satsuma56 Posted June 23, 2011 Report Share Posted June 23, 2011 Eskiden beri bilinen bir sahnedir: Mahkemelerde savcılar, sanıklar için daima en yüksek cezayı ister ama yargıçlar buna pek itibar etmez, genellikle suçun tam karşılığı olan cezaya ya da beraate hükmeder. (Sanırsınız ki ceza bir mal, savcı da satıcısı; pazarlığa hep en yüksekten başlamasının anlamı bu olmalı.) Bakıyoruz da, son yıllarda yargıçlar da savcıların davranış kalıplarını benimsemiş görünüyor. Çeşitli 'darbe planları' soruşturmalarında tutuklanan subayların durumu budur: Savcı, soruşturmadan sonra sanıkları bir umut mahkemeye sevk ediyor ama maaşallah, yargıçlar savcıların isteklerini ikiletmeyip yallah cezaevine... İstisnası çok az. Bu ülkede iki hafta önce bir genel seçim yapıldı. Seçimde bazı partiler tarafından aday gösterilen birtakım tutuklular da -hükümlüler değil- milletvekili seçildi. Ama şimdi bakıyoruz; klasik savcı gönülsüzlüğü yanında mahkemeler de aynı paralelde. Daha duruşması bitmemiş, hakkında hüküm verilip cezası kesinleşmemiş mazbatalı milletvekillerini cezaevinden çıkarmamakta kararlı görünüyorlar. (Bu arada 'özel yetkili savcı' denen şahısların hukuk önünde en büyük engeli oluşturdukları da ayrı bir konu.) Şu aşamada, ülkenin huzuru ve halkın tercihlerinin TBMM'de yer alması yargı tarafından engellenmektedir. Hukukun özgürlükçü değil, gerici ve tutucu yorumu başımıza çok iş açacak gibi görünüyor. "Bu memlekette yargıçlar diktatörlüğü var" deniyordu. Gerçekten doğruymuş. Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Create an account or sign in to comment
You need to be a member in order to leave a comment
Create an account
Sign up for a new account in our community. It's easy!
Register a new accountSign in
Already have an account? Sign in here.
Sign In Now