evrensel-insan Konu tarihi: Eylül 16, 2011 Report Paylaş Konu tarihi: Eylül 16, 2011 Hic bir kimsenin, hic bir kimseyi kendi dusuncesi, fikri, gorusu, bakis acisi, ideolojisi, inanci ve inancsizligi, etigi v.s. kisaca kendi kimlik ve kisilik degerleri ile sorgulama hakki yoktur ve bu hak ve ozgurluklere bir mudaheledir. Asil olmasi gereken, bir kisinin baska bir kisiyi kendi kendini sorgulamasina yardimci olmasi ve onu kendine sorgulatmak icin, dusunce ve davranis sunmasidir. Kisiyi kendi inandigin dogrular ile sorgulamaya yonelmek, ona bir sey vermedigi gibi; onu her turlu kendi dogrularina yonelik savunmaya ve sana karsi da saldiriya yoneltmektir.Bu cesit bir mudahele, kisiyi kendi kendine sorgulamaya yardimci olamayacagi gibi; aksine kisinin kendi degerlerine daha cok sarilmasina ve bu degerlerini savunmasina sebep olur. Amac eger, kisileri otekilestirmek, distalamak, karsiya almak v.s. degilse; kisinin sorgulanmasi yerine, ona kendini sorgulayacak yolun ve yontemin gosterilmesi, sorunlarin onun algilayacagi bir sekilde ortaya konmasi ve en azindan onun kendi aklinda bir acaba uyandirmasina yardimci olmaktir. Sonucta, sorunlar, rahatsizlik ve zarar gormek; ancak algilanirsa anlam kazanir. O yuzden bir kisinin olan bir sorununu ona gosterebilmek ve onun algilamasini saglayacak sekilde yardimci olabilmek, olmasi ve yapilmasi gerekendir. Iste bunun icinde, kisinin her turlu duzeyinin (bilgi, birikim, bilinc, farkindalik, hosgoru, anlayis, saygi, sabir v.s.) ust duzeyde olmasi ve sorun olarak algilanan konunun, sorununu algilanabilecek bir sekilde ortaya koymasi gerekir. Baska turlu, kimsenin sorunu kendi kendine gormesi ve algilamasi mumkun degildir. Ustelik onun sorununu sorgulamak, kisiyi tamamen sorununu algilamaya degil, savunmaya iter. Oyuzden sorgulamak ile, yani kisiyi kendi dogrularinla degerlendirmek ile, sorgulatmak, yani kisiyi kendi sorunlarini kendisinin algilamasina yardimci olmak; her yonuyle farkli zihniyet ve yanasim icerir. 1 Link to comment Share on other sites More sharing options...
benolabilmek Mesaj tarihi: Eylül 16, 2011 Report Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 16, 2011 Bu konuda fazlaca duyarlısın; yapılan herşeyi müdahale olarak değerlendiriyosun. Hal böyle olunca söylenen ne olursa olsun seni kendi kendini sorgulama aşamasına götüremiyor. Eğer senin için yapılabilir durumda ise öncelikle bu konuda kendine biraz izin verebilmeyi dene. Link to comment Share on other sites More sharing options...
evrensel-insan Mesaj tarihi: Eylül 16, 2011 Yazar Report Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 16, 2011 Bu konuda fazlaca duyarlısın; yapılan herşeyi müdahale olarak değerlendiriyosun. Hal böyle olunca söylenen ne olursa olsun seni kendi kendini sorgulama aşamasına götüremiyor. Eğer senin için yapılabilir durumda ise öncelikle bu konuda kendine biraz izin verebilmeyi dene. Tam aksine, ben kendimi surekli suregelen surec icinde sorguladigim icin, serbest dusunurum ve tanridisi, dindisi, inancdisi, ideolojidisiyim. Cunku butun bunlar, insanoglunu biribiriyle savastirdigi icin sorundur. Kendini sorgulayamayan, baska birisinin kendini sorgulamasinayardimci olamaz. Cunku sorgulatmadan once, kendi kendini sorgulama bilinc ve farkindaligina ermek; kendi sorunlarini once gorebilmek ve baskalarinin gormesine yardimci olabilmek icin de, kendi sorunlarini cozmus olabilmek gerekir. Sonucta ancak kendi her turlu sorununu cozebilen, baskasinin da sorununu gorebilmesinde ve algilayabilmesinde yardimci olabilir. Link to comment Share on other sites More sharing options...
