Notamatik Posted May 28, 2011 Report Share Posted May 28, 2011 Önce köylü... Kaba mı kaba.. Tam bir nahoş.Beğenmediler, şeğere göçtü, oldu bir varoş.Beter oldu... Tam bir yobaz!.. Oğlu mu? Her gün sarhoş.Beğenmediler. Azmetti, öğrendi kibarlığı.Şimdilerde, o ! O tam bir demoş.Bak unuttuk.. Oğlu mu? O artık bir yumoş. İkisi de kibarlaştı, hem babası hem oğlu.Artık beğeniyorlar, ona yobaz demiyorlar.Sosyeteye karıştılar, artık et de yemiyorlar.Demokrasi okumaktan, öyle kibar oldular ki;Hem babası, hem oğlu, şeğerliden daha demoş. Bak şiir yazdım sana demoş! Hoşuna gitmedi mi? Kaç yıl oldu saymadın, köyden göçeli ama yine olmadı demoş. Sen ; seni artık beğendiklerini sanıyorsun ama bu gün seni beğenenlerin tamamı köylü ve varoş. Seni dün beğenmeyenler hala beğenmiyor. Senin baban, veya sen; şeğere göç ettiğinizde, size her lahmacun yediğinizde "Yuh ayı" dediler. Lahmacunu bıraktın ama onlar sana lahmacun yediğin için değil, lahmacun koktuğun için ayı demişlerdi.Anlamadın.Yobaz dediler diye camiye uğramaz oldun ama onlar sana camiye gittiğin için değil, her gittiğin sokakta caminin sana gelmesini istediğin için yobaz dediler.Yine anlamadın. Sosyeteye uymak için Bodrum'a ilk tatile gittiğiniz günü hatırlıyorsun değil mi? Sen daha çocuktun o zaman. Ne demişti Buba'cığın baldırı çıplakları görünce? "Vay kafirler" değil mi? Ya ağabeyin? O ne demişti? "Off anam, yerim seni" değil mi? Ya pekiyi anan? O ne demişti? "Bu ırıspılar önüne gelenle yatar" dedi mi, demedi mi, iyi hatırla. Onları da anlamadınız, ama beteri oldunuz. Sana anlata anlata bir hal olduk ama sen neslin boyunca her şeyi tersinden anladın. Fakat buna rağmen, senden kurtuluş olmadığı için anlatmaya devam. Tatlıya balık bile katarlar ama biber katılmaz. Koyun kebap olur ama kurd'a atılmaz.Yani bir şeyi, o şeyin düşmanının yanına katmak, o şeye düşmanlık yapmak demektir. Sen şimdi ne diyorsun, söyle bakalım demoş! "Türbanla üniversitelere girilsin" diyorsun değil mi? Ve böylece, demokrat oluyorsun hıı? Hayır demokrat değil, sen bu şekilde ancak demoş olursun. Bu şekilde devam edersen yakında da yumoş olacaksın. Üniversitelere her şey girebilir. Gerekirse, bilimsel araştırma amacıyla k.rhanedeki o.rospular bile girebilir. Ama tek bir şey giremez. Ne mi? RUH.Nasıl mı ruh? İnler, cinler, periler, şeytanlar, ilahlar.Gerekirse silah bile girebilir ama ilah giremez.Neden giremez? Çünkü üniversiteler bilim yuvalarıdır ve dolayısıyla "bilme" evleridir. Bilme'nin ise en büyük düşmanı "inanma"dır. Çünkü inanmanın olduğu yerde "bilme"ye gerek kalmaz. Çünkü dağ başını duman aldığına inanıyorsan, dağ başına gidip bakmaya gerek kalmaz. Bunları mecburen geçelim, çünkü senin felsefi düşüncelerle aran iyi değildir. Pekiyi ya somut örnekleri de mi görmüyorsun? Tarih boyunca en değerli bilim adamlarını kim yaktı, yıktı? Din. Kütüphaneleri kim yaktı? Din.Sen şimdi bilimi yakan, yıkan dini al; yine bilimin başına bela et. Bu mu demokratlık? Her şeyi yan yana getirisin de, kurtla kuzu yanyana getirilmez. Yoksa, kurda demokrat olayım dururken, kuzuya zulüm edersin. Demokrat gözüküp entel olacağım hevesiyle, demoş olursun. Sen şimdi kurnazsın ya! (Ne de olsa fazla olmadı köyden göçeli.) Bana dersin ki; "Canım, o insanlar oraya ibadet amaçlı değil, bilim için gidiyor. Ne biliyorsun bilime düşmanlık yapacağını?"Tabi canım ne biliyorum değil mi? Nasıl olsa suç işlenene kadar hiç kimse suçlu değildir.Öyle mi? O zaman Yunan gavuru, donanmasını alsın gelsin, Marmara'da tur atsın. Nasıl fikir hıı? Demoş'uz ne de olsa? Ne biliyorsun Yunan donanmasının Topkapı'ya bomba sallayacağını? Suç işlenene kadar suçsuzdur değil mi?