Jump to content

Türkiye'nin sorunları ile ilgili sizin çözüm önerileriniz nelerdir?


Genius

Recommended Posts

Hepimiz biliyoruz ki sayılamayacak kadar fazla sorunumuz var; ama ben en önemlileri hakkında forumdaşların çözüm önerilerini okumak istiyorum.

 

-Kürt Sorunu

 

-Laiklik Sorunu

 

-Türban Sorunu

 

-Demokrasi Sorunu

 

Forumdaki kullanıcılar bu soruları nasıl tanımlamaktadırlar ve kendileri hükümetin başında olsalar nasıl çözerlerdi? Bu sorunların çözümüne yönelik fikirleri nelerdir?

Yalnız, burada sorunların geçmişinden ve yargılanmasından çok çözüm önerileri üzerinde durulmasının daha doğru olacağını düşünüyorum. Yani bir nevi çözüm için yol haritası.

 

NOT: Baştan uyarayım buraya gelip,lütfen ama lütfen, sadece eleştiri yöneltip hiçbir çözüm yolu ortaya koymazlık etmeyin. Yani solcuların tabiriyle Küçük Burjuva Demokratlığının lüzumu yok. :)

İyi forumlar.

Link to comment
Share on other sites

Sorunu olmayan ülke yok...

Ama herkesin sorunu farklı...

Yine de batı ülkelerinin sorunları bizimkinden farklı.

Bazılarının da Kürt sorununa benzer sorunları var.

Ama diğer sorunları yok.

 

Bizim sorunlarımızın ortak paydası cehalet ve temel olarak İslam...

Hatta Kürt sorunları dışında bütün sorunlarımızın kökeninde yalnız İslam var.

 

Dolayısıyla bizim sorunlarımız çözülemez.

Link to comment
Share on other sites

Saygideger haci;

 

Dolayısıyla bizim sorunlarımız çözülemez. -haci-

 

Bu cok kesin, sabit, caresiz ve negatif bir cumle degil mi?, neden boyle dusunuyorsun?

Sonucta sorunlari yaratanda, cozecek olanda insanogludur ve epistemolojik olarak bilinen henuz baska bir parca/tur yoktur.

 

Dolayisiyle, insanoglu sorunlari yarattigi gibi, cozmesini de bilir. Yeterki yarattigi sorunu algilayacak, bilgi, bilinc ve farkindaliga varsin ve sorunundan kurtulmak istesin.

 

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

* Kürt Sorunu

 

Demokratik özerklik tanırdım. İç işlerinde bağımsız dış işlerinde Türkiye'ye bağlı olsunlar.

Belli kırmızı çizgiler olmak kaydıyla serbest bırakırdım.

 

* Türban Sorunu

 

Her alanda serbest bırakırdım. ( ilköğretim ve orta öğretim hariç )

 

* Laiklik Sorunu

 

Diyanet işleri başkanlığını kaldırır camiileri bir nevi vakıflaştırırdım.

İbadetini yapmak isteyen bunun ücretini ödemeli.

Devletin zaten insanlara baskı yapması mevzu bahis değil

ama öncelikler özellikle anadoluda mahalle baskısını kaldırmak için adımlar atardım.

 

* Demokrasi Sorunu

 

Seçim barajını %3'e indirirdim.

Seçim yasasını değiştirir, hangi partinin hangi şehirden kimi aday göstereceğini bir ön seçimle belirlerdim.

Misal AKP'nin İstanbul 1. Bölgeden 1.,2.,3., ... n. sıradan kimlerin aday olacağını

o bölgedeki insanlara sorarak belirlerdim.

Sivil toplum örgütlerini güçlendirirdim.

Askerin yetkilerini minimalize ederdim.

MGK diye bir kurumu tarihe karıştırırdım.

 

Ana çerçeveler halinde bunlar.

