Jump to content

Kemalizm


karakedi

Recommended Posts

Kemalist terimi ilk defa 1918’de yabancı gazetelerde ve Anadolu’da emperyalistlere karşı direniş yapan savaşçılara verilen bir tanımlama olarak biliriz 01. Bu tanımınlamayla birlikte 1930 yılına kadar Kemalizm terimini Türkiye’nin yeni rejimini tanımlamaya çalışan yabancı gazetecilerin "Kemalist Türkiye", "Kemalist rejim" şeklinde ki atıflarında da rastıyoruz.

 

Türk orjinli Kemalizm terimi ilkdefa Ali Naci’nin (Karacan) yanılmıyorsam Kadro Dergisinde yayınlanan bir makalesinde "Rusya’da Nasıl Komünizm, İtalya’da nasıl Faşizm varsa, bizde de Kemalizm olmalıdır"02 makalesiyle Kemalizmi gündeme taşıyarak tartışmayı başlatmış olur.

 

Daha sonra yine ilk defa resmi olmayan bir şekilde Kemalizm termi 1935’te CHF’nin (CHP) parti kurultayında tartışılan ve partinin onaylanmayan tüzügünde, parti Sekreteri R.Peker tarafından "her partinin bir ideolojisi var, bizim ki de Kemalizm olsun" dediğinde, M.K. Atatürk onay almayan tüzüğü kast ederek "Sen bana hakaret mi ediyorsun" diye Peker’i azarlar ve konu kapanır. Bu olaydan sonra partideki aynı Kadro’nun "doktriner Kemalizm" gibi, teklifleri tartışmaya alınmaz ve bu durum bazı kişilerin partiden uzaklaştırılmasına sebep olur. Neticede 1935 Tüzüğü’nün M Kemal Atatürk tarafından yazılan giriş kısmı tüm tartışmalara son noktayı koyar, çünkü Atatürk Kemalizm tartışmalarını gündeme getirenlerin gerçek niyetlerinin göze girmek olduğunu çok iyi bilmektedir.

 

Mayıs 1932’de İ. İnonü ile çıktığı İtalya gezisinin ardından partide konumunu iyice güçlendiren ve İ. İnönü’den sonra ikici adam ve en önemli parti sorumlusu olan R. Peker, partiye iyice egemen olmaya başlamıştır. Bu dönemde parti dışından kimse inkılabı tartışamayacağı gibi, parti içinden de hiç bir kimse, tepeden (genel Sekreterden) gelen düşüncelere kendince bir katkıda bulunamıyacaktır. Vedat Nedim Tör, R. Peker ve N. Ali Küçükan’ın partiye hakimiyetleri iyice hisedilir olmuştur.

 

1935 Kurultay’ında M. K. Atatürk’ün söylevi ile Genel Sekreter R. Peker’in söylevi arasındaki farklar artık yol ayrımının en açık kanıtıdır. 1935 programının dilde sadeleştirme nedeniyle yayınlanan yeni tüzük halinin (1937’de hazırlanan 1939’un program taslağı) sadece giriş kısmında "Partinin güttüğü bu esaslar Kamalizm prensipleridir" ibaresi ile Kemalizm’in bir ideoloji olduğunun tescillenmesiyle yetinilmiştir.

 

Halbuki Atatürk’ün düşünce ve zihin yapısı teorik olarak doğmatik ve ideolojik doktoriner yapı değil, pratik olarak uygulanabilir bir düşünce yapısıdır. Bu iddamı destekleyen güçlü kanıtlar ise yapılan devrimlerdir. Atatürkün düşünce bazında oluşturduğu tüm fikirleri pratikte uygulama safhasına geçmiş inkılaplarıdır. Gelecekle ilgi fikirlerine baktıgımızda da aynı anlayısı görmekteyiz. Mazi ve atiye (gelecek) dair nutuk, söylem ve tavsiyeleri dikkate alınırsa doğmatik değil, uygulanabilir pratik yöntemlerdir. Partinin yeni tüzüğünde “Partinin güttüğü esaslar Kemalizm prensipleridir” ibaresi doğmatik bir mana içerse de müdahale etmemiştir.

