d@rbe 611 Konu tarihi: Ekim 21, 2011 Report Paylaş Konu tarihi: Ekim 21, 2011 Merhaba, Yine bir Mustafa Kemal başlığıyla karşınızdayım. Bazılarınızı rahatsız ediyor olabileceğimi tahmin ediyorum ancak amacımın öyle olmadığını bilmenizi isterim. Kaldı ki rahatsız olmanızı gerektirecek birşey yok. Sonuçta sizlerin hiçbir kutsalı yok, öyle değil mi? Yoksa var mı? Ben de bu sorunun cevabını merak ediyorum. Bu yüzden bu konuyu tartışmaya açıyorum. Hangisinden bahsetsem bilmiyorum ama Allah'a, kitaba, peygambere, dine bel altı-üstü demeden ağıza-klavyeye alınmayacak hakaretlerle söven bir sürü kişiye tanık olmaktayım. Bunların herhangi bir kutsalı olmadığı için herşeye fütursuzca sövmelerini anlayabilirim ancak bunlardan bazılarında şöyle birşey varki en kutsal kabul edilen şeylere en ağır, en çirkin hakaretleri savurabilenler, iş Mustafa Kemal'e gelince eleştirilmesini dahi kabullenemiyorlar. Bu da yetmezmiş gibi MK'i sevmeyen birisi hakkında suç duyurusunda bulunabiliyor ve daha da radikalleri varki MK büstünü devirdi diye bir hayvana mahkeme kararıyla sürgün cezası verebiliyorlar. Ne kadar gülünç değil mi? Tv'de bir diziye denk geldim. Mezar başı olunca bir şekilde dikkatimi çekti. Ancak bir de ne göreyim; Mezar başında bir kadın, başına gelişigüzel örtüyü "dolamış", bu kadarıyla kalsa neyse, bir de alt kısmı gözüme çarptı, o da ne?! Mini etek. Şimdi İslam'a göre böyle bir kılık sokakta bile yasakken, yakışık almazken, mezarda hiç yakışık almaz. Ancak malesef, böyle birşeyi bu ülkede rahatlıkla yapabiliyorsunuz. Birisi sizi engellemeye kalkarsa da büyük ihtimal haklı da olsanız, sizin dini kurallarınızı ve hassasiyetinizi kimse umursamayıp özgürlüğe müdahale gibi birşeyden kabak sizin başınıza patlayabilir ama gel gelelim siz kamusal alan denilen -o adeta kemalizm tapınakları diyebileceğimiz- devlet dairelerine kemalist ilkelere aykırı bir şekilde giremezsiniz. Hiçbir sebeb de söylemezler. Sorgulamak yasaktır. Devlet ve yasaları birer dogmadır adeta. "İşit ve itaat et" gibi bir beklenti içerisindedirler. İşte hal böyle olunca da insanın aklına ister istemez böyle sorular geliyor; Mustafa Kemal, kemalistlerin kutsalı mıdır?Kamusal alan denilen yerler kemalizm tapınakları mıdır? Link to comment Share on other sites More sharing options...
denizbahar Mesaj tarihi: Ekim 21, 2011 Report Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 21, 2011 Hayir degildir, tabii bazilari tastan yapilmis herseyo tapilacak sey sandigindan cekiniyor. Bu tur yapilara Memorial da denebilir, o insanin ulkeye yaptigi hizmetler karisinda saygi gostermek amaciyla yapilirlar. Yoksa eski devirlerde oldugu icin adim basi put yapip tapinilsin diye filan degil. Ben yurtdisinda yasiyorum, onlarda kendi atalarini, onemli insanlari anacak sekilde anit mezarlar insa etmisler, kurumsal yerlerde atalarinin resimleri var, bunlar gayet normal. Her gordugunuz resme ve heykele tapilacak sanmak tuhaf olani. Link to comment Share on other sites More sharing options...