Link to comment
Share on other sites

  On 24.04.2011 at 18:19, Terzaghi yazdı:

* Kürt Sorunu

 

Demokratik özerklik tanırdım. İç işlerinde bağımsız dış işlerinde Türkiye'ye bağlı olsunlar.

Belli kırmızı çizgiler olmak kaydıyla serbest bırakırdım.

 

* Türban Sorunu

 

Her alanda serbest bırakırdım. ( ilköğretim ve orta öğretim hariç )

 

* Laiklik Sorunu

 

Diyanet işleri başkanlığını kaldırır camiileri bir nevi vakıflaştırırdım.

İbadetini yapmak isteyen bunun ücretini ödemeli.

Devletin zaten insanlara baskı yapması mevzu bahis değil

ama öncelikler özellikle anadoluda mahalle baskısını kaldırmak için adımlar atardım.

 

* Demokrasi Sorunu

 

Seçim barajını %3'e indirirdim.

Seçim yasasını değiştirir, hangi partinin hangi şehirden kimi aday göstereceğini bir ön seçimle belirlerdim.

Misal AKP'nin İstanbul 1. Bölgeden 1.,2.,3., ... n. sıradan kimlerin aday olacağını

o bölgedeki insanlara sorarak belirlerdim.

Sivil toplum örgütlerini güçlendirirdim.

Askerin yetkilerini minimalize ederdim.

MGK diye bir kurumu tarihe karıştırırdım.

 

Ana çerçeveler halinde bunlar.

 

'Ana çerçeve'ye katılıyorum :)

Link to comment
Share on other sites

Butun sorunlarin temelinde, birey olamama, birey yetistirmeme ve birey bilinci olmamasi yatar. Cunku hak ve ozgurlukler, demokrasi, insan haklari, evrenselk hukuk dil, din,milli koken farki ve bu farklarin bir arada antiayrimci olarak birlikte saygi ve hukuk guvencesi temelinde yasayabilmesi icin, birey olarak, degerlerine sahip cikma ve onlari savunma bilinci gerekir.

 

Bireylerin degil de; onculerin, iktidarlarin, ayrimcilarin ve ortalik karistirmak isteyenlerin ortaya attigi sorunlar, sadece onlarin politik cikarlari icin, duygu ve oy kullanimi olarak yansir.

 

Cunku onlarin bu sorunlara yanasimi, toplumsal ve farkli haklarin hak ve ozgurlukleri icin degil; kendi politik cikarlarina bu konulari alet ettikleri icindir.

 

Oyuzden sorun, hak ve ozgurlukleri talep edecek, bunun bilinc ve farkina varacak birey bilinci sorunudur.

 

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

  On 24.04.2011 at 18:19, evrensel-insan yazdı:

Saygideger haci;

 

Dolayısıyla bizim sorunlarımız çözülemez. -haci-

 

Bu cok kesin, sabit, caresiz ve negatif bir cumle degil mi?, neden boyle dusunuyorsun?

Sonucta sorunlari yaratanda, cozecek olanda insanogludur ve epistemolojik olarak bilinen henuz baska bir parca/tur yoktur.

 

Dolayisiyle, insanoglu sorunlari yarattigi gibi, cozmesini de bilir. Yeterki yarattigi sorunu algilayacak, bilgi, bilinc ve farkindaliga varsin ve sorunundan kurtulmak istesin.

 

evrensel-insan

Soruna bağlı...

İslam hem sorundur, hem de çözümdür.

300 yıl önceye kadar hep çözüm olmuştur.

Son 300 içinde ise sorun olmaya başlamıştır.

Çünkü İslam ile batıya ulaşılamayacağı anlaşılmıştır.

 

Ama batıya ulaşmak gibi bir amacımız yoksa, İslam hala bir çözümdür. Sorun değildir.

Demokrasi, laiklik, türban, kadın hakları gibi sorunları kökten halletmek için İslam birebirdir.

 

Ama amacınız batı düzeyinde bir demokrasi, laiklik ve insan hakları ise, İslam önünüzdeki en büyük engeldir.

