Jump to content

Bilgi Felsefesi


evrensel-insan

Recommended Posts

Sana göre;

 

Mesela senin bir başka başlıkta değindiğin "normalleşme" paylaşımın evrensel-insan'a göre bir sosyal bilgidir. Ve sadece evrensel-insan'ı bağlayan bir inançtır. Benim yada toplumun bu senin inançlarına ne uyma ne de sempati duyma eğilimim olmamalı. Bunları ben hep senden öğrendim.

 

Ama bana göre; "normalleşme" başlığındaki önermeler bilimseldir. Yine yanlış anlaşılmasın tarihsel gözlemden, belge ve bulgudan gelen bir gözlemselliktir. Bu gözlemsellik neticesi, insanoğlunun gelişimi veya gerilemesinin pozitif tespitleri vardır, evrenseldir. 

 

Bana göre inanç ise, ne gözlem ne belge, ne bulguya ait olmayan, sadece ve sadece kişinin kendi akılcı düşüncesidir. 

 

Bu konuda senin bir çok yazını okumama rağmen bu fikrim değişmedi. Objektiflik ihtiva eden, bilimsel temelli, soyal bilimlere ait bilgilerin bilimsel olduğu bana çok daha tutarlı geliyor. 

Link to comment
Share on other sites

Sana bir dip not. Sorgulama yaparken ya da bilgi ve dusunce paylasiminda sorgulama yaptirilirken; konu ya da kavram ile ilgili soruyu sorma ve sordurma bilinci ayri bir farkindaliktir.

 

Mesela kisi bir soru sorar, sen o soruya yonelik bilgi ve dusunce belirtmek yerine, KISIYE SORU YONELTEREK ONUN SORMADIGI O SORUNUN YANITINI ONDAN ALARAK ONUN KENDI SORDUGU SORUYA KENDISININ YANIT BULMASINI SAGLAYABILIRSIN.

 

Iste bu temelde konu ya da kavram ile ilgili bilgi ve dusunce paylasiminda KONU VE KAVRAMA UYGUN SORUNUN HER HANGI BIR TARAF TARAFINDAN SORULMASI o soruyu soran kisinin KENDI SORUSUNA KENDI YANITINI VERMESINI SAGLAR.

 

Boyle kisi farkinda olmadan GELEN SORU ILE KENDI SORGULAMASINI KENDISI YAPMIS OLUR.

 

Ayrica konu ve kavramin algi olarak netlesebilmesinde de uygun sorularin rolu buyuktur. Uygun olmayan sorular ise karmasa yaratabilir.

 

Bu konuda farklı düşünmüyorum. Bu da sosyal bilgi olmasına rağmen bilimsel. Becerebilene helal olsun.

 

Bir de benden dipnot: :)

 

Benim bu sorularım, okuyanlar için değil kendi, çelişkilerim. Okuyanlar için çelişki koyma veya soru sorma fikrinden çoktan vaz geçtim. Dürüstçe olmuyor.

Link to comment
Share on other sites

Seninle tanışmadan önce inançsalların sosyal bilgilerde de olmadığını biliyordum. Ama seninle tanıştıktan sonra din hükümlerinin bile sosyal bilgi olduğunu kabullenme zorunda bırakıyorsun. Mesela bir kaç tanesini sayayım; Tarih, coğrafya, sosyoloji, psikoloji, hukuk, işletme, siyaset vs. Bu bilim dallarının hiç birisinin inançla ilgisinin olmadığını bilirdim. Hepsinin de insanoğlu fenomeninin yaşam şeklinin gözlemi sonucu yapılandırıldığını biliyordum. Gözlem, belge, bulgu temelli. Sadece deney/test yok. Deney ve testin sadece pozitif bilimlerde olduğunu biliyorum. Kaldı ki biyoloji biliminde deney ve test kesinliği de yok.

Evet biyoloji yanlis yerde yazilmis, haklisin.

 

Felsefenin kendisi dahil; her bir dali sosyalbilgi ya da bilimi kapsar. Iste o yuzden BILIMSEL FELSEFE ile FELSEFI BILIM farklidir.