d@rbe 611 Mesaj tarihi: Ekim 21, 2011 Yazar Report Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 21, 2011 Siz yazdıklarımı okudunuz mu? Yoksa sadece başlığa göre mi yorum yaptınız? Dikkat ettiyseniz yazının hiçbir yerinde heykel ve resimden bahsetmedim. Sadece bir örnek amaçlı büstten bahsettim ki onu da put örneği olarak vermedim. Sadece Mustafa Kemal'i kutsallaştırmanın ulaştığı boyutu ifade edebilmek için örnek verdim. Link to comment Share on other sites More sharing options...
d@rbe 611 Mesaj tarihi: Ekim 21, 2011 Yazar Report Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 21, 2011 Son paragrafta bir düzeltme yapmak istiyorum; "Tv'de bir diziye denk geldim. Mezar başı olunca bir şekilde dikkatimi çekti. Ancak bir de ne göreyim; Mezar başında bir kadın, başına gelişigüzel örtüyü "dolamış", bu kadarıyla kalsa neyse, bir de alt kısmı gözüme çarptı, o da ne?! Mini etek. Şimdi İslam'a göre böyle bir kılık sokakta bile yasakken, yakışık almazken, mezarda hiç yakışık almaz. Ancak malesef, böyle birşeyi bu ülkede rahatlıkla yapabiliyorsunuz. Birisi sizi engellemeye kalkarsa da büyük ihtimal haklı da olsanız, sizin dini kurallarınızı ve hassasiyetinizi kimse umursamayıp özgürlüğe müdahale gibi birşeyden kabak sizin başınıza patlayabilir (yeni) -> Ancak malesef, bu ülkede böyle birşey rahatlıkla yapılabiliyor. Böyle birisi dine aykırı davrandığı, saygısızlık ettiği için engellemeye kalkılırsa da, kimsenin dini kuralları ve hassasiyetleri umursanmayıp özgürlüğe müdahale gibi birşeyden kabak dini korumaya/savunmaya çalışan kişinin başına patlayabiliyor ama gel gelelim siz kamusal alan denilen -o adeta kemalizm tapınakları diyebileceğimiz- devlet dairelerine kemalist ilkelere aykırı bir şekilde giremezsiniz. Hiçbir sebeb de söylemezler. Sorgulamak yasaktır. Devlet ve yasaları birer dogmadır adeta. "İşit ve itaat et" gibi bir beklenti içerisindedirler. İşte hal böyle olunca da insanın aklına ister istemez böyle sorular geliyor; Mustafa Kemal, kemalistlerin kutsalı mıdır?Kamusal alan denilen yerler kemalizm tapınakları mıdır?" Link to comment Share on other sites More sharing options...
Yargan Kam Mesaj tarihi: Ekim 21, 2011 Report Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 21, 2011 Uğrola. Bir Kemalist olmadığım halde bu konuya cevap yazmak istedim. Mustafa Kemal Atatürk'ü kutsal bir varlık olarak gören ve işi tapma derecesine kadar getirenler mevcut. Ancak tüm sevenleri bu konumda değiller. Türkiye'de, Atatürk'ü sevenlerin büyük çoğunluğunun sahip olduğu hissiyat; derin bir saygı ve büyük bir sevgidir. Ayrıca unutmamak gerekir ki bu ülkede her 'Allah' diyene eyvallah çekenler bol olduğu kadar 'Atatürk' diyene de eyvallah çekenler boldur. Bu Atatürk diyenlerin bir çoğu, Allah diyenler gibi sadece ismi kullanıp amaçlarına ulaşmayı ve kitleleri kullanmaya çalışmaktadırlar. Pek çok insan için Mustafa Kemal Atatürk tarafsızlığın ve eşitliğin sembolüdür. Bu sembole dokunmaya çalışana, taraflara ve kutuplara bölmeye çalıştığını düşünerek, doğal olarak tepki vermektedirler. Yoksa zaten herkesin kendine göre bir Atatürk'ü var. Dindar Atatürk, Ateist