Jump to content

termodinamik


ertu

Recommended Posts

Termodinamik kanununa göre madde sonradan yaratılmıştır.Bir şey yoktan kendi kendine gelmez.Kainatta herşey hadistir(sonradan olmuştur.).Bu kanuna carlos kanunuda derler.Teknik adıylada termodinamiğin ikinci kanunu.Bu kanunun mahiyeti: ilim adamları kainatı teleskoplarla incelerken nebrozların sağa sola kaçıştıklarını gördüler ve kainatta bir genişleme olduğu kanısına varıp bir düşünmeye sevketti kendilerini.Üniversitelerde bugün pozitif bir kanun olarak okutulmaktadır.Bu asrın en güçlü filozofları bu kanunun müdafileridir.Büyük astronot Edington bu kanunun büyük müdafilerindendir.Bu filozof hristiyandır ama Allah demektedir.Einstanın kainatı anlatması bu kanunu teyit etmektedir kaçamak ifadeler,nde.güçlü bir kadro bu kanunu teyit etmektedir.Bu kanun diyorki: sıcak bir kütle etrafındaki soğuk kütlelere hareret vererek hareret oluşturmaktadır.Kainat bir sürü güneşlerle doludur.Bu güneşlerin içinde müthiş hareretler vardır.Bir kısım araştırıcılar güneşteki sıcaklığın 140 milyon derce olduğunu söylemektedir.Bu hareket daima merkezden etrafa infilaklar radyasyonlar halinde oluyor.Hareret vere vere bu kainat(her yerde olmaktadır).Her yer aynı derecede bir enerjiyle dolar ve kainatta artı eksi kalmayacaktır.Kainatta potansiyel bir enerji olacaktır ama yaşam olmayacaktır.Hayat birbirine zıt kutuplarla hasıl olmaktadır.Güneşler duracak yıldızlar sönecek ay sükut edecek dünya kasılıp kavrulup yanacak ve hiçbir şey olmayacak.Ezel sonsuz zaman demektir.Maddeci atom enerji ezelidir diyor.Şayet madde ezeli olsaydı milyon defamilyon sene evvel termodinamik kanunu olmuş olacaktı.Her şey merkezindeki sıcaklığı dışa veriyor.Madde ezelden beri bu işi yapsaydı(ezel zamansızlık sonsuzluktan namütenahi) şimdiye kadar trilyonlarca sene evvel olmuştu.Şu anda hali hazırda dünyanın vaziyeti maddenin sonradan olduğunu göstermektedir.Madde sonradan olduysa onu yaratan Allah’tır.
Link to comment
Share on other sites

Saygideger ertu;

 

Termodinamik kanununa göre madde sonradan yaratılmıştır.-ertu-

 

 

Termodinamik yasalari yaratilis inancinin degil; epistemolojik bilimin konusudur. Bu yasalar, insanoglu tarafindan gozlemlenmis, olgulasmis ve teori haline getirilmistir.

 

Test edilebilen teoriler, yanlislanabilirlige de aciktir. Cunku bilimde yaratilis olmadfgi gibi, inanc ve mutlak ta yoktur. Cunku bilim surekli suregen bir surec olarak yenilenen, yanlislayan ve gelisen, degisen bir bilgiler butunudur.

 

Ne maddeyi yaratan Allah'tir, ne de Allahi yaratan maddedir.

 

Madde fenomen olarak insanoglunca gozlemlenen bir olgudur.

 

Allah'ta insanoglunun (Muhammed'in) aklinin yarattigi ve Kuran icerikli anlam verdigi bir kavramdir.

 

http://www.toplumdusmani.net/modules/wordbook/entry.php?entryID=4052

 

Saygilarimla;

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Saygideger ertu;

 

Termodinamik kanununa göre madde sonradan yaratılmıştır.-ertu-

 

 

Termodinamik yasalari yaratilis inancinin degil; epistemolojik bilimin konusudur. Bu yasalar, insanoglu tarafindan gozlemlenmis, olgulasmis ve teori haline getirilmistir.