 

Peki hak ozgurluk nedir? Burada bilimsel olan nedir? Vicdan saygi sevgi v.s. nedir, burada bilimsel olan nedir? Demokrasi esitlik adalet hukuk nedir, burada bilimsel olan nedir?

 

Sosyal bilimlere metafizik görüşler yüklenip ÖNERİLİYORSA bu çarpık düzenin, çarpık zihniyetlerin ürünüdür. Sosyal bilimler de, tarihsel gözlem, belge, bulgu temelli olarak, objektif kalması gerekir.

Sen yuklenmedigini mi dusunuyorsun, hele ki toplumumuzda. Soyle dusun, teokratik bir duzende; ideoloji ya da sosyal bilimler yok mu? Sence bunlar hangi temelde ele aliniyor? Pseudo science, yani sozde bilim, ilim ve alternatif bilim nedire ve ne kadar bilimseldir?

 

Etik ve estetik degerleri, dogru iyi guzel ve terslerini bilimsel temele nasil oturtursun? Insanoglunun oldugu hic bir yerde objektivite yoktur, cunku insanoglunun dile getirisi zaten subjektiftir.

 

Neyse ben yine net cevap alamadığım soruma döneceğim. Eğer gerçekten net cevabım yoksa yok diyebilirsin. Konu gereğinden fazla uzamasın.

 

Yukarda söylediğim gibi burada gözlemlenen yine insanolu fenomeni. Benim bildiğim, inanç ve ideolojiler sosyal bilimlerde önerilmez. Sadece insanoğlunun hangi tarihlerde yaşadığı, var oluşunun sebepleri ve toplumsal sonuçları tarafsız incelenir. Öneren niteliği varsa bilimsellikten çıkar.

Bilimsellikten ciktigi kesin, cunku ....E GORE TEMELININ NE OLDUGUNA BAGLI. 

 

Tam burada yine akraba evliliğini misal vereyim. Akraba evliliğinin sonuçlarının gözlemi bilimseldir. Buradan hareketle bu gözleme bağlı ve objektif kalması gereken sosyal bilimde sadece OLUMSUZLUĞU anlatılmalı. Ama pozitif bilimin bulgusuna bağlı kalarak. Hukuk ise yasaklamalı.

Peki gozlemsel olarak HER AKRABA EVLILIGINDEN DOGAN COCUK SAKAT DOGUYOR MU? HAYIR. Demekki burada bir gozlemsel yanlislasma var. O zaman sen bunu nasil yasakliyacaksin?

 

Burada onemli olan YASAGIN HAK VE OZGURLUKLER ILE CELISMEMESIDIR. Cunku her turlu yasak hak ve ozgurluk ihlalidir. O zaman hukuk oyle bir icerikte olacak ki, yasaklar hak ve ozgurlugu ihlal etmeyecek.

 

Bu dengeyi nasil saglarsin?

 

 

Bu soruyu kendime elbette çok sordum. Sosyal bilimler belge ve bulguya(deney dahil) bağlı kalıyorsa sosyal bilimdir. Kişisel öneriler yüklenmemeli. Mesela evrensel hukuk tüm insanlığı ilgilendiriyor. Tıpkı fen bilimleri gibi.

 

 

İnançlar ve ideolojileri objektif olasrak tanımlamak başka,

Bu dedigin zaten qua felsefesi.

 

inanç ve ideolojileri benimseyip onların peşine takılmak başka.

Bu da kisinin core faitleridir ve core faith sahibi kisi, CORE FAITHI TEMELINDE QUA FELSEFESI UYGULAYAMAZ.

 

Sosyal bilimler de fen bilimleri gibi tarafsız ve objektif olmalı. Eğer sadece söz konusu olan inanç ve ideolojiler ise, onların sadece varlığı ve yapısı incelenmeli. Objektif sosyal bilgi veya bilim bu olmalıdır. Çarpıtılıyor elbette.

Iste felsefe ile bilim arasindaki karmasa zaten tam da bu. Bilime felsefe katmak ya da bilimi felsefeye mahkum etmek.

 

Maalesef insanoglu henuz core faithlerin bir hastalik ya da bozukluk algisini almis degil. O yuzden de bir tedavi terapi onerilemiyor.