Atatürk, İngiliz ajanı Atatürk, Mason Atatürk, Milliyetçi Atatürk, Irkçı Atatürk, Barışçı Atatürk, Kurtarıcı Atatürk, Deccal Atatürk gibi gibi neredeyse her ideolojiye göre bir Atatürk bulunmaktadır ve bunun sağlanmasındaki amaç insanların neyi savunacağını bilememesi ve şaşırtılmış bir toplum yaratmaktır. Aksi halde küresel babta düşünülürse, birbirini yemeyen bir toplumu istenildiği gibi yönlendirmek ve yönetmek kolay olmaz. Kamusal alan konusunda ise 'Kemalist Tapınak' tabiri biraz garip olmamış mı? Eğer bu ülkedeki her şey Mustafa Kemal Atatürk'ün başlattığı devrimlerin durmadan gelişmiş ve devam etmiş şeklinde olsa idi, zaten yeterince özgür ve mantıklı kurallar silsilesi içerisinde yaşıyor olurduk. Çünkü sizin de bahsettiğiniz gibi dogmatik bir devlete çevrilmiş bulunmaktayız ve malesef yanıldığınız nokta, bunun Mustafa Kemal Atatürk ile değil, ondan sonra gelen sözde 'Demokrat!' ve 'Milliyetçi!' partiler ile alakası vardır. Gelişime ve değişime açık olmayan ve muhafazakar partilerin kullandığı devlet organları vasıtası ile kamu alanlarının, kurumlarının ve kurallarının yılardır değişmemesinin nedenini Atatürk'te aramayınız. ... Ki zaten bunun nedenleri içerisine de bazı kesimlerin yok öyle bir şey diye bile bile görmezden geldikleri 'mahalle baskısı' unsurunu da eklemek gerekmektedir diye düşünüyorum. Kısaca demek istediğim, Mustafa Kemal Atatürk'ün ilk adımlarını attığı ülkenin devletinin gelişiminin, onun bıraktığı yerde kalmış olması ile birlikte daha da geriye doğru gittiğidir. Aksi halde Çağdaş Sosyal Devlet kavramı, dogmalara ve toplumda insanlara zulmedici, ayrılıkçı durumlara müsade etmez. Sevgi ile... Link to comment Share on other sites More sharing options...
evrensel-insan Mesaj tarihi: Ekim 21, 2011 Report Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 21, 2011 Ataturk tarihte oyle bir izlenim birakmistir ki, bugun TC 'de iktidar ve muhalefet olarak her turlu ideolojik gorus olarak bu gorusler kendi bunyesinde birbirine zit olsa bile, her goruse bir Ataturk oturtmak mumkundur. Bugun Ataturk'un pragmatizmi; kendine her turlu izmi benimsemis her farkli politik ve ideolojik gorusun Ataturk'u telaffuz etmesi, bunun en guzel kanitidir. Bu onun kutsalligindan ziyade, pragmatizminden ve ortaya Osmanli'nin kullerinden bir TC devleti cikarmasindandir. Bu aslinda bir balayidir. Ama nasil balayinin cicim aylari son bulunca g.tum aylari baslar, TC'nin uzerinden de bunca 90'a yakin yil gecince durum aynidir. Oyuzden Ataturk'un bu pragmatizmini hem leyhte hem aleyhte olarak her bir farkli ideoloji ve politik icerik alabilmekte ve elestirebilmektedir. Bu hem elestirenin, hic bir yonunu savunmadigi anlamina gelmedigi gibi, elestirmiyenin de her seyini savundugu anlamina gelmez. Ataturk oyle veya boyle belirli bir tarihe damgasini vurmus ve bir devlet yaratmistir. Onemli olan da, bu yaratilan devletin geleceginin ne olacagidir. Bu da Ataturk uzerinden, leyhte ve aleyhte ve veya ozlem ile v.s. degil; cagdas dunya gidisatina uygun ve bugunleri yarinatasimak olarak degerlendirilmelidir. Link to comment Share on other sites More sharing options...
