Jump to content

Fikirlerim ve insan arayışım


pembe

Recommended Posts

İşte kaydolduğum 15034. forum. İnsan arıyorum. Dediklerimi anlayacak insan arıyorum. Dediklerimi tam olarak anlamasa bile merak edecek insan arıyorum. Dediklerimi merak etmese bile karşı çıkışlar yapabilecek cesarette birilerini arıyorum.

 

 

Tanrı net olarak yoktur. İnsanın kendisi aslında tanrıydı, fakat açığa çıkartamadığı benliği derinlerde kaldı, içindeki gücü başka bir figüre yükledi. Tanrıyken bir başkasını da tanrı gibi görmek durumundaydık, tanrı gibi gördüğümüz anne ardından baba, gücü elinde bulundurarak, bunu ufak ufak kırılmalarla bizden aldı. En son noktada bu güç kişilerle bağlantısız bir hale geldi ve toplumun içinde kafamızda tanrıyla başbaşa kaldık. Artık kimsenin inancını sorgulamıyoruz, kendimizinkini de sorgulattırmıyoruz. Süreç bitmiştir, artık ölüyüz.

 

 

Cinsellik dünyadaki en önemli başka bi açıdan en önemsiz konudur. 2 insanın yakınlaşması, cinselliğin hakkını vererek yaşaması bu dünyadaki en zor iştir. Çünkü benlik kayıptır, benlik kaybolduğu için benliğin çok önemli bir temsilcisi olan bedenimize uzağızdır. Uzak olduğun bir bedenden zevk alamassın. Alıyormuşsun gibi yaparsın. İşin içine sadistik öğeleri sokarsın. İşin içine "güç" karıştırmak zorunda kalırsın. Kafa rahat değildir, iç sesler-iç sorular-iç çaresizlikler bir türlü susmaz, susması için söylediklerimi yapmak durumunda kalırsın. Sorunlu olduğun için, seçtiğin partner de sorunludur.

 

İnsan hayat karşısında deliremediği için, yapa yalnız kalamadığı için, içindeki yoğun duygularla başa çıkamadığı için, cennetini kaybettiği için, dışardan sunulan hayatı yaşar.

 

Kendi çocukluğunu yeniden var edebilmek için çocuk yapar. Sonra ilk paragrafta anlattığım sistem üzerinden çocuğunun tanrısı olur ve bu güçle yine onu yabancılaştırır. Sonra o çocuk da aynı yoldan geçer. Bunlar hiç bitmez.

 

Bebekler ve çocuklar, özünde herşeye sahiptir. Bilmedikleri hiçbişey yoktur. Hayata atılmaları için hiç bi sebep yoktur. Yaşamın anlamına hepimizden daha yakındırlar. Ama bizler onları tam aksi şekilde zannettiğimiz için, hayatı anlatırız. Tek yapılması gereken hayata dair bildiğiniz herşeyi unutup çocuğun karşısına geçmektir. Ona sorular sormaktır. İşinizi okulunuzu arkadaşlarınızı neyiniz varsa herşeyi bırakın ve çocuklara kulak verin.

 

 

Son olarak kadınlar üzerine bir kaç şey söyliyim. Nasıl tanrı üstünden dönen büyük bir yalan varsa, kadın üzerinden dönen büyük bir yalan da var. Kadın tanrılaştırılmıştır. Kadının yarattığı etki, aşırı görkemli bir seviyeye çıkmıştır. Görüntünün yarattığı etki, benliğin gerçek seslerini katletmiştir. Kadın bu yüzden sadece görüntüsüne önem vermiştir, bu yüzden görüntülere dayalı bir hayat yaşamaktayız. İstisna kadınlar her zaman olacaktır, ben genel "kadınlık" üzerine konuşuyorum.

 

 

Kadınların özünde "çocuk yapmak" ya da "çocuk bakmak" ya da "duygusal olmak, duygusal hareket etmek" gibi bir dürtü falan yok. Hatta çoğu kadın aşırı derecede duygusuzdur. Bu duygusuz kadın öyle güzel maskelenmiştir ki, hayatımızı katleden şeyin annemiz olduğunu bilmeyiz. Çünkü bi annelik sorgulanmaz, çünkü annenin duygusallığı sorgulanmaz, onun haricinde herşey sorgulanır. Hayatınızı anneniz katletti, her kadının otomatik olarak ince-duygusal varlıklar olduğunu düşündünüz, ama yine gidip duygusuz bir kadına kapılacaksınız. Çünkü bu yanlışı içselleştirdiniz, onun katliamını artık seksilik olarak algılıyorsunuz. Kadınlar konusunda çok daha acı ve hayati şeyler var ancak şimdilik bu kadarını yazabildim.