 

Cunku burada ETIGIN DEGERLERINE HAK VE OZGURLUK OLARAK MUDAHELE VE DE IHLAL OLMASI SOZ KONUSU.

 

Iste buradaki ince dengeyi cok iyi ve uygun ...e gore temeline ve hedefine gore saptamak gerekir.

 

Cunku butun ideolojik inancsal izmsel ve etik/estetik ...e goreler, SADECE KENDI ..E GORESINE HIZMET EDER; DIGERLERINI DE YASAKLAR.

 

Bir yerde hukuk ile kanun farki da budur.

Link to comment
Share on other sites

Evrensel hukuk bir çok inançsal hükümleri töreleri yasaklamıştır. Ensest ilişki de yasaktır. Aslında akraba evliliği de yasaklanmalı. Zira gözlemsel bir bilgidir. İnasan oğlu için zararı/faydası gözlemlenebilmektedir. Bilimselliğe bağlı kalan davranış bilimi kuralları olmalıdır. Tabı bu evrensel olarak tüm insanlığın yararına olanı kapsamaldır. Demokrasi ve Özgür olma kuralları gibi.

Gozlemsel olarak yanlislanabiliyorsa, olgu degildir.

 

Yani bir tane de olsa dogumun normal olmasi.

 

Sence bugun nerelerde dedigin demokrasi ve ozgur olma kurallari var?

Link to comment
Share on other sites

 

 

Sana göre;

 

Mesela senin bir başka başlıkta değindiğin "normalleşme" paylaşımın evrensel-insan'a göre bir sosyal bilgidir. Ve sadece evrensel-insan'ı bağlayan bir inançtır. Benim yada toplumun bu senin inançlarına ne uyma ne de sempati duyma eğilimim olmamalı. Bunları ben hep senden öğrendim.

 

Ama bana göre; "normalleşme" başlığındaki önermeler bilimseldir. Yine yanlış anlaşılmasın tarihsel gözlemden, belge ve bulgudan gelen bir gözlemselliktir. Bu gözlemsellik neticesi, insanoğlunun gelişimi veya gerilemesinin pozitif tespitleri vardır, evrenseldir.

 

Aynen o yuzden ben nediyorum "muritler istemem" herkes kendi evrensel insanligini kendi saglasin. Ben sadece yol ve yontem gosteririm ve oneri yaparim. O da sorunu algilayip, ihtiyac duyana. 

 

 

 

 

Bana göre inanç ise, ne gözlem ne belge, ne bulguya ait olmayan, sadece ve sadece kişinin kendi akılcı düşüncesidir.

 

 

Iste buradaki sorun, INANANIN KENDINE VE INANCINA GORE boyle olmadigidir. Cunku onun IUNANCSAL/IDEOLOJIK/IZMSEL YONTEMI ONA ISTEDIGI GOZLEMI VERIR. Sen de ONU ONUN INANCININ TEMELINDE YANLISLAYAMAZSIN. 

 

 

 

Bu konuda senin bir çok yazını okumama rağmen bu fikrim değişmedi. Objektiflik ihtiva eden, bilimsel temelli, soyal bilimlere ait bilgilerin bilimsel olduğu bana çok daha tutarlı geliyor.

 

 

 

Aynen cunku evrensel-insan zihniyeti; HEM BILIMSEL FELSEFEYIU HEM DE BILIMIN BILIMSELLIGINI YONTEM OLARAK ALIYOR.

 

Ayrica zihin olarak serbest dusunce ve devrimci sorgulama ile sorguluyor ve sorunu da YAPILANDIRILMISLIGIN QUA FELSEFESI temelinde veriyor.

 

Eger okuyanin sabit bir corefaithi yoksa ideolojik inancsal izmsel v.s. yazdiklarimi algilamamasi icin bir neden yok.

 

Algilayamayan sadece kendi core faith temeline uygun bulamadigindan, sadece kendininkini savunma adina; genelde bilgi ve dusunce icermeyen temelde karsi cikiyor.