 

R. Peker, 1935’te parti program ve tüzüğüne, etkilendiği İtalyan sistemini aktarmak istediğinde ise M. K. Atatürk tarafından durdurulacaktır. 1935 Tüzünü okuyan Atatürk, Kemalizm adı altında şekilden ibaret bir meclis ile üç kişiden ibaret bir parti hakimiyeti kurulmasına müsade etmiyor ve "Kim bu zorbalar, bu kuvveti kimden alıyorlar, kendilerini millet iradesinin üstündemi zannediyorlar,” her halde İsmet bu tüzüğü okumadan imzalamış, götürün okusun diye tepki veriyor. 1935’te ki bu olay, Önder ile kadrolar arasındaki önemli yol ayrımlarından birini oluşturacaktır. Terakkiperver Fırka olayı ile yolunu ilk beşlerden ayıran M. K. Atatürk, ideoloji oluşturma aşamasında da yolunu İ. İnönü ve R. Peker’den ayıracaktır

 

R. Peker elinde bulundurduğu parti hakimiyeti gucüyle devlet yönetiminede hakim olmaya çalışmaktadır. Atatürk ise durumdan hosnut değildir Ankarada bir yemek davetinde Edirne’de yolsuzluk yapan bir parti müfettişinin neden görevden alınmadığını kızarak R.Peker’e sorar. Peker azarlanmasına içerleyerek ayağa kalkar ve yüksek sesle kendisini partiye adadığını söyler ve bulundukları ortamı tekeder. Atatürk yanında bulunan Şükrü Kaya’ya R.Pekr’i Genel Sekreterlik görevinden aldığı ve yetkilerinin içişleri bakanına devir edildiğini bildiren bir tamim yazdırır. Böylece devleti partinin hegomanyasından kurtarmış olur.

 

Bu dönemde reddedilen 1935 tüzüğünü okuyup imzalayan İ. İnönü ise diğer bir direnç noktası olarak halen başbakandır. İ. İnönü de ekonomik uygulamalarda yavaş davranmaktadır. I. Sanayi Planı sona ermek üzeredir. 9 Mayıs 1935’te Mecliste M K Atatürk "Endüstrileşme programımız, normal gidişindedir. Bununla beraber yurdun endüstrileşmesine daha çok hız verilmesi ve yakın amanda yeni bir ikinci programa başlanması lüzumuna dikkatinizi uyandırmak isterim." demesine rağmen bir hareketlilik yoktur. Bu tutum üzerine Atatürk işbankası müdürü C. Bayar’ı görevlendirir ve Anakara da 1936 II beşyıllık sanyi kongresini toplanmasını sağlar. M. K. Atatürk ve İ. İnönü arasında görüş ayrılıkları Lyon Konferansında ortaya çıkar. R. Aras ile devamlı bağlantıda olan M. K. Atatürk, pasif bir politika isteyen İ. İnönü’den farklı olarak Akdeniz’de etkin rol almamızı ister. Bundan çok rahatsız olan İ. İnönü tepkisini belirtir. Daha önce de İçişleri Bakanı Ş. Kaya aracılığıyla parti yönetimine el konmasını sindirememiş, gereken tamimi yayınlamak için iki gün beklemiştir. Daha sonra M. Kemal Atatürk’ün bakanlarla bire bir ilişkisini ve görevden almaları "iptidai" bulduğunu söyleyecektir. O’nu bekleyen kader de aynı Peker’in ki gibi olacaktır. Ekonomide C. Bayar’ın, Peker olayında İçişleri Bakanı Şükrü Kaya’nın ve en son olarak Lyon konferasındaki R. Aras’ın M. K. Atatürk’e odaklı siyaseti, iki arkadaşın siyasi yollarını ayırır. Bu yol ayrımı Lyon konferasından sadece 6 gün sonra Orman Çiftliği konusundaki bir diyalogla kesinleşecektir.

