Jump to content

Neden ceza verilir ?


Nihilist

Recommended Posts

bir canı yok yere, nefsi müdafa olmadan almak kötüdür, yani bunun nesini tartışabiliriz ki??

 

anlıyorum seni, tecavüzcü, pedofil, katil bir caniyi öldürmek neden kötü olsun ki demeye getiriyorsun mesela...

 

bir can almak kötüdür... sonrasında gelecek olumlu durum yapılan eylemin kötü olduğunu değiştirmez...

 

zaten her kim olursan ol bir caniyi bile öldürsen hukuken bu suçtur...

Ben onu demeye getirmiyorum. Senin kafanda belirlediğin iyiler/kötüler suçlar/cezalar önemli değil. Sana göre insan öldürmek her halükarda kötüymüş mesela. Bana göre tam tersi insan öldürmemek kötü. Bütün insanları öldürmeliyiz bence.

 

Tuhaf geldi di mi? Senin söylediğin şeyin de bundan farkı yok aslında. Öldürmenin zorunlu olacağı yüzlerce, binlerce şey var nefs-i müdafa dışında. (suç-ceza kavramlarından bağımsız söylüyorum)

 

Anlayacağın dünya senin düşüncelerin etrafında dönmüyor. Toplumun her ferdinin hemfikir olduğu bir yasa dünya tarihinde görülmemiş. Ahlak, etik kuralları da öyle. O yüzden neyin iyi, neyin kötü olduğunu belirleyemezsin sen.

Link to comment
Share on other sites

Ben onu demeye getirmiyorum. Senin kafanda belirlediğin iyiler/kötüler suçlar/cezalar önemli değil. Sana göre insan öldürmek her halükarda kötüymüş mesela. Bana göre tam tersi insan öldürmemek kötü. Bütün insanları öldürmeliyiz bence.

 

Tuhaf geldi di mi? Senin söylediğin şeyin de bundan farkı yok aslında. Öldürmenin zorunlu olacağı yüzlerce, binlerce şey var nefs-i müdafa dışında. (suç-ceza kavramlarından bağımsız söylüyorum)

 

Anlayacağın dünya senin düşüncelerin etrafında dönmüyor. Toplumun her ferdinin hemfikir olduğu bir yasa dünya tarihinde görülmemiş. Ahlak, etik kuralları da öyle. O yüzden neyin iyi, neyin kötü olduğunu belirleyemezsin sen.

 

elbette iyilik kötülük görecelidir... Hitler öldürülseydi belki de milyonlarca yahudi ölmeyecekti... dolayısıyla bir kişinin öldürülmesi binlercesinin iyiliğine olabilir....

 

Ama ben de diyorum ki birini öldürme eylemi tek başına bile kötüdür... iyi bir şey olsaydı herkes bunu yapardı...

Link to comment
Share on other sites

  • 4 hafta sonra...

iyi bir şey olsaydı herkes bunu yapardı...

 

Neden iyi birşey olsa herkes bunu yapsın?

 

Dünyaya bak.

Şarap gibi kan dökülüyor.

İnsanlar ölüyor , açlık susuzluk kol geziyor.

1 milyar 400 milyon insan günde 1 $ ile geçiniyor.

 

Gerçekten insan iyi olanı yapsaydı.

Durum böyle mi olurdu?

 

Yani şuanki dünyada iyi ve kötüyü karşılıklı tahterevalliye oturtsak , mutlaka iyi ağır gelecekse niye hala böyle bir durumdayız?

 

/Absürdizm.

Link to comment
Share on other sites

Neden iyi birşey olsa herkes bunu yapsın?

 

Dünyaya bak.

Şarap gibi kan dökülüyor.

İnsanlar ölüyor , açlık susuzluk kol geziyor.

1 milyar 400 milyon insan günde 1 $ ile geçiniyor.

 

Gerçekten insan iyi olanı yapsaydı.

Durum böyle mi olurdu?

 

Yani şuanki dünyada iyi ve kötüyü karşılıklı tahterevalliye oturtsak , mutlaka iyi ağır gelecekse niye hala böyle bir durumdayız?

 

/Absürdizm.

 

Dünyanın çok küçük bir kısmı fiilen sıcak cephede savaşıyor...

 

Çatışmaya giren insan sayısı da az...

 

Dünyada halen iyiler çoğunlukta...

Link to comment
Share on other sites

  • 1 ay sonra...

"Ceza" adını verir intikam kendisine;

vicdanı rahatmış gibi davranır yalan sözlerle, ikiyüzlüce. (Nietzsche)

 

herkese selamlar..

bu sitedeki ilk yorumumu, böyle bir konuda yazmayı tercih ettim.