benolabilmek Mesaj tarihi: Eylül 16, 2011 Report Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 16, 2011 Kendin hakkında sahip olduğun bu algılayışın ve bunun hayatına yayılmış olması zaten seni sınırlayan. Tam da bu yüzden dışardan gelen her türlü sese karşı fazla bir duyarlılık içindesin. Zihnin,kendini tanımladığın şey ve karşıtları arasında kendi savaşını veriyor. İşte bu yüzden kendine başka şeyler olabilmek için izin verebilmelisin. Gördüğüm bu. Link to comment Share on other sites More sharing options...
evrensel-insan Mesaj tarihi: Eylül 16, 2011 Yazar Report Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 16, 2011 Kendin hakkında sahip olduğun bu algılayışın ve bunun hayatına yayılmış olması zaten seni sınırlayan. Tam da bu yüzden dışardan gelen her türlü sese karşı fazla bir duyarlılık içindesin. Zihnin,kendini tanımladığın şey ve karşıtları arasında kendi savaşını veriyor. İşte bu yüzden kendine başka şeyler olabilmek için izin verebilmelisin. Gördüğüm bu. Ben kendim ile ilgili her konuda her soruya gayet bilincli ve farkinda olarak yanit verebilirim ve her zaman kendim ile bu yanitlarimi hem tartisir, hem kontrol eder, hem de yonlendiririm. Sen bunu yapabilir misin? Bana kendi beyin duzeyini dile getirebilir misin? Sadece neleri savundugunu degil,neden onlari savundugunu nasil savundugunu ve neden ve nasil bazi seylere karsi ciktigini ve daha sonra bunu kendi kendine kendin ile tartistigini gosterebilir misin? Kisaca kendi beynini nasil ve neden sorguladigini, ya da sorgulayip sorgulamadigini anlatabilir misin? Eger bunu yapabilirsen, kendi varliginin farkindasin demektir. Yok bunu yapamaz da, sadece kendi aklinin inandigi ve ideolojik dogrularla, yine sadece baskalarini degerlendiriyor ve KENDINI HIC SORGULAMIYORSAN, kendi varliginin bilinc ve farkinda degilsin, demektir. Sonucta kendi beynini sorgulayabilen,ancak baskalarina onlari sorgulatabilir. Yoksa sadece baskalarini sorgular ve kendfi varliginin bilinc ve farkinda degildir. Cunku insanoglu ancak aynada kendisini gorebilir. Bu ayna insanoglunun kendi kendisi iler yuzlesmesini saglar. Insanoglunun kendi beyni ile yuzlesmesi de, beynini aynaya tutmasi demektir. Birey (bireysel, bencil, bananeci, ben degil) bilnci de ancak boyle kazanilir. Bu da cognitive science, yani bilissellik olarak; insanoglunun bir bir olarak once kendisini kendisine tanitmasi ve kendisinin kendisini degerlendirmesi ve sorgulamasidir. Ayrica serbest dusunce de, aklin hic bir inancsal v ideolojik siniri yoktur. Ustelik serbest dusunurluk, bilimsel mantiksal ve sorgulamaicerir.Ben kendi kendimi sorgulamasaydim, ne ideolojidisi, ne inancdisi, ne tanridisi,ne dindisi ve ne de her turlu degere disaridan bakabilen ve notr algi ile sadece gozlemini ortaya koyabilern, olmazdim. Link to comment Share on other sites More sharing options...
benolabilmek Mesaj tarihi: Eylül 16, 2011 Report Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 16, 2011 Sana yönelttiğim eleştireye net bir cevap vermiyorsun. Kendini tanımlamalara devam ediyorsun. Şimdi senin net olarak "hayır, ben bu tür bir hassasiyete sahip değilim" dediğini mi varsaymalıyım. Hayır, ne yazık ki gördüğüm durum böyle değil. Ben sende bu durumu görebilen kişiyim. Nasıl oluyor da görüyorum ve böyle söyleyebiliyorum diyosan; bunu kendi hayatında deneyimlemiş, görmüş ve bunlarla uğraşan biri olarak derim. Söyleyebileceğim bir diğer şey ise önceki mesajlarımda da söylediğim şey olur; kendine izin verebilmeyi denemen. Link to comment Share on other sites More sharing options...