 

 

Burda değil daha karşılıklı bi şekilde konuşmak isteyen varsa özel msg atmaktan çekinmesin. Bu fikirleri daha tane tane anlatabilirim, daha arkasını doldurarak anlatabilirim, tüm yaşadıklarımı ve aradaki bağlantıları aktarabilirim. Çünkü bu fikirler direk olarak benim yaşadıklarımdan çıkan sonuçlardır.

 

 

Şimdi söz sizde. Karşı çıkışlar yapıyorsanız, inancınızı, ailenizi, işinizi gücünüzü, eşinizi, cinselliğinizi kısaca herşeyi tartışmaya açıyorsunuz demektir. Ben direk olarak bunları da eleştirebilirim. Eleştiremeyeceksem zaten tartışmanın derinleşmesinin pek bir imkanı yok.

Link to comment
Share on other sites

  • 2 hafta sonra...

Pembe;

 

Birincisi surda anlassalim.

 

Herkesin kisisel dusunce ve yasami kendinedir.

Sadece dusunceler yazisir ve tartisilir.

 

Dolayisiyle konu,kisi, kisisellik ve kisilik degil; onlari yonlendiren ve davranisa acan, beyinde yer etmis, ideolojiler, inanclar ve degerlerdir.

 

Eger bunlari tartisacaksak, bunlari bir e gore temelinde tartismak gerekir.

 

Sende insan aradigina gore, sence insan nedir ve nasil olmalidir?

 

Ayrica neden oyle olmalidir?

 

Insani insan yapan degerler nelerdir ve neden onlardir?

 

Insanin ustunde ya da disindainsana yon veren baska bir guc var midir,m varsa nedir?

 

Simdilik bu sorularla basliyalim.

Link to comment
Share on other sites

evrensel insan baştan söylediklerine karşı çıkıyorum. Ben tartışmanın içine kişisel yaşamlarımızı karıştıralım diyorum. Kişisellik-sataşma-hakaret anlayışını terk etmen lazım. Ben "bu benim" demiyorum, herkes böyle olmalı diyorum veya herkes niye böle olamadı onu anlatmaya çalışıyorum.

 

 

Bişeyler tartışmaya olan merakın güzel ancak diğer herşeye bakışımız farklı. Aslında tüm fikirlerini edindiğin kitaplardan alıyorsun, başka insanların gözünden hayatı anlatıyor ve yaşıyosun. Oysaki ben sadece kendi yaşadıklarım üzerinden tüm hayatı yorumluyorum. Benim kaynağım orasıdır. Sadece kendi adıma değil tüm insanlar için bişeyler söylüyosam şayet , kendimi bu derece emin hissettirecek bişey yaşamışımdır.

Link to comment
Share on other sites

Korkuyorum tanrıyı gömdüğüm yerden çıkarmaktan. Bakışları herşeyi arındırıyor herşeyi görüyor çıplak bırakıyor.Yanlızlık hemde nasıl bir yanlızlık bu acı veriyor onun saflığı, gözlerimi kamaştırıyor parlaklığı, kapıyorum gözlerimi acımasın diye , refleks olmuş bu küçülüyor göz bebeklerim.

Kesmelisin iplerini diyor bana kuklasın sen ..- değilim değilim- kıvranıyorum daha çok dolanıyorum o iplere.

Benim ben olmamam acı veriyor, bütün herşeyime karşı çıkıyor, öyle savunuyorum ki kendime kendimi.Anlatıyorum sürekli kendime baştan çıkarıyorum onu.

 

 

Cesaret her şeyiyle cesaret olmalı insan damarlarından cesaret akmalı

Tanrının kafası dışarıda sanki gözlerini görüyorum kafasına basmamak için zor tutuyorum kendimi .Herşey var sırtımda , ağırlığı indiriyor bacağımı yüzüne doğru. Atmalıyım onları sırtımdan biliyorum bunu tüm kalbimle ama atamıyorum, cesaret edemiyorum oyuncaklarımı arzularımı tutkularımı bırakmaya..