Çünkü ceza'nın varlığı, otoritenin varlığına işaret eder.

otoritenin varlığı ile sorunları olan biri olarak ben,

ceza kavramını irdelerken bunu "otorite'den" bağımsız yapamayacağımız kanısındayım.

 

kimi zaman intikam, kimi zaman tedbir ve hatta kimi zaman da eğitim için kullanılan bir yöntem sadece ceza..

o kadar.. ne daha çok, ne daha az.. bu bir yöntem yani.. adaletle pekte ilgisi olmayan bişey bu ceza dedikleri..

adaletle ilişkilendirilmesi ise, daha çok ceza kavramını aklamak için kullanılıyor..

 

"otoriteler, neden ceza yöntemine ihtiyaç duyar?" sorusu,

daha "doğru bir soru" olarak geliyor bana..

 

biz doğru soruları sormaya cesaret edebildikten sonra,

doğru cevaplar nasıl olsa karşımıza çıkacaktır derim..

Link to comment
Share on other sites

Çünkü ceza'nın varlığı, otoritenin varlığına işaret eder. -murat-tlv-

 

Otoritenin varligi tek basina yetmez. Cunku ortada bir ceza olabilmesi icin, suc olmasi gerekir.

 

Iste otorite, kendi algisinca neyi suc olarak aciklarsa, cezayi da ona paralel olarak uygular.

 

Sonucta suc olsun olmasin, ceza bir yaptirimdir ve uygulanabilmesi icin, otorite, guc, yetki v.s. gerekir.

 

Bunu da sistem yine kendi algisinca, hukuk denen bir isleyis ile uygulamaktadir.

 

Oyuzden;ceza, suc, hukuk, hak, hukum, otorite, guc biribirini yonlendiren ve yoneten sistem ve duzen olarak tamamlamaktadir.

 

Isin en ilginc ve ikiyuzlu tarafi ise, bu kavram ve uygulamalarinin sadece algi temelinde olmasidir.

 

Mesela birisine tecavuz etmek bir suc iken; savastaki bir tecavuz, ya da toplumumuzdaki gibi, esinin istemi olmadigi halde, kocasinin onun ile zorla cinsel iliskiye girmesi tecavuz olmaz. Oyuzden son iki ornek bir cezaya tabi degildir.

 

Ya da bir olayi teror sucu olarak algilarken, bir ulkenin baska bir ulkeye saldirisi bu kapsama girmez ve devlet teroru algilanmaz ve suc olmaz.

 

Iste bu cifte standartta, otoritenin, yoneten ve yonlendirenin; her turlu kavrami kendi ayrimci cikari temelinde ve guc uygulayarak degerlendirmesinden kaynaklanir.

Link to comment
Share on other sites

Çünkü ceza'nın varlığı, otoritenin varlığına işaret eder. -murat-tlv-

 

Otoritenin varligi tek basina yetmez. Cunku ortada bir ceza olabilmesi icin, suc olmasi gerekir.

 

Iste otorite, kendi algisinca neyi suc olarak aciklarsa, cezayi da ona paralel olarak uygular.

 

Sonucta suc olsun olmasin, ceza bir yaptirimdir ve uygulanabilmesi icin, otorite, guc, yetki v.s. gerekir.

 

Bunu da sistem yine kendi algisinca, hukuk denen bir isleyis ile uygulamaktadir.

 

Oyuzden;ceza, suc, hukuk, hak, hukum, otorite, guc biribirini yonlendiren ve yoneten sistem ve duzen olarak tamamlamaktadir.

 

Isin en ilginc ve ikiyuzlu tarafi ise, bu kavram ve uygulamalarinin sadece algi temelinde olmasidir.

 

Mesela birisine tecavuz etmek bir suc iken; savastaki bir tecavuz, ya da toplumumuzdaki gibi, esinin istemi olmadigi halde, kocasinin onun ile zorla cinsel iliskiye girmesi tecavuz olmaz. Oyuzden son iki ornek bir cezaya tabi degildir.

 

Ya da bir olayi teror sucu olarak algilarken, bir ulkenin baska bir ulkeye saldirisi bu kapsama girmez ve devlet teroru algilanmaz ve suc olmaz.

 

Iste bu cifte standartta, otoritenin, yoneten ve yonlendirenin; her turlu kavrami kendi ayrimci cikari temelinde ve guc uygulayarak degerlendirmesinden kaynaklanir.