 

Test edilebilen teoriler, yanlislanabilirlige de aciktir. Cunku bilimde yaratilis olmadfgi gibi, inanc ve mutlak ta yoktur. Cunku bilim surekli suregen bir surec olarak yenilenen, yanlislayan ve gelisen, degisen bir bilgiler butunudur.

 

Ne maddeyi yaratan Allah'tir, ne de Allahi yaratan maddedir.

 

Madde fenomen olarak insanoglunca gozlemlenen bir olgudur.

 

Allah'ta insanoglunun (Muhammed'in) aklinin yarattigi ve Kuran icerikli anlam verdigi bir kavramdir.

 

http://www.toplumdusmani.net/modules/wordbook/entry.php?entryID=4052

 

Saygilarimla;

evrensel-insan

Bilimin geldiği noktalardan yararlanı8larak mantık çerçevesinde bir neticeye varabiliriz.Buna hiç bir şey engel olmaz.Aklımızı kullanırız ama akıl insanlığa ait bütün meseleleri halledebilecek kapasitede değildir.Fakat akıl bir alettir.Duyguların insana kazandırdığı şeylerin terkibini yapa yapa hakikate ulaştırır insanı akıl.Göz görür kulak işitir.Göz gördüğü şeyleri değerlendirir kulak duyduğu şeyleri değerlendirir.Akıl hakem olur.Bu meselelerden bir netice çıkarır ve hakikate ulaşır.İşte aklın vazifesi budur.

Zaten bize bunlar okulda üniversitelerde söylendi.Daha ötesine gitme çünkü daha ötesi metafiziğe ait felsefenin mevzuudur gibi kaçamak yani yenilecektir de minderin dışında sırtı yere gelsin diye kaçar.Metafizik mevzuu yok bilmem teoloji yok felsefe mevzuu.Meseleyi hal demek yani çözüm bulmak değildir bu.

Link to comment
Share on other sites

Saygideger ertu;

 

.Aklımızı kullanırız ama akıl insanlığa ait bütün meseleleri halledebilecek kapasitede değildir-ertu-

 

Tabi ki, o yuzden de aklin inancsal ve ideolojik herturlu kendine dogruladigi veri, deger ve tabularin sinirlarini asmak ve dusuncenin sinirsiz ve ozgur ufkuna acilmak gerekir.

 

Cunku akil, kendi tatmini ve merakini giderme adina, bilimin ortaya koyduklariyla yetinmez ve her seferinde,epistemoloji ustu, doga ustu, dunya otesi olarak bilimin sinirlarini inanc ve ideoloji olarak asar ve kendini bu sinir asimina inandirir.

 

Inandirmakla da kalmaz,bu inanci sabitler, sahiplenir ve ustelik mutlakmis gibi de savunur ve tartisir.

 

Halbuki bilim ve bilimselligi,surekli suregelen surec temelinde hic bir zaman hic bir seyi, noktalamaz, mutlaklastirmaz,sahiplenmez ve sabitlemez. Aksine, her epistemolojik duzeyde bir virgul koyar, yeniler, yanlislar, degistirir, kullanir ve paylasir. Her zamandainancin inancini yeni bildirdikleri ile mat eder.

 

Saygilarimla;

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Cunku akil, kendi tatmini ve merakini giderme adina, bilimin ortaya koyduklariyla yetinmez ve her seferinde,epistemoloji ustu, doga ustu, dunya otesi olarak bilimin sinirlarini inanc ve ideoloji olarak asar ve kendini bu sinir asimina inandirir. - evrensel-insan -

 

Kabul etmek ayrıdır inanmak ayrıdır.Akıl inanmaz kabul eder gözün gördüğü kulağın işittiği şeyleri değerlendirerek kabul eder.İş inanmaya geldiği zaman devreye vicdan ve kalp girer.

