Jump to content

Emre_1974tr

Members
  • İçerik sayısı

    380
  • Kayıt tarihi

  • Son ziyareti

  • Kazandığı günler

    3

Everything posted by Emre_1974tr

  1. E linkteki 2 sayfada biraz bahsediyorum ya
  2. Evet artık dünyanın dört bir yanında yanardağlar aynı anda patlıyor, ve her geçen gün Nemesis Gezegen Sistemine ait olduğu düşünülen daha fazla foto ve kanıtlar elde ediliyor gözüktüğü kadarıyla. Dünyayı yöneten elitler denilen, İlluminati elemanlarının dağlarda vs. yaptırdıkları, kendilerine aylarca lüks yaşamı sağlayabilecek sığınaklarına yerleşme sürecine girdiği veya girmekte olduğu iddia edilmekte. Covid-19 sürecini tam da bu Nemesis sisteminin geçiş dönemine denk getirdikleri, hatta 3. Dünya Savaşı'nı da yine bu günlerde vücuda getirerek dünya nüfusunu azaltma projelerini bu bir kaç felaketten yararlanarak gerçekleştirmekte oldukları düşünülmekte. Ayrıca salgın hastalık ve 3. Dünya Savaşı yüzünden insanlar evlerinden pek ayrılamayacaklarından, Nemesis Gezegen Sisteminin yakınlaşması sonuca ortaya çıkacak mega tsunami ve depremlerden kaçamayacakları, güvenli bölgelere göç etme imkanı bulamayacakları söylenmekte. Ve yine bu hastalık, mrna gen terapisi ve 3. Dünya Savaşı ile iyice belleri bükülen insanların, elitlerin güvenli sığınaklarına hücum etme hali bulamayacak kıvama getirilmeleri planlanıyor gibi. Nemesis Gezegen Sistemi belli bir yakınlığa ulaştığında bu elitler denilen kişilerin sığınaklarına yerleşip kapıları kapayacakları, hatta interneti tüm dünyaya kapatacakları ve bu sayede insanların yardımlaşma ve haberleşmelerinin de önüne geçecekleri iddia edilmekte. Tabii kendileri güvenli yaşam alanlarında kameralar aracılığıyla olup bitenleri izliyor olacaklar. Ve tüm bu feleketler geçtiğinde dünyanın nüfusu iyice azalmış olacak. Geriye kalan insanları da kolayca zaptedip pagan komünist ve panteist tek dünya devletine kolayca geçeceklerini düşünüyor olabilirler. Zaten onların bilim ve teknolojilerinin bize sunduklarından en az 20 yıl ileride olduğu ve artık çoğu işi bilgisayar ve robotlara yaptıracak düzeye geldikleri, bu yüzden diğer hizmetçi insanlara pek ihtiyaçları kalmadıkları da düşünülmekte/iddia edilmekte. http://vekilsizmeclis.com/viewtopic.php?f=4&t=5628
  3. Günümüzde her şey hız üzerine kurulmuş gözüküyor. Her geçen gün daha hızlı ulaşım araçları yapılıyor ve hız rekorları kırılıyor, işler daha hızlı yapılmaya çalışılıyor, bilgiye çok daha hızlı ulaşılıyor, işlemler daha hızlı yapılıyor. Hatta futbol ve basketbol gibi oyunlar bile çok daha hızlı oynanıyor, oynanması için kural değişikliğine bile gidiliyor. Durum böyle olunca yani günümüzde daha hızlı eşittir daha iyi inancı yerleşince, hayatın her alanında daha yüksek bir hıza ulaşılmaya çalışılıyor. Peki, bu inanç ne kadar doğru? Bence bu inancın haklı olduğu noktalar var,yanıldığı noktalar da. Evet, daha süratli ulaşım araçlarının yapılması, daha hızlı bilgisayarların yapılması, bunlar hızın gerekli ve güzel olan yanları. Ama bu demek değildir ki her alanda her zaman daha hızlı eşittir daha iyi. Bazı durumlarda yavaş ve sabırlı olmak hızlı olmaktan daha güzel ve faydalıdır. Ve de üstündür. Bir kere insan için hız, yaratıcılığı öldüren bir unsur olabilmektedir. Aşırı tempolu bir yaşam uzun vadede insanı yıpratır ve dejenerasyona sebep olabilir. Çok çalışmak, oraya buraya koşturmak, hiç dinlenmemek ve tatil yapmamak… Ve buna benzer şeyler ilk başta bir şeyler kazandırıyor gibi görünse de daha sonraları götürüsünün getirisinden çok olduğu görülür. Sakin yaşam sürenler ise uzun vadede daha çok ve güzel şeyler üreteceklerdir. Ve kesinlikle daha yaratıcı olacaklardır. Zaten tarihte yaratıcı beyinler hep çalışkanlıkla, tembelliğin dengelendiği bir yaşam sürmüşlerdir. Bugün bunu oyunlarda da görebiliriz. Daha hızlı ama daha fakir ve düz oyunlar. Bugün basketbolu hızlandıracağız diye yeni kurallar koydular ve bu basketbolun yok olma noktasına gelmesine sebep oldu. Çünkü artık herkes tek düze ve yaratıcılıktan uzak oynuyor. Ama bunun dışında hızın nimet ve güzelliklerini inkâr edecek değiliz. Bence yapılması gereken, hızın faydalı olduğu ve zararlı olduğu alanların, durumların iyi belirlenmesi ve dengenin sağlanmasıdır. Ne hız lehindeki çalışmalardan vazgeçilmelidir ne de tembellik ve durağanlığın önemi gözden kaçırılmalıdır. İkisinin birbirinin tamamlayıcısı olduğu fark edilmeli ve buna göre yeni bir gelişim, yaşam felsefesi geliştirilmelidir. *** Yıllar önce yukarıdaki yazıyı kaleme almıştım. Aslında yaşama dini açıdan baktığımızda daha da önem kazanmaktadır konu. Şu dünyada yaptıklarımız sonsuz yaşamımızdaki, yani ahiret yaşantımızdaki konumumuzu belirleyecek. Gerçi Rabbimiz sonsuza dek sonsuz şıklarda denenseydik ne yapacağımızı biliyor ve bize 2 günlük bir örnek imtihan, bir kendimizle yüzleşme ortamı sağlıyor. Ama biz imtihanın sonucunu bilmiyoruz ve bu hayatımızdaki her adımımızı büyük bir dikkatle atmalıyız. Bir satranç oyununda bile bazen bir hamle üzerinde uzun uzadıya düşünürüz. Kaldı ki bu dünya hayatı bir oyun da değil, çok ciddi ve önemli bir dönemdir. Alacağımız kararlar sadece bu dünyayı değil, ahiret dünyamızı da şekillendireceğinden, acele etmeden, derin düşünerek davranışlarımızı sergilemeliyiz. İnsanlara yardım eli uzatmak, ibadetler için hergün mutlaka geniş bir vakit ayırmak, hem kendimiz hem de tüm insanlık için güzellikler-iyilikler üretmek bizi gerçek ve sonsuz mutluluğa götürecek anahtar olacaktır. Selam ve sevgiler. http://emre1974tr.blogspot.com/2011/07/hz-m-yoksa-yavaslk-m.html
×
×
  • Create New...