 

 

ben yukarda bir suç göremediğim gibi, bir ikiyüzlülük de göremedim :)

yani tecavüz örneği için diyorum bunu..

suç kavramına dikkat çekmişsin, iyi güzel yapmışsın da,

suç'un tanımı için illaki bir otorite gerekli..

bu kavramları yaratan üst kurum/kişi zaten otorite.

bu bazen tanrı bazen devlet bazen bir insan

bazen ahlak bazen erdem bazen merhamet..

ama hep var..

o olmadan suç tanımı da yapamıyoruz yani..

 

dolayısıyla tecavüz örneğinde yazmış olduğun şu cümle "Mesela birisine tecavuz etmek bir suc iken; savastaki bir tecavuz, ya da toplumumuzdaki gibi, esinin istemi olmadigi halde, kocasinin onun ile zorla cinsel iliskiye girmesi tecavuz olmaz. Oyuzden son iki ornek bir cezaya tabi degildir."

bana baya bi tuhaf geldi okurken..

çünkü 3üde suç olmaz, 3üde cezaya tabi değildir demek yerine

sadece son 2sinin cezaya tabi olduğunu yazmışsın.

tecavüzü suç olarak tanımlamışsın gibi geldi bana..

yanılıyorsam düzelt lütfen..

çünkü o örnek: şu haliyle; tecavüzle ilgili olarak 3 eylemi birden değil sadece 2 eylemi kapsıyor..

tecavüz örneğini daha kolay anlaşılması için,

çoğunluğun mutabık kalacağını düşündüğün için de seçmiş olabilirsin, bilemem orasını tabi..

ama "tecavüz'e bile" suçtur demek için, bir otorite gerekiyor..

 

ikiyüzlülük ve çifte standart olayına gelince: en azından bir otoritenin(edenin),

kendi kapsama alanına giren sürüler/kitleler (edilgenler) arasında,

daha önceden tanımladığı bir suç için,

ayrı ayrı cezalar yumurtlaması gerek -ki işte bu ikiyüzlülük işte bu çifte standarttır diyebiliyim..

yukardaki örnekte bunu da göremedim..

Link to comment
Share on other sites

Murat-tlv;

Ben dunyanin herhangibir cografyasindaki, herhangibir toplumun ki buna toplumumuz dahil; toplumsal, parcasal, bolgesel etik ve metafizik algilarindan degil; genel olan evrensel hukuk, insan haklari hak ve ozgurluklerin temelinde bahsettim. Cunku buna gore bir kisinin rizasi olmadan onun ile cinsel iliskiye zorla gecmek suctur.

 

Oyuzden benim degerlendirmem bolgesel ve toplumsal degildir. temeli insanoglu olan ve insanoglunun dusunce ve davranis olarak uygulama temelli insan ve insanligini iceren acisindandir.

 

Cunku, sonucta sucta ceza da v.s. dahil; neyin bunlari gerektirdigi hakkinda tum insanoglunu baglayan ne bir etik algi vardir, ne de bir uygulama vardir. Yani evrensel bir onay yoktur. Oyuzden de guc ve otorite temelli uygulamalar kendini mesru ve gecerli kilmaktadir.

 

Ben ornekleri bu algi temelinde verdim.

 

Mesela insanin insani oldurme gibi bir hakki ve ozgurlugu yokken, savastaki bir oldurme ya da hakimin kirdigi bir kalem sonucu oldurme suc sayilmamaktadir.

 

Bu sarta, duruma v.s. bagli cifte standarti ben vurguladim.

 

Tabi burada temel,insanoglunun insan ve insanligidir, yoksa onun ortaya koydugu degerler, veriler ve tabular temelli bir uygulama degil.

Link to comment
Share on other sites

  • 2 hafta sonra...

 

Ben ornekleri bu algi temelinde verdim.

 

Mesela insanin insani oldurme gibi bir hakki ve ozgurlugu yokken, savastaki bir oldurme ya da hakimin kirdigi bir kalem sonucu oldurme suc sayilmamaktadir.

 

Bu sarta, duruma v.s. bagli cifte standarti ben vurguladim.

 

Tabi burada temel,insanoglunun insan ve insanligidir, yoksa onun ortaya koydugu degerler, veriler ve tabular temelli bir uygulama degil.

 

 

bence bu durumda temel

insan yada bahsettiğin gibi insanlığı değil,

kendi yarattığı otoritelerdir..

duygularına yenik düşüp,

düştüğü derin boşlukta da humanizm yılanına sarılır insan..