 

Çiftlik hakkında kendisine sorulan sorulardan rahatsız olan İ. İnönü, konunun Bomonti Bira fabrikasına gelmesiyle sesini yükselterek "Daha ne kadar bu ülke bir sarhoşun masasından yönetilecek03" der. M. K. Atatürk, "unutma ki seni bu noktaya getiren söz konusu ettiğin sarhoştur" diyerek cevap verir. Oysa o akşam M. K. Atatürk ağzına bir damla içki koymamış ve içmemiştir. M.K.Atatürk sofradan kalkarak "paşanın sinirleri yıpranmış" diyerek odadan ayrılır. Ertesi gün İstanbul’a trenle gidecek olan iki silah arkadaşı arasında oluşan fikir ayrılıklarına son noktayı koyan bu olay, trende İ. İnönü’nün M. K. Atatürk tarafından istifaya davet edilmesi ile son aşamaya gelir. İ. İnönü 1.5 ay izinli sayılarak göreve vekaleten C. Bayar tayin edilir (20 Eylül 1937). Fakat asli vekalet 45 gün dolmadan 35 gün sonra Başbakanlığa çevrilir.

 

8 Kasım 1937’de Yeni kurulan Hükümetin Başkanı olarak meclis kürsüsünde konuşan C. Bayar,04 Ulu Önder’e atıf yaptığı ve ilk defa Kemalizm ve Kemalist rejim sözlerini sarf ettiği hükümet programında, yapacaklarından söz etmektedir. C. Bayar’ın 1 ve 8 Kasım konuşmaları Cumhuriyet tarihinde ilk defa Kemalizm’in resmi kayıtlara ve meclis tutanaklarına geçtiği tarihtir.

 

Daha sonra İsmet İnönü tarafından, M.K. Atatürk’ün vefatının hemen ardından bu konuşmalar ve 1937 Kasım Hükümeti program ve nutukları için “baştan başa sansasyon ve demogoji oldu" sözleriyle eleştirilecektir05. Konuyla ilgili Gazeteci Apti İpekçi’nin samimi sorularınada aynı yanıtı verecekti. Tüm hazırlıklarını Atatürk sonrası tek adamlık yani milli şeflik düzeni üzerine kuran İ.İnonü Atatürk sonrasında Kemalizm-mi hiç ağzına almayacak olduğu gibi, sorulacak sorulara da klasik kaçamak cevaplar vererek tarihi sorumluluk almaktan kaçınaçaktı.

 

Aslında Atatürk’ün sağlığında Kemalizm adına yapılan tüm tartışmalar R. Peker ve parti Kadroları her iki tarafinda, İnkilabın ideolojisini Kemalizm adı altında telaffuz etmek istemeleri: Devrimleri Sosyalizm ve Kapitalizm dışında bir ideoloji olarak gördükleri içindir. Esasen Atatürk’ün yaptığı tüm inkılaplara bakaçak olursak, Türk milletinin kültür ve karekter yapısına uygun devrimler gerçekleştirmiştir. Bu anlamda devrimler yerlidir.

 

Metin YAZAREL

 

Kaynakça:

01. Demirer, A.2002. III Sanayi Planı, Türk Tarih Kurumu 18 Ocak 2002.

02. İnkilap dergisi 1930

03. Yavi,E. 2002, Batırılan Bir Ülke Nasıl Kurtarılır?. Yazıcı Yayınevi, s. 482

04. Atatürk, M.K., 1937.Yeni hükümet programı demeci, Ayın Tarihi, Sayı 48, s 63

05. İnönü, İ., 1987. Age, sf .323.

Link to comment
Share on other sites

Nasıl Akp lıler kemalist islamcı mı?..Kemalist insanların gaiple işi olmaz..Bir İnsan hem kemalist hem islamcı olamaz..Olmamalı..

 

Aslında doğrusu şu: AKP gizli-kemalist-muhafazakar, yarı leninist ve post-modernist ılımlı islamcıdır.

 

PKK ve APO: kürtçü-kemalist ulusalcı-marksist- maoist ve de biraz sadoşist-faşist çizgidedir.

 

Ama Hitler hepisinden daha Kemalisttir.

Link to comment
Share on other sites

Şu başlıklara bakın...

Bütün ahmaklar bu forumda toplanmış..

Kemalizm yiyor bu şaşkınlar, faşizm, despotizm, anarşizm, terörizm .ıçıyor.

Kemalizmi insanlık tarihinin başlarına kadar da götürebiliyorlar.

Bu ahmakları ciddiye almak yanlış ama onların ne adi pislik olduklarını da gözler önüne sermek gibi bir sorumluluğumuz var.

Bu sorumluluk bizi motiviye ediyor.

 

Devam edin ahmaklığınıza....

Hacı sizi ifşa edecek..