 

Inandirmakla da kalmaz,bu inanci sabitler, sahiplenir ve ustelik mutlakmis gibi de savunur ve tartisir. - evrensel-insan -

Vicdan ve kalp akla söz geçirdiğinden bunu kendi his tecrübelerime ve gördüğüm tecrübelere dayanaraktan söylüyorum.Mesela bir olayı çok istersin hemde çok ama mantıken bir yanlışlığı vardır.Duygularımıza inanarak bunu göz ardı ederiz.Çünkü duygularımız yani kalp ve vicdan akla çok etki eder.

Link to comment
Share on other sites

Buradaki konuyu başlatan ertu isimli arkadaş sürekli bilim bilim diyor.

 

Herhalde onun bilim diye tabir ettiği şeyler harun yahya vb herifleri ebced hesabı külliyatı.

Ya da kabaladan gelen sayı sayma rahatsızlığı.

 

Ertu kardeş,

Sen bir müslümansın bu belli halinden.

 

Senin bilmediğin bir şeyi sana söyleyeyim.

Sana yalan söylüyorlar.

Sana gerçekten yalan söylüyorlar.

 

Aynen senden öncekilere yaptıkları gibi.

 

Allah yarattı diye ortalara sürdüğün kaynaktan da utanmıyorsun sen di mi?

 

Bak burada fizik profesörleri, emerutuslar, uzmanlardan gelen yıllarca süren ve ömürler tüketen çabalarla insanlar bu evrenin, galaksilerin, dünyanın oluşumunu anlatıyorlar.

 

Sen buna yanlış diyorsun.

 

Yanlış derken kimin sözüyle yanlış diyorsun?

 

Çöllerde yaşamış, okuma yazma bilmez, sanattan anlamaz, cinsel arzularının esiri, çobanlık yapan bir adamın sözleriyle.

 

Ben şahsen utanırım.

Çünkü bu utanç verici bir durum ve hatta daha ötesi.

 

Kaynağının itibari yok.

Öyle bağırmayla çağırmayla, benim peygamberim dünyada bir tanedir demeyle itibar ekleyemezsin.

 

İtibarsız kaynaktan gelen bilgi yalandır, yanlıştır, değersizdir (üstelik kanıtı da yok)

 

Geç bu işleri...

Link to comment
Share on other sites

Saygideger ertu;

 

Inanmak ile kabul etmek arasindaki farki aciklar misin?

 

Sen bilimsel olarak beynin disinda soyutlayan ve kavram ureten insanoglunun baska organlari oldugunu mu soyluyorsun?

 

Saygilarimla;

evrensel-insan

 

Mesela islam dininde şeytan Allah'a inanır, peygamberlere inanır, meleklere inanır ama varlıklarını kabul etmez tek ben varım der.Evet işte burdaki durum gibi bazı sebepler vardır bazı sonuçlara varmak için.Şeytan kibirinden büyüklük taslamasından heva ve hevesinden dolayı varlığı kabul etmiyor sadece inanıyor.Arasındaki fark çok incedir görmek meseledir.

Hiç araba görmemeiş bir insana arabayı anlatsan 4 tekerleği var motoru var freni var kapıları var osu var şusu var desek.O insan bunu görmediği için inanması zor olur ama kabul edebilir.Taki arabayı gösterirsek beyin vicdan kalp arasında ilişki kurulmuş olur ve tam öğrenme sağlanır.

Link to comment
Share on other sites

Termodinamik kanununa göre madde sonradan yaratılmıştır.

 

Arkadaşım hangi termodinamik kanunu sonradan yaratılmıştır diyor ?

 

Sen bilimi kendine yontmaya çalışıyorsun.

 

Bilim asla yaratıldı demez.

Yaratılma ifadesi başka bir birey tarafından yapılmayı anlatır.

 

Görende siz birşeyin nasıl var olduğunu çözebilmişiniz sanıcak.

Ulan allah nasıl var oldu diyorsun dogmamıştır dogurulmamıştır diyor.

 

Muhammedin bu konu hakkında fikri olsaydı yazardı şöyle şöyle oldu diye :)

 

 

Sen şimdi bilmeden atıp tutuyorsun , bilim yapıyorum diyede bilimin açığını arıyorsun.