 

Yaşama şeklinize bağlı..

Orta çağın karanlığında yaşamak istiyorsanız, İslam en güzel bir çözümdür.

 

İslam'dan kurtulmak mümkün değilse, İslam'ın neden olacağı sorunlardan ve onların İslamsal çözümlerinden de kurtulmak mümkün değildir.

Link to comment
Share on other sites

Saygideger haci;

 

Birseyin, hem sorun hem cozum olmasini neye/kime gore belirliyorsun?

 

 

Ayrica islamdan kurtulmak, ya da her hangi bir dini uygulama ve inanctan kurtulmak neye/kime gore mumkun degil?

 

Nedir/kimdir bunu mumkun kilmayan. Ben bir serbest dusunurum ve hic bir dini uygulama ve inancim yok. Yasamim da yer almiyor.

Ama, dini olanlarinda da dini hak ve ozgurluklerini uygulamalarina karsi olamam.

 

Yeterki, ne onlar ne de ben; baskalarinin hak ve ozgurluklerine mudahele etmeyelim, zorlamayalim, karismayalim. Sadece dusunce olarak ben; dinin insanlasmanin onunde nasil bir engel oldugunu dile getirirken, onlarda kendi dogruluguna inandiklari dinlerini dile getirsinler. Herkes te, kendinin ne olacagina kimsenin baskisi altindakalmadan kendi akli ile karar versin

 

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

  On 24.04.2011 at 19:09, evrensel-insan yazdı:

Saygideger haci;

 

Birseyin, hem sorun hem cozum olmasini neye/kime gore belirliyorsun?

 

evrensel-insan

İslam'ı ele alalım..

Bazılarına göre çözümdür, bazılarına göre ise sorun.

Köktendinci bir Müslüman'a göre İslam çözümdür. Bana göre ise bir sorun...

Link to comment
Share on other sites

Saygideger haci;

 

Peki bu fark sence neye gore belirleniyor?

 

Sonucta, insanoglunun bir seyin sorun olduguna karar verebilmesi icin, ondan rahatsiz olmasi gerekir. Zaten rahatsiz degilse sorun yoktur. Kisi bir seyin sorun olup olmadigini kendi algilar. Bu da seyleri sorgulamayi getirir.

 

Oyuzden sorun da cozum de algiliyan icin vardir, algilayamayan icin yoktur.

 

Bu temelde de neyin sorun olup olmadigi ancak algi ile mumkundur.

 

Bu da algi duzey farkidir ve senin sorun olarak algiladigini, baskasi sorun olarak algilamaz ve senin sorunu dile getirmen de, o kisice ancak ideolojik inancsal dogrusunda bir rahatsizlik, bir acaba dogarsa mumkundur. Cunku o zaman ancak ideolojik inancsal dogrusunu sorgular.

 

Bu temelde de, bir nonteist veya antiteist teiste nazaran, teizmi sorun olarak algilamis ve sorgulamistir.

 

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Burası felsefe forumu değil. Politika forumu..

Felsefe forumu olsaydı bu güzel bir yorum olurdu evrensel-insan kardeşim.

Politika forumu olduğu için de fena değil. Politik bir yorum. ..

 

Biraz daha direkt cevap vermeye davet ediyorum sizi...

Bu bir algı sorunu da olsa, derinliklerinde başka şeyler de var.

İslam'a inanmayıp da onu bir alet olarak kullanmak da aynı kategoriye giriyor.

 

Yani nasıl keserseniz kesin İslam bazıları için çözüm, diğerleri için sorun olmaya devam edecek.

Link to comment
Share on other sites

Saygideger haci;

 

Ben konunun gidisine gore dusunce dile getiriyorum. Sonucta felsefe bir bakis acisidir ve politika dahil, her seye yansir.