Link to comment
Share on other sites

Bu konuda farklı düşünmüyorum. Bu da sosyal bilgi olmasına rağmen bilimsel. Becerebilene helal olsun.

 

Bir de benden dipnot: :)

 

Benim bu sorularım, okuyanlar için değil kendi, çelişkilerim. Okuyanlar için çelişki koyma veya soru sorma fikrinden çoktan vaz geçtim. Dürüstçe olmuyor.

Tamam iste, bu celiskiler bazen uygun soru sorulmadigindan cozulemiyebilir. Iste bu uygun soruyu senin adina sorup, verecegin yanit ile kendi celiskini cozmenden bahsediyorum.

Link to comment
Share on other sites

Peki hak ozgurluk nedir? Burada bilimsel olan nedir? Vicdan saygi sevgi v.s. nedir, burada bilimsel olan nedir? Demokrasi esitlik adalet hukuk nedir, burada bilimsel olan nedir?

 

Eğer bu saydıklarının tersi, gözlem sonucu, insanoğlunun ve her bir ferdinin yaşamını olumsuz yönde etkiliyorsa, saydıklarının temeli bilimseldir. Zira BU BİLGİLERİN YAPILANDIRILIŞ TEMELİ, İNSANOĞLU FENOMENİNİN YAŞAMIDIR, BİLİMSELDİR.

 

Sen yuklenmedigini mi dusunuyorsun, hele ki toplumumuzda. Soyle dusun, teokratik bir duzende; ideoloji ya da sosyal bilimler yok mu? Sence bunlar hangi temelde ele aliniyor? Pseudo science, yani sozde bilim, ilim ve alternatif bilim nedire ve ne kadar bilimseldir?

 

Sosyal bilimlerde ideoloji ve inançlar gözlemlenir, tarihsel süreci, nitelikleri vurgulanır. Ama öneriliyor veya yeriliyorsa bilimselliği kalmaz. Bu önerilme veya yerilme objektif değil ...e göre olur.

 

Etik ve estetik degerleri, dogru iyi guzel ve terslerini bilimsel temele nasil oturtursun?

 

Bu da basit. Etik ve doğru gözlem sonucu ise bilimsel temele oturtulabilir. Evrensel hukuk, demokrasi, hak ve özgürlük olguları böyledir. Güzel ve estetik farklı. Bunların ...e göre olduğunu düşünüyorum.

 

Insanoglunun oldugu hic bir yerde objektivite yoktur, cunku insanoglunun dile getirisi zaten subjektiftir.

 

Bu görüşün tüm tezleri çürütüyor. :)

 

Bilimsel olanın da, diğer tüm objektif bilgi ve davranışların da objektifliği kalmıyor. İnsanoğluna ait çünkü.

 

Ve sana göre sonuç şu; BİLİM, İNSANOĞLUNUN YAPILANDIRDIĞI BİR OLGUDUR, OBJEKTİF DEĞİLDİR.

 

Bu mu?

Link to comment
Share on other sites

Eğer bu saydıklarının tersi, gözlem sonucu, insanoğlunun ve her bir ferdinin yaşamını olumsuz yönde etkiliyorsa, saydıklarının temeli bilimseldir. Zira BU BİLGİLERİN YAPILANDIRILIŞ TEMELİ, İNSANOĞLU FENOMENİNİN YAŞAMIDIR, BİLİMSELDİR.

Tamam iste burada ki ...e gore insanoglu temelli e goredir.

 

 

Sosyal bilimlerde ideoloji ve inançlar gözlemlenir, tarihsel süreci, nitelikleri vurgulanır. Ama öneriliyor veya yeriliyorsa bilimselliği kalmaz. Bu önerilme veya yerilme objektif değil ...e göre olur.

Aynen iste buradaki UYGUN ..E GORE TUM INSANOGLUNU KAPSADIGINDAN IDEOLOJI YA DA INANC OLMAZ. CUNKU PARCASAL, ZUMRESEL, SINIFSAL, TOPLUYMSAL, BIREYSEL TEMELLI CIKAR ICERMEZ.