Yaptığın adi birşey.

 

Keşke karşımda olsaydın , sana termodinamiğin diğer kanunlarını sorardım.

O zaman ki komediyi merak ediyorum...

 

Sen sadece bi papağansın.

 

Şimdi sana birşey söyleyecem.

Sen termonimaik kanunlarını bu evren içerisinde kullanıyorsun.

 

Hiçlikte termodinamik kanunları işe yarar mı?

:)

 

Görünür olan üç boyut var.

Dördüncü boyut zaman..

Bunların ötesinde bir de beşinci boyut var ki bu, evren ve zamandan oluşuyor. 'Büyük Patlama'nın nedeni de beşinci boyuttaki şartlar.

 

Desem?

Aksini ispat etmeni beklesem.

Hadi bakalım agu gugu benim küçük papağanım. :)

Link to comment
Share on other sites

Termodinamik kanununa göre madde sonradan yaratılmıştır.Bir şey yoktan kendi kendine gelmez.Kainatta herşey hadistir(sonradan olmuştur.).Bu kanuna carlos kanunuda derler.Teknik adıylada termodinamiğin ikinci kanunu.

 

ertu, senin yazın termodinamikten bahsetmiyor.Ben doğrusunu yazdım.Gerçekten termodinamik hakkında veri sahibi olmak istersen sana ders verebilirim.Akademik eğitimim ve lisans sahibi olduğum mühendislik dalının alanı bu konu.

 

TERMODİNAMİK VE İKİNCİ KANUNU HAKKINDA PRATİK BİLGİ AŞAĞIDA.DİLERSEN OKU.

 

 

"Sıcaklık farkı olan 2 cisimden soğuk olandan sıcak olana kendiliğinden ısı transferi gerçekleşmez."

 

Birçok alanda uygulanabilen ikinci yasa şöyle tanımlanabilir:

 

Bir ısı kaynağından ısı çekip buna eşit miktarda iş yapan ve başka hiçbir sonucu olmayan bir döngü elde etmek imkânsızdır. (Kelvin-Planck Bildirisi)

ya da Verim asla 1 den büyük olamaz. şeklinde tanımlanabilir.bir başka izah da şöyle olabilir

tek kaynaktan ısı çekerek çalışan bir makina yapmak olası değildir

 

Soğuk bir cisimden sıcak bir cisme ısı akışı dışında bir etkisi olmayan bir işlem elde etmek imkânsızdır. (Clausius Bildirisi)

 

Termodinamilte carlos diye biri yok.Heralde biri carnotla karıştırmıştır ve rezalet bir foseptik oluşturmuş.

Link to comment
Share on other sites

Saygideger ertu;

 

Ben termodinamik ile ilgili yazismayi, islam dini ve Allah'i uzerinden goturemem.

 

Cunku konu bilimi ilgilendirir ve bilimseldir. Konunun, teolojik ve dini hic bir icerigi yoktur.

 

 

Saygilarimla;

evrensel-insan

Zaten demek istediğim maddednin sonradan yaratıldığıdır ve ezeli olmadığını göstermektir.Bir şeyin olması için onun yaratıcısının olması gerektiğini kendi kendine teşekkül etmediğini göstermek ve anlatmaya çalışıyorum.Konunun dallanıp budaklanmaması için bunları yazıyorum.Yani burdaki amacım tekrardan söylüyorum maddenin sonradan olduğu ve ezeli olmadığıdır ve onun bir yaratıcısının olduğudur.Bu konu üzerinden isterseniz konuşabiliriz?

Link to comment
Share on other sites

Bir şeyin olması için onun yaratıcısının olması gerektiğini kendi kendine teşekkül etmediğini göstermek ve anlatmaya çalışıyorum.

 

Bunu neye göre söylüyorsun?

Bunu kim kanunlaştırdı?

 

Bunu kanunmuş gibi ikide bir sunup duruyorsun.

Herşey senin yaşantındaki gibi değildir.

 

Mesela güneşte bir element füzyonla başka bir elemente dönüşüyor.