Link to comment
Share on other sites

Pembe;

 

evrensel insan baştan söylediklerine karşı çıkıyorum. Ben tartışmanın içine kişisel yaşamlarımızı karıştıralım diyorum-pembe-

 

Birincisi, burasi kitlesel platformdur ve birebir tartisma yeri degildir.

 

Ikincisi, isteyen bu platformda, kendince gerekli gordugunce kendini ve kendi cevresini aciklamalarina katabilir.

 

Ucuncusu, kitlesel platform da, kisiye, kisiligine v.s. yonelmek ve onun ile ilgili her turlu fikir dile getirmek, getirenin bir yorumudur, subjektiftir ve onun bakis acisidir. Bu da aslinda kisiyi degil; o kisi hakkinda yorum yapanin kisi hakkindaki dusuncesini ortaya koyar.

 

Ayrica,m kitlesel platform da, kisinin kendi ile ilgili bilgiler vermesi de her acidan sakincalidir.

 

Herkesin boyle olmasi, ya da neye oyle olamamasi; sadece senin bakis acinin bir onerisidir. Bunu bu sekilde getirmek te,bir empoze, zorlama v.s. anlamina gelir.

 

Onemli olan herkesin boyle olmasi degil; herkesin ne oldugunu kendi dile getirebilmesi ve kendini tanitabilmesidir.

 

Bu da herkesin birbirinden her turlu farkliligini ve bu farkliliginin her turlu hak ve ozgurlugunu getirir.

 

Ama, sen neden herkesin oyle olmasi gerektigini ve oyle olmasini istedigini kendince aciklarsin, okuyan da ona gore yanit verir.

 

Umarim, yazdiklarim algilanabilmistir.

Link to comment
Share on other sites

Bu başlığa geliyorsan ve benimle tartışmak istiyorsan, kendi kişisel yaşamını getireceksin. Diğer tüm başlıklara kişisel hayatından uzak fikirler yazabilirsin.

 

 

Bu başlığın derdi zaten çok özel çok hassas bişeyi anlatmak. Bunların çok zor anlaşılcak şeyler olduğunu söylüyorum. Bu yüzden benim ilk söylediğim şey "insan arıyorum ", ve bir an önce özel msg ile irtibata geçip daha kanlı canlı bir sohbet yapmak istiyorum. Bu forum başlığında bişeyleri tartışmak benim ilk amacım değil, çünkü yazdıklarımdan eminim :) Çok forumda yazdım çizdim, forumlarda tartıştığım şeyler ne bana ne de diğer insanlara bişey kattı. Ama forum dışında birebir konuştuğum insanlar bana daha çok şey kattı. Çünkü anlattığım şeylerin ne kadar özel olduğunu ancak o şekilde anlatabildim.

 

Ve asıl konuya geliyim. Önceki mesajımda da sölemiştim. Senin düşünce tarzın ve söylediklerin benim için hiç bişey ifade etmiyor.

 

kitlesel platform da, kisiye, kisiligine v.s. yonelmek ve onun ile ilgili her turlu fikir dile getirmek, getirenin bir yorumudur, subjektiftir ve onun bakis acisidir. Bu da aslinda kisiyi degil; o kisi hakkinda yorum yapanin kisi hakkindaki dusuncesini ortaya koyar.

 

Bu sadece senin kafanın içindeki şeyler. Hayatı bu kadardan ibaret görüyosun. Benim ise saklayacak bişeyim yok. Benim farklı bir yüzüm yok, benim normal hayat ve internet adı altında 2 yüzüm yok. Benim dış dünyaya sergilediğim soğuk, mesafeli, objektif olmaya çalışan (ne demekse artık) bi yüzüm ve hayatımdaki özel insanlara sergiledğim başka sıcak bir yüzüm yok. İşte bu yüzden ben kişisel hayatımı ve ondan çıkan fikirleri buraya açıyorum, siz de eğer tartışacaksanız açın diyorum.