evrensel-insan Mesaj tarihi: Eylül 16, 2011 Yazar Report Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 16, 2011 Sana yönelttiğim eleştireye net bir cevap vermiyorsun. Kendini tanımlamalara devam ediyorsun. Şimdi senin net olarak "hayır, ben bu tür bir hassasiyete sahip değilim" dediğini mi varsaymalıyım. Hayır, ne yazık ki gördüğüm durum böyle değil. Ben sende bu durumu görebilen kişiyim. Nasıl oluyor da görüyorum ve böyle söyleyebiliyorum diyosan; bunu kendi hayatında deneyimlemiş, görmüş ve bunlarla uğraşan biri olarak derim. Söyleyebileceğim bir diğer şey ise önceki mesajlarımda da söylediğim şey olur; kendine izin verebilmeyi denemen. Ben herhangibir hassasiyetesahip degilim, aksine bilimsel, bilissel, mantiksal ve gozlem olarak konulari dile getiriyorum. Bu basligi da, gozlemim sonucu sorgulama ve sorgulatma farkinin mesajlarda yeteri kadar yansimadigini gozlemledigim icin, actim. Burada hassasiyetten cok, seylerin farkina vardirma ve bilince cikarma ve yapilanin ne oldugunun bilincli olarak algilanabilmesi yatar. Kisaca bir dinsiz, dinci gibi bir muslumani sorgulamaz. Dinsiz, bir muslumana kendi degerlerini kendi sorgulasin diye, ortaya koyduklari ile yardimci olur, yani kisinin kendikendini sorgulamasini saglar, boylece sorgulamis degil; sorgulatmis olur. Gordugum kadariyla, sen de yukarida sana yonelik sordugum sorulari yanitlamamissin. Yani ayna konusunu. O zaman belki, "bende bu durumu gorebilip, goremedigin" de ortaya cikar. Ama konu kisinin baskasinda degil; kendinde once gormesi. Link to comment Share on other sites More sharing options...
benolabilmek Mesaj tarihi: Eylül 16, 2011 Report Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 16, 2011 Ben herhangibir hassasiyetesahip degilim, aksine bilimsel, bilissel, mantiksal ve gozlem olarak konulari dile getiriyorum. Bu basligi da, gozlemim sonucu sorgulama ve sorgulatma farkinin mesajlarda yeteri kadar yansimadigini gozlemledigim icin, actim. Burada hassasiyetten cok, seylerin farkina vardirma ve bilince cikarma ve yapilanin ne oldugunun bilincli olarak algilanabilmesi yatar. Kisaca bir dinsiz, dinci gibi bir muslumani sorgulamaz. Dinsiz, bir muslumana kendi degerlerini kendi sorgulasin diye, ortaya koyduklari ile yardimci olur, yani kisinin kendikendini sorgulamasini saglar, boylece sorgulamis degil; sorgulatmis olur. Gordugum kadariyla, sen de yukarida sana yonelik sordugum sorulari yanitlamamissin. Yani ayna konusunu. O zaman belki, "bende bu durumu gorebilip, goremedigin" de ortaya cikar. Ama konu kisinin baskasinda degil; kendinde once gormesi. Kimsenin kimseyi sorgulayamadığı, elit, cicili bicili, bol saygılı-sevgili bir alan arzunun insanın kişisel gelişimi için tek kıstas olduğunu düşünüyor olman büyük bir yanılgı. Hayatın kendisi böyle değil. Kendin için söylediğin onca güzel özelliğe bol saygılı-sevgili yollardan ulaştığını söylüyorsan -ki devamlı savunduğuna göre bunu ima ediyor olmalısın- eleştirilmek durumundasın. Dediğim gibi yaşamın hiç bir anı böyle değil. Bir dinsiz bir dinciyi sorgulayabilir haliyle. Hele ki böyle bir platformda. Sorgulama ve sorgulatma ayrımı için verdiğin çabanın içinde kaybolmaktansa bu ikisinin temelde karşılıklı konuşanlar için ortak bir paydayı içerdiğini görebilmelisin. Bana yönelttiğin sorulardan çıkardığım anlamı yazmıştım. Bu sorgulamaları yapan ve sendeki sorunu gören biri olarak sana tüm bunları yazıyorum. Link to comment Share on other sites More sharing options...