Yani senin anlayacağın su bir anda demire dönüşüyor.

Senin etrafındaki kurallarda böyle bir şey var mı?

Sen hiç böyle bir şey gördün mü?

Görmedin, yok etrafında böyle bir şey.

 

O halde neymiş?

SENİN KAFANDA KURGULADIKLARIN EVRENDE GEÇERLİ OLMAYABİLİYORMUŞ.

 

Varlık arzeden tüm unsurlar (yani özünde madde) yoktan ve kendi kendine türemiştir.

Link to comment
Share on other sites

Arkadaşım hangi termodinamik kanunu sonradan yaratılmıştır diyor ?

 

Sen bilimi kendine yontmaya çalışıyorsun.

 

Bilim asla yaratıldı demez.

Yaratılma ifadesi başka bir birey tarafından yapılmayı anlatır.

 

Görende siz birşeyin nasıl var olduğunu çözebilmişiniz sanıcak.

Ulan allah nasıl var oldu diyorsun dogmamıştır dogurulmamıştır diyor.

 

Muhammedin bu konu hakkında fikri olsaydı yazardı şöyle şöyle oldu diye :)

 

 

Sen şimdi bilmeden atıp tutuyorsun , bilim yapıyorum diyede bilimin açığını arıyorsun.

Yaptığın adi birşey.

 

Keşke karşımda olsaydın , sana termodinamiğin diğer kanunlarını sorardım.

O zaman ki komediyi merak ediyorum...

 

Sen sadece bi papağansın.

 

Şimdi sana birşey söyleyecem.

Sen termonimaik kanunlarını bu evren içerisinde kullanıyorsun.

 

Hiçlikte termodinamik kanunları işe yarar mı?

:)

 

Görünür olan üç boyut var.

Dördüncü boyut zaman..

Bunların ötesinde bir de beşinci boyut var ki bu, evren ve zamandan oluşuyor. 'Büyük Patlama'nın nedeni de beşinci boyuttaki şartlar.

 

Desem?

Aksini ispat etmeni beklesem.

Hadi bakalım agu gugu benim küçük papağanım. :)

 

Aslında bu alemde yokluk diye ayrı ve müstakil bir şey yok.Zaten öyle bir şey olsaydı, o da bir başka tür varlık olurdu.Varlığın terki, bir yokluğu netice veriyor.Aydınlık müsbet ve vücudidir. Ama karanlığın bir varlığı yoktur.Karanlık, aydınlığın olmama halidir.Nitekim her tarafı kaplamış görülen karanlık, güneş doğduğunda ortadan kaybolur gider yani karanlık yok olmaz.Eğer bir şey yok olsa tekrardan geri gelemezdi.Sağlığın bozulmasına hastalık, doğru olmayana yalan, dürüstlüğün terkine sahtekarlık denir.Yokluk ya da hiçlik denmez.

Link to comment
Share on other sites

Bunu neye göre söylüyorsun?

Bunu kim kanunlaştırdı?

 

Bunu kanunmuş gibi ikide bir sunup duruyorsun.

Herşey senin yaşantındaki gibi değildir.

 

Mesela güneşte bir element füzyonla başka bir elemente dönüşüyor.

Yani senin anlayacağın su bir anda demire dönüşüyor.

Senin etrafındaki kurallarda böyle bir şey var mı?

Sen hiç böyle bir şey gördün mü?

Görmedin, yok etrafında böyle bir şey.

 

O halde neymiş?

SENİN KAFANDA KURGULADIKLARIN EVRENDE GEÇERLİ OLMAYABİLİYORMUŞ.

 

Varlık arzeden tüm unsurlar (yani özünde madde) yoktan ve kendi kendine türemiştir.

Böyle bir iddianın bilimsel hiçbir delili yoktur.Bir varlığın kendini oluşturabilmesi için, önce kendisi var olacak ki, kendisini yapabilsin.Olmayan bir varlık kendisini nasıl yapacak?

