Jump to content

Akraba evliliği


alpinçayırı

Recommended Posts

Kur'an'ın desteklediği skandal bir evlilik türüdür:
Ahzab 50: "Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah’ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helâl kıldık. Ayrıca; diğer müminlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini Peygamber’e bağışlayan, Peygamber’in de kendisini nikâhlamak istediği herhangi bir mümin kadını da sana helâl kıldık. Müminlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. Bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.." Diyanet İşleri Yeni Meali
Kaynak: https://kuranmeali.com
Akraba evliliği bilimsel olarak çok zararlıdır, uzak durun. Her şeyden önce akraba evliliği, gerizekalı ve kalıtsal hastalıklı sakat nesiller yetiştirir.

Link to comment
Share on other sites

Akraba evliliği yapılmasının asıl nedeni din değil. Zaten dinler hep bir şeylerin kılıfıdır. Akraba evliliğinin nedeni paranın dışarı çıkmaması içindir. Malların yabancıya bölünmemesi amacıyla yapılır. Yabancı dediği kişi yine aynı köyün aynı ülkenin insanı ha , yanlış anlamayın ,yabancı derken Çinliler Ruslar değil.

 

Bu nedenle yapılan akraba evlilikleri çoğunlukla ilk kuşakta bedensel engel meydana getirirken ikinci kuşakta zihinsel engel meydana getiriyor. Yani görünüşte sağlam , fizik yerinde ama algı zayıf , kapasite düşük , alık aptal türleri oluşturuyor.

Kaldı ki ikinci kuşak akraba evliliği yapmasa böyle olur. Yani ilk kuşaktan gelen hasarlı genleri ancak üçüncü kuşak egale eder.

 

Türkiye'de Anadolu köylerinde akraba evlilikleri çok sıradan bir durumdur hatta aileler şanslı hissederler.

 

Link to comment
Share on other sites

@somebody

Bu nedenle yapılan akraba evlilikleri çoğunlukla ilk kuşakta bedensel engel meydana getirirken 
ikinci kuşakta zihinsel engel meydana getiriyor. Yani görünüşte sağlam , fizik yerinde ama algı 
zayıf , kapasite düşük , alık aptal türleri oluşturuyor. 

Bu biyolojiye tamamen aykırıdır!

1. Eğer durum böyle olsaydı, hepimizin aptal olması gerekirdi. Atalarımızı düşün!
2. Dünya çapında akraba evliliklerinden doğan milyonlarca çocuk normal gelişim göstermektedir!
3. Kız çocuklarının gebe kaldığı ensest vakaları vardır. Bu vakalara daha yakından bakarsan, dünyaya gelen çocukların hepsinin normal bir şekilde geliştiğini fark ededeceksin!

 

Kaldı ki ikinci kuşak akraba evliliği yapmasa böyle olur. Yani ilk kuşaktan gelen hasarlı genleri ancak üçüncü kuşak egale eder. 

Hasarlı gen diye bir şey yoktur! Bu tamamen çakma bilimin bir icadıdır!

Link to comment
Share on other sites

11 saat önce, Kahin yazdı:

@somebody

Bu nedenle yapılan akraba evlilikleri çoğunlukla ilk kuşakta bedensel engel meydana getirirken 
ikinci kuşakta zihinsel engel meydana getiriyor. Yani görünüşte sağlam , fizik yerinde ama algı 
zayıf , kapasite düşük , alık aptal türleri oluşturuyor. 

Bu biyolojiye tamamen aykırıdır!

1. Eğer durum böyle olsaydı, hepimizin aptal olması gerekirdi. Atalarımızı düşün!
2. Dünya çapında akraba evliliklerinden doğan milyonlarca çocuk normal gelişim göstermektedir!
3. Kız çocuklarının gebe kaldığı ensest vakaları vardır. Bu vakalara daha yakından bakarsan, dünyaya gelen çocukların hepsinin normal bir şekilde geliştiğini fark ededeceksin!

 

Kaldı ki ikinci kuşak akraba evliliği yapmasa böyle olur. Yani ilk kuşaktan gelen hasarlı genleri ancak üçüncü kuşak egale eder. 

Hasarlı gen diye bir şey yoktur! Bu tamamen çakma bilimin bir icadıdır!

Kendini akıllı mı sanıyorsun , normal insan çok az bu dünyada. Kör müsün sen , masallara inanan milyarlar var. Genetik hasarlar kolay düzelmiyor.