Link to comment
Share on other sites

Ortodoks Marksistlerin nitelikleri neyse Kemalistlerin nitelikleri de odur. Arada tek bir fark var, Ortodoks Marksistler gözlerini açıp güne ayak uydurabilir ama Kemalistler uyduramaz. Çünkü kemalizm geçen yüzyılda idare edip sırıtmayan bir doktrindir. Bu yüzyılda ne işe yarar ne de saygı hak eder.
Link to comment
Share on other sites

PearlyGates, yazısı mantıklı ve başlıkla yerinde.

 

Şimdi karakedi sen ne anlatmaya çalışıyorsun? Derdin nedir senin? Atatürkü sevenlerden bir şeymi istiyorsun? Yada bunları düşman mı görüyorsun nedir anlatmaya çalıştığın?

 

Ayrıca bir şeyi beğenmiyormusun o zaman ne alternatifin?

 

 

Atatürk ü sevin ama tapmayin.Adam caginda yasamis gitmistir.Cagimiza uyarlayalim.6 ok.Halkcilik,CHP ve kuyrukculari halki begenmez cahil görür o halk sana gelip oy verir mi,sonra da gelen iktidari devirmek icin askerin kicinda dolasir.Atatürk ne demisti,köylü milletin efendisidir.Devletcilik;herseyi getirip devlete baglamak,devlete bisey olmasinda halk önemli degil,devlet seni güden bir coban sadece.Milliyetcilik,bu kavrami oldum olasi sevmem,herkes devleti sevmek zorunda gerekirse gebermekte makuldur.Cumhuriyetcilik,hala ici demokrasiyle doldurulmamis yavan birsey,Laiklik,Türkiye ne zaman laik oldu ki,devletin dini var,diyaneti var,devletin askerle beraber parasini yiyen canavar.Devrimcilik,kim kaybetmis ki ben bulam,10 yilda bir devrim yapilip halkina silah cekmisler,rakiplerini getirtip simdi iktidarin basina getirmislerdir.TÜRKIYE Kürt sorununa enerjisini heba etmis ve cözmemistir.Islam da palazlanarak iktidar sahibi olmustur.Kürt meselesiyle bütün sorunlarin üstü örtülmüstür,sorun cözüldügünde kimse istedigi gibi at oynatamayacaktir,nokta

Link to comment
Share on other sites

Atatürk ü sevin ama tapmayin.Adam caginda yasamis gitmistir.Cagimiza uyarlayalim.6 ok.Halkcilik,CHP ve kuyrukculari halki begenmez cahil görür o halk sana gelip oy verir mi,sonra da gelen iktidari devirmek icin askerin kicinda dolasir.Atatürk ne demisti,köylü milletin efendisidir.Devletcilik;herseyi getirip devlete baglamak,devlete bisey olmasinda halk önemli degil,devlet seni güden bir coban sadece.Milliyetcilik,bu kavrami oldum olasi sevmem,herkes devleti sevmek zorunda gerekirse gebermekte makuldur.Cumhuriyetcilik,hala ici demokrasiyle doldurulmamis yavan birsey,Laiklik,Türkiye ne zaman laik oldu ki,devletin dini var,diyaneti var,devletin askerle beraber parasini yiyen canavar.Devrimcilik,kim kaybetmis ki ben bulam,10 yilda bir devrim yapilip halkina silah cekmisler,rakiplerini getirtip simdi iktidarin basina getirmislerdir.TÜRKIYE Kürt sorununa enerjisini heba etmis ve cözmemistir.Islam da palazlanarak iktidar sahibi olmustur.Kürt meselesiyle bütün sorunlarin üstü örtülmüstür,sorun cözüldügünde kimse istedigi gibi at oynatamayacaktir,nokta

 

Genel olarak yazdıkların doğrudur.Kemalizmden milliyetçilik ve devletçiliği çıkardın mı fıstık gibi bir sistem olur.Ülkemiz içinde uygun.Ülkenin bu hale gelmesinde Kemalistlerin suçu yokmu? Var hemde en büyük suç onların.Bu ilkeleri çağa uyduramadılar,Atatürk'ü her yerde kullanıp bir nevi itibarsızlaştırmaya başladılar.Ama bütün suç onların mı? Neden her kötü şeyin altından kemalistler çıkıyor? Memlekette kötü bir durum olsa suçlu direk kemalistler ilan ediliyor.