evrensel-insan Mesaj tarihi: Eylül 16, 2011 Yazar Report Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 16, 2011 Kimsenin kimseyi sorgulayamadığı, elit, cicili bicili, bol saygılı-sevgili bir alan arzunun insanın kişisel gelişimi için tek kıstas olduğunu düşünüyor olman büyük bir yanılgı. Hayatın kendisi böyle değil. Kendin için söylediğin onca güzel özelliğe bol saygılı-sevgili yollardan ulaştığını söylüyorsan -ki devamlı savunduğuna göre bunu ima ediyor olmalısın- eleştirilmek durumundasın. Dediğim gibi yaşamın hiç bir anı böyle değil. Bir dinsiz bir dinciyi sorgulayabilir haliyle. Hele ki böyle bir platformda. Sorgulama ve sorgulatma ayrımı için verdiğin çabanın içinde kaybolmaktansa bu ikisinin temelde karşılıklı konuşanlar için ortak bir paydayı içerdiğini görebilmelisin. Bana yönelttiğin sorulardan çıkardığım anlamı yazmıştım. Bu sorgulamaları yapan ve sendeki sorunu gören biri olarak sana tüm bunları yazıyorum. Zaten bende boyle oldugu icin konunun sorunsal gozlemini dile getiriyorum ya. En azindan algilamak isteyenler icin, sorun algilansin diye. Sonucta sorun algilayan icin vardir, algilayamayan icin yoktur. Konu sudur, bu degismez olarak kabul mu edilecek? Yoksa sorunun farkina ve bilincine varilip, cozumemi yonelinecek? Link to comment Share on other sites More sharing options...
evrensel-insan Mesaj tarihi: Eylül 16, 2011 Yazar Report Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 16, 2011 Bak, mesela tanri konusu uzerinden sorgulama ve sorgulatmayi ele alalim. Eger A sahsi "Tanri var" diyorsa, B sahsi da "Tanri yok" diyorsa; bu iki karsit akilcilik ancak biribirisiyle tartisir ve "tanri var" diyen, tanrisini savunur ve "yok "diyene karsi cikar; "Tanri yok" diyen de olmadigini savunur ve "var" diyene karsi cikar. Burada B sahsi, A sahsina "Tanri varsa, senin soyle demen, sunu yapman gerekir" temelli yanasimi tanriyi varlayan temelli mi, yoksa yoklayan temelli mi bir yanasimdir? Burada A sahsi, B sahsina "Tanri yoksa, senin soyle demen, sunu yapman gerekir" temelli yanasimi tanriyi varlayan temelli mi, yoksa yoklayan temelli mi bir yanasimdir? Iste bu tartisma her iki kisiye de kendi goruslerini sorgulatmaz. Sadece savundurur, sahiplendirir ve sabitlendirir. O zaman hem tanri var diyen, hem de tanri yok diyen bu goruslerini kendileri adina nasil sorgulayacak? Bunlar kendi goruslerini sorgulamiyor, aksine; kendi goruslerine sahip ciktiklari ve savunduklari gibi, karsi goruse de karsi cikiyorlarsa, kendi goruslerini sorgulamalari nasil mumkun olacak? Onlarin her ikisinin de goruslerini kendilerine sorgulatacak olan nedir? Link to comment Share on other sites More sharing options...
benolabilmek Mesaj tarihi: Eylül 16, 2011 Report Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 16, 2011 Böyle dallanıp budaklandırıp asıl söylenmek istenenden uzak düşmeye gerek yok. Konunun nasıl bir üslubla tartışılmış ve ne türlü bir amaca yönelmiş olduğunun önemi kişinin kendi içinde bir hesaplaşmaya yol açar. Dönüp yazdığınıza baktığınızda bunu görebiliyor olmalısınız. Şunu demek istiyorum; hakaret ve küfüre kadar giden bir tartışmanın içindeyseniz ve bunu devam ettiriyorsanız -kayıtsız kalamıyorsanız- buna sizi iten bir şeyler vardır. Görmekten kaçtığınız üzeri örtülmüş gerçekler. Ya bu ihtimalle yüzleşirsiniz ya da hoşunuza gitmediğinizi söylediğiniz tüm o durumlar içinde olmaya devam edip bir yandan da yakınmaya devam edersiniz. Link to comment Share on other sites More sharing options...
