Jump to content

Recommended Posts

Virüslerin yapısına baktığımızda bir RNA dan oluştukları görülmektedir. Bu ilkel yapılı varlıkların çoğalmak için bir DNA ya ihtiyaçları vardır.

Kendilerinde bir DNA bulunmadığı için konakçı olarak başka bir canlının DNA sına yerleşirler.

Bu yerleşim ile birlikte kendi enzimlerini DNA ya sentezleterek varlıklarını bir üst kompleks düzeye çıkartırlar.

RNA nın sentezlettiği enzim ve proteinler konaklanan organizmaya aykırı olduğunda hastalık durumu ortaya çıkar. Ancak uyumluluk söz konusı olduğunda ise beslenme ve koordinasyon ortaya çıkar.

Merak ettiğim konu burası.

İnsan ve benzeri diğer gelişmiş canlılar da uyumlu RNA virüslerinin kolektif bir çalışma ortamı olabilir mi?

Çünkü çoğu canlının enzim ve protein yapısı da bir diğerine uyum sağlamamaktadır.

Bilgisi olan yazabilir mi

Link to comment
Share on other sites

  • 4 hafta sonra...

Virüslerin çok tanımı var. Ama biologların ortak görüşü ilkel canlılar olduğudur.

Biologlar virüslerin evrimin yapıtaşı olduğu konusunda ortak bir görüşe sahip diyebiliriz. Buna katılmayanlar da var.

Virüsler sayesinde canlıların evrimi devam ediyor. Yapımıza uygun olanşar bize katılıyor , uygun olmayanlar ise hastalık yapıyor bizimle savaşıyor. Aslında savaş demek doğru olmaz. O virüsler de kendi yapılarına uygun bir organizmaya katılmak için uğraşıyorlar diyebiliriz belki.

Her canlının kendi sistemine uygun bir bakteri florası var. Bir diğer canlaya uymuyor hatta aynı türler içinde bile bu flora uyumsuzluk çıkarabiliyor. Bir insan taşıyıcı olurken diğeri hastalık belirtileri gösteriyor.

Virüslerin evrimi sağlayan yapıtaşları olduğu düşüncesi çok daha akla yatkın.

Aşağıda elektron mikroskobu ile çekilmiş virüsler görülmektedir

456936-194801030.jpg?itok=iR3xPWK3

 

Link to comment
Share on other sites

Tekerleği yeniden icat etmek zorunda değilim, bu yüzden buradan alıntı yapıyorum:

[…] Her ne kadar DNA ve RNA nükleik asitlerinin yaşamın kitabı olduğu yönündeki temel araştırmalar 2006 yılında TAMAMEN çürütülmüş olsa da, bu yanlış varsayımlar hala kamuoyunda, borsada, okullarda ve üniversitelerde dolaşmaktadır. Hayatın yalnızca maddi etkileşimlere dayandığı yönündeki batıl inancın taraftarları ve katılımcıları bir zorlukla karşı karşıyadır. Ya kendi çıkarları için, bir kelimenin öldürebileceği ama aynı zamanda iyileştirebileceği, yerel ve yeni, çok ayrıntılı ve olumlu anlamda bilimsel 'psikosomatik' bilgiye dayanan 'uzun zamandır bilinen' bilgiyi kabul ederler ya da öyle kalırlar, eski, ikili ve riskli sistemde.

Viroloji: kaçınılmaz olarak yanlış

2006'dan çok önce, herhangi bir bileşimde (= sekanslar) RNA'nın görünüşte hiçlikten ortaya çıktığı açıktı, anahtar kelime “RNA Dünyası“. Bu nedenle RNA molekülleri her insanda ve her organizmada akla gelebilecek her dizilim kombinasyonunda bulunur. Bu kısa RNA sekansları çeşitliliğinden, virologlar milyonlarca farklı RNA molekülünü keyfi olarak çıkarırlar. Daha sonra kendi 'harf dizilerini' (= sıralamalarını) belirlerler ve iddia edilen virüslerin sözde kalbi olan genetik materyalin 'viral' dizisini zihinsel olarak oluşturmak için karmaşık yazılım programları kullanırlar.

Bu zihinsel-matematiksel yapı, kamuoyunda ciddi anlamda gerçek bir şey, bir genetik materyal dizisi, bir virüsün genomu olarak tanımlanıyor.

Neden? Çünkü 'hastalığa neden olan virüsleri' hiçbir zaman izolasyon sözcüğü anlamında 'izole edemezsiniz' ve bunlarda kendi genomunuzu bulamazsınız, ancak tamamen maddi biyoloji ve tıp içinde, eşzamanlı hastalıkları açıklamak için bu tür yapıları sunmanın bir zorunluluğu vardır. Bu genetik materyal dizisi gerçekte mevcut değildir ve bu nedenle hiçbir zaman bir bütün olarak ne bir insanda ne de tükürük gibi sıvılarında bulunamamıştır![...]

 

Link to comment
Share on other sites

27 dakika önce, Kahin yazdı:

Tekerleği yeniden icat etmek zorunda değilim, bu yüzden buradan alıntı yapıyorum:

Farkındaysan tekerleği yeniden icad etmeye çalışıyorsun. Ben buldum demeye getiriyorsun.

Alıntıladığın sitenin yazısını tam olarak okudun mu

Virüslerin genetik dizlimlerinin yanlış yapıldığını iddia ediyor. Bunun gerçekle çelişen bir yanı yok.

Hiçbir zaman böyle bir genetik metaryale rastlanmadı diyor. Çünkü hasta olan hücrenin kendisidir diyor.

Evet, virüsün kendisi hasta olmaz , hücrenin kendisi hasta olur. Virüs kendi genetik metaryalini hücreye kattığı zaman artık o  hücrenin bir parçası olur. Bundan sonrasını ayırt edemezsin. Hücrede virüs var mı yok mu bilemezsin sadece sıradışı davrandığı için antikorlar hücreyi yok eder.

Senin alıntıladığın yazı bundan bahsediyor. Yani virüsün hastalık yaptığı iddiası ispatlanamaz diyor. Bugüne kadar hastalık yaptığı varsayılarak tedavi süreci geliştirildi diyor.

Bunun neresi icad neresi tekerlek?

Bilinen birşeyi söylemiş zaten. Dolayısı ile koronada mRNA aşılarının işe yarayıp yaramadığı da havada kalan bir iddia olur diyor. İspatı yok diyor.

 

Link to comment
Share on other sites

@Bayram Tatili

Senin alıntıladığın yazı bundan bahsediyor. Yani virüsün hastalık yaptığı iddiası ispatlanamaz diyor. 
Bugüne kadar hastalık yaptığı varsayılarak tedavi süreci geliştirildi diyor. 

Verstehst du Deutsch? Ich glaube nicht das du den Artikel verstanden hast!

Übrigens: Meine Muttersprache ist Deutsch!

Link to comment
Share on other sites

Create an account or sign in to comment

You need to be a member in order to leave a comment

Create an account

Sign up for a new account in our community. It's easy!

Register a new account

Giriş yap

Already have an account? Sign in here.

Sign In Now
×
×
  • Create New...