 

 

"tanrıyı elden kaçıran kimse,

ahlaka olan inancına daha çok sarılır" < diyor üstad bu duruma (:

 

oysa gerçekte ahlak diye bişeyde yoktur..

bu da insanın yarattığı başka bir put..

yani yukarda saydığın savaş hallerinde

tecaüvüz cinayet vb. gibi suçların işlenmesi durumu,

senin zihniyetinin x bir eylemi,

"suç" olarak algılaması ve tanımlaması ve böyle ifade etmesiyle ilgili bir durum..

insan varolma savaşı içindedir zaten..

bunun için bir ülkenin bir başka ülkeye savaş açmasına gerek yok yani..

 

demekki neymiş, ceza denen saçmalık,

sadece bir tür eğitim evcilleştirme yöntemiymiş..

bu yönteme kim başvururmuş peki..

insanın yarattığı ve boyun eğdiği otoriteler

Link to comment
Share on other sites

 

bence bu durumda temel

insan yada bahsettiğin gibi insanlığı değil,

kendi yarattığı otoritelerdir..

duygularına yenik düşüp,

düştüğü derin boşlukta da humanizm yılanına sarılır insan..

 

 

"tanrıyı elden kaçıran kimse,

ahlaka olan inancına daha çok sarılır" < diyor üstad bu duruma (:

 

oysa gerçekte ahlak diye bişeyde yoktur..

bu da insanın yarattığı başka bir put..

yani yukarda saydığın savaş hallerinde

tecaüvüz cinayet vb. gibi suçların işlenmesi durumu,

senin zihniyetinin x bir eylemi,

"suç" olarak algılaması ve tanımlaması ve böyle ifade etmesiyle ilgili bir durum..

insan varolma savaşı içindedir zaten..

bunun için bir ülkenin bir başka ülkeye savaş açmasına gerek yok yani..

 

demekki neymiş, ceza denen saçmalık,

sadece bir tür eğitim evcilleştirme yöntemiymiş..

bu yönteme kim başvururmuş peki..

insanın yarattığı ve boyun eğdiği otoriteler

 

Zaten sorunda insanoglunun fenomenal goruntusundedegil; beyninin fonksiyonu olan numenal yetisinin dile getirdiklerinde. Sonucta bu dile gelenler ve insanoglunu yasam ve iliski, duzen ve sistem her turlu etik deger olarak yonlendiren ve yapilandiran bu degerler, hem insandisi hem de insanlikdisidir. Yani dogal zihniyetin yapilandirmaciligidir. Otorite de, guc te, iktidarda, hak hukuk da ceza da ve her turlu kanunlar kurallar v.s. de bunun sonucudur.

 

Insanoglu numenal yetisini kokten yenilemedikce veinsansal zihniyetin bilinc ve farkindaligina eremedikce de, kendi kendini icine soktugu bu durum, suregelecektir.

  • Like 2
Link to comment
Share on other sites

  • 3 hafta sonra...

Bunu nasil yapacak ?

 

Once birey bilinci alarak, sonra dogumdan itibaren kendisine verilen degerleri, verileri ve tabulari sorgulayarak, bu degerlerin ayrimciligindan, cikarindan ve egoizminden kurtularak ve bir insanoglu turunun biri olarak kendisini dusunce ve davranis temelinde evrensellestirerek ve insanlastirarak. Bilime, bilimsellige ve bilissellige yonelerek v.s.

 

Bunun cevabi oyle kisa ve "yapildi bitti" temelli degil. Bu kisinin birey surecinde insanlasabilmesinin surekli suregelen sureci.

 

Bu konuda "evrensel-insan zihniyeti" basligi mevcut.

Link to comment
Share on other sites

Bunu nasil yapacak ?

 

Dogumdan, Bireye; Bireyden, Insana

Dogum ve doganin iradesinden bagimsiz kendisine verilenler; deri rengi, cinsiyet, ad, soyad, aile, sulale, cevre, ulke, milli koken, dini koken, yap-yapma egitim ve ogretimi, milli kokensel ve dini kokensel degerler, toplumsal degerler, cografi degerler, ailevi degerler, cevresel degerler, genel ve programli, egitim, ogretim, zorunlu arkadas ve okul cevresi, akraba iliskileri,ekonomik degerler, sosyal ve siyasal degerler, etiksel degerler, okunup ogrenilen degerler, tarihi, bilimsel, felsefi degerler, herturlu soyut degerler, v.s.