 

Birde beni rahatsız eden binbir çeşit farklı düşüncede kemalist varken hepsini aynı çatıda toplayıp çöpe atmanız ve bunun suçlusu olarak Atatürk'ü göstermeniz.Bunu yapmayın.Bir adam çıkıpta darbe olmalı dediği için tüm kemalistleri darbeci yapmayın.

Link to comment
Share on other sites

Kemalizm başka ne olabilir?

Kemalistler homofobik, islamofobik, anarşist, terörist, uygarlık düşmanı, şehirleşme düşmanı, azınlık düşmanı, son derece güçlü ve kuvvetli, her yerde ve her zaman hazır

 

Kemalizm bunları mı destekliyor? Bunları mı ilke ediniyor? Bunları mı savunuyor?

 

Bu iddiaları ortaya atanlar Kemalizmi çok mu iyi biliyorlar?

Yoksa hiç mi bilmiyorlar?

Ya da bu iddiaları bildikleri halde mi ortaya atıyorlar?

Amaçları ne olabilir?

 

İlginç olarak burada kimse Kemalist olduğunu söylemiyor. Hatta Kemalizmi açıkça savunmuyor bile.

Onlar sadece Kemalizm adına yapılan suçlamaları gülünç buluyor ve Kemalizmi bu şekilde eleştirenlerle alay ediyor..

Ama bu meczuplar alay edildiklerini bile anlamıyorlar...

 

Atatürk'ü sevenlerin ve ilkelerini savunanların çoğu Kemalist değil...

Bunu çok iyi biliyoruz.

Bu durumda kim Kemalist dersiniz?

Öyle bir ideoloji ve dogma var mı?

Olduğu söyleniyor.

Kadın hakları devrimi, dil devrimi, din devrimi, kıyafet devrimi bir ideoloji ve dogma mı?

Kıyafet devriminden başladı bizim sapıklar..

Oradan diğer devrimlere geçtiler. Sonunda kadın hakları devrimine dayandılar..

Kadınların kendilerini erkekler için feda etmeleri insan haklarından biri oldu.

 

Bunlar çok ilginç gelişmeler.

Savundukları ilkeler yok bu ahmakların.

Sadece eleştirdikleri ilkeler var.

Onların yerine koyacakları ilkeler yok ama..

Çeneleri laga luga yapıyor bolca..

 

Kimi hedef alıyorlar bu aptallar dersiniz?

Herhalde ateistleri, demokratik ve laik bir cumhuriyeti ve hukuk devletini savunanları değil.

Ama nedense eleştirileri hep onlara yönelik.

 

Bazıları onlara cevap vermeye tenezzül etmiyor.

Onları aşağı buluyor. Ahlaksız buluyor.

Bence onların her iddiasına cevap vermemiz lazım.

Çünkü cevapsız kalırlarsa, kendilerine cevap verilemediğini düşünüyorlar..

 

Kemalizm bir şeyse eğer, bu sapıklara meydanı boş bırakmamaktır.

Ben Kemalizmi bu yüzden savunuyorum.

Ahmakları meydandan kışkışlamak için Kemalizmden daha etkili bir eğilim yok galiba.

Evet. Ben sonunda Kemalist olmaya başladım..

Ahmak kışkışlamak için..

Link to comment
Share on other sites

Atatürk ü sevin ama tapmayin.Adam caginda yasamis gitmistir.Cagimiza uyarlayalim.6 ok.Halkcilik,CHP ve kuyrukculari halki begenmez cahil görür o halk sana gelip oy verir mi,sonra da gelen iktidari devirmek icin askerin kicinda dolasir.Atatürk ne demisti,köylü milletin efendisidir.Devletcilik;herseyi getirip devlete baglamak,devlete bisey olmasinda halk önemli degil,devlet seni güden bir coban sadece.Milliyetcilik,bu kavrami oldum olasi sevmem,herkes devleti sevmek zorunda gerekirse gebermekte makuldur.Cumhuriyetcilik,hala ici demokrasiyle doldurulmamis yavan birsey,Laiklik,Türkiye ne zaman laik oldu ki,devletin dini var,diyaneti var,devletin askerle beraber parasini yiyen canavar.Devrimcilik,kim kaybetmis ki ben bulam,10 yilda bir devrim yapilip halkina silah cekmisler,rakiplerini getirtip simdi iktidarin basina getirmislerdir.TÜRKIYE Kürt sorununa enerjisini heba etmis ve cözmemistir.Islam da palazlanarak iktidar sahibi olmustur.Kürt meselesiyle bütün sorunlarin üstü örtülmüstür,sorun cözüldügünde kimse istedigi gibi at oynatamayacaktir,nokta

 

Ayrıca Atatürk sanıldığı gibi kafasındaki herşeyi uygulayamamış olabilir.