 

Bu temelde de iki konu vardir. Dindar ve dinci. Eger bir kisi dini uygulamayi kendi icin yapiyorsa, dindar; yok, bu uygulamadan bir cikar gozetiyor,dini somuruyor ve kendi amacina alet ediyorsa da dincidir.

 

Bu temelde her ikisi de, dini sorun olarak gormez. Ustelik dinci burdan bir de cikar elde eder. Sorun olarak gorebilen, sadece ve sadece bu dini sorgulamis, ondan rahatsiz olmus, kendi dindarken acabalar dogmus kisidir.

 

Ayrica benim dile getirdiklerim, bir gorus degil; bir kabul veya karsi cikis degil; sadece bir gozlemdir. Ustelik benim bireysel gorusumu de icermeyen, disaridan bakis acili ve notr bir gozlemdir.

 

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Saygideger haci;

 

Basligimiz politika, din degil. Ama illa sorunun temel olarak nerede oldugunu soruyorsan, sorun insanoglunun dogal zihniyetinde ve bunun devrimini gerceklestiremeyip, insansal zihniyete gecememesinde. Bu konuda sorun, sadece etik (din, milliyet v.s.) degil; dogumdan itibaren bebege verilen, her konudaki her turlu veriler, tabular ve degerler.

 

Sorunda bunlarin, ayrimci, cikarci olmasinda ve insanoglunun yasamini ikinci plana atmasinda, bu degerler ugruna savastirmasinda.

 

Oyuzden din felsefesi olarak, konu sadece bir din felsefesi olan islam degil; tum din felsefeleri. Kisaca dini inanclarin insanoglunun zihniyet devriminde nasil bir engel oldugu.

 

Mesela, emperyalist zihniyet ne dindardir, ne de dinci; ama, dini kendi ayrimci cikarlari icin alet olarak kullanmaktadir. Dolayisiyle dinin kullanimi, kisinin dinci olmasina da bakmaz. Sadece ayrimci cikarina ve o cikarin amacina bakar.

 

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Güzel bir politik cevap olmuş yine..

Suya sabuna dokunmayan....

Başlık politika ama sorunumuz din malesef.

İslam'dan dolayı o sorunlarımız var.

İslam olmasaydı o sorunlarımız da olmayacaktı.

Ben çözümlerini İslam'dan kurtulmaya bağlıyorum.

O da mümkün değilse, bu sorunların çözümü mümkün değildir.

Benim ekleyecek başka düşüncem yok bu konuda.

Link to comment
Share on other sites

Saygideger haci;

 

"Saadete gelir misin?"

 

Sen bana bu baslik felsefe degil dedigin icin, ben de konu din degil, dedim.

 

Sonucta bir cesit teizm olan islamin sorun ve cozumu, teizmin ne oldugunun ve nasil algilandiginin temelindedir.

 

Nedense, bizim toplum hep, detaylarla ugrasir. Sorunun, oz ve kokune, kokenine inmeyi dusunmez.

 

Hak ve ozgurlukleri, turbana indirger.

 

Demokrasiyi, sivil diktatorluk olarak algilar.

 

Konulara disaridan bakmak yerine,hep kendi penceresinin ideolojik inancsal dogrusundan bakar.

 

Ayrica, sen islamdan zaten kurtulmussan, senin acindan sorun degil ki!

 

Seni islamdan kurtaran seylerin ne oldugunu dile getirmen yeterli degil mi?

 

Tabi, mumkunse bir nonteist olarak, antiislamci olarak degil.

 

Ayrica algilayamadigim, sen islamdan kendini kurtarmisken, neden islam konusunu cozumsuz gordugun. Sen cozdugune gore, baskalari da bu sorunu cozebilir. Yeterki sorunun, bilincine, farkina ve vasfinavarsin.