 

 

Çünkü yaşamın sırrı burda gizli. Tek bir surat olabilmekte gizli. Subjektif yorumuna güvenmekte gizli. Biri yazdıklarını değil senin şahsını da eleştiriyorsa şayet ve bunu küfretmeden daha güzel bir dille yapıyorsa, işte bu insandan kaçma. Bu insan sana hayatındaki en doğru şeyi sana söylüyor olabilir. Subjektif ve objektif adı altında bişeye takmışsınız kafayı, bunu bi meziyet olarak görüyosunuz. Oysaki bu sizlerin sorunuydu. Kendi iç dünyanızdan kaçmak ve başkalarının iç dünyasından kaçmak adına, kendinize bir maske inşa ettiniz. Kendi subjektif gözlemlerinizden değil, kitaplardan edindiğiniz bilgileri geldiniz karaladınız burda. Çünkü ancak bunla üstünlük sağladınız.

 

 

Senin yazıya girişin o kadar soğuk ki aslında. Bunları diğer okuyan kişiler(varsa şayet) için yazdım. Biraz daha iyi anlaşılmak için. Senin ise sıcak bakıcağını sanmıyorum. Manyak diyip kapatıcaksın evrensel insan. Veya saygısız diyeceksin. Çünkü ben her mesajımın sonuna saygılar-sevgiler yazmıyorum.

Link to comment
Share on other sites

Pembe;

 

 

Benim dusunce tarzim ve ifadelerim senin icin hic bir sey ifade etmiyorsa, bence sen yalniz takil ve kendi dogrularinla yasa.

 

Cunku baskalariyla anlasabilecegini hic zannetmiyor.

 

Baskalariyla dialog kurabilmek demek, onlarla bilgi birikim, bilinc v.s. alisverisi yapmak demek.

 

Ama sen tek tarafli bir iletiden yanaysan, kendin yazar kendin okursun.

Link to comment
Share on other sites

Merak etme ben dialogun ne olduğunu herkesten iyi biliyorum. Empati nedir bunu da biliyorum. İnsan ilişkilerim biraz fazla güçlü olduğu için şu başlıktaki yazıyı yazıyorum. Ben insanların hangi yemeği sevdiğine karışmam. Hangi spor dalına ilgi duyduğuna karışmam. Ama cinsellik, tanrı gibi gayet şahsi bölüm içeren konularda belli bi eminlik seviyesine ulaşmışım ki, tutup senin hayatına keskin bir yorum getirme cürretini gösteriyorum. Bu eminliğin ne olduğunu merak ettiğini bana gösterebilen herkese bunun nerden geldiğini tüm gücümle anlatmaya çalışırım. Bunu görmessem ama, anlatmam. Yalnız bi hayat sürerim. İsteyen herkes gelip burda yazdıklarımı aşağılayabilir. Aşağılıyor da zaten. Bunların aşağılık bir yazı değil, HAYATİ bir yazı olduğunu kim görüp anlarsa, işte ben o ana kadar beklerim. Son kez söylüyorum yazdıklarım HAYATİ şeylerdir. Ya dalga geçersiniz, ya da merak edip hayatınızı kurtarırsınız. Tercih sizlerin.
Link to comment
Share on other sites

Pembe;

 

Bence kisi, once kendi birinden baslayarak sorgulamali ve once kendi varliginin bilinc ve farkina varmalidir.

 

Baskalarini kendine benzetmeye cabalamak, zaten dogal dusuncenin siaridir.

 

Ama onemliolan zihinsel insanlasma ve once birey bilincli kendi varliginin ve sonrada turunun farkina varmadir.

 

Onlari da kendi dogruna yoneltecegine, insanoglunun cok sesliliginin ve farkinin bir mozaik oldugunu algilamaktir.

 

Sen peygamberi oynuyorsun, birak peygamberi; benim bilinc ve farkindalik duzeyim tanriyi oynayani bile algilar.

 

Bu da bir ihtiyac meselesidir. Ben sadece kendimi oynarim ve her kendini oynayanla da beraber oynarim.

 

Onlara da "illa benim oyunumu oynayin" diye bir empoze yapmam. Zaten bu insan haklarina ve hak ve ozgurluklere terstir.

 

Oyuzden benim ne tanriya, ne peygambere, ne de bir murit, kul v.s. olmaya zihnim izin vermez.

 

Ben birey bilincini ve tursel insanoglu bilincini alali, en az 30 yil oldu.

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...