 

Kisi buyudukce; bu degerleri, ozumseme, karsi cikma, kabul etme, tartisma, dusunme ve davranisa tasima, degerlerin, kendine gore ifadesi, kullanma, iletme, sahiplenme, bu degerlerin "en dogrusunu, iyisini, guzelini, olmasi gerekenini v.s." savunma, baskalarini bu savunulan degerlere, ikna etmeye cabalama, herkesi; kendi degerlerini savunmaya yonelik tartisma ve TUM VERILEN DEGERLERLE, DEGERSEL, INANCSAL, DOGRUSAL IDEOLOJIK VE TEORIK MUCADELE.

 

Ne yazikki; bizim gibi, birey olma ve bireysellik egitimi vermeden yoksun toplumlar icin, hayat yolculugu burada bitiyor.

 

Olmasi gereken, birey yolculugu ise; tum bu dogumdan itabaren verilen degerleri, kendi oz irade ve algi temelinde kendin icin; yeniden duzenleme, gereksizlerinden arinma, gerekli gorulenleri; kendi oz iradenle algilama v.s. KISACA; KENDI KENDINI, dogumdan itibaren verilen degerler yerine KENDI OZ DEGERLERINLE OLUSTURMA. Bireysel kisilik olusturumu.

 

Son asama ise; gerek dogumdan itabaren verilen olsun, gerekse senin kendi oz degerlerin olsun; butun bu degerlerin, birer; ayrimcilik, bencillik, cikar, mucadele, TANRISAL, DOGRUSAL, INANCSAL, degerler oldugunun bilincine varma ve sanki, yeniden doguma doner gibi; insanlasmak ve insanlik sunmak adina; tarihi tamamen geri cevirerek; tum bu elde edilen degerlerden bir bir arinma ve hemen hemen her degerde, serbest dusunur olabilme.

 

Bu arada; bireysel sayginin, hak ve ozgurluklerin bilincine varabilme; gercek ve dogru farkinin bilincine varabilme ve, tum ctetolojik ve evrenssel koken ve temele ait dusunce ve davranisin vasfina ererek; bu dusunce yapisinin, insandisi, insanlikdisi ve insanozaleyhte iceriginin bilincine vararak; bireysel temelde; tum bu insanozunun disindaki degerlerden arinma mucadelesi. Yani, birey bilinci almis yapiyi; bireysel olarak insanlastirmaya yonelme.

 

En azindan, belki olum (olmek) gelmeden; hic olmazsa; bazi degerlerde insan olmanin ozde ne oldugu, tadilmis olur.

 

Iste, yasam yolculugu; dogumdan, bireye; ve bireyden, insana dogru uzanan, yalniz, yorucu, zevkli, inisli cikisli, ama devamli ilerleyen bir yolculuktur. Once veri ile baslar, sonra algi ve kendinleme ile devam eder, sonra tum verilerin curutulmesi ve yanlislanmasi algisi ile, verilerden, arinma, ihtiyac duymama, ile; tamamen farkli kulvarda giden bir yolculuktur.

 

Cok ilginctir, biryerde; tum yasam yolculugu, bir bebegin dogumda dile gelip"ben insanim, bana bu verileri bosuna vermeyin cunku bu veriler beni insan olmaktan alikoyuyor, uzaklastiriyor, bana ayrimciligi, bencilligi, cikari, ve herturlu insan olmayan degerlerle bir yasam surmemi benden istiyor, o yuzden; hic zahmet etmeyin. Birakin, beni kendi halime; ben bir birey olarak; bireysel temelde; tum insan olan ve insanlik sunan evrensel degerlerle yasam ve iliski sureyim" Iste, dunyanin neresinde olursa olsun, bir dogan bebek bunu diyebilse; tum yasam yolculugu cok degisik olur. Tum dogan bebekler, bunu diyebilse; dunya da degisik olur. En azindan, bir bebek yasam yolculugunu GERIYE DOGRU DEGIL; ILERIYE DOGRU yapar. Halbuki, dogan bebege; dogdugu andan itibaren insan diyorlar. Iste bu ilk ve dile gelmeyen veri. Tum yasam yolculugu da; bu veriyi almak icin geciyor. En azindan, birey bilinci alabilmis olan icin, bu olanak doguyor. Bence ilk alinmasi gereken bilinc te; BELKI INSAN OLARAK DOGUYORUZ AMA INSAN OLMAK ICIN YASIYORUZ.

 

En azindan; bize verilen bu ilk, gorunussel ve ayrimsiz verinin anlamini kendimize vermek icin, onun ozunu ozde algilamak icin; yasam yolculugu yapalim.

 

 

 

 

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...