Önce bombalasın, baktık ki bombalıyor atarız gider. Nasıl olsa çok kolay atması.Adam beline çifte tabancayı ve iki tane de sustalıyı takmış, maça gidiyor. Niye stada sokmuyorsun ki adamı? Ne biliyorsun bıçaklayacağını?Türbanlı da öyle. Önce bir girsin; ondan sonra onu örnek gösterip kara çarşaflı da girsin. Peşinden cübbelisi sarıklısı sınıfları doldursun. Sonra da sevinçliyiz hepimiz, yaşasın okulumuz hıı? Sonra bakarız ki; tıpkı tarihteki binlerce örneğinde olduğu gibi, din, bilimi kapmış gırtlağından salladıkça sallıyor, işte o zaman yasağı koyarız. Mesela kanun çıkarıp deriz ki; "Çok rica ederiz bundan böyle türbanlısı, sarıklısı okula gelmesin". Onlar da senin gibi demoş ya! Hemen "Yaa tabii, biz çok azgınız, artık sınıfları doldurmayacağız" derler nasıl olsa. Elin gavuru da çıkar sana ordan "Vay zalak vay. Bu ikisi onbinlerce yıldır bir kez yan yana duramadı. Yüzbin kere denenmiş şeyi hala mı deniyorsun geri zekalı" dediği zaman; bilim de, bilmek de, hepsi çoktan uçmuş ve yerine inanmak gelmiş olacaktır.Fena da olmaz hani; mesela gavurun biri bir gezegen keşfeder, sen de kolayca inanıyoruz der, çıkarsın işin içinden. Hoca'nın da onayını aldın mıydı, deymeyin keyfime. Senin gibi demoşlar binlerce yıldır yok muydu sanıyorsun? O zamanların demoşları bunu hiç denemediler mi sanıyorsun? Be akılsız; biz burada fal'dan büyüden bile değil, doğrudan doğruya bilimin tek ve en büyük düşmanından bahsediyoruz. Tavukların kümesine her şey koyulabilir. Keçi de koyarsın at da koyarsın. Ama tilki koyulur mu be hey cahil? Demokrasi demek enayilik değildir. Demokrasi düşmanlarına demokrasi sağlamak hiç değildir. Demokraside sınırsızlık yoktur, demoşlukta vardır. Demokraside, demokrasinin ezeli düşmanından korunmak için gerekirse despotluğun en büyüğünü yapmak vardır. Hatta demokrasinin en birinci ilkesi, demokrasi düşmanlarına karşı antidemokrat olmaktır. Bunun aksi demoşluktur. Demokrat olacağım derken demoş, kibar olacağım derken yumoş oldun. Önce köylü, sonra varoş, sonra demoş, en sonunda yumoş. Demokrasi şimdiye kadar nereye kendiliğinden gelmiş? Demokrasi kanla gelir kanla! Dolayısıyla korunması da yumoşlukla değil, canla olur canla!Demokrasiyi getiren, halklar değil, diktatörlerdir(Diktatörler sadece devlet adamları değildir. ). Zorla getirilir, zorla! Ama tabii ki bütün bunlar normal. Memlekete yeni nesili köylü ve varoş doğurursa, bürokrasiyi siyaseti bunlar doldurursa, bütün bunların aydınları da, entelleri(!) de bu demoşlar olacak elbette.Olaya bak sen! Sanki patetes, domatesi yetiştirecekmiş gibi, insan yetiştirme görevi de köylüye ait. Okul mu, öğretmen mi; hepsi hikaye. Onların da tamamına yakını ya köylü ya varoş. İnsan yetiştirme öyle basit ve önemsiz bir iş ki; bu görev cahil köylüye bırakılmış. Böyle olunca bu eski varoş demoşları aydın demokrat sananlar bol olacaktır elbette. Şuraya bak! "Kümese tilki sokalım, tiki mağdur olmasın" diyor demoş. Neymiş! tilki diyormuş ki; "Vallahi ben tavuklara bir şey yapmam. Çok mağdurum üüüü".Demoş da diyor ki; "Yaw bin tane tilki de tavukları boğazlamış olsa da henüz boğazlamamış tilkilerin hepsini kümese sokalım, boğazlayanları çıkarırız." Demoşrasiye göre, elbette teorik olarak tavuk boğazlamayan tilki olabilir. Örneğin evcil bir ortamda insan eliyle bambaşka gıdalarla büyütülmüştür.Ama tavuk boğazlamayan tilkiler sadece demoşrasinin koruması altında olur. Demokraside ise kümese her şey girebilir ama tilki hariç. Saygılar, sevgiler. Link to comment Share on other sites More sharing options...
Recommended Posts
Create an account or sign in to comment
You need to be a member in order to leave a comment
Create an account
Sign up for a new account in our community. It's easy!
Register a new accountSign in
Already have an account? Sign in here.
Sign In Now