Kusura bakma yine hava gazıyla yazdım

Link to comment
Share on other sites

@somebody

Kendini akıllı mı sanıyorsun , normal insan çok az bu dünyada.

Hayır, kendimi akıllı sanmıyorum, sadece bilgiliyim ve bilgim doğaya dayanıyor!

 

Kör müsün sen , masallara inanan milyarlar var.

Bak, burada çok güzel tarif etmişsin: "masallara inanan"! 

Milyarlarca insanın masallara inanması, insanların çoğunluğunun "koyun" (omega hayvan) olmasından kaynaklanmaktadır. Bu da birinin (Alfa hayvanın = Sürü lideri) onlara en yakın taze otun nerede olduğunu göstermesi gerektiği anlamına gelir.

Doğa "Anna" insanların biyolojisini hiyerarşi, yani alfa hayvan, ikinci ve üçüncü hayvan üzerinden inşa eder. Alfa hayvanlar (erkek veya dişi) kendi gruplarındaki "ilk" hayvanlardır (yani hiyerarşide en üstte yer alırlar). Onların hemen ardından gelen hayvanlar beta erkekler ya da beta dişilerdir ve omega hayvanlar hiyerarşideki son hayvanlardır.

Beta ve omega hayvanlardan oluşan her grup, kendilerine güvenlik sağlayan, her şeyi düzenleyen, her şeyin üstünde olan ve onları kurtaran mükemmel bir sürü liderine sahip olma arzusuna sahiptir. Bizim toplum biçimimizde bu mükemmel lider figürünü bulmak neredeyse imkansızdır çünkü artık gerçek bir "alfa" yoktur (alfalar vardır ama imkanları yoktur!). İşte bu ideal lidere duyulan ihtiyac Tanrı fikrini doğurur.

Yani beta ve omega hayvanların dualarındaki dilekler aslında sürü lideri için dileklerdir. Yardım, koruma, 'taze ot" ve çok daha fazlasını isterler. Tüm bunlar doğada alfaya emanet edilen görevlerdir.

Bu tek Tanrı ("Alfa") her zaman her şeyi iyi yapmalı ve yaşamdaki her durumda olumlu bir sonucun ortaya çıkmasına yardımcı olmalıdır. Bu şekilde din, aynı Tanrı imgesine sahip olan, yani biyolojik olarak aynı alfaya ait olan grup içinde uyumu teşvik eder.

Ilk Krallar, sultanlar ve faronlar nasıl ortaya çıktı?

Bunları yaratanlar kurnaz insanlardı. Beta ve omegalara dünyayı, biz insanları ve hayvanları yaratan bir Büyük Alfa (Tanrı) olduğunu ve bu Büyük Alfa'nın size liderlik etme hakkını bana verdiğini söylediler. İnsanlar buna inandı ve bugün hala inanıyor ve her zaman da inanacak!

Global aile mafyası çetelerinin korona manevrasını düşünün. Böyle bir kampanya ancak böylesine büyük çaplı bir manevrayı gerçekleştirecek imkanlara sahipseniz ve milyarlarca insanı neyin harekete geçirdiğini biliyorsanız mümkündür!

Tanrı fikrinin yerine sadece sürüsünün hayatta kalmasını sağlamakla ilgilenen gerçek bir alfayı koyarsak, gördüğümüz şey biyolojik açıdan yine mantıklı olacaktır.

Toplumumuzdaki alfaları nasıl tanıyabiliriz? Eğimli omuzlara sahip olan omegaların aksine, alfaların omuzları düzdür ve dik bir yürüyüşleri vardır. Omegalar sürüler halinde, alfalar ise yalnız gider. Alfalar yol sormaz, size yolu gösterirler.

Çocukken ebeveynleri, okul ve toplum tarafından beyinleri dinle yıkanan ve yetişkin olduklarında kendi başlarına düşünerek kendilerini inançtan kurtarabilen insanlar genellikle alfadır veya betadır!

 

 

Link to comment
Share on other sites

@Kahin

Akraba evliliğin hayvanlardaki karşılığını bilmiyorum. Soy içi üreme deniyordu galiba.

Her neyse bu "akraba çiftleşmesi"  deney hayvanlarında veya vahşi hayvanlarda soruna yol açıyor mu? Yani hayvanlarda özellikle güvercinlerde bir soruna yol açmıyor şeklinde biliyorum. 

Bu açıdan dediklerin doğru gibi. 

 

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...