evrensel-insan Mesaj tarihi: Eylül 16, 2011 Yazar Report Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 16, 2011 Böyle dallanıp budaklandırıp asıl söylenmek istenenden uzak düşmeye gerek yok. Konunun nasıl bir üslubla tartışılmış ve ne türlü bir amaca yönelmiş olduğunun önemi kişinin kendi içinde bir hesaplaşmaya yol açar. Dönüp yazdığınıza baktığınızda bunu görebiliyor olmalısınız. Şunu demek istiyorum; hakaret ve küfüre kadar giden bir tartışmanın içindeyseniz ve bunu devam ettiriyorsanız -kayıtsız kalamıyorsanız- buna sizi iten bir şeyler vardır. Görmekten kaçtığınız üzeri örtülmüş gerçekler. Ya bu ihtimalle yüzleşirsiniz ya da hoşunuza gitmediğinizi söylediğiniz tüm o durumlar içinde olmaya devam edip bir yandan da yakınmaya devam edersiniz. Elimden geldigi kadar devam ettirmiyorum ve elimden geldigi kadar yazinin yazarina yonelmiyorum. Ayrica kimseye bir sey kanitlama v.s. gibi bir amacim da yok. Cunku ben zaten sorunsali curutmek, cikarsamak ve yanlislamak icin gozlem olarak dile getiriyorum. Bu da bir algi meselesi. Kimseye de zorla bir seyi algilatma gibi bir amacim yok. Ben sorunu ortaya koyuyorum, algilayabilen algiliyor, algilayamayan algilayamiyor. Bu da zaten gelen yanitlardan ortaya cikiyor. Benim "hosujma gitmeyen" herhangi bir gorus, dusunce, fikir v.s. degil; yazarlarin yazidan ziyade sahsima yonelmesi ve kahve kulturu ve agzi olarak dusunce belirtmeyen ustelik satasma, atisma v.s. iceren bir dil ve uslub kullanmasi. Sizden alintilanan kisimdaki koyulastirilmis cumleyi aciklar misiniz? Ayrica bir seyin de farkinda misiniz bilmem, sizde herkes gibi sadece benim adima yaziyorsunuz. Siz kendi adiniza yazdiklarinizin ve kendi varliginizin farkinda misiniz? Link to comment Share on other sites More sharing options...
benolabilmek Mesaj tarihi: Eylül 16, 2011 Report Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 16, 2011 "Ayrica bir seyin de farkinda misiniz bilmem, sizde herkes gibi sadece benim adima yaziyorsunuz. Siz kendi adiniza yazdiklarinizin ve kendi varliginizin farkinda misiniz? " Evet, tabiki. Şimdi dönüp yazdığıma bakıyorum ve yönelttiğim eleştiriden ya da şöyle diyeyim sizde gördüğüm noktanın ne olduğundan eminim. Bu konuşmayı sürdürerek bunu ne tür yollarla dışarı çıkarmam gerektiğini ve bıraktığım etkiyi daha iyi analiz edebiliyorum. 3 ay sonra baktığımda aradan geçirdiğim zamanda farkına vardıklarım ile yine kendime dair bir tespitte bulunacağım. Yazımda koyulttuğunuz bölüme gelecek olursak; insanın bazı noktalarda kendine dair tespitlerinde ortaya çıkaramamış olduğu yani farkına varabilcek durumda olamadığı bilindışı, üzeri örtülmüş gerçekleri vardır. Biri ile karşılıklı konuşurken bu tür gerçekler örtük mesajlar olarak ortaya çıkabilir. O örtük mesajları anlayabilmek için de kişinin kendi içinde bu türden mesajlarla yüzleşebilmiş olması en azından bunları görebilmiş olması gerekir. Link to comment Share on other sites More sharing options...
