de Amerika'daki piramitler Türk piramitleridirler.
×
×
  • Create New...