d@rbe 611 Mesaj tarihi: Ekim 21, 2011 Yazar Report Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 21, 2011 Soru çok açık ve basit: Mustafa Kemal kutsal mıdır? Dokunulamaz; Sorgulanamaz ve eleştirilemez midir? Allah, peygamber, kitab, din demeden en ağır hakaretlerle tüm kutsallara sövenler, Mustafa Kemal'e de aynı şekilde sövülmesine ne derler? Diğer soru: Kamusal alan/devlet daireleri kemalizm tapınakları mıdırlar? Mescid/Cami'e örtüsüz girilemiyor. Neden? Çünkü bir kutsiyeti vardır. Peki ama bir erkek kışlaya sakalla ya da bir hanım başörtüsüyle neden giremiyor? Hiçbir zararı da yok. Bu yasaklamadaki pragmatiklik nedir? Yoksa bu bir pragmatiklik değil de bir kutsallık, bir dogmatiklik midir? Bir de şapka takmayanı sallandırmadaki pragmatizmi de çok merak ediyorum. Link to comment Share on other sites More sharing options...
evrensel-insan Mesaj tarihi: Ekim 21, 2011 Report Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 21, 2011 Soru çok açık ve basit: Mustafa Kemal kutsal mıdır? Dokunulamaz; Sorgulanamaz ve eleştirilemez midir? Allah, peygamber, kitab, din demeden en ağır hakaretlerle tüm kutsallara sövenler, Mustafa Kemal'e de aynı şekilde sövülmesine ne derler? Diğer soru: Kamusal alan/devlet daireleri kemalizm tapınakları mıdırlar? Mescid/Cami'e örtüsüz girilemiyor. Neden? Çünkü bir kutsiyeti vardır. Peki ama bir erkek kışlaya sakalla ya da bir hanım başörtüsüyle neden giremiyor? Hiçbir zararı da yok. Bu yasaklamadaki pragmatiklik nedir? Yoksa bu bir pragmatiklik değil de bir kutsallık, bir dogmatiklik midir? Bir de şapka takmayanı sallandırmadaki pragmatizmi de çok merak ediyorum. Bunun boyle olmadigi TC tarihine bakilarak anlasilabilir. TC tarihinde belirli bir donemden sonra Ataturk uzerine her turlu elestiri gundeme tasinmistir ve tasinmaktadir. Ikinci sorudaki algiya nasil vardigini aciklar misin? Birincisi, Ataturk'un dine olan her turlu yanasimi Osmanli'dan farklidir. Yalniz dinin ustune de bir SSCB'de oldugu gibi gidilmemistir. Ustelik diyanet isleri gibi bir kurum devlet kurumu olarak kurulmus ve laiklige ters dusulmustur. Iste dine bu ikircimli yanasim bile, politikanin bir pragmatisizm oldugunun kanitidir. Ayrica unutmamak gerekirki, o devrin bagimsizlik savaslari din uzerine degil, etnisite uzerinedir ve K.Savasinin temeli de etnisiteye dayanir. Bu da dini olgulari ister istemez ortadan kaldirmaz ama, ikinci plana iter. Link to comment Share on other sites More sharing options...
cigi Mesaj tarihi: Ekim 22, 2011 Report Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 22, 2011 Soru çok açık ve basit: Mustafa Kemal kutsal mıdır? Dokunulamaz; Sorgulanamaz ve eleştirilemez midir? Allah, peygamber, kitab, din demeden en ağır hakaretlerle tüm kutsallara sövenler, Mustafa Kemal'e de aynı şekilde sövülmesine ne derler? Diğer soru: Kamusal alan/devlet daireleri kemalizm tapınakları mıdırlar? Mescid/Cami'e örtüsüz girilemiyor. Neden? Çünkü bir kutsiyeti vardır. Peki ama bir erkek kışlaya sakalla ya da bir hanım başörtüsüyle neden giremiyor? Hiçbir zararı da yok. Bu yasaklamadaki pragmatiklik nedir? Yoksa bu bir pragmatiklik değil de bir kutsallık, bir dogmatiklik midir? Bir de şapka takmayanı sallandırmadaki pragmatizmi de çok merak ediyorum. Mustafa Kemal senin icin kutsal olmalidir...Mustafa Kemal olmasaydi simdi ne idigü belirsiz birisi olacaktin. Link to comment Share on other sites More sharing options...