Bence zorunlu olarak siyasi davranmıştır, şartlara ayak uydurmuştur.

Aynı Nutuk'taki "Milli Sır" gibi.

Gericilere, hilafetçilere karşı destek bulabileceği bir potansiyel vardı ve Hilafetin kaldırılmasında, dil devriminde, laikliğin getirilmesinde bu potansiyele dayanarak devrimci hamleler yaptı.

Bu potansiyel, milliyetçilerden, cumhuriyetçi-demokratlardan, batı yanlılarından ve biraz da sosyalistlerden oluşmaktaydı.

Çoğu eski İttihatçı ve bir kısmı da eski İtilafçılardı. Bu potansiyelden Kemalistler oluştu ama onlar da kendi aralarında farklı siyasi kategorilerdeydiler. Liberalleri de vardı, Türkçüleri-hatta ırkçıları-Turancıları da. Dini yönden hassas muhafazakarları da vardı, dinsizleri, sosyalistleri de.

Karşısında güçlü bir gerici, karşı devrimci potansiyel varken, kendi potansiyelinin kabullenemeyeceği-kaldıramayacağı projeleri uygulayamazdı.

Örneğin bir toprak reformuna ve feodalitenin tasfiyesine bu nedenle girişememiş olabilir.

Link to comment
Share on other sites

Ayrıca Atatürk sanıldığı gibi kafasındaki herşeyi uygulayamamış olabilir.

Bence zorunlu olarak siyasi davranmıştır, şartlara ayak uydurmuştur.

Aynı Nutuk'taki "Milli Sır" gibi.

Gericilere, hilafetçilere karşı destek bulabileceği bir potansiyel vardı ve Hilafetin kaldırılmasında, dil devriminde, laikliğin getirilmesinde bu potansiyele dayanarak devrimci hamleler yaptı.

Bu kadar uzatmanıza gerek yok. Almanlar badem bıyıklı, Ruslar o pos bıyıklı diktatörlerinden vazgeçtiler. Siz hala bir kaytan bıyıklının peşine düşmüş gidiyorsunuz.

Bir insan yorumlanırken yapptığı her şey ortaya konur. Mesela diktatör Kemal'in muhalifleri nasıl susturduğunu, işçilerin sırtına nasıl bindiğini, Kazım Karabekir'i bile ne hallere getirdiğini, Kürdistan'da yaptığı katliamları, ülkenin başına bela olacak bir sermaye sınıfını nasıl oluşturduğunu da anlatmak gerekiyor.

Bunları neden anlatmıyorsun?

Link to comment
Share on other sites

Bu kadar uzatmanıza gerek yok. Almanlar badem bıyıklı, Ruslar o pos bıyıklı diktatörlerinden vazgeçtiler. Siz hala bir kaytan bıyıklının peşine düşmüş gidiyorsunuz.

Bir insan yorumlanırken yapptığı her şey ortaya konur. Mesela diktatör Kemal'in muhalifleri nasıl susturduğunu, işçilerin sırtına nasıl bindiğini, Kazım Karabekir'i bile ne hallere getirdiğini, Kürdistan'da yaptığı katliamları, ülkenin başına bela olacak bir sermaye sınıfını nasıl oluşturduğunu da anlatmak gerekiyor.

Bunları neden anlatmıyorsun?

Atatürk'ün size biraz sert geldiği belli oluyor.

Yine de diğer diktatörlerden çok farklı tarafları vardı Atatürk'ün....

Atatürk eşeği suya götüren bir diktatördü.. Malesef ona su içiremedi.

Kürdistan dediğin yer neresi?

Kürtçü sapıklar sizi. Liboşları arkanıza alıp ülkeyi parçalamaktan başka ne düşünüyorsunuz siz.