 

Madde değişkendir;termodinamik kanununun da ortaya koyduğu üzere,bir gün tesirini bütün bütün kaybedecek olan enerjiden ayrı düşünülemez.ayrıca,her türlü terkibe açıktır.Bütün bunlardan farklı olarak,zaman ve mekan kaydı altındadır.Yani bir şeyin ezeliyeti sabit ise,onun yok olması mümkün değildir.

 

Hiç bir şey kendi kendine olmaz atom bile.İsveçli meşhur ilim adamı Charles Eugenie Guye diyor ki: "Bir protein, 40.000 tane atomdan meydana geliyor. Dolayısıyla bir protein, ancak 10 üstü 60 rakamıyla ifade edilen korkunç ihtimalden ancak bir ihtimalle kendi kendine oluşabilir."Dikkat buyuruyor musunuz? Kaldı ki, canlı varlıkta tek bir protein değil,proteinler dizisi söz konusu. Bir dizi proteinin meydana gelmesi için de, dr. Lecomte de Nouy aynen şöyle der: "10 üstü 243 rakamıyla ifade edilecek korkunç bir rakamdan ancak bir ihtimalle bir protein dizisi tesadüfen meydana gelebilir." Ama,insan bir protein dizisi de değildir, bir hücre de değildir. İnsan, 60 trilyon hücreden müteşekkildir ve bu hücreler, bazen içlerinden bir tanesinin sisteminin bozulmasıyla bile insanın ölümüne yol açabilecek ölçüde birbirleriyle öyle bir münasebet içindedirler ki,insan hayatı,bu hassaslardan hassas,fakat olabildiğince mükemmel münasebet ve işbirliği içinde sürüp gitmektedir!

Link to comment
Share on other sites

Saygideger ertu;

 

Sana daha once de soylemistim.

 

Benim bakis acim yaratilis degildir.

Madde de bir fenomendir ve benim bakis acim fenomenin gozlemidir.

 

Bu temelde de fenomenin gozlemi demek, onun hakkinda ortaya bilgi sunmak BILDIRMEK VE BELIRTMEK demek.

 

Yani, ortada bir yaradilis yoktur, ortada olan insanoglunun her turlu kendine yansiyan fenomeni kavram ile ozdeslestirerek BILDIRMESI VE BELIRTMESIDIR.

 

Ayrica tek bir yaratici, programlayici, akilli tasarimci v.s. vardir, o da insanoglunun ta kendisidir.

 

Insanoglu hem gozlem veren bir fenomen, hem de gozlemi alan ve degerlendiren bir numendir.

 

Bu ozelligiyle de epistemolojik olarak henuz alternatifsizdir.

 

Neyin ne oldugunu da metafizigin ontolojik ve teolojik tartismasi olarak, ona teleolojik bir anlam ve icerik vererek ortaya koyan yine insanoglunun kendisidir.

 

Kisaca insanoglunun disinda,insandisi baska bir numenal, zihinsel bir guc yoktur.

 

Buna evrende,dogada,dunyada, maddede,varolusta v.s. ve herturlu ve herbir tanrida, yaraticida, akilli tasarimci da v.s. dahildir.

 

Bak benim sitede "yaratis ve yaratilis farki" basligim var, bir goz at istersen.

 

Saygilarimla;

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Yani, ortada bir yaradilis yoktur, ortada olan insanoglunun her turlu kendine yansiyan fenomeni kavram ile ozdeslestirerek BILDIRMESI VE BELIRTMESIDIR.

 

Ayrica tek bir yaratici, programlayici, akilli tasarimci v.s. vardir, o da insanoglunun ta kendisidir. -evrensel-insan-

 

Hem yaradılış yok hem yaratıcıda insan oluyor söylediklerinize göre.O zaman her şey tesadüfen mi oldu? eğer öyle diyorsanız üstteki mesajımı okurmusunuz.

Link to comment
Share on other sites

Böyle bir iddianın bilimsel hiçbir delili yoktur.Bir varlığın kendini oluşturabilmesi için, önce kendisi var olacak ki, kendisini yapabilsin.Olmayan bir varlık kendisini nasıl yapacak?