Yargan Kam Mesaj tarihi: Ekim 23, 2011 Report Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 23, 2011 Soru çok açık ve basit: Mustafa Kemal kutsal mıdır? Dokunulamaz; Sorgulanamaz ve eleştirilemez midir? Cevapların çok açık ve net olduklarını düşünmekteyim ancak tatmin olmamışsınız. Mustafa Kemal Atatürk kutsal değildir ve kendisinin kutsal atfedilmesine de hiç bir zaman iyi bakmamıştır. Bu durumda ona 'kutsal' diyenlerde bir aşırı duygusallık var diyebiliriz. Ancak yaptıklarından dolayı 'kutlu görülen' bir insan mıdır derseniz pek çok kişi size kesinlikle evet diyecektir. Hiç bir biçimde dokundurtmayanlar var diye 'O dokunulmaz mıdır' diye bir soru sormak saçma gelmektedir bana. Nedeni ise; sen bir Futbol takımı fanatiğinin takımına dokunursan seni öldürebilir bile hiç gözünü dahi kırpmadan örneğin. Demek ki sorulması gereken asıl soru Atatürk dokunulmaz mıdır değil, bazı insanlar neden Atatürk'ü dokunulmaz olarak görür şeklinde olmalı ve bunu hem Davranış Bilimi olarak, hem de Toplum Bilimsel olarak incelemek ve çözümlemek gerekmektedir. Sorgulanamaz ve eleştirilemez mi sorusuna gelince, sorarım soru sahibine; hangi aklı başında, bilgi bakımından yeterli ve tarih konusuna hakim birisi ile konuştunuz, sorguladınız ve eleştirdiniz de size sorgulanamaz ve eleştirilemez olduğunu söyledi? Örneğin Muhammed isminin başına 'Hz' konmadığı ya da söylenmediği için bile tartışma, kavga ve hatta daha da şiddetli tepki görme durumu mevcut iken Atatürk ve ilgili konuların sorgulanamaz ve tartışılamaz olduğunu hangi akla hizmet sorulabilir? Allah, peygamber, kitab, din demeden en ağır hakaretlerle tüm kutsallara sövenler, Mustafa Kemal'e de aynı şekilde sövülmesine ne derler? İsteyen, istediğine sövüyor zaten ancak kişilerin neden sövdüğünü, ne biliyor da sövmek için haklılık duyuyor bunları bilmek lazım. Ben şahsen inançlara saygı olması taraftarıyım. Ancak bir düşünce, fikir yada bir inanç, savunanı ve/veya savunanları tarafından gerçek anlamda fiilen topluma ve bireylere zararlı etkiler ile yansıyorsa, yani zarar veriyorsa saygı orada biter. Herhangi bir şeye sövülüyorsa eğer, kişinin sövmeyi gerçekten hak etmesi gerekir. Diğer soru: Kamusal alan/devlet daireleri kemalizm tapınakları mıdırlar? Tapınak nedir? Tapınılan yerdir. 'Kemalizmin tapınakları' derseniz, Atatürk'e tapılan yerler demek istemiş olursunuz. Bu mantıklı geliyor mu size? Mescid/Cami'e örtüsüz girilemiyor. Neden? Çünkü bir kutsiyeti vardır. Peki ama bir erkek kışlaya sakalla ya da bir hanım başörtüsüyle neden giremiyor? Hiçbir zararı da yok. Her yerin bir kuralı vardır. Bu kurallar belirli bir kesme ya da kişilere değil, herkese hitap eder. Örneğin ben Fethullah Gülen'in bir vaazına salt donla gidebilir miyim? Halbuki kimseye zararım yok, üstüne edep yerim de kapalı... Sorun o değil sayın d@rbe 661, siz kutsiyet ile resmiyeti karıştırmaktasınız. Dünyadaki kaç ülkede askeri bir kışlaya sakallı girilebiliyor? Muhtemelen diyeceksiniz ki belki İslam ya da şerit ülkelerinde. Ancak Türkiye Cumhuriyeti bir İslam ya da şeriat ülkesi değildir. Buna zararlı zararsız olarak da bakamazsınız, bu kuraldır, yönetmeliktir