 

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

bence yukarıda sayılan sorunların hepsinin çözümü ordu darbesidir. ama öğle böle darbe değil. yani darbe yapacan 1 sene sonra seçimler yapılsın yeniden demokrasiye geçiyoz şarkıları okunmasın. ordu darbesi dediğin ispanyadaki franco iktidarı gibi olmalı. nasıl ya ? diyenin kafasında 30 yıl sopa kırılmalı. ama bu kadarda olmaz dedin mi adamı sürüm sürüm süründürmeli, yol inşaatlarında geberinceye kadar çalıştırlmalı ve öldümü cesedini harca katmalı. allah peygamber diyene köteğin allahını atmalı, toplumun belli kesimleri değil tümü ezilmeli. türk vatandaşları bunları yaşamalı ki sonra demokrasiye kavuştuklarında bu demokrasiyi kendi bağnaz, kalıplaşmış, sığ ve tek tip yaşam tarzını diğer insanlara demokrasi adına zorlama yapmaya kalkmasın. türk insanı bunları yaşamalı ki özgürlüğüne, demokratik haklarına, insanca yaşamaya, kendi gibi düşünmeyen insanlara saygılı olmaya, hukukun üstünlüğüne ve haksızlıklara karşı teminatın kişiler değil yasalar olduğuna, siyasi görüşlerini şiddet yolluyla kabul ettirmeye çalışanlara karşı hep birlikte durmaya, kaliteli eğitim ve sağlık hizmeti almaya hakları olduğunu unutmamak üzerine bilsinler ve bu haklarına 4 elleri ile sarılıp bunu bozmaya çalışanlara karşı hep birlikte karşı durabilsinler.

 

uzun lafın kısası bu halk bu yukarda saydıklarım için mücadele ettimi ki bu haklarını koruma ihtiyacı yahut bu hakların tehlikede olduğunu düşünsün.

 

ne kadar köfte o kadar ekmek.

Link to comment
Share on other sites

  • 3 hafta sonra...

Sadece Turkiye'nin degil; bugun dunya insanliginin en buyuk sorunu, birbirini dinlememe, anlamama, algilamama ve sadece karsisindakini kendi ideolojik inancsal dogrulari ile degerlendirerek, elestirme, hatta kendi ideolojik inancsal dogrusunun bile ne oldugunun bilincinde ve farkinda olamama, ortaya koyamama ve bu ideolojik inancsal dogru mucadelesi temelinde de ortak bir nokta da bulusamama ve hatta ortak bir nokta icin dusunce uretememe ve algi gelistirememe sorunudur.

 

Yukarida siralanan ve siralama sonsuzluguna sahip olan degerler, tamamen insanoglunun dogumdan itibaren kendisine verilen ve onun kisilik ve kimlik degerleri durumunda olan ve o kisice, sahiplenilen, sabitlenilen, ugruna olunebilinen ve mucadele verilen ve de yasam ve iliskilerde uygulanmak istenen HAK VE OZGURLUKLERDIR.

 

Bu hak ve ozgurlukler, genelde etik icerikli; milli, dini, ahlaki, sosyal, siyasal, toplumsal, ananevi, kulturel, ananevi v.s. temelli kisinin yasam ve iliskilerinde dusunce ve davranis olarak rahatca uygulayabilmek istedigi degerleri, verileri ve tabularidir.

 

Eger farkli degerlerin hak ve ozgurluklerine sahip farkli halklar ayni toplum icinde yasamak istiyorsa; once birbirlerinin her turlu degerini kendi degeri ustune icsellestirebilmelidir. Bu degerlerden birinin digerine gore one cikmasi, one cikaran adina bir ayrimcilik, cikar otorite ve guc farki dogurur. Bu da digerlerinin HAK VE OZGURLUGUNUN KISITLANMASI, YASAKLANMASI anlamini tasir.

 

Bu bir toplumda saglanmadan, o toplumda BIRLIKTEN, BERABERLIKTEN ve BUTUNLUKTEN bahsetmek mumkun degildir.

 

Demekki ilk yapilmasi gereken bu farkli hak ve ozgurluklerin her fark tarafindan ICSELLESTIRILMESIDIR.