Atatürk size sert gelmiş olabilir. Sineye çekin. Kalın da gelmiş olabilirdi.

Link to comment
Share on other sites

Atatürk'ün size biraz sert geldiği belli oluyor.

Yine de diğer diktatörlerden çok farklı tarafları vardı Atatürk'ün....

Atatürk eşeği suya götüren bir diktatördü.. Malesef ona su içiremedi.

Kürdistan dediğin yer neresi?

Kürtçü sapıklar sizi. Liboşları arkanıza alıp ülkeyi parçalamaktan başka ne düşünüyorsunuz siz.

Atatürk size sert gelmiş olabilir. Sineye çekin. Kalın da gelmiş olabilirdi.

Valla ne liberalim ne Kürtçü veya başka bir şeyim. Sizin beyniniz benim ne olduğumu anlatmaya yetmez sayın Hacı. Ben diktatör Kemal'in vukuatlarından bahsedip, bunları neden anlatmadığınızı sordum. Bunları anlatmakla işe başlayabilirdiniz; ama işinize gelmedi. Hakaret etmeyi tercih ettiniz.

 

Evet bekliyoruz. İşçi/emekçi kesimin ekmeğine kan doğrayan, muhalifleri sürekli yıldıran, Kürdistan'da katliam üstüne katliam yapan çakma devrimci diktatör Kemal'in bu yönlerini anlatacak yürek var mı sizde?

 

Kalın gelmiş diyerek, beyninizin el verdiğince hakaret etmeye çalışmışsınız. Yalnız sizinki psikolojik bir vaka.

Deveye diken adama öpen yaranır da diyebiliriz.

Eğer kaytan bıyıklı diktatör Kemal ile siyasal islam arasında bir tercihe zorlayacaksanız, orada size dur diyeceğiz.

Ne Şam'ın şekeri, ne Arap'ın zekeri.

Link to comment
Share on other sites

Atatürk ün kurdugu cumhuriyette basimizda islamcilar var.Demek ki temeli dogru atamamis,her taraftan dökülüyor, ne aci kedi :rolleyes:

Bu diktatör Kemal ile ilgili bir durum değil. Tarih bütün diktatörlerin sonunu aynı şekilde hazırlar.

Hitler mi kaldı, Mussolini mi, Mao mu, Stalin mi kaldı? Bu adamların hepsi tarihe gömüldü. Çakma solcu Kemal'in sonunun farklı olacağını mı sanıyorlardı? Tarih herkese hakettiği muameleyi gösterir.

Bir ülke kendi evrim süreci içinde ilerleyecekken Kemal gibi biri çıkar her şeyi baskı altında tutar ve islam 100 yıl hala başımıza bela olur.

  • Like 1
Link to comment
Share on other sites

Atatürk ün kurdugu cumhuriyette basimizda islamcilar var.Demek ki temeli dogru atamamis,her taraftan dökülüyor, ne aci kedi :rolleyes:

Bu çok yanlış bir sonuç...

Körler, aptallar böyle bir sonuca varırlar.

Atatürk'ün devrimlerinin hepsinin sağ ve sıhatte olduklarını nasıl göremezsiniz?

Bu İslamcı hükümet her 10 kasımda ve bayramlarda, Atatürk'ün önünde puta tapmıyor mu?

Dil devrimi hala geçerli değil mi? Latin alfabesinden Arap alfabesine geçiş mi oldu yoksa?

Kıyafet devrimi bile hala etksini göster miyor mu? Nerde fesler, türbanlar?

Şeriat hala yok ortalıklarda.. Hala demokratik bir hukuk devletiyiz.. Yalnız cumhuriyet değiliz.

Başa geçen İslamcılar aslında Atatürk devrimlerini benimsiyor (benimsemeye zorlanıyor) ve yaşatıyor.

 

Bunları göremeyen kör gözlere bu gerçekleri sokmak istedim birden.

Bir insan bu kadar mı aptal olabilir?

Biri sorumsuz bir şekilde bu iddiaları ortaya atıyor. Diğeri ona çanak tutuyor.

Yaw sizde akıl da mı yok?

Bir insan bu kadar ahmak olabilir mi?

Link to comment
Share on other sites

Bu çok yanlış bir sonuç...

Körler, aptallar böyle bir sonuca varırlar.