ve herkese eşit olmaktır. Bir kışlaya ben nasıl 'punk' gibi giremem, bu da öyle bir şey. Ki bunun asıl nedenini bilmenize rağmen bilmiyormuş gibi sorgulamaktasınız. Türkiye'de türbanla belirli bir yerlere girilememesinin sebebi asla türban olmamıştır. Türban veya onun gibi bilimum unsurlar bir 'sembol'dür ve o semboller içerikleri dolayısıyla 'tehlikeli' ve 'yasak' olarak görülür. Bu konuyla bağlantılı olarak bir ara isterseniz 'mahalle baskısı' konulu bir başlık da açın, neden o da tartışılmasın? Bu yasaklamadaki pragmatiklik nedir? Yoksa bu bir pragmatiklik değil de bir kutsallık, bir dogmatiklik midir? Bir de şapka takmayanı sallandırmadaki pragmatizmi de çok merak ediyorum. Bir konuda yasaklamayı yada kuralı sorgular iken o kural ya da yasaklamanın nedenlerini, konulmasına neden olan unsurları da tartışmak gerekir. Daha sonra o kural ve yasağın nasıl işlediği ve nasıl işlemesi gerektiği tartışılmalıdır. Bunlardan sonra bahsi geçen olguların mantıklığı yada pragmatikliği tartışılabilir. Tabii o kuralları kimin koyduğu ve kimlerin yürüttüğü de ayrı tartışma konularınır. Bu yüzden aslında sorduğunuz şeyler malesef basit cevapları olan şeyler değildir. Pek çok kuralı ben de tasvip etmem. Ya da pek çok kuralın işlemesi gerektiği gibi işlenmediğini de düşünüyorum. Bazılarının çok abartıldığını, bazılarının gereksiz olduğunu ve bazılarının da kuralın olması gerektiği gibi işlendiği gibi göründüğünü ancak aslında göründüğü gibi olmadığını düşünüyorum. Ayrıca şapka takmayanı sallandırma konusunda bizi biraz daha aydınlatırsanız sevineceğim. Sevgi ile... Link to comment Share on other sites More sharing options...
denizbahar Mesaj tarihi: Ekim 23, 2011 Report Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 23, 2011 Ben şahsen inançlara saygı olması taraftarıyım. Ancak bir düşünce, fikir yada bir inanç, savunanı ve/veya savunanları tarafından gerçek anlamda fiilen topluma ve bireylere zararlı etkiler ile yansıyorsa, yani zarar veriyorsa saygı orada biter./quote] Yukarida bahsettiginiz topluma ve bireye zararli etkiler yansitma konusunu nasil olcuyorsunuz? Neler zararlidir sizce? Link to comment Share on other sites More sharing options...
Yargan Kam Mesaj tarihi: Ekim 23, 2011 Report Paylaş Mesaj tarihi: Ekim 23, 2011 Yukarida bahsettiginiz topluma ve bireye zararli etkiler yansitma konusunu nasil olcuyorsunuz? Neler zararlidir sizce? Bence ölcülebilir olan düşünsel, fikirsel, algısal ve davranışsal olan etkilerdir. Örneğin alnına ''İslam savaşçısı'' yada ''Allah'ın savaşçısı'' tipi Arapça yazılar bulunan bantlar ile eline verilmiş otomatik silahlarla tekbir getirtilen küçük çocukların ileride nasıl bir zihniyete sahip olabileceği ölçülebilir. Ancak diğer yandan gözle bariz görünenler vardır ki örnekleri boldur Sivas Katliamı yada dini kurallar gereği öldürülen, işkence edilen, linç edilen insanların dünyadaki varlıkları gibi. Asıl kast ettiğim unsurlar yobazlık, bağnazlık ve fanatiklik gibi kavramların insanlara olan 'zararlı etkisi'dir. Her şeyin aşırısı zararlıdır. Sorunuza cevap verebildim mi? Sevgi ile... Link to comment Share on other sites More sharing options...