 

Iste ondan sonra toplum, toplum olur ve hep birlikte yasarken, bu yasamin nasil daha refah, huzurlu, duzeyli v.s. yapilmasi icin ortak karar alinir.

 

Bu karar da zaten, toplumun ve her bir vatandasinin yasam hak ve ozgurlugu olan, is, konut, beslenme, egitim, saglik, gecim duzeyi olarak topluma yansir.

 

Buradaki butun sorun, bu iki konunun toplumu ve farkli halklarini yonetecek ve yonlendirecek olan iktidar ve otorite gucunun bu gerek ve ihtiyaclari algilama yerine, kendi yandas ideolojik inancsal dogrulari ile, ustelik bu gerek ve ihtiyaclari da, politik bir duygu somurusu yaparak arac olarak kullanmaktadir.

 

Burada da vatandasa iki gorev duser. Birincisi kendi farkinin bunyesinde tum farklari hak ve ozgurluk olarak icsellestirebilmesi ve bir toplum butunu olarak ta, kendisini yonetecek ve yonlendirecek iktidar guc ve otoritesinden, hem bu icsellestirilmis farklari politikanin bir araci yapmamasini, hem de bu gerek ve ihtiyaclarinin yasam standarti temelinde yukseltilmesini, giderilmesini talep etmektir.

 

Burada da vatandasa iki gorev duser. Birincisi deger ve ideolojik inancsal farki ne olursa olsun, her turlu yasam standarti giderilmesi taleplerini orgutlemek, katilmak ve desteklemektir.

 

Yine ayni sekilde, herhangibir fark hak ve ozgurluk mucadelesinde, kendi farki o olmasa bile bu mucadeleye destek vermesidir.

 

Vatandasin, toplumun ve farkli hak ve ozgurluklerinin KAYIBI, kendi farki ve istemi disinda baskalarini desteklememek ve kendi ideolojik inancsal dogrusu temelinde dogrusuna uymayan mucadeleyi desteklememek.

 

Iste vatandasin, farkli halklarin ve toplumun bu BIRIBIRINI DISTALAMASI ve BIRIBIRIYLE OLAN MUCADELESI onlari yonetecek ve yonlendirecek olan iktidar guc ve otoritesine de DISTALAMA ve FARKLAR ARASI MUCADELE firsati vermektedir.

 

Boylece, vatandas, farkli halklar ve toplum, kendilerini yonetecek ve yonlendirecek iktidar guc ve otoritesini BELIRLEYECEGINE, bu ayrimci, cikarci, duygu somurulu iktidar savasi verenler yonetim ve yonlendirimi BELIRLEMEKTEDIRLER.

 

Buradan da zaten sorun otomatikman ortaya cikar. Eger toplumun yonetim ve yonlendirimini vatandas, iktidar mucadelesi veren guclerin insiyatifine birakirsa, hic bir zaman toplumsal birlikteligi farklarin icsellestirilmisligi temelinde saglayamayacak, her zaman bir yandas fark ve ideolojik inancsal ayrim, cikar digerlerine yasami zindan edecektir. Ayrica, hic bir surette de, toplumun yasam gerek ve ihtiyac giderimi icin de yola cikmayacak, bunu bile bir iktidar propagandasi ve araci yapacaktir.

 

Iste vatandas, farkli halkar ve toplum ile iktidar arasindaki bu yonetim ve yonlendirimi de, vatandas, farkli halklar ve toplum adina saglayacak olan ve vatandasin yaninda olmasi gereken, aydinlar, ilericiler, devrimciler ve elit kesim olmalidir.

 

Iste bir sorun da buradadir. Bu bahsedilen kesim, vatandastan, farkli halklardan ve toplumdan yana olmak yerine, ayni iktidar mucadelesi gibi, kendi farkinin ustunlugu ve ideolojik inancsal dogrusunun dayatimi mucadelesi vermektedir.