Atatürk'ün devrimlerinin hepsinin sağ ve sıhatte olduklarını nasıl göremezsiniz?

Bu İslamcı hükümet her 10 kasımda ve bayramlarda, Atatürk'ün önünde puta tapmıyor mu?

Dil devrimi hala geçerli değil mi? Latin alfabesinden Arap alfabesine geçiş mi oldu yoksa?

Kıyafet devrimi bile hala etksini göster miyor mu? Nerde fesler, türbanlar?

Şeriat hala yok ortalıklarda.. Hala demokratik bir hukuk devletiyiz.. Yalnız cumhuriyet değiliz.

Başa geçen İslamcılar aslında Atatürk devrimlerini benimsiyor (benimsemeye zorlanıyor) ve yaşatıyor.

 

Bunları göremeyen kör gözlere bu gerçekleri sokmak istedim birden.

Bir insan bu kadar mı aptal olabilir?

Biri sorumsuz bir şekilde bu iddiaları ortaya atıyor. Diğeri ona çanak tutuyor.

Yaw sizde akıl da mı yok?

Bir insan bu kadar ahmak olabilir mi?

 

Ben diyorum ya islamci kemalistler,herkes kemalizmi yasiyor cok dogru,islam gibi zihinleri esir almis...

Link to comment
Share on other sites

Siz de ne diyeceğinizi şaşırdınız...

Kemalistleri her kılığa soktunuz. Şimdi de İslamcı yaptınız..

 

Pes doğrusu... Bu kadar pişkinliğe gerçekten pes.........

 

 

Milliyetci MHP lilerinde basbugu Atatürk,ulusalcilar,devrimci gecinen örgütlerinde.Kemalizm ahtopot gibi herkesi,herseyi sarmalamis kurtulana ask olsun.Atatürk ün dogrularini anlatirken yaptigi yanlislari anlatanlar elestirenler gercek Atatürkcüdür...

Link to comment
Share on other sites

Milliyetci MHP lilerinde basbugu Atatürk,ulusalcilar,devrimci gecinen örgütlerinde.Kemalizm ahtopot gibi herkesi,herseyi sarmalamis kurtulana ask olsun.Atatürk ün dogrularini anlatirken yaptigi yanlislari anlatanlar elestirenler gercek Atatürkcüdür...

İyi de Atatürkçü olmak zorunda mısınız be kardeşim.

Neden ya Atatürkçü olacaksın, ya da ona karşı olacaksın.

Şimdi de hem Atatürkçü olmak hem de ona karşı olmak moda oldu...

 

Çok ilginç.......

Link to comment
Share on other sites

Askeri vesayet rejiminin her alanda baş gösterdiği Türkiye için ancak bir beyinsiz böyle bir cümle kurabilir.

Olmaya çalışıyoruz.. Olabildiğimiz kadar..

Değilsek, neden öyleyiz diyorsunuz?

AKP'yi savunurken öyle olduğumuzu ileri sürüyorsunuz.

Atatürk ilkelerini eleştirirken de öyle olmadığımızı...

 

Sizin için beyinsiz demek beyne hakaret.

Ahlaksızlar ne zamandan beri beyinsiz.......

Link to comment
Share on other sites

Olmaya çalışıyoruz.. Olabildiğimiz kadar..

Değilsek, neden öyleyiz diyorsunuz?

AKP'yi savunurken öyle olduğumuzu ileri sürüyorsunuz.

Atatürk ilkelerini eleştirirken de öyle olmadığımızı...

 

Sizin için beyinsiz demek beyne hakaret.

Ahlaksızlar ne zamandan beri beyinsiz.......

AKP'yi ne zaman ve nerede savunmuşum? Hayal görüp o hayaller üzerinden bana saldırıyorsunuz şu anda. AKP ülkeyi ne demokratikleştirebilir ne de ilerletebilir, bunu CHP hiç yapamaz; ama siz AKP ile CHP arasında kişiyi bir tercihe zorlamaya çalışıyorsunuz, bu da siz kemalistlerin kronik hastalığı. Size göre bir insan ya laiktir ya dinci. Başka bir yol yoktur ve başka bir ideoloji işe yaramaz zannediyorsunuz.

 

Bu ülke hastalıklı bir ülkedir ve kangren iyice yayılmıştır. Zor ile değiştirilmelidir. Hedef 2023 :)

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...