 

 

Bu da basit. Etik ve doğru gözlem sonucu ise bilimsel temele oturtulabilir. Evrensel hukuk, demokrasi, hak ve özgürlük olguları böyledir. Güzel ve estetik farklı. Bunların ...e göre olduğunu düşünüyorum.

iSTE FELSEFENIN BILIMSEL TABANA OTURTULMASIDIR, bu dedigin.Yalniz buradaki gozlem yine ..e gore temelinde ve yontemseldir.

 

 

Bu görüşün tüm tezleri çürütüyor. :)

 

Bilimsel olanın da, diğer tüm objektif bilgi ve davranışların da objektifliği kalmıyor. İnsanoğluna ait çünkü.

 

Ve sana göre sonuç şu; BİLİM, İNSANOĞLUNUN YAPILANDIRDIĞI BİR OLGUDUR, OBJEKTİF DEĞİLDİR.

 

Bu mu?

Objektif olmasina gerek yok. Cunku olgusal gecerlilik ve gozlemsel yanlislanabilirlik ile tum insanoglu turunu kapsiyor.

 

...E gore de objektivite yoktur. Butunu kapsama ya da parcalar arasi ustunluk savasimi vardir.

 

Qua felsefesi de, butun subjektivizmi kendi subjektivizmine yer vermeden ortaya koymaktir.

 

Yani olani dile getirmek, ama TARAFINDAN DEGIL. TUM RESMI ILE.

 

Yine burada BILIM DAHIL INSANOGLUNUN YAPILANDIRILMISLIGININ YAPI VE ISLEYISI KOKTEN VE TEMELDEN SORUNDUR.

 

Iste o yuzden de insanoglu zihinsel davramissal v.s. olarak evrensellesemez ve insanlasamaz.

 

Yani yapilandirilmisligin yapi ve isleyisi buna izin vermez.

 

Bu zaten kendi basina tumu kapsamadigini ayrimci ayrilikci cikarci yoneten/yonlendiren bir icerige sahip oldugunu ve guc otorite ile ayakta durdugunu gosterir.

 

Yani guclu olan dogrudur/haklidir ya da DEGERIN GUCU DEGIL; GUCUN DEGERI.

 

Mesela HUKUKUN GUCU YERINE GUCUN HUKUKU.

 

Kisaca yapilandirilmisligin yapi ve isleyisi her turlu insanlasma evrensellesme bilissellesme v.s. ile taban tabana zit bir sahte egoculuktur.

 

Bilimde de ayni mantik gecerlidir.

 

Biz insanoglu oldugumuz icin boyleyiz, boyle oldugumuz icin insanoglu degiliz.

 

Gunes bizi isitsin diye orda degil, gunes orda oldugu icin bizi isitiyor.

 

Yani OLANI ORTAYA KOYMAK ILE, ORTADA OLANI KENDIMIZE, CIKARIMIZA AYRIMCILIGIMIZA, AKILCILIGIMIZA v.s. MAL ETMEK FARKI.

Link to comment
Share on other sites

Bu görüşün tüm tezleri çürütüyor. :)

 

Bilimsel olanın da, diğer tüm objektif bilgi ve davranışların da objektifliği kalmıyor. İnsanoğluna ait çünkü.

 

Ve sana göre sonuç şu; BİLİM, İNSANOĞLUNUN YAPILANDIRDIĞI BİR OLGUDUR, OBJEKTİF DEĞİLDİR.

 

Bu mu?

Yukaridaki alintinin bu basliktaki 28 nolu mesajdaki orijinali aynen soyledir.

 

 

Etik ve estetik degerleri, dogru iyi guzel ve terslerini bilimsel temele nasil oturtursun? Insanoglunun oldugu hic bir yerde objektivite yoktur, cunku insanoglunun dile getirisi zaten subjektiftir.

 

Bu alintinin ilk cumlesine yanit alinmis zaten. Burada alintilanan tum cumlenin ya da paragrafin ikinci bolumu, aynen alintiliyorum.

 

 

Insanoglunun oldugu hic bir yerde objektivite yoktur, cunku insanoglunun dile getirisi zaten subjektiftir.

 

Asagidaki alintidaki "bilim de dahil" aslinda orijinan alintida yok. Yani alinti;

 

Bilim de dahil, Insanoglunun oldugu hic bir yerde objektivite yoktur, cunku insanoglunun dile getirisi zaten subjektiftir.