evrensel-insan Mesaj tarihi: Eylül 16, 2011 Yazar Report Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 16, 2011 "Ayrica bir seyin de farkinda misiniz bilmem, sizde herkes gibi sadece benim adima yaziyorsunuz. Siz kendi adiniza yazdiklarinizin ve kendi varliginizin farkinda misiniz? " Evet, tabiki. Şimdi dönüp yazdığıma bakıyorum ve yönelttiğim eleştiriden ya da şöyle diyeyim sizde gördüğüm noktanın ne olduğundan eminim. Bu konuşmayı sürdürerek bunu ne tür yollarla dışarı çıkarmam gerektiğini ve bıraktığım etkiyi daha iyi analiz edebiliyorum. 3 ay sonra baktığımda aradan geçirdiğim zamanda farkına vardıklarım ile yine kendime dair bir tespitte bulunacağım. Yazımda koyulttuğunuz bölüme gelecek olursak; insanın bazı noktalarda kendine dair tespitlerinde ortaya çıkaramamış olduğu yani farkına varabilcek durumda olamadığı bilindışı, üzeri örtülmüş gerçekleri vardır. Biri ile karşılıklı konuşurken bu tür gerçekler örtük mesajlar olarak ortaya çıkabilir. O örtük mesajları anlayabilmek için de kişinin kendi içinde bu türden mesajlarla yüzleşebilmiş olması en azından bunları görebilmiş olması gerekir. Son cumleni ornekler misin? Ayrica ve nedense sordugum sorular hep "es" geciliyor? Ilk paragrafta bile bana yonelttiginizelestiriden ve bende gordugunuz noktadan bahsediyorsunuz Siz kendi varliginizin farkindamisiniz. Mesela savundugunuz bir izmi dile getirin ve ben size neden bu izmi savundugunuzu ve sorgulamadiginizi sorayim, olur mu? Ayrica birey bilinc ve farkindaligina varamayan; kendini sadece ayna da o da fiziksel degerlendirir. Maalesef ulke ve toplumumuz da birey bilinci verilmemekte, her turlu egitim ve ogretim biz/oteki temelli toplumsal kisilik olarak sonuclanmaktadir. Toplumsal kisilige sahip bir kisi de, sadece aklinin inandigi ya da kendisine verilen dogrulari alir ve baskalarini da bu dogruya cekmek icin mucadele eder. Yani hic bir olayi disaridan gorebilme ve degerlendirebilme bilinc ve farkindaligi ile yetistirilmez. Hep bir tarafi ve yani vardir ve de karsi taraf ve kendisine karsi olan. Yani egitim ve ogretim ve de yetistirim olarak, neyin ne oldugunun algilanmasi ve bilinmesi degil; ne neolarak verilirse sadece onun savunusu ve karsi cikisi mevcuttur. Link to comment Share on other sites More sharing options...
benolabilmek Mesaj tarihi: Eylül 16, 2011 Report Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 16, 2011 Soruları cevaplıyorum; anlaşılır mı olmadı? Siz, "Ayrica bir seyin de farkinda misiniz bilmem, sizde herkes gibi sadece benim adima yaziyorsunuz. Siz kendi adiniza yazdiklarinizin ve kendi varliginizin farkinda misiniz? " demişsiniz. Bende, "Evet, tabiki." demiş ve örneklendirmişim de; "Şimdi dönüp yazdığıma bakıyorum ve yönelttiğim eleştiriden ya da şöyle diyeyim sizde gördüğüm noktanın ne olduğundan eminim. Bu konuşmayı sürdürerek bunu ne tür yollarla dışarı çıkarmam gerektiğini ve bıraktığım etkiyi daha iyi analiz edebiliyorum. 3 ay sonra baktığımda aradan geçirdiğim zamanda farkına vardıklarım ile yine kendime dair bir tespitte bulunacağım." Bir -izm savunduğum falan yok. Bu tarz bir düşünme biçiminin içinden seslenmiyorum size. Kalıplaşmış, topluma mal edilmiş bir düşünme biçiminin içinden de yazmıyorum yazdıklarımı. İlgilendiğim kendimim. Kendim üzerinden kalkarak kafa yorup çözdüğüm şeylerin sonuçları ile konuşuyorum. Bu yüzden de yukarda kendimden alıntıladığım yerde sadece kendi açımdan -izm ler olmadan ya da bunu bir kalıba sokmaya çalışmadan basit bir örnek vermişim. Örnek zaten burdaki yazışmalarınız ve açtığınız bu başlık. Yukarda basitleştirdiğim bir örnek vermiştim. Hakaret ve küfüre kadar giden bir tartışmanın içindeyseniz ve bunu devam ettiriyorsanız -kayıtsız kalamıyorsanız- buna sizi iten bir şeyler vardır. Gördüğüm uzun uzun yazılar yazıp, şikayet içinde olduğunuz tutuma sahip üyeler ile ısrarla konuşup sonrasında da bundan şikayet ediyor oluşunuz. Eğer kayıtsız kalamıyorsanız cevaplar vermeye devam ediyorsanız -bunu gözlemledim- sizde o tür bir tartışmayı istediğiniz içindir. Bununsa farkında değilsinizdir. Link to comment Share on other sites More sharing options...