Kovulmuş Üye Mesaj tarihi: 5 Ocak Report Paylaş Mesaj tarihi: 5 Ocak Mustafa Kemal kutsal değil ama CHP Kutsal olabilir. Asla eleştiremezsin ,asla yanlış yaptı diyemezsın , asla onlar da yiyorlar diyemezsin. Yoksa anında kara listeye alınır fişlenirsin bu çok net. Bakın resimde İngiliz işgalci askerine götünü pandikleten dinciler ve onların torunları Atatürk'ü sevmezler. Ha bu arada insanlar mezarlığa giderken kıyafet tercihinde özgürdür. Dinci faşist kafa bunu hala anlamakta zorlanıyor. Şimdi çıkıp diyecekler mayo giyse de olur mu. Her lafı absürd anlayıp oraya çekmekte bir sakınca görmüyorlar. Geçmişte İngiliz askerine götünü elletenler bugün Amerikan çocuklarına elletiyorlar. Bir yerlerini yabancı askerlere elletmeden duramıyorlar. Asıl sorun bu olmalı bence. Mezarlıktaki kadının mini etek giymesi değil. A..k..ğum dincisi mezarlıkta kadın görse üstüne abanacak kadar sapıksınız. Mezarlıkta bari düşünmeyin sapıklar. Dincinin sapıklığına mezarlık bile çare değil demek ki. Link to comment Share on other sites More sharing options...
Röpteşambırlı Uzaylı Mesaj tarihi: 6 Ocak Report Paylaş Mesaj tarihi: 6 Ocak insan kutsal olmaz ama düşünceler olabilir.bu yüzden Atatürk'ün fikirleri kutsaldır.ilke ve inkilapları, verdiği öğütler vs. örneğin:laiklik. laiklik toplumun her kesiminin nefes almasına olanak sunar.laiklik, havadaki oksijen gibidir.yokluğu boğar, öldürür,organlarda işlev bozukluğuna, göğüste ağriya sebep olur.laiklikte diğer ilkelerle bütündür.oksijenin hidrojenle bağ yapip su olmasi gibi.laikliğin ihlali de arizalara neden olur.carbonmonoksit gibi. Atatürk'e sövmek bu kutsal fikirlere sövmektir.insan aldığı oksijene küfür eder mi?ediyorsa ; oksijensiz solunum yapan, zararli bir tür canlidir.onlarda yaşamin oksijensizce olan bir yolunu bulmuşlar işte. heykelleri zaten fikirlerini temsil eder.kimse Atatürk'e tapmiyor. kışlaya çarsafla girmesi sorun değil.sorun güvenlik.avm de bile insan şüpheleniyor bombacimi acaba diye.başörtülü birinin zaten inancına göre evden erkeksiz dişari çikması yasak.soru bi kere saçma.Atatürk'ün verdiği haklari dinleri verdi saniyorlar.yok başörtüsü yasakmışta okuyamamiş filan.90km gitmen, evden çikman, sesin bile haram.ne anlatiyorsun bacim sen? diyecen ,bu sefer de "gerçek islam o değil" diyecek.polis yolda durdurup kimlik isteyecek çarsafli foto mu gösterecek kimlikte.kimliğinde çarsaf yoksa dışarda niye çarsafli geziyorsun.falan filan nerden tıtsan elinde kaliyor.resim islamda yasak ve kuranda başörtüsü diye bişe de yok.bunlarda ayri mesele.o yüzden sorular mantıksiz,hatali olunca cevap vermek, bulmakta abes oluyor. Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Create an account or sign in to comment
You need to be a member in order to leave a comment
Create an account
Sign up for a new account in our community. It's easy!
Register a new accountGiriş yap
Already have an account? Sign in here.
Sign In Now