Seklinde degil.

 

Fakat evet aslinda bilim de dahildir. Cunku insanoglu yaspilandirilmisligi insanoglunun ortaya attigi BILIM DAHIL HER SEYI KAPSAR ve yapilandirirken, INSANOGLU BEYNININ FONKSIYONUNU YANI OZNEL SUBJEKTIF YANINI KULLANIR. ZATEN KAVRAMDA DA INSANOGLUNUN BU YANI BILGI DE DE BU YANI MEVCUTTUR.

 

Cunku insanoglu ve dile getirimi daha once de soyledigim gibi, NE SADECE NESNEL NE SADECE OZNEL NE DE SADECE KAVRAMSALDIR. Bu ucunu de kapsar.

 

Dolayisi ile HER SEY DAHIL, BILIM DE DAHIL INSANOGLUNUN YAPILANDIRDIGI; INSANOGLU YAPISININ HER UC YONUNU DE KAPSAR. Yani hem nesnel,hem oznel hem de kavramsaldir. Bu uclunun hic birini teke indirgeyemezsin, indirgenirse insanoglunun da uclu ozelligi teke indirgenmis olur ve bu da zaten insanogluna hitap etmez.

 

Bilim insanoglunun yapilandirdigi bir GOZLEM OLGU TEORI TEMELINDE GECERLI VE YANLISLANABILIR OLAN BILGIDIR.

Link to comment
Share on other sites

 

Bu görüşün tüm tezleri çürütüyor. :)

 

Bilimsel olanın da, diğer tüm objektif bilgi ve davranışların da objektifliği kalmıyor. İnsanoğluna ait çünkü.

 

Ve sana göre sonuç şu; BİLİM, İNSANOĞLUNUN YAPILANDIRDIĞI BİR OLGUDUR, OBJEKTİF DEĞİLDİR.

 

Bu mu?

Buraya biraz daha aciklik getirmek geregini hissettim.

 

Objektif ve subjektif felsefi olarak UC farkli algida algilanir.

 

Nesnel ve oznel

 

Genel ve Ozel

 

Gorunussel ve Ozsel

 

Bu acidan insanoglunun fiziksel biyolojik evrimsel yani objektiftir, zihinsel, dusunsel, soyutlama yani ise subjektiftir. 

 

Dolayisi ile herhangibir seyin TEK OLARAK OBJEKTIFLIGI MUMKUN DEGILDIR, cunku onu ortaya koyan insanoglunun subjektif yonu yani soyutlamasi bu ortaya koyumda dahildir.

 

Bilim kisileri birer insaanoglu olarak HEM KENDI KISESEL SOYUTLAMASINA SAHIPTIR, HEM DE SOYUTLAMAYA SAHIPTIR.

 

Iste bilimsel olarak bir bilim kisisinin KENDI KISISEL USTELIK KENDI DEGERLERINI ICEREN FIKIRLERINI BILIME KATMASI BILIMSEL DEGILDIR.

 

Mesela S.Hawking "bilim yasalari tanri olabilir" diyerek, KENDI SUBJEKTIVIZMINI ORTAYA KOYMUSTUR. Bu ona ait bir cumledir ve bilimsel degildir.

 

Bu temelde bilimsel olan her hangi bir soylem TUM BILIM KISILERINI KAPSAR VE BURADA HIC BIR BILIM ADAMININ KISISEL SUBJEKTIVIZMINI KAPSAMAZ.

 

Bu temelde epistemolojik olarak bilimin geldigi nokta da bilimsel soylemin ne oldugu GECERLIDIR OLGUDUR VE SADECE BILIM KISILERINI DEGIL, HERKESI BAGLAR.

 

Eger objektiflik bunun icin kullaniliyorsa, bilemem. Yani BILIMSEL TEMELDE HER HANGI BIR SOYLEVIN, SOYLEYENIN KENDI DEGER VE OZEL FIKRINI KAPSAMAMASI.

 

Umarim daha bir algilanir olmustur, sorulan soruya verilen yanit.

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...