evrensel-insan Mesaj tarihi: Eylül 16, 2011 Yazar Report Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 16, 2011 Soruları cevaplıyorum; anlaşılır mı olmadı? Siz, "Ayrica bir seyin de farkinda misiniz bilmem, sizde herkes gibi sadece benim adima yaziyorsunuz. Siz kendi adiniza yazdiklarinizin ve kendi varliginizin farkinda misiniz? " demişsiniz. Bende, "Evet, tabiki." demiş ve örneklendirmişim de; "Şimdi dönüp yazdığıma bakıyorum ve yönelttiğim eleştiriden ya da şöyle diyeyim sizde gördüğüm noktanın ne olduğundan eminim. Bu konuşmayı sürdürerek bunu ne tür yollarla dışarı çıkarmam gerektiğini ve bıraktığım etkiyi daha iyi analiz edebiliyorum. 3 ay sonra baktığımda aradan geçirdiğim zamanda farkına vardıklarım ile yine kendime dair bir tespitte bulunacağım." Bir -izm savunduğum falan yok. Bu tarz bir düşünme biçiminin içinden seslenmiyorum size. Kalıplaşmış, topluma mal edilmiş bir düşünme biçiminin içinden de yazmıyorum yazdıklarımı. İlgilendiğim kendimim. Kendim üzerinden kalkarak kafa yorup çözdüğüm şeylerin sonuçları ile konuşuyorum. Bu yüzden de yukarda kendimden alıntıladığım yerde sadece kendi açımdan -izm ler olmadan ya da bunu bir kalıba sokmaya çalışmadan basit bir örnek vermişim. Örnek zaten burdaki yazışmalarınız ve açtığınız bu başlık. Yukarda basitleştirdiğim bir örnek vermiştim. Hakaret ve küfüre kadar giden bir tartışmanın içindeyseniz ve bunu devam ettiriyorsanız -kayıtsız kalamıyorsanız- buna sizi iten bir şeyler vardır. Gördüğüm uzun uzun yazılar yazıp, şikayet içinde olduğunuz tutuma sahip üyeler ile ısrarla konuşup sonrasında da bundan şikayet ediyor oluşunuz. Eğer kayıtsız kalamıyorsanız cevaplar vermeye devam ediyorsanız -bunu gözlemledim- sizde o tür bir tartışmayı istediğiniz içindir. Bununsa farkında değilsinizdir. Son paragrafinizda gecen "farkinda olma" nin pekala farkinda oldugum icin bir mesaj oncesi acikladigim durumlarda, genelde kontrolu elimer aliyor ve tartismayi kendi adima durduruyorum. Ayrica, site okur kitlesinin de bilinc ve farkinda oldugumdan hic bir sekilde bir kahve agzi ve kulturu kullanmamaya ve de sahsim adina gelen her turlu insanlikdisi kelimeleri de misillememeye bakiyorum. Sonucta, bir kisinin kendini bu durumlara dusurmesi, onun duygusalliginin ve bilgisizliginin ve de egoizminin bir tezahurudur. Oyuzden de zaten sirf olan biten sorun en azindan yaziya dokulsun ve gozlere sunulsun diye bu basligi actim. Cunku benim icin sorgulama sadece kendime aittir. Baska kimseyi sorgulamam ve buna da hakkim olmadigini ustelik bunun kisinin hak ve ozgurluklerine mudahele oldugunu dusunurum. Benim yaptigim, her turlu konu acisindan sorunu disaridan dile getirip, o sorun hakkinda okurun kendi beynini sorgulamasinayardimci olmaktir. Yani sorgulatma da "bir tuzu" bulunmaktir. Zaten kisinin kendisini sorgulayip sorgulamadigi da, zaman icinde gelen yanitlardan gozlemlenebilir. Bence konuyu sahsim uzerinden uzaklastirip, konuya yani sorgulamave sorgulatma farkina dusunce, fikir, gorus, yorum dile getirimi olarak donsek iyi olur. Bak buna benzer yine bir gozlem sonucu ortaya cikan baska bir baslik var, bir goz at istersen. http://forum.dusuncedunyasi.net/index.php?/topic/515-muhalefetlik-ve-alternatiflik/ Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Create an account or sign in to comment
You need to be a member in order to leave a comment
Create an account
Sign up for a new account in our community. It's easy!
Register a new accountGiriş yap
Already have an account? Sign in here.
Sign In Now