 

Madde değişkendir;termodinamik kanununun da ortaya koyduğu üzere,bir gün tesirini bütün bütün kaybedecek olan enerjiden ayrı düşünülemez.ayrıca,her türlü terkibe açıktır.Bütün bunlardan farklı olarak,zaman ve mekan kaydı altındadır.Yani bir şeyin ezeliyeti sabit ise,onun yok olması mümkün değildir.

 

Hiç bir şey kendi kendine olmaz atom bile.İsveçli meşhur ilim adamı Charles Eugenie Guye diyor ki: "Bir protein, 40.000 tane atomdan meydana geliyor. Dolayısıyla bir protein, ancak 10 üstü 60 rakamıyla ifade edilen korkunç ihtimalden ancak bir ihtimalle kendi kendine oluşabilir."Dikkat buyuruyor musunuz? Kaldı ki, canlı varlıkta tek bir protein değil,proteinler dizisi söz konusu. Bir dizi proteinin meydana gelmesi için de, dr. Lecomte de Nouy aynen şöyle der: "10 üstü 243 rakamıyla ifade edilecek korkunç bir rakamdan ancak bir ihtimalle bir protein dizisi tesadüfen meydana gelebilir." Ama,insan bir protein dizisi de değildir, bir hücre de değildir. İnsan, 60 trilyon hücreden müteşekkildir ve bu hücreler, bazen içlerinden bir tanesinin sisteminin bozulmasıyla bile insanın ölümüne yol açabilecek ölçüde birbirleriyle öyle bir münasebet içindedirler ki,insan hayatı,bu hassaslardan hassas,fakat olabildiğince mükemmel münasebet ve işbirliği içinde sürüp gitmektedir!

 

Yukarıda yazdıklarından şu hususlara cevap ver:

 

1- Kaç kere bir varlığın kendi kendine var olma sürecini gördün? Veya hadi senin dilinden konuşalım, kaç kere Allahını bir şeyi yoktan var ederken gördün?

2- Bir proteinin 10 üzeri 60 ihtimalle kendini oluşturabileceğini hangi matematiksel formülle hesapladın?

3- 10 üzeri 60 ihtimali saçmalığını bir an doğru kabul edelim ve şöyle soru soralım "10 üzeri 60 ihtimali bir ihtimal olarak durmuyor mu? sen hangi gerekçe ile o ihtimali olasılıklar dışına çıkarıyorsun?"

4- 10 üzeri 243 sonucuna ulaşılan formülü yazar mısın?

5- Ve 10 üzeri 60 ile 10 üzeri 243 gibi iki farklı sonuç var bir proteinin oluşumuna yönelik. Bu fark nereden kaynaklanıyor?

Link to comment
Share on other sites

Saygideger ertu;

 

O zaman her şey tesadüfen mi oldu? eğer öyle diyorsanız üstteki mesajımı okurmusunuz. -ertu-

 

Bilim ve bilimselligin konusu, neyin ne oldugunu degil; olanin gozlemini ortaya koymaktir.

 

Neyin ne oldugu konusu, tartismasal olarak metafizigin ontoloji ve teolojik ideolojilerinin inancsal dogrularidir.

 

Epistemolojinin konusu degildir, epistemolojik gozlemin konusudur.

 

 

Yalniz, evrimsel olarak degisim, donusum, baskalasim ve olusum; mutasyon ve dogal SECILIM (secim degil, cunku secen bir olgu yok) olarak izah edilmektedir.

 

Ustelik senin sorun "Yaratici tesadufen mi oldu?" sorusunu da gundeme getirir ve zamansal sorulara verilecek her yanit, baska bir zaman oncesi sorusunu getireceginden de bir kisir dongudur.

 

Ustelik, zaman ve zamansal her turlu deger de, insanoglunun bir urunudur. Fenomen olarak gozlem verenin zamansal icerigi yoktur, bu insanoglu algi ve eklemesidir.

 

Saygilarimla;

evrensel-insan

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...