 

Iste ulkenin ve toplumunun sorunu da, cozumu de budur ve bunun algilanma ve uygulanma orani dogru sorun tahlili ve teshisine ve de dogru cozum onerisi ve uygulamasina donusur.

 

Bu bir hayal mi?, eger "bu bir hayal" diyen varsa, bu hayalin gerceklesememesindeki ana nedenin SADECE kendi farklarinin ustun kilinmasi ve DIGER FARKLARIN ICSELLESTIRILEMEMESI ve de sadece kendi ideolojik inancsal dogrularinin mucadelesini vermesi ve diger ideolojik inancsal dogrularla mucadele etmesi ve ustelik kendi verdigi dogru savasinin da ne oldugunun bilincinde olmadan, sadece karsi dogrulari elestirerek toplumu her turlu, bolmesi, kutuplastirmasi ve biz/oteki ayrimciligini mikro duzeye tasimasidir.

 

Oyuzden her vatandas, aydin ve iktidar pesinde kosan; baskalariyla ugrasmak yerine,once kendi ICSELLESTIREBILME bilincini ve farkindaligini algilamasi ve bilincine cikarmasi gerekir.

 

Aksi, herkesin tum yaptiginin "bosa kurek cekmek" oldugunun bilinmesidir.

 

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Simdi yukaridaki yazi temelinde sormak istiyorum;

 

Bir tane kendine ilerici, devrimci, aydin diyen ve kendini elit kesim olarak lanse eden yazar arkadaslar arasinda, var mi; KENDI ETIK VE IDEOLOJIK INANCSAL DOGRUSUNDAN ve de IKTIDARIN GUC VE OTORITE PESINDE KOSAN ETIK VE IDEOLOJIK AYRIMCI,CIKARCI, INANCSAL DOGRUSUNDAN YANA OLMAYAN ve sadece toplumun ve farkli halklarinin tum farklarini toplumsal olarak kapsayacak farklarinin butunlugunden, beraberliginden, birliginden ve de onlarin yasam ihtiyac ve gereklerini yukseltici, iyilestirici, gelistirici, karsilayici hak ve ozgurluklerinden yana olan VARSA BOYLE BIR ETIK (milli, dini, sosyal, ahlaki,ananevi v.s.) VE IDEOLOJIK INANCSAL DOGRUYU TUM TOPLUM, FARKLI HALKLARI VE VATANDASLAR ADINA HIC BIR FARKA HIC BIR AYRIMCILIK VE CIKAR TANIMADAN ONE SUREN?

YANDAS DEGIL; INSANDAS OLAN?

 

Sonucta bir dogru varsa ve olacaksa, konu ne olursa olsun; o dogrunun bir ...e goresi olmasi gerekir. Iste bu ..e gore de, toplumsal (evrensel) ve insansal olmalidir. Sonucta bu bilinc ve farkindalik; dunyanin hangi cografyasindaki hangi toplumun farkli halklari ve vatandaslari icin olursa olsun, gecerlidir. Yani evrenseldir.

 

Iste, bir aydinin, ilericinin, devrimcinin ve kendisine elit sifati yakistiranin, evrensellesmesi ve insanlasmasi budur.

 

Yoksa sadece kendi farkinin, tarafinin kendi yandasini desteklemek adina, degerlerini one cikarmak, kendi farkinin ideolojik inancsal dogrularini savunmak ve digerleriyle mucadele etmek, zaten siradan bir beynin, USTELIK NE YAPTIGIN BILINCINDE OLMADAN yaptigidir. Bir vatandasta, bir iktidar guc ve otoritesi pesinde kosan da zaten bunu yapar.

 

Ozaman herkesin sapkasini onune koyup, kendi aydinligini, ilericiligini, devrimciligini, elitligini, insanligini v.s. baskalariyla ugrasmaktan once, sorgulamasi ve kendini egitmesi gerekir.

 

Balik bastan kokar.

 

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...